“üç kişi; 14 Ağustos 1929 ABDULHAMİT VE AFRODİT Yazan: İskender Fahreddin Hünkârın başıucunda İzzet paşa ile Cev- det bey barışmışlardı. Uyuyor zannettik- ler Ahdülkamit birdenbire gözlerini açıvermişti... İzzet paşa, Fehim paşaya verdigi Süzü geri alacaktı. Cevdet beyle tekrar dostluk mukavelesi aktetmişi . Melâhatten Okadar çokmu korkuyordu? O gece sabaha kadar Padişa- hın hastalığıyle - uğraştılar. Ser- tabip evinde yoktu; nöbetçi olma- dığı için, akrabasından birini gör- mek üzere Beykoza gitmişti. Abdülhamit, akşamdan fazlaca yemek yemiş ve midesinden rahat sızlanmıştı. Ara sıra uykuya dalar gibi oliyor ve: — Afrodit... Afrodit. Diye sayıklıyordu. et paşa ile mabeyinci Cevdet bey ve nöbetçi doktoru padişahım başı ucundan ayrılmıyorlardı. İzzet başa, Padişah sayıklarken Cevdet beyin yüzüne bakmış ve “AFRODİ' limesinden Hün- karın ne demek istediğini yavaşca sormuştu. Cevdet bey anlamamazlıktan gelerek dudağını büktü. Afrodit onasını — sarayda n vaşsa kimse bilmi- oyrdu: Padişah, Cevdet bey ve Melâhat.. İzzet paşa merakından çatlıya- caktı. — Afrodit... Bu da kim?! Diye mütemadiyen Cevdet beye gözü ile işaret edip duruyordu. * Halbuki - Melâhat akşamdan Padişahın yanında iki sast kadar kalmış ve birlikte yemek yemi; lerdi. O vakit Hünkârn Biç bir gea Abdülkamili konuşur- ken, münasebet getirerek, baba- sının İzzet paşa ile arası çoktan beri şeker renk oldeğunu / söyle- mişti. Padişah onların aralarının olduğunu katiyen arzu et- A Z Bd ayrı ayrı sahalarda kendine müfit şahsiyet- lerdi. bir aralık Her ikisi de Hünkârın kendi- lerine karşı - çok emniyeti — oldu- ğunu görerek sevinmişler Cevdet B. akşam üstü İzzet paşa ile yaptığı kavgayı düşüne- rek mütcessir olmuş ve bu eski dostuna karşı samir inmüştü. İzzet paşaya gelince, O dgfm kurt ve daha durendiş bir adamdı. Padişahın bu derece iltifat ve teveccüh gösterdisi bir mabeynciyi kırmak istemiyordu. Fehim paşa ile verdikleri karara iman olmuş, battâ onunla öyle | Devlet demiryolları ve limanları mübhim bir derece açık görüşmüş oldu şimdi kendisi de nadim olmuştu. İzzel paşanın en ziyade korle- ğu daha doğrusu çel ir İlmis'yana, v ö Nat paşa Melâhatin zekâsından korku- yordu. Eğer bu genç kız padişahın gözünç girip te kadın efendiler sırasına geçecek olursa haremi bümayunda çok mühim roller oymyabilecekti. İşte İzzet paşanın endişesi bu idi. Ö vakit, bu şey- tan ve zeki kız, Padişahı avucu- nun içine alacak ve bütün saray Müntesiplerini maymun gibi öy- natacaktı. Daha şimdiden Basra meselesi için Padişaha akıl ver- meğe kalkışmamış mıydı ? Hattâ bu yüzden Sait paşayı bile istifaya mecbur eden bu şeytan kız degilmiydi? İzzet paşa — Efendisinin - başı ucunda ayakta dururken, bütün bu mütalaalar ve düşüncelerle müz- taripti. Fehim paşanın aklına uyarak, Melâhate * Gemiyeti — hafiye . meselesinde alakadar gösterecek olsalar, acaba Padişah bunun çekememezlikten mütevellit bir iftira olduğunu anlamiyacakmıydı? Bu kadar zeki ve şeytan bi hükümdarın bu derece basit işi keşfetmemesine imkân mı var- dır? Nihayet “Cemiyeti hafiye, mensupları diye yakalayacakları adamlar elbette ki melâhati ta- Tumıyacaklardı.., bu neticeye göre İzzet paşa melâhati gözden düşü- reyim derken, onun ekmeğine yağ sürmüş ve kendisi gözden düşmüş. olacaktı! B İzzet paşa, bu işde Fehim paşa ile birlikte yürümemeğe” karar vermişti.. * Ertesi günü, verdiği sözden mükül ettiğini söyliyecekti. Cevdet üzerinde o “beye karşı biraz daha Mmültefit görünerek: — Sizinle yaptığım - kavgadan © kadar çok müteessirim ki... Dedi. Halbuki padişah bu sıra, göz- leri kapalı olduğu halde uyumi- yor.. Başı ucunda nöbet bekliyen sadık bendelerinin yavaş yavaş cereyan eden muhaverelerini din- liyordu. Birden gözlerini açtı, her ikisinin de yüzüne dikkatle baktı.. SeRar umumi idaresinden Ankara - Kayseri hattı için Km. 244 Şafagtlı istasyonu civarındaki ocaktan çıkarı ilacak 25,000 M.(3)balast kapalı zarf usulile münakasaya konmuştur. münakasa 25 ağustos pazar Devlet demiryolları binasında icra edilecektir. Taliplerin teklif mek- tuplarını ve muvakkat teminatlarını aynı günde saat 15,30a kadar | umumi müdürlük kalemine vermeleri lâzımdır. Tal dairesinden tedaril edebilirir. ler münakasa şartnamelerini 5 lira mukal Devlet Demir yolları ve Limanları Umumi idaresinden: Haydarpaşa limanında kâin 3 adet rezervuarın ” yedi — sene müddetle icarı kapalı zarfla müzayedeye konmuştur. Müzayede 1 Ey- lül Pazar günü saat 15,30 da Ankarada Devlet Demir yolları İdare- sinde yapılacaktır. Müzayedeye iştirak edeceklerin teklif mektuplarını ve muvakkat teminatlarını ayni günde saat “15. e kadar Ummi mü- dürlük kalemine vermelı lâzımdır. Talipler müzayede şarinamelerini “2, lira mukabilinde Ankarada, Malzeme - dairesinde, İstanbulda Haydarpaşa mağazasından - tedarik edebilirler. Halk sütunu Zayi İstanbul erkek Harsindon almış oldü- | um tasdiknamemni zayi ettim. Yenisini ıkaracağımıdan bükmü yoktur. 638 Sabahattin. | Çocuklara kefil.. Aşkeri ve mülkt do orta meklepler Gik Önektep. mezün'arından kefil siyorlar. Biz ilmatsiz. yayralı nezeden bulalım? Alakadarların nazan dikkatini celbederiz. Tik mektap mezmnlarından | . Gökalp | Bir cevap.. | CA..) rümüzuna | — Hüviyetinizi an'amak “istiyorum. Ad resim : Bakırköy - Postn İstanbul dördüncü marlağundan: Kadriye hanım Mehmet Kemalettin ve Beüreddin beyler ve Cemile hanımın Gülizar hanımdan börç aldıklar bin altıyöz )iraya — mukabil birinci derece ipatek dikleri İTtesiktaş köyiçi mahallesi - eski karabaş yeni Akasya ve yıllız sokağında kân Olasan yaşa deresi nihayetinde yıldız divan kazşısındaki caüdenin dimek mar hallinde P eski 47, 40, S1, 24 yeni 1,9,5 numaralarla mürakkam evvelce ma se- âmlıkta balunan ev şimili - selâmlik ve ev arasırın icarile birinin yürmi hisse itibarile on altı hissesile mü: atıalı birinin yetmiş iki sehim itibarile kurk dört sehimi borcun verilmemesinden dolayı birinci ihalesinin - yapılması için otuz gün müzayedaye konulmuştur. Hu- dudu üç tarafı Tarik diğer tarafı Halil bey yeresesinin mühterik hane arsası ve diğer iki mükterik hane arsasile mahdüt alettahmin bin altı yüz doksazı yedi buçuk arşın olup bundan yüz alt Maş sekiz arşın terbünde arsa — üzerinde alt katı kâgir divarlar üzerinde ahşap yanmıyan selâmlik kısmına sergi - soka- ada metbali toşkil eden ahşap — kapu- dan girildikte antireyi mühtevi dir sofa üzerinde birinde dolabı balıman iki oda bir halâ yıldız. sokağındaki kapadan girildikte üstü açık bir derelik bir halâ iki kısımdan mürekkop çini taşlık dola- bi havi bir yemek odası diğer bir ada ve bir derelik üzerinde odunluk mev- cuttur hanode sekiz meyve ikl çam di- yar kenarında bir lak havuz. vardır se- dümlek bahçesi dabil olduğu halde muh- terik kısmında cüzi tarafeyn ve — set divarları ve selâmlik bahçesile diğer ak- sam arasında üst kısmı demir. parmak: hklı ditar kapammış müşlerek - bostan kayusunu mühteri oldüğu ve - erkânı harp kaymakamlığından — mütekaib bir Zati yörmi İi lira ile tabta. işgalindo olup hane yağlı boyalılır köşküm - arsar dan, demir parmaklıkı. Bahçesi