Teşrinievvel 25 satırlk — malümat veriyoruz : Niyazi Bürsalıdır, 13 üncü as- yın sonlarında G almıştır. Şiir- dirim Beyazıt namı . Gazelde ve kasidede O amanının en küvvetli östadı öti Müşkül, - kafiyelerle ha mak ve gazel şairlerce hüner dırdi. Niyazi de Lâl, Afitap, B d Türkçeye çeviren: Haydar Rıfat. Bey : Basa: mürettibiye matbaa: Haydar Rafat beyin ay başına biraz daha. irtifa karanan cile cilt kitaplarından biri de L Zitsenkorn den Tükçeye çevirdiği "Hep mi “İetiçin , edlı öç perdelik piyesti Mütercim, — bu” piyesi niçin etmemiş te olduğu ibi tercüme edirermiştir2.. Bir Fran- daza, bir İngilize, bir Amerikalıya Hüseyin ismi, Bağlarbaşı adı naz Si nahoş. geline bir. Türke de “İzopot veya/ Hinçklif < bilkasa. piyeslerde - pek tataz e. Zaten piyenlerin tereümeden Tiyade adapte c “herkangi mahir bir kalemle de adap-) “te edilemiyecek bir hususiyetle ya- 4 . Mevruu tamamiyle mu. b , Amarikün ” varidir. Bu erde — gözterilen düşünceler ve avir olunan sahaeler, Avrupada hayli aykırı ve çağ üstü görü- sür. Binaenaleyh — Haydar Rifat / Beyin onu olduğu gibi tercüme et- ei zarari iyeste gö Örülen hayatın - kendi / mühitimize daima yabancı / kalnen mekle beraber okuyucuların en “yüksek medeniyel seviyesine çıkan silletler arasında neler. cereyan çıkıyor, Sahibi bu güzete için iki milyon dolar serma- “y€ koymaştur. Fakat son günlerde yaj düşüktür, vasati üçyüzbin üze- Findedir. Patron, bu rakkamı yük- “geltnek ietiyor. Başmuharrirle gö | üşüyor, başka, ef eiyle müşüve. ede bulünüyor. Nihayet evki bir Aak faclasının yeniden dile alınmaz “Kina ve kon derece gişirilecek olan u eski hikâye yüzünden rağbet Şair Niyazi —- Geçen günkü Şikâr e Ab' kasidelerini kale arurda ismini we alınıştır. Büyezi haklısıda “latifi - tesker | — Tezkare' abili' Lâtili; ” bü resinden iktibas suretiyle birkaç kuvvetli şairin sonraları anil- maz olmasını —divanının — kay- bolmasına atfediyor ve ancak birkâç beytini — yazıyor. Yine Lâtifi, —İran — tarzında gazel yazmak yolunu bu. diyarda o- 'nun açtığını söylüyor. Kendin. 'den 30, 40 sene kadar sonra şöbret ' alan Veliyüttin oğlu Ahmet Paşa üzerinde Niyazi- 'nin büyük tesiri Şirketi genç kaz düş niğanlisı da eski ma- cerayı bilmiyorlar ve annelerinin öldürdüğünü - Güzete, eşriyattan / vaz. geçilmesini rica ediyor, dinletemiyor ve kocasiyle beraber ölmek “strarında kalıyor. Şimdi patron bu / yeni hai de istismar etmek fikrinde. Fakat birat müteessirdir. İi münakaşalar - geçiyor. öldüren kadının kın'da yüzbin artmıştır, önü iki yüz” bin aha arttırmak. istiyor. İşte piyesin mevzuu bu, Taki- Kolünan ter de, yalmız. maddeye n kazanç Mirüile yap- xyetlerin fecaatini yöster. mekten ibarettir. Mi mize ve bizdeki gazetecilik hayatı: aa uzaktan, yaknidan - münasebeti olmamakla beraber piyes, okun- miya” değer. Çönkü - maddeciliğe ve maddeye - bağlı işla çirkinliklerini - canlandıran ibret verlci bir sahnedir Bomonti