v Eyltl 19 Görüp Bilmediklerimiz Posta pulları hakkında bir tetkik Şehirler arasında mektuplaşmanın en kolay usulü bundan 281 sene evvel bulunmuştur Pul icat edilmeden çekilen müşkülât - mektup göndermek olmak lâzımdı - pulu icat eden kimdir? - Kolleksiyonculuk ve pul toplama hastalığı - pul için yapılan neşriyat ve ihtiyar edilen masarifat Pul icat edilmeden evrel, in. anlar yine mektuplaşırlardı. Fakat mektaplaşmak bahtiyarlığı — mat- Jak - gervete - ihtiyaç — gösterirdi. Postahaneler yokta. Mektup gön- dermek icap edince, bir adam tut- Mak, onun ücretini, kaç günde gi decekme iaşesini, hayvanımın mas Tafımı temin etmek lüzımdı. Bun. dan başka ba iptidai şekilde sürat tü yoktu. Halbüki medeniyet ilerledikçe, İnsanlar arasında münasebetler de mkdaşıyordu. Ticaret için sürat bü- yök rol oynamağa başlamıştı. Yı karda söylediğimiz gibi bi süvarı çıkarmak, lâzimgelen ü temin etmiyordu. Bu tarzda alına- cak haber haftalara muhtaçtı. Şehirler arasında mektuplaşına Açin kolay bir usul bulmak zarure- & hanıl olmuştu. Fakat Nasıl ? İşte bu sualin cevabımı ilk olarak 1653 genesinde — Valayer isminde - bir Fransız bulmuştur ki bundan tam iki yüz seksen bir sene evveldir. Bu zat, Fransa hükümetine mü- yacaat ederek cenup ve garp isti- kametlerine haftamın munyyen gün- lerinde muntazam portalar kaldı 1dan bahisle mektup ve paket de- olunmasını rica Hükümet bu talebi memnuniyetle İzabul eltiğinden Valayer hükümet- ten aldığı müsaade üzerin Pariste bir küçük dükkân kiralayarak. ilk #postahane,, yi tesis eylemiştir. Mektup ve paket gönder teyenler, bu dükkâna ge gin para ile bir marka alırlar ve bu mazrkayı mektup veya paketin göze Fırlardı. yası alınmıştır. Bu markanın üstünde: “P: ibaresi yazılı idi. Filhakika, ilk postahanenin tesisi, Paris halkım mübim. bir zorluktam kurtarmıştı. Fakat ne de olta bu, kâfi değildi. Paris gibi bir merke- Sin mütlak memleketin Cenap ve Dünyanın en eski pulları va Bakanıya , retimlerini koyduğamaz z Yakarıdaki 1Ki ga İngillerenin Merir 50 a ,ıo Si lire .ı;w:f" Vdedir. Harta Te dile varen bulanagorm a| Yarçalarına binlerce İlra verenlerin .'ıL Tme Bi dalma gaştık “ez ” dalma'da lüzim gelmezdi. Şark ve Şimal / istikametleri de böyle bir kolaylığa mazhar olmalı İdi. Denizde yanan vapur Yolcular, vapur tayfasının yalnı: tarmağa baktıklarını Kazazede vapur, getirildiği sah'lde hâlâ yanıyor! AMorraksstl, vapuranan yanarken alınmış ve “Paris kendilerini kur- ylüyorlar Gerelesinde çıkmaş Bir resmi Nevyork 12 (A. A.) — Morro- St yapuru - giddetle” yanmakta Kezam ediyor. İtfaiye gemiyi ter mevcut yağ depalarını Pa ao korkuluyar v Yek İçlerinde | & Güverteyi terkettiğimiz. zaman | — görünürde Biçbir yolcu yoktu. biç bir yöler gör: dehşet “ifadı | eden sesler düydüğü: | Bu göylemiştir. i Diğer bir makine çavuşu Küba- | —h M. Buğin, içinde yirmi otuz kişi | bulunan Bir' tahlisiye — sandalına | | bindiğini ve zannettiğine göre bu sandalın içinde yalıız bir. yolcu olduğunu söylemiştir. Kurtalenlardan birbi biç, bir | yakit “tehlike işareti verilmediğini | Sörlemişün ” Bim iöçüyen 'e HR /e doktor operatör M Felpedir. Bu ticaret nezareti tahkikat ko- lara tahlisiye sandallarında — yer vermek için hiç