4 Aralık 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

4 Aralık 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Namevcut Hükümetin büyük sorumlu- luğu CHP'de iken gericilik kovalanırdı, hem de şiddetle. Fakat yakalananları cezalandı- racak kanuni imkân mevcut olmadığından, nurcular gerine gerine beraat ederler ve neti- ce kocaman bir sıfırdan iba- ret kalırdı. Zaman değişti, AP iktidara geldi. Bu arada Temyiz, aldığı bir içtihat kararı ile nurcula- rı mahküm etmenin imkânım . Sanılır ki çark işleye- cek, kovalanıp yakalananlar mahkemelerde o cezalandırıla- cak ve layık oldukları yere tı- kılacaklar. Nerdee!.. Bu defa da kovalavanı ara ki bulasın!.. Faruk Sükanın, Emniyet Ge- nel Müdürlüğüne eski devrin damgasını yemis adamları tâ- yin gayreti boşuna mı? Dört ayak üstüne düşenler yine gericiler: Eskiden kova- lanırlar, fakat mahküm edile- mezlerdi. o Şimdiyse mahküm edilmeleri ihtimali mevcuttur ama, kovalanıp yakalanmaları ihtimâli? Evet. o husus maa- lesef namevcuttur! kırıdaki korkunç hadiseyi meydana çıkarmak ve sorumlularını yakala- nmak için seferber edildiğini sanan- lar Türkiyedeki iktidar değişikliği- nin farkında olmıyanlardır. Kayma- kamın haberi kuyuya atılan taşın akıbetine uğramış ve Bakanlıklara- rası bir toplantıda Diyanet İşleri so- rumlusunun bu olayı bir misal ola- rak zikretmesine kadar unutulmuş- tur. Anlatılan misalin ne büyük teh- likeleri işaret ettiğini derhal kavra- yan ve bu toplantıya Genel Kurma- yı temsilen katılmış olan bir kur- may albay, hazırladığı raporda bu konuya yer verince iş değişmiştir. Ordu işi önemine uygun şekilde, fa- kat kendi bünyesinde ele almıştır. Hava Kuvvetleri Kurmay, Başkanı Korgeneral Reşat Mater derhal ken- di imzası ile bir rapor kaleme almış ve bu, komutanlık personeline ta- mım edilmiştir. Hava Kuvvetleri, personeline, bu tip zararlı akımlar ve olaylarla mücadele emrini ver- 10 miştir. Şu satırlar bu raporda yer almıştır: "Hadisenin vehameti ne kadar acı ve büyük, güdülen gayeler ne kadar alçakçadır. Milli bekanın mahvı için hain emellerin tahakku- kuna matuf olan bu yol memleketi içten yıkmaya çalışan iç ve dış düş- manların hazırladığı plânlardan bir tanesidir... Bu rapor daha sonra Milli Gü- venlik Kuruluna getirilmiştir. Ola- yın nurculuk ve kürtçülükle ilgili bulunduğu, "Şarkta zürriyet mubah, Garpde günahtır" sözünün, sağlığın- da Kürt Teali Cemiyetinin faal üye- si olan Said-i nursinin talebelerinin sloganı olduğu; kürtlerin nüfusunu arttırarak kuvvetlendirmek, türk- leri ise zayıf düşürmek amacını güt- tüğü belirtilmiştir. Olayı Güvenlik Kurulunda öğ- rendiklerini ileri süren (Bakanlar, toparlanmak lüzumunu hissetmiş- ler ve tahkikat açılacağını söylemiş- lerdir. Fakat tahkikat, bu yazının başında Ahmet Demirin de açıkla- dığı gibi, emniyet yönünden değil, sağlık ve idari yönden açılmıştır! Bu arada, olayı haber vererek siya- si iktidarı zor duruma düşüren Kay makam Coşkun Hırvalı âdeta ceza- landırılarak, başka yere tâyin edil- miştir. İstenilen, işin tavsamasıdır. Nitekim, tahkikat o kadar ağır ve gevşek yürütülmektedir ki, bir so- nuca varılmasının istenilmediği a- paçık anlaşılmaktadır. Bu haftanın başında Pazartesi günü Sağlık Ba- AKİS kanlığı Müsteşarına Sağlık Bakan- lığı yönünden açılan tahkikatın ne sonuç verdiğini soran AKİS'çi, şu cevabı almıştır: — Tahkikatı yapan müfettiş Ankaraya dönmüş, fakat raporunu yazmadan başka işe gönderilmiş!" C.H. P. "Evet, ortanın solandayız!" Bu haftanın başında bir gün, Ge- nel Sekreter Yardımcılıklarına partinin iki “sağlam isim"inin, eski Milli Savunma Bakam İlhami San- carla eski İçişleri Bakanı Orhan Öz- trağın getirildiğini duyan çok CHP' li derin bir nefes aldı. Bunlardan birinin söylediği şu söz ilgi çekici- dir: "— Oh, ne ise.. Şimdi, CHP de- nilince hatıra gelen iki isim partinin pan ve yetkili iki mevkiine gel- dile a evvel CHP'nin iki Genel Sekreter Yardımcısı oCihat Baban ile Suphi Baykamdı! Parti Meclisinin bu son toplantısı uzun sürdü, zira konuşanlar hemen hep uzun konuştular. Bizim politi- kacılarımız henüz kısa konuşmanın faziletini anlamış değillerdir, yahut "kısa konuşmaya vakitleri yok"tur. Uzun konuşmada ise rekoru, lideri ve iki mümtaz uzvu -Emin Paksüt ile Coşkun Kırca- sayesinde Turhan Fey- zioğlu Ekibi kırdı. Bunlardan bilhas- sa Coşkun Kırca, konuşurken kelime C.H.P. Meclisi İnönünün başkanlığında çalışıyor Hedef tespit ediliyor 4 Aralık 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: