Dünya üzerinde ordusu ve donanması olmayan tek memleket, Panama Cumhuriyetidir!. zi Altı vüz bin nüfuslu ve bu altı yüz bin nüfusun da beş yüz bini, yıldızsız bir kış gecesi gibi simsiyah i Panama.cumhuriyetinin merke- zi hükümeti (Babova) şehrinde- yim!, Şimdi ben, topraklarında si- lâhh tek bir askeri ile, denizle- rinde bir Balina bılığını öldüre- cek mitralyözlü motorbotu dahi olmıyan, dünyanın ordusuz ve donanmasız biricik hükümetinin hudutları içinde bulunuyorum! Gece saat on birdir. Otelde: yim. Telefon çaldı: — Mister Karakurt değil mi efendim? — Evet, benim! — Burası Pan-Amerikan mer kezi, tayyaremiz targ birde Mi- yamiye hareket edecektir. Va- lizlerinizi — hazırlayınız. Yirmi dakika sonra gelip sizi alaca- Biz! Pan - Amerikan kumpanyası yolculuğu adima havanın vazi- yetine göre ayarladığı için, her hangi bir kaza ihtimalini önle- mek maksadile, tayyarelerin ha reket saatlerinde istediği gibi değişiklikler yapıyor. Vakıa bu, bir çok müşkilâtı mucip oluyor Aama, seyahatin emniyeti ba mızdan bu geç kalışlardan kim senin şikâyet ettiği yok. Kumpanya götüreceği yolcu- ların hangi otellerde ve nereler- de oturduklarını evvelâ defte: ne kaydediyor, sonra — tayyare-| nin hareket saşti kararlaştırı- | lınca hemen telefonla. «Hazırla- nınız iki saat sonra kalkacağız> diyorlar, ve ekseriya otobüsle- rini gönderip sizi otelinizden a- hyorlar!... İşte bu meyanda bana da ulaş tırılmış olan telefon haberi ile, iki saat sonra yolculuğa çıka, ğımı öğrenmiş bulunuyordum!!. Amerikaya gidiyorum. Dünya nın hiç bir yerine benzemiyen bir başka dünyanın ufuklarına karışmak Üzere, biraz sonra gök lere yükseleceğim!... Ne yalan söyliyeyim, derin bir heyecan içindeyim. Yarın sabah güneş, Amerika kıt'asının Atlantik sa- hillerini aydınlattığı zaman ben de, Miyami şehrinin toprakları üzerine ayağımı basmış olaca- Rim!.. İki büyük talihe sahibim Yarın hem Amerikayı görece- ğim, hem de Amerikayı, din ki- taplarının «Cenneti âlâ» diye bi ze ballandıra ballandıra anlat- tıkları o mükaddes ve rüya âle- minin yer yüzündeki benzeri Miyamiden görmeğe başlıyaca - Zim Dünyayı gördüm ama, görece ğim dünyanın gördüğüm dünya ile bir müşabeheti münasebeti mevcut değil ki!... İnsanları, â- detleri, sokakları, binaları, sev- gileri ve düşünüşleri ile, kendi- ne mahsus ve eşsiz bir hayat ya sıyan aklın, havsalanın almıya- cağı garibeler ve acibelerle dolu bir âlem, Amerika! Bütün kâinatı dolaşınız, kâl- natın Üzerinde bir nebzecik da- hi olsa, onu hatırlatabilecek bir ikinci memlekete tesadüf ede- mezsiniz!... Her şey başkadır orada!... Evler başka, sokaklar başka, insanlar başka, düşünüş ler başka, hattâ hırsızları ile po lisleri, yol kesenleri ile haydut- ları bile başka!... İşte böyle gahsı nev'ine mah- sus garip bir âlemin ufuklarına doğru uçup gidiyorum ben şim- di!..... Nasıl heyecana kapıl- sizsiniz mam Hemen valizlerimi hazırladım, borcumu ödedim. Tam odayı ter kedeceğim sırada, sokak tara- fından gelen bir gürültü ile du- rakladım!... Bir kaç