« Sahife 4 Yazı makinelerinin bir tesiri Ingilizler el yazılarının gittikçe bozul- dugundan şıkayet edıyorlar Bir zamanlar çok ehemmiyet “verilen el yazısının dünyanın ber tarafında ve bahusas mütemeddin memleketlerde gittikçe Tenalaş- | makta olduğundan acı acı şikâyet | olunuyor. Öteden beri el yazısına dikkat eden İngilizler bile bundan Mmüştekidir. Günde iki milyon nüsba satan “Daily Mail, gaze- tesi “Fena yazı,, serlevhası altın- da bir baş makale bile neşreyle-. miştir. Cihan siyasiyatına ait makale- lerin arasında bir mevkii mahsus yerilen bu makaleyi naklediyoruz: * Bulunduğumuz asır istical ve sürat devridir. Tayyare, otomobi telefon ve telsiz vesaitini her da- kika kullandığımız bir zamanda mazide fevkalâde yükselen hüsnü- hattın muhafaza edileceği artık fimit olunamaz. Kütüphanelerimizin medarı il barı olan ve kurunu vusta hattat- larından kalan eserlerdeki güzel yazları yazacak yeni sanatkârla- hın yetişeceğine intizar edemeyiz. Hattâ on sekizinci ve on doku- Nişanlıya caka! Bir itfaiye neferi kendisini göstermek için yangın çıkarmış! Fransada Provens şehri civa- mındaki Köylerden birine geçende ü bir yangın -tulumbası alınır, İliiye teşkilâtı yapılır. Bir kaç gün sopra köyün en zengin çift- cisi olan M. Blanşonun anbarla- Tında yangın çikar. Derhbal itfaiye yetişir, bin müşkilâtla — yangın söndürülebili Yapılan tahkikatta Bagran is- mindeki itfaiye neferinin sebep olduğu anlaşılmiştır. Bagran yeni tulumbanın — nasıl işleyeceğini görmek ve ayni za- manda nışanlısına faaliyetini gös- termek için anbara yanar bir -— nümerosu: 6 zuncu asırlarda hukuk mukavele- lerinde ve mahkeme - ilânlarında gördüğümüz güzel yazıların tekrar ihya edileceğini beklemiyoruz, Bu güzel ve eski sanati mah- veden yazı makinesi ” olmuştur. Yazı makinesi gayet güzel okuna bilen evrakı, hem de bir. çok nüsha olarak, el yazısiyle kıyas kabul etmez bir süratle çıkarıyor. Yazı sahasını kâmilen makineye bırakmak temayülü vardır. Lâkin büs bütün el yazısından - istiğma edecek zaman henüz gelmemiştir. Binaenaleyh el yazısı yaşıyor. Yazıdan maksat — okunmasıdır . Okunamıyan bir yazı okuyucuya karşı bir kabahat, teşkil ediyor,, ve vakit, nakıt ziyama, sinir yor- gunluğuna bais oluyor. Elile ya- zılan bir şeyin matbu bir yazı gibi okunmamasına bir sebep yoktur. Tabaatın ilk zamanlarında matbaa harfleri den çok fena O zamanlar matbu bir sahifeyi sitayiş için söylenen en yüksek medih “el yazısı kadar açık ve güzel,, idi. Fazla süt veren inekler Almanyada, Götinge baytar mektebinde her sene yapılan tah- kikat ve kontrol neticesinde, Al- manyanın en çok süt veren inegi tespit edilir. ç 1927 senesinin rökoru bavyeralı bir inekte idi. Bu inek bir sene zarfında 11,372 litre süt vermişti. 1928 senesi rökorunu kazanan inek 1927 şanpiyonundan daha sigara Bagran yanğını derhal söndürmeği, bu. suretle M. Blanşanımın pek meşhur olan beyaz şarabından kendilerine ikram edeceğini de ümit ettiğini ilâve etmiştir. 