sözleri en çok muhtelit tarihlerde e- mekliye ayrılmış ve sonradan Danış- taydan bozma kararı almış bulunan 16 eski vali üzerinde tesirini (gösterdi. Bunlar Emekli Kanununun, ünlü 39, maddesinin B fıkrasına göre "görülen lüzum üzerine" gerekçesiyle emekliye ayrılmış olan idarecilerdir ve bir süre- dir uzak kaldıkları koltukların şimdi en iyilerine taliptirler. Danıştaydan bozma kararını aldıktan sonra, İçişleri Bakanlığında kendilerine ( gösterilecek koltuk için şıra bekliyen bu valiler a- rasında 27 Mayıs Devriminden önce Namık Gediğin hışmına uğrayanlar bulunduğu gibi, 27 Mayıs sonrası emek liye sevkedilenler de mevcuttur. Bun- lardan özellikle ikinci grupta olanlar Akdoğanın demecini âdeta bir müjde gibi karşılamışlardır. Zira bunların he- sabına göre. tırpanlanacak olanlar CHP devrinde sivrilen valilerdir, ve herhal- de boşalacak yerler için akla gelecek ilk isimlerin de kendi isimleri olması gerekmektedir! İşin garip yönü, 27 Ma- yıs öncesinin simaları şimdi, AP Ge- nel oMerkezinden çok (o Bölükbaşının kanadını tercih etmektedirler!. Akdoğanın demecinin bayram ha- vasıyla karşılandığı bir diğer grup da Merkez valileridir. Bunların çoğu CHP İktidarı zamanında Ankaraya alınmış- tır ve hemen hepsi şimdi birer cazip post peşindedir. Meselâ bunlardan, Fu- ar olaylarından sonra Merkez Valiliği- ne getirilmiş olan eski İzmir Valisi Enver Saatçigil hâlâ Egenin lâcivert sularının hasretini çekmektedir. Gerek emeklilikten dönme valilerin ve gerekse , Merkez valilerinin şimdi gözlerini dikmiş oldukları makam Zon guldak Valiliğidir. Son Zonguldak o- laylarından sonra bu koltuk boş kal- mış ve bir türlü odoldurulamamıştır. Artık kritik bir yer olarak kabul edi- len bu koltuk, her.iki grupta da İs- tanbul, İzmir ve Ankara için bir tramp len olarak kabul edilmekte ve burada tutunduktan sonra büyük şehirlere at- lamanın pek de güç bir iş olmayacağı ifade edilmektedir. Hükümet Kıraatciler İngiltere Parlâmentosunda bir gele- nek, asırlardanıberi sürüp gelmekte- dir. Bu gelenek şudur: Oturum bittik- ten sonra Parlâmentonun kapısında karşılaşan milletvekilleri, . birbirlerine hangi semte gideceklerini sormakta ve sonra yollarına devam etmektedirler. Bu garip âdet asırlarca önce, Londra sokaklarının binbir tehlike ile dolu ol- duğu, asayişin tam mânasiyle sağla- namadığı devirlerden kalmıştır. Gece geç saatlere kadar devam eden toplan- tılardan sonra milletvekilleri evlerine kalabalık bir grup halinde dönmekle tehlikeden o kurtulmanın yolunu bul- muşlardır. . İngilizlerin omuhafazakâr karakterinin tipik bir örneği olan bu adet bugün sadece şeklen mevcuttur. Demokrasi tecrübesi az olan Türki- AKİS, 24 NİSAN 1963 YURTTA OLUP BİTENLER Suat Hayri Ürgüplü "Vay hınzır vay” yede İse, İngilterede olduğu gibi böyle, bir Parlâmento geleneği yoktur. İşte bu eksikliği farketmdş olan IV. Koaris yon Hükümeti, Parlâmentoya değilse bile, Bakanlar Kurulu toplantılarına bazı alışkanlıklar yerleştirme temayü lünde görülmektedir! o Meselâ hemen her kabine toplantısında tekrarlanan bir sahne, a önemli bir geliş- me olarak kabul edilebilir, Şöyle ki: Bakanlar Kurulu toplandığında, önce bir MP'li Bakan cebinden bir ya- zılı kâğıt çıkarıp okumakta, istekleri- ni bu şekilde sunmaktadır. Arkadan ikinci, daha sonra da Kabinedeki ü- çüncü MP'li Bakan ceplerinden birer yazılı metin çıkarıp kıraat etmektedir- ler. Bu o kadar alışılmış bir sahnedir ve metinlerdeki cümleler bir önceki veya daha önceki toplantılarda kulla- nılan cümlelere o kadar benzemektedir, ki, AP'li Sağlık Bakanı Faruk Sükan bile sık sık, yanındaki Köy İşleri Sa- kanı Seyfi Öztürk'e eğilip, “üç cümle sonra kendimizi çiğnetiriz, fakat Ana- yasayı çiğnetmeyiz (o sloganı gelecek" demektedir. Gelenek haline gelmeğe istidatlı bir başka sahne de, MP'li Bakanların el- 9