Tüli'den İstanbul Mutlu son İstanbul sosyetesinin son aylarda en fazla bahsettiği bir olay "mesut son" ile nihayettendi. Kocası İlhan Sarvan dan ayrılmış bulunan- Necla Targan ile karısı Ayşe Kulinden ayrılmış bu- lunan Mehmet Sarper İstanbulda, ge- çen haftanın sonunda evlendiler. Ni- kâh, Necla Targanın annesi Feride Targanın evinde kıyıldı. Genç kadının şahidi amcası Şerif Muhiddin -Targan, Mehmet Şarperin şahidi ise Dr. Cihat Abaoğlu idi. Nikâhta bulunan tek Sar- per, Mehmet Şarperin şirin ablası Tomris Şarperin eşi Kemal Sarper ol- du. Tomris Sarper heyecanının fazla- lığından mutlu görümcelik görevini iyi yapamayacağı endişesiyle törene ka- tılamadı. Genç evliler akşam evlerinde ya- kın arkadaşlarına bir yemek verdiler ve sonra hep birlikte meşhur Tefoya gidildi. Tefoda gene hully-gully'ler ve haberler surfler yapıldı ama bu defa çiftler, bir yıl evvelki çiftlere nazaran tam aynı değildiler. Lemi İpekçi ve güzel karısı Kısmet İpekçi partiye ancak geç vakit katıldılar. Bu sırada Ankaradakl (o Süreyyada bir başka genç kadın, biraz şaşkın ve biraz mahzun, bir politikacıyla baş- başa istikbale ait plânlar yapıyordu. Ankaralı mankenin zaferi İstanbulun en meşhur terzisi Mual- la yıllık defilesini haftanın başın- da Pazartesi günü Kervansarayda yaptı. Defile Yardımsevenler yararı- naydı. Defilede yer yoktu Muallanın elbiselerini Tulin Okan -eski Tezgö- ren-, Lâle Belkıs, Nebahat Çehre -o hanımcağız geç geldiği için defile 45 dakika rötarla başladı - ve Zehra Tan- su teşhir ettiler. Mankenlerin hiç biri tecrübesiz değildi ama Ankaralı Tü- lin Okan zerafetl, güzelliği, canlılığı . ve hareketlerindeki ahengiyle ötekile- rin hepsini bastırdı ve Ankarada, İs- tanbula nazaran daha üstün manken- ler bulunduğunu herkese kabul ettirt- ti. Kocasından, yeni ayrılmış bulunan bu genç kadının başında, şimdi "dip- lomatik kavak yelleri" eser görünü- yor. Bu da sosyalizminki... İstanbulun zarif kadınlarından Mu- azzez İparın Paristen dönen res- sam Rasin Arsebuk ile (evleneceğini duyanlar, bu birleşmeyi "sosyalizmin zaferi" diye yorumluyorlar. İpar ve Dümer soyadlanndan sonra sanatıyla geçinen bir ressama eş olmak böyle de yorumlanabilir ama, bir ressamın ya- ratıcı gücünü beslemek isteğini de he- saba katmak gerekir! Şimdi İsvaçrede oturan Itır Yahya- nın da Dümer soyadını alacağı söyle- niyor ama, bu eski söylenti bir türlü gerçekleşmedi. Dümeks şirketinin a- sıl merkezini İsviçreye taşıyan Orhan Dümer bekârlıktan kolayca vazgeçe- ceğe benzemiyor. 30 Manken Tülin Okan Diplomatik ilgiler AKİS, 8 MAYIS 1965