silâh pat- ladı, Ve gecenin derin sessiszli- ğini yırtan canavar düdüklü bir kaç otomobil gelip gecti. Sonra bir takım bağırmalar, haykır- malar işitildi. Garsonu çağırdım hemen! — Ne oluyoruz. allâhaşkına dedim, bu gürültüler nedir böy- le?, Bir kadife kumaşın Üstü gibi, buruşuksuz dümdüz yüzü, pence | renin dışındaki Panama gecesin den daha siyah, zenci garson, kocaman dudaklarını Barkıta- rak, yüzüme göyle bir teklifsiz- ce baktı. Sonra gülümsedi: — Hiç dedi, bir şey değil efen dim! Polis müdürü hükümeti devirdi de.. — Polis müdürü hükümeti Tal devirdi? — Evet! — Ne demek oluyor bu? — Ne demek olacak efendim, hiç!... Polis müdürü taklibi hü kümet yaptı diyorum, yâni!. Reisicumhur oldu, — E gimdi ne yapacağız? — Ne yapacaksınız hiç, otu- rup keyfinize bakacaksınız?... — Benim oturup keyfime Ba- kacak vaktim yok ki canım!.. nlardan mürekkep « Esat Mahmut Karakurt Karakurt, Panamanın merkezi Balbo va'da bir Peru'lu kadınla beraber... — Yine edersiniz efendim — Peki, bu söylediğin hükü- met değiştirme, gürültü patırdı yolculuğumuza mâni olmiyacak mı? Panamalı zenci garson, kıvır cık saçlarının üzerine kondurul- muş, odanın içinde dahi bir sa- niye kafasından kalkmıyan etra fı şemsiye gibi geniş hasır Pa- nama şapkasını, parmağının bir ucu ile arkaya doğru İterek, o- Soldan sağar 1 — Kolay olan. 2 — Bilgisiz hareket. 8 — Kifayetli, Gıdalara lezzet verir. 4 — Bir garp çalgı Dünyada beş tane bulunur.. 56 — Ayıklamak, 6 — Alaturkada bir çal gu Bir harfin okunuşu, 7 — Vilâ- yet, İstirahat hali. 8 — Eğriltilen. Yukarıdan aşağıyaı 1 — Çabuk hareket eden. 2 — Su kenarı, Bir harfin okunuşu, 8 — Öbür dünya, 4 — Afrikanın me hur bir nehri, Midenin ağız kısmı. 5 — Olmaktan bir emir, Lezzetli bir gıda, 6 — Sonundan okunursa katliâm olur, Bir harfin okunuşu 7 — İnatçı, Kırmımı hayat suyu. 8| Temizlik ve kibarlık, Evvelki Bulmacı.nızın halledil- miş şek!i A RLA ' B.B TAl “İRTATNITİMLELLLİ “İAİYIAİRMISIAİL SATILIK - KIRALIK Hususi Hostahane Yurt ve Otel olarak kullanmağa çok elveriş li büyük cadde Hzerinde ve Aramvay durağında bir bina boş olarak satılık veya- kiralıktır. Müracaat: Erenköy Tonozlu sokak No, 10. Nari. Zayi mühür İstanbul Emniyet — Bandığındaki besabımda kullandığım mühürümü kaşbettim. Yenisini yaptıracağım « dan eskisinin hükmü yoktur. Naciye Akerçin ZAYİ Rize Çayili kazası nüfas idaresin 'den aldığım nüfus hüviyet cüzdanı mı kaybettim. Yenisini alacağım » Ben gimdi hemen Amerikaya ha reket ediyoruum, dan eskisinin hükmü yoktar. Mehmet Akyıldı. YAZAN: muzlarını kaldırdı" — Böyle hükümet devirmek, bildirdi; matte tayyareniz mu- hakkak hareket edecektir. Oto- ihtilâl yapmak gibi çocuk oyun | büs gelince haber veririm ben cağı şeylere Panamada metelik | size!:.. veren yoktur efendim dedi!... | - Elini siyah pantalonunun ce- Keyfinize bakınız siz, alışkınız|bine sokup, lâstik pabuçları İle biz, bu nevi gece eğlenceleri-|bir deve tabanı gibi, odanın mu- ne! şambaları üzerinde ayağının iz- Bugün polis müdürü devirdi |lerini bırakan garson, kapıdan hükümeti, yarın da bir merkez çıktı gitti! memuru devirir, ne cıkar!... Siz| Ne güzel, ne rahat memleket merak etmeyin hiç, acentanın İdeğil mi?... — (Devamı var) Yapı İşleri İlânı Urfa Bayındırlık Müdürlüğünden 1 — Eksiltmeye konulan iş: Nurşitpınarda yaptırılacak 40000 li. ra keşif bedelli Gümrük ambar ve binasıdır. 2 — Eksiltme 31/7/950 pazartesi günü asat 11 de Urfa Bayın. dırlık Müdürlüğü odasında toplanacak eksiltme komisyonunda kapalı zart üsülişle yapılacaktır. 8/ — İstekliler keşif evrakını Urfa Bayındırlık Müdürlüğünde gö- rebilirler. 4 — Eksiltmeye girebilmek için isleklilerin tatil günleri hariç ol- | mak Ükere, ihale gününden en az üç gün evvel Vilâyete müracaatla kırk bin liralık bu gibi bir yapı işini yapmnaş olduklarına dair belge idraz edeyek alacakları yeterlik belgesile üç bin liralık geçici teminat | belgesini ve 1950 yılı Ticaret Odası vesikasını Komisyon Başkanlığına verecekleri teklif mektuplarına koşmaları lâzımdı 6 — Teklif mektupları ihale sa atinden bir aat alındı karşılığında komisyon başkani cektir. 6 — Postada olacak gecikmeler kabul edilmez, İLÂN M. 8. B. KARA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞINDANı dukları yerler yazılı olan As. Okullara öğrenci alınmasına 25 Mayıs 950 den itibaren başlanacaktır. Bu müracaatlara As, Liselerle Muzl- de 20 Ağustos 950 de son verilecektir. ta okulun yalnız 1 ci sınıfına) Mill! Eğitim Bakanlığı 4se ve Orta okullarına denk sınıflardan diplomalı veya - tastiknameli öğrenci nede sağlam çıkmaları ve kayıt kabul şartlarını taşımaları lâzımdır. kalanlar kendi okullarında bu 1"ıtihanları başarı ile verdikleri tak- tirde alınabilirler. As. Orta okula bütünlemeye kalmış olanlar alı- namazlar, 5 — Bu şartları taşıyan istekliler bulundukları yerlerin As. $ dilekçe ile baş vuracaklar ve okula gönderecekleri nüfus kâğıdı ör- neklerile 3 adet vesika fotoğrafı ekliyeceklerdir. Okulların bulundukları yerlerde istekliler doğruca okul müdür lüklerine müracaat ederler. (2814 - 6606) İstanbulda: Kuleli ve Maltepe As, Liseleri. Konyada: As. Orta okulu Muzika meslek ve musiki Gd. Erb. Hzl. örfa ökulu evveline kadar (9134) ça SAYIN DOKTORLARA NEVRİNG ÜR Sİnir ve üykü Hâci, Piyasaya ar- zedilmiştir. 'evzl yeri: DROĞ Ecza deposuşmamaaaaaaam İzmir Asliye Mahkemesi 4 üncü Hukuk Yargıçlığından İzmir Tepecik 1235 sokak 3 nn marada oturur Tayyibe Aşar tarafın- dan dâvalı İzmir Kahramanlar 1420 sokak 33 numarada oturur İken fi rar ederek ikametgâhı meçhul olan Şaban Aşar aleyhine açılan boşanma dâvasından dolayı dâvalıya İstanbnl Yeni Sabah gazetesinin 5 Haziran 950 ve İzmir Y, Asır gazetesinin 3 Haziran 950 tarihli nüshalarile ilânen davetiye çıkarılmış fakat dâvalı mah kemeye gelmemiş olduğundan ilâ nen gıyap kararı çıkarılmasına karac- verilmi; Duruşma günü olan 18/9/950 Po zartesi günü sant 10 da dâvalının mabkemede hazır bulunması veya kendisini temsil edecek bir. vekil göndermesi aksi balde bir. daha du raşmaya alınmıyacağı ve — düvanın