ABDÜLHAMİT Melâhat Topkapı sarayındaki haremag- - asını tehditle, Kitabı elde etmeğe muva- ffak olmuştu. Gevdeiğ Hüseyin ağa Rüştü paşanın dette dört saat için çıkarabil — Senet meselesi de ne demek? — Efendim; Sultan Murat © vakit hastalanmışlardı. Abdülha- mit efendimizin muvakkaten tahta iclâsı mevzuubahs olmuştu. Rüştü paşa Abdülhamit efendimizden şu maalde bir senet almışlardı: ,Sul- tan Muradın rahatsızlığı imtidat etmekte olduğundan, kendisi kesbi afiyet edinceye kadar muvakka- ten makamı : saltanatı - işğal ve kendisi iyi olunca derhal ve hiç bir sebep ve vesile dermeyan etmeksizin saltanat mevküni ter- kedeceğim..., Melâhat bu mühim malümatı alınca harem ağasından sordu: — O vakit Sultan Murat iyi olmadı mı? — İyi oldu efendim... Fakat... —Tekrar niçin Padişah olmadı? Harem agası korktu: — Rica ederim bu hususta daha fazla bir şey sormayınız! Dedi. Cevdet B. yaklaştı: — Kızım, sen de bu eski ma- salları dinlemekten ne kadar zev- kalıyorsun? Netice ne oldu? kitabı bulamadan gideçegiz, degil mi? — Ben kitabın izini buldum.. Fakat, Efendimize götürmek doğru degil, — Niçin.. — Çünkü kitabın aslı hakikaten vaktile İnğilizlere satılmış.. — Şimdi..? — Burada mahfuz olan sureti imiş.. — Ben onu zaten biliyordumya.. Melâhatın canı sıkıldı. — Baba - dedi - madamki bili- yordun, bana daha evel neden izahat vermedin? — Benim - ağrımdan istemiyordum yavrum! Hüseyin ağadan kâfi derecede tafsilât aldın zannederim. Hüseyin ağa biraz kenara çe- kildi. Baba kız yavaş yavaş ko- nuştular — Şimdi e yapacağır? — Sen bilirsin, babal — Kızım, yıldıza gidince mese- leyi aynen Efendimize naklede- cek olursak Hüseyin ağa mah- volmuş demektir... bu. ihtiyarın âhır ömründe başını yakmamak için seninle bir çare düşünelim... — Ne yapalım baba? Cevdet bey düşündü. — Kızım sen ve ben ayrı ayrı Efendimize kitabı bulamadığımızı söyleriz.. hem zatı şahane bu kitabı okuyup tekrar sinirlenmez, hem de Hüseyin ağayı bir ölüm tehlikesinden kurtarırız. Bu esnada harem ağası yan- larına sokuldu ve her ikisini de etekledi: — Allah ömürler versin efen- dim, hakkımdaki iltifatınızı işittim | ve mesele hayatıma taalluk ettiği için muhaverenize iştirake cesa- ret ettim. , Melâhate hitab ederek: — Allah aşkına küçük hanım- efendi, dedi, hayatım . sizin eli- nizdedir .. beni himaye buyuru- muz... size — ilelebet minnettar kalırım! Melâhat hafif bir tebessümle işitmeni VE AFRODİT Yazan: İskender Fahreddin B. yıldıza dönünce.. mahzenden ancak yirmi söylemişti.. lecegini cevap verdi: — Bir şartla... — Emrediniz..! — Yarın ©o kitabın — suretini mahzenden bulup bana- getire- ceksir — Vallahi çok- müşki cağımı zannetmiyorum. — Ben de başka türlü hareket edemem ve Efendimize, kitabı cenebilere satmış olduğunu söyle- rim.. Hüseyin ağa yerlere egilerek: — Aman Sultanım, dedi, beni madamki ölüm tehlikesinden kur- tarmayı vaddediyorsunuz, ben size onu bulur getiririz — Ne vaki — Beş on gün müsade edini, — Kabil degil. beş on gün bekliyemem. yarın mutlaka isterim. — Peki.. gayret edecegim. Fa- kat sizde bir gün (kaldıktan son- ra tekrar gizlice bana iade ede- Bula- kadar A Sıcak dalgası Almanyada müthiş sıcaklar var Almanyada müthiş bir sıcak dalgasının hükmünü — sürdügünü Berlin gazeteleri yazıyor. 