Tetrika numarası: 36 ABDÜLHAMİT VE AFRODİT « Sebep olanların gözü kö efendi! ilk fırsatta ben de Parise Sandalcıları yalının alt ka- 'tında bir oda- ya almışlardı Diğer dok-. torlar Melâha- — Efendim, im hanımın zevci Avrupa- dadır.. - Belki tanırsınız: do- | ktor Şeref © bey. Ali B., Av- Tupaya — firar eden ve meş- rütiyet — istih- sali için sene- lerdenberi Paris- te çalışan böy- le bir. adamı giyaben tanı- yordu. — Demek, Şeref — beyin haremi İstan- buldaydı ha...? — Evet efen- dim.. Kadın olduğu siçin yolunu bulup gidemedi. — * Sandalcı yalvardı — Aman beyfeni aklım, *fik- rim perişan.. ne söyledigimi bil- miyorum. malüm yaş böyle şeyler konuşmak, bomba ile oynamak kadar tehlikelidir! müsterih olunuz! Yalnız size bir şey daha - sorayım: * Böyle geç gidiğördunuz? iyükderedeki am: çazımın, yalısına götümyorduk. —| — Hanımın çocuğu filan varmı — Hmi ödim — O halde bu geceyi burada geçirirsiniz.. Ben gidip banım bakayım. — Aman beyfendi, bizim b 'vum o felâketten sonra çok sinirli oldu,. acaba bir tehlike var mı? zavallı banımcığımıza korku — ile bir şey olursa.. — Hayır, hayır.. merak edecek bir şey yok. Yalniz bir az fazlaca deniz suyu içmiş. arkadaşların hepsi doktordur.. el birliğile ha- u iyi etmeğe çalışıyorlar.. * Melâhatin elbisesini çıkardılar ve vücudünü baş aşağı çevirerek midesindeki deniz, suyunu almağa çalıştılar. —— Melâhat deniz üstünde rol ya- payım derken, / Yücüdünü — suya kaptırarak kendisinden geçmişti. Onu tam zamanında kurtarma- saydılar suların cereyanına kapı- hp boğulması pek muhtemeldi. Melâhat ancak, üç saat sonra kendisine gelebilmişti Etrafında bir çok yabancı adamlar gördü; bir müddet şaş- kın şaşkın hepsinin yüzüne dik- katle baktı ve : — Ben nerdeyim? Diye sordu. Ev sahibi Âli Bi gülerek: Bu esnada İngiliz s: » hakkında Padişahla görüşmeğe gelmişti.. mühim bir mesele — Hanımefendi: - dedi - burası | zevcinizin meslekdaşlarından biri- nin evidir. Bu gördügünüz rin hepsi de doktordur, sizi den kurtarmak için ayrı ayrı ça- lıştılar.. Geçmiş olsun! Melâhat yattığı yerden, minnet- | darlık ifade eden bir mazarla doktorların hepsini selâmladı. — Teşekkür ederim, * hayatımı kurtardınız.. Ölümden çok kork- tuğum Kalde denizde gezmeyi de çok severim.. / Fakat, artık bu “Doktorlar hep bir ağızdan: — geçmiş. olsun hamımefendi! ölüm- mühtez bir s: rarladı: —Geçmiş olsun hanım. « efffendi! Aradan bir saat 'daha geçmişti. Melâhat, yattığı sedirin üzerine | şimdi arkasını dayamış oturuyordu. | TMelâ hatin yanında kırk yaşla- rında bir kibar hanım vardı; Melâhat üstüste sıcak çay içiyor ve ara sıra onunla konuşiyordu. Bu hanım, Doktor. Ali beyin zevcesiydi.. Melâhate çok acımıştı. — Sizin gibi böyle genç ve güzel bir tazenin İstanbulda adeta bir dul kadın gibi erkeksiz yaşa- ması, hakikaten —acınacak bir haldir... — Sebep olanların gözü kör olsun, banımefendi! Ne yapayım? İlk fırsatta ben de kocamın yanına kaça cağım... AÂli B. genç kadından malümat almak maksadiyle sordu: — Doktor Şeref beyin Parise niçin firar ettiğini sorabilir miyim, hamnımefendi? (Mabadi var ) | golistandaki Hayler civarında ve | İki hükümet arasında harp mi başlıyor ! | | Son posta ile gelen Londra gazeteleri Rusya ile Çin arasın- daki münasebatın son derecede gerginleştiğini haber veriyor. Çin —memurları — Mançuryada muhtelif Sovyet konsoloshanesine, komünist — tahrikâtina — merkez oldukların iddia ederek baskın yapmışlar ve bir hayli Sovyet memurunu tevkif etmişlerir. Şimdi Sovyet “hükümeti de Çinin — eczayi — mülkinden olan Mogolostanın harici kısmını askeri al altına almağa başlamıştır. 5 yi Eksiiyesiz : Pekin mükar biri Sovyet ördularının Çine karşı icra - etmekte - olduğu " harekât hakında şu tafsilâtı göndermiştir : Mançuryada Çin memurlarının laarruzundan ve Ruslara ait Şarki Çin demir - yolu hattını - Çinliler | zaptetmek — istediğinden — Rusyâ Çine karşı ilk bil hareketi harbiyeye iptidar eylemiştir. Sov- yet kıt'atı siberyadan Çin hudu- dunu geçmişlerdir. Hududu geçen Rus kıtaatı Mo- Mançuriyanın şarkında ileri kara- kollar tesis etmişlerdir. Siberya hattı kebirinde hususi trenler külliyetli miktarda takviye | kat'atı neklediyor. Mancurıya diktatoru Çin hü- kümeti millyesi merkezi Nankine muracaat ederek memleketi, Ruslara karşı himaye edilmesini istemiştir. n icra komitesi vazi zakere için bir içtimai mahsus akdetmiştir. Çin kıt'atı Kirin şeh- riyle diğer şehirlerinde tecemmü | ten sonra Mancoryayı dahi işgale başlıyacakları ve Sovyet konso- loshanelerine yapılan baskınlardan dolayı tarziye alıp şarki Çin de- mir yolu meselesi, halledilinceye kadar ilerlemeğe devam edecek- Üleri zammolunuyı İşidilmemiş şey.. Boğazını keserek hayatını kurtarmış!.. İnsanın intihar maksadile boğa- zını kestiği vakidir. Fakat ölme- mek için boğazını kesen kimse şimdiye kadar işidilmemişti. Danimarkada M. Anders Han- sen isminde bir orman bekçisi akşam yemeğini yerken |lokmasım iğri yulmuş, ve nefes alamaz. olmuştur. | Anders jasını — yutmaya, çalışmış, fakat muvaflak olama- layınca sofradaki biçağı almiş ve bogazınin ” nefes * borüsuna” İces- Anders Bekâr olduğundan or- manda tek başına yaşar, bir kaç yüz metre uzakta oturan köylü- lerle pek görüşmezi Anders, nefes alabildikten sonra ayni odada duran telefona kadar gitmiş en yakın hastahaneye tele- fon ederek imdat istemiştir. Yarım saat sonra gelen bir oto- mobil Andersialmış ve hastahanı 'ye götürmüştür. Bir hafta tedavi 'den sonra Ânders evine dönmüş- tür. Boğazını kesmek suretile ha- | | yatını kurtaran yegâne —adam | Anderstir. Bir milyon lira — | kıymetinde bir elmas Brezilyanın , Minas — Çeraes elmas Madenlerinde geçen ay 112 kırat gelen penbe bir elmas bulunmuştur. Şimdiden bu elmasa 100,000 — ingiliz — Tirası — kiymet tahmin edi e | Rus | hikâyesi —| Noele doğru, kutl civar köylerde, ın, açlığın son dereceye var- dığı ; insanların - yamyamlaşdığı tevatür ediliyordu. Bir çok insanlar biribirlerini öldürerek yiyorlarmış. Çocuklarının açlıktan kıvrandı- ği gören bir anne, komşu bir çocuk çaldı ; kesip pişirerek çocuklarına yedirdi. Köyümüze pek yakın olan bir köyde cereyan eden şu faciadan da her kes bahsediyordu : Çocuklarının — açlıktan / ölmek” üzre olduklarını gören diger bir Âanne de, uzun uzun düşündükten gonra, * kararını — veriyor; ve ço- cuklarına: z — Yavrularım, uyuyumuz!. Şimdi gidip size et getireceğiml - diyor. Çocuklar soruyorlar: — Anne, nereden bulup geti- receksin? — O sizin vazifeniz değil... Ya birisinden isteyeceğim, yahut or- mandaki kurtların ağzından ala- cagım. Büyük kızı, annesinin kurt ağzın- dan nasıl et alacağını düşünerek, annesinin kucağına atılıyor! — Korkuyorum, ameciğim . Korkuyorum... — Korkacak - bir Haydi gidip yatın tirmem ha! Bu facia Noel gecesi cereyan ediyordu. Kadın, birer sene fasıla ile üst ste beş çocuk doğurmuştu. En üyüğü beş yaşında, en küçüği memede idi; annesinin porsumuş memesinde içecek süt bulamadı- gından yarı ölü bir halde idi; ve şey yok l Sonra et ge- ikola Laskov» dan bu masum üzerinde tatbik ede- cekti. Kadın büyük - çocuklarını hile küçüğü be- şikten aldı; kundağı çözdü; çocuğu masanın üstüne