ee ıi Akşam 29 Kânunusani 1929 Sahife 2 AKîA_IlDAN AK, EAMA Lâf mabeynimizde ( Bu fıkranın ecnebi Tisanlarına tercüme edilmesi, bilkassa, seya- hat acentalarının rehberlerine der- cedilmesi katiyen memnudur | ) Şehrimizin * ab ü havasiyle meşhür , olduğunu öteden beri işitir dururum. Ve şaşarıı İstanbulun «abo 1 masıl meşhur olabilir ki, o «ap>, sokakları çamurlatır aksa balıkdıdır, kurbağalıdır, rü- supludur; - harik musluklarından gelse yangını söndürmez; - deniz- deyken akıntılıdır; - iyi su halinda şişelerde — satılirken - tortuludur , mantar kırıklarıyle doludur..> Havasına gelince: di lodos, şimdi poyraz, li karayel... Hararet derecesi, bir gün zarfında onlarla, yizmilerle inhiraf —gösterir. Boğaziçi, müte- madi kuranderlere maruz bir kori- dordur. Kışm hiç birimiz nezleden, boğaz ağrısından kurtulamayı “Yazın, toz, topraktan ve kurumdz isten yaka, gömlek, bir günden ziyade giyilmez. Bir de üsteli; « İstanbul, ab ü havasiyle meşhur,muş. Eyer bütün bu şöhret, iplik gibi akan Karakulak suyu yüzündense diyecek yok doğrusul Hani, aslan yaralânmış da, yer- de yalarmış. Fare gelmiş : “ — Korkma arslan! Korkma ! Ben senin yaranı sararım | Sar- mazsam da doktor getirir, ona sardırırım ! Seni böyle yapayalnız brakmam ! Üzülme! Üzülme ! Korkma ! Yarandan ölmezsin ! ,, Diyerek ince kuyruğunu çalımla sallaya sallaya aslanın ” önünde golaşırmış. Aslan, bunun üzerine, dayanamamış : — « — Bebey farel -demiş> Ben bu yaradan ölmem amma, senin çalımın beni öldürecek.,, İstanbul ahalisi de, çamurdan, yağmurdan, çeşmelerdeki balık- fan, kurbağadan, söndürülmiyen yangından, — akıntıdan, — mantar ısından, lodostan, poyrazdan, rayelden, kuranderden, tozdan, isten ölmiyecek, - bu kötü havalı şehirde berbat sularla “eh ne ya- Palım?,, diyerek haşırneşir olacak , fare kuyruğu gibi akan şu Karakulağın çalımı yok mu? İşte hakkında tahkikat yapmak- fadır. Bunlardan bazılarının gizli Ankara postası Bir hindinin | sinema sanatkâr- larına azizliği Bir müddetten beri filime alın- makta olan Ankara postası filimi hafta sonra ikmal edilecektir. Filimin açık havada geçen kısım- ları bitmiştir. Bu kısımlar daha ziyade Rami kışlası civarında fili- me alınmıştır. Ankara pöstası mücadele se- nelerini — gösteren — bir. filimdi Rami kışlası cıvarı kuva; mensuplarının Anaduluya cepha- ne kaçırdığı bir yerdir. Filmin alınmasına - il çocuğu da iştirak etmiş, melen rollerinde muvaffak olmuş- lardır. Filimi idare eden Ertuğrul mahacir mükem- Muhsin B. bu iki çocuğu pek beğenmiştir. Filime — iştirak eden artistler tesadüf ettikleri müşkilâta dair tuhaf fıkralar anlatıyor. Meselâ bir hindi filimin bir gün geri kalmasına sebebiyet vermiştir. Filim Ramide çekilirken bir hindi kendisine atılan mısır danc- sini“ kapmamıştır . Aradan bir müddet geçmiş, hindi mısır dane- lerini kpmıştır.Fakat filim çekilmeğe başlayınca tekrar mısır danesini indi filir kapmamıştır . Bu le meşgül olanları üç gi Emanet teşkilâtı gelecek seneden itibaren tadil