D SÖ — meke 10'Mayıs 1929 terkibe yem Sakifer3- TAKSAMDAN AKŞAMA Yapmıyın yahu! Etmıyın yahu! ötküç » isminde bir kitap geldi. Evvelâ öyle sandık ki, Bolşeviklerden kaçarak İsbaokela yerleşmiş bazı Tatarlar, bir şarkı risalesi çıkar- mışlar! (Öyle ya: “ötküç, “ötmek,, fi'linden gibi durmıyor mu?) Fakat kabın attında ANKARA, ilk sahi- fasında da “ Devlet Matbaası damgasını görünce; ve, gene ilk sahi- fadaki izahtan ötküç ün “hikâye,, olduğunu anlayınca, bu türkçe (?) kitabın metnini alâkayla okumağa giriştik . İtiraf edelim ki, bu espe- , uydurma dili anlamakta müşkülât çektik... Müellik Doktor Hamit Zübeyr beyin hikâyeleri, dercengievvel, | mevzuları itibarile yavandır , sı- | kıcıdır;. saniyer, eserin sonuna ilâve ettiği kelime cedvelile, ir tetebbu — esasına — istinat ediyor- | muş gibi. göstermek istedi | kitap, insan : ciddi rini yapmıyor: " Sinci sahifayı açın — ismi, üçüncü satırda Ayşe, satırda, bilâsebep Ayşa; suretinde yazılmıştır. T inci sahifada “ Gözleri fıldır fıldır. parlıyor. , ibaresi / vardır . Fıldır. fıldır, parlamayı değil, dönmeyi ifade eder. Binaenaleyh bu tabir yanlıştır. 5 inci ve müteakip sahifalarda .Bebe yapmak,, lâfı mevcuttur ki, Bu, olsa olsa tatlısufrengi türkçe- sidir. N 5 inci sahifadaki “koşkullanmak, mastarının doğrusu “kuşkulan - mak,, tır. 4 üncü sahifada «kulak - kesil- yerine - (güya “ kulak , | türkçe değilmiş de bu kelimenin aslı bulunmuş gibi)- “özen kesil- is olunmuştur. 'özen, irkçe değildir “uzn, uzün, kelimesinden mu- harreftir; arapçadır. İki üç sahifa içinde bu kadar fahiş hatalara kapılan bir mü- ellife türkiyatçı denilemez. O halde, Dr. Hamit Zübeyr bey, eserini, ne maksatla yazdı? O ki, daha yazı yazmanın cen — basit esaslarını bile bilmiyor ; faraza, satır başına geçecek yerde satır başına — geçmiyor; geçmiyecek yerde geçiyor. Zaten bir hars iğtişaşı içinde yiz. Pek rica olunur, bilenler, bilmiyenler, hep birlikte işe karı- şarak ortalığı curcunaya çevirme- ler. Fena eserlerle “karşılaşa- olursa, halkın “Ayşe altını cal okuyacağı varsa da okumaz. Etmeyin, eylemeyin, — yazıktır. be yahul. (VâzNü) Havada gazetecılık Amerikan muharrirleri havadan havadis veriyorlar Röyter ajansının Nevyork mu- | babiri bildiriyor: Nevyork gazete muharrirlerinden bir — grup büyük — tayyareler ile şimali Nıyucersey de bir te- mezzüh yapmışlardır. Bu seyahatta muharrirler boş | durmayıp gazetelerine yazacakları şeyleri tayyareden telsiz telefonla heyeti — tahririyedeki — kâtiklere | dikte etmişlerdir. | Meselâ — hikâye muharrirleri | hazırladıkları hikâyeleri telsiz tele- fonla yazdırmışlardır. Bu tecrübe gazetecilerin yer yüzündeki kari- lerine havadan havadis ve hikâye okutebileceklerini isbat etmiştir. ŞEHİR HABERLERİ Devlet bankası İstanbuldan bazı mütehassıslar ankaraya gidecek Ankarada Devlet bankası etra- fında tetkikata devam edilmekte- dir. Almanyadan gelen mütehas- sıs M. Müller bu