Z ELPAZE Iİ Selâmi İzzet YERARAERARARRARRAĞĞU Numara : 11 Bu bulduk. Sofradan kalktıktan sonra, uzun müddet Feyhanın yanında dura- ükâye ile. yemeğin sonunu madım. Bana karşı, Bissiyatının | değişmiş olmasında, bana biraz daha isinmiş olmasına / rağmen, yanından uzaklaştır | Prenses Şahende, etrafına erkek- | deri toplamış, göbekten aşağı dekolte hikâyeler anlatıyordu Öyle galiz kelimeler kullanıyordu. ki, bir aralık tablaları toplayan hizmetçinin kızardığını farkettim. Bir iki fıkradan sonra, sordu: — Avukat Naim öldü . değil mi? * — Evet. — Nasıl öldüğünü biliyor mu- sunuz? — Tifodan. — Hayır, karısı zehirlemiş! Kahkahayla güldüler. Buna kim- se inanmak istemiyordu. Filvaki işlide, bafif tertip böyle bir dedikodu olmuştu. ama, çabuk kapanmıştı. Şahende: “Ama durunuz da anlatayım.. diye — etrafındakileri — dinlemeğe icbar ederken, Ferit bey beni bir köşeye- çekti, — hastalıklarından bahsetmeğe basladı. Başı, midesi böbrekleri, velkisı. bütün vücudu hastaydı. Yemek yiyemiyor, yi yemiyor, rahat uyku uyuyamıyor- du. Samim beyle karısından, ge- ginmek için aldığı paranın yarısını doktorla ilâca sarfediyordu. Doktorlardan da çok şikâyeti vardı:. — Hastalığımı teshis edemiyor- lar efendim. Hiç bir şeyim olma- dığını iddia ediyorlar... Benim “hissettiklerimi hissetseler, neyim olduğunu anlarladı. Benim derdim ölümümden sonra anlaşılacak gali- ba.. Kızım c merak etmiyor. Ne denir? Genç, mes'ut, dünya umurumda | değil Fakat hakikatı bilse, bir | şeyin olmadığına oda inanmaz. ini çekti, bir kadeh likör daha yuvarladı bir sigara daha tellendirmeğe başladı. Zavallı Feyhan! Babasının söz- derini, hastalığını sahiye alıp, ona bir çocuk gibi baktığını tedaviye uğraştığını, — Şazimet —hanımdan Feyhan: — Babam — benim yüzümden dertli oldu, diyordu; ben mesut olayım diye çahştı.. Bugün en büyük vazifem ona bakmaktır. O gece, Ferit bey kendini öyle fena hissetti ki, saat onda çıkıp gitti. O zaman Sacideye verdiğim sözü batırladım.. Sokakta, Taksimden Maçkaya kadar hep Feyhanı di FENER FACLASI Ca| Yakut Earelerin EREDETİSREEİ Nikili: VA Ni) BEŞLERRDEEREA Fener, gece yanmadı. — Ve, böylelikle, oradan geçen gemiler kazaya uğramak- tehlikesine ma- ruz bulundular. * © gece, sanki, yaptığımız bu fenalığın — cezası olarak, Şişko İtalyanın yatak odasındaki pen- cerenin pervazı gevşedi. Fencere yıkıldı. Fareler, içeriye oluk oluk Dolmıya başladılar. Gecenin saat ikisi idi Acı acı feryatlar işiterek uyandık. Yata- W ğımızın baş ucundaki demir sopa- ları yakaladık. İtalyan arkadaşı- mizin — feryatları yatak odasına koştuk. Fareler, tereken — ve müteselsiler — ifayı müameleye — selâhiyittar — olarak tayin olunan Mösyö Alkivyadi Nikisi Müdür ve Mösyö | nepeoğin vekil olmak Pmerkür şirketi eylemesine mi makla- mezkür Kendi >kendime- bir çok sualler sordum: — Acaba beni nasıl buluyordu? — Acaba beğenmiş midi? — Küçük bir alâka olsun uyan- dırabilmiş mıydım? Hem - gidiyor, gözlerinde hayallendiriyor, oturu- şimu, kalkışını, yürüyüşünü, ko- nuşuşunu müfekkire mde canlan- dırıyordum. Sacidenin hem - Feyhanı kapısına — geldiğim zaman, gözlerimin önünde, uzun kirpikli, bir çift lekesiz, söz söy- derken şakaklarma kadar kızaran, mahçup çehre vardı. Bi z gün, gene Sacideye ir gece evel konuştuk- üşündüm . — Bugün için bedestene gidip yelpazeyi almağa karar vermiştik. Bir yelpaze, bir derde teselli olmaz. isede, insamı bir iki saat avundurabilirdi. Kapıyı hizmetçi açtı ve sanl * Girmeyin 1 , demek — istermiş gibi haber verdi: — Hamımı efendi hasta. Ertesi giderken, larımızı — Yatıyor mu? — Evet. — Sen git benim — geldiğimi haber ver. Yatak odasına çıktım. Yanak- | darı hararetten — kızardığı için, dünden daha az solgundu. Göz- deri daha fazla parlıyordu. Üs- tünde çok dekolte, güzel bir gecelik vardı: Baş ağrısını biraz gidersin deye, alaını kırmızı bir. kürdeleyle sik- miştı. Eğer başka bir kadın olsaydı grip geçirdiğine inanmıyacak cilve yapıyor zannedecektim. ( Bitmedi ) işleri umunu — müdür- mesi mahalli ka- uunlarıda göre tanzim edllerek üsülen tescil kılınan ve İkinci Tışrin 330 tarihli kanan büküm- lerine göre tescili istenen İngili tabiyetli ve kırk bin İngiliz lirası sermayeli (İstandart Karpet Kam- pini foreya 1928 limitet ) şirketi. nin vekâlete verilen evrakı tetkik olunarak — müvafik — görülmüştür. Bu evrak arasındaki umumi vekâ- letnameye göre şirket namına ya- pacağı işlerden ve muamelejerden doğacak davalarda bütün mahke- melerde müddei, - müddeialeyh ve üçüncü —şahıs — sıfatlariyle hazır bulunmaya ve şirket namına müş- vlikan ilân olunur desine Hücumu ötesine berisine, koluna, butuna, | arkasına, göğsüne — yapışmışlar, onu kemirmiye başlamışlardı bile.. Dilek le ben derhal faaliyete geçtik. Üç insan, pencereden içeri giren ve hâlâ da girmekte olan cardonlarla canla başla dalaştık Bizi isıriyorlar. ha , — isiriyorlardı. Bizler de, elimizdeki - demirlerle onlara - vuruyor ha - vuruyorduk. Bunları , eziyor ha eziyorduk. Belki yirmisini otuzunu yalnız ben öldürdüm. Fakat, açık pencereden | alık alık döluyorlardı. Mukavemet edemezdik. Buna imkân yoktu. Binaenaleyh, ricat mecburiye- 15 mahalle halkı teşekkür —| ediyor Cumhuriyet Halk- fırkası Balat Nahiyesine merbut 15 mahalle | halkı namına şu tezkereyi aldık: 'Mübeccel cumhuriyetimizin ie- raatlarından biri olan Fatih-Edir- | nekapı hattının küşadı İstanbulun | mal edilen bir semti şenlendirdi, mahallele- lerimiz büyük bir saadete kavuştu. ailelerimiz büyük bir seadete kavuşmuştur, — Başta mühterem Reiscumhurumuz GAZİ HAZRET- | LERİ olduğu halde daima kendi- lerine karşı minmet ve şükranla çarpan — kalplerimizin — hükümeti celilemizle, caddenin — küşadına teşebbüs eden esbak şehremini Haydar ve Emin ve caddenin ikmalina muvaafak — olan Şehremini mühteremi “ Muhittin bey efendilere ve bu işte hidmeti meşhut olan Emanet memurinine aleni teşekküratımızı iblağa muh- terem gazetenizin delâlet buyur- manıza terdifen — reça — ederiz efendim. Balat