Bıyabında devam edeceği tebliğ ma kamına kaim olmak Üzere ilân olu: AA ae D dermekte STALİN BİR YAHUDİ AİLE- SİNİN ÇOCUĞUDUR! Stalinin asıl ismi: Jozeph Vissar rionovich Diugaşvili'dir. Kendisi 'nin soyadı olan Diugaşvili kelime Si Rusyadaki muhalifler arasında hayli dedikodu uyandırmıştır. Bu- kelimenin türkçe mânası (Yahudi oğlu) dür. - Stalinin — muhalifleri, Gürcistanda bir cemaat - teşkil e- den «Gürcü yahüdiler> in bulundu- #unu ileri sürmektedirler. Bu «Gür Cü yahudiler> hiristiyalnığı kabul ederek, gürcüleşmiş olmakla bera- ber yahudi kanını taşıyan semin- lerdir. Bunların çoğu soyadı ola - rak Diugaşvili kelimesini kullan- Maktadırlar, Bu kelimenin son he- celeri, Gürcü dilinde (oğlu) mâna-| sına gelmektedir. Tâbirin ilk par- çası (yahudi) kelimesinin - Güreü dilindeki talâffuz şeklidir. Stalin ismine gelince: Bu, rusça çelik mâ- Nasına gelen bir tâbirdir. Birinci Dünya Harbinin sonlarında pat- lak vermiş olan Rus ihtilâl hazır- | lıkları esnasında Joseph Vissario- | novich bu lâkabi almıştır. Stalinin mensup olduğu bu (Ya- hudi oğulları) cemaatinin, yahudi hususiyetlerini — muhafaza - ettiği iddla edilmiştir. Son zamanlarda | demir perde dışına atlıyabilmiş 0- | lan Rus siyast şahsiyetleri bu 1d- dlaları teyld etmektedir. BİR MUHABİRİN GARİP HİKAYESİ İkinci muamma Rus diktatörü- nün sıhhatidir, Bu garip bilmece, zaman zaman onu ölüm hududu - nun ötesine kadar götürmüştür. Lenin hakkında da aynı şayialar bir hurafe ağı örmüştü. Hattâ o- nun ölümü hakkında da o zaman bir Amerikan gazete hikâyesi çık- mıştı: KO Kadın_hlüsabakası KAT AM A Bayan L.M. Fotojenik güzel kadın müsabakamız devam ediyor. Bayanlar re- #imlerini 15 Temmuza kadar gönderebilirler. Resimlerinizi gön- acele ediniz. Üçüncü Dünya Harbi mi?... Muhabirden, hakikati ve kendi ha- tasını öğrendikten sonra, patronun ne hale geldiğini tasavvur edebi- lirsiniz. STALİN VE HASTALIKLARI #imdi Staline dönelim: Onun sıh hati etrafındaki sisleri dağıtırsak gu hakikat kargısında kalırız 1-Sta linde hafif bir asıhma vardır. Ka- radenizden yükselen bir vadi Üze- rindeki Sohi sayfiyesi sık sık bu- nun ilâcını teşkil eder. 2: Rus Baş- bakanında oldukça ilerlemiş bir «damar sertliği> - bulunmaktadır. Rus doktorları, bu hastalık için Rusyada: <Ne ararsan bulunur derde devadan gayri> demişlerdir. Bu hastalıklar diktatörün bar- daklarına votka yerine süt ve li- monlu çay doldurulmasına sebep Jolmuş; sofrasında havyar — siyah (ekmeğe, et balığa yerini vermiş: tatlı yanından bütün bütün uzak- laşmıştır. STALİNİN ZAVALLI HUSUSİ DOKTORU Doktor binbaşı Gussev âdeta Stalinin canlı panzehiridir. Stalin için hazırlanan bütün yemekler bu binbaşı tarafından tadılır. Bu- nun için Mareşalin zehirlenmesi ihtimali, Gussev'in midesinde sona erer diyebiliriz. Mutbah — Fransız aşçılarının elindedir. Bu, Stalinin midesine, sandalyesine olduğu ka- dar düşkün bulunduğunu göste - rir. Üçüncü esrar Stalinin evi etra- fında ve içinde kurulmuştur. Stali- nin büyük kara Limozin'i, ağaç - hıklı