bir teşebbüs yapıl- mamıştır. “Zercem, beni” uyandır. mıştı. Kabinemize duman giriyordu. Yangın . çıktığını söyledi, zevcem, oğlum ve ben güverteye çıktık. Orada yolcular Başyetle bağırışı: yorlardı. Zevcem bir zabite, Öalların ne zaman denize indirile: Seğini — sordu. Zabit, — kumanda güvertesinden emir verilince - indi- Fileceğini söyledi. M Felpe ile zevcesi ( Felpe ile. zevcesi, ve çocuğu, dan kurtarılmışlardır." Doktora göre yolculara t siye simitleri dağıtılmak için hişbir gayret yapılmamıştır. Ve erasen bu Köyreti” yapacak kimsa de yoktu. Boktor, yangının” gürültümü ve liyen Tüzgür arasında kumanda gö: vertesinden emir duymak için bek- lemenin aptallık olduğunu / söyle: mektedir. Bae, İ Aalouya Gezğnü dağmda Tit yeğ GST G e. mumarah “tablisiye "zabdalı brdiğinü söylemiştir. Bu “andakik Tübin gelayilr eee v yardı. ve hiç Valayer, in markasını esan '#haz ederek bugünkü pulların şek- Tni düşünen Dundüe şehri kitapçı: larından ). Chalmera teminde bir tanca, fikir bütün dünyaca beğeni miş ve bütün hükümetler bu usuldka- Tünü kabul edem hükümetler, kendi. memleketleri dahilinde merkerden anuhitlere ve muhitlerden merkere mauntazam postalar kaldırma - işir ve halkın bu noktadaki en mühim diyacını hallettikten sonra, arala- yında mukaveleler yaparak mektup nilmiş pulları vcuz Hatla top- hakiki kıymeti üzerinden — satarlardı. Hükümetler bunun pek çabuk farkına varmışlar ve kanunlarına cezai maddeler koymağa mecbur olmuşlardır. Bu 'hakkında hükümetimiz dahi gibi giddetli ce- kullanılmış posta pullarımı top- Tayarak kollek: baş göslermiştir. Malüm olduğu üze- dan yapılan kelleksiyon, diğeri de bütün hükümetlerin çıkardıldarı pu Jarı topliyarak elde edilen. köllek- siyondur. Kolleksiyon için toplanan Bugün bir ilim baline gek Bu ilme Fransızlar * Post zamini - vermişlerdi Palları “bu çüretle ilmi bir tarze da biriktirenlere İze “Posta pali Kolleksiyoncusu, “Philateliste, der- der. Kolleksiyon için en kiymet tedavülde en az kalan ve bu n kıymet kesbeden puldur. On, 'on beş bin, hatta yüz bin kadar satılan pullar görülmüştür bizlm paramızla bin, bin. beşyi: hatta on bin lira demektir. Erki ve tam kollekalyonlar İçin namütenahi kaymetler taktir. edil. mektedir. Pul toplayıp biriktirmekte şüp- hesiz bir meraktır: Bu merakı - her geyde olduğu gibi - hastalık dere vardıranlar da - vardır, lığın imlr “Pul- toplama ı (imbremanle) dir. Kolleksiyoncular için her mem- lekette mühtelif mecmunlar neşre- dilmektedir. Bunlardan başka bey- nelmilel neşriyat dahi yapılır. Pul- culük ilmi hakkında ilmi tetkik- lere müstenit pek çok kitaplar da neşrolunmuştur. İ dinmeler, bu çalışmı İara kıymet takdir etmek içindir!. Halim Hüsnü Zamanın takvimi 5. ee lli Bugünkü hava Yeşilköy hava rasat merkezin- 'den aldığımız malümata göre, dün havanın tazyik derecesi 766 mili- metre, sıcaklık enaz 14 ençok 27 derece (ğ. hava arasıra Zayıtlamak, doktor Binetin tari- idatına ükindeki ifratın neticesi dir ve sun'i zayıflama gıda kifayet slzliğine bile bile razı olmanın ese- yidir. Tekf bir vasfa işa yaflığı muhakeme etmeğe lüzüm yok- tur, mnoda zayıllığı, marazi zayıflığı düşünüyoruz. Fidan gibi görünmek arzasu ile yemekle- Kil de, midesinin