YENİ Dünyada en güzel, fakat erkeklerden en az alâka gören kadın, Amerikadadır!.. -N4 Ömürlerinin her sene bir kaç ayını Miamide geçirmek üzere, dünyaya talili olarak gelen İn: sanlar icin hayat orada, bir a nane, âdet halinde şöyle bir programa tâbi tutulmuş; Uyanma zamanı - sabahleyin saat ondur, Tam saat onda Mi: mi orkestrası, bir Viyana vals ne başlar, bu vals âdeta bir çın- giraklı saat mahivetinde Bü- tün otel odalarındaki radyolar, siz düğmesini cevirmeseniz da- hi, eğer geceden garsona emir vermemişseniz, onda sizi uyku- nuzdan uyandırmak Üzere, hat- tâ biraz vüksek sesle kendiliğin- den calmağa başla> “özlerinizi, deniz tarafından #elen - suların sesine karışan Vivana orkestra- sının nağmeleri ile acarsınız!.. Beş on dakika sonra odanız, duvarlarda hafif akisler bira- kan şuh bir kadın sesi ile dolar: — Kahvealtınızı getirelim mi efendim ? Siz yine yattığınız yerden, sanki karşınızda birisi varmış da konuşuyormuşsunuz gibi, tek bir hareket dahi yapmağa lüzum görmeksizin, .cevap verirsiniz: — Getiriniz! Birkaç dakika sonra, beyaz ftaklar giyinmiş bir Amerikalı garson, odadan içeri girer. Elin- de gümüş bir tepsi taşımakta - dir. Bu tepsi, derhal odanızın bir köşesinde duran tekerlekli masanın üzerine konup, yatağı - nizın bulunduğu tarafa getiri - lir hazırlanır, ve bırakılır. O kadar Kahvcaltınızı getiren garsona verilecek bahşiş, ortalama iki dolarla beş dolar arasındadır. yalnız çayınızı hazırla- yan garsona, her sabah bahşiş diye, bizim paramızla sekiz ilâ yirmi lira ödemek mecburiye - tindesiniz!... Niçin hayret ediyorsunuz, ni- çin öyle garip garip birbirinizin Vüzüne bakıyorsunuz?... Madem Ki topal eşekle kervana karışır gibi kendinizde, bu hayatı ya- şıyanlar arasında, velev kısa da bir ömür sürmek cüretini görmüş — bulunuyorsunuz, — o halde bu hayatı yaşıyanların örf ve âdetlerine uymağa mecbursu- nuz!, Sabahın saat on buçuğu ile on biri arasında, Miami otellerinin en cok hareketli yerleri asansör- lerdir Üzeri, favus kuşu kuyruğun- dan tutun da, öküz ve manda| boynuzlarına varıncaya kadar, bin bir türlü renk ve şekiller ta gimlerle dolu rengârenk bornuz- larını vücutlarına sarmış yüz lerce kadın ve erkek, asansör - |larına inerler. telin havuzunda yüzmiye gider- ler. Hepsinin ayaklarında san- dal, üstlerinde mayo vardır. Giydikleri mayolar da, yâni deniz elbiseleri de bir hayli ga- Bilhassa kadın mayoları ipekten ve naylondan | yapılmıştır. Fevfalâde dar ve geffaftır. Bele suya girip çıktık- tan sonra, ıslanan bu ipek ma: yoların altında kadınların gü Deşten yanmış bakır renkli vü- cutları; bütün teferrüatı, şekli, çizgileri ile olduğu gibi meydana Çıkar!... O zaman âdeta bu yüz-| me havuzları, bir güzel kadın vücudü meşheri halini alır!... A- ma sakın, bu çıplaklığın, bu vü- cut serbestisinin suların içinde çırpınıp duran kadınlar Üzerin de bir sıkılma, çekinme hissi tev | lit edebileceğini düşünmeyiniz!... | Katiyen! Fütursuzca ve gayet Tâübalilikle, havuzun ıslak ve | mermer taşları üzerinde, yem a- | Tayan güvercin yavruları - gibi oradan oraya zıplar, bağırır, ko- | Buşup dururlar!... Maamafih orada bulunan er- keklerin, âdeta çıplak denecek derecede, o hakikaten müstesna ve muhteşem vücutları İle etraf larında dolaşan kadınlara, al ile bir nazar fırlattıklarını da hi göremezsiniz!... Başlarını çe- virip bakmazlar bile yüzlerine!, Onlar da kendi âlemlerindedir. Top oynarlar, çıkarlar, yukarı- dan kendilerini denize bırakır - lar. Ve arada sırada da, <Hello Dotty!