aleyhine bir dava açıldı Ecnebi taabası işçilerin fabri- kada çalıştırlıp çalıştırılamıya- çağı münakaşası dolayısile Bo- “—monti fabrikasında ifesin- den çıkarıldığı iddiasile İktısat, Sıhhat vekâletlerile Türk ofisine| müracaat eden Sezai efendi, dün Birinci Hukuk mahkeme- vede müracaat ederek Fabrika Aaleyhine bir. tazminat davası açınıştır. Birinci Hukuk mahke- “mesi bu davayı ticaret kısmına havale etmiştir. miyar cağını anlayınca eriyetten nimet çı- karmak yolünü tottu, plânı değiş- tirdi. Yine onunla - germeğe çıkı- yordu, her yerde onunla boy gör deriyordu. Fakat, eve gelince suruu /anyordu, sükütileşiyordu, tek bir kelime söylemiyordu. Hele kadının İlkin ima, söyliyerek delikanlıyı bir ye madl. Filhakika onun hava, unı, denir. kıyılarında dolaş: bahçelerde ve açık yerler- gezmesini, —hattâ saza — ve Oyuna gitmesini zaruri - buluyordu. Lâkin bütün bu dol ge lerde delikanlıyı yalnız bırak- ordu. Sanki nikâhlısı imiş gibi ıP, pullanıp koluna/ giriyordu, yere beraber gidiyordu. İKTISAT , Bütün dünya İ hu " Tiftik mensucat — sanaylı mişön büyük: merketi olan Brad- 'ordan gelen baberler, tiftik ytiricilerini sevindirecek m: paşaiyettedir. Her nekadar tiftik akliği yapan fabrikalarla doku- İiylan tezgühlarında fanliyet göze Tmuşetrpacak kadar hararetli olmu beraber , — önümüzde ir iki ay zarfında İşlerin tex icen çoğalması kuvvetle ümit Galiğilmektedir. Gerek bizlm piya- Ja nazda ve gerekse cenubi AF Salıfkanın Kap piyasalarında tiftik Kizerine yapılan çok istekli al Berişler, bu sözlerimizi teyit edi-. mutj mahiyettedir. Zat Saf tiftikten yapılan kumaş- Ssbiar kıscamda, işlerin pek fazla SA Pkmasna şimdilik ihtimal ol- Fpamakla beraber tiftiğin yünle arıştırlarak çok güzel kumaş. Yar meydana getirilmesi ve bu Haensucata her tarafta talebin Bu Töması ham tiftiğe gittikçe çe aöltezayit bir kıymet vermek- katimedir.. Bilbassa - İngilterede bu munine mensucata fazla ehemi 'nu Jet verilmekte sergi, reklâm ve, Yiğer suretlerle çok hararetli bazlropagandalar yapılmaktadır. ikmA Tiftik hemen her türlü do- ima işlerinde yünle harman Tellmeğe başlanmıştır. Eskiden o Öerupa balı/ fabrikaları yalnız YO İba yün. işlerdi: Şim Evvettip renk ve boyalarla Sarı A tiftikler bu kaba yünlere bey Arıştırılarak çok güzel halılar gelmipilmağa başlanmıştır. Böylece Asicüde — getirileni — halılara da ler nozla istek gösterilmektedi: 'e diKadın elbiselerinde kullanılan Haa d x yasek: velt ViĞİŞ “gaştırılmağa başlanmıştır. Ka- a kumaşlarında tiftik rağbet Tdüğü takdirde sarfiyat iki | zcamt Bli artacaktır. İngilterden tife | 153 ipliği iharacatı 1934 yılında x fazla artınıştır. İkinci Kâ- n Andan Eylal nihayetine kadar B yakarı iki milyon yedi — Hlibre tiftik ipliği ihraç 'up bu yekünler 1933 £ hracatından çok faz- Bi | F L T“ yapılmakta olan l erinin başlıca müş- P. Bu memle- Tıdım-mü':—i- Ü soakü aa ni Yeşilköy rasat merkerimlitekim imiz