Antrenör şimdiye kadar ne yaptı? Milliyet gazetesi spor muharriri kaymetli arkadaşım Sadun Gal Bey 7 Şubat tarihli İkadan gaze- tesinde atletizm antrenörü hak- kında intişar eden mütalâtımı mevzu bahs ederek bana cevap veriyor. Galip Bey bir kaç ay evel atletizm federasyonu azalığından ve İstanbul Atletizm beyeti riya- setinden istifa eden Adil kiray Beyden, noksan bile olsa malümat toplamış.. Ben şahsan Her Abrahamla 928 Martından başlayarak nisan, Ma- yas, Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında mütemadiyen çalışmış bulunuyorum. Adil Kiray bey bizim atletik tim ile İstanbulbda bir kaç defa, Peşte de idm: gamızda bulundu. bu hususta çeki gıkıntıyı nefsinde tecrübe etti iddin edemez. Sadın Galibin aklen ” bulduğu gibi günde bir kaç çıkış ve bi iki de kırk metro koşarak yevr Aidmanları kuvvetimiz yerinde bi- tirmiş olsa idik kendimizi çok daha sağlam ve sıhhatlı hisse- derdik. Halbuki bu hazırlıklar İstan- bulda dört ay, Peştede ikamet müddetince her gün üç defa bir yiri üzerine yüz metro koşmak şartile aylarca devam etti. Bu yüz metrolar seçme, ikinci seçme ve final olarak yarış mahiyetinde koşulurdu. Ayrıca buna bir de 200 metro edilirdi. Beşiktaşlı — zavallı Mehmedin Peşteden İstanbula avdetine ta İstanbuldaki çalışmalarda her id- manda beş bin metre yarış şek- Hnde saâtle koşması ve nihayet şeraiti hayatiye ve gıdaiyeyi mik- darı kâfi haiz bulunmaması, bu cihetin antrenör tarafından nazarı itibare alınmaması yüzünden vücut- ten düşerek fena derecelere suküt rei ve bu çok kıymetli atletin stanbula avdetine lüzum görüldü. Memleketin en seri koşucusu Enis mütcaddit defalar diğer atletleri geride bıraktığı bir za- manda muztarip olduğu şiddetli bel ağrısına rağmen her Abra- bam tarafından ber gün idmana yemiyecek bir hale gelmiştir. Ni- hayet o da İstanbula avdet mec- buriyetinde kalmıştı.. İdmandan maksat, vücudu, ka- biliyetin en yüksek bir gerecesi- ne çıkarmak ve idmanda topla- man kuvveti ise ancak müsabaka- da sarfetmektir. Atletizm de bir İdmanda kuvvetin dörtde üçünü daima yana koy- malıdır. derler. Halbuki biz id- manlarda küvveti” tasarruf şöyle dursan bir günün yorğuluğunu çıkarmadan ertesi gün bir yor- gunluk daha ilâve ettik. Bundan dolayı Amsterdam yolunda dere- velerimiz muntazaman sukut edi- yordı. Derecelerin tekzibine — gelince çalışma tarzım az çok kavramış olan bugünki Atletlerimiç daha kısa, fakat daha muntazam bir mesaj süretile bir vakıtler memleketin medarı iftiharı olan Şekiplerden, Adillerden, mazhardan, daha par lak muvaffakiyet elde etmişlerdir. Rekorların tetkiki bu davada bize hak yerir. Atletlerin Her Abraha- ma börmette kusur etmi ilâveyi bir mecburiyeti yicdaniye telâkki ederim.. Kendilerini 1925 senesi Kilyas kampında tanımak bahtiyarlık ve şerefine nail olduğum 1924 Paris 1928 Amsterdam - olempiyatlar Amerika Atletik tim fen müşaviri M. Şrodere her abrahamın geldiği | keni Şamonide buzlar üzerinde yelkenli sandal yarışları yapılıyor Kış sporları için İsviçreden başkı Fransada da mü- bim bir merkez bir. dağın tepe- sindedir, >buraya dişli şimendüferle akılır, her nevi kış sporları yapı- hır. Bu sene Şa- monide en ziyade rağbet gören spor yelkenli sandal ile buz üzerinde kay- mak, hokey . ve Patinajdır. Yelkenli sandal kızak — üzerinde- dir, büyük yek- ve düme- ni vardır. Bu san- dallara / bir, iki kişi, — bazılarına daha fazla adam biner. — Rüzgârın sevkile — sandal , denizde imiş gibi hareket eder. Yelkenli — san- dallar içinde saatte 15-20 mil süratle gidenler | vardır. Yalnız Yi irı devilmek tehe — YS zerinde hokey ve palinaj e" likesi mevcut olduğu için iyi yelken ve dümen kullanmasını bilmek lâzımdır. Gazetelerin verdiği malümata göre Şamonide hararet geceleri 25 derecedir; gündüzleri sııra kadar çıkıyor. sıfırdan a; Kıskançlığın ilâcı bulundu.. Şeker sayesinde harbin alınabilecek imiş! önü M. Recinalt Glaskov darülfününu muallim - lerinden M. Recinalt, her kesi alâkadar eden mühim bir keşifte bulunmuştur: M. Recinalt uzun — tetkikattan sonra fazla kavga eden karı ko- caların, asebiyetlerinin