27 Kasım 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

27 Kasım 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

duyan Türk-İş, bu alanda açtığı mücadelede Totsis grevinin ilgi çeki- ci bir örnek olabileceği o düşünce- siyle, bunu şiddetle desteklemiştir. Hükümet ise Totsis grevine, çeşitli Bakanların çeşitli niyetleri yüzün- den, çok gayrimütecanis bir şekil- de karışmıştır. Hükümette bir ka- nat -Ali Naili Erdem bu kanadın başım çekmiştir- grevi şiddetle des- tekler ve bunu, Gökçerin işinden uzaklaştırılması ve işçiler nezdinde sempati kazanma vesilesi sayarken, Bilgehanın liderliğindeki diğer grup -Sanatçılar için pederâne hisler bes- leyen oÇağlayangil bu o gruptandır- Gökçeri desteklemiştir. Bu arada Adalet Bakanlığı, Sav- cılığın verdiği, afişlerin indirilmesi kararını bozmuştur. Bunun karşı- sında Gökçer, bir mahkemeden, Tiyatronun eğitim müessesesi ol- duğu, bu yüzden grev yapılamaya- cağı yolunda başka bir karar almış- tır. Mesele böyle arapsaçına dö- nünce, Bakanlar, tarafları toplu sözleşme masasına tekrar oturtabil- menin ve perdeleri açmanın en ko- lay çaresini aramışlar ve Perşem- be gecesi bu yolda bir karar alın- mıştır. Ancak bu karar hiç bir şe- yi halletmiş değildir. Gökçer, sa- natçıların memur olduğu yönünde- ki eski iddiasında ısrarlıdır. Sendi- ka ise, toplu sözleşme görüşmeleri yeniden başladığına göre, sanatçı- ların kesinlikle işçi olarak o kabul edildiği kanısındadır. Sendikacılar ayrıca, Yargıtayın Ocak 1965 tarihli bir kararının kendilerini işçi ilân ettiğini de ifade etmektedirler. Görüldüğü gibi, Çağlayangil ve Kibar da dahil olmak üzere, mese- leye karışan bütün tarafların esasla ilgili olmıyan bir niyeti vardır. Bo- yuna gerekçe değiştiren Gökçerin niyeti, yetkilerinin elden gitmemesi- dir. Şimdi son çare olarak, Opera ile Tiyatroyu acelâcele ayırarak, hedefi küçültmeye uğraşmaktadır. o Sendi- ka ise, işçi hakları için mücadele ettiği kadar, bu meseleyi, Gökçeri devirecek bir fırsat olarak da kabul etmektedir. Nitekim greve katılan bazı sanatçılar "Biz hak değil, kelle istiyoruz" diyecek okadar hafif ve sorumsuz davranmışlardır. Türk-İş ise, bu grevin başarıya ulaşması ha- linde, Personel Kanununun karşısı- na çıkardığı pürüzün halledileceği düşüncesindedir. Çok çeşitli niyetleri bünyesinde toplıyan ve maşallah, işi daha da karıştırmak için elinden geleni e- sirgemeyen Hükümet ise, Demirelin deyimiyle, "meselenin üzerinde"dir. "Meselenin üzerinde" değil mi- ir? Üzerindedir! 32 Piyes gördüm Oyun: "Kahvede Şenlik Var"; pek 2 perde. Yazan: (Sabahattin Kudret Ak Sahneye koyan: Ökte. Dekor-Kostüm: Seza Altındağ. Tiyatro: Devlet Tiyatrosu (Yeni Sahne). Konu: "Evin Üstündeki Bulut", "Şakacı" ve "Tersine Dönen Şemsi- ye" den sonra yazar, dördüncü oyununda da şair olarak kaldığını gös- teriyor. "Kahvede Şenlik Var", aslında, kadın-erkek ilişkilerinde ge- rilim noktası olan "evlenme oyunu" nun açık oturum halinde bir tar- tışması... Daha doğrusu, "çıkar evlenmesi" nin mizah açısından yapıl- mış ince bir hicvi. Ama şair, ortaoyunu yapısı içinde işlenen temayı süslemiş... Kahramanlarının kibar görünüşler altında sırıtan bencil- liklerine, kadınla erkekteki o ezeli "pazarlık" ruhuna, birinin "kendi- ni mümkün olduğu kadar pahalıya satmak", öbürünün de "kaabil ol- duğu kadar ucuza satın almak" içgüdüsüne biraz duygu, biraz renk katmak için, aralarına Garson adım verdiği bir "pişekâr" koymuş: pa- zarlığa bir anlaşmazlıkla engel olan "şiirin sesi"... Oynıyanlar: oMuammer Esi (Garson), Kerim Afşar (Erkek), Gül- gün Kutlu (Kadın). Beğendiğim: Yazarın, klâsik bir temayı geleneksel bir oyun biçimi içinde işlerken, sadece diyalog gücüyle dikkati uyanık tutmayı başar- mış olması; seyircide tazeliği, yeniliği (orijinalliği) olan batılı -tercüme bir eser sanılacak kadar batılı- bir oyun etkisi yaratması... Melek Ok- tenin oyundaki şiir havasını -ve nükteyi- yansıtan özenli sahne düzeni, Kerim Afşarın, en doğru yorumla, eserin mizah ve hiciv yönünü -ve onu süsleyen "komiği"- çok iyi duyuran ince nüanslarla yüklü güzel kom- pozisyonu... Beğenemediğim: Muammer Esi ile Gülgün Kutlunun -metnin şiiri- ne kendilerini kaptırmak yüzünden- gerektiğinden fazla duygulu, bu yüzden de "satire" dozu zayıf oyunları... Seza Altındağın -çok defa ol- duğu gibi- yerli renkten, kokudan yoksun dekoru... Kadın'ın sahnede değiştirdiği "kostüm içinde okostüm"e daha pratik, daha kolay bir çözüm bulamamış olması. Sonuç: < Herşeye rağmen, mevsim »başının, Ankara sahnelerinde, en ilgi çekici oyunu - tiyatroda dil gücünün parlak bir başarısı... Naciye FEVZİ Yeni Sahnede "Kahvede Şenlik Var" Şür dilinde kurt masalı 27 Kasım 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: