. UDO O Memi Reis kıç kasaraya çıkmış, şen ve rahat bir şarkı mırıldanıyordu Gebey Müstafa onu — kulağirtdan — Ki Onlar ancak kuvvetli, küstah erkeklere lâzım gelen dersi verir- lerdi. Küçük Yusuf gemiye getirildi- Bi zaman Memi Rels onu kula - gından yakaladı: — Buraya gel, bakalım. — Seni kendi elimle pataklıyacağım. Me- mi Relse taş atmanın ne demek olduğunu anlarsın gimdi.. . Herkes hattâ Tabansız Ahmet bu sözleri ciddi sanıyorlardı; Me- mi Rels belki de hiddetine yenili- yordu. Memi Reisle küçük Yusuf — kıç kasaraya doğru uzaklaştılar; bir kaç basamak merdivenden inerek kamarada kayboldular. Memi Reis çocukla yalnız kal - dığı zaman onün kulağını biraktı,* kâğıdı açtı. Bu, arapça yazılmış- tı, altında <Fatma> imzasını gö- Tünce sevgilisinden geldiğini anla- di Memi Rels Yüsüfun #irtini ök- şadı ve sordu: — Burada ne yazıyor? — Bilmem.. Küçük Yusuf omuzlarını silk - mişti. Yalnız, ağzını — alabildiğine açarak iki mra bembeyaz dişleri- ni göstermesinden anlaşılıyordu Ki fena bir gey değildi. Memi Reis kamaranın kapısın- dan başını çıkardı ve bağırdı : — Gebeş Mustafayı çağırın ba- nat Bir dakika geçmemişti ki, Mus- tafa geldi. Bu ihtiyar kurt, Cezayirde u- zun zaman kalmış, bir aralık sof- talığa da merak sardığı için biraz | arapça okuyup yazmayı öğrenmiş- 'i Memi Reis onu içeri aldı, kapıyı kapadı; sonra Mustafaya — baktı, Kâğıdı uzattı: — Ulan Gebeş! Bunu oku, son- ra da Yut!... Gebeş Mustafa, Memi — Relsin yüzüne göz attı; kâğıdı aldı, hece- liye heceliye okudu. Reisin yüzü gülmüştü; uğuşturuyor: — İyi bak, ulan! Bir yanlışlık olmasın! — Bakıyorum, rels! Okudukları- mı kendim uydurmuyorum. Memi Rels pek memnundu; de- rin bir nefes aldı, bıyıklarını bur- dü ve söylnedi: — © halde işler yoluna giriyor demektir; aferin! Şimdi isferdim ellerini BÜYÜK KORSANROMANI hafifçe Ki, Şeyh Ebü Saldin karşısına çı- kayım ve bu kâğıdı ağız dolüsüu tükürür gibi onun suratına fırla- tayım! Bu sırada Gebeş Mustafa hem relsin yüzüne tuhaf tuhaf bakıyor, hem de elindeki kâğıt parçasını Çüval gibi açılan ağzına götürü - yordu. Rels bunun farkına vardıt — Ne yapıyorsun? ? — Yutacağım, rets! — Niçin? — Yut demediniz mi? - Memi Reisin attığı tokat Gebeş Mustafanın kalın ensesinde şak- ladı — Yuh, andavallı! Kâğıt yutu- lur mu be? HK KBA — Yüt dedimse, okuduklarını kimseye söyleme demek istedim, koca ahmak! Senin ağzında bakla aslanmadığını bilirim de... Mustafanın — elindeki " mektubu aldı, palasının kınındaki aralığa sokti — Haydı, şimdi git! Okudukları ni kusarsan sana kâğıt. değil pa- la yuttürürüm vallahi!.. — Peki rels! Çıkarken Mustafanın arkasın- dan bağırdı — Al, bunu da götür! Kulağın- dafl'tut ama sakın acıtma hi Kimse ilişmesin; geldiği yere git- sin! Küçük Yusufu gösterdi. Yusuf yalandan suratırlı asmış- & Gebeş Mustafa onu kulağından hafifçe tuttu, kamaradan çıktılar. Memi Relis sonra Tabansız Ah- medi çağırıd; Mustafa ile beraber güverteye çıkan küçük Yusufu göstererek emretti: — İskeleden ayrılma! Şu yu murcak yine gelir.de gemiye gir- mek ve beni görmek İsterse kim- se yolunu kesmesin! — Başüstüne, reisi Hâdiseyo başındari sonüna ka- dar