"ULUM ve MAARİF" 2 Bir numaralu (Ulum ve Ma'arif) makalemizde şimdiye kadar gördügümüz ve okuyub okutduğumuz mekteblerin hiçbiri numume ittihazına salih olmadığını ve bizim içün, gerek dinen ve gerek adeten ve gerek maddeten okumağa mecbur olduğumuzu tasdik ile beraber bize başka türlü medrese ve mektebler lazım olduğunı ve o mekteblerde hem okumak hem de öğrendiğimiz şeyden karnımızı doyurmak lazım olduğunu iddi'a etmiş idik. Kuru iddi'a ile olmaz. Didigimizi isbat itmeliyiz: Şimdiye kadar mekteblerimizden maddi faide görmedigimizi ve 12, 13 hatta 17 yaşına kadar okuyan çocuklarımızın hiçbiri bundan karnını doyuramadığını ve eve ekmek getirmedigini isbata hacet yok sanırız. Çünkü herkesin bildigi, gördigi bir şeyi isbata kalkışmak malumu i'lam kıymetinde olur. Biz hem okumak ve hem karnımızı doyuracak bir usul ve mekteb istiyoruz. Da'vamız, arzumuz bu degil mi? Ha, işte o mektebler ameli mektebler olmalı. Ameli mekteb ne demek? Bunu söyleyecegiz ve anladacağız. İlk evvel kız ve çocukların ayrı ayrı kısım olduğnı nazar-ı itibara almalı. Ezmine-i kabil'üt-tarihden beri kızlar nazik, zarif, hafif şeyler. Çocuklar harb ve darbe ve ağır şeylere meyyal olduğu malumdur. Şimdi en evvel yapacak şey kız çocukların yerlerini ayırmalıdır. Ekser yerlerde zaten ayrılmıştır. Şimdi ibtida kızların mektebine gidelim. Her kızcağız o küçük elleri arasına bir çorab şişi alabilir. Bunlara gösterilince ögleden akşama kadar hocalarının nezareti altında çalışmaktan usanmazlar. Örerler, örerler, örerler. Birbirine bakub yine örerler. Buna dudak kıvırmayanız. Dört yaşında bir kızın en güç olan notalara başlaması ve piyano ve keman çalması yanında, bu oyuncak faideli bir oyuncakdan başka bir şey degildir. Bu kızların hocaları ihtimal ki kız degildir, Yahud hoca hanım çorab örmegi bilmez. Vaktiyle ögretmediler ise, kabahat onda degildir. Bunun da zararı yok, onun vazifesi okutmak ve nezaret etmekdir. Elbet o kasaba ve köyde çorab örmegi bilen bir kadın veya hanım vardır. Ona bir saat içün beş kuruş verildi mi, sevine sevine mektebe gelir. Hocanın yanında bir iki kıza gösterir. O kızlara da, başkalarına da gözi önünde gösterdir. İşte beş kuruşla bir iş. En küçük kızlar bunda başlar, örer. Kaba maba bir şey yapar. her ne yapsa