HADİSAT-I SİYASİYE "Magrib'ül aksa - Fas" Fransızlar Cezayir, Tunus'u bir kerre istila ettikden sonra, hazır buldukları definet'üt tabi'iyye ve hazine-yi mahalliye tatlı geldi. İşte o zamandan beri bir tarafı bahr-i muhit, diğer tarafı Cezayir kıt'asıyla, cenuben Sahra-yı Kebir, şimalen Akdeniz ile mahdud olan kıt'anın da istilası arzusuna düştüler. Lakin muhtekir devletlerin ilk cesaret ettiği şey diğer rakib devletlerin muhaseme ve muharebesine netice vermemekdir. Bunun için diğer zu'afa ve ma'atteessüf hep memalik-i İslamiye ve Osmaniyeyi rakiblerine nasihat kabilinden gösterirler ve kendilerinin indi olan o kıt'adaki haklarını terk iderler. Anlaşılıyor ya. hak, adalet, medeniyet, esbab-ı müdahaleden başka bir şey değildir. Hak, adalet, medeniyet "kuvvet" demekdir. Kuvvetin var mı? Hakkın da var "kuvvet" yok ise kağıd üzerinde görünen veya kulakla işidilen müsavat, hürriyet, uhuvvet yok, bilmem ne de yok. Şimdi bu kaideye ittibaen Fransızların "kuvvet"i zaif kalan koca sekiz milyonluk kir kıt'a-i İslamiyeye, ne din ne de milletce hiçbir münasebeti olmadığı halde hak davasındadır. Hakkın başı da zırhlı ve sahra topları irsal ve isalinden ibarettir. Maddi ve bedeni "kuvvet" göstermekten ibarettir. Uzakda Almanların da kuvveti bu kıt'ada bir hak teşkil ettiğinden ve kurnaz Almanlar ötede beride bilfiil vel'kuvve istilaya ma'ruz kalanları himaye politikasıyla hem rakib devletlerden imtiyazlar istishal etmekde ve hem asıl olarak zaif hükumet ve milletleri külliyen Almanya'nın kucağına atlamak üzere kapusunu açmağa mecbur etmekdedir. Cebren istilaya duçar veya ma'ruz bulunan devlet ve milletler kamilen İslam hükumetleri olmağla himaye politikasıyla Almanya ve bahusus Almanya İmparatoru kendine bir de İslam hamisi süsü vermiştir. Gerçi bu politika mühimdir. Evvelce Rusya ve Avusturya politikaları arasında çıkmış ve yine bu hükumetlerinmüdahalelerinden ne yapacağını şaşırmış olan Türkiya İngiltere'nin de "zebunkeşane" tazyikata ma'ruz kalınca Almanya hükumeti ve imparatoru Türkiya'ya dostane bir nikab altında sokulmuş, hatta ticaret ve imtiyazatdan başka bir zamana kadar mesele ve davadan hali olan Suriye ve Anatolu kıt'alarına bile sokulmuştur. Belli başlı adamlarını, cenerallerini, Türkiya'nın umur-u dahiliyesinin ıslah ve terakkisi namına ordular, paşalar, maşalar ve resmi mülki memurlar da tayin ettirerek ordu ve hatta ruhlarına her türlü tehlike ve müdahaleden azade hafiyeler ve casuslar yerleştirmiştir. Geden Girit, can cekişen Makedonya'da, Almanya bir imtiyaz