— Rica ederim beyfendi beni öptüğünüz annem görmesin. zaman dikkat edin — Böyle bir şey aklımdan geçmedi küçük banım. Belki Affedersiniz tanıyamadım?.. Nazar değmesin! Kadınlar birliği, kadınlar bir! miz, birlik olahdan beri bir kuş avlayacak... Hem de ne kuşu?. Tarna. eh pehl.. Nazar değme- ginl.. Hanımlarımız bu ay turnayı gözünden — vuruyorlar. — Moda mes'elesini kökünden halle karar vermişler. Bu sene birlik “milli iktisat noktasından moda mes'ele- ltin. eg olacakmdşı. Peh pehl. Nazar değmesin, bütün yerli fabrikalara müracaat etmişler, krepdöşin, krepdamur getirtecekler, üstlerine yerli ku- maştan başka bir şey giymeye- cekler, avrupaya boykotaj yapa- caklarmış... Nazar değmesin!.. Peh peh peh! Birliğin bu ay vereceği baloda idare heyeti, merkez heyeti aza- ları yerli kumaştan - tuvaletlerle arz endam edeceklermiş. Şubat balusunda, yerli mahsul çay yerli şampanya, yerli likör içilecek, pastalar yerli undan san- döviçler yerli havyardan yapılacak öyle birlik azaları, imü, frenğinci: ri koymayacaklarmış... Peh pehl Nazar değmesinl. Birlik azasından - bir şairemiz. idare heyeti içtimamda, bur: ipeğinin çorap yapmaga gayri kâfi olduğunu söylemiş ve bunun üzerine, evlerinin çatı aralarında- ki örümcek ağlarından yerli çorap imali tahtı karara almmıştır. in, — kadınlar tün bu teşebbüs- lerini alkışlarken, bir noktaya dikkatlarını celbedeceğiz, afları- Na mağrüren, hanımlarımıza bir tavsiyede — bulunacağız. — Şubat balosuna giderlerken göğüslerine, birbirlerini - tanıyabilmeleri — için birer alâmeti farıka taksınlar. d Çünki bal>da birbirlerini tanıya- mayacaklı. ve en aziz ahpap- lar birbirlerine: Ş — Affedersiniz efendim, tanı- yamadım... Deye yeniden tanışmak isteye- | ceklerdir. Muhterem banım efendiler, ak- ni oynattım. sanmayınız, hayır, Korkma.... Karı koca sevişip evlendiler, evlendikten altı ay sonra da sevişmemeğe - başladılar. Daha doğrusu kocası karısını öyle kıs- kanıyordu ki kadın hayattan bizar oluyorda. Bir gidiyorlardı. Maslaktan sonra ko- cası gene bir kıskanclık kavgasına başladı ve karısına bir tokat vurdu. Kadın bemen otomobilin kapı- sını açıp; korkuyoruml diye dişarı | fırlamak- isteyince, kocası kapıyı kapadı, sonra souk kanlılıkla: — Korkacak ne vâr canım? dedi, yanında ben varım! Salahiyet — Senin baban manifaturacıdır; söyle bakayım, pamuk neye yarar? Çocuk tereddüt etmeden ca- vap verdi: — Yün f: mağ efenim. Borç ödenmekle. — Borçlarını tüketmek - ister misin? — Elbette isterim. — O halde sana çaresini öğre- teyim. Bana olan borcunu öde! aklım başımda. Mademki avrupa malına — boykotaj yapacaksınız, yüzünüze podra, dudaklarınıza kırmızılık, yanaklarınıza allık sü- remeyeceksiniz demektir, çünki bu mataların yerlisi mevcut değil. Şu halde?.. Şu halde meydana olduğunuz gibi yaratıldığınız gibi çıkacak- Bınız, ve... bir birinizi tanıyamıya- caksınız hanım efendiler. — Affedersiniz, tanıyamadım!.. Deyecek ve birbirlerinize karşı mahçup düşeceksiniz. Yol- kı Ken gelin şu sevdadan vazgeçiniz. Selâmi İzzet ece etomabille Tarabyaya | İ Kar, kış, kara kış ' Bir mukayese Tuluatçilar — Kan sever misin? — Pembe yanaklısına bayılırım birader. Artistlei — Karı sever misin? — Elbette; sıcak bir oda, sıcak kırmızı şarap, sıcak bir. yatak, — Yazdığı mektupları bir görsen sersem olduğuna kanaat getirirsin. — Benimle evlenmek istiyordu. — Sen buna daha evel kanaat getirmişsin desencl Şiir Genç kız, kendi isteyen gence dedi — Babam sizin şaiir olduğanuza pek sevindi. — Niçin? — Çünki geçen sefer benimle evlenmek, isteyen genç boksördü de, başımdan deflemek için çok uğraştı. evlenmek : Son moda 've yanıdam sıcak kanlı bir kadın olursa severim. Tuluatçilar — Evli sin, karın var rm? — Evli idim ama evi sattım, karımda bu yaz sıcaklara daya- namadı, eridi. Artistler — Evli misin, karın var m? — Evliyim, karım yalnız böyle karlı günlerde değil, temmuzun güneşi altında bile vardır, çünki karım ozaman bile buz. gil souktur. Tuluatcılar — Kara yele ne dersin? — Kara ele allah derim bira- derl bizim arap dadı eline sağlık öyle bir dolma pişiriyar ki. Astistler — Kara yele ne dersin? — Cazbanttan m> bahsediyor- sun?. Tuluatçılar — Kara kışa girdik, anlamıyor musun? — Ulan sen körsün be, eti fın bem beyaz kesilmiş, sen bâli bu bem beyaz kışa kara diyor sun, tuh!.. Enayi. Artistler — Kara kışa girdik, anlamıyor musun? — Kışı muhitin soukluğundan, kara olduğunu cazbandın arapla- yından anlıyorum. Kara kış a zim, bak nasıl herkes birbirlerine arılmış titresiyorlar ! Darbı mesel Her zaman karısına, o kadından nefret ettiğini söyler: — Aman, ne yılan gibi, kadınl.. Görünce tüylerim ürperiyorl derdi. Vak'a — geçen sene yazında Fluryada cereyan eti. Kanısı bir gün ansığın Fluryaya gitti. Birde baktı ki, kocası, birlerine yüzüyorlar. Beyfendi karısını görünce: — Kusura bakma, dedi, denire düşen yılana sarılırmış...