> diye bir kızı bacakla rından tutup havaya - kaldırır, ve yahut İki küreğinin ortasına bir. yumruk- indirerek, havuza | atarlar!... Erkekler de naylon mayo g1.- yiyorlar Ve bu n âdeta gimdi (gort) yâni kısa bir pan- | talon halindedir. İnsan bu mayo ile denizden çıktıktan sonra, gort bir pantalonla geziyorum diye, pekâlâ caddelerde dolaşabilir, o kadar muntazam, ve o kadar Bü- Zzel dikilmistir!... Otellerde deniz safası saat bi- sonra halk, şiyan, nerede İse tablo denecek | "iNa çekilip, denizde iken üzer-|dar açıktır!... kıymette, değerli yağlı boya res | lerinde bulunan kıyafetten daha |kısacık pantalonlar taşırlar. pek kapal yafete bürünerek yemek salon- | önden düğmeli, fakat hiçbir za- Her salonda en|man düğmeleri iliklenmemiş sa: Jerle aşağı iner, ve oradan 0-|asağı on beş kişilik bir orkestra | bahlığa benzer uzun bir şey ta- çalmaktadır. Miyamide li olmiyan bir başka kı Esat Mahmut Karakurt yavaş yavaş odala- ; ortası ile bellerinin yarısına ka- D YAZAN: kadınlar caddelerde bu — kıyafetle dotaşırlar... nadan doğma çıplak caddelerde gezseler, yine Amerikan erkek- leri, arzu ile başlarını çevirip, bir defa bile yüzlerine bakmaz- lar. Şehrin en güzel kızına tek ba- şına sabahın alaca karanlığın - da ve bir ormanın ağacları al - Ayaklarında da, Vâkıa bazıları üzerlerinde, şırlarsa da, bu daha ziyade, ör- Yemek saat iki buçuk, Üçe ka- | tünmekten çok alâka celbetmek |tında tesadüf etseniz de, cinsi dar sürer. Sonra, şişmanlıktan |i ' kullanıldığı hissini verir!...|bir arzu, yahut bir çapkınlık korkmıyanlar öğle uykusuna çı-| Bu, dünyanın en güzel, en|gayesiyle yanına yaklaşsanız, karlar, korkanlar ise, erkekli|mütenasip vücutlü, fakat hiç |kızın duyacağı ilk his, sizin sa- kadınlı, Miaminin: Amerikanın |bir Amerikalı erkeğin alâkasını | dece onu soymak ve elindeki pa- diğer herhangi bir yerinde ko -|çekmek kudretine sahip olma-|rasını almak maksadiyle yanına laylıkla bulunamıyacak kadar | yan en talisiz kadınları, bilhassa | sokulmuş olduğunuzu zannetme- nefis eşyalarla dolu dükkânla- | yürürken bu örtülerin altından | sidir!... Çünkü bir Amerikalı T...., çarşılarına dağılarak alış | yer yer gösterdikleri çıplak vü -| kız, Amerikada bir erkeğin bir veriş etmiye başlarlar, cutları ile bir tesir icra edebil- mek için beyhude yere çırpınıp durduklarını, her hareketlerin - den anlıyabilirsiniz!... Unütmamalıdır ki, sokakta bir erkeğin, bir kadının peşine takı- Miami caddelerinde, dükkân- larda, çarşıda, hattâ vastahane ve lokantalarda erkeği ve kadı- nı ile, üzerine bir elbise giyerek sokağa çıkmış insana kolaylık başka gaye İle kendisine yakla: şacağını asla hatırına getirmez!. Çarşılardaki alış veriş, cad- delerde dolaşma akşamın saat yedisine, gekizine kadar