hususta maliye- cilerimizle tamas etmektedir. Ma- liye — vekâleti bu — münasebetle şehrimizde — bulunan bir kaç banka müdürünü Ankaraya davet edecel Banka mi lerinin paranın — memleket — dahilindeki | tedavülü, — kambiyo hareketleri hakkındaki edilecektir. Şirdiye kadar yapılan tetkikat neticesinde bankanın esasları te- karrür etmiş gibidir. Söylenildi. ğine göre Devlet bankası Bankdö frans gibi bir devlet bankası olmuyacaktır. Tesis edilecek ban- kanın Amerikanın federal siste- indeki bankasına müşabih ol: cağı — anlaşılmaktadır. banka sistemi, buhran zaman - larında ikinci iskonto muamviesi yapacak tarzdadır. Almanlar da markım kıymetini tespit ederken Amerikanın federal sisteminden istifade etmişlerdi. Kurbanlık koyunlar Kurban bayramı münasebetile fikirlerinden istifade bayvan tacirleri koyun celbine Başlarmışlardı DK Ekseri/ siparişler İzmire — veril- miştir. Bu ay zarfında İzmirden 25 bin koyun gelecektir. Şark vilâyetlerinden - koyun — nakliyatı azalmıştır. [an h_;:iı Vapurcular arasında rekabet başladı Seyrisefain idaresile hususi va- purcular arasında rekabet başla- miştir. Rekabet ” şimdilik hattı üzerinde cereyan etmekte- dir. Seyi tarifelerine göre buradan İzmire tüccar eşyası navul ücretleri ton başına beş liradır. İzmir hattında seyrisefainden baş- ka bir kaç vapur kompanyası da vapur işletmektedir. Vapur mıktarının fazla olması vavul üçretlerini düşürmüştür. Dün İzmire kalkan vapurları gene rekabete başlamışlar, navul- har bir liraya kadar inmiştir. Bu işten vapurcular ziyan ettiği gibi H d n Geylair ü navul ücretlerinin inip 'ndan şaşırmaktadırlar. etlerde bayram tatili Hidematı umumiye ile meşğul tramvay, elektirik, terkos havağazı ve telefon gibi şirketlerin müstah- demini, mil ve dini bayram- larda mezuniyet alırlar. Hibuki bazı şirketler, müstahdemlerinden hırıstıyan ve musevi olanlara yılbaşı, paskalya gibi bayramlardı mezuniyet verdikleri halde, Türk memurlara dini ve milli bayram- lardan istifade etmelerine müsaade etmiyorlar. Bu, alâkadarların şikâ- yetlerini celbetmiştir. Türk müstahdemlerinin milli ve dini günlerinde tatilden istifade etmeleri / şirketlere tebliğ edil- miştir. Bayramda Tekirdağına seyahat Bu sene kurban bayramında Matbuat — cemiyeti — tekirdağına bir seyahat tertip edecektir. | tamiratı hâli Bahçekapıdaki set Şehremaneti — Bahçekapı seddi kaldırmağa karar vermi: Lâkin bu set hâlâ olduğu - gil Şehrin en işlek yerinde böyle biçimsiz bir man- zaranın durması bilmeyiz ne dere- ceye kadar doğru olabilir. Yolu kaplayanlar Köprü üzerinde bazı dükkânla: rın yola tecavüz ettiklerini ve tentelerinin gelip geçenlere yol bırakmadığım yazmıştık. Köprü- ler müdiriyeti esnafı davetle ken- dilerine kati tebligata muhalif hareket edenlerin kontratlrı fesh- edilecektir. Kıdık'_ıiy “iskelesi Köprünün kadıköy iskelesinin ikmal edilememiştir. Halk Karaköy tarafından , leye tahta, egreti bir merdivenden