17 Şubat 1929 BENİN HATIRATI Nâkiliz” (Vâ-Nü) «L» hanıima, kadınların esir vaziyetinden bahsettim. « Hukuk müşaviri avukat « K. C. » beyin hareketi gayrı insani, zalimane bir harekettir! » dedim. kenı Elimden geldiği k: teskine uğraştım. — Siz, bakire olup olmadığını- ' kendiniz. bilmiyor musunuz?.. Nişanlınız, hayatınızın ilk erkeği mi olacak?. Ona bakire oldı Buzu ileri sürerek yalan söylemi- yor musunuz? Hıçkarıyordu: — Ben,,, ben,,, kızım. — Peki, nişanlınız size niçin İnanmıyor öyleyse?.. Şüphesini tev- lit eden ne? — Bilmem.. Yemin ediyorum. Önünde,,, diz çöküp ağlıyorur “Vallahi senin bildiğin gibi d liml,, diyorum... Fakat, inanmıyor. | Diyor ki.,, Diyor ki: “Sen,,, çok | ğüzel bir kızsın.. Seni erkekler şimdiye kadar,, şey,, brakmamış- lardır!,, diyor. Müşterime son derece acımağa başladım. Nişanlısının şüpheleri | değru olsun olmasın, her halde şimdiki. harfler- | | | | | [ç! UNUN AABERLE ÖU Afgw.w dün gitti Türkiyede tahsilde bulunan bil- cümle Afganlı zabitler dün Kara deniz ve Rusya tarikiyle memle- ketlerine avdet etmişlerdir. Afganın Türkiyede tahsilde bu- lunan zabit mıktarı 67 kişi kar dardı. Bunlatdan yedisi hasta ol- duğundan burada kalmışlardır. üç aya kadar Af n tesis edilece- * Cumhuriyet abidesini ziya- ret — Emden zabitan ve a batı dün Taksim abidesini'tiyaret ederek merasimle büyük bir çelenk koymuşlarnır. Dün akşam Alman Sefarethanesinde bir balo verilı tir. x Altın kaçakçılığı — Bulga- ristandan gelerek burada bir kaç gün kaldıktan sonra Hicaza git mek üzere vapura binen dört kişiden zabıtaca ve gümrük me- murlarınca şüphelenilmiş ve üzer- leri arnmıldığı esnada kaçak altın bulunmuştur. Bulunan altmların miktarı 100 Türk ve 400 ü İngiliz olmak üzere 500 dür, Kaçakcılığı yapanlar da Ahmet, Mehmet, Hasan, iHüseyin isminde dört kişidir. Bunlar hak- kında takibata başlanmıştır. * Emanet borçlarının itfası — Şehremanetinin, vaktiyle Türkiye | milli- Bankasından akdetmiş ol- duğuü istikrazın ilfası şekli hak- kındaki müzakeratın bir müddet- ten beri devam etmediği görül- mektedir. Müzakerat fi'len inkita halinde bulunmaktadır. Şehremanetinin yeni bütçesine bu borcun - tesviyesi için taksit verilmek üzere tahsisat konulma- mıştır. >* İzmir san'atlar mektebi — | İzmir san'atlar mektebinde çalış- mak üzere Belçikadan beş müta- hassıs celbedilimiştir. Mütehassıs- lardan istifade için kendilerine dolgun maaşlı birer tercüman edilecektir. * Yağmurların faydası — Şid- | detle yağan yağmurlar İzmir Ban- dırma demir yolunu kapatmış olan karları erittiğinden demir yolu katarları işlemeğe başlamıştır. » Evkafın fukaraya yardımı— istanbul Evkaf Müdürlüğü İstan- bulda ve Üsküdarda 900 fakire yemek tevzi etmeğe başlamıştır. Bu civarda tespit edilen fukara her sabah yediden itibaren çorba, nohut ve fasulya tevzi edilmek: tedir. x İstirdat edilecek avanslar— Mülga Düyünü umumiye memurl- larma evelce verilen avans parala- rın istirdadı lüzumu bildirilmi; * Vasıf ve Ragıp Beyler — Moskova Sefirimiz Vasıf ve Bük- reş Sefirimiz Hüseyin Ragıp Bey- ler dün geldiler. gün sonra Ankaraya gideceklerdir. pek zelil ve hakir bir vaziyette bulunuyordu. - Bununla / beraber, hakikati / gizleyip gizlemediğini merak ediyordum. — Yatımız, sizi muayene edeyiml- dedim. Muayene neticesinde “L...,, ha- nımın bakire olduğu tezahür etti: Ebe iskemlesinden aşağıya indi- ği sırada çocuk gibi hıçlarıyordu. — Ben,, zaten,,, bunu,,, bili- yordum... Fakat, bana rapor lâ- zımdı da,,, onun için buraya gel- dim... Nişanlım, hakkımda ne fena şeyler düşünüyorl... * »a, uzun uzun nasihatler verdim. Adeta içtimi bir maka- Aeyi, kendisine, iptidasından ni- hayetine kadar okudum: Kadın- ların esir vaziyetlerinden bahset- tim, Hukuk — mü avukat «K. C.» bey gibi kocaların, ka- Tılarını satılık mal menzilesine in- I(WAM:TT:N Mümessillleri: H. B. VARNER, RASPUTİNİN ŞEHZADE Frankardi Dünyanın en meşhur Bale - Si PRAGLIİ TALEBE mümessili VERNER KRAUS Bir Kâtip aranıyor Yeni harflere aşina, yazısı