bir taraf Köşkün bahçe divan ve/ bunun imtida: Gında köşk kapusunun önünden geçen yolun kenanındaki asfalt piyade kaldırı: Kanın geniş kasmazın , gihayet, bulduğu yer kadar ve diğor tarafı bu mühalden çakanlakı münferit alçak bana yazında yıkılmış ve bir parçası kirmizı - kareçli olan divar hattının kunm aanım nihayetine kadar | matalden aşığı yol kenarında yıkık bar n& divarı ve divarın parmaklık. dakilin: de kalan mahallici mühtevidir. mezkür hisseleri almak — İsteyenler temamınım Kaymeli müharnmenesi olan altı bin ye: di yüz hradan hisseye öüşen yüzde onu alıcılarla daha ziyade bilgi in 998/9985 dosya- mumarasila İstanbul dörüüncü İera memurluğuna gelmeleri ve 16 Eylil 929 tarinde birici aldığı garaya —mukabil eylediği Cermhpaşa — civarında âvret pazarı mahallesinin Çukur Çeşme soka- ğında £ No arsa kirkbeş gün müddetle bilmüzayede yüz yirmi beş lira bedelle falibi uhdesinde. isede bedoli müzayede haddilayıkında olmadığından yirmi gön müddetle müzayede temdit edilmiştir. Hadudur bi Sebzeci diger taraf ve İbrahim efendilerin emlâkleriy düt döztyüz. sekiz farşın — murabbamda aş düvarları yıkılmış vfak kuyuyu hav, üçyüz lira kiymeti muhamnineli ar fazla bedelle almak isteyenler kıymeli muhamminesinla yüzde 10 nisbetinde pey akçasimi ve DARLTAL Bum Tasiyle İstanbul dördüncü iera meme luğuna muracant etmeleri - ve 81-8-929 tarihinde saat 14 den 16 ya kadar son Mmüzayedesi yaprlacağı ilân olunur. Dil bilmiyen iki - Boşrak, Peşte'ye, kuduz aşısı yaptırmak dir, Kadın kılavuzü olan Piorre, hastar Tıklarından — bihaber, h üzere gelmişler: oşnakları, müşteri diye bir batakhaneye düşürüyor. — Garda bu iki avalı yaka- ladım. — Tek — kelime — macarca bilmiyorlar amma para cihetinden epice yüklüdürler. Evsahibesi olan “Teyze,, — Haydi, kazları arka tarafta “hususi oda,, ya çıkar! - dedi Şunları son meteliklerine -kad: sızdırmadan dışarı koyı Pierre, * Teyze ,, vechile, müşterileri, “kırmızı oda,, ya götürdü. Boşnaklar kadife koltuklara ve ağır perdelere bir nevi korku ile baktılar. Oturmak- tan, âdeta çekiniyorlardı. Kılavuz, teklifsizce, kanepeye uzandı; Boş- maklar da keyiflerince oturdular. Oturdular, ve, saburane, bir müddet bekleştiler. Nihayet, ken- di dillerince birşeyler söylemek teşebbüsünde bulundular. Pierre, misafirlerin son derece acıkmış — olacaklarını - tahmin ile dışarı — çıktı. ve — evsahibesine yemek ismarladı. “Teyze,, , ters ters: — Aptal! - diye söylendi. - Sanki sen söylemeseydin, yemek getirmek lâzım olduğunu aklede- miyecektik. Allah ömrünüze bin bin bereket versin! Geliyor, ge- liyor! Yemek de, şarap ta, herşey de geliyor. Yemeğe, “sermaye,, lerden biri nazaret etti. İki müşteri “İstemez!,, manasında — başlarını salladılar, amma, Pierre, üzerlerine düşerek, son derece israrda bulundu. Bu- 'nun üzerine, ikisi de, bacaklarını kaldırarak kaba etlerini göster- diler. Yani, “Bizi kuduz. köpek ısırdıl,, demeğe getiriyorlardı. Pierre, bu hareketin de mana- sını anlamıyordu. — Damla hastalıkları mı var nedir? - diye söylendi . - Yokse sadece, yorgün - olduklarını mi haber vermek istiyorlar?.. Haydi, yiyin, yiyin. Bu esnada, deminki kız, od: Şarap şişelerile döndüğü i Pierre, onun elinden şişeyi aldı; ve, bir kaba etlerini, bir de şara-| bı göstererek “ içerseniz bir şeyiniz kalmaz!, manasına getiri — Romatizmaya karşı bir: dirl “ Şırp! , diye keser alimallah! İki kocaman ve uysal çocuğa benziyen Boşnaklar, - ihtimal ilâç | diye- kadehleri bir, bir daha, | bir daha boşattı;. mezelerden yedi. Bir sürahi