Muhakkak ki size de oluyerdur. Dimağınız münasebetsiz bir bes- teye, bir beyte, bir cümleye, bir tekerlemeye, — yahut, — doğrudan doğruya bir tek kelimeye takılı- yerir; evde, sokakta, vapurda, tramvayda, kep aynı şeyi, müte- Madiyen, mihaniki surette tekrar- lar ha tekrarlar durursunuz. Gece yatakta onu mırıldanırsınız; sabah- liyin, gözünüzü açar açmaz dudak- Jarınızın ucuna gelen gene odur. Dimağınızda bir bostan dolabının fouttarit gıcırtısı ile dönen bu mu- zip nakarattan kurtulmak istersiniz, | jamma nafile! Bir kere onun ahen- gine yakalanmış bulunuyorsunuz- dur. Kurtuluş yok! Musallat sinekler gibi ne kadar kovsanız gitmiyen bu nevi sayık- lamalar yalnız ferdi olmıyor; iç- timaileri de var. Netekim, duy- duğunüza — yahut — okuduğunuza şüpbhe yok: Çocuklar, Beyoğlu so- kaklarında, — bir - yarım — akıllı satıcıyı “voyvol,, diye ardında bağırarak kızdırıyorlarmış. Şimdi, bu nida, şehrimizin her semt, her yaş, her cins ve milletteki halkına sirayet etmiş bulunuyor. Mütemadi bir sayıklama içinde, halk , biri- birine haykırıyor : — Voyvo! — Voyvo ? — Voyı Sabah, öyle, ikindi, her sokakta aynı sayha... Aymı sayıklama... Mamafih, ictimai sayıklamalar, yalnız şehir mikyasında olmıyor; bunlar, şarkı sayesinde, daha ge- niş sirayet daireleri resmedebili- yorlar. Meselâ şimdi, “ Ramona,, , “Ali Baba, Daha evel “Paris,, ve civarında istilâ | Fakat, bunların hiçbiri, dünya- zun her tarafında aynı zamanda | meşhur olmuş değillerdir: İstan- bul'da “Paris, şayi iken, Paris'te »Constantinople,, şarkısı sirayette imiş. « Ancak, bir tek beste mevcuttur ki, aynı müddet zarfında, bütün — kıl'alarda / cihangirliğini " göster- miştir: Valensi; Seyyar Sergi ile Avrupa'nın her tarafını dolaştığım zaman, bütün | emlekeieki., Eeer eli Valensia — şarkısı — söyleniyordu. Kürci Arz'ın kocaman kafası, asabi bir hezeyan nöbetine yakalanmış, sayıklıyordu: “Valensia... Valensia.... İnsanlar arasında Valensia şar- Şası kadar salgın halinde taam- müm edebilmiş hiçbir eser yok- fur sanırım, bir hastalığı vardı: Trahum... Bu bastalık Adana ehalisinin hemen *fo 90nani tehlike hududu içeri ne almıştır.Bunu nazarı dikkatten | uzak tutmiyan hükümet trahumun önüne geçilmesi çaresini düşün- müş ve vilâyete gönderdiği bir tahriratta 40 yataklı bir trahum hastanesi açılacağını bildirmiştir 40 yatak istiap edecek bina bulunmadığı takdirde yan yana iki ve ya üç binanın maksadı ftemin edeceği ve ona göre ica- bına bakılması ayrıca tebliğ edir miştir. Vilâyetçe - derhal teşebbü- sata geçilerek elverişlili bir araştırılmıya başlanmıştır. met ve deftardar Pertev beyler bir su'i istimal maddesinden dolayı Muhakeme edilmek üzere Eski- şehre davet olunmuşlardır. Bun- Tardan sabik Tekirdağı jbaş mi hendisi Mehmet ve Subhi beylı B Edimede muhakeme edilecek- | | Sade burada değil |Terkos şirketi şebekesinin Rus kömürleri Akdenizde de rekabet ediyor Rus kömürlerinin yerli lere rekabet ettiğinden defa bahsetmiştik. Son haberlere göre rus kömür- leri yalnız bizim piyasada değil Akdeniz mıntakasına da rakıp bir vaziyet almıştir. ,Bunun sebebi Rus kömürlerinin İngiliz kömürlerinden daha ucuz satılmasıdır. Bu yüzden evelce giliz kömürleri kullananı Yunan- hlar şimdi Rus kömürlerinin müşterisi — olmuşlardır. Geçen haftadanberi bir kaç Yunan va- puru Maryanbolla Pire arasında Rus kömürü taşımaktadır. Maryanbol limanına Don havza- sından kömür gelmektedir. Ruslar bu havzanın kö ünü Kefe lima- 'mı vasıtasile vapurlara vermekte- dirler. Bu suretle Maryanbuldan başka Kefeyi ikinci bir kömür Timanı yapmışlardır. Kefe limanı kışın kömür tahmiline — daha Müsaitir. Tacirlere kolaylık. İzmir ticaret odası, ihracatçı tüccara bir hizmet olmak üzere, son zamanlarda Yunanistan, Tri- yeste, Hamburg, ve sair bir çok memleketlerin piyasa ve borsa