nahiyesine merbut on beş mahalle ehalisi namıma C.H.F. Balat heyeti idare nahiyesi * GÜNÜN HABERLERİ Türk - Fransız itilâfı imzalardı | Hudüt komisyonunun - çizdiği Nusaybin - Cezire ibni Ömer hududu kabul edilmiştir. Adana - Mersin hattı on beş günde bize teslim olunacaktır. Bu iyi neticeyi yakında Türk - Fransız muahedesi itmam edecek. * İsmet Pş. Hz. bir ay sonra gelçcek — Başvekil İsmet paşa Hazretlerinin bir hafta sonra İs- tanbulu teşrifleri haberi doğru ildir. Paşa Hz. nin bir ay sonra hareketleri muhtemeldir. * İki istifa — Aldığımız malü- mata göre, Yakup Kadri ve Ru- şen Eşref beyler, intihap edildik- leri güzel sanatlar birliği edebiyat şubesi dahili ve harici seksiyonu azalıklarından istifa etmişlerdir. * Hronika davası — Türklüğü tahkir eder mahiyette neşriyatta bulunmakla — maznun — bulünan “Hronika,, gazetesi müdürü mes- ulü Madam Eleninin muhakeme- sine dün ağır ceza mahkemesinde devam edilmiştir. Dünkü muhakemede Kâtibiadil tarafından tercüme edilen rumca gazetelerin neşriyatına ait evrak kısmen okunmuştur. . Bu gazetelerden ancak bir kısmı tercüme edilmiş olduğundan, mi tebaki üç aylık - kolleksiyonlarda mevcut aleyhdar neşriyatın da aynen tercümesine karer verilmi ve muhakeme de 29 Hazirana talik ve tehir edilmiştir Ricat ettik. İtalyanın, adasından, üçümüz | birlikte dışarı, merdivene fırladık Derhal, — arkamızdan, - kapıyı da kapadık, bizimle birlikte koridora çıkmıya muvaffak olan 30-40 fa- reyi de hemen oracıkta hakladık. Rahat bir nefes almıştık: Lâkin, yaralarımızdan kanlar akıp duruyordu. Gene bizim ki neyse, fakat, Şişkocuk fena halde zede- lenmiş, fena halde yaralanmıştı. Onun da, kendimizin de yarala- rımızı hemencecik sardık, sarma- ladık. Lâkin o.. < Al Fareler , hücumda devam edi- yorlardı. İtalyanın yatak odasının merdivene açılan kapısı tahtadan- dı. Odayı artık Tebalep doldür- duklarında şüphe olmuyan fareler, TÜRKİYE İŞ BANKASI Heyeti Umumiyesinin 2/6/929 tarihli kararına tevfikan ve sermayenin 4,000,000 liradan 5,000,000 liraya tezyidi için ihraç olunan beheri 10 lira kıymeti itibariyesinde 100,000 adet HAMİLİNE AiT YENİ HiSSE SENETLE- RiNE KAYT OLUNMAĞA DAVET 2 haziran 1929 tarihinde içtima eden fevkalâde heyeti Umümiyenin esasinin 9 uncu maddesine tevfikan, ihracına karar verildiği beheri 10 Türk lirası itibari kıymette 100,000 adet HAMİLİNE AİT YENİ HİSSE SENETLERİ şeraiti atiye dairesinde bankanın eski hisselerine sahip olanlara arzolunmaktadır. MİKDAR: Eski hissedarlarımı dört bisseye mukabil edebilirler. Eski hisselerin dörde taksiminde çıkması muhte- mel hisse küsuratı muteber değildir. Yeni iliraç olunan hisse senetlerinin fi ihracı berveçhi ati gösterildiği şekilde 11,20 liradır. (on bir lira yirmi kuruş ) Kiymeti itibariyesi . . » ç Resmi Damga . . . . b Pirim ÇB haiz oldukları beher eski bir yeni hisse mübayaa BEDELİ : , 10. — Lira .— 20 Hakkı rüçhanın müddeti istimalı : Eski hissedarlarımız dahil olmaksızın hisselerine dürtte bir nispetinde isabet eden yeni hisseleri iki ay zarfında yani 10 Ağustos 929 akşamma kadar mübayaa ve bedelin aşada izah olunduğu şekilde Bankamıza tevdi ve ya irsâl etmelidirler. Bu müddet zarfında hakkı rüçhanını kullanmıyanların yukarıda mezkür müsait şaraitle ibayaa hakları sakıt olur. Hakkı rüçhanın sureti istimali : Hissedarlarımız şubelerimize 10 haziran 929 tarihinden itibaren müracaat ederek yeni hisselerin mubayıa pusula: imza edebileceklerdir. Hissedarlar bankaca kendilerine derilecek olan kayt varakasını doldurup imza ve Bankanın merkezine ve ya İstanbul şubesine teahhütlü olarak irsal etmek suretiyle dahi yeni bisselere kayt olunabilirler. Ancak senin 11, 20 lira itibariyle tamam bedeli dahi a /e ya İstanbul şubesi ve Ankara merke- Yukarıdaki müddet zarfında bedeli tesviye olunmayan mübayaa pusulalarının hükmü yoktur. Not: — Yeni Hisselerden bir Hissedara eski Hisselerin dörtte bir nispetinden fazla verilmeyeceği kayit varakasımda sehven fazla yazıldığı — vaki olursa Bankaca kontrolunda dörtte bire tenzil edilecektir. Yeni Hisselerin temettüleri Hamiline ait olarak ihraç olunan yeni Hisseler - 1929 - senei temettüünün yalnız * 5 , aylık kısmına iştirak edebile- ceklerdir 930 senesinden itibaren yeni Hisseler dahi eski Hisselerle hukukan müsavi olacaktır. TÜRKiYE İŞ BANKASI * At koşuları — Şehrimizde 6 koşu yapılacak, koşular 25 te- muzda başlıyacak ve altı hafta sıra ile devam edecektir. x£ Sıhbiye vekili — Sihhiye * Kadriye H. muhakemesi başlıyor — Kadriye H. hakkında müddelumumi talepnamesini ihzar ve müstantikliğe tevdi elmiştir. Müstantik kararnamesini hazırlıya- yekili Refik Bey temmuz iptidala- | rak mazmunları mahkemeye vere- dan avget edecektir lardı ki, çok geçmeden onu eritecekleri, ve, oluk oluk merdi- venlere akacakları şüphe medi. Netekim, işte, işte, İşte .. Bir, bir daha, bir daha... Ve, onlarla, yüzlerle fare, merdiven- lere döküldüler. Merdivenin orta yerinde bir tahta kapı daha var- dı.. Onu da kapatarak yukarı fırladık. Heyhat ki, beş dakika sonra © kapı da kemirilmiş bu- Tunuyordu. Fareler — merdivenin üst kısmını da istilâ etmiş bulu- ndular. Bereket varsin ki, mer- divenin en tepesine ulaşmış bulu- muyorduk. Fener dairesine girdik ve bu dairenin demir kapısını örttük. — Farelerin pençesinden ve sivri dişlerinden canımızı nasıl kurtar- miş olduğumuza hâlâ hayret cekti ederim. Üstümüz başımız lime lime ve kan içinde idi. Mücadeleden sonra derakap sarıp sarmaladığımız belli başlı yaralarımızdan mada da ufak tefek bir çok yaralarımız varmış meğer.. Bunlardan da kan» lar akıyordu. Ütemiz berimiz sızım sızim. sızlıyordu. Şimdi Artık, farelerin muhasara çemberi daha ziyade daralmıştı. Merdivenden, kouları ve haykırış maları, daha tahammülfersa dere- cede geliyordu. En büyül felâke' şu idi ki, ar- tık, aşagıya, erzak anbarımızla ve tatlı su küplerimizle alâkamız kes silmişti. Burada, açlıktan ve sur suzluktan geberecektik. Muhasara | en feci haddinı almıştı. (Mabadı var)