iske- inip çıkmaktadır. Vapur zamanla- rında bu — merdiven kalabalık olmaktadır Acaristan kıyamı Nisanda başlayan kıyam hareketi teskin edildi Taymisin fevkalâde İstanbul — muhabiri bildiriyor: Acaristan Sovyet cum- buriyetinde ahiren zuhur eden kıyamın — basdırılmış — olduğunu haber aldım. Yüz elli Acar Tür- kiye hududunun — beri ” tarafına geçmişlerdir. Bunlar Erzurum da ikamete mecbur edilmişlerdir. Acaristan Türkiyenin Asya hu- dudunda 400,000 nüfuslu muhta- | riyeti haiz bir cumhuriyettir. Mer- kezi Batumdur. Kıyam çiftçi ahali ile genç komünistler - teşkiliti arasında zuhur eden münazaalar- dan dolayı geçen nisan zarfında zuhur etmiş ve teskini için Sovyet askeri kıtaatı sevkolunmuş idi. Nebati yağ Şehrimizde bir fabrika açılması isteniyor İstanbulda bir nebati yağ fab- rikası tesisi için sıhhiye vekâletine bir müracaat vakı olmuş ve bu Emanet encümeni bu müracaatı tetkik etmiştir. Müracaat edenler fabrikanın çıkaracağı yağın yüzde ı ve üst tarafının iva etmesini teklif etmişlerdir. Bu müracaat hakkında emanet encümeni henüz bir karar ver- memiştir. Emanet yemeklik yağların mahlut olmaması lâzım geldiğinden böyle bir müracaatı kabule taraftar gö- rünmüyor. Halbuki Emanet geçen- de yemeklik yağ diye mağşuş yağ imali için fabrika açmağı düşünmüşmtü. Nebati yağ dünyanın her tara- fında satılır. Gıdası, kokusu yok- tur. Bunlar hiç olmazsa mideyi bozmazlar. Mağşuş yağdan ise nebati yağ her hâlde daha eh- vendir. Cumartesi günü 1500 alman seyyah geliyor Mayısın 11 inci Cumartesi günü şehrimize 1500 den fazla seyyah gelecektir. Bu seyyahlar arasında Almanyanın bir çak maruf şahsi- yetleri vardır. Bu - seyyahlara mevcüt — tercümanlardan — başka Darülfünun gençlerinden almance | bilenler de refakat edeceklerdir . Konservatuvar Taksimde inşasına kati surette karar verildi 100 binlirası İdarci hususiye tarafından temin edilen konser- vatuvar binasının nerde yapılması muavafık olacağı hakkında kat'i karar verilmiştir. Bazı — zevat — konservatuvarın Şehzadebaşında Letafet apartmanı yanındaki eski karakol binası ar- sasında yapılmasını müdafaa etmiş- ler, diger bir kısımda Taksimde yapılması muvafık olduğunu iddia eylemişlerdi. Nihayet “Avrupadan — şerimize gelecek olan temaşa truplarının temsillerini verecek bir tiyatro ve Avrupadan şehrimize gelecek maruf musikişinasların konser vere- cekleri bir salon bulmaları itibarile konservatuvarın Beyoğlu cihetinde yapı daha muvafık gürül- Takayle yamlırak ulun büşei nın inşaata Hazirandan — itibaren başlamak üzere şimdiden hazırlık yapılmaktadır. ARADA SIRADA Doğruyu Falih Rıfkı söyledi Falih Rıfkı beyin Akşamda işar eden edebiyatımız hakkın- daki sözleri,ümit ederiz ki, ken- dilerini dev aynasında gören ede- biyat sefinesinin gemi aslanlarının burunlarını biraz kırmıştır. Aruzdad. heceye — geçtiğimiz, tetabuu izafattan kurlulap sade dille yazmağa başladıgımız gün- den beri, aramızda tanzimat dev- rinin dahilerine taş çıkartan da- hiler peyda oldu ve bütün cıhan edebiyatının şaheserlerini - solda sıfıra indiren şaheserler yazıldı... Ve on beş senedenberi, Babtâli kütüphanelerinin camekânlarında lebiyatı rengârenk kalın ciltler inde çarmıha gererken, cellât- ları pohpohlayıp koltukladık. Sa- natın / şahikasında — kurdugumuz mevbum tahta, bebek oynar gibi, kukladan dahiler — oturtup kal- dırdık. Ruşen Eşref beyin * Diyorlar ki , eserini okuyun, söylenen şeyler, yürütülen fikirler, aşağı yukarı, bu gün Hikmet Feriduna söylenenlerin aynidir. Mehmedin yazıları şaheser dir, Mehmedinki- lerin hiç kiymeti yoktur. O zaman dediler ki: Ne yap; tiyse “Fecri ati, yaptı Bu gün diyorlar ki: Fecri ati yoktur, edebiyatı yapan biziz... Ve bü- tün bu kuru iddiaları çok beliğ bir hakikat kökünden söküp atıyor; Esersizlik. Falih Rıfkı beyin şu suallerine cevap verebilir miyiz: Az çok dil bilen, kafası işleyen bir Türk, zevki için ve bir şey Öğrenmek için, sağdan yazılmış kaç kitap okumuştur? Asırlardan beri yazılan yüzbin- lerce nesir ve şürlerimizden han- Falih Rıfkı bey: Cessur olalım! diyor ve büyük bir cesaretle - ve itiraf ederim ki: biraz haksız da olarak - kendini dahi inkâr edip, — edebiyattaki — hiçliğimizi belki çok acı, fakat çok samimi duygular ve delillerle haykırıyor.. Falih Rıfkının çok hakkı vardır. * Türk inkilabının en güzel ve en ör hassası — cesurluktur : Cesur olahm ! , ve artık — övünmeyi birakalım da çucuklarımıza gülü- nç olmayalım. Evlâtlarımıza: Size edebi eser bırakmadık, türk ede- biyatını siz yapacaksınız! demek, Türkün faziletinen ve cesaretinden bir nümune daha göstermiş ol- mak demektir, gülünç olmaktan kurtulmuş olmak / demektir. İçi- | mizde Falih Rıfkının kuvvet ve kudretinin fevkinde bir muharrir bir edip yoktur sanırım. Bu günün en kudretli kalem Sahibi cesaret bayrağını açtı.. Onun yürüduğu yolda yürüyelim. Artık ne kı dimizi aldatalım, ne de yarınki nesli... Yalnız bir şeyle müteselli ola- hm: Edebiyatın temelini / attık. Evlatlarımıza bir lügat bırakaca- ğız. Gene ne mutlu bize. Su şirketinden şikâYetler —| Su saatlerinin bozukluğu yüzü den fazla ücret yazıldığından ve günün muayyen zamanlarında su kesildiğinden — bahisle emanete vuku bulan şikâyetler çoğalmıştır. Emanet bu şikâyetleri Nafia ve- k letine bildirecektir. Darülbedayi sanatkârları Darülbedayi sanatkârları İzmire gelmek üzeredirler. Sanatkârlar bir haziranda burada bulunacak - lar, doğruca Karadenize gececek- lerdir. Selâmi - işten çekilen bir borsa acentası Bundan bir kaç gün evel varna isminde bir acenta Kambiyo bor- sasından çekilmişti. Varna hakkında bir - kaç ala- caklı borsa komiserliğine müraca- 'at etmiştir. Borsa komiserliği bu şikâyetleri meclise havale etmiş- tir Meclis şikâyetleri tetkik etmek- tedir. Bundan başka iki acenta hak- kındada şikâyetler vardır. Borsa komiserliği bu şikâyetleri tetkika başlamıştır.