SİNEMA si uyandıran dokümanter bile Nazi vahşetinin bazı noktalarını bugü- nün seyircisine hatırlatmak veya öğretmekten geri kalmıyor ama, Kramer'in filmi, bu vahşetin, sorum luluğunu açıklamakta öylesine za- yıf ki, sonunda bu sorumluluğu en ağır şekilde suçlandıran yine sanık lardan biri oluyor. Savcının, yargıç- ların ve adaletin imdadına, Nazi öncesi devrin tanınmış bir hukuk- çusu olup da Nazi adaletinin âleti olan ve bundan büyük bir pişman- lık duyan bir sanık yetişiyor. Oysa Kramer, filminin kahramanı ola- rak sadece bunu seçseydi, sadece bu insanın dramını ortaya koyma- ya çalışsaydı, "Nüremberg Duruş- masını bir mahkeme salonu me- lodramı olmaktan çıkarıp, seyirci- nin kafasını allak bullak etmekten PİLO- CURA TOPTAN SATIŞ YER Kurukahveci Han No:10 Tel: 22 05 16 İ: Eminönü Tahmisç SAÇLARINIZIN kurtulup, asıl temasını, yani adale- tin bozulması ve çürümesi olayını daha iyi ortaya koyabilirdi. Çünkü, Burt Lancaster'in canlandırdığı es- ki Nazi Adalet Bakam Ernst Jan- ning tipi, hukuk nazariyeleri orta- ya koyacak, hukuku insanlığın iler- lemesi, mutluluğu için bir araç ola- rak kullanmağı amaç edinecek ka- dar sağlam ve aydınlık bir hukukçu kafasına sahip olan bir insanın nazi sapıklığına nasıl âlet olabildiği mese- lesini aydınlatabilirdi. Kramer bu- nu kullanamadığı gibi, meseleye 1- şık tutabilecek başka bir tipi ve o- layı da gereği gibi kullanamamakta- dır. Bu tip, Nazi yargıçlarının du- ruşmasına bakan mahkemenin baş- kanı amerikalı yargıçtır. Olay da, Berlinin 1948'de Sovyetler tarafın- dan ablukasıdır. Almanyadaki ame- 1 - Saç dökülmesini önler. 2-Kepek ve kaşıntıyı yok eder. 3 - Saçları kuwetlendirir ve besler. 4-Genç hücrelerin fa- aliyetini artırarak dö- külen saçların ye- rine yenisinin gelme- sini sağlar. 5-Saçlara canlılık, ha- yatiyet ve güzellik verir. SİGORTASIDIR MATI 575 KURUŞ (AKİS — 648) AKİS rikan işgal makamları bir ölüm ka- lım mücadelesinin kaçınılmaz oldu- guna inanmaktadırlar. Bu mücade- lede eski müttefikleri o Sovyetlere karşı, eski can düşmanları almanla- rın yardımına ihtiyaç duymaktadır- lar. Bu durumda, nazi de olsa, al- ınanları yargılamak, hele ağır ceza- lara çarptırmak işlerine gelmemek- tedir. "Milli menfaatler" bu duruş- malara son verilmesini, hafif ceza- larla işin geçiştirilmesini gerektir- mektedir. Yani yargıç Dan Hay- wood da adaleti "milli menfaatler" gerekçesiyle günün siyasetine uy- durmak durumuyla karşıkarşıya kalmaktadır. Nitekim askeri komu- tanlar, bu konuda askeri savcıya baskı yapmış, kulağını bükmüşler- dir bile. Ama Kramer, yargıç Dan Hayvvwod yönünden bu meseleyi de hemen geçiştiriveriyor, oüzerinde durmuyor. Kramer'in "Nüremberg Duruşması"nda konunun gerektir- diği halde üzerinde durmadığı bu çeşit daha birçok mesele var. Mese- lâ, Nazi yargıçlarını "kısırlaştırma kanunlarından yargılayan yargıcın kendi ülkesinin bazı eyaletlerinde de kısırlaştırma kanunlarının yü- rürlükte olması; meselâ kütle ha- linde cinayetler işliyen bir rejime hizmet ettiklerinden yargıçları yar- gılayan kimsenin, Hiroshima ve Na- gasaki'de yüzbinlerce insanı bir an- da yok eden, yüzbinlercesini de ne- siller boyu ölüme mahküm eden bir ülkeden olması; meselâ ırkçılık kanunlarını uyguladıkları için nazi yargıçlarını (yargılayan. kimsenin ülkesinde ırkçılık kanunlarının yü- rürlükte olması gibi... "Nüremberg Duruşması"nda bütün bunlar da, nazilerin korkunç vahşeti de -7 yıl- da 6 milyondan fazla yahudinin öl- dürülmesi, 7 milyondan fazla insa- nın toplama kamplarında öldürül- mesi, en korkunç işkence metotla- rınınmerhametsizce uygulanması, insanları kobay olarak kullanıp de- nemeler yapılması, canlı insanlar üzerinde anatomi çalışmaları yapıl- ması... gibi- kelimenin tam mâna- siyle güme gidiyor. Geriye sadece "Nüremberg Duruşması" senaryosu- nun dayandığı televizyon temsilinin seyirciyi baştan sona oyalamak için ustalıkla işlemeye çalıştığı mahke- me salonu melodramı olmak özelli gi kalıyor. 27 Kasım 1965