ü . 8 Mâya 1929 | Akşam y Ydadi $e 'AKSAMDAN AKŞAMA Z - Adaptasyon korkusu Hikmet Feridunun — “Edebiya- tımız ne halde?,, anketinde, bir çok mühterem . zi dair, teveccühkâr fek beni — mahçup bıraktılar; bazıları da, mevzularımın ekseri- yet itibarile cenebi İisanlarından fadapte edilmiş bulunduğunu, belli başlı kusurum olmak üzere, ileri | sürdüler. Bu gibi anketlerin bir faidesi de, tarikı müstakimden sapan el Ç davetti nde de intibah hasıl oldu. “Sir- kati mezu, dan artık vazgeçtim. 'Tövbekâr oldum . ( Fakat, alış- mış kudurmüştan beterdir; töv- bem ne zamana kadar devam edecekt bilemem! ) Şimdilik, “A- dapte edilmemiş hikâyeler, ser- namesile, sırayla, felif yazılar fazmaya, “kat'ı zeban, edilmek- ten kurtulmaya karar verdim. Bir kararı vermek kolay, amma, © kararın tatbıki (Netekim, itfaiye , seyrüsefer Bu iki iş bir amir tarafından idare edilemez Havalar isindi, uzün bir kışın şiddetli ıztırabını aylarca çeken halk artık yollara, caddelere dökülmege başladı. Bilhassa cuma günleri Beyoğlu İstiklâl caddesi şehrin bütür kalabalığını cem ve cezbediyor. * Vaktile bu — cadde üzerinde otomubillerin -tevakkuf etmeleri men edildiği balde son günlerde bu memnuiyete o kadar riayet edilememektedir. Halbu ki esasen dar olan bu caddede mururu ubur müşkülâtla temin ediliyor. Vazi- iken nlnmn— yet bu merkezde billerin caddeyi — is müsade edilmesi doğru dej Aramvayların ön sahanlığına bini İtfaiye ve Seyrüsefer işleri şehrin memesi tahti karara alınmıştı; — en mühim iki işidir. Halbuki bu tatbik edilmedi.) Ben de, tatbikat — iki iş son zamanlarda İtfaiye mü- cihetinden müşkülâta uğramak- — dürü İhsan beye tevdi edilmi; tayım, Bir adamın bu iki ve pek güc Anlatayım : işi tedvir etmesine imkân yoktur. Hiç bir avrupalı muharririn — İhsan bey, haddı zatında gayyur tesirinde kalmamak için, “Adapte edilmemiş hikâyeler,e başladığım- dan beri, bütün frenkçe kitapları kapadım. Hattâ, kütüphaneme yaklaşmıyorum. bile ... Mevzuu, hayatta arıyorüm ... Hayattan — mevzu — aramak ? . Hmram... Epiyce çetincene bir iş! Faraza, vapurda giderken, yanımda otura niki kadının muhaveresin: biç çaktırmadan, kulak misafir oluyorum. Aman yarabbil İçlerin » den biri, öbürüne, ne hoş bir macera anlatıyor: Gelini, oğlunu, öteki oğluyla nasıl aldatmış.. Yüre- ğim “hopl,, ediyor. “Haydi şu işit- tiklerimi yazayım! , diyorum. Fa- kat, fakattt . Bu mevzu, benim mi?... Bir rus muharririnin yazısını okuyup aklımda kalanları yazmakla bir türk kadınmı dinleyip aklımda kalanları yazmak arasında ne fark var?. “Kaynına âşık gelin, mevzuu benim değil ki.. O kadının! Beyoğluna çıkıyorum. Bir sine- ma afişile karşı karşıyayım: Bir adam, yatakta bir kadını vahşice- sine testereyle boğazlıyor. Kö: madalyon şeklinde diger bir resim gösteriyor. Mesele gün gibi meydan- Bunu, hikâye diye yaza- Fakat, fakattt... Pardonl, Bu da telif hikâye mi sayılır? Mevzu, benim değil kil.. Sinema- cının