22 tem- muzda hararet gölgede 35 dereceyi bulmuştur. Geçen pazar Berlinde kimse kalmamıştır. Demiryollar ve tramvaylar 5,000,000 kişiyi civar- daki göllere ve ormanlara taşı- mıştır. Yalnız Vanze ismindeki küçük gölde 50,000 kişi banyo etmiştir. Nehbirlerin ve göllerin - satıhları yüzenler, sandallar ve motorbotlar ile dolmuştur. Banyo yapanların çokluğundan bir çok kaza olmuştur. Berlin civarındaki göllerde bir günde 13 kişi boğulmuştur. Ren ve Elbe| nehirlerinde boğulanlar pek çoktur. | Sıvas Hapishane den: Sıas hapishanesinin altı aylık ihtiyacı olan 90,000 kilo ekmeğin bedeli muhammeni kilosu 13/65 on üç altmış beş santimden mü- zayede ve münakasa kanununa tevfikan kapalı zarf usulile 13/ temmuz/929 tarihinden itibaren yirmi gün müddetle münakasaya konulmuştur. — Fiatı haddi Tâyık görüldüğü surette ihalesi 3 Ağus- tos tarihine müsadif cumartesi günü saat on beşte icra edilecek- tir. Talip olanların cumadan mada günlerde Sıvas hapishane müdi ceksiniz. L yetine ve müddei umumilik ma- — Söz veriyorum... kamında müteşekkil komisyona — yarın Cevdet beyefendiye | *, yedi buçuk teminat akçasi getirecegim... olan 921,37 1/2 dokuz yüz yirmi Öğlene kadar muhakkak bek- | bir lira otuz yedi buçuk kuruşluk lerim! teminat mektuplarile müracaatları (Mabadi var) — | Tüzumu ilân olunur. Kola (amidon) Gaz, Benzin, sabun, hurda kurşun ve jilet mübayaası: Tütün inhisarı umum müdürlüğünden : İdare için 200 çuval kola famidon) 300 teneke Benzin 3,500 kilo gaz 600 kilo sabun 1,000 kilo hurda kurşun 10,000 adet jilet ile 200 kilo Banka kalyı pazarlık suretile mübayaa edilecektir. İtaya talip olanların (2/8/929 Cumartesi günü saat 10,30 da galatada mübayaa komisyonunda bulunmaları. Devlet Demiryolları ve Limanları Umumi idaresinden : Ankara deposunda kömür tahmil ve tahliye ameliyesi münakası 17 Ağustos 929 cumartesi günü saat 15,30 da Ankarada Devlet Demiryolları binası Malzeme dairesinde yapılacaktır. Münakasaya iştirak edeceklerin teklif metuplarını ve muvakkat temi- allarını ayni günde saat 15 e kadar Umumi Müdürlük kalemine verilmesi lâzımdır. Talipler münakasa şartnamelerini bir lira mukabilinde Ankarada Malzeme dairesinde, İstanbulda Haydarpaşa mkğazasından tedarik edebilirler. Devlet Demir yolları ve Limanları umumi idaresinden: On dokuz kalem kâğıt ve karton münakasası 9. Eylül. 929 pazar- Muharriri Geçenlerde, dostlarımdan bir doktorun evinde yemek yiyordum: de ladem, tıbbi mevzularla alâkadar oluyorsunuz; size gayet meraklı bir manzara seyrettirece- ğim. Razı mısınız? Böyle bir teklifi hangi müellif kabul etmez? Yemekten - sonra, hemen, “yola çıktık. Otomobili- miz, şehrin Şşık bir ” tarafında, güler yüzlü bir evin önünde durdu. Burası , kokain , morfin, afyon gibi muhaddirelerin - gizli surette kullanıldığı bir evdi: yani: sun'i cennet, Dostum doktor, izahat veriyor- dü: — Ben, evsahibesini, vaktile, mühim — bir vartadan kurtardım. O da, ©o zamandanberi, müşte- rilerini bana seyrettirerek, mesleki alâkamı tatmin ediyor. Evsahibesi, polisle münasebetim olmadığını — öyrenince, beni kabulde hiç müşkülât göstermedi. Fakat, itizarda bulundu: —Maalesef bu akşam pek okadar| ül şeyler göremiyeceksi afih, yukarda acaip bir müş- var: Temiz kılıklı kellifelli, Legion d'honneur Kim oldu- gunu bilmiyorum, Evime sık sık devam eder. Bağırır, ağlar, yırtı- mır, döğünür, kızının adını anar, dürur. Bana kalırsa, meczubun biri,.. Kadının meczup dediğini biz de) merak ettik. Birlikte yürüyüp bir salona girdi Evsahibesi, açtı. — Seyredin! - dedi Baktım ki, yan taraftaki odada, kellifelli, fakat yakası paçası paralanmış adamın biri, diz çökmüş; elleri mütakallis, gözleri bayğın, -tam bir sar'a nöbeti içinde - kıvyranıp duruyor. Yanındaki masanın üzerinde, ko- kain tertibatı. Adamın dudakların- dan eninler fışkırıyordu. Bu anla- şılmaz sözlerin içinde, bilhassa şu kelimeler ayırt olunabiliyordu: gizli bir pecere Kızıml... Kızım!... Hayırl... Git... Merhamet... Donakaldım. — Zira, bedbaht adamı tanımı; İki üç hafta evel, dostlarımdan birinin evinde tanıdığım bu zat, fabrikatördü Etrafında deveran cden dediko- duları batırlıyorum. Kızını müthiş şerait dahilinde kaybetmişti. Baba-kız arasında nasıl bir dram cereyan ettiğini Bir müddet, bu iki insan mabeyn bir nevi kin ve nefret hüküm sürdi Kız öldükten sonra, babası, dai ma onun hayalini — görüyormuş. Hayal, kendisini “muazzap edi- yormuş. " Doktor, başım sallıyarak: — Zavallı! - diye — mırıldandı.- tesi günü saat 16 da Aakarada Devlet Demir yalları binası Malzeme dairesinde yapılacaktır. Münakasaya iştirak edeceklerin teklif mek- | tuplarını ve muvakkat teminatlarını aynı günde saat 15,30 a kadar umumi | müdürlük kalemine vermeleri lâzımdır. Talipler münakasa şartnamelerini | iki lira mukabilinde Ankarada malzeme dairesinden, İstanbulda Hay- | darpaşa mağazasından tedarik edebilirler. | Malive kırtasiye deposu haş memurluğından:. Vekâleti celile hesabına 31/5/930 tarihine kadar Avrupadan gelecek | ve vilâyata sevk olunacak İevazımı kırtasiyenin civar iskelelerden Dolmabahçe ve Sarayburnundaki depolara nakliyesi mahfuz şartnamesi mucibince ve yirmi gün müddetle aleni münakasaya konulmuş olup son fit haddi lâyık görüldüğü takdirde 14/8/929 tarihine müsadif çarşamba günü zevali saat on dörtte ihalesi icra olunacağından talip olanların bir senelik nakliyatın bedeli muhammeni olan 5000 liranın yüzde yedi buçuğu nİspetinde teminatı muvakate akçesiri Defterdarlık veznesine bitteslim makbuzunu hamilen müddeti mezküre zarfında Dolmabahçede saat kulesi karşısında Maliye kırtasiye deposunda mü- teşekkil komisyonu mahsusa müracat eylemeleri. İşte bir obsession, yahut, daha doğrusu, envoütemant vakası! Bu gibi vakalar, cemiyet için, tehlikelidir; zira, cinat şekiller alabilmektedirler. Size, vaktile, rus aristokratlığı içinde yüksek bir mevki işgal eden kontes “Wenm macerasını anlatayım : Kadın, Harbi Umumiden bir müd- det evel, genç ve istikbali parlak bir zabitle evlenmişti. Kocası, ilk partide, cephede öldü. İztıra- bından ne yapacağını bilemiyen dul kadın, derhal Saint-Peters- burg'u terketti; ve hergün biraz daha artan müthiş bir neurasthenie (— nörasteni ) içinde, şehirden şehire dolaşmıya başladı. Bu seyahatları esnasında, şık Andr& de Lori kılıklı serseri bir karı - koca İle tanıştı. Bunlar, kendilerini, birader ve hemşire diye — satıyorlardı. Kontesi, kârlı bir av telâkki ler. Kocasının ölümündenberi rinin —gergin - olması, kadını müdafaasız, acınacak bir hale aya sevk- larda, Ras- rus asilzade- ümrandı. Kontes, spiritizma sayesinde, ko- casını görmek istiyordu. İki çap- kın da, ondaki bu arzuyu körük- liyorlardı. basitti: Kadını zıvanadan çıkara- rak servetine konmak! İşin kıvama geldiğine kanaat getirince, hilebazlar, bir sahne hazırladılar. Bu gayenin temini için, Çar Rusyasında dolaşan yarı yarı sihirbaz 'serserilerden birile uyuştular. Tenha şatolardan birinde tertibatı lâzıma meydana getirdiler. Aukannet akşamda, —meşum piyes, sahneye vazedildi. Dul kadın, o gece, tavanda, duvarlar içinde takırtılar, tukurtulor işit esrarengiz sayhalar, nidalar duydu. Nihayet, üefsini mürakaba hassi- yetini kaybetti. Tam o sırada, kont “W,nin hayalı — sihirbazlık kavaidi mucibince — karşısına çıktı. Bittabi, "W,, , serseri papastan gayrı kimse değil: Fotografa ba- karak makyaj yapılmış. — Kontes, bu manzara karşısında, heyecan- dan bayıldı; ve dramın en müthiş perdesi başladı: Papas, karşısındaki baygın ka- dının heykelâsa nefis vücudunu, intizamı bozulan elbiseleri altında gürünce, kendini zaptedemedi; kadına çulland.. Kadın ayıldı. Hileyi anladı. Kendini müdafaaya kalkıştı; papas da onu boğdu. Birkaç gün sonra, papası da, tımarhaneye soktular. Sadistliği bir türlü tedavi olunmadı. Bu dram, beşeriyeti eza altında bırakan müharriki " meçhul bin- lerce dramlardan . - Nice kimseler, tasavvur ettikleri dün- yadan iyi ahrete bir an önce ulaşmak için, kendilerini, ne müt- hiş şeytanlara teslim ediyorlar. Mütercimi (Hatice Süreyya) istanbul Gaz ve Elektrik, ve teşebbüsatı sınaiye Türk Anonim Şirketi (Satgazel) Kuzguncuk abonelerine ilân Temmuzun 30 uncu salı günü Kuzguncuğu tağdiye eden elek- trik tevettürünü (safha ile bitaraf arasında ) 110 volttan 220 volta tahvil edileceği İstanbul Gaz ve Elektrik ve Teşebbüsatı Sınaiye Türk Anonim Şirketi (Satgazel) Kuzguncuk abonelrine ilân olunur. Bunun için ve bir defaya mah- sus olmakfüzere mezkür kariyenin bilcümle tesisatındaki ampullerin ve elektrik eçhizesinin 220 voltluk ampul ve eçhize ile meccanen teb- dilleri icra edilecektir. Yeni tevettür ile cereyan itasına başlandıktan — sonra artık eski eçhize ampul ve saireden hiç biri istimal edilmiyecek ve bundan böyle vazolunacak bilcümle yeni elektrik malzemesi 220 voltluk olacaktır. Cereyan vermemek inkıtama — sebebiyet in balâdaki hususata Tayet etmelerini ve memurları- mıza vazifelerini icra hususunda teshilât göstermelerini muhterem ahaliden rica eyleriz.