hi - Ş ti N ) ı E — bana vereceklerine dair bir duy- — ğünüz varsa / söyleyin .. Va B d. 'L E : Sahife 6 T vetrika numaresa 4a Şaban ağa, nihayet, ağzından baklayı çı- kavmıştı. Molâhatin ateşli vücuduna te- mas edince, NAZiİK- 'TER in gebeliğini söyleyiverdi! Yalıda konuşurlarken, Şaban ağa, — Melânalin bilmediği bir takım anlirikalardan bahsediyordu... sarayda AFRODİTİ Avutüyorlar muydüti Doktor Ali B. ingiliz s Benim Avrupaya firarı Şaban ağa “mühim haber,, i duyunca kendi üzerine alınmıştı. — Önce sen söyle bakayım! Dedi Silâhşorun bir derdi vardı: Yıl- cariyelerden birini sevi- — Allah aşkına söyleyin! bana /— Zeynebi verecekler mi? eğer onu ben de zi ne kadar iğini söyliyecegim... , Şaban agamın elini i sana verecekler, ee terdelizrüalat ei ıııhıuıım biraz daha müdebbir ol Zeynebin Şabana — verilmesi bemen de Melâhatın elinde gibiy- Meseleyi babasına açar yalvarır ve bu iş olur. biterdi Melâhat, Kâzım beyin kendisir sevdigi haberini alınca iradesini kaybedercesine sevinmişti. Şaban jağaya söyliyecegi sözleri bir türlü sıralayıp muhatabına ifade ede- miyordu. Melâhatin kaç günden beri bir kurt gibi içini yiyen şüphesi artık zail olmuştu .. Kâzım beyin kendisini sevdiğine inanmıştı. Şimdi Fikret beye yaptığı iyilikten dolayı kalbinde en ufak bir vicdan azabı bile hissetmi- yordu. Şaban ağa Melahata yalvarı- yordu: — Kuzum küçük hanım! Şu « Zeynebi bana çırak çıkartınız, ne Yolur? Size ölünceye kadar 'dua ederiz! — Canım.. Sana dedim ya, bir az sabırlı ol.. Bu işi babama söyler, yaptırırım. Yalnız bugünlerde bu / gibi meseleleri kurcalam: çünkü sen Zeyni izin de saraydan gitme: zım.. Halbuki, şimdi. Efendimizin sana ihtiyacı vardır... Anladın mı? — Aksi gibi bu gece de işimi; ters gitti.. Şu İ dık, elbette göze girer ve bu yüz- den taltif edilirdik. Nasıl oldıîdı şu melunları e Nereye gitseler yakalanırlar. İstanbul içinde olduktan' sonra.. Bu merak edilecek bir iş deği Melâhat lâfı değiştirmek ve si TEhşorun ağzından lâf almak isti- yordu. — Peki, Kâzım B. başka bir şey söylemiyor mu? — NEÇERLAŞTRAET A SSR TÜT — ABDÜLHAMİT VE AFRODİT Yazan; İskender Fahreddin “Size iltica ediyorum.. teshil buyurunuz!,, — Bana açılabilir mi hiç... —O halde beni sevdiğini Si Yo büml sabilnr v — Kendi kendine — odasında konuşurken... — Ne diyordu? — * Ah Melâhat, sen nerden karşıma — çıktın? , odanın içinde söyleniyordu.. — Onun — beni — sevdiğinden efendimizin haberi var mı? — Var ya... — Yok canım! doğru mu söyliyorsun? — Niçin yalan söyleyim?! Fakat bana kalırsa Efendimiz bu mese- leye daha evelden vakıftır. — Acayiplil daki baklayı türlü çıkartamı- yordu. Biraz daha yanına sokoldu. Kulağına anlatır gibi ir genç kız bu kadar da üzülür mü Şaban ağa? Silâbşor gözlerinin akını kay- girarak, manalı-bir bakışla Melâ. —Yavruml! -dedi- İş içinde işler var amma... Bilmem ki ağzında af dürür. muü? — Ben dünyada yalnız geveze- likten - hoşlanmam .. z huyum olsaydı, bana bu kadar mühim işleri tevdi ederler miydi? —,Doğru... Şaban ağa fazla düşünecek bir halde değildi.. Melâhatın güzel ve ateşli vücudu, İâf arasında arnavudun vücudüne temas ettil zavallı adam elektriklenmiş gibi birden mukavemetsiz bir halde, kafasında kaç gündür. “sır, diye taşıdığı bütün mahrem bilgilerini birer birer anlatmağa başladı: — Efendimiz — Nâzikteri çok seviyotdu. Sizin saraya gelmeniz- den biraz evel herkesin ağzında | şu sözler dolaşıyordu: Padişah Nazikteri alacak! Hakikaten de alacaktı.. Nazikter son günlerde yıldızda Sultan Efendilerimiz kadar hüküm sürmeğe - başlamıştı. Bu yüzden ileri gelen kıskançlıklar hatsiz — hesapsız — entirikaların dönmesine — meydan* veriyordu. Yani, açıkça, herkes Nazikteri kıskanıyor.. onun kadın Efendiler sırasına — geçmesini — hiç kimse istemiyordu. Bir sabah sarayda garip bir sayia çıktı: Nazikler gebe imiş! O esnada siz de saraya yeni gelmiştinizi — (Mabadi var) Halk sütunu iş arıyorum Ön beş sene nakliyo kümsiyonculukla meşgl olmuşum. Mükemmel defter tt ak bilirlm; piyasada tanınmışım, Bah- gekapıda & üncü Vakıf handa zemin kat T mumarada O, K. adtesine müracaat. iş arıyorum Farisi, Fransızta- va bir azda Türkçe, Almanca bilirim. Hususi dersler veririm. | Tzulü muzaafa üzerine tüccari detter tutarın. Maydarpaşa İbrahimaza mahallesinde 'Emin boy sokak Ne 11 muallim YN Z. Vefat Mütercim Rüştü paşa, hafidi, ferik Hüsayin Vasfi paşa mahtümu, - Şehre- maneti müterdimi Avukat Necip Nudir beyin O Kafyin - biraderi #ebik - Hariciye umuru Siyasiye memurlarından Müker 'rom B. bu cuma günü Taksimdeki hanc- sinde vefat etmiştir. Kederdide ailesine vzün ömürler dilediz. Satılık Hami euma Trahallesin sokağılda tir bveş oda, ve dizöri yodk oda, iki Bah, Küşm, baliçe/ ve Tadice hano sadlıktır. Talıp olanların Halk “setuna moharri- Timiz vaşıtasıyle S. ramuzuna müracaalı, Zayi 1987 srnesinde Fatih onbirinci İlk mektepler almş oldeğam şehadetin i ettiim. yenisiti çıkaracagından. eskisinin Eülma yoktar. Aksarky : Viran çeşmede karilerinizden Hayreddin. Harputlu H. Tahsin beye.. Öğleder sonra ber İmrgi bir saalla matbasınıza kadar gelerek Halk sötanü Tauharrizimizi görünüz. Evlenmek istiyorum Orta tabsilimi ikmal ettim. Namuslu ve maruf bir aile kazıyın, Amerikayı görmek istediğim için, oralarda hayatımı ki kazanan bir Türk genci ile evlenmek istiyorum. 21 yaşındayım. Yegâne ar 'züm hayatta mesüt bir Yava, kurmaktır. Allamu yağlıl HAlL ubüml sünteaie 8. . H. adresino müzacaat Kârlı bir iş içir Asgöri yünde 20 küz kazandıran ga yek kârl ve teminatlı bir iş için ser mayedar ve muteber bir Türk arkadaşa dazüm . vardlır. Şifihen yahut tahriren zirdeki nüresü müracaat olununası. Mahmutpaşa Varakçı han sokak stanbul Asliye mahkemesi ikinci ticaret dairesinden: Müflis Süleye man Asaf beye ait Marmara de- nizi sahilinde büyük ve küçük çekmeceler arasında Angurya Çift- liği namile m: ltmışta tuz iki sehminin sülüsünün on kılınan müzayedesinde iki bin lira bedelle talibi uhdesine ihalci liyesi icra kılınmıştır. Mezkir çift- lik heyeti mecmuası 6980 dönüm- dür. Deruninde bir katı hala ve bir tavan arasile altında toprak zeminli bir kiler ve mut- bakı havi bir köşk ile a) oda ve tavan arası ve hamam ve taracayı muhtevi iki numaralı köşkü ve kezalik 242 metro mu- rebba satbında bekâr odalarını ve büyük bir anbar ve samanlık ve iki ahır ve arabalık ve tefer- uati ile mandıra ağılı ve kümesi ve köhne kâgir üç odayı müşte- mil ve furunu muhtevi ve sebze bahçesi ve mai Jezizi havi birde çeşme mevcuttur. Mezkür - çiftlik hissesi ihalei katiyesinin icrası zımnında on beş gün müddetle yeniden mevkii | müzayedeye vaz - olunduğundan | taliplerin hissei mezküreye musip kaymet muhamminenin yüzde onu | nisbetinde pey akçesi ile birlikte 16/7/929 tarihinde saat 16 da İstanbul ikinci ticaret — mahkeme- sinde müteşekkil iflâs — masasına müracaatları lüzumu ilân olunur. ca 8 ikinci katı ahşap dört O | | âkşamw İki köylü olan Brument ile Garmi, mabkemedeler. Erüment'in karısını, sü dolü bir fiçiya sokmuş oldukları için. Kalla tesaddi Gttiler diya muhakeme ediliyorlar. Brumet'in karısı, devam etti: »Beni, ikisi bi yarak su dolu fıçının i Brument: — Başını da suya sokl -dedi. '— Başımı da - suya sokayım , beni, fiçının içinde çimdil lemiye başladılar. Fakat ben ba- Şımı suya sokmuyordum. Cornu: '— Varsın sokmasın! -dedi. “— Hayır, olmaz! İlle başını da sokacak. Kararımız öyle idi. “Başımı içeri ittiler. Ağzımdan, burun deliklerimden, kulağımdan içeriye sular doluyordu. Kafamı da suya soktular. Sonra, beni, fıçıdan çıkardılar. '— Haydi, git, kurun! dediler. Ben, derhal evden kaçtiım. Papazın evine gittim. Karısının entarisini giyerek —jandarmalara koştum. Eve döndüğünüz zaman Brument ile Cornu'yu kavga eder bir halde bulduk. * — Brument: — Gördün mü? - diyordu. Bir metro — mikâbı sana haber vermedim mi? * Cornu, bağırıyordu: * — Dört kova su koyduk be.. Dör” kova, etse etse yarım metro mikâbı eder. * Jandarma, caları, beno halde iken' yakaladı. , Kadın, bu. ifadeği ” verdikten sonra, yerine oturdu. Halk, gi lüyordu. Reis, mütahayyirdi; sordu: ! Bu işin başı sensin inüyor. Meseleyi anlat Bakalıml Cornu, ayağa kalktı: — Sarhoştuk, efendim. Reis: — (kızgın) Orasını bi yorüm, sadede gelin! — Baş üstünel Anlatıyorum: Brument, benim dükkâna geldi. Saat, dokuz suları idi. Parsile iki kadeh şarap çekti. Sonra, ben de ona ikram ettim. Karşılıklı bir bayli içip durduk. “Derken, Bru ment, birdenbire, büngür hüngür ağlamaya başladı. eğime — dokunduğu için sebebini sordum. “Ahi Pe vardır. diye | | şembeye kadar ille 1000 frank bulmam lâzımi, Dedi. Paraya ihtiş öğrenip — kendisinden soğuyup uzaklaşmak: iste- şitme, dur, sana karımı satayıml,, Di “Sarhoştum ... Üstelik, serde bekârlık da var.... Anlıyor mu- sunuz? İçimde bir boşluk , hissets tim. Brument'in karısını biç tanı- mıyordum. Fakat, her kadın, ka- dındır; değil mi? Sordum: * — Kaça — satıyorsun — karını bana? * Düşünceye daldı; yahut, dü- günceye dalınış gibi göründü. — Metro mikâbile 1.. - dedi - Ölçeriz, bakarız! Eh, fena değil! kahvende çarap falan sattığın için, litre usulu ile aksata bilirim. Pazarlığa giriştik: Metro mikâbı kaça? — 2000 frank, “Yerimden tavsar gibi sıçradım. Fakat, bir