yatırdı. Ağzına verdi. Çocuk bütün kuv. iğine rağmen emziği emme- v ll O Vakir ni çocuğun başını kaldırmak -i ensesini gıdıkladı; ve,,, öteki elile de gırtlağını kesti. Çocuk, kan zıya edip de tama: mile ölünce, kadın, cesedi parça- ladı; ve bir tencereye koyarak yanan- fırına koydu. - Yalnız bar- saklarısı “atöşe atarak kül etti. Masanım üstündeki kanı temizle- 'dikten sonra, çocükları uyandırdı. —ii Hd güzel “ kızarmış '«t var! Haydi, Biç bırakmadan y ğ ci Anladınız mı? Ben, şuraya; komşuya ialar gideceğim. Çocuklar bağrıştılar : — Hayır, hayır 1... Anne ! Git- mel Sen de otur da et ye .. — Olamaz. Bu pay sizin ! Böyle dedikten sonra, kapayıp gitti. Çocuklar Kızarmış etin başına üşüşerek yemeğe başladılar.. kar- deşlerinin etini hiç bırakmadan yiyeceklerdi. Eyice pişip şeklir Ben payımı yedim! kapıyı |kaybetmemiş el ve ayakları gördük- leri zaman yediklerinin insan eti olduğunu anladılar; ve hepsi be- raber koşarak kapıyı açtılar; ilk gördükleri şey, annelerinin “izba, “—Rus evi, — direğine asılmış cesedi. oldu. Vakıf akarlar müdürlüğünden: 1 — Asmaaltında Çelebi oğlu Alâettin mahallesinde Tahmis soka- ğında (5-7) No. Tahmis hamı namile maruf dört satıhlı ve beher sat- h birer salayı müştemil ardiye teslimi tarihinden (934) senesi Mayıs gayesine kadar kiraye - verileceğinden kapalı zarf usulile - Haziranın edinci gününden yirmi dokuzuncu Cumartesi günü saat on dört bu- uğa kadar müzayedeye konulmuştur. 2 — Mezkür ardiyenin mahalli mahsusuna masrafı kendisine ait olmak üzere yük asansörü koymağa ve hitamı akitte ref ve ya teber- rüan bilâ bedel vakfa terk eylemekte müstecir muhtardır. 3 — Talipler müzayede ve münakasa ve ihalât kanununun onuncu maddesi jmucibince teklifnamelerini bir zarf derununa vaz ve temhir ve üzerlerine isimlerile şöhretlerini tahrir ederek mezkür memhür zarf (2700) lira miktarındaki teminatı muvakkate makbuz ilmühaberi ve ya aynı miktarı natık Bank kefaletnamesile diger mühürlü bir zarf derununa vezedilecek ve mazrufun üzerine teklifnamenin bu ma- hallin talep ve isticarına ait olduğu işaret oluna 4 — Müzayededen aktem teminatı muvakkate suretinde ve ikinci madde mucibince ita kılnacak miktat badelihale on gün zarfında müddeti icara ait miktar ihale üzerinden teminatı katiyeye iblâğ olunacaktır. 5 — Telipler müzayedenin ddem işbu zarfı bir makbuz mukabilinde encümeni idare riyaz edecektir. 6 — Talipler Vakıf akarlar müdürlüğüne müra: vamenin bir suretini alacaklardır. Dahili müzayede olanlar tarafından işbu şartname ahkâmı mündericesi tamamen kabul ve ziri imza kılına- rak balâda birinci maddede muharrer teklifname ile birlikte memhur zarf derununa mezkür şartnamenin de itası lâzımdır. Binlâk ve Eytam Dankası müdürlüğünden Satılık fabrika 1 — Ankarada Hatipçayı mevkünde kâin kozma fabrikası namiyle maruf olup bankamızın mutasarrıf bulunduğu fabrikanın satışı taksitle müzayedeye konmuştur. 2 — Müzayede kapalı zarf usulü iledir. İhalesi 24 haziran 929 pazartesi günü Ankarada idare meclisi huzurunda icra olunacaktır. 3 — Satın almak isteyenler (2250) liralık teminat irae ederler. Bu teminat mektubu teklif mektuplarile beraber ihale gününe yetişmek üzere bizzat Umum müdürlüğe verilir. Yahut taahhütlü olarak posta ile gönderilir. 4 — İhale bedeli bilâ faiz sekiz taksittedir. İlk taksit peşindir. 5 — Talip olanların İstanbul ve ya İzmirde şubelerimize ve yahat Umum müdürlüğe müracaatla mufassal şartnamemizi mütalâa etmeleri 've müzayedeye iştirak halinde bir lira mukabilinde bir nushasını alup teklif mektubuna raptetmeleri icap eder.