malümata- göre, Coşzden hava tazyiki 764 mülmetre Tüdet fazla sıcaklık 17, en az 13'de- |" rece idi. Bugün bava kapalı olacak ve rüzgâr şimal İstikametinden mütedil esecektir. İhtiyar Madamı bir müddet bu müştü €) . Dudakları - süsüzluktarı yanıyordu, Gerçi 6 muhayyel - ezi. yet mahkümu gibi bu fani Tanta da yanı başında berrak bir göl var di Fakat bu gölden © susuz, o kavruk dudaklara bir katra iliştir. mek imkâsı yaktu. İhtiyar aşık, hiç susamamış olân- Jara bile su içmek iştihası aşılaya. cak kadar İâtif olan bu göl önün. de süsüz kalmaya uzun müddet da. yanamada, sürekli bir yalvarışın me faydanız kalmasından - doğma acıklı bir bulran içinde bir - gece göyle bir teklifte bulundu. Tiftik Sanayii göteş üzüm ihracatı İŞLERİ piyasalarında hararetli alış verişler var yalnız son üç ay zarfında İs- fanbul piyasasından 10 bin bab- yaya yakın tiftik satın almıştır. Tiftik mensucatına Almanya gayet mülsait bir piyasa oldu: ğu gibi yakın şark memleket- lerinde de istekli müşteriler bu- danacağı muhakkaktı Tiftik sanayüi ne kadar in- kişaf ederse Türk köylüsü ve Türk piyasaları okadar sevinir. Eskidenberi - söylediğimiz gil tiftikçiliğimizin bir kaç senedir geçirmekte olduğu buhran ancak mavakkat bir mahiyette — idi. Bu mallarımızın istikbali emni- yetli ve sağlamdır. Kuru üzüm Yunanlılar 1 milyon Sterlinlik ihraç ettiler Patrastan aldığımız mektup- Jara mazaran kurü üzüm piyi sası dürgün ahcı da şimdi yok- tur. Son günlerde Londra pi- yasası canlıhık göstermekle be- raber başarılan alış verişlerin yekünu geçen senelere nisbetle azdır. Liverpol piyasasında ise hiçbir hareket yoktur. Yunan üzümlerine karşı olan bu. dürgünlük - başlıca” sebebi İngiliz piyasalarına varan kuru üzümlerin bep ceki satışların tahmilâtı olmasından ileri gel- mektedir. Yeniden mübayaat için daha birmüddet geçeceği şüp- sizdir. İngiliz piyasalarında Pir- gös üzümleri gümrük anbar- larında teslim 32 şilingten tek- Tif edilmekle - beraber alıcı çıl mıyor. Bu özümlerin iyi cine- lerine 32 şiling 6 pensten tek tük müşteri bulunuyor. Avrupanın Almanya, Holan- da gibi diğer piyasalarında da ayai dürgünlük - vardır. Bura- larda da yapılan mahdut alış verişler ayni fiatlarla başarıl- mıştır. Kuru üzüm fiatlerinin düşük- Tüğünden istifade etmek istiyen Patras ihracatçıları — hararetli spekülâsyonlara girişmişlerdir. 15 Teşrinievvel tarihine ka- dar Patrastan yapılan ihracat İngiltereye 37,900; Avrupa kıt'asına 9,960; Birleşmiş Ame- ikaya 2,200 tondur. Bunların 04800 ton - tutmaktadır. racat 36,700 Yunan mült bankası Patras şubesinin hesaplarına göre ku- diye kadar Elektrinanistana bir milyon İngilir ra, Mesi getirmiş bulunmaktadır. yürefcee Madâm (Adel)i bir içinde oldu otomebille gelip alacak kulak versel di hatırliyorum, Matmazel ullanınıştı. Bilini çoğalttı. E hep Sıri ondan sonra yine dedi, ki: gimdi iki ver ene ervelifir kadım teşyi eder, eline konulanı, cebir aynı geyi