devam eder, sonra, yavaş yavaş otel- la tesadüf edemezsiniz!... He -|larak, konuşmak arzusunda bu- |lerine dönerler, men hemen herkes, çıplak gibi (lunması, yahut beraber gezmek| Şimdi Miamide gece hayatı dir. Bilhassa kadınların omuz - 'teklifi yapması, Amerikada gö-| başlıyacaktır!.. ları ve sırtları, tâ göğüslerinin İrülmüş şey değildir Kadınlar a- (Devamı var) SULFADERME M. 8. B KARA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞINDAN! Deniz te kadar devam eder, Birden| Celefon Yîn: MERHEMİ DA Banyolarında kullanılır . Kelepir Satı Benzin deniz motörD 40194 1 — 1950 - 1951 öğrenim yılı için aşağıda isimleri ve — bulün dukları yerler yazılı olan As. Okullara öğrenci alınmasına 25 Ma. 950 den itibaren başlanacaktır. Bu müracaatlara As, Liselerle Muzi ka, Meslek ve Gd. Erbaş Hizi. Orta okulları için 15 Eyiüi de, A Orta okul için 1 Eylülde ve Musiki Gd. Erbaş Hzi. orta okulü için de 20 Ağustos 950 de son verilecektir. 2 — Okulların muhtelif sınıflarını (Musiki Gâ. Erbaş Hzi. or- e ta okulun yalnız 1 ei sınıfına) Millt Eğitim Bakanlığı 4ise ve Orta | ü | okullarına denk sınıflardan diplomalı veya — tastiknameli — öğrenci (# | | Camacaktır. b | | — Alınacakların Türk vatandaşı olmaları yapılacak müunye- SULFADERME | J 'nede sağlam çıkmaları ve kayıt kabul gartlarını taşımaları lâzımdır YARA MERHEMİ| (ü 4 — Öğrenimini bırakanlar, bulundukları sınıfların imtihanla- H, W rında başarı gösteremiyenler okullara alınmayacaklardır. (Gd. Hizi Günesden yanan © Şij | ozta okullarına 2 yıl öğrenimi bırakanlar alınabilirler) yağlarını tas ve Rüzğardan VOÜ |Ü hin ettirenlerin tashihten evvelki yaşları enax tutülür. Bütünlemeyi çatlayan ciltlerin | | $ kalanlar kendi okullarında bu iıtihanları başarı İle verdikleri tak TEDAVİSİNDE j tirde alınabilirler. As. Orta okula bütünlemeye kalmış olanlar alı: namazlar, 5B — Bu şartları taşıyan istekliler bulundukları yerlerin As, $ lerine ve ayni zamanda girecekleri okulların müldürlüklerine birer dilekçe !le baş vuracaklar ve okula gönderecekleri nüfus kâğıdı ör neklerile 3 adet vesika fotoğrafı ekliyeceklerdir. Okulların bulundukları yerlerde istekliler doğruca okul müdür lüklerine müracaat ederler. (2314 - 6606) Yeni, teknesiz. Ragel marka. Ü| — Okulları 60, H. P. marş otomatik, İstanbulda: Kuleli ve Maltepe As. Liseleri. şansımanlı, Müracaat: Bü : Bursada: Bursa As. Lisesi. yük Tünel han No. 5 Galata., Konyada: As. Orta okulu Ankarada: Muzika meslek ve musiki Gd. Erb. Hzi, örla ökulu « Merzifonda: 1. ve TI Gd Ürb. Hal, Orta okulu. v SAPAR KA Bayan A. Nedret bitmiştir. Şimdiye kadar gelmiş | nuna kadar tamamlamağa çalışaı ri toplanarak neşredilen resimleri edecektir. Gazetemize gelen resimi birincl Jüri heyeti tarafından mü: yan okuyucularımız bizden resimi Büyük Jüri toplanıp kararını ilân Üçüncü Dünya Harbi mi?, —i — | Alman havac iİkadar görülme Artık büyük bir yük omuzlarım dan düşmüş, bütün varlığımı bir vinç kaplamıştı.