SAYVFA : 2 Hükmü ablatın en büyük. harikası; ayni zamanda en büyük beni her zaman çok düşündürür. olan insan beynil HAMDİ VAROĞLU yoktur muamması Yivleri arasında dehâ We doliliği, aralarına İndocik zardan bir. böl- me çekip, bir yerde barındıran; en yüce emeli bir anda tapetaklak edip an yırlıcı İhtiras haline getirebilen bu BirİMtİNİ çıkmtık, yumuşak uzvun alrrını, Tp HİA ele geçiremedi. Dünyanın övündüğü şahoserleri veren odur. Hemcinslerinin - kanını #mon Londra Vampiri de önun eseri. En belâgatli sözler onun Birift ka- nallarından akıp gelir; en büyük heze) daki kaynaklar yoğurur. nları yine aynl kanalların başın- Neslldon neste geçip Millere destan olacak İstiklâl savaşı bir. bay- Hin özerldirz mesllden nesle Beçip Tünetle anılacak — son olhan harbi de Bir başka beynin Hüneri, Zomasın kuyusunu kirleten İsimsiz adamın, İsayı ele veren Yahuda- nin kafa taslarında beyin vardı; bütün İnsanlık üleminin ebediyote ka- dar sürecek şükranını Pasteur'e yine beyin kazandırdı. Her yi ığı İşte bir hikmet arayıp bulduğumuz tablatın, kafatasla- Yımuza yerleştirdiği beyin bahsinde bir parça İhmalkâr davrandığı Tik- rindo değil miküniz? Bir el Gilâh sozi işitip çıldıran İnsan var. Bir t atom bombasının Bgöz açıp Kapayacak kadar kasa bir an İçinde uçsUZ bucaksız bir sahada- Ki hayatı ölüme çevirdiğini gören Insanlık camlasının boyninde en kü- Çük bir sarsıntı noden olmadı? Boyinlerimizde bir kaşarlanma, bir kanıksama mi var? Teknik, bu- mu sazdi de, onun İçin mi bu. sahaya el uzattı? Harvard Üniversitesinin bir tebliğine göre, tekemmül beyin İstikbal İçin parlak vültlerle çok Bü- ton ağırlığındaki — elektrikli zel naticeler veriyarmı Bu ön tonu n 'ama İndirip, nirizden alacağı ettirilen on goreyanlı işleyen yumruk kadar elektrikli bayinler yaparak, bütün beşeriyot namına, dün- ya uluklarına şu İlânı haykırabildiğimiz gün, galiba ancak o gün be- ger, sahiden <oşref mahlükate «Beynimizi kaybottik, Yer hna düyik olacak : ni yaptığımızdan, Yazan: Buber Neumanı Çeviren: Nazım Kemal Yanı başımda veremli 25 yaşında genç bir kız vardı Tefrika No: — 85 — — Biliyor musun ki Buber, bugün iki mahpus hürriyete kavuştu: Nazarenko affedildi. ve Krivono öldü!.. Burma Hastahanesi Gürcü öğretmen Tagnid, ay - lardan sonra kampa yarı hasta bir halde gelmişti. “Akşamları işten dönünce, onunla başbaşa verip dertleşiyorduk. Gündüzle Ti ize, anbarda, toz ve duman meydânda taplamağa başladık- ları sırada ben, ayağa kalkama racak kadar hastaydım. Bununla beraber derecem 37,5 olâuğu i- çin yine anbara gitmek, mecbu riyetinde kaldım. Öğle paydo- sunda, kulübeye döndüğüm za- man ateşler içinde yanıyordum. Derecem alımnca, ateşimin kır- ka yükselmiş olduğunu hayret- le gördüm. Tagnid, koluma gi- Terek beni revire götürdü. Bay- Bin bir vaziyette, kuru tahtala- Tın üzerine uzandım. Akşama doğru kendime gelince, karşım- Ga keyfimi soran vefaklır Tag- nid'i -buldum. Korkuyla dikile- 'Tek bağırdım: — Buradan çabuk kaç!. 'Ya seni yakalayacak olurlarsa Fakat ben daha sözümü bi - tirmeğe vakıt bulamadan — iri yarı bir nöbetçi, onu ensesin - den yakalayıp dışarı — fırlattı. Tagnid, yanımdan — ayrıldıktan bir saat sonra doktor beni mu- ayene etti ve bana: — Biz, belki de, Brucellose hastalığına yakalandınız, dedi. İkinci günü, daha çok Malar - yaya tutulduğumu; üçüncü gü- Tü ise, kan kustuğumu görün- ce, verem — olduğumu söyledi. 'Bunun üzerine beni bir kağmı a Tabasına bindirerek Burma has tahanesine götürdüler. Bütün yol boyumca, 'ateşler içinde sa- Yıklıyor, kendimi <ikileşmiş> gi bi görüyordum Sanki kağnı Tabasımın tekerlekleri, çamura gömüldükçe gömülüyor ve ben dipsiz bir karanlığa doğru ka- yıyordum. Ateşin tesirile — vü- cut bulan ikinci benliğim sanki başımın ucuna dikilmiş itiraz e- diyordu: — Hayır, yola devam etmek lâzım. Tsopp, Teobi! Hastahanede, beni pis bir ya 'tağa yatırdılar. Am?n çok geç meden doktor, hastaları muaye neye geldi. Benim Alman oldu- ğumu öğrenince sordu: — Nerelisiniz?.. Alman mı Ben Almanyayı karış karış bi- lirim. Vaktile tahsilimi, Leipziğ de yapmıştım.. Bu, öyle yufka yürekli — bir Goktordu ki, hemen istisnasız her hastayı teselliye çalışır; hat 'tâ bazan geceleri, ağır hastala- Tın imdadına yetişmek için tat- h uykusunu bile feda ederdi.. Hele şu sahneyi, bütün öm- Tümce asla —unutamayacağım: Ben urtık yavaş yavaş iyileşme &e başlamıştım. Fakat yanı ba- şımda, veremden yatan yirmi beş yaşında Zenç bir kız var yüzlüyordu. —Ate- zaman, iki — elile mütemadiyen başını kaşıyordu. Bir gün bunun farkına varan doktor, hasta bakıcıya çıkıştı; genç kızı, ne pahasına olursa olsun, temizlemesini tenbih et- ti. Hasta bakıcı, kavıtsız bir e- da ile ona cevap verdi: — * — Merak etmeyin!.. Bu kızın #açlarını kestiririz Doktor, gazaba gelerek hay- kırdı: — İyi ama, siz böyle hareket ederseniz, bu zavallıyı kurtara- mayız. Onun başını yıkayıp, bit lerini tarakla ayıklayınız!.. Aradan iki hafta — geçmişti. Genç kaz, iyiliğe yüz tutmuştu. Bana gelince, artık ayağa kalk mıştım. Bir gün, dıvarlara tu - tunarak koridorda —dolaşıyor - dum. Bir köşede, alçak bir san dalyeye oturmuş, <Pravda> yi okuyan zaif bir. adama rasla - dım. Burma kampında, ilk defa olarak, gözüme bir gazete ilişi- yordu. Bunu okumak istediğimi Söyleyince, adam hayretle yü- züme baktı. Sonra elile yattı - ğim koğuşu göstererek sordu: — Burada kalan Alman kadı 'Marko Paşacı Rifat Ilgaz tevkif edildi Mahkeme sanıkların bir yıl hapsine karar verdi B E A Birük Afnet M Marko Puaşa güzeteni mesulleri Rıfat Tlgaz ile Orhan Erkip kararın temyisce maksedilmosi üze- hakkındaki fine davaya ikinci ağır' cezada ye niden bakılmıştır. Mahkeme sanıkların birer yıl müd detle hapsine karar vermiştir. Düraşmada hazır — bulünan Rifat Tlgaz tevkit edilerek Kaynanasıni balta ile öldüren damat Çatalcanın Karacabey köyün- e kaynanasını balta ile - öldür- mekten Banık Süleyman “Girişe- nin duruşmasına dün 2 nel ağır cezada devam edilmiştir. Dünkü duruşmada - tanık ola- rak saniık Süleymanın baldız Ayşe dinlenmiştir. Ayge, hâdi seyi göyle anlatmıştır: «— Kavga ediyorlardı. Bil- mem ne oldu, Süleyman, «biktim senin elinden> diyerek elindeki baltayı kaldırıp Üzerine atıldı. Başına bütün kuvvetiyle vurdu. Anamın başı parçalandı ve düş- tü. Süleyman baltayı ikinci defa d:ı sallıyarak zavallı anacığımın süne doğrü indirmişti. Her İalde kaluna Tastlamış “olaonk ki anamın kolunun da kopmuş olduğunu gördüm.» Bundan sonra taniktan daha bazı hususlar sorulmuş, diğer ta- nıkların dinlenilmeleri için duruş ma başka bir güne bırakılmış- tır. Değileri Bakaii Ankaraya - gitti Avrupadan Gönen Dişişleri Baka z Necmeddin Sadak, dün sikşam İzmit yolile Ankaraya hareket et- miştir. Sadak, kabine toplantısında Avrupa konseyi hakkında — izahat verecektir, Diğer taraftan Fransa Büyük El gisl ekselans Loscuyer bugün ve Yu nanistan Büyük Elçisi ekselans Sheferis bu sabah Dişişleri Bakı ni Sadak'ı aksimdeki evinde 2i Tet etmişlerdir. ” ] | KISA HABERLER p3 bi Vilâyet Sağlık Müdürlüğü 300 yataklı Balıklı hastahanesi verem Pavyonu tamiratına hız vermiştir. Pavyon, cumhuriyet — bayramında hasta kabulüne başlıyacaktır. w 164 fırın kontrol edilerek 111 cezaya çarptırılmış 2 “m, & ekmek ve 2 hamur nümunesi alınarak tah lile gönderilmiştir. Bundan başka, 60 ekmek nümünesi müsadere olun mnuş, 17 fırıncıya ihtar yapılmıştır., # Feyzi adında birisi Şaban a- dında bir bahçıvanla kavga etmiş ve ağır Sürette yaralamıştır. Feyzi dün adliyeye verilmiş, sulh cezada sorgusunu mütcakip tevkif edil- miştir, * D. P. Cibali Ocak başkanlığın dan: Ocağımızın yillık - kongresi 18/9/949 pazar günü sant 10 da: Küçükmustafapaşa Ocak lokalinde yapilacaktır. 4 Bir 'üst dereceye terfi etmek ietiyen gemi kaptanları ve kilavuz kaptanlarile maktnistlerin imtihan Jarına yüksek denizcilik okulunda başlanmıştır. 