eseri! | Gene olmadı... Melül ve mahzun, yoluma de- | vam ediyorum... Düşüne düşüne, caddeleri —arşınla ha arşınla ba... Vah zavallı garp lisanı bil- meyen — muharrirler vahl! Günde B-5 sütun yazı yetiştirmek mec- buriyetinde kaldıkları zaman, aca- t:. hep böyle, hayattan — mevzu playacağız diye, tabana kuvvet gıkıya mı girerler? Birdenbire bir kalabalıkla k: laştım. Sokulup - baktım ki, Bir tramvay bir çocuğun bacağını iş.. Ortalık kan revan içinde.. İea ci kaba çoplakl Hh tamam! Bir facia mevzuul.. Fakat fakatttt... Pardoooonl.. Bunun da gahibi varl.. Bu da, Tramvay şir- ketinin eser Meyerse ortada mahlül mevzu yokmuş yahull Oh, ne ( Vâ-Nü ) bir gençtir. Fakat bir vazifesinde meşgul iken diğer vazifesi bizza- rur. ihmal ediliyor. Binaenaleyh her iki işin de hüsnü idaresi için İhsan beyin işlerini daha esaslı tanzim etmesi lâzımdır. Yeni lağımlar Bu seneki şaıîîtiyır mec- ralar evlere bağlanacak Eminönünden Eyip ve Beyazıda kadar yapılan kanalizasyon şebe- kesi iki aya kadar tamamile bit- miş olacaktır. Bu inşaatın ikma- linden sonra inşaat ” programına göre bu seneki inşaat kısımı ikmal edilmiş olacaktır. Emanet kana- lizasyon şebekesini bir an evel işleyebilmek için evlere raptede- cektir. Kanalizasyondan — ne * suretle Üistifade edilmesi lâzım geldiği Avrupadan avdet eden Ema- göre tespit edilecektir. Avrupa- heyet, Paris, Berlin ve şehirlerindeki - kana - lizasiyon mecralarını tetkik et- mişlerdir. — Meselâ — Marsilyada kanalizasyonun — tasfiye — havuzu limana 2 kilometro uzaklığında- dir. Limanımızda yapılacak tasfiye havuzunun Un kapanı ve ya Sa- | yay burnunda yapılması düşünü- lüyor. Emanetin — Avrupadan — sipariş Vettiği tasfiye aletleri — bu hafta zarfında gelecek ve şebekenin geçtiği sokakların her iki tarafındaki evlerin —lağımları — kanalizasyon Şebekesine raptedilecektir. Aanadoluda zeriyat Anadoludan gelen haberlere göre bu sene ziraat “sahasında daha çok bir faaliyet vardır. Evelce tarlalarını ekmeyip şehir- lerde satıcılık edenler şimdi gene tarlarına avdet ediyorlar. Bu hal | istihsal hayatımız için pek bayırlı bir alâmettir. yağ fiatleri düşmeğe başladı Piyasada yağ fiatlerinde bir tenezzül - başlamıştır ." Trabzon, Kars havalisinden taze ilk bahar yağları gelmektedir. Toptan fiat- ler 190 kuruştur. net heyetinin bazırladığı rapora | Son zamanlarda İstanbula fazla mıktarda atomabil gelmektedir. Resimde ambalaj halinde gümrük rıhtımına çıkarılan yeni otomabil- ler görülüyor. — Köprü gişeleri Köprü gişeleri beton olarak niden inşa edilmektedir. Yeni gişeler yapıldıktan sonra eski ahşap barakalar yılılacaktır. Sun'i çiçekler ir zamanlar rusların kâğıttan yaptığı sun'i çiçeklerin imalini şimdi 'takım kimseler sanat etmişlerdir. Bu adamlar epice de iş yapmaktadırlar. Gazi koprusu Köprüyü yapacak mııheıııiıs bu gün geliyor Gazi köprüsünün projesini tan- zim edecek olan Fransa Nafia nazareti erkânından M. Piju bu gün