İ Ekonomik vaziyet AAAARAAAAAAAAAARAAAAAAAAAAAARARARARARARARA ARARA A j Yünlü ithali yasak edilecek mi? E“"ı'ı’ö"ıî”s"l""a 1 Eylüi 1080 Tedavüldeki paramız Tedavüldeki — paramız, Türkiye Cumhuriyeti Merkes Bankasının 27. 8.1049 tarihli polfine göre tedavül- deki paramızın miktarı (864.474.822) hiradır. Geçen haftaki polfino naza- ran (5.809.907) den noksandır. Al- tan atoklarında azalma yoktur. Çekler — Açılış - Kapanış 1 Sterlin m.sı n.s6 100 Dolar 28225 282.62 100 Fransıs frangı — 102 V04 100 Florin 105 6468 100 İsviçre frangı — 65 7270 10 Belçika frangı — 63 887 100 Çokonlavak K. 5 60 100 İsviçre Kur. — 77 8860 100 Eskudo n 2000 Esham ve Tahvilât 967 falzli tahvilleri Bivas-Ersurum I .B0 20.60 * Biyas-Brsurum 9-7 - 2070 20.70 * 1941 Demiryolu T — 20.00 2000 1841 Demiryolu IT — 20.26 20.35 1541 Demiryolu IIT 19.65 19.65 Mülli Müdafaa D — 2040 2040 Milli Müdafaa TT — 19.90 19.00 Milli Müdafaa TIT — 20.00 - 20.00 Milli Müdafaa IV — 2045 20445 968 falzil İstikrazları Kalkınma istikrazı T 95.65 965.665 1541 Demiryolu VE 95.65 95.65 Kalkınma TI 95.75 9575 * Kalkınma TIT 95.80 - 95.80 1948 Tabvili 1 9570 95.70 * 2048 Tahvili IT — 95.55 95.55 1949 istikram T — 95.00 95.00 434 fnizi 1949 initk. 95.00 965 falzil İkramiyeliler 00 1983 Ergani 2275 1988 İkramiyeli — 20.15 Milli Müdafaa 2075 Demiryolu IV 97.40 Demiryolu V 98.25 Anadolu D. Yolu Grupu: Tahviller 1-2 — 11100 112.00 9060 Hisse senedleri 64.00 - 64.50 Mümessil senedieri — 69.00 69.50 Şirket Hisseleri Merkes Bankası — 118.25 118.25 * İş Bankası 2450 2500 * 'T. “İlcaret Bankası 450 — 500 Aslan Çimento —— 16.00 16:25 Şark değirmenleri — 23.00 23.50 Kredi tonsiye 1803 205 00 206.00 1911 16500 166.00 Amorti 104.00 - 105.00 Kupon 242 245 Borsa harlol altın fatları Liralık Ziynetler 4425 4440 46.70 - 46.80 44.70 44.80 45.50 4576 ” 4350 43.75 4270 42.80 59.60 60.75 4300 4810 Fransız Kok 4875 49.00 Napolyon 4650 47.00 İsviçre A. 4475 4500 Külçe degusa 665 — 667 > — yerli 650 — 652 Pilâtin C. 10.00 1100 Beşibirlikler İzmet 216.00 - 217.00 Reşad 292.00 29300 Hamid 242.00 243.00 Asiz 226.00 - 227.00 Çiçekli 28300 235.00 Serbest pivasada dövizler Dolar N. V. 470 415 > — elektif 455 . 460 İeviçre frangı ns no Franma Fr. (86) — 100 — 100 Liralık ziynetler Reşad 8200 83.00 Hamid 7000 72.00 Vabid 6800 69.00 Ankara 6600 67.00 Arma Beşliler Reşad " 2000 20300 Hamid 180.00 18200 Vahid 170.00 175 Ankara 135.00 - 140.00 Arma 252 lular Reşad 200.00 - 203.00 Hamid 180.00 182.00 Vahid Mo. — 175 Ankara 135: 440 Cumhuriyet altınları Liralık 44.00 44.25 243 luk 108.00 - 109.00 - 213.00 21400 Yarım lira 22.50 2276 Çeyrek dira 1150 1170 Mahmudiyeler Yazılı 37.00 - 39.00 Çiçekli 33.50 - 34.50 Çilte sandıklı 27.00 27.50 Tek sandıklı 1150 1175 10.50 1100 Bilezik gramı 595 — 600 altın stokları Dabilde 69.738.126 Hariçte 72.187.779 Gümüş 1000 has külçe — 116.00 120.00 Mecidi, 208 — 210 Yürürlükteki Tüzüklerimiz İçişleri Bakanlığı Tetkik Kurulu eski başkanı Hakkı Haydar Berk- sun, Hukuk Müşaviri Ekrem Ergü- xven, Müsteşar muavini Nâfi Demir- kaya, İstanbul genel —meclis üyesi Ekrem Amaç tarafından — müştere- ken derlenen vo mer'iyetteki tekmil nizamnameleri ihtiva eden bu eser 8 büyük çilt halinde 75 liraya satışa gıkarılmıştır. Profesör ve öğretmenlere, yargıç Jra, avukatlara ve deyvlet memurla. yına tenzilât ve tediye kolaylığı gös terilir, Müracaat: Beşiktap Spor caddesi No. 94 Avukat Ekrem Amaç, |alım ve satımı çok azdır. Sümer |Bank müesseselerinin elinde mü |'him bir stok mevcuttur. Fabrika Piyasa durgundur. Mensucat lar tevsi olunmakta, normal ça- lışma devam etmektedir. Mallar satılmadığından stoklar artmak- ta, fabrikalar mütemadiyen sto- ka çalıştıklarından bu halin 80- nu endişe doğurmaktadır. İstan- bulda ve diğer vilâyetlerdeki mü essese fabrikaları asgari küdro ile ve bir posta ile çalışmakta, bununla beraber yine vaziyet i- yimser telâkki edilmemektedir. Fabrikaların durumunu yakın- dan bilen ve kısa fasılalarla bu görüşünü tazeliyen Sümer Bank genel müdürlüğü müşkül duru- ma sürüklenmektedir. Yapılan istatistiklere göre harpten evvel ki fiyatlara nazaran en az fiatı yükselmiş olan mallar, Sümer Bankın piyasaya sürdüğü ma- müllerdir. Son zamanlarda bir miktar fiat indirmesi pilmiş, fakat buna rağmen de piyasada bir oynama müşahade - edilme- miştir. Bundan sonra yeniden u- cuzluk beklenmemektedir. Ya- bancı fiatları artmış, dahilde pa muk piyasası 260 kuruştan açıl- mıştır. Yeni yapağı ve pamuk fiatı Üzerinden alınacak ham maddenin mamulünü bugünkü fi- Ata satmak kabil değildir. Henüz Mmevsimin başında bulunmakta- yız. Mevsim ilerledikçe yapağı ve pamuk fiatları yükselecek, du- Tum büsbütün güçleşecektir. Yünlü ihracı hususu incelen- miş, ticari imkânsızlıkların - ve rakip memleketlerdeki ileri sana yiün buna meydan vermiyeceği neticesine varılmıştır. — Sümer Bank genel müdürlüğü, müte - hassıları - vasıtasile — yaptırdığı tetkiklerde, tek çareyi yünlü it- halâtının yasak edilmesinde gör- mektedir. Memleket dahilinde ve bilhassa Sümer Bank depoların- da iki senelik yünlü istihlâkini karşılıyacak kadar stok mevcut olduğu söylenmektedir. Başka bir yol bulunamadığı -taktirde yünlü ithalini yasak etmek, on- dan artacak dövizle ham madde ithaline hız vererek bir ayarla- ma vücude getirmekti. ——— Ticari temaslar Almanya — memleketimizden yağlı tohumlar, bakliyat ve deri ithali için para ayırdığı halde ne yağlı tohum ve ne de bakliyat almamıştır. Ancak; mercimek fi atı son zamanlarda müsait gö- Tüldüğünden — memleketimiz - den 600 ton kadar mal almıştır. Almanlar, nohut, fasulye, keten tohumu ve susam gibi maddeleri başka memleketlerden temin z0- runda kalmıştır. İhracatçılarımı- zan kanaatine göre, ihracat işle- Timiz bu bakımdan çok çetin bir safhada bulunmaktadır. İhracat işleri bambaşka safha lara girmiş bulunmaktadır. Mese lâ; Yunanlılardan sonra Alman- lar da toplu alımı tercih etmekte dirler. Şimdi, Fransızların da ay Di usulü tatbike başladıkları gö- Tülmektedir. Bu memleketler, ih tiyaçlarını, kontenjan ayırmak Süretile tesbit etmekte, ayrılan kontenjanlar ithalâtçı firmalar arasında taksim edilmektedir. Bundan sonra teklifler başlamak ta ve konan müddet Gdahilinde bizden veya diğer memleketler- den istenen mallar için oferto yapılması istenmektedir. Hiç şüp | « hesiz ki, en müsait fiatı bildiren | — hangi memleketse işi toplu ola- rak kapatmaktadır. Bu itibarla dünya piyasaları- ı günü gününe ve yakından ta- kip etmek zarureti vardır. Ayakkabı ıhracı 1 N N ğ Nihayet Büyük Millet Meclisidir! ki, bugünkü imkânları da nazarı iti$ bare alarak indirimi maddedeki hâle ifrağ etmiştir. Maddo hükmü son fıkra istisne' edilirse tamamen açık bir ifade taşı- makta ve bugünkü imkânlar dahis linde kâfi derecede Adil bir ruh ta* #ımaktadır. Bizde halkın 9650 si gün de 1,5 liradan