> HİTLERİN PLANI: LONDRAYI| HAVAYA UÇURMAK «Kesif bombardımanlarla Lon- drayı havaya uçurmak» — Hitlerin en büyük gayesi idi. Bunun için Bombardıman uçaklarının düşma- nınkilere Üstün olması icabediyor- du. Führer, ne yapıp yapıp Alman uçakçılığının harikalar yaratacak |bir hale sokulmasını istiyor ve is- terik dakikalarında biribirini tut- miyan emirler veriyordu. Messerschmitt'e sık sık Hitlerle görüşmek nasip olmuyordu. Bunun için Führer'in emirlerinin çoğunu, ivasıtalı olarak alıyordu. Bununla beraber profesör, Alman — devlet relsinin birçok arzularının kendi- sina yetiştiğinden şüphe ediyordu. Me-262 tipi uçak 1939 sonların- da bitirilmiş, 1940 senesi başlan- gıçlarında ise uçmaya muvaffak olmuştu. Fakat ilk tecrübelerin - | de, bu uçak yalnız Diesel makine- | leriyle Işliyordu. işleri) fabrikasına ızmarlanan tep- kili makineler 1941 kasımına ka- | dar bitirilememişti. BİR UÇAKTA İKİ ÇEŞİT MAKİNE Nihayet tepkili makineler hazır- landı. Bu makinelerin uçakçılıkta yepyeni bir çığır açması bekleni yordu. Tepkili uçakların korkunç bir süratle uçması ve klâsik tay- yarelerden daha hafif olması lâ zamgeliyrdu. Nihayet, en son ya:- pılan uçaklar, motör — vamtasiyle havaya kaldırıldı ve yere inme za- manlarında da bu âdi — motörler |kullanıldı. Tayyare kanatlarında- | ki tepkili makineler uçağın süra- tini fazlalaştırmak için işletildi. Alman fabrikaları korkunç bir | yarışa — başlamışlardı. — Nihayet | enesi mayısında yüksek Ju- | | | 1942 mo 004 tepkili makineleri tama miyle hazır bulunuyordu. Bu sü- retle bu ay içinde Me-262 uçağını yalnız tepkili makinelerle uçma- ya muvaffak oldu. | | MÜTTEFİKLERDE BULUNMA- YAN MAKİNELERİN DÖRDÜ PARÇALANIYO! Bu süretle Alman havacılığı, u- çak tarihinde, o vakite kadar, gö ülmemiş bir muvaffakıyet kazan- di ve müttefiklerde bulunmayan tepkili uçakları yapmakla, Alman | harb kuvvetleri, korkung bir kuv-| vete sahip oldu. Bu tip — orijinal | uçakların biraz tekâmülü ve pü- rüzlerinin temizlenmesiyle, artık | İngiltere havalarına hâkim ol - mak mümkün olacaktı. Fakat bu uçakların İlk dördü, | yere düşerek tamamiyle parçaları di ve mahir Alman pilotlarının |maktul düşmesine sebep oldu. Bunun Üzerine, bu . yeni tcat| uçakların muharebe kuvvetleri a- rasına katılmasını istemiyen Al- man harb gefleri, sübotaj — pro- pagandalarına başladılar. Messer- sehmitt bu şeytani — makinelerin | herhalde harbi. kazanacağına & min olduğu için, bu propaganda: ları korkü ve asabiyetle takip e- diyordu. Çünkü ona göre <Londra | ve Nevyork'un havaya u umvmı.w sı, ancak uçakçılık — dünyasında İböyle bir İnkılâp yapmakla müm-| kün olacaktı. | Messerehmitt bü. inkilâp hak-| kında günları ifga etmişti HARBİ KAZANDIRACAK UCA- ĞIN BAŞINA GELENLER «İkinci Dünya Harbinin netice- sini, muvaffakıyetine bağladığımız bu şeylan! suçaklar hava meyda- Bında büyük bir gürültüyle ileriye Okuyucularımızın dikkatine Fotojenik güzel kadın müsabakasına cularımız resimlerini geri alabilirler. 