gahit olan korsanlar merak içindeydiler. Reisin işlerine karış- mak Adetleri olmadığı ve buna cesaret edemedikleri - halde — bir kısmı, tavgan kokusu alan tazılar gibi havayı yokluyorlardı. Bunlardan biri, Gebeş Müstafa- nın yanından geçerken onun - ko- lunü tuttur: — Ne haber? Diye sordu; Mustafanın alık a- kuttu. lik baktığını görünce ilâve etti: — © arap çocuğu kimin nesi imiş? Gemiye niçin yine gelecek- miş? Gebeş Mustafa durdu, onu tepe- den tırnağa kadar süzdü, gayet elddt bir tavırla; — BSen pala yutmasını becerir misin? Dedi. Beriki gaşırmıştı. Aptal, aptal, arkadaşını hayretle gözden | geçirdi. Mustafa bir daha sordu: — Sana söylüyorum; pala yut- masını becerir misin sen? Karşısındaki korsan hAlA şaş - kın bir halde, rastgele cevap ver- di: — Yoo00000!.. — O halde sesini kes; ben de yutamam! Yürüdü, gitti. Açık göz korsan da bir daha ağzını açmadı. Böyle bir bilmece- yi çözmenin imkânı yoktu. Memi Rels kıç kasaraya çık - mış, tentenin altında, sedire uzan- mış, gen ve rahat, bir şarkı miril- danıyordu. Bakalım yeni hüber ne zaman gelecekti ve bu haber nasıl bir haber olacaktı? Fatmanın zekâ- sına emindi, aşkına da güveniyor- çay fiatı ucuzlamıyor Fiatı inecek maddeler arasında Lokum, Badem şekeri Pasta- bulunuyor bir ' mamül maddelerde Dün Vilâyette yapıla top- lantıda şekerd yapılacak Hat ( Ai bayramdan caktır. irmesi görüşülmüş karara göre yer evvel yürürlüğe konu Fiatları indirilecek maddeler arasında lokum ve badem şekeri ilo | pasta aktadır. Çay ve kahve flatları yapılamıyacağı nlaşılmaktadır. Şeker fiatlarında yapılan tenzilüt Üzerine şehrimizdeki şeker aatışları artmıştır. Tenzilât yapılmadan ev. velki haftada 30 ton olan 4i tenzilâtin tatbikinden düne kıılıvr 65 | bulmüştür. Bu süretle sön haf taki satışlarda 25 - 30 ton kadar t İstanbul Millt Eğitim Müdürü değişmiyor Bir ay art | eruniyet alarak dün An karadan şebrimize gelen Milli Eği- tim Bakanlığı yeni Orta — Öğretini Genel Müdürü Nihat Adil “Erkman bir arkadaşımıza demiştir ki: «— Orta öğretim mevenanda he nüx mukarrer bir yenilik yoktur. An cak, sekir kadar Milli Eğitim Mü- dürü arasında tebeddülüt yapılacak. tır. Banların içinde İstanbul — Milli Eğitim müdürü yoktur. Kendisi ça Tışkan ve İstanbulun. işlerine — iyice | Aşina bir İdare ümiridir.» A, Şükrü ve Ş. Hazıma vazifeleri Eski nda geri veriliyor ktldar Sağlık Bakanı zama: olarak * Dr. Ali Şükrü Şavlı ile Dr. Şükrü Hâzum hakkındaki karar Danıştayca borulmuştar. Bakanlık, her iki dok- torü da erkl varzilelerine inde ede cektir. İlkokul öğrencileri arasında başarı n'sbeti Bu dere yılı ilk okullarından sonunda — gebrimlz 9T74 — öğrenci mezün — ollmuştur. — Geçen — yılki mezunların sayısı 10138 olduğuna göre, buşarı nisbetinde — düşüklük vardır. Diğec sımllarda 80011 & den 57 bin 154 üü sınıf geçel Bütünlemgye kalanlar 6110 kişis Mahkemede küfür eden adam ü kadını öldürmek — kastile ınık Mehmet Sevdi dü. Kadın, istedikten sönra neler yapamazdı Kit Cezayitin - kodamanları | şeyhih konağında saygı ve ikram gördü: leri fakat Ebü Sald anların Me-| ml Relsi desteklemelerine ve kızı Gülm vermsl için kandırmak İste 7 | Melerine