daha az bir gelirle ge- çinen kimselerdir. Yalmız vazır kanan bu hükümde gelirinin muayyen bir kısmını gelir yergisinden muaf tuttuğu mükellef- ler için bir hüküm koymadığı gibi madde sonuna ilâve — edilmiş fıkra bunların muafiyet dışında kalan ge- lirleri tamamının vergiye tâbi tutu- lacağı inl taşımaktadır. H buki geniş ve munsif bir düşünüşle, göçmenler, güzel san'at mensupları gibi kimseler için tanınmış muafiyet- ler onların aagari geçimini sağlamak kasdile değil yerleşme veya ilerleme imkânlarım sağlamak için tanınmış tır. Esas gaye bu olunca istisna had- dini hiç hekaba katmadan istisna had di üstündeki kazancı ilk kazanç o- larak kabul etmek ve kanun hüküm lerini bu mıktara tatbik etmek da - ha dilâne ve gelir vergisi ruhuna daha uygun bir düşünüş olur. Öyle zannediyorumki, kanun hük- münde bir tadil yapılmasa dahi mali kaza içtihadı bu yolda bir karara varacaktır. Madde 33 — 32 nci maddede ya- zılı İndirim hadlerinin tayininde mü kellefin, gelirin elde edildiği takvim yılı başındaki medeni hâli ve alle durümü esastır. Şu kadarki, tak - vim yılı içinde bu durumda mükel- lef Jehine vukua gelen değişiklikler ayrıca nazara alınıı En az geçim indiriminin uygulan- masında her ne Süretle olursa ol- Sun evlilik bağı kalkmış olanlardan: 1 — Çocuğu olmayanlar | nol gru- pa; H ruba; 3 — 2 voya 3 çocuğu olanlar Y NoÜ gurüba 4 — 4 veya 5 çocuğu olanlar 1V: Üncü gürüba; 5 — 5 ten fazla çocuğu olanlar V İncl guruba girerler İkisi de mükellef olan — boşanmış eşlerden her biri hakkında yukarıkl esaslar, nafakasını sağladıkları ço- cuk sayısına göre uygulanıı Yukarıdaki 33 ncü madde evlilikte birer ihtimal olan boşanma, dul kal” ma hallerindi geçim indiriminin mktar ve grupla- Tını tesbit etmiştir. izahına lüzum görmüyorum. vazı kanunun ihmal ettiği bir nok- tayı belirteceğim. Evlil boşan- ma arasında aile hukukumuzda - bir ir çocuğu olanlar V ncl gu En az geçim indirimi - YENİ SABAN. İndirimin hudutları - Büy meo kararile ayrı yaşama halidir. Madde evliliğin kalkmasına çâmil ol düğüna göre ayrılık hâlinde evlilik devam ettiğinden 32 nci madde bü < kümleri baki kalacaktır. Bu hâle nazaran 1 — Çocuklar gelirinden en az ge- çim indirimi yapan yanında kaldığı £ 2 — Çocuklar mukabil tarafta kal miş olmakla beraber - gelirinden en az geçim indirimi yapan tarafından 'takdirde mes'ele yoktur. Fakat her iki taraf çalıştığı tak- dirde vaziyet meçhul kalmaktadır.. Kamaatimco 83 ncü madde hükmü son fıkrası ile birlikte ayrılık bâline teşmil edilmelidir. Madde 34 — Yukarıkl madde sö* zü edilen çocuk tâbiri, — mükellefle birlikte oturan veya mükellef tara- fından bakılan (nafaka vermek su * retile bakılanlar dahil) 18 yaşını ve ya tahsilde olup da 25 yaşını dol durmamış evlâtları Çevlât edinilen « der dahil) Wade eder. Dalmi malüliyote — düçar olduğu resmi bir hastahanenin heyeti sıhhi- yesi raporu İle tevsik olunan muh- taç evlâtlar hakkında yaş haddine | bakılmaz, | Yukarıdaki maddede nazarı dikka- ti bir eksiklik celbetmektedir. Vazn kanun evlât edinilmiş olan- ları çocak tâbiri içine almış olduğu halde, üveyi evlâdı saymamıştır. Malüm olduğu üzere evlât edinme medeni kanunumuzun 258 üncü mad desi ile nesebi aahih çocuğu olma - yan Türk vatandaşına mış bir | haktır. Ve evlât edinen kimseye u- na veya baba vecibelerini tahmil e- | der. Dul bir kadınla evlenmiş — bir erkek; onun eski kocasından (nalfa- | ka, gelir veya