haberlerini muntazaman celbede- cek ve bunları tüccarlara tebliğ edecektir. Odanın bu memleket- lerle yaptığı muhabere neticesinde anlaşıldığına göre, ayni zamanda haftalık iktisadi raporlar da gön- derilecek ve bunlar da oda tara- | fından — ihracatçı — tüccarlarımıza bildirilecektir. GariLbir iddia geçtiği yerlere iddiayı tasarruf ediyor Kanalizasyon ameliyatı sahasın- da elektrik, hava gazı, terkos yerlerini değirtiemek lâzım geldikçe masrafı kanalizas- yön — şirketi tarafınnan — tesviye | edilerek diğer bir yere nakledil mektedir. Bu “zarurete — bütün şirketler muvafakat ettikleri hal- de yalnız Terkos - şirketi. buna itiraz ederek Emanete bir tezkere yazmıştır. Terkos şirketi, bu tez- keresile garip bir iddiada bulun- muştur. Terkos, şirketi kendi şebekesi- 'nin mevcut şebekelerin hepsinden eski olduğunu ve şebekenin geç- yerlere ilk vaziülyet olduğunu, kanalizasyon, elektrik, telöfon ve irketlerin kendisinden sonra tıkları için kendi tesisa- iştirmeyecegini iddia et miştir. Emanet şirketin bu isra- rına rağmen bazı noktalarda Terkos şebekesini kaldırmış ve mahallini tebdil / ettirmi rkos şirketi yazdığı tezkere ile şebel bulunduğu yerde âdeta tasarruf etmektedi Diyarı bekirliler bir tayyare alıyorlar Diyarbekir " Tayyare - cemiyeti üç sene zarfında ki teberruatile Yüz on bin lira bir varidat elde bette Aza adedini dahi tezyit etmeye — muvaffak olmuştur. Vatanperver halkımızın bu süretle vuku - bulan yardımla: rile epeyice bir varidat temin 'eden Diyarbekir Tayyare cemiyeti yeniden bir Tayyare almaya karar vermiştir. vöğE Taksim meydanının halâlar rafının tevsii ameliyesi bitmiştir. Şimdi halâların karşı tarafında yıkık eski Alkazar sineması tara- finin - tevsüne — başlanmıştır. - Bir kaç zamandan beri eski Alkazar sineması ankazının kaldırılmasına mübaşeret olunmuştur. Bisiklete merak Son günlerde genç kızlar ara- sında bir bisiklet merakıdır baş- lamıştır. Caddelerde - bisiklet ile ydolaşan genç kızlara sık. sık tesadüf edilmektedir. Resmimiz bisikletle gezen bir hanım kızı göstermekter Küçük sanatkârlar O İstanbulda —maişetlerini - temin etmek için daha pek küçük yaş- tan iş hayatına atılmış bir çok küçük çocuklar vardır. Bunlardan bir kısmı hamallık, küfecilik ve saire gibi ağır - işlere atılmakta- dırlar, bazıları da marangozluk, kunduracılık gibi sanatlara intisap etmektedirler. Halkın istirahatını selbeden saz âlemleri Nişan taşından Emin Efendi sokağında bir apartımanın bir dairesinde — haftanın — muayyen gecelerinde musiki “müsameresi vermek âdet hükmüne girdi. Alaturka musiki meraklılarını memnun edecek derecede mün- tahap parçalar gecenin muayyen bir saatine kadar dinlenebiliyor. | Fakat bu musiki faslı ekseri za- manlar tadını kaçırıyor : Gecenin 2 hattâ 3 üne kadar devam ediyor. Halbuki gece saat 12 den sonra halkın rahatını selbetmeğe hiç kimenin hakkı yoktur. Bu efendilerin eğlence arzularına bütün mahhalenin tirahati feda ediliyor. ü nazarı dikkatini celbederiz Zaif hayvanlar Baytar muayenesinden kaçupta geceleri kaçak - suretile zaif hay- vanları arabaya koşan arabacılar hakkında — belediye — dairesince tedabir alınmıştır. Et düşüyor Yeni mal gelior, düştüğünün sebebi nedir? Et fiatlerinin düşdü; setmiştik. Bu hafta içinde Erzu- rumdan külliyetli miktarda koyun beklenmktedir. daba ziyade düşmesine intizar — edil- mektedir. ç Kasaplar şirketi idare meelisi reisi Ahmet B. ucuzluğun sebe- bini şu suretle izah ediyor: — Et fiatları düşkündür. Se- bebi de fazla miktarda mal gel- mesidir. Diğer sebepte deri ve barsak — fiatlerinin — artmasından ileri gelir. Geçen seneye nazaren deri ve barsak fiatlerinde yüzde elli derecesinde — tereffü — farkı vardı. Mamafi deri ve barsak Fiatla- rının artması daima etin ucuz satılmasını temin edecek değildir. kış geldiği zaman et yene