18 Eylül ©40 pazar günü Ka- da başlıyacak ilk model uçak mü. Sabakaları 3 katagori üzerinden yapılacak ve bu yarışlarda sürat 've havada kalma zamanı hakem heyetinin tutacakları puvanlara e- sas olacaktır. * Bazı Çek ve Alman firmala- rına 'Tekel idaresi de yaprak tütün Di BİZ misiniz? — (Devamı var) satışlarına başlamıştır, diköy Fenerbahçe stadında saat 10| -<? YENİ | yossan savap Kendilerini 1 İnma - vaziyetine girmiş bu- mleketlerinde gartlarla lunan leti- sadi Avrapa 1 sosyal beraber ada gü nün meselesi halini almış bulur Bittikçe n zalmakta bulunduğunu müşahede ©- cuk suçluluğunun da diya Çocuk suçluluğu memleketimiz ba- dan da bir mos'ele olmakta de vam etmektedir. Bu bakımdan su Tulük ve çocük suçlulüğunu azal do tatbik edilon tedbir ve motodla- ri umümt efkâranıza arzeylemekte büyük fayda bulunduğuna inanıyo- ruz. Esasen ba maksatladırki, (Ye: ni Sabah) da adı geçen mevzuda ev- de neşriyotta — bulunmuştuk Bu yamımızda 1038 yılındanberi A, moerika'da meşgül olunmakta balı nulan mintika projelerinden bahse mek istiyoruz Bugün sosyal ilimler çocük suçlu- diğer sosyal tozahürlerden müstakil bir. kat F olduğunu kabal et smaktdirler. Hilökin o müdü bir.n mabssaala sanncadur. Keyfiyel büy tze 'fabal li ŞSSiK saçilel ğunn'özlemük yüknt vuçlu çocaklar hakkında yapılacak munmaleler a: Gözden vsük tutmamak — İâsımdır.. Arsoluman tarsda genip ve kavrayı: Hacılara ayrılan vapurlar F a Ulaştırma Bakanlığı — son aldığı kararla 1500 — tonüan aşağı ge- milerin de Hac seferine çıkmasını kabul etmiştir, Bu karar gerekin- ce gimdiye kadar hareketini tehir eden gemiler yola çıkabilecekler. dir, Yağmurların zararı Yer yer yağan yağmurların mahsul üzerine zararı olmuştur. İzmitle Tuzla arasındaki seller, üzüm bağlarını harap etmiş, müs tahsili büyük zararlara gokmuş- tur. Bu sene, İzmir havalisi in- cir mahsulü esasen geçen #ene- den azdı. Son yağmurlar yüzün- den bir kısım incirler de harap olmuştur. Bursa havalisindeki tütünlere zarar veren yağmurlar, mahsulü tehlikeye düşürmüştür. Yağmur- ların devam temenni - olunma- maktadır. Batan motör Kaptan Kirkorun idaresindeki 786 numaralı bir nakliye motö- rü, Beşiktaşta Tâstik fabrikasın- dan aldığı lâstikleri Beykoz kun- dura fabrikasına — götürmek'e iken Beykoz vapüur iskelesi açık- larında dalgaların tesiriyle dev- rilerek batmıştır. Motörün kap- tanı ve mürettebatı etraftan ye- tigen sandalcılar tarafından kur- tarılmıştır. Üniversite talebesi ve Sinemalar Belediye Dâimi Encümeni, si- nemalarda Üniversiteli talebelere tatbik edilen tenzilâtlı tarifenin devamıma karar vermiştir. Bu ta rifeye göre Üniversiteliler için koltuk flatı 60; birincl mevki 40 kuruştur. Geçen yil, lüks kol- 'tuk 50, 1 ci 35 kuruş idi. Sinema ciların isteği Üzerine yapılan Vü , Zam, Üniversiteli talebeler ara- | sında teessür uyandırmıştır. Diğer taraftan encümen 1 ci sınıf her sinemanın haftada bir gün halk matinesi yapmasını ka rarlaştırmıştır. Halk matinelerin de koltuk 50, birinci mevki bi- letleri 40 kuruşa satılacaktır. k Tekel İstanbulda ihtiyacı kar facak gekilde modern bir yap. Tak tütün bakım ve işleme yeri yaptırmaya karar vermiştir. 'D.P, Cerrahpaşa Ocak başkan Lığından: Ocağımızın senelik kon. gresi 18/9/040 Pazar gümü saat 15 de yapılacağından Üyelerimizin teş rifleri, HBukukçu Gozıle SABAH r ımtaka projeleri Laena —e e | Prof. Dr. Sulhi DÖNMEZER | 1 bir bütününü ihata ara aahip bulunmayan hukukçu ve sosyologlar çocuk suçluluğunu / ile bozakluklarına, komşuluk münase - al görüşe ve bâdiselerin en bir nokati ma- betlerindeki gevşemelere, psikolojik ve bünyovi rahataalıklara bağlamak böylece bir kaç mali sebebe iroa ve bunlarla izah edivermekle işi bi- tizmeyo çalışmaktadırlar. — Şimdiye kadar dünyanın — muhtelif kısımla- zında çocuk suçluluğunu — önlemek maksadile girişilen — birçok yolların ve tatbik edilen metodların muvaf- fakiyete götürmemesinin başta ge - lon sebobi bu kınmt görüştür. Çocuk #uçlaluku diğer sosyal te- zahürlere bağlı müdil bir muhassala netice olarak kabul — edilince bunu önlemek çok güç olmak Tâzmgeli- yor. Zira çocuk suçluluğu diğer sos yal hâdiselere bağlı muhassala bir 6 olunca tabii olarak münferi- lan anu Önliyebilmek de mümkün Amerika'da bulunduğumuz sıralar da bu noktai nazarı hararetle mü - dafan eden ve Chicago gehri tara- fından mezkür görüş tarzını tatbi - kata koymakla vazifelendirilmiş o - lan Amerikan sosyalağlarından Clif- ford Shay ile müteaddit görlüşmı ler yaptık ve idare otmekte bulun- duğu teşkilât tarafından iora edi len faaliyeti incolemek fırsatını bul duk. Sbaw ilk önce harita metodunu tatbik suretile çocuk suçluluğunun tekâsüf eylediği mıntakaları tesbit eylemiştir. Yaptığı incelemeler sonun da suçluluğun gehrin iç mıntakala- rına komşu olan, bunlara bitişik bu Tunan kısımlarında — tekâsüf eyledi- kini görmüştür. Sonra bu noktalar sosyolojik noktai nazardan derin bir tetkike tâbi tutulmuş ve — neticede buraların teşkilütsızlık içine düşmüş bulundukları, bütün sosyal ve ahlüâ- ki standartların yıkılmışsolduğu ve- ya yıkılmakta bulunduğu tesbit edil tesbitten #onra çıkarılan 'netice gu olmuşturki, mezkür mıntakalarda çocuk — suçluluğu kal - dırilmak isteniliyorsa, bu mıntakalar bütünü ile 1slah edilmek, sosyalleş- tirilmek Jâzım gelecektir. İşte bu görüş ve esası tatbik mak aadile Birleşik —Amerikanın İllinci devleti Chicago'nun yukarda arzedi len hususiyetleri taşıyan muntakala- irmek için Chicago mın taka projesi tesis eylemiştir. Shaw ile olan görüşmelerimizde kendisi Chi cago mantaka projesini bana şu su- Tetle tarif etmişti: y <... senclerdenberi, gittikçe artan adetler program we — müessosoleriz suçluluk ile mücadalı Üniversite talebesinin yurt »htiyacı b e Üniversite Talebe Birliği Ge- mel sekreteri Faik Güven ve Şük rü Ezer dün uçakla Ankaraya gitmişlerdir. Birlik heyeti, Anka cada, lâğvedilen talebe yurdlarıa dan açıkta kalan ve muhtar üni wersitenin sömestri usulünü ka- bul etmeyerek sınıf sistemine göre yatılı tıb yurdlarından çı- karılmak istenilen talebelerin durumlarını alâkalılara — bildice cekler ve yardım talebinde bulu- nacaklardır. Yüksek Ticarette imtihanlar Yüksek Ekonomi ve Ticaret okulunda güz devresi eleme im- tihanlarına dün sabah başlanmış tır. Elemelerin neticeleri 25 Ey- lüle kadar ilân edilecektir.. 25 Eylülde de sözlü imtihanlar baş- hyacaktır. olamaz. Sosyal hayatı bütünü — ile| kavramak ve islah etmek yoluna gi- dilirse çocuk suçluluğu da kendili-| Kinden önlenilmiş olur, O balde ya pilacak şey döğrudan doğrüya — ço- cük suçluluğuna doğil fakat bunun esamım teşkil eden #osyal büdiscler rin bütününe yönelmek olmalıdır. bulunmalarına rağmen nispetaiz zeden mezkür fakır ve zaruret mın alarında suçluluğun önlenmesi ve todavisi maksadile focrübi bir prog- Tam tesis ve tekemmül ettirmek. Z ra metodları tecrübi ve tenklüi b tetkike tâbi tutmazsak mezkür s0e- am ile mücadele bususun” darı bulmak bakı- çok az ihtimal vardır.» Ohicago projesinin yapılan sonyal tecrübeler bakımından asıl dikkate şayan alan cephesi yudur: — Sonyal problemleri halledebilmek, bir mın- takanın yaşayışımı bütünü ile — Yük oltebilmek için —yukurıdan — gölen, de hu: inde k hayır mücakesesi susi gerek devlet yardımı. geki ammevi, “yardımların muvaffakiyeto götürmediği anlaşılmıştır. Bu nevi asli değişiklikleri getirebilecek olan herhangi bir tecrübo veya metodun muvaffak olabilmesi için mezkür yer lerdo sakin olanların gerek ferden İzerek kollektif olarak gayeleri ta - siyasetleri tesbit, mali yardıı emin ve bütçeler, şahıslar ve pro ramlar füzerinde zaruri olan kontro- Dü tesis bakımından mümkün olan bütün mer'uliyeti kabul — eylemeleri Tâzımdır. Bu sebepledir ki, projenin metodu- sözü geçen mıntakalarda oturan hal ka bizat kendilerini birlikte baro - İket edon yardım grupları halinde or ganize ettirmek ve bu gruplar vası- gyal ve terbiyevi faaliyet rinı finanso etmek dare ettirmek hususunda cesaretlen dirmek, aımme mülesseselerine v ir mahallf müesseselere — topluluğa yaptıkları hizmetleri genişlettirmek ve daha mücssir kılmak hususunda yardım etmek, topluluk içinde suç- Tuluğun toşekkülüne — hizmet eden tatbikat ve şartları imha voya izale için faaliyete geçmek gerek farden suçlular gerek suçla — grapları ile bunların kanuni ve normal cemiyet hayatına intibak eylemelerini kolay- Jlaştıracak sürette münasebetler te- sisino teşebbüs ve gayret etmek 5 retinde tarif edilmektedir. Demek oluyarki ilkönce ferden va tandaşlar arasında çocuklarının düz gün hayatını temin hususunda bir mes'uliyet hissi uyandırılacaktır. ve birleştirdikleri neticelerin tahal kuk edebileceğine inandırılmak — lü- İzım gelecektir. Hülüsa düva gu su- retle mülâhaza edilmektedir: 1 — Çocuk suçluluğu sosyal ha- yatın müdiliyetinin orlaya koyduğu çok değişik —mahiyetteki — mühtelif Problemlerin bir muhassalasıdır ve bu problemi anlayabilmek için —sos- İyal vetirenin mahiyetine müfuz eyle- mek Tâzım gelir; 2 — Çocuk suçluluğunu önleye bilmek için onun yapıcı kavvetleri: 'teşkil eden ve sosyal hayatın mahi- İyetinden doğun probleilere — karşi cephe almak yani bütün bir toplu - Kendi tramvayinda çiğnenen vatman ai 39 yaka numaralı vatman Re- fiğin idaresindeki tramvay, Ka- dıköyünde Moda durağında du- rürken el fireni kendiliğinden çozülmüş, bu esnada tramvaydan inmiş olan ve arabanın önünde meşgul bulunan vatmanı çiğne- miştir. Kendi tramvayı ile çiğnenen yatman Refik, ağır surette yara- lanmış, hastahaneye kaldırilmiş- tır. Sağlık müsteşarı , tetkikler yapıyor Sağlık ve Sosyal Yardım Ba- kanlığı müsteşarlarından Celâl Otman. dün Ankaradan şehrimi- ze gelmiştir. Müsteşar öğleden sonra il sağlık müdürü Dr. Faik Yargıcı ile, şehrin sağlık durumu etrafında uzun bir konuşma yap- mıştır. BÜYÜK AŞK ROMANI Yazan: SERVER BEDİ Büneceğiz ve mragtıracağız. - Yalıyı araştıracağız, de- Bil mi? Ben de öyle düşündüm. — Herhalde, Bakalım. Düşü- nürüz, — Peki, Niçin Selmini kaçır- muştar? — Besbelli dostum. Kızı sen den soğutmak ve ayırmak için. — Belki de İsviçreye yollar, değil mi? — Daha uzaklara. Bilemez - Bin. Kızı gürer, Bir daha yüzü- Dü göremezsin. Nejat Zâfir'e hak veren göz- lerle bakıyordu. Sustular. Zâfir bağırdı: — Sen bu kadını gittikçe da ha iyi anlıyacaksın, fakat işiş- fen geçmesin. Kararını - verdin Nejat hiçbir karar vermedi- ği halde, Züfir'den utandığı için tasdik etti: — Verdim! dedi. Zâfir rahat bir nefes aldı; — Hay Allah razı olsun. Bak şimdi her mes'ele ne kolay hal ledilecek. Hattâ Selminin kaçı- rılmasından da İstifade edece - ğiz. Artık bir cinayet şüphesi altında kalmamıza da İhtimal yok. — Nasıl istifade bundan ? Kendi kızını kaçıran — ve hapseden bir kadından herşey umulmaz mı? Vaktile kocasına da silâh çekmiştir. Ya aklından zoru vardır, yahut - krimonloji gahasıra giren anormal bir tip tir. Başkasını da öldürebilir, in tihar da edebilir. Onun aleyhin de ne söylersek, ne İddia eder- sek realitelere uygun olur. Nejat Zâfir'in telkini altında gittikçe daha fazla kalıyordu.. Kendi kendine: «Tuhaf şey, diyordu, — düne kadar bana gayri tabil ve ha- yali görünen bu fikirleri gimdi münis ve tabli bulmağa başla - n e Onun yüzine dikkatle bakan edebiliriz, No. 102 Zâfir sordu: — Değil mi öyle? — Evet, fakat beni düşündü ren şey, polis veya mahkeme değil. — Başka ne kalıyor? Nejat kaşlarını kaldırdı: — İşin kendisi. — Vildanı öldürmek mi? — Değil mi ya!, Zâfir güldü ve arka cebinden rövelverini çıkararak parmağı- ni tetiğe koydu ve köşede duran vazoya nişan aldı: — Farzet ki, dedi, bu vazo Vildandır. Nejat elini Zâfir'e doğru u- zatarak bağırdı: — Ümit ederim ki, prova yapmazsın, — Hayır, hayır.., bir parmak dokunuşunun ne kadar - kolay bir şey olduğunu senin gözü- mün önünde canlandırmak isti- yoram, Bak, bir küçük hareket ve kulakları çınlatan bir ses... Hepisi o kadar.., İkimizi de hür riyetimize kavuşturacak bir kı- burada mıldanış... Zorluk bunun nere - sinde? Hayalimiz araya karış - mazsa, bundan daha kolay ne var? — Fakat Vildan senin kar- Şında bu vazo gibi durmaz. — Şüphesiz durmaz. Çünkü yere yıkılacak, Nejat gözlerini yumdu ve açtı — Müthiş birşey! dedi, bu- nu havsalam almıyor. — Gözlerinle gördüğün — za- man, bunun ne kadar sâde bir gey olduğunu anlıyacaksın. — Birkaç kere adam öldür - müş gibi konuşuyorsu: — Adam öldürmedim ama, bir çok defalar koyun ve tavuk kestim. Emin 01 ki bu daha zor geydir. Zavallı koyun, gırtlağın dan ensesine doğru ağır ağır yürüyen bıçağın korkunç acısı içinde nasıl kıvranır. Görmüş - sündür. bilirğin. — Tabü. — Vildan bu zahmetlerin hiç birini çekmiyecek. — Fakat o kadar güzel ve canlı bir kadının, en gergin ha- yat Tanından birdenbire soğuk bir ceset hâline geçmesini dü- şünmek hâlâ benim — tüylerimi ürpertiyor. — Ayni kadının Selmini sen- den soğutmağa çalışmamı, mek- tubunu ve resimlerini ona gös- terip zavallı kızı mânen zehir- lemesi, belki de ileride ölümü « 'e gebep ölması tüylerini Ürpert miyor mu? Mektubu ve resimleri ba> na iade etti. — Kopyaları ondadır. — Benim de aklıma geldi bu. — D halde? Nejat sustu. Verilecek cevap yoktu. Zâfir silâhını cebine ko- yuyor ve başını sallıyordu: — Adaleti yalnız mahkeme- lere bırakmak doğru değildir. Nejat güldü: — Sen fena bir hukuk tah - sili yapmışsın, dedi. — Bütün derslerde iyi idim. — Herkeu kendi başına ada- let yapmağa kalkışsa adaletten eser kalır mı? — Herkes için doğrudur bu. Fakat biz herkes değiliz. — Herkes böyle diyebilir. — Diyemez, Hakkı olması 1â zımdır. — Sen haklı olduğunu ken - Gin söylüyorsun. — Bu, benim haklı olmama mani midir? — Mani değildir ama, senin haklı olduğunu da — İsbat et- mez, Vildanın insanlık için mu- zir bir tip olduğuna sen kani değil misin? — Kaniim, Fakat cezası ldam değildir. Belki islâhı hAl eder. — Bir «belkir min hâtırı - insanların canına kıymak doğru mu? Bu kadın Safderi öldürmüştür, Mithati öldürmek istemiştir, seni ve be- ni öldürecektir, diyorum — san Bir ihtimale hürmet ederek bı- rakalım mı, istediğini yapsın? — Safder'i öldürdüğü malüm değil, Mithati öldürmediği mu- hakkak, seni ve beni öldürece- ği büsbütün meçhul. — Bence Safder'i öldürdüğü muhakkak, Mithatı öldürmek is tediği ve nihayet, dolayısile a- damcağızın ölümüne sebep ol- duğu da muhakkak, seni ve be- ni öldürmesi de mümkln. Ben reciyim. Bu — kadarı idam hükmü vermek için kâfi. — Öyleyse bırak, bu hükmü mahkeme versin. — Mahkeme bizim tüdikleri- mizi biliyor mu? Söyleriz. Delilimiz var mı? Şehadet kAfI değil mi? Hayır. Ortada nihayet ö- lümle tehdit cürmü vardır. Bir Mtife olduğu da iddin edilebi - Nir. Safderin katlini isbat ise hiç mümkün değildir. Nejat sustu. Zâfir dedi ki: — Şimdi bunları bırak da, Belmini nasıl arayacağımızı dü- #ünelim, Sen onun yalıda oldu- guna mı kanlsin ? çin bir çok (Dovanu Var) ua L AAA luk hayatında yapıcı değişiklik hu- vüle getirecek — faaliyetlerde bulun - mak Jâzımdır ; 8 — Bunün esas gartı ise sözü ge- çen mıntakalarda yaşıyan halkta ço- cük suçluluğunun kandi — meseloleri olduğu gunrunu uyandırmak ve top- Tuluk küvvetlerini bu maksada sov- ketmek ve kullanmaktır. Yoksa biz- 'zat mmntaka içindekl halkı pasif va- | ziyette tutarak hazır elbise yeklinde ezaslara göre hazırlanmış önle- program ve mücsseselerini ge- tirmek ve orada oturan halka ibram eylemek hiç bir zaman muvaffaki - | yetli neticeler vermemiştir. İşte arzettiğimiz görüş tarzını vo felsefeyi takiban yüksek — suçluluk mıntakalarında eturan halkm kendi meselalerini Kal için komiteler, miyetler halisde teşkilâtlanmaları| teşvik edilmiştir. Devlet tarafından teşkil edilen morkezf dairenin rolü aadeco bn cemiyet ve komi mek ve çıkan muhtelif halleylemekten ibarettir. Bu suret- lo yapılan ve aşağı yükarı ön allı denberi devam eden faaliyet ne- ticesinde yüksek suçluluk nizbetinin yapmak, na Bittikçe azaldığı beyan edilmektedir. Elde edilen İyi neticeler diğer Amo- rikan şehirlerinde de müşebih prog- ramların vücuda getirilmesine — ve tatbikata — konulmasına — sebebiyet vermiştir. adaylar ——— €. H. P. çevrelerinde kısmi seçim hazırlıklarına bızla devam edilmekte dir. Son olarak emekli kurmay tuğbay Dursun Atatüre namzetliğini koy- muştur. C. H. P. mahfilleri, parti adına İstanbuldan Dr. Esad Duru- soy'un namzed gösterilmesini israr- la istemektedirler. 'Bu hususta, par-, heyetine 100 er imzalı 4 mazbata- verilmiştir. iğer taraftan İstanbul valisinin ©. H. P. tarafından namzed gökte- rileceği haberleri - yafanlanmaktadır. asen böyle bir teklif vaki — olsa, Dr. Lütfi Kırdarın — reddedeceğin: muhakkak nazarile bakılmaktadır. Inebolu ve Bandırma vapur seferleri İneboluya yapılmakta olan ara postaları kâfi geldiğinden sür'et postaları 21 Eylül tarihinden iti- baren kaldırılacaktır. Kadeş gemisi Bandırma hattı- na tahsis edilecek ve Tırhan ge- misi de havuza alınacaktır. Bakırköyde orta okul ve san'at okulu Bakırköyde bir orta okul ve bir de sanat okulu açılması ka- rarlaşmıştır. Milli Eğitim Müdü- rü, dün Bakırköye giderek bu hususta meşgul olmuştur. Hifzıssihha binası inşaatı ihalesi Atatürk bulvarında Belediyece) yaptırılmasına karar verilen Hıf- zıssıhha müessesesi inşaatı, dün Daimi Encümen tarafından 631 bin liraya ihale edilmiştir. Değişen gemi adı İtalyada inşa edilmekte olan gemilerden birine <Samsun> adı verildiğinden halen mevcut bu- lunan Samsun gemisine de <Ho- Pa» adı verilmiştir. P-T.T. Umum Müdürünün beyanatı Umum müdürün yeni yapılan tesislere ve bütçeye dair açıklaması Ğ sin P.L.T. Umum Müdürü dün çeşit- Ji işler hakkında şu izahatı vermiş. tr: P.T.T gelirleri yekünu 1950 se- 'nesi için tahminen 415 mülyon ll- raya baliğ olacaktır, Masraf tah -| Mlaleri 80 müyendki SAT AA dacaktır. Memür ve müstahdemlerin maag ve ikramiyeleri mecmuu 47 milyon liradır, Telefon hariç olmak tsre posta ve telgraf servisleri açıkla çalıg - maktadır, İdare — yeni — tesislerin masrafını — bütçede gider olarak| kabul eder. 'Son seneler ” zarfında mühtelif gehirler arasında 5121 kilometre - ük yeni şehirleranası devreleri y pilmiştir, İstanbul telefon santralleri 12600 abonelik, Ankara 13000, İzmir 4250 tevsi edilmiş Balikesir, Konya. Kay seri, Zonguldak, Ödemişte olmak| üzere ceman 2500 abonelik yeni o- tomatik telefon santrallerinin - bü. tün malzemesi gelmiştir. Ankara - İstanbul arasına yeni- den mevcut 20 kanala Hâveten 24 Selefon Gevresi, Ankaca - Samsın| arasına 12 telefon devresi, Sivas -| Samsun, Sivas - Erzurum, — Sivas Tmrabzon, Sivas . Diyarbakır, An kara - Bakişehir / Buraa, Ankara - Afyon » İzmir, İzmir . Bursa ara darma üçer kanallı ve Bursa - İs fanbul arasına da 6 kanallı telefon Kuranportör cihazları olmak üzere, 72 telefon Gevresi fle bu gehirler arasında 138 telgraf kanalı getiril! Ara seçimler #v| a. | ye bir milyon yüz bin 16 EYLÖÜKL 1949 &T İDBUGÜN | 100,000 liralık (A kaside... Sil adı Ömer olan meşnur hiciv Üstadı şalr Mor'i Dör- düncü Muradın padiçahtığı zamanında pek yükselmişti. En nü- fuzlu kimseleri maskara etmekten çekinmiyor ; vezirlere veya diğer nü fuzlu adamlara — kasideler - sunmayı da Ihmal etmiyordu. — Muhteşom bir hayat yaşıyordu, çünkü — şiirlerine karşılık pek Çok «oğize> veriyorlar- d Dördüncü Muradın vezirlerinden İlyas paşa bir kaslde için ona şun- darı göndermişti Bin tano frengi altın, on top fron Bi olvan kumaş, ön donluk Ha, bir samur kürk, bir ei Blr Çerkes köle, ön katır yükü muh- Aalif eşya, bir oda — düşemesi, dört Cezayir ihramı, Bunların tutarı başlı başıra bir Servetti. Bugünkü paramızla en az İyüz bin tira eder. Şalr Nef'l bu cümertlikten coşmuş tu; göyle dodi: «Sühan, ben dlmasam mea'nide bir gencine-i nâbud, Korem, sen olmasan ülemde ism-i bi müsemmarlır.> Nef'i'yi bir çokları son derece tak- |dir otmokle beraber bazıları için kor kunç bir mahlüktu. <Siham-ı Kazar İsimll eserinde: <Tac-ü destar ile tefahur eden Başını açamaz, keli görünür» Gibi pek zarif nükteleri vardı, fa- kat küfürler daha çoktu. Dördüncü Murat fırtınalı bir gün bu eseri okurken saray civarına yıl- dırim. düştü; bunu — Atlahin — ihtarı İsanan padişah Kitabı yırtıp attı, şa- ire de bir daha Kimseyi Hicvetmo: Ümek Üzere tevbe ettirdi. Nef'i bu |münasebetle yazdığı kasidede padi- gaha diyordu Kir «Bugünden ahdım olmun — kimse, hicretmeyim amma Vereydin Her icazet —hievederdim bahta nüsüzt...> Fakat bir rivayete göre padişatın emrile ve bir rivayete göre de ken diliğinden, Bayram paşayı hicvetti 7 onun, padişah hakkında bile hicviye yazdığı halk arasında söyleniyordu. Hocalar Idamına fetva verdiler; pa- dişah da Bayram paşanın bu hükmü yerine getirmesine izin verdi. Şair Nef'i, Bayram paşanın konağına ge tirildiz paşa onu epeyce azarladık- n sonra odunlukta hapsettirdi; son ra boğdurarak ölüsünü denize attır- di (163a Şalr Ziya paşa bu hüdiseden bah- sederken der Ki: <Bayram gibi har-ı zamüne, Kıydı o yegünei cihüne. Zaman ne kadar değişmiştir: Bir kasldeyo değli koca esere - kargılık bin Nira alabilen adam parmakla göz teriliyor. Hibiv san'ati Nof'inin kaleminde gahlanmiştir; Yakat — Yazla — keskin kılıp sahibin! kesor. Muhakkak olan bir şey varsa o büyük şalr bugün yetişmiş olsaydı Türk ceza kanunu- 'nun pençesinden kurtulamaz, mahke me korldorlarında sürünür, zindan- larda çürürdü; meğer KI deli raporu alıp Bakırköy hastahanesine kapağı atsın. Bununla beraber İtiraf etme- didir KU odunlukta — hapsedilip ke- mentle boğdurulmaz, ölüsü denize a- bir bakıma Tlerlemiş, bir bakıma gerilemiştir; toptan bir hü- küm varmeğe çalışırken İlerl mi ge- mİ gittiğimizi anlamak çok zar- dür. Kadircan KAFLI verrrrrrrrrrLLLLRI Orta okullarda Eliş'eri bilgisi 949 . 950 ders yılında ortaokul- iların her ç #ınıfının ” müfredat programlarına — <Elişleri Bilgisi> isimli yeni blr ders konmuştur. Mil N Eğitim Şürası kararlarından o. lan bu derste öğnemcilere nazari ve amel elişleri, ticaret ve tarım bil- gıleıl öğretilecektir. Orta tedrisat yeni ders progra- Uanında her gün altı saat ders oku. tulması kavarlaştırılmş ve şehri- mizdeki flgilllere tebligat yapılmış tır, Öğretmen ders saatleri değiş- tirilmiş, çarşamba günleri öğleden sonraki dersler kaldırıtmıştır. miştir. Ayrıca gehirlersrası telefon dev- releri inşam için 2300 kilometrekk hat malzemesi de getirtilmiştir. İdareye 4,980,000 liraya mal olan 80 pozta vagonu, memlekete gelmiş ve servise girmiştir. '7 milyon liralık kara ve denizaltı kablolarile font boru getirtilmiştir tir. 1500 kilometrelik lâstikli abane teli de ihaleye çıkarılmıştır, 10000 otomatik telefon makinesi getirtil miştir. 31 bin küsur kilometre uzunlu « gunda olan memleket telgraf, tele fon şebekesinde 500.000 kadar di- vek mevcuttur. Her sene bu beş yüz bin direk - ten otuz bin direği değiştirmek 14 zın gelmektedir. Bir senelik otuz bin direk, idane liraya mal olmuştur. Ankarada yapılacak büyük tel - «iz telgraf, telefon istasyonu sipa- riş bedeline mahsuben 780,000 lira da Ödenmiştir. Kuranportör bins yi için 5,785,874 lira, yeni posta binaları için 4,953,743 lira, Ankara telsiz binaları için 655,286 lira ol. mak üÜzere 11,2544,000 Jira verilmiş tir, Açığın büyük bir kasmını; yüzde Goksanı, — masrafını - kapatmıyan posta — merkezleri - teşkil etmekte Gir, Bu büyük masraf kaynağı:gö- rülen memur ve müstahdem mas- raflarının azalması 1se ancak yük- sek vağıflı az memur ve süratli naktl vasıtaları ve diğer mekanik yasıtalar icıillanmakla mümkün ola bilecektir, Yabancı — mütehaamalar, bu mevzuları tetkik etmektedir, $