dolusu Şşarapla beraber, bir kız daha içeri girdi. Artık, müşterilerin gözbebeklei 'vermiyelim. n tavsi umumi idaresinden: Erzurum-Sarıkamış İşletme - müfettişli vapurdan tahliyesile KUDUZ Muharriri : Loui: Devlet Demiryolları ve İlmanları mrük muamel Biro acaip bir pırıltı ile yanmaya ve dudakları Macarlarca hiç işitilme- miş alaturka havalar mırıldanmıya başlamıştı. Ellerile dizlerine vura- rak usuül tutuyorlardı. İkinci kız: — Amma tuhaf şey — burlar hal.. -diyerek Boşnaklardan sinin yanağını şap şap okşadı. Boşnağın burun delikleri ihti- rasla açılıp kapanmaya başladı. Kızlardan herbiri de, usuletli Boşnakların dizlerine oturdular. Bu aralık, Picrre, vazifesi rek, dışarya sivişti. Aradan uzun bir zaman geç- mişti ki, muhterem, “Teyze, ce- maplarının — müşteriler karşısında boy gösterdiği ve — onl: uzattığı görüldü. Boşnaklar, işaret sayesinde, — kendilerinden — para istendiğini anladılar ve keseye davrandılar. Bir altın uzattılar. “Teyze,; — Daha! - dedi. İkinci bir altın daha... “Dahal,, « Dördüncü... Evsahibesi, o ge- celik, ikisinden, sekiz altın almağı kâfi buldu. Dişarı / çıktığı kızlara, sevinçle: — Yaşadık! - dedi - Pirre'e aş- kolsun! Bu sefer yaman enailer düşürmüş. Lâakal on gün burada hovardalık edecek kadar paraları var| Keseleri lebalep altın dolu! Düşünün: Bu devirde ! * Kırmız oda , da - şaraplı , yaheyli, öpüşlü, çimdikli bir âlem yaşadıktan sonra, Boşnaklar, sıza- kaldılar. Uzun zaman horladılar; ertesi in, ancak öyleyin uyanabildiler. .vsahibesi, gene bermutat içeriye içkiler, yemekler yolladı. Boşnaklar, gene, bacaklarını, kaba etlerini gösterdiler. Pierre, kızlara dedik> — Şunlara anlatın yahul İyicene kafayı tütsülerler, keyif çatarlar- sa romatizmaları mıdır, ne karın ağrısıdır, hiçbir şeyleri kalmaz. Hasılı, kızlar, gene üzerine düştü. Boşnaklar da sürahi süra- bi şarap yuvarlıyarak sarhoşluk- tan hovardalığa, hovardalıktan uykuya, uykudan baş dönmesine, baş dönmesinden gene sarhoşluğa yuvarlandılar. - Her sarhoş oluşla” rında, “Teyze,, ,karşılarına çıkıyor; onlara hesap gördürtüyordu. Bu suretle, evin bütün kızları, teker teker nöbete girdiler. Dı- şarıya çıktıkları zaman, aralarında kikir kikir gülüşüyorlar : — Anlaşılmıyor; — nelk var acaba? Böyuna kaba etlerini gös- terip duruyorlar | - diyorlardı. (Yarın bitecek ) Mütercimi : (Vâ - Nü) zaman, — öteki malzemesinin Trabzonda n icra ve Erzurum mağa- zasına sevk ve teslimi münakasasına kapalı zarfla 28 Ağustos Çar- şamba günü saat 16 da Ankarada yapılacaktır. Münakasaya -i Devlet Demiryolları binasında k edeceklerin teklif mektuplarım ve muvakkat teminatlarını aym gönde saat 15,30 a kadar Umumi Mü- dürlük kalemine vermeleri lazımdır. ra mukabilinde Ankarada Malz: darpaşa — mağazasından — Erzurumda tedarik edebilirler. Emniyet san Halka her türlü kolaylık göstermeği Sandık vazife bil Talipler münakasa şartnamelerini eme dairesinde, İstanbulda Hay- Erzurum işletme müfettişliğinden dığından: .. Emlâkini İpotek göstererek Sandıktan para istikraz edecek müşterilerden işlerini bizzat görmiyenlerin dellâl ve komisyoncu gibi hariçten bazı kimselere müracaatla fuzuli masraf itibare alınarak bu kere Sandık bu ihtiyar etmekte oldukları nazarı gibi müşterilere kolaylık olmak üzere mahsus ve muvazzaf memurlar tayin etmiştir. Vergi ve bele- diye ve Tapu idarelerindeki bu İpotek muamele: vasıtasiyle yaptırabilecekler ve kendilerine ü bir şey vermiyeceklerdir. keyfiyet olunur. ü bu. memurlarımız ret ve aidat namile Alâkadarların malümu olmak Üzere ilânı-