kadının etse etse 300 litre — edebileceğini — düşündüm, Mamafi: “— Pek pahalı! - dedim. “— Aşağı idare etmez. Kay- bederim. * Vay gidi açıkgöz vay! Domuz çobanı — olduğu —nasıl da” bellil Tüccar ağzını biliyor! Hsş, benim de tüccarlıktan yana ondan aşağı kalır yerim yoktur: * — Eyer mal yeni olsaydı eceğim yoktu; amma seninkisi müstamel! Elden düşme! Okadar etmez! Metro mikabına 1500 franl Var mısın? “— Varım! Toka edelim! “— Toka ettil '—Peki amma, nasıl ölçeceğiz bu karıyı? “—Şu dolu — fıçıya / sökarız! Dışarı çıkaracağı suların miktarı ile kadının hacmini anlarız! “İşte, efendim, kadını fıçıya sokarak — ölçtük. Fakat, yarım metro mikâbı olduğu halde, Bru- ment, bir. metro —mikâbı diye mızıkcılık etmek istedi Munaka- şaya giriştiğimiz esnada jandar- | malar bizi yakaladı. Birkaç gündür hapishanedeyiz.,, Oturdu. — Etraftan kahkahalar yükseliyordu. jüri, kendi arasında konuştu. Beraate karar verdi. Kan koca evlerini, Cornu de dükkânına git Mütercimiz (Hikâyeci) Devlet demir yolları ve limanları umumi idaresinden: 8 Haziran 1929 da münakasası icra olunupta verilen fiat yüksek görülen font boru ve teferrüatı münakasası tekrar 10 Ağustos 1929 cumartesi günü saat 16 da Aakarada Devlet demir yolları Umumi idaresi malzeme dairesinde icra edilecektir. akasaya iştirak edeceklerin tekliflerini - garanti ” mektuplarile birlikte mezkür günde saat 15,30 a kadar Umumi müdürlük kalemine teslim etmeleri lâzımdır. Münakasa şartnameleri Ankara da Devlet demir yolları, malzeme dairesinden, İstanbulda Haydarpaşada Haydarpaşa mağazasından beş lira mukabilinde tedarik edilebilir. Devlet Matbaası idare komisyonundan : Matbaada santim talibine (| bir sene ale edilecektir. zarfında teraküm edecek haddi arzında kırpıntı kâğıtlar müzayedede takarrür edecek fiatla Talip olanların bu babta azami beş tanzim edilen şartnameyi görmek üzere hergün muhasebeye ve müzayedeye iştirak etmek üzere dahi 15 temmuz 929 tarihine müsadif pazartesi günü saat on beşe kadar komisyona müracaatlar. İstanl dera dlresinden: Zakâi alendi Yusüf efendiden istikraz eylediği iki yüz sekiz liraya mukabil vefnen ferağ olunan Cerrahpaşa civarında Avratpa zan mahallesinin Çukürçeşme sokağında atik ve cedit 9 numsralı bir kıt'a bahçe mümatleyain — borcundan golayı indab . müzayede elli lira bedelle talibi uhdesine ihalei k: İçin on beş gün müddet- le müzayedeye konulmuğtur. Hududu bir larahı 1 diğer tarafı Çakurçı sokağı diğer tarafları Şükrü ve İbre efendilerin emlülerile mahdut dört dönüm Sekiz arşın terbiinde kısman taş duvar: | ları yıkılmış mfak kuyusa bir kaç mey- v mevcat gayri meşgül üçyüz Jira kımeti muhammeneli arsanın iştira- Sına yüzde boş zamla talip olanlar ve daha ziyade malümat almak isteyenler kiymeti mbbammenesinin yüde onu nis- betinde poy akçısını ve YANATAK dosya, zamarasını müstashiben İstanbul İera Dairesi müzayede şubeşine müracaat öylemeleri ve 18 /7 829 tarihinde saat 14 ten 16 ya kadar ihalsi kat'iyesi ya- pılacağından müşterilerin bizzat ve ya bilvekâle hazır bulunmaları üâü olunür.