giddetli kıvrantılar vücütlerindeki ihtiyat yağları eri- tirler; ve yine bu sayede adali küt- İelerde yanar. Münzam nesiç gaip olüyorken adaleler de hakikt bir su- rette erir. Böşle bi insanda boyun uzamış, çehre sivrilmiş, görler çokura bat np ve etrafında renkli belirmiştir. gölgeler Bunlar. fidan boylu, vücütları meka diye İlerlde mada değiştiği vaki milderi fılamış, kürekleri ikleri meydandadır. Belkemiğinin tesbih taneleri gibi keremüm eden çıkınlıları, bir kadının fiziyoloji geniş ve dolgun olmu kalçaların çöküklüğü, ve zayıflığı acınacak bir manzara teşkil ede Kilo kaybetmek için perhiz kazamlan — alışkanlık neticesinde iştihalarını da kaybetmiş, hayatla- yinin €a gürbüz, em ateşli ve sıhr hatli — devresinde saz renkli beniz uğruna yanaklarının dilber kizı gee hakir görmüş olan bu zavallı. çıkmış, tuğunu İşçitir. Moda, ilhamını eskiden - olduğu gibi, greklerin plâstik modellerin. den almıyor, hattâ yarım asır eve vel Al aeti için kadını Jarına görenen Bismarkın / sözleri 'de bugünkü moda karşımında kaba 've bayağıdır. Bugünün modası / fi- dan gibi, sülün gibi olmaktadır. ve gözellik mefhumu kuvvetli ve hatli bir bünyeyi değil yapmacık vaziyetleri, tabil olmuyan tavırları yakıcı bakışları alkışlıyor. Zayıflık mo: miş olduğunu İddia edersem dağımi isbat etmek güç olacal ten sonra — moda oldu. Muskide cazbant, vücudün umumi çir; de ve gekillerinde zayıflık, kıvırcık veya dalgali saçlar gibi. incelikte daha ziyade Kongo ve Kine sahil- leri ve Senegal balkını taklit üzen. mesinden doğmuştur, denebilir. Bu üzenmelerde müthiş bir dalâlet var- dir ve memleketimiz bu modayı yalnız yemekle bes” lenmezler, hava ve ziyanın da bese lenmekte ” çok büyük bizmetleri yardır. Güneş mikropları öldürür. insanları yaşatır ve nebatler gibi insanlar da gölgede solar, aayıf lar ve hast Bir in bip olmak içi kârlığı Gunun içim sarfolunacak para doktora verile- çek üeretten İktnt olunur. Odi ların pencereleri geniş ve t kadar yüksek olmalıdır ve - pence- zeler perde mamina ne ağır, nede hafif.kumaşlar asmamalıdır. Dane telâdan yarım perdeler kâfidir. Odular 'yaz veya beyaza yakın açık renk- derle boyanır, düvarlara hali anıl davarları ve tavanı bi am Odanızın bütün eşyası hava ve güneşle bol bol yıkanmalıdır ea tozların balılar üzerinde yerle- Zayıflamak modası | Modanın ince, kıvrak dediği vücutlar büründük- leri ipekli kumaşlardan sıyrılıportaya çıkınca merhametelâyık görü N Moda düşüncelerini bir birakırsak, bönye zayıflığı irki bi 'eder, demiştik. Bunun olmak gibi başka bir mar vası da vardır. Hiçbir tarih Türkü zapıf, çelimmsiz olarak yazmaz, Tür- kün 'bünyesi kuvvetlidir. Öhalde arkının bünyevi miraslarını kendi vücüllerinde. taşımıyanlara — basta demek doğrü olur. Fansından bür ve adali olan bir vücudün disini birçok, ibtiyaçları ederek sayıflaması, hastalış €tmesi ve hastalanması demektir. Biz de sıbhatisarkık gerdanda, kabarık ensede, şişkin karında bi ha BELa e Nak Gi hi akldn Şi Şörünmek ar S aa tlMi sereelleri tepal öra DA PmE n ZyT Ddt dd SADA aa a ge a Yaşamanı Sıhhi vecizeler, öğütler MNt öilde insiyetim v BAA MA ai MN Zibiee 'tsıklar almanağından tadilen, Sıhhat almanağı Kimtenin çocuğunu — öpmeyiniz, çocuğunuzu