güleyrm da kaparım. Sir ge- inobll veti işitirseniz me- ie, Bu, misafir kadını döküyorun! Kadin bir Syak altına ahi gelen olomebildir.. aZ SİENAŞN Matmazel (Seli) nin ba Apamann e söylediğini iylce hatır. Haa nan “BUSUE? Bünden emla misi- gereceğim, Ne et yapariz, | bü sünli sorarken (Ver- file, bütün malrar merhametkârane bir üktüne geçiririnikmiş ve koralser. (Ber- yorsun değil mevrilip omuzlarını bafif. zek, üstüme elbbir işaret etmi aN İstemiyor) / onun bu. halinden, Bana bakacakmı n kabi . saretlz bana ayrı e kanl olduğuna din. Söründeldir ©YUN olduğuna hük. diğim gibibaka; borulacak, 'nan bu işaretini bizmet- 5) de fark etmişti. Sanki — Sen Bülent inmfnz bir adam. dan. Yakmmayı biliyorsun, yanık hası | — Ve birden ' Sleybinde bir delil ver- tasına bakmayı bilmiyortun. Gözü. | halkasına boş SOİAY! azap himetmiş gi Tomi Artur n çeviren Ahmet Cemalettin Dünkü nüshamızdan mabeat Çİsmes Hooygood) un/ kapımna yurduğum zaman gelip kapıyı aç madlar. Yalan. söylemiyorum bi kim efendiler) Kapı kapalı/ kalk Bir hiskablelvuku bana bir sinda - bulunduğumu anlı omuzumla dayanı rezeyi yerinden odaya girip şiddetli h senn düyüner olanı, biteni anladım. İki kardeş kendi kendilerini öldür. ördi, Yatakta (Jarmes) uzanmız yatıyordu. Yerde. ise yatağın bir köşesine dayanmış bir halde (Molly) uzanmıştı. Üames) in eli bemşire: zünü okşar bir. vaziyette kalmı Bereket versin ki tam yaktinde Jamıyordu. (Molly) ye/ gelince bir. taraftan zefalet, diğer taraftan be- nimle İzdivaç edememek kaygusu bu iki zavallıyı ölüme sürükleyiyer. müşti. İki kardeş ölümden kurtul. duktanı sonra sebebi ziyaretimi sor- dular. Kendilerini ogün daha iki üç aat evrel ziyaret etmiştim. Aynı günde iki defa gelmek adetim — olmadığından — onlar. bu ikinei ziyaretimi allahın bir Iütfü mahsusu olarak. telâkki ediyorlardı. efendi. 0 sıradadır ki Jamsı) zihninde, benim de bilâhare tatbik edeceğim feragati fedakârane be- dürmiş, Kendisi hemşiresinin dira- homasını temin elmek için milyar teklif ettiği paranın yarımını kazanmak istemiş. Kendisi için ha yat, kötrümlüğü dolaşısiyle, çekii dzez bir yüktü. Bunu biraz evvel ki X'üm teşebbüsü Hle kâfi derecede ispa etmiş oluyordu. Bize kat't kararını vermiş ol duğunu söyledi. Ne (Moliy) nla gör yalam e benlm ricalarim bu kar kendisini nükül ettireme- (. Şeyet teklifini kabal etmiyer cek oluraak bir çaretini bulup ken- dinl öldüreceğini yeminlerle temin tti. Bizler ise kendisini iyi biliyor- dük: Zihnine koymuş - olduğu. bir geyi mutlaka yapardı. Üames) be- nlamıştı bu çocukla ruhlarımız yordul Heyecana kapılınadan soğukkan- tine ve fenne vakfetmiş olduğunu Hükim Efendi biraz sonr f fen uğe yaparak para- xddi menfaati düşünmediz mi belki söyliyecektir runda bu ameliyat Bir. milyon n İstediğir 'den âlâ tatbikine beleganmabelar Kti idi. — Müsyü, benim sözlerime ba- kapta hemen Matmazel (Sel »in mücrlm olduğuna hükümde istical göstermeyin