1 Şubat 1935 Tarihli Zaman Gazetesi Sayfa 4

1 Şubat 1935 tarihli Zaman Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Pul meraklılığı Pul meraklıni bir. kerlimiz pu n banl baçla- diği ve nanl ilerlediği/ hakkında malümat vermemizi isliyor. Arzu- sunu yerine getirlyoruz. yapışlı: 1840 ihtraından son- derde bü işlerle meşgul olan yüz- lerce kişi Jarı alış verişi e meşgül olanlar Teşkil Cet geçer. Ba çe gütlerden her birine nid olan muh- sayılamıyacak çoğu ya bir hüküm. n, ya bir cumhur reisinin ves yöhud tarihi bir hadirenin daçır. Daha eskiden ar- rın F em ni koymak adett tu. gün bütün dünya posta pullarının n evinin her çı ların, — kuşlarin . türlü teradüf olunur. Bundan lineler, Beledi denleri pek büyük bir kaymeti Onün için bu pulların anhler 'eride çıkanlıyor ve bunlar piya: sürülüyoruada çok: geçmeden akte oldukları anlatılıyor. Put kalleksiyonlarıma n gü zellerinden biri Berlin'in posia imüzesindedir. Briteoya mrüzesinde (100.060) den fazla polu ihtiva eden bir pul kölleksiyonu vardır. Amerika hü- hde Vaşinglonda çok kiye metüi bir kollekriyonu” bulunuyor. Husus kolleksiyonların en kiy- Asuştaryalı . Haran. Von Herçayda Mi Bü zate ald. pullar Amüstüryanın - Paris. sefarethane. 'de bulundüğu için harb. ena: 'a hükümeti tarahından eöderek cesle ceste ulmiş ve bunların içinde bir çift gol 3000 İngilir Tirasina, bir. çilti de 3200 İngilir Tiranan. satrimıştı. Böyle madir. pallar. içinde 5000 10600 İagilir lirası edenler de vardir. İngülterede - pal meralhlarının cemiyetleri de vardır. Bu cemiyet llli ve beyne'milel pul sergileri apar, 1923 de Londrada böyle bir metli aede Frai Yazan: Osman Ergin İstanbul / Vilüyeti / Mektupçusu İstanbul — Vilüyeti Bay Orman, memleketimizin irfar fazileti ve bilğisi itibarile çok kiymetli i olduğu aha etfafında bahisler. cereyan etmez. Bay Orman vakit vakit kitap: dar çıkanır, bu. kitaplar dzima emali tetkik ve tetebbülere müm enittir ve bihamma şehrin - husust darihi / itibarile - kiymettardır. Bu mmeyanda (İstanbul şehreminlerini tercümei hali) ve (Darüşşefeke) Bu irfan sahibinin bu defa ç- ğ VBeledi Bilgiler) kitabı da te bu cümledendir. Kitab üç kuma ayrılmıştı Birinci kısım alelümum beledi. yecilik ile tarihte belediyelerin Basıl teşekkül ettiğinden bahistir. Roma zamanında. deketlerindeki belediyeler ve beler Giyecilikte tetkik edilmiş, beledi. a bütün dünyaya | yeleri ile mühtelit usüller tarif dablil ve izah olunmuştur. İkinci katım, Türkiye belediye- sine tahsiz edilmiştir. Bu kısımda- da, Osmanlı devletinin teşekkü- dünden 1271 21854 tarihine kadar kadılık yahud Şark tarzında bele- lediye idaresinin muhtasar ve mü: fid bir tehihçesi, 1854 ten 1930 se- nesine kadar Garb tarsında bele- diye idaresi ve 1930 da tatbik olu: 'nan usül hakkında etraflı malümat ardır.Bu kısımıda İstanbuldan başka Türkiye belediye teşkilâti ile An: kara bele derecede Üçünet kın belediyelerin hakkıkazası” beledi. ye zabitası, İstanbulun zabita teş- kilâtı hakkında yine çak - etrafh malümatı mühtevidir. En sonda “belediyeci gözü ve bazı tat bikat nümüneleri,, ünvanı altında bir bahir vardır. ok açık ve cazib idiğı için, beli dar olanyanlar de Te okunabilir. alikadar olmuyan imse bulunmamak da lâzımdır.Biz İs-| Tanbulldir.sabık Şahremanetlni, v gimdiki İştanbul. Balediyerini, Belediyo işlerinde Becerilerizlk,il. ÜAKAĞİN n Yü Eler rürar. | Pozisre |Biramele damdan düşüb öldü Pangaltıda ikamet eden ame- le Arif isminde biri Kandillide- kitelefon şirket'ne aid binanın saçaklarını tamir ederken