15 Temmuz günü postaya ve- rilmiş resimlerin -de müsabakaya iştirâk edebilmesine karar verdik. |DÜN (Bavarya motör |( |yınDıZz! Yazan: Eski bir pehlivan Baş altı güreşleri başladığı zaman padişahın baş pehlivanı Topuz Mustafa Pehlivan da vali ile beraber güreş yerine geldi ve daha evvel kurulmuş olan çadırın önündeki koltuk- lara yerleştiler, Halk bu ya- | maz. adamı da alâka İle seyre- | diyordu. Topuz Mustafanın heybetli vücudü ve güzel yüzü halkı derhal cezbetmişti. Şaka değil o da yüz yirmi beş okka- lık bir pehlivandı. Sonra saray terbiyesi görmüştü. Padişahın yakını İdi, Vali paşa da padişahın bu | yakın adamına ne olur, ne ol- resim gönderme müddeti | maz diye çok İtibar gösteriyor olan resimlerin neşrini bu ay so-| du., Çadırin etrafını zaptiyeler cağız. Ağustos başında büyük Jü-| çevirmişti. tetkik edecek ve neticeyi ilân| — Halk ortadaki güreşlerle pek lerden bir kısmı, ilk tetkiki yapan | alâkadar olmuyordu ama, or- sabaka harici edilmiştir. Bazı ba-| tada cereyan eden diğer güreş lerinin — dadesini — İstemektedir. | ler de çok canlı ve çok heye- ettikten sonra, arzu eden oküyü-| canlı oluyordu. Pehlivanlar ka labalık halka kendilerine gös- termek ve zengin ödülleri ala- Bayan Öszcan Çamış Hazirlıyan: K. S. A. ıiliğı, uçak tarihinde o vakte miş bir muvaffakıyet kazandı fakat — yükselemiyordu. |daha karkung bir hızla Buna mâni olmak için uçuş yolu-| kabil olacaktı. 'nu 1200 yardaya uzattık. Tayyaı İşte bu düşüncelerden Me-161 nin inerken burnunu aşağıya in-) gizli silâhı meydana çıkacaktı. Bu dirmemesi için tertibat aldık ve | müthiş harb makinesi <Kuyruklu kuyruk dümenini ıslah ederek yük | yıldız> isimyle tanınacaktı. selme fişeklerini kanatların altı-| — Messerschmitt firmasının — «U- na koyduk.> çan kanat> gubesi lsmiyle tanın Nihayet, birbiri arkası sıra ya- |mış bir dairesi vardı. Bu, fabrika- pılan 6 tecrübeden sonra, dünya -|nın gizli bir şubesi idi. Profesör nın İlk tepkili uçağı ve harb tari-|bu gizli fabrikada, en yeni tepki- hinin harika makinesi yükselmi- (l tayyarenin dayandığı —esaslar ye ve uçmaya muvaffak oldu. 1942 | dairesinde, yeni plânlar hazırlan- Senesi temmuzunün 18 inci günü, | masını emretti. İngilizler için uğursuz. bir. gün İLERİDE «UÇAN BOMBALAR:I sayılabilirdi. Çünkü Me-262 ne çe-| DOĞURACAK OLAN BİR şil bir uçak olduğunu göstermişti. İ MAKİ Bu tayyare saatte 465 mil süratle| Bu çalışmalardan Önce, «Çok yükselmiye muvaffak — olmuştu. İkısa menzilli> bir avcı tayyaresi Harb esnasında böyle bir havalan- | doğmuştu. (Kuyruklu yıldız) adını ma kuvvetinin ne büyük bir Üs - alan bu uçak; Almanyanın sanayi tünlük teşkil ettiği meydandadır. | bölgelerini, müttefiklerin insafsız Havalanan uçak, saatte 621 mil/hücumlarından koruyacaktı. E - sürat sağlıyordu. Bu korkunç bir| ger bu tayyareler harbe sokulmuş seydi. Bu uçak havada da bir Sa- olsaydı, müttefikler Alman harb atten fazla kalabiliyordu! sanayiinin gah damarlarını bom - balayamıyacaklardı. Ant bir su- İrette görünüp kaybolacağı tçin, bu tip uçaklara (kuyruklu yıldız) smi verilmişti. Bu uçakta, Alman Jağır sanaylinin en yüksek kalitı N makinesi olan (Walter fişek ma- atılıyor, atılmak NIN EN KORKUNO ZLİ SİLAHI: KUYRUKLU Messersehmitt bu başariyle kal- mak istemiyordu. O, tayyarecilik- te bu İnkılâbi yaptıktan — gonra, | kinesi) işleyordu. Bu makine, (l daha ilerilere gitmek, 6 — vakitki|ride Londrayı dehşet içinde bulun- düşmanlarına tamamiyle ve