yetim maaşı alma- yan) çocuğunu da beraber kahul et- mişse onun hem iaşesi ile mükellef | hem de babalık vecibelerile muvaz- zaf olmuş olur. Vazu kanunun ne sebeple bu ne- vi üvey evlâtları madde şümulü dı- şında birakmak istediğini anlamak zordur. Saniyen maddede — kullanılan (. mükellefle birlikte oturan) tâbiri tat bikatta karışıklıklar meydana geti - rebilir. Müzmin bir hastalığı dolayı: sile uzun müddet bir devlet hasta - banesinde kalan — (meccani bakım kastedilmiştir) veya leyli — meccani bir mektepte okuyan çocuk madde - nin bu ifadesine nazaran en az ge- çim indiriminde çocuk addedilmesi icabedecektir. Halbuki gerek moccani hastahane- li mek de yatan, gerekse ücretsiz | tepte okuyan bir çocuğun maddi Maddenin diğer kısımları sarihtir, 18 yaşını ikmal etmemiş, veya tahsilde olup da 25 yaşını doldur - hâl daha mevcuttur Mustafa Güneş isminde bir tacir | serbest döviz karşılığında Romanya, Bulgaristan ve Filistine ayakkabı ihraç etmek için Ticaret Bakanlığın- dan müsaade istemiştir. Tüccarın teklifi tetkik edilmektedir. ——— — Beyoğlu Beşincı Noterliğine İlân talebinde bulunan: — Galata, Karamıstafa caddesinde — Bosfor. han 4 sayıda İstanbul avukatların dan Sadettin Aksoylu, Hamın konusu:: Kemerburgaz köyünden Fetna - hor köyü yolunun ağzına kadar im tidat eden yolun sağ ve sol'unu ib. tiva eden Hacı Mehmet çiftliğinin. yüzde doksan beş hissesini ma'ik olan eşhasın vekâletlerini haiz bu lunmaktayım, Ve müvekailerim n sıfatı verasetine müteferri veraset ilâmının dahi istihsali derdest bu. lunmaktadır. Ancak yüzde ç nis. betinde ve bu euretle — ekalliyette Kalan hisse sahip'eri çiftlikte otur duklarından bilistifade çiftliğin bir kısım arazisini satmak veya çift. lik namına istikraz yapmak teşeb büsünde bulunduklarını istihbar et tim, Bu eşhasın satış istikraz ve. ya icar gibi yapacakları her hangi bir tasarrufun hüküm ve kıymeti olamıyacağı gibi bu şekilde de a . kit yapanların dahi mutazarrıc o, maları şüphesiz bulunduğundan bu kabil ve gayri kanuni ve yolauz ta sarruftan — dolayı — müsekkillersa gayri menkul — mutasarrıflarını bir hak ve iddla tanınn.yacak:orı nin bilinmesi zımnında dört nüsha olarak tanzim olunan işbu Hâmna, melerden birer nüshalarının Cum- hüriyet ve Yeni Sabah gazetelerile lânının bir. nüshasını — dairenizde hafzi ile Üçüvct nüsha vua bazıa dadesini rica ederim , İşbu ilânname ilân edilmek üze. Te talep veçhile Yenisaba gazete sine tebliğ olunur, Beyoğlu Beşinci Noter vekili Cevat Tibet Haydut Guiliano'nun kadınlar a Sicilya haydudu Guiliano peşinde büyük bir askeri kuvveti işgal eden, İtalya hükümetinin başını derde so: kan, güzetelerde hayatı merakla ta- kip edilen bir adam oldu. Hattâ A. merika üniyersitelileri <O bir katil midir, bir haydut mu, yoksa haksız lıklara karşı isyan eden bir kahra. an mif> mevzuu etrafında umumi münakaşalara girişiyorlar. Henüz yirmi altı yaşında olan bu adamın Sicilya halkı arasında taraf- farları o kadar çoktur ki onu hima- ye ediyorlar ve İtalya hükümetinin gönderdiği orduya karşı onü muha- fazaya çalışıyorlar, Bu genç haydut yüzlerce insan öl dürdüğü halde bu muhabbeti nasıl kazanmıştır ? Mmişinciyi öldürdükten sonra fandarmanın annesine taziyet mok- tubu yazmış ve matemine işt tiğini bildirdikten — sonra ki: demiştir «Sizin cesur ve iyi oğlunuz benim tarafımdan değil, talihi tarafından katledilmiştir. Bu talih beni kendi- #ino karşı müdafaaya mecbür etm tir Bu mektuba 50 bin İtalyan lireti de eklemip ve derin teessürünü tek- rarlamıştır. Sicilya H GE—— ——— İyilik yapmasını seven, fakire, fikaraya yardım eden, köylüye toprak dağıtan kanun dışı adam. mamış veya daimi bir malüliyet do- layısile bir iş tutma veya evlenme b. AAAAARARANA, ;âudu rasında büyük bir itibarı vardır.. Haydut kendi tarafından — olduj Bibi başkaları tarafından yoldan çı- karılmış olan kadınlara, - fakirlere, dul kadınlara, kimsesiz köylülere yardım etmekten çekinmiyor. Mese- lâ evinden çıkarılan ve yersi yurt- #uz kalan bir fakir kadına para yol lüyor; köylülere toprak — dağıtıyor, | borçlu bir biçarenin yatağı başına Bizli bir el vasıtasile para koyuyor, Sicilyanın istiklâli için Trumana | mektup yazdığı gibi İtalyan Parlâ- mentosuna da mümessiller gönderen Guiliano başını getirene 200 bin İ- talyan lirası vüdedildiğini işitince küplere binmiş — Benim başım bu kadarcık mı edermiş? diye bağırmış. Ben Başve- kilin başına iki milyon veriyorum, demiştir. Onun kadınlar nezdinde büyük bir itibarı vardır. Her gün yığınlar- la aşk mektubu alır. Bunun sebobi boylu poslu, dinç, #portmen vücutlu 'e genç oluşu, bazı centilmen hare- ketleridir. Anasının tevkif edildiğini, kendisi yakalanıncaya kadar bıra - kılmıyacağını duyar duymaz: — Medeniyet bu mudur? demi, GELİR VERGiSiNi İKTİBAS HARKI MAHFUZDUR Yazan: Salâhattin Dumlu karneler - Muhtelif yerlerden ücret alanların durumu - Gelir unsurlarının nisbet imkânlarını kaybetmiş evlâtlarla, ev- Jât edinilenler; en az geçim indiri < mini âmir madde hükmünün tatbi - katında çocuk olarak mazarı itibare alınacaklardır. İ Madde 35 — İndirim yalnız alle relsi sıfatı İle vergiye tâbi. tutuları Mükellefler hakkında uygulanır. Maddenin kasdi meydandadır. Me- deni kanuna göre (hususiyetler ha riç) aile reisi erkoktir. Golir vergi” Si kanunumuzla, vergi müvacehesi de aile reisliği (ilerde de temas ede- ceğim üzere) özel bir echemmiyet al- miş. bulunmaktadır. Bir aile içinde (özel bâller hariç Bile yalnız karı kocadır) karı koca ve reşit olmayan çocukların ayrı ay fi gelirleri varsa, bunlardan yalmız Aile roiti indirim yapacak, diğer ge“ lirlerde bu had nazara alınmayacak- tar. . Madde 36 — İndirimden faydaları mak İsteyenler, vergi usul kanunu - 'nun esaslarına göre vergi karnesi almak ve bunu saklamak zorunda - dırlar. Vergi usül kanunu e karne maktan muaf tutulmüş olanlardan karne aranmaz. | Usül kanununun 281 inci maddesi karne almayı $ gürüba ayırmıştı: ya mecbur © 2 — Karne alma raki ihtiyarlarına bı- mış olanlar. 3 — Karne almaktan muaf tutul- muş olanlar. Bu maddenin izahı sırasında hi diseye etraflıca temas edeceğim, Bu- rada yalnır şü kadarını belirtmek isterimki, en az geçim indiriminden istifade etmek isteyenlerden karne almaya mecbur tutulmamış olanlar- la muaf olanlar dışında kalan va tandaşlar vergi usul kanununun 31 nci maddesi 8 ncü fıkrası mü- € sırf bü haklarını kullanabil- mek için lar. Madde 37 — Muhtelif yerlerden ücret alan hizmel — erbabı için in dirim bunlardan yalnız en yüksek olanına uygulanır. Hizmet erbabının Vergi karnesi varsa, indirimin uygu- Janacağı ücret, bu karneyi muhafaza eden iş verenden aldığı Ücrottir. En az geçim için indirim, dar mü- kellofiyete tâbi kimsetere şâmil de - Bildir. Bu madde, hükmi taşıı la beraber bazı ahvalde gelir vergi ile tesis edilmiş adalet mefhumuna aykırı neticeler verir, karne almak zorundadır - essesenin defterini seleri alırsak bunların her müesseseden aldıkları ücret 40 — 50 lira arasındadır. Böyle bir kimsenin madde ifadesine göre aldığı ücret- lerden yalnız bir tanesinde asgari geçim indirimi yapma bakkı vardır. Bu gerçek şahısı 5 çocuklu bir aile | abası kabal edersek kendisine ka- AAAAAAAAAAAA İpekçilik enstitüsünü Üi Ipekçilik Bursa (Hususi muhabirimiz Türk Ozan bildiriyor) — İpek böcekciliği t 've ipekçilik #anayiini sinesinde top- layan Bursa'da, bu sanayiin inkişaf ve islâhında müsbet neticelere vüsıl olmak gayesile 1930 senesinde — bir enstitü kurulmaştu. İpekçiliğimizin daha çok inkişaf ve ıslâhına mâtuf olarak bugüne kadar Bakanlığa ve - rilen müteaddit rapor ve plânların hiç birisinin kabul edilmemiş — veya uyutulmuş olmalarına rağmen, ens- titü kurulduğu andan itibaren uhde- sine işleri başarnağa çalış - Bursa mütekâsif gibi sanayi merkezinde bu enstitüye olan ihti- yaç pek büyüktür. 19 sene evvel ku- rulmuş olan bu müessesenin bugün Ankaraya nakline karar verildiği ha- erle- ko dişe uyandırmış bulun- Zira enstitü bu sanayiin merkez sikletini teşkil eden Bursa için bir lâboratuvardır. Bu lâboratu- | arı yerinden oynatmak ipekçilik ve böcekçiliğin bel kemiğini kırmaktır Bu kadar açık hakikatler karşısın bu sakim kararı alanların hatâla- rını düzeltmeleri bir vazifedir. Öğrenildiğine göre bu kararı Ta- rım Bakanının verdiği iddia edilmek tedir. | Hükümelin senelerdenberi ipekçi - lik sanayiini himayeden uzak dura - rak, memlekette istihsal edilen sun'i ipekten maada döviz mukabili — ha- riçten külliyetli miktarda filoş itbal etmesi yüzünden Türk ipek sanayii- nin yavaş yavaş bir buhrana sürük- lenmekte olduğu şu sıralarda, üzücü ve memleket iktisadiyatını hırpalayıcı bir takım kararlar alması bulranı beri sanayici ri arasında & maktadır. a müstahsille- tücil ve tesri edici mahiyettedir. Bakanlık bundan maada daha bir çok kararlar vermiştir ki, enstitü ile ilgili olmaları itibarile çok mühim- dir, Keşan'da pehl Eylül 949 cuma günü Demokrat Öyle ise ben de rastladığım her hü- kümet memurunu katledeceğim, YKST AĞ TP RRLEE Z İ cx olan güreşlere bütün pehlivi SA aA * k Millet Meclisinin bu mevzudaki geniş görüşi indirim miktarları-İndirim bakımından çocuklar ve çocuk sayılanlar-İndırimden istifade için ulınacık“ l Maliye B. Hesap Uzmanı 9, - Ticari kazanç # T ü yoktarı 10 LA DK Öüdlekün deni akaküii, bü K diğaz bir ifide ile bu gerçek KE visin 840 diralık bir. gelirinin adalet dn vERlE AD Blinde bti v inte edecektir. Halbuki gelir de bu gerçek kişinin bir takvim yılı içindeki gelirini kül olarak mütalâa- yi esas kabul etmiş olması bulundu ğuna göre madde hükmünün bu pren siple tenakus teşkil ettiğine tered - düt edilemez. Kanaatimce ileride bu maddenin gelir vergisi ruhuna uygun şekilde tadili veya tefsiri icabedecektir. Dar mükellefiyete tâbi tutulanla- rın en az geçim indiriminden fay - dalanmamasını âmir son fıkrada ise adaleto aykırı bir hâl yoktur. En az geçim indirimini hülüsa e- dersek gelir vergisine tâbi bütün va- daşların medeni durumlarına ve uk adetlerine göre en az geçi minden hiç te küçüm: bir faide elde edecekleri netice- sine varırız. Devletin bugünkü vari- at sıkıntısı içinde yapmış olduğu Bu fedakârlık cidden takdire gı dir. — ÜÇÜNCÜ KISIM — «Gelir unsurlarının tesbitir — Birinci Bölüm — Ticarl Kazanç Madde 38 — Her türlü ticari - ve sınal faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır. Mâden ve taş ocaklarının İşletilme- sinden ve Coberlik Işlerinden elde e dilen kazançlar da ticari kazanç sa- yılır. Kollektif şirketlerde — ortakların, Adi ve eshamlı komandit şirketlerde komandite'lerin şirket kârından al - dıkları hisseler, şahsi, ticari kazanç hükmündedir. Ticari kazanç, vergi usul kanunu- 'nun hükümlerine ve bilânço ve İşlet- me hesabi esaslarına göre tesbit o- lunur. Gelir vergisi kanununun üçüncü kısmile milli gelirin en mühim men- balarından biri olan ticari ve sına! faaliyetlerden doğan kazançlara ait hükümlero gelmiş bulunuyoruz. — İlk yazılarımda söylediğim gibi, gelir ver gisi kanunu geliri mütalüa ederken ticari ve sınai gelir diye bir tefrik yapmaya lüzum görmemiş ve bun rın her ikisini de ticari gelir nâmı altında toplamış bulunmaktadır. 38 inci madde ilk göze çarpan hüküm kanunun bu movzuu açıklamış, diğer bir tabirle smai geliri de ticari ge - lir i#mi altında cemetmiş bulundu - Zunu belirtmiş olmasıdır. Binaenaleyh bundan sonra kulla - nacağım eticari gelir> tâbiri içinde #ınai gelirin de olduğunu anlamala- rını okuyucularımdan rica edeceğim. (Devamı var) n Ankaraya nakli İpek böcekçiliği ve sanayii Bırf ipek ve ipek böcekciliği üze- 'rinde ihtisas yapmak — üzere devlet l6 Avrupada okutulan ve elde i ihtisas dolayısile beynelmilel böcekçilik kongresinde Türkiyeyi tem sil eden ve münhasiren enstitünün başında 19 senedir hizmet gören mü- dürü bu müessesenin başından narak ihtisası olmayan tavukçuluk enstitüsüne nakletmiş, — tavukçuluk müdürünü de ipekçilik enstitüsüne getirmiştir. Yine bu cümleden ola- rak, Bursa ipekçilik istasyonu mü- dürlüğüne de bir sütçülük mütahas- sısını getirmiştir. Yarın öbür - gün bir orman ve ziraat makineleri “mü- bendisinin bu kabil işler başına ge- tirildiği duyulursa buna şaşmamak lâzamdır. 1917 senesinde yani 32 sene evvel Türkiyenin mecmu koza istihsali 18 milyondu. Bu istihsalin 9 milyonuna Düyunu Umumiye idaresi o zaman- ki imtiyazatı dolayısile tesahüp e- 'der, 9 milyonu da Türkiyeye kahr- 'dı. Bugün iso senelik mecmu istih - salimiz 3 milyon kiloya varmamakta- dir. Bu hal de memleket iktisadi - yatında mühim önemi olan kozacılı- ka karşı gösterilen lâkaydinin bir delilidir. Önümüzdeki seneler Türk ipekçiliği için bir körleşme devresi olacaktır. Bu seno Bursada koza müstahsili- nin durumu pek fecidi. Zavallı müs- tahsil köylü kozanın maliyet fiatını dahi tutturamadı. Koza piyasasında akla gelmedik oyunlar oynandı. Müs tahsil, baris ve insafsıs alıcıların elinde esir kaldı, inledi durdu. Bu hazin durum karşısında za - yallı müstahsile başını çevirip ba - kan olmadı bile.. Ticaret Bakanlığı caatten bihaber, Tarım Bakanlığı dn yalmız enstitüler ve müdürler nak- letmekle meşguldü. Türkozan ivan güreşleri Koşanın meşhur emtla ve hayvan panayırı münasebetiyle 9 t Parti tarafından büyük yağlı Pehlivan güreşleri tertip edilmiştir. Zengin ikramiyeler dağıtıla. anlar davetlidir. İ' IRKPINAR GÜREŞLERİ Yazan: Eski bır pehlivan Arhavutoğlu hamle yapmıyor du. Sadece müdafaa güreşiyl hasmını oyalıyor, bu süretle de tıyordu. Karabelâ her hamlesi boşa gi- dince yeniden bir hamle yapma istiyor, fakat bir türlü hasmını istediği gibi yakalıyamıyordu.. Bu küçük pehlivan elinin altın- da cıva gibi kayıyordu. Hamle- leri boşa gittikçe hücumlarını daha ziyade giddetlendiriyor. ve hamlelerini daha