mu- vazenesini kaybetmiş ve 5 metre yükseklikten düşerek ağır ürette yaralanmıştır. Arif ho- men Zeyneb Kâmil haetahane- sine kaldırılmışsa, da hastaha- 'nede vefat etmiştri Simitci İsmaillerin marileti Sirkecide e arkadaşı diğer simitci İa- mail aralarında ehemmiyetsiz bir meseleden dolayı kavğaya tutuşmaşlar İsmazllerden. biri iğerini jiletle başından yara- lamıştır. Biçak taşıyanlar Fatih ve Eminönü polismer- kezleri “mıntakaları dahilinde sıkı bir silâh araştırması yap- anışlar, sabıkalı Niyazi ve Fah- rinin Üzerinde bir. biçak, Emi nönü merkezi memurları da si. mitcilik yapan Ahmed isminde biçak bul- mmuşlardır. biçaklar müsadere edilmiş suçlular adliyeye ve- Filmiştir. Esrar bulundu Araba iskelesinde Tufanın kahvesinde ihbar üzerine em. niyet memurları tarafından ya- pılan sıkı bir araşlırma netice- imit satan İsmail birinin üzerinde sinde müşterilerden Ekrem i: minde birinin üzerinde bir mik- far esrar zuhür etmiştir. - Es- rarlarla beraber Ekrem mah- kemeye verilmiştir. Yıkanmak yüzünden Paşabahçe cam - fabrikasın- da amelelik eden Haydar” ve ghanes Öseb namında iki ar. kadaş muslukta- yıkanmak yü; zünden kavgaya / tutuşmuşlar Ohanes Haydarı dövmüş ve ya- kalanmıştır. Fakat hakkelinsaf - söylyelim “ki zin hayatına takllak eden işlerine karşı ve büyük bir lükaydi göster ririt. Birçok işlerde zaten âciz olan belediyeye - el birliğiyle yı dima hiç yanaşmayız, yalmız şikâ- yet etmesini biliriz. Halbuki / İstanbul - belediyesini iyi bir hele getirmek için belediye kadar biz hallın da şehri vevme: miz ve onunla oğraşmamız lânım. dir. Bu bakımdan Bay Onmu ha muühtasar ve mafid everi h İstanbullunun afıb okumanı icaber der, O cihetle Bay Ozmanı bu ese. rinden dolayı tebrik ederken, ola yacularımıza d kitabi — tavsiye ederiz. —Milli Roman - inde Bayanlar, Sund indeki deri t manin zevcesinden bahsetmişler ve bu kadının kocasını. kandırarak beraber Parise gitmekte olduklar ee idiğinin. sından Parise gitmekte imiş Bu mesele hakkında o gün bir çok arkadaşlarının büyük bi miyet ve alâka ile söyle; Gözlere “Ççokduk kulak " vermemiş, Tlkırdiya. karışme Şimdi birdenbire bu sözler ak- geldi, acaba deri tacirinin ka- vanı da Parise (Saffet Selâmi) için mi gidiyordu? Bunlar İstanbulda buluşmadan arlik çekindikleri için ai Parise kadar gitmeğe kara yermişlerdi ? Yoksa kadım her hangi bir sebeple kocasiyle bere ber Parise gitmeğe karar verince (Saffet Selâmi) de bir. resim sipa- zişi bahanesiyle — arkasında gidiyordu ? Tüccarin karim güzel / değildi, 'onun gözel olmadığını Melâhat le, mavi gözleriyle, durgun haliyle | kendisine mahsus büyük bir cazl. besi olduğuna da şüphe - yöktı Saffet Selâminin bu kadınla mü- nasebetinin derecesi ne Idi? Ev- velce bu kadının ressamla: düşüb kalktığı çok söylenmişti.Fakat sonra| bu dedikodular kesilmiş, herl samın zaten bir dalda durmadığını, her güzel çiçekten bal almak istiyen gibi bir güzel kadından koştuğunu — bildikleri onünla “münasebetinin ke- sildiğini — hükmetmişti. — Melüâhat kendisi de ressamla tanıştığındar beri onum we bu kadınla ne de, başka kadınlarIn münasebette Tunduğuna dair en. ufak bir şüp: heye bile düşmemişti. Bilâkis Me- İSbat, ressamın kendisi gibi müs. tema, kimsenin ela geçirmeğe muvalfak olamadığı bir kadımı t ıdıktan sonra artik başka bir ka. dina bakmağa bile tenezzül etmiye- ceğl gibi çocukça bir sanma düşe müştü. Şimdi ressama böyle biritim Bir tütünci Herşey aklıma gelebilirdide dehizle alâkası olmiyan bir şebrir havyar ticaretinin merkezlerin- den birisi olacağına