Marsilya tarikile şehrimize gelmiştir. M. Piju, evelçe kendi- sine verilen malümata göre pro- jeyi tanzim etmeye başlamıştır. Ancak köprünün ayaklarının adedi, — köprünün — mesnetlerini tayin etmek için Un kapanı Azap kapu cihetlerini ve bu suların derin mahalinde gör- mek ve tetkikatını tamamile ma- hallinde yapmağa ihtiyaç vardır. Fransız mühendisi” bu tetkikatını yaptıktan sonra Parise dönecek ve projeyi altı ay zarfında ikmâl edecektir. M. Piju Avrupanın en maruf köprü mütahassıslarından biridir. Mumaileyh yaşlı bir zattır. Sınıfları tenzil edilen tacirler Ticaret odasına bazı tacirler ınüracaat ederek sınıflarının - ten- zilini istemişlerdi. Dün oda idare heyeti 15 tacirin sınıfını tenzile karar vermiştir. Francala ve ekmek narhı Zahire borsası fiat cetvellerin- de bir tebeddül olmadığından francala ve ekmek fiatleri bu hafta için ipka edilmiştir. Kadıköy iskelesi Emanet iskelenin | tamiri için müra- catta bulundu Köprünün Haydarpaşa-Kadıköy iskelesi senelerdenberi tamir yüzü görmemiştir. Emanet iskelenin bilhassa kış ve fırtınalı zamanlarda çok teh- kikeli bir vaziyette olduğunu ileri ürerek iskelenin yeniden inşası SeyriSefain idaresine müra- caat etmişti Filhakika bu iskele pek harap bir haldedir. Vapura erken ge- lenler oturacak yer bulamıyorlar. Bu yaz iskelenin esaslı bir suret- te tamiri lâzımdır. Emanet heyetifenniye müdürü Şehremaneti — heyeti — fenniye müdürü Ziya beyin heyeti fenniye müdürlügüne tayininin seneci dev- riyesi münasibi Emanet mü- hendisleri tarafından Ziya beyin şerefine Turkvazda bir çay ziya- feti verilmiştir. Ziyafette Şehre- mini Muhiddin B., heyeti fenniye erkânı, sair bir çok mühendisler bulunmuşlardır . — Muhiddin B. Ziya beyin Emanetteki mesaisin- den son derece memnun olduğunu söylemiş, Ziya B. mukabele etmişti Gö: tepede Çağırıldığı hastaya gitmiyen bir doktordan şikkâyet ediliyr Nisanın 30 uncu salı günü Cöz tepede Vacit B. namında bir zat birdenbire fenalaşarak ölmüş ve maruf / hekimlerimizden bir zat çok yakın bir yerde bulundu;u halde hastanın imdadına yetişe- memiştir. etmiştir Müdafai milliye vekâleti terce- me şubesi müdürü kaymakam Sadık beyin kayın pederi mü- hendis mektebi Fransızça mual- limi Vacit bey Nisanın 30 uncu salı günü sabah saat 10 da bir- denbire fenalaşarak düşmüş ve Vak'a şöyle cereyan istenmiştir. O esnada Faik Paşa namında bir zatın köşküne konsültasyon maksadile gelen doktorlarımızdan bir zat, hastanın köşküne iki da- kikalık bir mesafede bulunduğu halde gelememiş Faik paşa köşki 'ndeki konsültasyonu bitirmiş Hamdi B. namındaki diğer bir zatın evine gitmiş, bu esnada uzunca bir müddet geçtiği için vacit bey fenalaşmış, ve bir müddet - sonra Nezfi dimağiden ölmüştür. Bu vaka Göztepe büyük bir teessür ve mucip olmuştur. Müteveffanın etibba muhadenet cemiyetine şikâyette bulunmuştur, müddei umumiliğe de müracaat edecektir. muhit Tütün ziraatının tahdidi Tütün — ziraatının tahdidi. için bir kanun lâyıhası hazırlanmiştı. Ankarada bulunan tütün inhi- sarı müdürü Behcet B. lâyiha hakkında şurayi devlete izahat vermektedir. Behçet B. cumar- tesi günü şehrimize avdet ede- cektir. derhal civardan hekim getirilmek | UZUN BIR SEYAHAT Bakırköyden yeşiköye Yeşilköye gidecekken — yanlış lkla Bakırköyde trenden indiği- niz hiç vaki mu? İnip de iki eliniz, iki ' arkasından baka kaldığınız var mıdır? Eğer yoksa aman olma- sın... Zira haliniz berbattır ... Geçen gün anket almak Bendeki hafıza da bafızadır hani. Sen tut sorup süal etmeğe lüzum görmeden: — Halit Ziya beyin köşkü bu- radadır.. Diye Bakir köyünde trenden ( Neden sonra kör olasıca aklıma Mavi siyah muhar- ririnin Bakır köyünde değil yeşil köyde oturduğu geldi, geldi ama kaç para eder?... Şimdi efendim - Yukarıda si ledi İ - kaldı mi iki elim iki böğrümde.. Ne yapayım? Neyleyim? diye düşünürken istas- yonun yanında / Sıra ” sıra duran arabalar, — otomobiller - gözüme . Arabacının birine yaklaşa- Fak sordum: — Kaça götürürsün Yeşilköye?. — Dört buçuk liranızı alırım... Demez mi? Takse varken arabacı ile pazarlığa kalkışmak lüzumsdu . Bir. otomobile atla- dım... Yola vevan olduk.. Git git bitmez, git git bitmez... Tamam şöyle doğru kesdirme bir yola geliyoruz.. Meselâ Yeşil- köy burnumuzun ucunda.. - Be adam şu kesdirme yoldan gitse- ne, Hayır!. Şöför efendi direksiyonu çeviriyor, tamamile aykın bir yola sapıyoruz.. Haydi tekrar git babam git ... Bittabi gene Yeşilköy gözden kayboluyor ... Bu minval üzere belki kırk gördük kaybettik... İmkânı yok şoför dogru kesdirme — yoldan gitmiyordu... Nihayet - dayanama- dim sordüm: — Yahu neden kısa yoldan gitmiyorsun ? Aman Beğim... Hiç o yoldar. geçilir mi? Canımı sokakta bul- madım ben — Neden' — O yol uğursuzdur.. Bizim Bakırköy - Yeşilköy soya- hatı şöyle böyle bir saat üç çey- rek filân sürdü.. Halit Ziya beyin köşkünün — kapısına — geldiğimiz zaman takseye baktım: 460 kuruş!. Arabacının hakkı varmış meğerse, Halit Ziya beysonradan anlattı Ab- dülhamit zamanında o yoldan geç- |ömek yasak edilmiş, geçenler ce- zaalandırılyormuş, ve © gün bu gün Yeşilköy ile Bakırköy arasın- daki kesdirme yoldan geçmek ugursuzmuş. insan kıtalar, illimler se bü kabar büyük e düşünüş farkına rast ğelmez.. İstanbul bu.. Garabet cihetinden Amerikaya bile taş çıkarır vallahi, Yerli marulu başladı Kaç günden beri şehrimizin civarındaki — bahçelerden - marul çıkmağa başlamıştır; iki gündür satıcılar ” yedikule bağırmaktadır. Milif Fransız kü(llııhıııııının azameti Fransanın — milli “kütüphanesi cihanın en zenğin kütüphanesidir. İçinde 4,000,000 cilt eser vardır. Bu kitaplar yan yana konulursa tam 98 kilometroluk bir uzunluk teşkil eder. Bir bisikletçi saatta 15 kilometruluk bir süratle koş- marulu - diye | mak şartile ancak 6 saatte kat'eder. İ okuyucu ise bu cildieri ancak 2,000 senede okuyabilir. kere Yeşilköyü gördük kaybettik, "