Darülfünunlarda Amerika usulü hususi sınıflar teşkiline ve her şahsın darülfünun derslerinden müstefid olmalarına medar olmak üzere, Ma'arif Ministırlığı tarafından kaleme alınmış olan kanun layihasını, Sobranya Meclisi'nin nazar-ı tasvib ve tasdikine dünki gün Ma'arif Ministırı tarafından vaz' edilip, tedkik ve müzakeratına bed'e ve mübaşeret edilmiştir. HAVADİS-İ HARİCİYE Amerika'da (beyazlar ve sarılar) meselesi Japonya talebesini Amerika mekteblerinden ve bazı Japon ve Çinlileri bazı destgahlardan tard etmekle bitecek zan edenlerin fikri boşa çıktı. Bu def'a (beyazlar - sarılar) meselesi çıktı. (Kansas) ve (Misuri) taraflarında medeni Amerikalılar, seyyahlara karşı itmedik hakaret ve rezalet bırakmamışlardır. Daha meselenin çıktığı cihetden Amerikalıların haksızlığı, caniligi görünüyor. Bir tramvay (kondüktörü) iki zenciyi birden öldürdügi içün galeyana gelen siyahlar tecemmu' ider. Ve silah bedest müdafa'aa ve mukabeleye lüzum görülür. Siyahlar toplandıkça toplanırlar. Bunları def' ve tenkil içün piyade ve topçu alayları sevk olunur. Siyahlar da yakın bir ormana iltica ve müdafa'aa suretlerini tedbir iderler, 9ncu Alay zencileri de bunlara iltihak ettiginden, iş adeta bir muharebe şeklini alır. Amerikalılar yani Amerika'da Avrupa muhacirleri zenci ve saire öldürse bile, bunlar resmen ve hükmen insandan sayılmaz. İnsaniyet, hürriyet, müsavat, adalet - var ise- medeniler içündür. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Müslümanların ve ez an cümle Türklerin ikide birde ecnebiler tarafından başına kakılan ta'dad-ı zevcatdır. Halbuki ta'dad-ı zevcatın mucidi Türkler, hatta Müslümanlar degildir. Yunanlılar ve Romalılardır. Şerat-ı garra yalnız "Evleneniz, çoğalınız" buyurmuş olduğu halde, ta'dad-ı zevcatı ne zem ne de medh etmiştir. Bilakis birden ziyade karı alanlara, bunların hüsn-ü idaresi ve muamelede müsavat ve birçok şart ve müşkülat dermeyan etmiş olmasına nazaran, ta'dad-ı zevcat eşkal ve ta'sir olunmuştur. "Adat muhkemdir." düsturunca ale'l ekser birden ziyade zevcesi olanlar ahali nazarında nev'umma çirkin görünmekle, birden ziyade zevcesi olanlar 17-18 binde bir derecesindedir. Ma'mafih nikah tahtında birden ziyade zevceye malikiyetde, zina ve metres usullerine kıyas kabul itmeyecek derecede memduh ve merğubdur. Vakıa şimdiki medeniler, vaktiyle Yunan ve Romalıların (polifamya)sını red ve hele Katolikler müteehhil kimselerin gerek erkek ve gerek karı fuhuş ve zina ile yakalansa bile, ekseriyetle afv! itmeyenler, yine nikah tahtında kalmak şartıyla ayrılmak suretiyle iktifa iderler. Ve bittabi karı bir tarafda kocası bir tarafda imrar-ı hayat! iderler. Bunların ayrı bulundukları sırada ekseriyetle dünyaya gelen veled-i gayr-i meşru ve veled-i zinalardan neler, ne kanunlar, ne mahkeme ve usul-ü muhakemeler çıkar. Biraz daha açık söylemek lazım gelir ise, karı veya erkek güya bir zevc ve zevceye malik-i meşru' ad olunur ise de nikahsız metresler ve gayr-ı resmi çatışmalara hudud yokdur. Yanlış söyledik bir hudud varsa metresini aynı evde, aynı odada idare itmege kanunun müsa'adesi yokdur. Kanunun men'ine hükumetlerin takipatına rağmen nikahla da bir çok karı alan, hatta bir iki degil 10, 20 de