TİYATRO Ankara Mevsim sonuna doğru Ankarada, gecikmiş baharın ilk ılık günleri, tiyatro mevsiminin sonuna yaklaştığımıza haber veriyor. Mevsim sonunu duyuran sadece, birdenbire bastıracağı anlaşılan sıcaklar değil; İstanbuldan Ankaraya ogelmeğe, An- karadan İstanbula gitmeğe başlıyan tiyatro toplulukları da var- Aslına ba- kılırsa bu topluluklar, her iki şehir- de, bütün kış kapalı kalmaktan sıkıl- mış olan yerli sanatçıların yer değiş - timeleriyle, tiyatro mevsimini, bir bakıma, uzatmış oluyorlar. Bu topluluklar içinde, şimdiden. Ankaraya gelmiş ve temsillerine baş- lamış olan Karaca Tiyatrosu, Anka- radan da İstanbula gitmiş olan Anka- ra Sanat Tiyatrosu, bu yer değiştirme- nin öncülüğünü edenlerdir. Muammer Karaca, Maarif Koleji civarında, bir- kaç yıldır alışmış olduğu, Konak sine- masında "Uyandırma Bakanı" ile, bu kış İstanbulda kazandığı başarıyı de- vam ettiriyor. Ankara Sanat Tiyatrosu ise. İstanbulda, Dörmen Tiyatrosunda, 3 Mayıstan itibaren Sermet oOÇağanın "Ayak Bacak Pabrikası"na başladı, 29 Mayıstan sonra da Cahit Atayın "Sultan Gelin"'ine başlıyacak... Ulvi Uraz topluluğu Öte yandan bu mevsim İstanbulda, Küçük Sahnede iki yerli oyunla bütün bir mevsimi geçirmiş -ve ka- patmış- olan Ulvi Uraz ve arkadaş- ları, yakında Ankaraya gelecekler ve 5 Mayıstan-itibaren Ankara Sanat Ti- yatrosu sahnesinde temsillerine bağ- lıyacaklardır. Ulvi Uraz, Devlet Tiyatrosunun eski sanatçılarından olduğu için Ankara se- yircisi kendisini yakından tanımakta ve on yıldanberi de Ankara sahnele- rinde görememektedir. Bu bakımdan Ankarada vereceği temsillerin -başrol- lerini de kendisinin oynadığı bilindi- ğinden- geniş bir ilgi çekeceği tahmin edilmektedir. Ulvi Uraz topluluğu tem- sillerine, Haldun Tanerin İstanbulda 300 defadan fazla oynanmış olan, "Gözlerimi kaparım, o vazifemi yapa- rım" adlı hiciv komedisiyle başlıya- caktır. 34 " Küçük Tiyatroda "Buzlar Çözülmeden Deliliğe methiye Oyun : "Buzlar Çözülmeden..."; Yazan: Cevat Fehmi Başkut. Tiyatro: Devlet Tiyatrosu (Küçük Tiyatro). Sahneye koyan: Salih Canar. Dekor, Kostüm: Hüseyin Mumcu.. Konu: Sosyal gelişmelerin getirdiği olayları işlemeyi ve bir tiyatro yazarı olarak onları değerlendirmek suretiyle çağının ye içinde yaşadığı toplumun meselelerine eğilmeyi seven "Paydos" yazarı, bu sefer, 27 Mayıs Devrimin- den ilgi çekici bir oyun çıkarmıştır: Devrimi takip eden günlerde bir Kay- makam, Doğuda, kış aylarında merkezle irtibatı tamamen kesilen bir küçük kasabada idareyi ele alıyor. Devrim hükümeti adına karaborsacılara, hile- kâr. tüccara, sahtekar toprak ağasına, çıkarından başka bir şey düşünmeyen ağzı kalabalık particiye ,kırtasiyecilik içinde yüzen âciz idarecilere savaş açıyor. Kanun formalitelerinin kösteklediği toprak dâvasını, orman dâva- sını, su dâvasını, yol dâvasını, eğitim ve öğretim dâvasını, nihayet sosyal adalet dâvasını, en kestirme ve pratik yollardan halletmeğe çalışıyor. Ve bir tek adam, "buzlar çözülmeden", yâni durum merkeze aksedip işin iç- yüzü anlaşılmadan, tahmin edilemiyecek kadar çok -ve iyi- iş görüyor. İşin içyüzü ise, komikliği içinde, acı bir gerçeği duyurmaktadır: Kaymakam, ci- vardaki tımarhaneden kaçmış bir delidir. Ama doğruluk ve hizmet aşkı bir- çok akıllının başaramadığı güzel işler, başarmasına yetmiştir Oynıyanlar: Vedil Cezayirli (Tahrirat Kâtibi), Muammer Esi (Deli Ça- vuş), Yalın Tolga (Kaymakam), Mustafa Yalçın (Hacı Murat), Haldun Marlalı (Şeref), Sunay Artuk (Hatice), Atilla Eldem (Sarı Mahmut), Me- ral Gözendor (Afet), Ferdi Merter (Yılanlıoğlu) vs Beğendiğim: Salih Canann ölçülü ve itinalı sahne düzeni. Bu düzen sa- yesinde oyunun fikir yönü korunduğu gibi, kolayca farsa kayabilecek birçok sahneler bir töre ve hiciv komedisinin sınırı içinde kalıyor. Kaymakam'da Yalın Tolga -Bazı aşırı jest ve tiklerini sık sık tekrarlıyarak durumu hak- kında şüphe uyandırmasına rağmen-, Deli Çavuş'ta da Muammer Esi cano, renkli ve ifadeli kompozisyonlanyla büyük başarı sağlıyorlar. Tahrirat Kâti- bi'nde Vedil Cezayirli, Hacı Murat'da Mustafa Yalçın, Sarı Mahmut'da Atil- lâ Eldem, Şerefte Haldun Marlalı, Âfet'de Meral Gözendor, Yılanlıoğlu'nda Ferdi Merter rahat, tabii oyunlarıyla inandırıcı tipler çiziyorlar. Beğenemediğim: Mühim bir şey yok. Yalnız, 27 Mayıs Devriminden he- men sonra başlamış olması gereken vakayı "buz" mevsiminde geçiren yazar, aradaki uzun yaz ayları içinde Ka aramanının durumu nasıl idare edebilmiş olacağı hakkında pek bir şey söylemiyo Sonuç: Güzel bir oyun, Başkutun en Bini oyunlarından biri. Naciye FEVZİ AKİS, 8 MAYIS 1965 (Komedi, 3 perde).