Frigye neresidir? | Bir karilmiz yazıyor: ler. bir Bir everi mütalâa sırasında bir kaç defa Frigye (Phrygia) kelimesine tesadüf ettim. Bu- başlamış ve mil aara İ immerlerin istilâsını rak yıkılım; Midos ve Gordins vaktiyle, Firgyelil ikleri sultapatla — alâkac 'nun Anadolu içinde bir yerin da adı olduğunu — anladıma: neresi olduğunu tayin ed dim. Bunun tetkik - edilme: ve ona göre cevap verilmesi. ni reca ederim., Cevabımız Frigye (Pbrygia) Anadolu. 'nuo eski memleketlerinden bi- ridir, Muhtelif zamanlarda hu- düdü değişmiş - olduğu için Onun yerini tam isabetle tayin | uğı etmek müşküldür. Fakat şöyle — böyle bugünkü Anadolu yay- — hasıni çevresine alıyordu. Bu. rada oturanlara Firifler der birdi. Argeneloji ve etaoloji mütehassıslarına / göre Firifler Ari arka / mensup — kimseler, cengâver insanlardı. Bunların buraya milâttan on ikinci in mücasisi Alyat kon- müş ve Eirigyede onun resine geçmiş, daha sonra İran hinşabi Kurüsun - istilâsına unıştır. “Büyük İskender İran İmpa- ratorluğunu yıktıktan sonra Fi rigye Selencid İmparatorluğu- mun bir parçası olarak yaşa- mış, daha sonraları Roma İm- yaratorluğuna iltihak etmiştir. Va el nn müsiki bakımından Firigyeye çok borçludur, Stenartın. (Lı- “önce gelmiş oldukları tahmin | diye ve Firişyede cski abide- ediliyordu. En son tetkiklere | ler) adlı everinde “Yunani göre bunlar Etilerin tıpkısı | eserleri tetkik, mecmuası, Fi- idiler. Belkide bunlar Eti dev. | rigyenin şehirleri ve - derin letine tabi. yaşadılar. merkezleri) adlı. eserlerde bu Bir takım ananelere ve yeni | mevzua dair bir çok malümat bazı tetkiklere vardı Fizikt kimya Yazan: Saip Ragıp Atademir eeet Önteemelek Kabiın İkinci - cildi de çıktı görünce bu münase- kitapç ilerinde bir görmekle mem- güzel bir. kap içine harflerle/ basılmış - olan iyeti itibarile talebe İagilizce ve Fransızca yetmiş yedi andellifin — eserlerini böyle bir kitap okumak ve meydanâ getir. belirlmek yevİ müvazenel, elektrigi kimya, kompleksi kimya, Kinetik ziyni esazları hakkındı Mufassal malâmat veriyor. Muharrir 250 sahifedem mürek- kep Bü ezerini meydana getir. mek için T7 Üracant et iiş ve bunların isimlerini mükem. sözleri vakaya tamamen uyüyor- arahk küvvetli bir | &, devlet vücude getirmişlerdi. Bu devlet bilinmiyen bir tarihinde ittan önce yedinci| lar yaşamış, daba sonra uğrayı POLİSTE Bir top basma Sabıkalı Acem Ali ve arka> daşı Mordohay, Sultanhamas mnda manifaturacı Bedrosun dükkânına müşteri sıfatile gir- mişler ve bir top basma çahb uşurlarken yakalanınışlardır Bir kadına sopa ile dayak attılar Unkapanında Deveoğlu yö- kuşumda. Siynimşpaşa we serinde iki kadın arasihde bir kavga olmuş, Gülzar isminde- ki kadın başından - Hatice ile Güzel de muhtelif yerlerinden yaralanmışlar Bunlardan Haticenin — yarası diğerlerine nisbeten ağırcadır. Hâdine şu şekilde olmuştur: Bu medresede oturan ve bekâr — çamaşırı — yıkamakla geçinen Gülzar son - günlerde ebemmiyetli su- görerek em dişeye düşmüş, kârına kıt ge- n bu. ikinci çamaşırcıyı aramağa başlamıştır. Nihayet dün gece topladığı çamaşırları yıkamak üzere evi. e — getiren Gülzar — kendi kapısı önünde Güzel isminde- ki bir kadının çamaşır yıka- makta olduğunu görünce müş- terilerini elinden alanın bu kadın olduğuna hükmederek fena sözler söylemeğe - başla- miş ve nihayet iş sopaya dö- külmüştür. Evvelâ iki kadın arasında başlayan kavgaya küçük ve büyük Soltan ismindeki kadıu- larla Hatice de iştirak ederek gözel tarafını iltizam etmişler ve hep birden Gülzarın üze- rine yüklenmişlerdir. arkasına inen sopa- Jardan bayılan Gülzar “ye di ğer yaralılar hastahaneye kal dırılmışlardır. Zabıta kavganın hakiki / sebeplerini - aramakla meşgüldür. * Gençlik ortadaki everlerde bir mesne buluren kemire kemire okuyor. Bunları yazanları, ten bir güven ve saygı çalıp kaçarken | | Ayıntap Fıstıkları Memlekete milyonlar getiren bu işi teşkilâtlandırmak lâzım | Ayıntap (Hususi) — Şamda bir tek ağacı bile bulunma- dığı balde, yabancılar berta: raf, içimizden — bir. çokların- tiştiği zannedilen bu değerli urun yalnız Ayıntap ve hava- Tisinde olan — mahdud. bir : hada yetişir.. Memlekete şu budür. vazi yetinde bile mühim denecek kertede bir varidat temin ede- gelen - fistik, sön — zamanlar kadar öyle büyük alâkasızlık- karşısında bulunmakta idi. ki, kendisiyle biç münasobeti alınıyan bir yabancı memleket ismioi almış olması gibi tek bir misallede isbat edebiliriz. yetiştirilmesi böyük ü mucip ol mıyan bu mahsüllerin - verimi nisbetinde müşterisi vardır. 932 senesinde dört bin to. 'na yaklaşan rekolte şarımıza iki milyon liraya yakın bir ge- lir temin etmiştir ki, bu mik- dar paranın hele şü buhran seneleri için mühimce bir ye- kün — ifade ettiğinde şüphe yoktur. Filhakika son seneler zare fında hükümetimiz bu mahsu- dün değerini takdir. ederek diğer vatan bucaklarında da tecrübe edilmesi - hususunda teşviklerde bulunmuş ve Ayin- tapta bir fidanlık vücude ge- tirerek bir çok yerlere para- sız kalem. yollamıştır. Ancak, bükümetten daha fazla bir de" lület beklenmemelidir. Çi hükümet fıstıkçıl toprak mahsulüne tahsis ede- mez. Şu halde bu işin tamim ve başarılması - Mersin, Antalya ve İzmir gibi örnek yetiştiril. mesine çok müsait topraklarda yaşayan çiftçilerimize düşer, Bu çiftçinin emniyet ve lüzımdırki, fıstık kendi dinden çok dal aun edecek Şarımızın 934 rekoltesi ve Surye yollarile şimali Ame- rikaya satılmıştır. İemlekette — satılan diğer yasile birlikte bu yıl bir mil- yon liradan artık gelir bırakan mütevasaıt ellerden kur- taktirde ayni verimin gelirini katiyen — artıracaktır. Bu gelirin şu senelere kadar artmamasının yegâne sebebi Çocuk Esirgeme kurumu güzel bir çocuk bah- z çesi yaptı ve törenle açtı Akşehirde açılan çocuk ve törende Akşehir (Hususi) — Şehri- miz çocuk esirgeme - kurumu günden —güne kuvvetlenerek birçok hayırlı işler yapmakta- dir. Son günlerde vücuda getiri- len çocük bahçesi memleket için çok iftihara değer bir e- eserdir. Cemiyet Başkanı Na- dir Benderli oğlu iki aya ya- kin amele ve ustaların yanıı eşkilâtsızlk olduğunda şüphe” etmemelidir. Her fırsat düşdükçe yazdı- ğım gibi, şimdilik bu havaliye inhisar eden fıstıkcılığı milli ve mali müesseseleri üzerine alır ve bunu kendisi: ne bir iş edinirse memleketi- büyük hizmetlerden sini daha yapmış olmakla kab- ayarak gittikçe fazla kâr ge- ecek bir ticaret menbaıda edinmiş olur. Hülâsa fıntıkçılığı Ayıntap- ta teşkilâtlandırıp yurdumu. zun diğer köşelerinde de tec- rübe etmek daima fayda ve- vecek bir teşebbüstür. Bahçesinde - Atatürk büstü bulunanlar | da bulünup bu. bahçeyi mey- dana getirmiştir. Bahçe küçük olmakla bera. ber bir çocuk için ber türlü eğlence vasıtalarını haizd r.Bah çede 20 den fazla gayet mun- tazam eğlence vasitaları ya- pilmiştir. Bahçe her gün s: elektrik ampülleri- le donatlImıştır. Bahçeye Atâtörkün bir büs- tü konmuş ve açılış töreni şehrimizin bütün münevverle- Finin iştirakile dün yapılmıştır. İdman yurdu ziyafeti Akşehir İdman Yurdu âzası arasında bu hafta içinde bir çay ziyafeti vermişlerdir. Zi İet gayet eğlenceli olmuştur Topfantıda firka musiki hey'- eti de bulunmuştur. Heyetle çalışan Orta mek- tep musiki bocası Bay Osman Şenel şehirde musikiye büyük Bir heves uyandırmıştır. Kon- ser çok muvaffakiyetli olmuş- tur. Ziyaftte kaymakam Bele- diye başkanı fırka reisi de ha- zar bulunmuşlardır. - Milli A M Feridun annesinin ne demek intediğini bir. türlü kavraya mamakla beraber, zavallı çocuk yeni felke ketlere intizar eylediği cihetle Roman - Yazan: 1. Vecihi hep seninle - beraberim, beni örak0” Hihiyet *Bi Bu sözleri söylerken Feri- dunun dudakları titriyordu, ço- cük ayni zamanda ağlamak ta gimdi işittiği sözlerden çokluk | istiyordu, fakat annesini büs- mütcessir olmadı, dedi ki — | bütün müteessir etmemek için — Amneciğim, babamın bi- | hıçkırıklarmı yutmakta idi. O- ünü, bizi | nun bu hali hakikaten çok ati buldu- | acıklı idi. Melâhat çocuğuna sarıldı, büyük bir sevinçle 'sen benim | dedi — Yavrüm, benim çocuğum, -seninle çok L KUTÜSÜNGAK EKAR Her eczanede bulunur Kutusu 150 kuruştür Aüres Galata, Posia Kulunu 1255 — atiğüz sahibi ve Umumi meşriyatı idare eden yazı işleri müdürü; Ali Matbasi / Ebüzziya kitler geçireceği sıkılmana biç yacağım, İzmirde çok' iyi, çok eğlenceli vakitler geçireceksin. — Artık senden. hiç ayrıl- mayacağım, değilmi anne? ruml Mamafih çocuk bi durdu, gözleri bir tarafa di, öndan sonra mütereddida- ne dedi ki — Peki babam ne ol: Ben onu bir daha göremiye- cek miyim, ondan büsbütün mü ayrılıyoruz? Bu sual Melâhati yine şar gırtı, biraz. evvel çocuğunun kendisine — merbutiyetini - göre mekle çok sevinmişti, fakat işte Feridun bir taraftan an- nesinden katiyen ayrılmayaca- ı söylemekle beraber, diğer taraftan her erkek çocukta tabi olarak mevcut olan baba uf edebilir. Yolcular, tirilebilir. Bir aile biletinde yazılı olan yolcuların aynı sinifta, ayaı ere aymmue — Vümn şmrüye fazla umumi tarife üzerinden ücret larkı vermek Şşartiyle yol değişe sevkile, yine ba- basını düşünüyor, ondan büs bütün ayrılmak endişesile mu- azzep oluyordu. Melâhat çocu- ğu derhal teselli ve tcskin et- mek İüzimgeldiğini — anladı, dediki: — Hiç görmez olur musun, oğlum? Baban şimdi biraz si- nirlendi, geçmez l seni gör- mek olacaktır. Bu sözden sonra her ikisi de hazırlanmağa başladı. Me- lâhat hizmetçi vasıtasile getirt iki el çantasına — baş- hca çamaşır ve elbiselerini doldurdu. Küçük |Feridun da kendi - eşyasını hazırlayordu. Fakat böyle küçük bir çocu- ğun eşyası ne olabilirdi?. Bir kaç parça oyuncak, bir kaç den çıkararak- verdiği/ ciltler de vardı. — Bunların bir- ikisi çocuklar için yazılmış güzel kitaplardı. Feridun bunları da- ha okuyup bitirmemişti. Fakat çocuk babasına ait olan ki- tapları da götürüp götüren yeceğini bilmiyordu. Bunu an- 'nesine sormağa cesaret ede- medi. Fakat kendi küçük aklile ba kitapları götürmenin caiz olmadığına — hükmet Babasının kitaplarını ayırdı, bir köşeye götürüp yerleştirdi. Bilhassa bu kitapları götürüp götürmemek meselesi zavallı ziyetinin elim old z evvel Feridun şimdi bu evde artık tamamile — yabancı olduğunu anlamıştı. - Halbukü parça kitaptan ibaret idi. Ma- mafih - kitaplarının — arasında babasının kendi kütüphanesin. katedilecek —mesafeler için seysumu n biletine dahil olan yolculardan yalnız bir kişi, bun azimet seyalatinden son GidişeDönüş istasyonları arasında olmak şartiyle, daha düne kadar bütün köşk- 'te her şey kendisinin idi, hat- 'ta köşk bile kendisinin idi. Ko Bir ai göre, yarım ücretle mütenddit seyabal şar, oynar, istediğini alır, is tediği şeyle oynar, her hangi babası ona iki mislini getirir, velhasıl küçük çocuk bu koca köşkte bir şehzade gil hükümran ise bir / kitaba korkuyordu. Zaten hizmetcilerin de kendisi- 'ne karşı müamelelerinde bir değişiklik vardı. Eskiden hizmetciler, küçük çocuğun etrafında pervane gi bi dönerler, (Küçük bey em istediğini ya Halbuki/ mektepten izmetçiler ken- kadar eheme retti) diye her parlardı. geldiğindenberi tt g anlamıştı ve çok unurlu da ol- duğu için o da artık gilerin yanına sokulmaz olmuştu. — Devamı var— e yalmır sile biletinde yazılı mer'i tarilelere 2813 yapabilirler.