kızıyordu. | Bâzı adamlar vardır ki, bir İş| için Üstirine çok düşülürse inatla- | F GAŞ o isi hüzbürün vkçmya cakları tutar. Şeyh Ebo Sald de öyleydi. Misafirlerine | dağımık halıni, hat adamlarının henilaravluda 'yatan. ölülerini gös: tertrek gikâyet ott. Muraa Gğa Hlela PnklyElL ddi - Bltün baylama sen aebep ol Gün, çelebli Bir Türk” erelenim burada Jastırıp dünyaya rezli et miyb Kalapialaydnı dözım ona Vermeyip daha iyisine Tal verecek İAT Hasati Pağa, bürada. olsaydı | bu 19 iztediğimiz gibi. biterdi a» Bn Diğerleri de aşağı yukarı böyle söyliyerek şeyhin inadını kırmağa | alıştılar, Ona anlattılar ki, Memi | Rele kimsenin altında kalmaz; her zorluğun üstesinden gelir. (Devamı var) Yazan: Maysie Sreig Kısa boylu, sempatik bir. a- dam olan Güstavla Katlin ekse: riya çene çalardı. Zavallının, Katlin yaşında, İsviçrede sana- toryumda yatan verem bir kızı vardı. Bu vaziyette olan bir a- damın çok paraya ihtiyacı oldu- Bunu düşünen Katlin her sohbe- 'tin sonunda maddi yardımlarda bulunarak onu seivndirir ve ken- dine minnettâr bırakırdı. Güstav odaya girer girmez. Katlini beyaz gelin — elbisesinin nde görünce âdetâ nefesi ke - di — Ohi! matmazel, ne kadar ihar bir güzellikte olduğunuzu söylememe müsaade eder misi - niz?> Buna mukâbil kızın — verdiği cevap adamı olduğu yerde don- dürdü. Biyariçteki lüks Şati - yon otelinde 25 senedir bay ka- picilik ettiği halde Güstav, ilk defa böyle bir teklif kargısında kalıyordu, Katlin: «— Güstavi> dedi. «Bana he- men eski Üniformalarından bir T A tano getir, muhakkak — kasketi de olsun, haydi çabuk, kaybe - decek saniyem bile yok.> Ama matmazel... — Şe, Ne demek istediğinizi anlamı - yorum ki....> <— Anlamaya çalışma ne o- lür Güstav, sade — dediklerimi yap, sonra bu yaptığın — işten kimseye bahsetmiyeceksin, onu da bili> Böyle söyliyerek — kolundaki pırlanta bileziklerden birini çıka- rarak adama uzattı: <Al bunu Güstav, sana hediyem olsun.> «— Aman matmazel namıl ka- bul edebilirim, bu bilezik bir servet!> «— Tam mâünasiyle servet denmese bile mühim bir meb- lâğ tutar, hasta kızını unut - ma Güstav, sana gşimdi çok para lâzım.» Kapıcı bir şeyler daha söy- lemek İstedi, fakat Katlinin o kadar kendinden emin bir hali vardı ki, melül melül yüzüne baktı, Genç kız bu bakışlara Sunan: Halide KARAM ÜRSEL cevap vermek lüzumunu his - setti, gözleri dolarak: <— Güstav» dedi, <sevme - diğim, hattâ hürmet dahi ede- mediğim bir erkekle evlenme- ml İster misin?» «— Oh! hayıt matmazel!» Bir anlık süküt oldu, sonma adam başını eğerek: «— Peki efendim, arzunuz olacak» diye odadan çıktı. Holdeki zengin veya Ünvan sahibi misafirlerin hiç biri, aralarından geçen genç ka - picı çocuğu farketmedi. Hepsi düğünün heyecanı ve gelin el- bisesinin merakı İçindelerdi. Katlin bir ara binbaşı Lati - merle konuşan yaşlı kontes Argivin — yanında — duraladı, kontes geçkin yüzüne İstihza dolu bir ifade vererel «— Zavallı Jan> dedi, «Dün- yada koca ve baba olamıyacak bir tek erkek varsa İşte odur. Balaylarında bile kıza sadık kalabileceğini tahmin etmiyo- Tum, Şimdi nedense Janın an- konağının | Çük, pencereden atmaktan Ali