sebebini keşfetmiştir. Meger bunlar az şeker yediklerinden - kavgacılık damarları kabarıyormuş!... İngil gündenberi muntazaman tuttuğum antrenman — Programını — geçen hafta Amerikan kulübünde gösterdim; hayret etti. Kendisin- den uzun bir. Program istedim. İklimi, şeraiti hayatiyenizi ve ilerde vaku bulacak tahavvülatı bedeniyenizi bilmediğim için vere- ceğim program İlehinize değil doktorlar cemiyeti bu meseleyi ciddiyetle — tetkik — etmiş, — ve bu fikre iştirak eylemiştir. M. Recinaltt kavga edenlere bol şeker yemelerini tavsıye 'yor. Hatta kocalarındı ir tuvalet, yahut para isteyecek ka- dınların, kocalarına sabah kahve- altısında bol reçel, bol "yemekler | de Jezzetli tatlılar yedirmelerini | söyliyor. | Erkekler de gece eve gelirken zevcelerine büyük bir kutu fon- dan, çıkolata. meyva şekerlemesi çetirirlerse her iş tatlıya bağlanır ler istedikleri yapılır imiş... İngiliz doktoru bir çok mesele- lerde aralarında ihtilâf olar selerin birbirleriyle görüştükleri zaman fazla şekerli çay içmeleri- nin büyük faydası olacağını , © gön münakaşa etmeye ceklerini iddia ediyor. M. Recinalt, bu basit ve ucuz tavsiyesi tatbik edilirse, son da pek çoğalan kıskançlı | Rus çarının küçük kızı!... | 55, genç kız ise 25 yaşlarındadır '| ğini ilâve eder. Berutlu arap son dakikaya kadar inan- mış, fakat bir gün kızı genç erkeklerle teklifsiz bir vaziyette görünce. Pariste bir haftaya kadar garip — — » bir davanın ruyetine başlanacaktır. Bu davada müddei Berutlu Daryan isminde katolik bir arapdır. Do- landırıcılıkla ittiham edilerek ken- disinden dava edilen de Aleksan- dra Visoska isminde genç bir lehli kızdır. Davanın sebebi şudur: Berutlu Daryan 4 sene evel, 1925 de kışı geçirmek için Mısıra gider, Kahirenin büyük otellerin. den birine iner. Burada lehli genç kızla tanışır, az zaman zar- fında sıkı dost olurlar. Daryan Aleksandra, Berutlu araba kendisinin — zübbe — gençlere benzemediğini, — her — veçhle itimata şayan olduğunu söyler ve bu itimadını filen ispat için ken- disine büyük bir sır tevdi edece- ğ Aleksandra, bu sözlerinden çok - T>5iSERE " mütehassis olan ve baştan ayağa | — Sahte Brenses Aleksandra kadar kulak kesilen Berutlunun Visoska kulağına şu sözleri fısıldar: “Be- nim hakiki ismim Aleksandr aybolur . - geçer, Daryan: değil Olgadır, ben maktu! kız hakikaten prensestir ve sıkıntıda olduğu için beş bin “yük bir heyecana düşer ve pren- | lirayı — almış, — mahçubiyetinden sese karşı pek hurmetli bir tavr | burada — duramamıştır, — diyerek alır . ses çıkarmaz. Daryan esasen asil kimselerle | — Fakat bir kaç ay evel Parise temaş tmek meraklısı imiş. Böyle | gittği zaman — Prenses - Olgayı e in olmaltan börük bir ifibar | “Elence yerlerinde genç erkeklerle hisseder ve kesesini kıza açar, | Pek teklifsiz bir vaziyette görünce Kumar K binlerce lra dolan. | dayanamaz, polise müracaat eder. dırdıktan sonra bir gün herifin | — Sahte prenses şimdi mevkuftur. beş bin ingiliz lirasını da cebine | muhakemesi pek meraklı olacaktır Pek nazik bir vazife. : Bütün gün genç kızların vücutlarını ölçen bir adam Holivotta, Met- ro Goldvin sine- ma kumpanyasın- | da Harri Bomon isminde bir adam vardır, resimde gördügünüz er- kek.... Bu zatın vazifesi - şirkete girmek — isteyen genç kızları soy- dürüp vucutları- M inceden incey ye ölçmektir Harri Bomon ber gün elinde ölçü bacak ölçer |B kalça ölçer, gö- güs bel ölçer, ölçer öl- çer.. | Meselâ — Met- ro Coldvin kum- panyasında - ça- ile kavgalarının cinayı rinin önü alınacağını; hatta di yüzünden harbin bile kalkacağını | ftemin ediyor!. belki de aleyhinize olabilir, de Hülâsa:— Sadun Galibin zan- nettiği gibi atletlerimiz çaylarda dolaşmakla meşğul değildir. Keş- ke bunların bu günkü derecele- rini yapabilecek yüzlerce Atlete malik olsak. Galata Saray Atletizm kapiteni: Besim Ömer lışan filanca ar- tistin - bacağının İ bileği kaç san- timdir? Hemen Harri — Bomona mi merak ettiniz? Hari — B geni Nasıl şik vazife | | değil mi? Harri Bomon bir artistin ayak bileğini ölçüyor — auaAaucuıuıcuıunCnmcpncacacacacaaıcpcıacaı