gü- zel. tahsili orta bekâr ve genç bir kâtip aranıyor. Bu evsafı haiz olanların üç güne kadar sabahları saat dokuz buçuktan on buçüğa kacar AKŞAM matbaası Mü: | riyetine müracaatları. İrtihal | Hubyarlı Ahmet Pşa ahfadından Atıf Bey mahdumu Levazım 3 ün- şube müdür — muaviliğinden mütekait miralay Daniş B. dün Aksaraydaki hanesinde vefat etmiş- tir. Cenazesi bu gün öğleden sonra) kaldırılarak — topkapıdaki — aile kabristanına defnedilecektir. İrtihal Kasımgaşada mukim Süleyman Paşa hafidesi, mütekait binbaşı Remzi Beyin kerimesi Galatasaray lisesi doktoru Celâl Tevfik Beyin zevcesi ve doktor. Mühterem Beyin hemşiresi «Şehdane» Hanım uzun bir hastalıktan kurtulamaya- rak dün akşam genç yaşında olduğu hakle vefat etmiştir. Cenazesi pazar günü kasımpa- şadaki hanesinden kaldırılacaktır. Kederdide ailesine ve arkada- şımız doktor Muhterem beye be- yanı taziyet eyleriz. Allah rahmet eylesin söyledim. Kadınların, imane ve haysıyetşikenane ücadelede bulunması lâzım geldiğini anlat- tam. İlk, ilh.. Aynı zamanda da dikkat ediyor yordum ki, sözlerim, akın- tıya kürek çekmek nevinden boşa gidiyor. Genç kız, dediklerimi, ne hare- ketleriyle, ne de iki lâfla tasdi etmeden . suratını asıp dişarı çıktı. Raporu olamadığı için pek müteessirdi. Aralıktan bakınca, intizar oda- sına başka müşterilerin doluştuk- larını gördüm; ve seslendi. — Nöbet kimdeyse girsin! Hastalarımı müayene ve teda- vi ettiğim sırada, “L.-., hanımın mükedder hayatı gözümün önün- den gitmiyordu. Majik Sinemasında Bu akşamdan itibarn meşhur PRİMAS BUS PALI mac: icray terennüm edecektir. Her gün 16 1/2 matinelerile suvarele- tinde ( Majik ) te ve gece yarısından sonra ( Maksim ) de en mutena parçalarını çalacaktır . 17 Şubat 1929 İLENLER filiminin mürettibi HERBERT BRENONSun nam müthiş SONRA ..: NİLS ASTER, ANNA NİLSON Gelecek hafta: OPERA da Z Bu gün ALHAMRA SİNEMASINDA MUAŞIKALARI BAŞINDA FERAH Sinemasında Bu akşam ve Vortley canbaz ve hokkabazı inema - Saz orkestrası Norveçte doktorlar hüsnü hat dersi alacaklar Doktorların reçeteleri fena, çap- raşık yaziyle yazmaları eczacıların yanlış / okumalı ve yapılan 'm bastayı zi sebep olabileceği anlaşılmıştır. No.veç hükümeti bu mesele bakkında yeşretmiştir. Bu kanuna göre yazısı fenr olan doktorlar mekteplerde meca- 'nen açılan hüsnü hat derslerine devam edecekler yahut arzu eden- ler hususi ders alacaklardır . Yazısı fena olupta mektebe devam etmeyen ve ders almayan doktorlar asgari üç ay hapsa ilecekli KANSIZLIK.: Nörasleni, zafiyet ve «<Chlorosağ benlesizlik tcin yegâne deva kan? B e zi Şurududur. En muntahip etibbar Ha n şir kanun Hazanç vergisi Bordroları Her ay Maliye tahsil şübe- lerine verilmesi mecburi olan müstahdimin bordroları yeni harflerle temiz bir şekilde matbaamızda basılmıştır. İki kuruş fiyetle yalnız Akşam matbaasında satılır. İşimi tamamiyle bitirip de, ka- pıdan çıkacağım sırada, hasta ba- | kıcılardan biri arkamdan yetişti: — Sizi, mühim bir iş için, acele telefondan — istiyorlar, efendim I- dedi. Telefona köştum. — Allo.. Ben, doktor “NN,, .a Siz kimsiniz? Öte taraftan, kalın bir erkek Affedersiniz, hanım efen Bu gün, nişalımı, bir mektupla size göndermiş ve rapor rica et miştim. Meseleyi anladım. “Dur, helel şunun ağzının payıny vereyiml,, diye düşündüm. Ve, ahizeye seslendim: — Bey efendil. Ne söylemek icap etti ise nişanlınız muhterem “Luş hanım . efendiye söyledim. Benden rapor istemekle, dedislaj nahak yere tahkire kalkışıyornunuğ, (Mabadi var)