edilecek Aldığımız malumate göre Şehr- emaneti bu seneden — ilibaren teşkilâtında bazı tadilât — yapa- caktır. Emanet teşkilâtında yapılacak tadilât, Muhiddin Beyin Ankarda Dabiliye vekâletinden aldığı di- rektife göre tanzim olunacaktır. Diger taraftan tetkiki hesabat encümeni Emanet teşkilât ve mu- amelatına dair bir çok tenkitlerde bulunuyor. Yeni sene butçesi bu 1927 senesi masraf bütcesinin müzakeratı neticesine ve alınan talımata göre yapılacaktır. Emanetin rüsumat aleyhine davası Emin önü meydanına müntehi bulunan Reşadiye caddesi Rüsu- mat tarafından işgal edildiğinden Emanet rüsumat ak e dava ikame etmiştir. Dava devam et- mektedir. Ucu zehirli hançerini alarak beline ftaktı. Şayet bir sui kasta C uğrayacak olursa birisini haklamadan can vermiyecekti. B Yahut, intihar edecekti.. | Son günler zarfında, serdarın “gakal brakma, ve, Firavun tahtını eçme meselesi zuhur edince, K yede tir kayk iğliedlar oldu. Mısırlılar, adam akıllı isyanlar çıkartmak üzere bulunuyorlardı: — “Firavunumuz Çocuk Ptole- meden memnunuz ! - diyorlardı. Ptoleme, Günş neslindendir. Hal- buki, Antuan, yabancı bir ırktan! Ne demeye, sakalını Firavun- lar usulu uzatıyor?... Ne demeye, Ptolemeyi başkasaraya atmış da, kendisi, Kleopatrayla beraber, Brüseriuma geçmiş, oturmuş. Ne demek?,, Halkın bu sözleri Antuanın kulağına vardığı zaman, serdar, gene Melikeyle birlikte sefahat ŞEHIR HABERLERİ | Ticari muvazene komisyonu yarın toplanıyor Ticari “muvazene komisyonu yarın Ticaret adasında toplana- caktır. Ticari muvazene komisyonu tetkikatile paramızın istikrarı me- selesine ait esaslar elde etmiş olacaktır. Şimdiye kadar mütehassıslar afından — verilen — raporlarda istikrar işinden evel memleketin ri muvazenesini anlamak icap beyan olunmuştur. Komisyo- | nun bu sahadaki tetkikati istikrar iş ve karanlık bir zaviyesini tenvire hizmet edecektir. Bir haydutluk Piramm yerini öğrenmek için kadını yşkmajıjalkııtılar Akşehirde Bürhanlar köyünde oturan Ali ağa namında 80 yaşın- da bir ihtiyarın evine üç silâhlı şahs baskın yapmışlardır. Baskıncılar — Dirhemsiz — oğlu İsmayil ile arkadaşları Kara Buca oğlu Mehmet ve Hüseyin oğlu Mehmettir. Zavallı ihtiyar; karşısında duran bu adamlara parası olmadığını | ve BÜ yaşında olduğundan kendi- sini öldürseler bile korkmayaca- gını söylemiştir. Haydutlar; cesur | ihtiyardan para alamayacaklarını anlayınca karısı S0 yaşlarında Hasna hanıma işkenceye başlamış- lardır. Soyguncular ocağın üzerinde duran gaz lambası muhteviyatını Hasna hanımın başına dökerek kibrit çakmışlar ve ateşlemişler- dir. Hasna hanım müthiş feryatlarla yanmağa başlamıştır. Evelâ saç- ları, sonra da yüzü yanınca Hasna hanım mecmuu servetleri olan 180 Kiranın yerini haydutlara — söyle- miştir. Haydutlar paralar ile bir sansar derisi, ipekli bir şal ve çifte tü- feği almışlardır. Jandarmalar tarafından yapılan tahkikat neticesinde haydutlardan İsmail ile kara Buca oğlu Meh- met yakalanmıştır. Birisi henüz tutulmamıştır. Hayat