paha- hlaşacak 130 kuruşa kadar çıka- caktır. Çünkü o zaman şehrimize az mal gelecektir. Halka şunu tav- siye Cetmelir Etin ucuz oldu- ğu bu zamanlarda kışlık kavurma yapmalı. Et şimdi 60 kuruştur. Kışın 150 kuruşa yememek için yegâne çare kavurma yapmaktır. Diyarbekir buz fabrikası Bu sene Diyarbekirde faaliyete geçen buz fabrikası ilk günlerde | üç, şimdi ise günde dört ton buz | çıkarmağa başlamıştır. Bu suretle | umümi il ıcı temin eden buz | fabrikası, ayni zamanda buzların | gayet temiz ve berrak çıkmasına | da fevkalâde dikkat ve itina sarf- | etmektedir. | Eski yemekler | salâhiyettar bir zatın beyanatına göre artık ihya edilemez Cemiyeti - belediye azasından | Hikmet paşanın takriri - üzerine bir ahçı mektebi açılacağından bahsetmiştik. Hikmet paşa takri- rinde eski türk aşcılığının teden- nisinden bahsetmiştir. Acaba e- Türk yemekleri oağır tatlılar yağlı börekler tekrar ihya edile- bilirmi? Buna karşı bir cokları şu fikri ileri sürüyor: Eski yemekler konak yemekleriydi. Bugün için bu ye- mekleri yapmağa ne de yemeğe imkân vardır. Bu günün hayat şartları ağırlaş- mıştır. Agır. bir. yemeği yiyen bir adamın saatlerce - İstirahat etmesine imkân yoktur. çünkü Zamanımız müsait deği dir. Loknatacılar cemiyeti - ikin; Cemal B. bu fikri tas'ik ederek diyor — Eski Türk yemeklerinin ihyası mümkün değildir. Bizim için Fransız mutfağını kabul et- mek lâzımdir. Bunun için de bir ahçı mektebine ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacı her zaman hissedi- yoruz. Çünkü piyasada ahçı yok- tur. Mevcut ahçılar sayılacak ka- dar azdır. Hele alafranga yemek yapan birden fazla değildir. Bunun için Fransadan ahçı ge- tirip bir mektep açmalıyız. Eski Bolulu — ahçılarından kalmamışlır. Bu ahçılar saray ve konak devrinde yetişmişlerdi. Şimdi ye- nisini yetiştirmek lâzımdır, Yediler, dokuzlar, kırklar.. Alelâde rakkamlar tek başlarına biç bir şey ifade etmezler, fakat bizde öyle rakkamlar var ki mu- ayyen bir ölçü, muayyen bir kalıbı ifade ederler. Meselâ: — Yedi kat yerin dibine bat 'emi? Derler.. Sanki yer yedi katlı imiş gibi.. — Yedi devlete meydan okudu.. Tabiri vardır. Yer düvelden başka bir madığını zanneder. Bundan mâdâ yedilerden daha bir çok tabirler mevcuttur: “Yedi lisan biliyor,, “ yedi kat gök ,, * Yedi yıldız , gibi... Yedilerden sonra dokuzlar ge- lir. Meselâ büyük hanım efendi- 'nin entarisinin etegine en küçük torun bey bir. kabahat işlemiş.. Hemen hanimefendi ellerini çır parak evlâtlığı çağırır: — Kız şu eteğimi dokuz kere şartla... Der. ve yahut ön kere lc dokuz kere ol üyük hanmefendinin eteği temizlenmez. Temizlik için mıkyas dokuz kere yıkanmakta- dir. Dokuzdan başka üç ve kırklar kullarılır... Bazen: — Sana üç kere söyleyorum ister yap ister yapma.. Deriz.. Sanki karşımızdaki adam işimizi üç kere söylersek yaparmış ta iki kere söylersek yapmazmı Kırklar da çok kullanılır. Me- selâ gece birisini korkutursunuz, — Ay ödüm patladı der eğer kırk güne kadar ölürsem sebebi” mevtim sensir Sonra bir kırklı söz daha vardır ki tadına doyum yoktur: . Kırk gün kırk gece eğlendi. Denir, darısı bütün bekârların başınz Hikmet Feridan — Böyle ihtikâra can kurban! Edirnede çıkan Edirne postası gazetesi * İhtikâr! , — serlavhası altında şu bendi neşrediyor: “Bugün Edirnede sığır eli 50 kuruşa satılıyor. Bu ihtikâr karşı- sında belediymizin aldığı tedi öğrenmek istiyoruz Daha biz zavallı İstanbullular etin okkasının elli kuruşa indiğini görmedik, keşke bizim kasap- lar da bir ihtikâr yapsalar da eti 50 kuruştan yesek.. can kurban... SAkgam, istanbul, işleri ” içime latı 1686 Telefen « dare İşleri için çi SW çekiz Sie'ü) ABONE ÜCRETLERİ Türkiye için Seneliği 1700, «it aylığı 900, Üç aylığı $00 kunuş. Benct emleketler için : Seneliği 3000; 61 Aşlığı 1600) Uç aylığı 900 kuruşt