adında bir şahıs birinci ağır da yargılanması sonunda 12 yıl r hapse mahküm edilmiştir, Sanık, karar tefhim — olünürken $ ve külfretmiştir. Bundan dol sanık hakkında ye en takibata geçilmi Dünkü sıcaklar |Seyireilerin adedi ancak yüzü ge- |ları Mâsume (Nermin — Elgül) lle Bazı — piyenler vermek üzere İs- tanbula — gelen . Dnk örd6 NG PI nin adımlarını görmeyi merak ile bekliyordum. Zira isminden anla gıldığı veçhile mevzu ancak yeni | buluşlarla işlenecek biraz köhne | ve nankör bir mevzu 1di. | Devlet tiyatrosu grupu, ümit e- dilen rağbeti — celbedememiştir. çiyordu. Boş bir #alon karşısında oyun vermek sanatkârların heve- Sinl kaçırır... Hattâ seyircilerin do zevkine tesir eder. Evvelâ piyesi tahlil edelim Ali Cin (Ulvi Uraz) Ja Nuüri Sekmez (Ragıp Haykıt) iki kom- şudur ve her ikisi de gayet kıs - kanç adamlar oldukları için karı- Yurana (Yıldız. Kenter) bir hennem hayatı sürdürürler. İki komşu bir taraftan karıları- ni kıskanmak yüzünden türlü ü- züntülerle uğraşırken bir taraftan da Ali Cinin hizmetçisi Sevim (Jale Turhan) Nuri Sekmezin bahçivanı Ahmet (Haşim Hekim- oğlu) le mercimeği fırına vermiş-| lerdir. | İKi gencin muaşakası — Sevimin | Aşıkına bir mektup atması Nuri Sökmezin kıskançlık damarlarını| depreştirerek küçücük | piyesteki MBekled İle Yüksek Piyasaya Katırcıoğlu Han xe Ankara M. 8. B. 2 No, li Sa, 24/6/950 günü eksiltmesinde O kesin onayı 26/6/950 de- yapılmış gâhında-bulunamadığından teblik m dedilmek üzere müracaatı ilân olun n va Üstü Donanma gemileri: 10/8/950 tarihleri arası 950 ile 22/8/950 tari a ve Müan leri arasında 2100 ile 2400 arasında Hayırsız ze doğru 40 41 ile 40 52 arz daire 28 20 ile 29 00 Tul duire ilân olun Dün — İstanbul — mevsimin — sicak günlerinden birini yaşamışlır. — Göl- gede suhünet derecesi 31 e kadar selmiştir. Güneşli yerde ise ı | caklık derecesinin 38 ile 45 arusını değiştiği tesbit edilmiştir. | Lağvedlen askeri okullar Milli Savanma Bakanlığının kara- yi ile Maltepe Askeri L lüğve ve öğrencilerin Kuleli Liso- | akledilmesi uygun — görülmüş Konyadaki askeri ortaokul da vedilm Tedavüldeki para Türkiye Merkez Bankasının son bültenine göre teda- | yüldeki — paramızın miktarı - geçen | haltaya nazaran 15 milyon lira art | Cumhuriyeti miş, tedavüldeki paramızın yekün 890,969,500 lira y elmişt nesini hatırladım. O da asalet budalası zengin bir Amerikalı kadındı. Janın babasiyle ev - lendi, adam kadıncağızın mil- yonlarını âdeta sömürdü, Al- lahtan ki, tam bir sefalete dü- çar olmadan kadın öldü. Do; rusu Jan bu zengin kızı al - makla pek akıllılık etti, zaten biz Fransızlar bu gibi işlerde çok mantık sahibiyizdir.» İngiliz binbaşı Latimer; <— Ben zavallı kıza acıyo - rum» diye cevap verdi, «pek Küzel geyi> «— Güzel ama ruhsuz, bir kız, hep de annesinin kana- di altında, Misls Menton da ya man kadın doğrüsü, kizini bir Asille evlendirmök — İçin — bütün dünya otellerini gezdi, onun gi- bi bir kadının asalet denen ha leti nasıl olup da idrâk ettiğini ve arzuladığını bir türlü anlıya- miyorum,» Geng kapıcı hafifçe tebes - süm edip kapıya seğirtti. Kot - raya tırmanıp içeri girdiğini de kimse farketmedi. (Kısım: 2) O kesnada kotranın sahibi Kloyv Karston, Kler Dovline ve dâ ediyordu. Klerin babası dok - tor Dovlin o yaz için Biyariçte bir villâ kiralamıştı. Bu yüzden Klayv da Avustralyadan İngil- tereye giderken bir müddet için küçük kotrası Bumerangı o kü- çük koyda demirlemişti. İkl genç biribirlerine altı ay mıyıl Yeşil Bi ard» Masa Çuhaları OTOMOBİL DÖŞEMELİK KUMAŞLARIMIZ fDezılet Tiyatrosu Ses Tiyatrosunda Kıskançlar x YAZAN: Cevad ULUNAY vodvilimsi yanlışlığa sebep olu - yor. Her iki zevg karılarından aleyhinde verdikleri - ültimatomla kocalarını mümkün olduğu kadar salâha avdet ettiriyorlar. Eşhası altı kişi ile birkaç figü- randan ibaret olan eser, beni tat- min etmedi. Hafiftir; tekniği za- yıftır; mevzu Hâyidedir. Tiyatro- Muz telif bakımından kuvvetli e- serlere muhtaçtır. Bu kadar sade SuyA piyesler #anat hayatımızda su Üzerine yapılan nakışlar gibi- dir. Mizahsende Avrupa - tekniğinin tesiri çok bariz sürette görülü - yordu. Bu iyi miydi fena mı? Ba- Na gorarsanız bu mizansen bizim hayatımıza intibak edemiyor. Me- selâ bir eve misafir gelen bir a- dam konuşmak için trabzon ba - balarının Üstüne oturmaz. Ya kol- tuğa yahut iskemleye oturur. Sonra bir hizmetçi var ki, evin efendisinden ve hanımından tirtir titriyor ve her ikisi de bu başı dantelli, önü prostelalı hizmetçiyi tartaklamakta hattâ canını ya - kacak kadar sarsmakta kusur et- miyorlar. Hizmetçilerin - zümrüdü anka oldukları bu devirde bu mua- melelere tahammüll edenleri bul- mak hususunda Ali Cin aflesinin talline gıpta etmemek elden gel- miyor. Iğiniz Kalite edilmiştir. min kat No.'1$ İLÂN AL Ko, dane rhan Yağızataya — Thale edilen ve olup komisyona bildirdiği ikamet - nhiyetinde' olmak ve mukavele ak- ur (2961 — 9117) Donanma Komutanlığından top atışlarının 20 Temmüz — 950 ile ga karşı açaksavar atışlarının 10/8, üzleri 08.30 ile 17.30 geceleri rın batı taraflarında açık deni- Ada lerk leri arasında kalan #nhhda yapılacağı ar. (8873) Demir tel ve tavlanmış demir tel alınacak Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satınalma Komisyonundan 1 — 18000 kilo demir tel ile 4650 kö, me ile satın alınacaktır. kuruştur. H 4 — Eksiltme 25. Temmuz. 1950 Gar binası dahilindeki Haydarı pılacağından arzu edenlerin val Jarı, #önce Camalkada rast gelmiş- lerdi. Kler ile babası doktor Dovlin, orada tebdili hava için bulunuyorlardı. Doktor Dovlinin sıhhati bir kaç sene evvel bo - zulmüş, bu yüzden tekalit ol - Gençliğinde çok çalış - kan bir zenginlerden ziyade fakir hastalarını düşü - nür, onlar için kendini âdetâ he lâk ederdi. Tatil, gece, gündüz demez çalışırdı, bu yüzden ka- zandığı yegâne mükâfat, asabi bir gok oldu ve hiç bir eski sıhhatli haline avdet ede - medi. muştu. adamdı, Kler ile Klayv da — Konstant kaplıcaları civarında bir otelde tanıştılar. Klayy derhal - genç kızın cazibesine kapıldığını his - setti. O kadar ufak tefek ve ra- kikti ki, o kadar çocuk gibi ve masumdu ki... Avustralyada bir çiftlikte ye- tişen Klayv için bu, bambaşka bir tipti, çünkü orada tanıdığı bütün kadınlar kaba ve maddi idiler, Oteldeki kir saçlı ihtiyar kız- lar bile Kleri seviyorlardı ki, on- ların birini beğenip — sevmeleri hakikaten nâdir. hâdisattandı Tabif ki, bu ihtiyar kızlar Kle- rin güzel olduğunu kabul etmi- yorlardı. Onların ,Klerde beğe - nip takdir ettikleri yegâne ci - het, kızın, hasta babasına kar- Bi gösterdiği gefkatti. Tuhaf değil mi Klayvı da se- Muhammen bedeli 9817 lira olup muvakkat teminatı tavlanmış demir tel açık eksilt- 786 lira 28 Buna «it şartname komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır. alı günü snat 10.80 da Haydarpaşa paşa Satınalma Komisyonunda ya: ktindo komisyonda hazır bulunma- (8068) viyorlardı. Evzüi harekâtında - Ki kabalığı teslim ediyorlar, fa- kat konuşmasındaki dürüstlüğe, içinden kopup gelen berrak kah- kahalarına bayılıyorlardı. Hele geceleri, holde, kotrasiyle yol - larda geçirdiği maceraları lattığı vakit Adeta mest oluyo lardı. Klerih de adama tutulmuş ol - duğu fikri onlara mülâyim *ge- | liyordu, aralarında ne zaman | nişanlanacaklarına — dair gizli gizli fikir yürütüyorlardı. Halbuki Klayv, — İngilteredeki amcasını görüp de mâlf duru - munu anlamadan hiçbir kıza iz- divag teklif edemezdi. Klayv altı ay önce Avustral- yadayken amcası Sir Rişardan bir mektup almıştı, adam - göyle diyordu: Sevgili oğlum Klayv, Her halde bundan 25 sene ön- ce rahmetli babanla aramızda tatsız bir münakaşa geçtiğini duymuşsundur. Baban bu yüz - den Avustralyaya hlicret etmiz- ti. Ölünceye kadar kendisiyle hiç mektuplaşmadık, buna da lmdi ne derece esef ettiğimi ta- savvur edemezsin. Zevcem öl - dü, benim de çocuğum yok, ma- likânemi karımın yeğeni — olan Ralf Hortona bırakmayı düş! müştüm. Fakat sonradan hak - kında duyduğum şeyler beni on- dan ikraha sevketti, ve fikrimi değiştirdim. (Devamı var) GrııeuîW Mwâ BUĞU tatürk ve Yalova Kaplıcaları Y “ova kaplıcaları 1929 senesin de harap bir halde bulun yordu; burayı elvar köylerden 1946 gubat - mart — aylarında büyük (metör an sen) Karl Ebert' le İstanbula gelen «Devlet konserva | tuarı tatbikat aahnesi tiyatro ko- | Yanü teekil aden hayatten tamıyap | |katle hesaplanmıştır. €Nermin Elgül> e gelince Mü- #ume rolünde hiç iyi değildi. Ku- lürü ne İdi? Diye sormayınız. Ro- lün ruhunu kavramadığı için sa- Tülmiyetten hiç eser yoktu. Ragıp Haykit, karakter ve gah- siyet bakımından fena - değildi. Yalnız pencereden girdiği zaman gençliğini anarak zaten yanlış o- lan «çülâkiyet> 1 «çalâkiyot> gek- linde söylememiş olsaydı daha iyi olurdu. — » elbette Nuran rollnü yapan — <Yıldız Kenter> 1 ütilite meyanında zik- redebiliriz. Bahçivan Ahmet rolü- fiyakalı konuşan bir külhan bey tipi olarak oynandı. Ahmet, bahçi- vandan ziyade bir makiniste ben- ziyordu. Hâşim Hekimoğlu, bu rolde tamamen Mahmut Moralıyı taklit ediyordu. Artistlerden en tabit oynayanı hizmetçi Sevim rolünü yapan Jale Turhandır. Bu sanatkâr, sahne sempatisi olan bir artinttir. kat ne çare ki, onu da -elindeki plümosu ile - bir garpli (subret) olarak gördük. Ses tiyatrosunda gördüğüm &- serin bende husüle getirdiği İnti- ba bundan ibarettir. |Karısını balta ile öldüren kocanın duruşması | Kadıköyde Kurbağalıderede genç karısı Melâhati balta İle öldürmek- ten sanık Fikret Aktulgalının dn- ruşmasına dün ikinci ağır devam edilmiştir. Fikret heyecanlı bir halde <— İntan karısını dürüp ” dürür. ken öldürür mü elbette bir sebebi vardır. Bunun sebebi de kayın val demle kâin pederimin karımı fuhu- | ik etmeleridir. Onlar — daha | bir çok genç kızları ve kadınları 1f fal ediyorlar» demitir. Doruşma başka bir güne birakıl- maştır. te; Kürtaj neticesinde ölen kadın Kumkapıda otaran çavalcı Abbas Yalınay'ın eşi Serhad Yalınay'ın bir | kürtaj ameliyatı neticesinde ölmesi hidisesi tahkik edilmektedir. Serhad Yalınay bir müddet evvel doktor Nigâr Ataberk'e müracaat derek hâmile olduğunu fakat whhi yaziyeti dolayısile bu çocuğu doğu: acağını bildirmiş, düşürmek 1- çin bir çare bulmasını istemiştir. Kadının bu talebi üzerine doktor Niçür tarafından yapılan — müdahale | tehlikeli bir hal almış ve kadın feci | bir halde Cağaloğla Sıhhat Yurda- | nn yatırılmıştır. Burada doktor Nesibe Batıyok ve Salb Ali Toyyar tarafından yapılar ameliyat neticesinde kurtarılamamış ölmüştür. Doktor Nigâr, kadının - müdahale ında çırpınması — dolayisile bar fırsağının patlamış olmasından öldü- | Hünü, kimsenin bir takslratı olmadr Binı beyan etmiştir. Beyaz ekmek imali — | Bir kaç gündenberi Ankarada bu- | İlunan Belediye İktimt Müdürü E- min Erer, dün şehrimize - dönmüş tür. Emin Erer, muhtemelen Paran tesi gününden sonra şehrimizde 79 81 randımanlı undan beyaz ekmek Tmâl edilebileceğini söylemiştir. Ye nf tip ekmek 900 gram - olacak ve 30 kuraşa satılacaktır. | y * Üç ekiple dün Hâlde yapılan | İarama ve tarama neticesinde 24 kasatura, 1 ustura taşıyan yaka- lanmıştır. Dilenciler kampa sev- | kedilmiş, diğerleri hakkında da kanunt takibata başlanmıştır. niz Gedikli Erbaş Ortaokulu> ne kadar devam edecektir. 2 — Birinci sınıfa bu yıl orta okulu bitirerek diploma 15 -18 yı ur. 6 — İsteklilerden İstanbul başkanlı yerin askerlik gubesi (6316) | müracaatları. A — Dilekçe | | C — Bir seneyi geçmemle D — Ailesinin ve kendisi dair iyi hal kâğıdı B — Okul tasdiknamesi cezada | dilenci, 2 tabanca ve 6 bıçak, 1 1* orta okullarda ikinci sınıfa geçenler, Üçüncü okulda II cü sınıfa geçmiş bulunanlar ve Gedikli Erliğe de okul müdürlüğüne, başka yerlerde bulunanların lar) adlı bir piyesidir. Oktay/Rifa- | güphe ediyorlar ve her ikisi de|bildiğim yalniz iki sanatkâr var: | kişi işletiyordu; fakat sarmayeleri tan bundan evvel Şehir Tiyatrosu |bir cürmü meşhut yapmak için | <Ulvi Uraz> ve «Nermin Elgül. | yoktu. İdare ve işletme işi bu şifa artistleri ile açık hava tiyatrosun | Sevimin işaretini bekliyorlar. Hiz-| —wvi Uraz değerli bir artisttir. Kaynafiyle ötedenberi pek İgile- 'da verdiği orta oyunundan mülhem | metçi kız Aşıkını yanına alıyor | rakat bizim sahnemizin sanatkâ. |ten Doktor Şükrü paşaya verilmiş eseri beni tatmin edememişti. O | ve Ali Cin'le Nuri Sökmezi celbet- ( değildir. Onun sanatı fazla garp- |ti Ve Aynı zamanda s#ermaye sahi devri sahnemizde yaşatabilmek l-İmek için çığlığı kopariyor. Netl- dire a aa aa aa ba bi ulmağa #alâhiyotli kumnmış çin müellif çok gençti. Bu komedi /ce malümdur. Sevimle Ahmet 6v-| bütlin vaziyetler Barpli blr teknla, | t sinde yapabileceği sanat hamlesi- İlenirler e kadınlar da kıskançlık | yeninin haddesinden geçmiş, di | — Atatürk 1920 yazında Marmara |da gezintiye çıktı, Yalova kasa- basına uğradı ve kaplıcaları gez- mek istedi. Oradaki asırlık çına- Fın altına oturdu ve Şükrü Paşa- yı çağırarak — görüştü. — Buranın imarı lüzumuna — karar verdi ve Sükrü Paşaya bir sermaye sahibi arayıp aramadığını sordu. Şükrü Paşa bulduğunu söyledi ver — O sermaye sahibi sizsiniz! Dedi. Bu cevap Atatürktn ho Suna gitti gereken emirleri ver di, birkaç sene sonra Yalova kap: hcaları Bugünkü modern halini al. di © zamanı bilen birisi anlattır — Atatürk devrinde buraya het Kün binlerce — ziyaretçi — gelirdif Kendisi de birçok vakitlerini bu. rada geçirirdi; yanında Foks isim- l kahve rengi köpeği olduğu hal- de halk mrasında dolaşırdı. — Üg- ardeşler gazinosuna — gider, bir iskemle alır, su kenarında oturur- dü. Sıra banyoların arkasındaki havuzda pedallı bir sandalı vardı; Jona biner, sularda yüzen ve gırpır İnan halkın arasında dolaşırdı. Bır- tında kısa kolla beyaz bir göralek, bacaklarında uzun pantalon, ayak- larında sandal vardı ve gorapsız- dı. Atatürk ölâü, Yalova — kaplıca- ları da gittikçe söndü; bugün yine bakımlıdır ve bir dünya cenneti halindedir; fakat ismızdir. Koca |Fermal otelinde ancak otos kırk kişi vardır. Yalnız bayram — için bütün yerler tutulmuştur; - fakat |üç beş günlük kalabalık bütün ya- İlm masrafını karşılıyamaz. Kaplıcaların kalkınması için ilk gart İstanbuldan Yaloyaya Üç sa- atte giden vapurların yerine bu zamanı bir saate indiren hızlı va- purlar işletmektir. Gidip - gelmek için altı saat yollarda kalmak pek sıkıntılıdır. Ayrıca yüksek makam hipleriyle malyetlerine mahsus olarak kapâlı düren - blanları da halka açmak lâzımdır. Bunu geçen sene de yazdık, İlgililer aldırma- Aılar; gimdi iktidar partisi değiş- ti. Demokratların daha pratik ve halkın ihtiyacna uygun bir hare- ket tarzı tutacaklarını umuyoruz. adircan KAFLI Kadıköy — A. Kemine; Dinin komünizmi önleyici kuv» vet olduğu muhakkaktır. Komü - nistlerin din düşmanlığı buna de- lldir. Arapça ezan okunmasının komünistlerin eseri olduğu kana- atine iştirak edemem. Kızıltoprak — Nimet Akat: Paşa babanızın namusluluğiyle iftihar ediniz. İhtiyar yetimler hakkında kâfi derecede — yazdık. Bir gey yapılmazsa tekrar yaza- ni — K.K Vakit İmaâk Güneş Öğle İkindi Akşam İstanbula göre İmsakiye 1868 » 1960 senesi Ramasanı terifine mahrns Yaz Çileri alafranga) saatile hat Deniz Gedikli Erbaş, Orta Okulu K. lığından: 1 — Türk donanmasının gedikli erbaş kaynağı olan «De- ve «Deniz Gd. Erbaş Sınıf Ok luna> öğrenci Yazımına 1 Haziran 950 den 1 Eylül 950 güvü Ük okuülü bitirenler DL sınit sınıfa da orlü alanlar kabul edilirler, 8 — Birinci sınıfa 18 - 16, ikinci sınıfa 14 - 17 ve üçüncü sınıfa ları içinde olanları kabul edilirler. & — Gedikli er olacakların 16 yaşından küçük olmamaları gart- lda bulunanlar Kasımpaşadaki bulundukları ığına aşağıda yazılı vesikalarla B — Nüfus cüzdanı — Fotoğraflı — aşı kâğıdı inin iyi ahlâk sahibi olduğuna veya diploma F — 12 adet ves!kalık fotoğraf, *