sigortaları memurları Sigortalar -kanımu — mucibince sigorta şirketlerinde çalışan me- murların türk-olmaları lâzımdır. İktisat vekâleti hayat sigorta- larınındaki doktorların da- türk- lerden olmasını Ticaret — müdü- riytleerine bildirmi: meclislerinden birindeydi. Kleopatranın zevki, asla bir kararda kalmıyordu. Bakıyorsunuz: şimdi Sezar gibi çelimsiz vücutlu fakat zeki erkek- Terden, şimdi iri yarı, bakır hey- kelleri andıran vücutlu fakat kuş Sonra, b: değişiveri, dan, | almağa başlıyordı Ve, Antuanı karşısında sakallı görmek istiyordu. Genç kadının, şimdilik, zevki, büsbütün tereddide idi: Erkek- lerden hoşlanmıyordu. Kendisine kadın aşıklar ve maşukalar bul- muştu, İşte , — Antuan , Ptolemeyle kendisi hakkında dedikodu deve- ran ettiğini öyrendiği zaman, Melike, bu gayrı tabii. vaziyette bulunuyordu. / görüşr “yapmak is ll Millet mektepleri Bu ay sonunda kücük bir imtihan “yapılacak Bir aydan beri millet mektep- leri açılmış bulunuyor: Şehrimizin her semtinde açılan dershanelere mukayyet bulunanlar şimdiye ka- dar hiç ihmâl etmeksizin dersle- rine devam ediyorlar. let mekteplerinin son vaziyet- leri umumiyet itibarile memnuni- yeti muciptir. Bu ay sonunda millet mektep- lerinde muallimler — bir yoklama yapacaklar ve müdavimlerin umu- mi - vaziyetlerini ve bir aylık mesai neticesini tespit edecek- lerdir. Arap - harflerini - bilenler için tedrisat müddeti 2 aydan — ibaret olduğundan 2 aylık devreye işti- rak edenler şubat nihayetinde imtihan olacaklar ve - yerlerine şimdiye kadar dershanelere de- vam etmeyenler alınacaktır. Ticaret odaları kongrası Bu sene ticaret odaları kongra- sının — aktedilmemesi — hakkında bir cereyan mevcut olduğunu yaz- mıştık. Ticaret müdüriyeti kon- gra aktedilip edilmiyeceğini ikti- sat vekâletinden sormuştur. Ti: ret odası her ibtimale karşı hazır- hk yapmaktadır. Ermenilerde Beynelmilel takvimi kabül ediyorlar Dünyanın her yerinde artık bir nevi takvim kullanılıyor. Devleti- miz, Cregoriyen takvimini terk ederek beynelmilel takvimi kabül ettikten sonra memleketimizde bulunan — diğer unsurlar da / bu eserciktifa — etmişlerdi. — Yalnız Ermeniler bu seneye kadar eski Gregoriyen takvimini muhafaza etmişlerdir. Ermeniler, bütün di günlerini Gregoriyen takvil göre tesit etmekte ( ar. Aldığımz malümata göre Ermeni Patrikhanesinin Kumkapu merke- zinde toplanan Ruhani - meel takvim meselesini uzun uzadıya münakaşa etmiş ve neticede gele- cek seneden itibaren beynelmilel takvimin kabul edilmesine karar vermiştir. Ancak bu kararın bir. defada cismani ve Ruhani azadan mürek- kep bir encümen tarafından tet- kiki münasip görülmüştür. Muh- telit encümen yakında bu mese- leyi müzakere edecektir. Antuan, emirberlerinden birii — Firavun Ptolemeyi buraya davet ediniz! - Dedi. — Bu meclise mi, efendim! — Öyle ise.. Hem- şiresinin kendisini davet ettiğini, d kendisiyle — konuşup niyetinde — olduğumu söylersin. Emirber, haber vermek ittiği zaman, azıcık