arbat bulvarından, Moskova- ya 90 kilometre uzaklıktaki (Da- cha) sıne (kö yevine) yetiştiği za- man, diktatör yeni bir esrar içine girmiş bulunur. O, perşembe ve cumartesi günlerini tamamiyle bu- rada geçirir. Onun evine şimdiye kadar hiçbir Yabancı girmemiştir. Lenin ağır hasta olduğu sırada Amerikan — gazeteleri komünist |Stalinin her gün soğuk duş yap- |tığı, her çeşit havaya meydan o- Peygamberinin ölümünü, bu heye- canlı hâdisenin gününde yazmak hevesine düşmüştü. Bir muhabiri- ni Moskovaya — gönderen büyük bir Amerikan gazetesi sahibi Rus- ların diktatörünün ölümünü — bir müddet gizlemeleri ihtimalinden çıkan Üzüntü içindeydi. Muhabiri- ne göyle söyledi: — Lenin ölür ölmez bana <Pa- ram bitti. Acele para gönder me- | alinde bir telgraf çekiniz. | Cebinde binlerce dolarlık çek - lerle Moskovaya yetişen muhabir Rus başkendine daha — alışmadan Lenin öldü ve adamcağız patro- nuna parola telgrafını çekti — Param bitti telgrafla 10000 dolar gönderiniz!. Gazetenin patronu hem — para | ganlı, hem unutkandı. Telgrafı a- | hr almaz, on bin dolar, şuur altın- da ihtilâller yarattı. 6 gazete sahibinin bu altüst ol- muş iç âlemi, unutkanlığını kat- mer katmer fazlalaştırdı. Hemen telgrafı cevaplandırdı — Beş para gönderemem, hemen geri dönünüz. İki psikolojik ruh hâletinin izdi yacından hâsıl olan bu faclalı ne- tice, gazeteyi on binlerce dolar- nur, (9256) lik bir kârdan mahrum ettikten sonra, muhabirin dönüşünde bir komik trajedi meydana — getirdi. kuyarak yarım saat yürüdüğü mu- hakkaktır. Kremlindeki Stalin odası, çitt koyu yeşil meşinli kapılarla sağır- laştırılmış ve muazzam bir masa ve düz iskemlelerde şekillenmiş ve böylece her şey gözle görülür bir hale sokulmuş bir salondur. Onun masası 9 metre uzunluktadır. Ar- kasında da ona mahsus bir ufak masa vardır. Fakat onun, bu ma- sada oturmuş vaziyette hiç resmi gekilmemiştir. Diktatörün psikolojisi gariptir. Fotoğrafçılar onu dalma, mutat yerinde oturmuş, bir eli dizine, di- Reri masa Üzerine konmuş vazi- İyette görürler. BİR NUMARALI RUS KADINI! Taliin garip cilveleri var. Annesi Ekaterina onu papas yapmak İste miş, hattâ beş sene rahip mek- tebine göndermişti. Ne gariptir ki, papas olmayan Stalin, seneler- den beri herkesten uzak, bir papas ve manastır hayatı yaşar. Yalnız onu görmek değil, düşün- bile o1 mek dan korkmak demek tir. yanın korkünç giz- N polis şefi Berla bile, Stalin çağırdığı zaman tirtir. ti rer. Stalin etrafındaki dördüncü es- rar eşi hakkındadır. Bugünkü (1) numaralı Rus kadını, onun Üçün - kendisini Rus diktatörünün hayatı demir perde ile Purdha perdesi arkasındadır. | Yazan Eski bir pehlivan Tetrika No. 233 Ikizler köylüye gelince tamamen hareketsiz görünüyordu Hünkârın bu sualine kimse cevap — veremiyordu. Sultan Mahmut ise 'ağı şüphe lenmişti. Eğer Topuz Mustafa birdenbire kuvvetini kaybet - medi ise herhalde bu genç Bu! salı pehlivanı mahsustan yava tutmuş olacaktı. Maksadı da herhalde kendisini saraya al- dırmak olmalı idi. Fakat bu - nun için ne diye böyle yollara sapmıştı? Vaziyeti doğrudan doğruya açıkça söylese İdi, ol- maz mıydı? Şimdi Kara Mahmut adam a- kıllı döldurduğu kurtkapanını bütün kuvvetiyle ve insafsızca sına sıkıyordu, Eline geçirmiş olduğu bu fevkalâde fırsatı ka- racak kadar aptal değildi. alın kollarını durmadan sık: yor, rakibinin alnını âdeta top Tağın içine gömmek İstiyordu. İkizler köylüye gelince, ta - mamiyle hareketsiz görünü - yordu. Kara Mahmut ağanın müthiş kuvvetine sakin bir ta- yırla mukavemet ediyordu. Baş ka hiçbir harekette bulunmu- yordu. Yüzü görünmediğinden ne halde olduğu pek anlaşıl - mıiyordu ama, vaziyetinin hiç de parlak olmadığı meydanda idi, Bu suretle güreş tamamiyle duralamış bir hal aldı. Ha KöM Z, vce Kelezee| ismini taşır o, siyah gözlü bir gü- | zel olan Rosa ile 19 sene önce ev. | lenmiştir. Hiçbir diplomat onu gör- Memiştir. Adeta o dalma Purdha arkasındadır. Puraha kadınlarını yabancıla bir perdedir. (STALIN) İN GARİP ÇOCUKLARI Stalinin aile hayatı da esrarlı- dır. Büyük oğlu Yasadan hiç hoş- lanmaz. 40 yaşında olar. bu adam birinci karısındandır. Otuz yaşın- daki Vassily ile 25 yaşındaki &8- mer güzeli Svietlana ikinci kar- sının çocuklarıdır. Kızı, diktatö - Tün en sevgili evlâdıdır. Biliyorsu- | nuz ki, Stalin (Çelik) demektir. Diktatörün çelik tablatini ancak bu kız yumuşatabilir. Stalin onda, dünyada biricik sevdiği kadının hayalini görür. Mükemmel bir pi- | yano Ustadı olan Svietlana, Mare- şalin sevdiği musiki parçalariyle onu eğlendirir. | İşte Rus diktatörünün hayatı demir perde ile Purdha perdesi ar-| kasında, böyle bir esrar ağı için- de - belki de - çırpınmakla geçer. «Tarih bu muammayı çözdüğü za- man, Staline acıyacağız> diyenler de vardır. Fakat acımızı yalnız in- sanlık için saklamak daha iyi ola- caktır. (Devamı var) Şimdi herkes Bursalının p etmesini bekliyordu. Filhakik onun için başka kurtulu 1 da yok görünüyordu. Fakat ( kikalar durmadan — ile. di halde Bursalıda pes etmek 3u: susunda hiçbir teşebbüs görün müyordu. Öylece hareketsiz ve sakin yatıyordu. O zaman Bursalının bayılmı: olması ihtimali aklına gelme- Ze başladı. Hakikaten genc pehlivan, Kara Mahmut Ağ; nın insafsız kuvveti karşısında bayılmış olabilirdi. Belki de bu yüzden pes edemiyordu ve Kara Mahmut ağa kurtkapanını ay- nı şekilde İn 'sızca sıkmakta devam edecek olursa belki de nefesi kesilir ve boğulrudu di Bu ihtimali hakemlik yapan Topuz Mustafa pehlivan da dü- gşündüğünden pehlivanlara yak laştı. Ve eğilerek İkizler köylü- nün yüzüne baktı. Hayır... İkizler köylü bayık mış filân değildi. Göz kapaklar rını açıp kapiyor ve sik sik ne- fes alıyordu, Eğer pes etmek isterse, bunu rahatça yapabi- lirdi. Şu halde kendisinde hâ- lâ güreşe devam etmek takati- ni buluyor demekti. Vaziyeti merak eden Hün- kâr da Topuz Mustafayı ça - Rıfttı: — Ne oluyor, Bursalı kâlâ # | pes etmiyecek mi? — Kendisinde henüz böyle bir niyet görünmiyor sulta nim, — Bayılmış filân olmasın? — Hayır efendimiz... Bun - dan ben de süphelendim ve baktım. Bayılmış filân değil.. — Peki ne olacak böyle? — Bekliyeceğiz - efendimiz! Elimizden başka sey gelmez, Pes edinciye kadar bekliyeoe « Riz, Bir ceyrek saat geçti, BAA pes etmedi. Hakikaten daya - nıklı ve inatçı bir pehlivanmış bu Bursalı! Kara Mahmut Ağanın vur - duğu kurtkapanının nasıl bir şey olduğ Topuz M — Evet Mahmut efendimiz! Ağa kulunuzun kurt kapanına bir çeyrek Ssaat da- yanmak hakikaten pek büyük rsalı kulunuzun bu bir kuvvet ve mukava- met gösterebileceğine ben de ihtimal vermezdim, Hakikati söylemek lâzım - sa bu işe en çok şaşan ve hay- ret eden bizzat Kara Mahmut h Ağa idi. Rakibine öyle bir bo- yunduruk takrmış bulunuyordu - $ ki, bunu kime taksa, dayana - — ğ maz, pes ederdi. Hattâ Topuz Mustafayı bile bu şekilde ya - kalasa idi, o bile bu oyundan kurtulamazdı. Bu suretle aşağı yukarı ya- rım saat kadar gectikten son- ra Kara Mahmut Ağa yavaş yavaş kollarının uvuşmakta ve karıncalanmakta olduğunu his setmiye başladı. Parmakları - nın âdeta şişmekt eolduğunu hissediyor ve onlara hâkim ©- lamamıya başlıyordu. Aklına her şey gelirdi ama, böyle bir vaziyetle karşılaşa- cağigelmezdi. — Karıncalanma süratle parmaklardan bilekle- re, oradan da dirseklere yük - seldi ve omuzlara doğru da 1- lerlemiye başladı. (Devamı var) Devlet Demiryolları İlânları Demir tel ve tavlanmış demir tel alınacak Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satınalma Komisyonundan | ı 1 — 16000 kilo demir tel ile 4650 kğ. tavlanmış demir tel açak idl*, me ile satın ahınacaktır. 2 — Muhammen bedeli 9817 lira olup muvakkat teminatı 796 lira S kuruştur. $ — Buna ait şartname komisyondan parasıs olarak dağıtılmaktadır. — Eksiltme 25. Temmuz. 1950 Salı günü saat 10.90 da Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satınalma Komisyonunda ya pılacağından arzu edenlerin vaktinde komisyonda hazır bulunmas ları, (8968) Yapı işleri ilânı SivasBayındırlık Müdürlüğünden 1 — Eksiltmeye konulan iş: (m ranlı ilçesinde yapılacak Sağlık Mee kezl binası birinci kısım inşaatıdır. Keşil tutarı (46223.07) liradır. 2 — Eksiltme 28/7/950 Cuma günü saat 15 de Sivas Bayındırlık Müdürlüğü Odasında kapalı zarf as ulü ile yapılacaktır. 3 — Eksiltme şartlaşması ve bu na bağlı kâğıtlar Sivas Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir. 4 — Eksiltmeye girebilmek için İsteklilerin usulüne göre (3466.73) üç bin dört yüz altmış altı lira yet miş üç kuruşluk, geçici teminat ver meleri ve 1950 yılı Ticaret Odası nel gesi ibraz etmeleri lâzumdır. 5 — İsteklilerin bu işin teknik öneminde bir işi iyi bir surette ber şardığını veya idare ve denetledizi ni isbata yarar ihale gününden en az (Tatil günle ri hariç) üç güh evvel Sivas Valiliğir acaatla bu işin eksiltmesine girebilmek için yeterlik belgeleri almaları lâzamdar. <eT 6 — İstekliler teklif mektupları nı eksiltme günü olan 28/7/950 Ca: ma günü eaat 14 de kadar alındı karşılığında eksiltme komisyonu reis liğine vermeleri lüzımdır. 7 — Postada olacak gecikmeler kabul olunmas, (9201)