— Bf —Bu adamın hakkı var. Hapiş- ten çıkanlar daha ziyade - sefil çoluyorlar. İçlerinde yalnız ben “bir iş bulabildim, beş on para biriktirdim. — Piyasada 75 bin franklık itibarım var. Dükkânda bulunanlara - benim hesabıma birer şarap ikram et- mesini söyledim. Her kese birer bardak şarap verdikten sonra iki kadeh rüm ile geldi. — Bunu da ben ikram ediyo- rum... dedi: Yanımızdaki masada oluran ve göz göze geldikçe daima tebessüm eden biri vardı. Merak ederek sordum : — Siz ne yaptınız ? Cebinden bir zarf çıkardı zarfı açarak genç bir kadın resmi göslerdi : — Bunu öldürdüm. Dedi. Bir müddet acı acı bak- tıktan sonr resmi zarlın içine koydu ve cebine yerleştirdi. | Öteki masalardan birinden ça- 'tuk çehreli bir adam kalktı, sert bir tavırla: — Eger sekiz güne kadar-bir iş bulamazsam tekrar hapse girmek için adam akıllı bir hırsızlık yapa- cağım... dedi. Garniye acıdı; kulağıma fısıldadı: — Hapisten çıktıktan - sonra | muvaffak olmak çok güç . İçle- | rinde yalnız ben muvaffak oldum. | Bir işim, bir ingiliz kadını metresim var. Kasa başında oturdu zaif bir zenci kadını işaret etti: — Barbat adasındandır... dedi. kadını olmak başka şey; insana bir çok sefaletleri unutturuyorlar. Ölüm ş'u'hsı İki gün sonra Kayen kampının korıdorlarından geçiyordum. Kapı- Yanımdaki memura sordum : — Bu höcerede kim var? — Haspel... Güyan mahküm- bir zenci içeriye | gelerek demir kapıyı açı girdik. Burası bir adamı uzanmış ola- rak ancak istiap edebilecek bir yerdi. Biz içeriye girince köşede Güyanda kürek mahkumlarının hayatı kalktı. 45-50 yaşlarında bir adam- di Sert ve keskin bakışları vardı Hapishane memuru: — Bak Haspel, bu zat seninle görüşmek istiyor, eger bir söyle- yeceğin varsa serbestçe anlata- bilirsin. Mahküm kim olduğumu - sordu imi öğrenince: — Tamam ben de sizinle gö- rüşmek istiyordum dedi. — Eğer yalnızca görüşmek isterseniz ben dışarı çıkayım. — Hayır- söyliyeceklerimi de işitebilirsiniz. Bir adım atarak yanımıza yak- laştı ve anlatmağa baştadır — İsmim İzidor Haspel, laka- bin çakaldır. 20 sene kürek cezasına mahkünı olarak buraya isı cellât yaptılar. Göyande - tekrar | bir cürüm işliyerek idama mahküm edilenleri ben asıyordum. Şimdi bir katil meselesinden — dolayı burada bulunuyorm. Öldürdüğüm adam Loance is- minde bir ana katilidir, beni de zehirlemeğe kalkıştığından kendi- öldürmeğe mecbur oldum; söyleyin hakkım yok mu? Hücereye —demir parmaklıkle ik bir aralıktan pek az ışık geliyordu. Yerde biri su içmek, öteki su dökmek için iki kap vardı. Haspel bunları göstererek: — Yedi aydan beri bu mezbe- lede - yaşıyorum . Buna yaşamak denir mi?.. diye mırıldandı, sonra tekrar sözüne devam etti: — Beni üç defa öldürmeğe teşebbüs ettiler. Dördüncü defa bu ana katili içtiğim suya zehir katmağa kalkışınca dayanamadım, rek işini n bulduklarına — hayret etmeyin, burada her şey vardır. “Bunları mühakeme - edilirken irer anlatacağım, burada im — bütün fecayii ortaya Hücereden çıktık. Kendi ken- dime düşünüyordum. Haspel de acaba bir gece ölüm şarkısını işitecek midir?.... Ölüm - sarkısı kürek mahkümlarının bir ağızdan söyledikleri insana dehşet veren bir şarkıdır. Bunun ne güftesini rek mahküm- bilmez. nede mekamını larından başka Kürek mı kimse ları dla aklenii dabeiğı DA 'tan bir akşam evel bu şarkıyı söylemeğe başlarlar, bu suretle mahküma ertesi gün asılacağını, bir istediği varsa yapmasını bil- di BENIN HATIRATI Nükili Bu kötü itiyadın haşlaması g; 'iz (Vâ-Na) jayet basit bir sebepten ileri gelmiştir: Fazıla hanımı, kormşu delikanlı seyretmiş; Fazıla da, bile bile kendini seyrettirmişti Dedim ki: — Evet efendim! kısmen hak- hsınız. — Binnetice siz de alet edilmiş — oluyorsunuz. — Vakayiin taakubu öyle Fazıla hanım, kendisini de, sizi de bile bile teşhir eylemiş bulunuyor. Fakat, iddiam şu: Zavallı, bunda ma- zurdür; katiyen muahara e Jemez. — Hastalığın - kendisinde nemalanmasını — göyle tasavvur ediyorum: Meselâ bir akşam, | damarlarında , dalgınlıkla ” pencereyi elek- triği açık birakmıştır. / Sonra, birdenbire, - gözetlendiğinin - far- kına varmış; ve bundan dolayı, sinirlerinde — ve adalelerinde önüne geçilmez bir ihtiras duymuştur... Hani şu 17- 18 yaşındaki gençlere gayrı thti- yari / çılğınlıklar — yaptıran — baş döndürücü, akıl oynatıcı larından birini... Öyle bir ki, küvvetiyle şuur önüne gelmiştim. Bir müddet sonra beni | Hanri Batayın şaheseri ve JAN ANJELO vun en mükemmel filmidir. Dilber JUGO ile sevimli VİLLİ FRİÇ yakında: MA JİiK Sinemasında Gösterilecek olan , mükemmel temsilleri YILAN KADIN filiminde bütün temaşağeranı 'teshir edeceklerdir. D Halis yağ Halis ve nefis Halep yağı ara- yanlar, mağazamızı teşrif etsinler. Mağazamızda daima, halis sütten mamül, sızdırılmış yağlar bulur - Mahlüt olduğunu isbat edene S00 lira veririz. Asma altında 22 nümeroda Ferecullah ve İskender Biraderler Telef : 1285 €n | Malül gaziler pazarı gaziler pazarı meclisi | Malül idare riyasetinden: 7 Nisan 1929 tarihli saymızda malül - gazilere ait yeni İâyıhadan bahsedilirken | Malül gaziler pazarının da tasfiye V edileceği yazılmaktadır. Halbuki ait olduğu makamdan magazamıza | gönderilmiş olan resmi tezkerede mezkür lâyıhanın kanuniyet ala- bilmek için bir çok kanallarden geçeceği ve mağazanın daha bir kaç sene siparişlerde bulunabil ği bildirilmiştir. Bu itibarl ir tasfiye mevzubahis dej “fesir elmesi muhtemel olan neşri- yatınızın bu suretle tashihini rica ederim. Rosim Sergisi Sanayli nefise birliği resim şu- besinden: Ankara resim sergisine iştirak etmek - isteyen - sanatkar- lan 24, 25, 26 nisan da saat | ikiden beşe kadar eserlerini Alay köşküne göndermeleri. senesinde mücsses GALATADA LAZZAIİII FRANKO Mahdumları MAĞZALARINDA Nefis el işlemeri. kadınlara mahsus çamaşır ve cıhaz takımları bir — ihtı hüviyetini Binaenaleyh , geçilmez... — Öyle insanın — bütün i ediyor... Fazla hanım, - gözetildiği ladığı halde, pencerenin önün- den çekilmemiş; karşıki delikanlı seyretmiş; Fazıla hanım seyrettir- | miş: karukı delikanlı seyretmiş. Ve, bu, kısa bir zaman nd= İti Lt gl z Zevci akşam, aynı yerde !nyunmakm ve karşıki delikanlı ( yahut delikan- hlar) seyretmekte devam etmişler. Fazılanın kocası, — Pek doğru söyliyorsunuz... İyi keşfediyorsunuz. | — Bir itiyada devam edilirse , © itiyat, kendi kendiliğindenne ne- ümü kesti: malanır; terakki eder, bey efendi. git zaman, zevcenizin nemalanıp - terekki etmiş. Artık, Mağazanın ticeri musmrelâtına fenz— karşıki delikanlılara | Viktifa Meşhur BEN HUR rejisörü ŞEYTANI CENGİZE Milli hisleri canlandıran, temsil eden bir Film. (Asya üzerinde bir ASRİ Sİ Gösterii Filimi kendilerini her kese satan müsavver açık ve Parisin en zarif, en şen, (MÖSYÜ LOSYON 'PUDVRASI * Rüsumatın islahatı — Rü: mat İstanbul Başmüdürü İsm; Hahıkı Beyin İstanbul gümrüğünde yabılacak ıslahat hakkında hazır- lamakta olduğu rapor. bitmek üzeredir. Bu ıslahat nelicesinde | Muhafaza teşkilâtının büyüyeceği ve birbirile alâkadar bazı kalem- lerin tevhit edileci kendini yalnız çıplak teşhir etmek ve tek başına, faraza endam aynasının karşısında hareketler yapmakla tmemeye başlamış. Sizin z tarzda, sizi de oyuna miş; ve sahneyi heye- canlandırmış. — Ah, evet, öyle. — Lâkin, gene anlattığınız veç- bile, mahut hadise siz başka — bir eve taşındıktan sonra, Fazila , size yaklaşmamaya başlamış. Bunun da sebebi gayet bait! Hamm , kendini en açık saçık taazda teşhir etmeksizin zevkiyap olmiyordü artıkl... Hal- buki, yeni evinizin karşısı açıklık, kır.. Size takarrubun, onun nazarın da zerrece manası kalmamıştı. Ha ile kucaklaşmış, öpüşüp pak- ha sizinle... Farkı kokl, Yabancı gözler tarafından seyre- efendi Şark hayatına ait heyecanlı d'am GLOA GREY tarafından önümü OPERADA İstiklâl uğrunda harp eden milletleri ALHAMRA ŞİNEMASINDA Önümüzdeki Perşembe akşamı KADIN YOLDAN dınların arzı endam ettikleri kabarelerdeki safahat sahnelerini GÖNÜL İSTERSE ADOLF MENJUNUN şah temsili (MÖSYÖ ALBERT) GÖNÜL İSTERSE önümüzdeki 10'Nisan çarşamha akşamı MELEK SINEMASINDA Büyük Suvare olarak Porfümöri L.T. PİVER A.Ş., İstanbul Şubesi! | < Şişli Ahmet Bey sokak No: 56 çıktıktan ve | RED NiBLONUN eseri RAKKASE üzdeki Çarşamba VLÂTLARI kasırga ) çarşamba akşamı NEMADA cek olan ÇIKARSA güzel ve fakat hafif meşrep ka- dekolte bir filimdir. n şık, en eğlenceli filmi ALBER'T) . Beyoğlu 3044 * Dahiliye memurları — Dahi- liye vekâleti memurine kıdem ,ıımluı hakkında bazı esaslar | hazırlamıştır. Bu esaslara - göre terfi hakkı kazananlar her sene * bayramı olan 29 teş- rinievel günü terfi ederler Terfi hakkındaki — mütalâalar nihayet Mayis zarfında vekâlete bildirile- ben, zevcemin ırtık tamamile manasız bir hüviyetim ? — Bu gün için belki evet... Fakat yarın için, bunun böylece | devam — edeceğini zannetmem . Ancak, size bir şey sormaklığıma müsade ediniz, bey efendi: Fazıla hanım, yeni eve taşınmazdan evel, | Taksim bağçesi önünde, keaa şimdi otuduğumuz mevkide yaptığı | hareketlere muşabih şeyler yapıyor Dzmydi? D — Hapır, sekaktâ biş bir şer, yaptığı yoktu. Doğru dürüst yüs rüyordu. Ancak yeni eve taşın: müteakip, bir kaç kere, mahallerde — yanlışlıkla | açık biraktığı | zarı dikkatimi celbetti. (Madadı var)