ezlci | dıracak olan V-2 (tuçan bomba) l bir surette faik olmak arzu ediyor. (rında kullanılmıştır. Bu, kuyruklu du. Ne de olsa, bu ilk tepkili ma- | yıldıza ç dakikada 9000 metrelik kine, temin ettiği sürata rağmen | bir sürat veriyordu. Bu uçağın uf- iptidat bir haldeydi. İnkılâp içinde |kt sürati de anatt- 500 mil ol inkılâp yapmak pek AlA mümkün- | yordu. dü. Bu suretle de meçhüle doğrü (Deovamı var) Kit EĞE İA Yeşilköy Hava Meydanı İnşaatı Komisyo nundan : Gerek Softaoğlu, gerek Molla- oğlu birer dev gibi idiler Tefrika No, 240 bilmek için canla başla boğu- şuyorlardı. Toplanan parsalar da yüksekti. Elhasıl vaziyet- ten herkes memnundu, Esasına — bakılacak - olursa baş altına çıkan pehlivanların da hemen hepsi baş altına çık- mışlardı. Başta Softa oğlu ile Molla oğlu yalnız kalmışlardı. Fakat acaba gelmişler mi I- di? Vali paşa ve Topuz Musta- fa geldikleri halde bu iki peh: livan hâlâ görünmlüyorlardı. Eğer gelmiş olsalardı her hal- de kendilerini bir gören bulu- nurdu. Tabit derhal dedikodular başladı. Bu iki namdar pehli- vanın son dakikada karşılaş- maktan vazgeçtikleri ve güre- şe gelmiyecekleri bile göylen- di, Baş altı güreşleri bitmeğe yaklaştığı halde iki büyük pehlivan hâlA ortada yoktular. Bu dedikodu valiye bile akset- ti Vali paşa Topuz Mustafa pehlivana vaziyeti - bildirmeğe mecbur kalarak: — Eğer gelmezlerse ne cşk? diye endişe İle sordu. Topuz Mustafa valiye şu ce- vabı verdi: — Eğer gelip de tutmazlar- sa, pehlivanlık bakımından zerrece kıymetleri olmadığı an- laşılır. Pehlivanlık her geyden evvel ahlâk meselesidir. Bir pehlivan verdiği sözü tutmıya cak olursa ne kadar kuvvetli olursa olsun tam bir pehlivan değil demektir. Böylelerine kıy met vermemek lâAzımdır. Başka tarafta pehlivan aramak lâzım gelecek, Baş altında son gift güreşir- ken birden bir kaynaşma ol- du. Bütün gözler ayni tarafa döndü: — Geldiler! — Softa oğlu İle Molla oğ- lu geldiler, — Hem beraberce geldiler. Ayni arabadan indiler. Sözleri meydanı bir anda kapladı. Şimdi artık herkes memnundu. Çünkü oraya gı lenler ve saatlerdenberi bekli- yenler hep bu büyük güreşi görmek için gelmiş bulunuyor lardı, İşte bu zahmetleri de be şa gitmemiş demekti. İkl dev de sözlinde durmuş ve güreş- mek için tam vaktinde meyda- na gelmişti. Softa oğlu İle Molla oğlunu ilk olarak baş hakem karşıla- dı. Kendilerini derhal vali pa- şa Jle Topuz Mustafanın bulun duğu yere götürdü. Diğer göz- lerden uzakta kalmak için der hal çadıra girdiler. Topuz Mus tafa bu iki pehlivanı dikkatle tetki kediyordu. Gerek Demir- el köylü Mehmet pehlivan yâ- nl Softa oğlu, gerekse Molla oğlu hakikaten pek cüsseli 1di- ler ve insandan xziyade birer devi hatırlatıyorlardı. Yüz yir- mi beş okkalık gövdesile Topuz Mustafa pehlivan bunların ya- nında adeta çocuk görünüyor du, İlk defa olarak tanıştılar, El kıştılar. Vali paşı — Haydi sizleri göreyim ara lanlar! dedi. Nasil birer peh- livan olduğunuzu bugün göste receksiniz. Mustafa pehlivan eğer sizi beğenecek olursa, han giniz galip gelirse onu alıp İs- tanbula, saraya götürecek, E- fendimizin baş pehlivanları rasına katılmanın ne