kimseye/ öptürmeyiniz. ih merine meydan verilmiş'eler lt Yapıttırlıram. yarhler, temlzlenmesi mümkdn olmaz, Ea iyisi duvarları Şağ boya ile boyamak, mümkün Olaazan kireçle badanalamaktır. Odalarda 'en cevel dikkat olur macak geyı ocak mevcut olduğu Takdirder'onü kapamamaktır, *dir Si öi v b G Bavanm mütemediyen . boşaltr “ve temizler, Soğuk ve rütbetten do: könı odalanaı. kapamağa “mecbar Glanlar Karişte bulaek NK GS ge bt 'a kadar açmahdirler ki kirli hava Boşalmn ve bütün eşya hara ve işikla yıkansın. İi havalarda - pence debak açık buladürmak çe zelerl Sibbalin. dbmal gelen en mühim T şarlarından bi | Simitler temiz değildir.. İki kişi yyüksek #sesle konu-| prordur — Sinemada kabak çekirdej tramvayda fıstık yzıı:yîv: lı:'ıı buklarını dudaklarım arasından| cirafa savurarak gecir gel Severim, anma, sasamlı ee İ neye yaradlğını” gindi Hi EABE L lli küküeed 18 Ce imiş. Geçen sabah evder ea u. için önüme çıkan satıcıdar ı.lâım ve yy:::lim. Ö ve bir bardak #u içince vanlı kanün yeğeliyemişim gll İ Hüziin. llli midemde erimemiş ve su aa lar eee — rar doldurmuş. Emin ol ki enf biryemek, Hinide aitay v ile iki defa karın dnyıırnuk Ölur şey değil Sokaklarımızda satılan lerin midede bazım kabiliyetim gösteren bu konuşmaya bir ke- İme daha eklemek d değiliz. Katı bir hamur parça hiç şüpbesiz insanın midesind kolayca erimiyecektir.. Sağlaz ve maruf. tabiriyle, erlten mideler bundan belki d 'eza duymazlar, Fakat çocuklar susturmak için ellerine verile, 've onların minicik dişlerine ke mirtilen bu kuru bamur, körp mideleri ne hale getirir. Simitler belediyemiz. tarafır dan en çok takibata uğrıyan ve bununla beraber bulaşmak tan pislenmekten' kurtulamı bir gıdadır. Satanlar mua) tabidir, fakat kılık ve temizliğinden sarfı AA e su yüzü görmemiş çehrel pis denilecek haldedirler. Belediye açıkta simit satmı yasak etmiştir. ye simitçil oyunlarında birer — came gezdirirler. Bu camekânın Zifesi simitleri toz ve toprakc tan muhafaza etmek deği ünkü simitler onların içerisim leğil, üstüne konur ve bu kile camekânlar hammal meri hizmetini görürler. Bunlı hakikaten simitleri tozdan top aktan muhafaza için yaptırıl mış ise neden açıkta satmı 'na göz yumulur ve neden hâll bir değnek üstüne simit sıralı 'nur ve sokaklarda dolaştırılır? | Bu satırlar simitçiler hakkım da belediyenin koyduğu kayıt| ların takip olnnup olunmadığın izah etmek için kâfidir. ! Btendiği için bir /enler bir çok simitleri par larile - yoklarlar, / sıkarlı Slerine cahp birakırlar ve bi sebepten bir değneye takılmı veya camekânın üstüne Janmış olan — simitlerin - hem hepsi yüzlerce pis 'parmak taj rafından birçok defalar elle, miş ve kirlenilmiştir. - Alelâd bir dükkândan bir pasta ken el dokundurmamak: içil maşa kullanılır da simitlerin ile tutulması mubahı/ sayılıya ve görülüyor ki temizlik mel humunu henüz lâyıkı ile anl yan fırınlarımızda ilk defa lenen simitler, c ve sonra da dan kirletilmektedir. Hazmı güç, zayıf mideler içi nzir ve'her adımda her vei le ile kirlenen ve kirletilen bi nesneler, eğer hakikaten gıdı sayılıyorsa ve balk hakikat buna mubtaç ise, hiç oluaz temiz tutsalar ve Belediye bi kadarcık bir işi dikkatle tal edebilse. D. O. $.