korktu. İhtimalki, kendisine sui kast iyorlardı da onun için çağırıyorlardı... Zehirli minimini hançerini ya- nmna aldı. Şayet kendi aleyhine bir hare- ket sezinecek olursa, mütecasir- Terin haklarından gelmedikçe can vermiyecekti. Yahut lâakal kendi canına ken- di eliyle kıyacaktı. Ptolemeye meseleyi için onun yanına Çocuk - Firavun, TEMAŞAÂ HAYATI | Teyze hanım de meşhur tülüatçı K. Hasan efen- dinin ruhu şad ediliyor. Darülbeda- yün son temsilinin Millet tiyatro- sunda oynanılan her hangi bir komedinin, meselâ bir “Olur mü- neccim,, den, “ağam — eğleniyor, dan hiç bir farkı yoktur. Bu temsilin ismi «Teyze hanım» dır. «Teyze hanım» bütün tülüat komedilerinde olduğu gibi evvelâ arap saçı gibi karışır, iç içe vakalar, bi girift entrikler meydana çıkar ve sonra yavaş yavaş düzelir oyun da nihayet- lenir. İki senedir Darülbedayi repe- rtuvar müvazenesini ” tamamile kaybetti.. Bir gün bakıyorsunuz İpsenden, Şekespirden bir eser temsil ediyor, —arkasından ” hiç bunlarla münasebeti olmayan bir tülüat eseri oynanılıyor... Halbuki bize ne o kadar yük- sek eserler, ne de bunun gibi tülüat komedileri lâzım. Eğer hal- ka tiyatro zevkını vermek istiyor- sak bu iki derecenin ortasındaki eserleri bulup oynamalıyız. * Teyze hanım , iptidai hare- ketler, çocukca espriler ve yavan tekerlemelerle doludur. Bütün bu meziyetler yetmiyor- muş gibi bu komedide İisan da pek berbattır. Meselâ öyle cümleler ( ki bunların türkçede kat'iyen yeri yoktur : * Muazzep içindeyim , , hata yattım , gibi... de Tisandan pek aşağı değildi Bir kere artistlerin maki yajları ile rollçri arasında hiç bir | münasebet yoktu. - Bakıyorsunuz hassas bir adam, fakat göbeğine kadar uzun bir sakal.. Daha buna mümasil bir çok aksaklıklar var. Teyze hanımda yeğane muvaffak olan Tayfur rolünde Vasfi beydi. Hikmet Feridi İzmirde Soğuklar- dan üç kişi öldü Kaç gündenberi ortalığı titret- mekte olan şiddetli Soğuklardan su boruları patlamış ve- till mahallesindeki muhacirleprden kişi donmuş ve izmirde fukaraya kömür tevzi ediliyor Bu soğuk kış günlerinde fakir- lere parasız dağıtmak üzere Hilâ- liahmer Cemiyeti ilk parti olarak 15000 okka kömür satın almıştır. Kömürler 1 Şubat tarihinden itibaren muhtelif yerlerde fakirle- re tevzi edilmeğe başlanacaktırı. Kömürler Eşmeden getirilmek üzerdir. Karakış günleri fakir alki sevindirecek olan bu yardım için tertibat alınmaktadır. Uzatmıyalım: / Hasılı, Firavun, Antuanın teklifini kabul ile, Brü- serium sarayma gitti. Bu sarayda karşılanarak — içeriye t meclisinde, yukanda imiz rezilâne hayatı y: zevci ve bi yan Kleopatra, olan Ptolemenin geldiğine e haberi olmakla beraber, bo: l Hi e tarlariyle birer hakiki kadın tipi olan maşukalarına; -ve kalımada- deli bacakları ve collarıyle, düşük kaba memeleriyle kadından ziyade erkeğe benziyen aşıklarma sarılmış; aonlarla, geniş sedir üzerinde oturıyordu. Antuan, bu aralık boştaydı. Firavun Ptolomeyi karşılamz" üzere kapıya kadar ilerledi. V Ve, hayrette kaldı. (mabadı var)