ihtimal ve- Bafraya gideceğim gün Sam- sundaki arkadaşları: — Sakın havyarını ihmal et- meyinl... Cidden harikulâda bir şeydir .. Dedikleri vakit Bafra, göz- lerimde, engin denizlerin kıyı- larına döşenmeş bir şehir gibi canlandı. Halbuki Bafra da ne deniz leri yer de, şehirden epi uzak- larda, Şehir, bu göle, ancak ke- reste fabrikasını mallarını ta- dekovi. yo- imağa memur h ile bağlı. Su ile irtibatı olmyan - bir memleketin nasıl bir. havyar ticaret merkezi adını aldığını ilk günler bir türlü kavriya madım, Güzel bir tesadüf eseri ola: rak tanıştığım bir kaptan bu merakımı ortadan kaldırdı. Kırk senedir, havyar ticaretine hiz- met eden bu yaşlı denizci — Haklısınız, diye sözüne başladı.. Bafranın denizi yok- tur, nasıl olur da havyar ti- careti yapar dersiniz. Buna şaşan ilk misafir de siz değilsiniz. — Yalnız, size şunu söyliyeyim ki havyar ticaretini yapan memleketler, — mutlal denizci memleket değildir. Hav- yarcılık deniz. işi olmaktan ziyade bir irmak işidir. —Ne gibi?... — İzah edeyim: En iyi hav- yarı veren balık bizlerin burada Morina adını verdiğimiz hay- vandır. Bu hayvanın has hav- yarını alabilmek, ancak onu fatlı suya daldığı zaman yaka- Tamakla/ mümkündür. Bunun bir mevsimi - Yardır. Bu mevsimde — Morina, tuzlu deniz suyundan — uzaklaşmak ister, tatlı bir suya dalmak gi vakit / bulamaksızı za düşerler. Kırk yıllık balıkçı, Bafranın göstermekle, hale kondi caribenl- 'ne bukadar ehemmiyet vermekle hata ettiğini an! öğleye kadar, süyük bir aeze düşmüş, ek naçiz pek kudretsiz içinde geçirdi. Akşam kocası ve çocuğu avdet ettikleri “vakit on- Jara halini belli etmemek için çok göyret etti ve az çok Kütki gibi gen görünmeğe mu fak oldu. İki gün sonrm ressaml tekrar buluşacaklardı. Melâhat o günü büyük bir. sabursuzluk! bekledi, vakti — gelince — köşke kadini gayet neyeli — olarak karş Jadış sanki hiçbir şey olmamış gibi Anadoluda seyahat notları Mühim bir iş: Havyar ticareti k merkezi olan Bafranın göze çarpan ticaretlerinden birisi de havyarcılıktır 'neden bir havyar kezi olduğunu uzun boylu an lattı. Bafraya bu hususta en bü- yök değeri verdirten şey, ile- risinden geçen “Kızılırmak,cın darlığı imiş. Kızıl irmak, cöş- kun ve çok geniş bir sel ha- linde her mevsim akar durür- müş. Anadolunun en büyük armakları arasında - adı amlan bu su, bilhassa rüzgârların ce- nuba düğrü erdiği zamanlarda karadenizin her cins. balıkla- rını kendi derinliklerine doğru çekermiş. Balıklara karşı o ka- dar cilveli imişki zaman olur- muş, geniş denizlerde dolaşma- ga alışkın hayvanlar bile onun elvelerine kapılırlar, kollarına düşerler, pusulalarını şaşırırlar, kıyılarına saplanır. kalırlarmış. d armağın kıyılarında — köy- bazı zamanlar balıkçılık etmeğe lüzum bile görmeksizin yüzlerce okka balık topladığı ret mere olurmuş. — İşte.. diye ilâve eti üs- tad balıkçı.. Her cins balık bu cilvelere kapıldıktan sonra Kı- zılırmağın sularına Morina gibi tuzlu sudan bir müddet k: mak istiyen balık hay hay dü- er. Bunlar içinde çoğu otuz EETRL gel iyi hayyarıda bunlar v nasıl yaparsınız? imiz havyarlı ba- lığı tutmaktır. Havyarı yap» mak balıkçılıktan ayrılan bir ihtisastır. Havyarı, Bafradaki havyarcılar — yaparlar. - Bu işi biz bilmeyiz bilel.. — Peki... Dedim... Kos koca bir gölünüz de var. Orada ya- Taleken DA DE L Z Tei ör ea n el aE g İ ğimiz büyük gölün de denizle gizli iftibatları vardır. Bu da, en çok Sazan balığı çıkar. Sazan Balığıda bavyar verir 'yer ama, Murinanınki gibi de- Şi Sazamn havyarı kafif olu iyore Söz aramızda; ağız-tüdile