rim, Bahusur ben size daha - önce- den bü meselede bitaraf — olamı: yazağımı, çünkü - İatmazel (Seli) 'ye büyük bir husumetim olduğunu lemiştim. (Hano) bu sözlerin doğruluğunu kabul ediyormuş. gibi başile bir çeti etti, (Vokiye) de sö- züne devamla: — Ben Matmazelin Beni böyle yardımım ölmayince bu İ görebilirtiniz?, diye sordam. O dar“llerak etmeyin , Helen, BU akşam nanl l ben yi niz. başıma a işin içinden kabilirim,, Bunu söylerken matmı zel gülüyordu. İşte bundan dolayı ben dün akşam lepirtizme teerüber 4i yapılmadığımı — zannediyorum. Matmazelin dün akşam her halinde formla uyutmuştum. (Usmes) & ge lince bu Fedakâr ve aziz çocuk yanı başımda mütebeesim çebresiyle ba- 'na bakıyordu. Bana kollarım açtı e kendisini son bir defa olmak üzere deraguş ettim ve dünyanın an asil robunu taşıyan bu - zavallı im vücudü göğsümün üzerine — | m. O zamana kadar hiçbir. karşı Jemesle karşı hise yranlığı düye muş değildim. © ne feragati nefis he ulvi fedakârlıktı yabırap hissettirmeden öldürüre — | düm. Lâkin bana lâzım olan (Ja- Ş mes) in kalbi idi, henür yaşıyan, debreşen kalbi.. Halbukl kendistni üŞ olsaydım ka yi olacak, hayatiyet Bu hayatiyet lsa artık benlen idiş masa decekti. (Bergirller) in i Ti hiaale Ho GD n en şayı yaparak Games) İn küvvetli kalbini milyardere aşır ladımı, İmza: Deoktor Templej Teşebbüs ve rarlarıma rağ- men Dr. (Templeyli tümarha aede uzaktan bile — görmi muvaffak olamadım, * Yalnız Yames) in Bemşiresi ve sbyeva İoktorun zevcesi güzel (Molly)i görebildim. | Bu kadın hakikaten güzeldi. — Bütün simasında derin bir hü- zünle karışık / tarif. ve tavir edilemez bir letafet vardı. Tımarhanede bana refakat etmiş olan Avukat kendisine veda ve teşekkür edip nezdin- den ayrilirken: — Doktor. (Templey) dedi, v el B tecrübelerile meşgul olamıyor. Ba itibarla kendisi pek yastur. Böyle giderse ergeç hni oynatacak... Ve ben vapu- ra binlip Avrupa yolunu tut- —| madan evvel doktorun haklka- ten çıldırdığını yine o Avukat. tan işittim. SON Yurttaş Cümhuriyetin oa birinci yıl dönümü mes'ut günü olan w Teyrinievrelde Derlet merke- zini ziyaret et, Bu boreunu ifa ederken' bu büyük devrin yüksek feyizle rinden olan Yerli mallarımızın bogünkü mütekâmil varlığını bir arada teçhir edecek ilk ser. ni de ger. M. I. ve T. C. bir başkalık vardı. Hiç te tecrübe yaptığı akçamlar gibi görünmüyore Gt Sesi bile değişmişti. Ben, tec: übe yapılmadığına diğer. bir ver epten dolayı da eminim. Onu da size anlatayım. (Hano) nun yüzünden, merakı gittikçe artmakta olduğu görülüyor- dü. Adeta mücessem bir dikkat ke- olduğu halde dedi, ki : — Sizi dinliyoruz, het şeyi bü. tün teferrüntiyle anlatınız. ife elbisesini giy- Onün. yerine yeni y oldağu açık yeşil tülden Matmazel sarışım olduğu için bu elbise kendisi siyade yaraşmış, güzeli da artınıştı. Çoplak olup elbirenin eteği de yeni moda mücibince gaş tülden elbisesini giydi. Kolları ve omuzlar