YURTTA OLUP BİTENLER bir koz oynamayı göze almış bulun - maktadır. Zira bilinmektedir iki, Maka rosu oZapteden ne Amerikanın bıi- yık altından gülümseyen itidal çağrı- ları, ne de İngilterenin havada kalan tavsiyeleridir .Makariosu işini bir an önce bitirmek üzere girişeceği yeni bir katliâmdan alıkoyan tek kuvwet, Atina ile Adadaki 30 bin yunan askeridir. Yunanistan Türkiye ile bir cemaat Meselesi çıkarmak (o istemekte midir, istememekte midir? Bu hususu ha- reket noktası olarak kabul e€- den Ürgüplü Hükümeti, Kıbrısta o- laylar yeniden endişe verici bir duru- ma girince, ilk tedbir olarak sesini Atinaya karşı yükseltmeyi düşünmüş- tür Ancak bu ses bir kuru o öksürük müdür, yoksa sonuç alınabilecek nite- likte kesin bir rest midir, bu henüz meçhuldür. (Hükümet etme sanatı buna doğru bir teşhis koymak- tr. Zira elde bulunan kozlar te- sirli (oOooldukları okadar tehlikelidirler de... Meselâ bir Lozan anlaşmasının ye niden gözden geçirilmesi. ilk bakışta cazip bir alternatif olarak görünmek - teyse de, ötedenberi Kıbrıs çıkmazına bir hâl çaresi bulma yolunda "anlaş- malara sadakat" noktasından hareket eden Türkiyenin bu çıkışına anlaşma- ya imza koymuş olan diğer ülkelerin ne dereceye kadar iltifat edecekleri hu- susu karanlıktır ve bu, bizim pres- tijimiz yönünden tehlikelidir; İhtiyatla ele alınması gereken bir diğer konu da Türkiyedeki rumlar me- selesidir. Türk vatandaşı olan "rumlar üzerinde girişilecek, hukuk kurallarına aykırı bir tasarruf herhalde dünya ka- muoyunda pek olumlu karşılanmıya- caktır. Patrikhane omeselesi ise "ben yaptım oldu" formülüyle halledilecek cinsten bir mesele değildir ve bütün dünyaya yayılmış bulunan Ortodoksla- rın tepkisi dikkate alınmalıdır. Gerçi Lozan anlaşmasıyla Ak- denizde kurulmuş olan dengenin 12 Ada Yunanistana verildikten sonra bo zulmuş olması, Türkiyede kalma müd- detleri sona eren yunan uyruklu rum- ların dışarı çıkarılmalarının devletler hukukunun en tabii bir gereği olduğu gerçektir. Pakat Patrikhanenin faa- liyetleri ile ilgin bazı söylentile- aydınlatılması Oo gerekmektedir Ürgüplü Hükümeti bütün bu hu- susları dikkate alarak sağlam bir ze- min yoklamasından sonra Lozan an- laşmasının yeniden gözden geçirilmesi ni isteyebilir; kanunlara, uluslararası hak ve hukuk kurallarına mutlak bir Faruk Sükan - Süleyman Demire! Temiz hava, sadakat göstererek, İkamet süresi sona eren yunan uyruklu rumları sınır dışı edebilir. Patrikhaneyi . denetleyebilir. Bu tasarruflar kanun çerçevesi içinde kaldığı sürece herhalde birer kuvvetli koz olma niteliğini muhafaza edecek- ler, aksı takdirde geri tepen birer silâh olacaklardır. Barut fiçısı Lefkoşede rum ve türk cemaatlerini birbirinden ayıran Yeşil Hatta ge- çen haftanın ortalarında patlayan bir silâh, Kıbrıs olaylarının yeniden alev lenmesine yol açtı, O gün Yeşil Hat boyunca mevzilenmiş bulunan türk mü cahitler, kendi bölgelerine girmek iste- yen bir ruma ihtar için havaya ateş aç- mışlardı. Rumlar bu olayı fırsat bile- rek derhal türk bölgesini abluka altı- na aldılar. Böylece, ötedenberi aradık- ları fırsatı bulmuşlardı, “İlk kurşunu atan türklerdir, o halde bundan sonra- ki gelişmelerin mesulü de onlar olma- lıdır" sloganına sarılarak, olmadık is- tekler sıralamaya koyuldular. İstekle- rin başında, türk mücahitlerin işgal et- miş oldukları mevzileri (o boşaltmaları gelmekteydi. o Oysa anlaşmalara göre Yeşil Hattın her iki yanında 200'er metre tarafsız bölge olarak kabul edil- misti. Fakat rumlar buna aldırmayarak, hatta 100 metre sokulmuşlardı, şimdi, ayni şeyi yapmış olan türklerden iste- dikleriyse 200 metre öteye çekilmele- riydi. Tabii bu garip teklif mücahitler tarafından derhal reddolundu. Türk- ler, rumların da hattan 200 metre ge- ri çekilmeleri şartıyla mevzilerini ter- bol nasihat! ketmeyi kabul ediyorlardı. Aksi hal- de yerlerinde kalmak için herne pa hasına olursa olsun direneceklerdi. Mücahitlerin rumların isteklerini kabul etmesi için çalışanların ba- şında General Thimayya geliyordu. Thimayya türk liderlerle sık sık te- mas ederek, onlara durumun çok gergin olduğunu, çarpışmaların ye- niden başlıyabileceğini söyledi, omü- cahitlerin geri çekilmesini istedi. Hattâ, haftanın başlarında Dışişleri Bakanlığına gelen haberlere göre, gerektiği takdirde Barış. Gücünün silâhlı bir müdahalede bulunacağı- nı dahi ileri sürdü ama, bütün bu teşebbüsleri o başarısız kaldı. Bu arada, Lefkoşedeki türk ke- siminde abluka yüzünden açlık baş Ö Yiyecek maddesi yüklü rumlar tarafından geri , çevriliyor, gıda yardımının türk lerin eline geçmesine mani olunu- yordu. Lefkoşeden Ankaraya, Dışiş- leri Bakanlığına verilmekte olan tel siz haberlerinde ise her an bü- yük çapta bir hadisenin patlak ver mesinin ihtimal dahilinde olduğu, türklerin elinde yiyecek birşey kal- madığı bildirilmekteydi. Cankurtaran simidi Haftanın obaşında Pazartesi saba- hı Bakanlar Kurulu bu şart- lar altında toplandı- Sabah saat 8 den 13.30a kadar devam eden bu toplantıda önce Dışişleri Bakanı Ha- san Işık, Adadaki gelişmelerin kı- AKİS, 24 NİSAN 1965