havyar yemek- istersen paha- hlğınaaldıriş- etme,” parayı B Yükal aa ll yarını da bal gibi sana yuttu- rurlar. Bereket versin, Bafra- mızın havyar tacirleri namuslu sanlardır da bunu yapmıyor- dar. Tatlı su balığının havyarını onu kolları h het vakit Yaptığı veçbile kadınları meftun ve terhie eden o bin türlü aşk orunlarına başladı, savallı Melâ- hat de kerzeniş edecek, küskünlük gösterecek hâl burakmadı.Mamafih genç. kadın bir aralık ressami e- tintak etmek İstedi, —deri tüccar karısından ima ile baha et übeli ve kurı müncer olacağını pek iyi cihetle geç kadır çok mahirane / cevab seriyor, —onun endişelerini — tes. kine, — şüphelerini uyutmağa mü- yakfak oluyordu. Melâhat bu de faki mülâkattan biraz daha sükü- zet balmuş olduğu. halde ayrıldı. Saflet Selâmi ona Paris soyahati- nl ancak iş ve ticaret maksadile yaptığı ve pek çabuk avdet ede- ceği hakkında o kadar. teminat yermişti,ki nihayet Melâhatin kıs- kançlıkları bir. dereceye kadar zell olmuştu, Zilede ağır bir cerh aineması karşısında kahvecilik eden Mehmed Ali, müşterile- rinden Şemsettini bıçakla bir kaç yerinden — yaralamış — ve meseleye Müddeiumumilikçe va #'iyed edilmiştir. Kahveci Meh- med Ali de bir kaç yerinden yaralanmıştır. Şemsettinin ya. irdır. Hâdise büyük bir 'nefret uyandırmıştır. Münazaa iskambil oynarken çıkmıştır. Zilede bahar başladı! Zile 29 (Hususi) — Birkaç gün yağan kar durmuş ve yerini güz.l bir bahar havasına bırakmıştır. Ucuz'uk devam et- mektedir. Burada dört yük odun altmış kuruşa kadar alın- maktadır. Döndenberi havalar okadar ısındıki halk paltosuz gezmektedir. Zileliler Halkevi istiyorlar Zile, 29 JHususi) — Halke- vinin tesisi için büyük bir. ce- reyan . vardır. Münevver. bir zümrenin yaşadığı bir muhitte Halkevinin bulunmaması b kesi büyük bir teessüre düşür- mektedir. Burada / yeni açılan hususi bir. külüphane de bulunmasa halk okumak ihtiyacımı da tat> min edemiyecektir. Değerli bir genç ve eski bir muallim olan Bay Ahmedin himmetile vücud bulan bu kütüphane, memle- kete hiç olmazsa her türlü neşriyatı takib etmek imkâm- Mi vermektedir Bafrada intihabat işleri Bafra 29 (Hüsusi) — İntiha- hat işleri büyük bir faaliyetle haşarılmaktadır. Belediye dai- resinde geceli gündüzlü faali- yet vardır. Kaymakam, Bele. diye başkanı Zibni, intihabat işlerine memur heyetle bera- ber büyük bir gayret sarfe. diyorlar. Tbalk yumarası; diye piyasa. ya çıkarıyorlar. Eh.. Her yer bir olmaz yal.. Söma temkinli davran diye işin sırrımı anlat- tıml. Havyar çelik demektir. Çe- bik gibi olmak istiyorsan “Baf- ran mın balis havyarından yer- sin. Başka'yerlerde de hep'pa: hali tarafına kaçarsn . Hav. yarcilık aleminde ucuz taraf. tan haber bekleme!. İyi hav- ar “yapmak. uzün” bir emek İi ber Hüyük cisek tt Bette kazancını isteri.. Vedad Ürfi üç dört defa dal zam her. bul birat daha te: hat de zaten yavaş yavaş kendini, buluştular. Res- Maşukasını Aayrılık fikrine alıştırmıştı.Cenç ka- dın Biç göphesiz, İki üç aydan beri Oalişüğı yeni aşk o ha. yatımın birdenbire inkıtan Uğra- manı çok ağır yeliyordu, bunu dü: şündükçe kendini büyük bir duktan - kurtaramıyordu. mafih elinden ceğini arlık pek mişti. Bazen kendi kendine,Saf- 'vet Selümi gibi çok tanınmış, çok göhret bulmuş, her tarafta hati ve her tarafta aranılıb so- yula bir adamın kendisine bir eslr gibi bağlı kalamayacağını it Taf ediyor, daba evvel bunu düşü. nemediğine haşrette bile kalıyor du. Fakat bunu önce düşüneme merinden de tabüi -ge vardı ? Devamı var |

Bu sayıdan diğer sayfalar: