— Demek tekrar evlenmemeğe karar verdin . — Evet. — Sebebi nedir. — Tahdidi teslihat tarafdarı sulhperver olmam... — Aman bu rüzgârl Eteklerimiz havalanıyor. — Şikâyet etme, ben geçen hafta zengin havalandım. bir beyle bu sayede 22 sene, 3 ay 4 gün ayrı dür: düktan sonra, eski mekctep arka- daşı Hicri beyle karşılaştı — Vay! sen misin? — Benim ya. — Ne yapıyorsun?.. — Manifatoracılık - yapıyorum. Güzel bir karım, 4 tane de çocu- ğum var. Ya sen? — Ben de öyle, benim de gü- zel bir hatuncâğzım, 4 tane de çocu- gum var, ben de ticaret yapıyorum. 15 gün sonra tekrar karşlaştılar. —ER. Ne var ne yok baka- hm? — İşilik... On beş güne kadar bir iş yapıp zengin olacağım, — Ben de öyle.. On beş gün sonra servet bekliyorum. 20 gün sonra gene rasgeldiler: — Ben — manifatoracılığı — terk ettim. Erenköyüne taşındım, şa- Tapçılık yapıyorum. — Bende - öyle... Bostancıya gittim. Sirke yapıyorum. Her zaman arkadaşından ayni sözleri dinlemek, “ Ben de öyle , cevabıni almak sini ine dokun- başladı. Bu hal devam ede- Bu kadarı fazla idi. O ne ya- parsa, Hicride aynmımı yapa- caktı?.. Başka bir şey düşündü Mide İki bekâr karşılaşırlar: — Evde bir hanım olmaması kötü şey... Ahçı kadmın yemekleri midemi bozdu. Halbuki evli ol- saydım, karım yemeklere itina ederdi. Evleneceğim. a — Benim ahçı kadınla. Garip tesadüf ve bir ay sonra Hicriye rastgelince: | — Başıma — gelenleri — sorma | birader, dedi, karım bana ihanet ediyor... Perişan bir haldeyim. — Ben de — Seninde mi karın — ihanet ediyor? — Hayır, senin karın, Zahip beyle her ikimize de ihanet ediyor.. Ben evli değilim; çocugumda yok. — Peki, bana - söylediklerin ? — Karın tembih etti. Kocam sana ne derse: Ben de öylel diye ci Küi ea bay gefler. mek için başka çare yoktur demişti. Ne dersen: Ben de öyle! diyordum! — Şefik sana ihanet ettiğimi söyledi diye surat ediyorsan haksızsın; duyduğunu söyler. NM I Cönül... Jik güneşten istifade edip Ada- ya gittiler. İssız çamlıklarda kolkola do- laştılar, aşıklar yolunda omuz omuza gezdiler, tenha, kuytu bir verde baş başa oturdular. Erkek hümmalı bir sesle sordu: Benden evel kiminle seviştin? | Kadın cevap verdi — Hiç kimseyle... Adaya geldiğim dar kalabalıktı. Geçen sene Ka şöyleniyorda: v u manzaranın güzelliğine bek Bek değip ge güzel.. Bak güneş ne lâtif., Hele dün gece- nin zevkine doyum - olmazdı ... Mehtapta ne unudulmaz bir aşk yaşattık... Artık ölebilirim. — Unudulmaz dedin..Vasiyet- nameni yazarken beni unutma - Vşina uçmasın diye, Fıkralar, Fıkralar, nükteler) Aeroplan Kırk sene sonra: etçi — Bey efendi, hanım efendi öyle yemegini Romada yiyecek. Akşam yemegine Atinaya | davetli. Gece karanlıkta tek ba- i bekliyor. Gelip beni alsın dedi. Vaat — Yemek pişirmesini öğrendiği taktirde, karıma iyi bir şey va- dettim. v Üğenyez # — Tabi — Peki, sonra ne yapacaksın? — Ahçıya yol vereceğim. çünkü Şefik pap: gibidir, j | | zt | Piliç Salomon çok fakirdi. Bir gün | zengin Samoelden 5 lira istedi. y Öyle — üstü, bir lokantann önünden geçen Samcel, Salamo- zun piliç yemekte olduğunu gö- rünce hemen içeri girdi: — Bu yaptığın ayıptır- dedi, sabahleyin benden 5 lira dileniyor- sonra gelip piliç yiyorsun. — Affedersin — ama, yökken . piliç yiyemem, — param varken piliç yediğime danlırsın. iyi ama ben me zaman Param Genç kızlar. arasında: — Bu suratın nedir? Canın mı silılıyor? — Evet. — Neden? — Dört hiralık aldım. — Bunda can sıkılacak bir şey yök. — Nasil yok... Ancak 3 lira doksan kuruşluk kısmımı göstere- biliyorum. Gelir Müstakpel kayin peder, müstak- ipekli çorap | pel damadına sorar: — Evlenmeden evel gelirinizin ne kadar olduğunu anlamak istes rim. Varidatınız nedir? — Senede on bin lira efendim. — Fena değil, kızımın da - se- nede on bir Kira varidatı vardır... — Bendeniz de işte bunu hesap etmiştim efendim...