bilyük bir şeref olduğunu - takdir edersi- niz, Bakalım bu büyük gşerefi 1 — Yeşilköy hava meydanı İn şaati. İçin antın betonarme demiri kapalı sarf —asali Keşif bedeli (190635) İiradır. Eksiltme 3/8/950 tarihinde Per şembe gönü » A meydanı komlsyonunda kazanmak hanginize müyessar olacak! Molla oğlu da, Softa oğlu da birer teşekklr kelimesi mırıl- dandılar. Baş hakemt alınacak — İşlenmiş iyle eksiltmeye çıkarılmıştır. t 18 de Yeşilköy ha- toplanacak — komlı tarafından apılacaktır. 2 — Bu alt evrak gunlardır: Mükavele, — ekelltme, — Bayındırlık şleri, genel, hüsusi ve fenni şartna meleri, proje, keşif hulâsasiyle buna | nüteferri diğer evrak adı geçen ko mlsyonda veya İst. Bayındırlık Mü- lürlüğünde görülecektir. | $ — Eksiltmeye İştirâk etmek İçin taliplerin «107 uşluk müvakkat teminat yatırdığına dalr makbüz ibri (950) kaydı bulunduğuna dair belgeyi hamil olm kün evvel Vilâyet makı alında Ticaret Odasında a eksiltme gününden tatil günleri hariç (3) ehliyet vesi kası alması ve yakarıda 2 Incl mad: lede yazılan evrakı görüp kabul et tiğine dair imzalamam ve buna sit 190 sayılı kann mücibince barırlı yacağı teklif xarflarını 3/8/950 Per hava meydanı İnşaat komlsyonuna mina müraeaat ederek lemhe günü anat 14 & kadar Yeşilköy (9254) verilmeni. şarttır. Kuşadası Milli Eğitim ı Memurluğundan | 1 Eksiltmeye konulan 19.909 lira 38 kuruş keşif bedelli Selçuk Bucağında kAin İvabey camisi namile anılan eeki eserler ve müzeler 2 — Onarım işinin keşif bodeli tutarı 19099 lira $8 kuruş olup| mavaklat teminat 'miktarı 1409 lira 95 kuruştur, — O Y g' Thala 31/7/960 pasartesi günü mat 13 de Kuşadamı Merken Mahmat Beat Bozkurt ikokulunda Mili Eğitim Memurluğu odasnda apalı sarf usulile yapılacaktır. y y Kaaa aa Te a anme ve keşifname Kuşadası Milt Eğitim Me murluğunda ve İşmir Arkeoloji Müdürlüğünde mevcut olup mesai - Herinde görülebilir. Ş n $ < İsteklilerin teklif moktunlarının teminat akçslriyle birlikte eksiltmeyi açmadan bir #mat evvel no yâni pazartesi günü #nat 12 ye & Daha önce 'adar adı geçen komisyon başkanlığına vermeleri yarttır. meyecektir. ğ rin vukarıda belir tilen gün ve saatte Kasdikli ika - dürlüğünden tasdikli vesikalarile b irlikte — yüzde deporitlerini Malsandığına yatırarak Milli Eğitim Me murluğuna müracaatları ilân olunur, (0496) | önlemesini rica ederize (Devamı var) OKUYUC SD DİYOR K Istinyelilerin şikâyeti İstinyede oturan Melih Selçuk * dındaki bir okuyucamaz divor ki «— D. Denizyollarının — Istinye l yeni bir dok yaptıracağını huber ve dik Hemen hemen Bütün — Hünvon ci dek da koya tirecek olusu vel larımısın önü kapanacul ; Bi: H Heza sayliyedir diya gidirorüm V Kd hava almak ve güzel man #iN öyrerleriik için burülar VENEN Eğer Denizyolları bir dek sinhi v pecek elürse bin bütün - bualamlıri Mmahrum kalacağız. Fatihte numarasız bısik letlerden şikâyet ediliy | Bir — oküyücumuzdan — aşağlılakı mektubu aldık: «Fatihte Fevzipaşa caddesinin w ladığı yerden Eskiali tramvay duru #ına kadar olan mesafede bir takımı numarasız bisikletlerin çeleni, zeçe ni, bilhassa genç kızları -aharsı; mektedirler. Alâkalılaran —bu — h