ziyade sıklaş- tırıyordu. Fakat bu ufak pehlivamı bir türlü istediği gibi biçimine geti- Tip yenemiyordu. Hele meydanda yalnız kaldık ları vakıt büsbütün zor bir du- ruma düştü. Çünkü gimdi her - kes kendilerini seyrediyor ve gü Teşin bir an evvel sona ermesi- ni istiyordu. Fakat buna imkân mı vardı? Karabelâ elinin altında civa gi- bi kayan bu pehlivanı bir türlü yakalamıyordu. Ah bir yakalasa.. Şöyle bile- ğinden, yahut kasnağından bir tutsa ne yapacağını biliyordu.. Güreş bu şekilde yarım saat ka dar devam etti. Halk bu işten birşey anlamamıştı. Fakat Ali pehlivanın o zamana kadar yap tığı kaçak güreşi bir yana bı- rakarak birden daldığını ve çift kaparak koca Karabelâyı altına aldığını görünce herkes şaşır - di. Karabelâ zar zor yüzükuyun dönebilmiş ve yüzde yüz sırtüs tü yenilmekten bu şekilde kur- tulabilmişti. Kimse gözüne inanamıyordu.. Bu yumruk kadar pehlivan na- sıl oluyor da kendisinin en az iki misli cüssedeki rakibini bu şekilde kolayca altına alabili - yordu. Sarı Ahmet te bunu görünce gözleri faltaşı gibi açıldı. Aynı Şekilde büyük bir hayret için- de bulunan Koç Yusuf: — Baka be! dedi. Gördün mü senin deste pehlivanı? Karabe- — İyi oldu. Gafil avlandı Ka rabelâ! — Rezil oldu be! Tuu... Abe bunlar oynaş güreş yapmazlar. Ciddi tutarlar be! — Ciddi olur mu usta? Bu A- li pehlivan bana çıkmak cesare- tini gösteremedi be.. — Birşey anlamıyorum Val - lah! Halk ortadaki güreşi hâlâ oy naş zannettiğinden Ali pehliva- nın bu acarlığını, dalışını ve Ka rabelâyı altına alışını hâlâ oy - naş güreş icabı zannediyordu. Hattâ birkaç kişi şöyle ba- Birdi: — Ciddi güreş istiyoruz peh- livanlar! ciddi tutun! — Oynaş güreş istemiyoruz. — Haydı Karabelâ! kalk yer den de vur Ali pehlivanın sırtı- nı yere! — Haydi, Ahmet pehlivanla güreşirken oyun göster! Maskaralık bu be! Karabelâ yere düşünce he- men ayağa kalkmak istedi. Fa- kat Ali pehlivan hemen beline sarıldı ve bir çelme ile kendisi- ni tekrar yüzükuyun yere dü- şürdü. Böyle âdi bir deste peh- livan tarafından bastırılmak Ka rabelânın çok gücüne gitmişti.. Kendisile her gün sabah akşam durmadan alay etmişlerdi. Bu - na karşılık adamcağız bir defa bile ağzını açmış değildi. Hele 3 EYLÜL 1949 / Tefrika No. 99 Az evvel güreşen pehlivanlar; sille, yumruk birbirine giriştiler Koç Yusufa kargı çıkmadığın - dan dolayı neler ve neler söy- lememişlerdi. Halbuki - kendisi yarım saatten fazla güreştiği halde birşey yapamadığına gö - re Koç Yusuftan da üstün bir pehlivan olduğu anlaşılıyordu. Karabelâ tekrar ayağa kalk - mak istedi. Ali pehlivan belin - den tutmuş — kendisini bastır - makta devam ediyordu. O da habire zorluyordu. İşte o zaman — beklenmedik birşey daha oldu. Ali pehlivan birden güreş usulünü değiştir - di. Ve ayağa kalkmak için debe- lenen Karabelânın beline sarıl - dığı gibi ayaklarını yerden kes- ti. Ve bütün çırpınmalarına rağ- men üç adım yürüdükten sonra Karabelâyı bıraktı. Karabelâ mağlüp olmuştu. E- vet, su götürmez bir şekilde ye- nilmişti, Bu, aklın alacağı şey değildi ama, hakikatti. Davul zurnacılar da güreşin bittiğini görünce davul zurnalarını kes- mişlerdi. Ali pehlivan da galibi- yet temennasını çakmıştı. Fakat seyirciler, başta cazgır, hâkem heyeti ve Sarı Ahmet pehlivan olduğu halde o kadar gaşırmış kalmışlardıki, kimse ne alkışlıyor, ne de bir. harekette bulunuyordu. Yalnız Karabelâ geri dönmüş ve Arnavutoğlunun #ol omuzu- na bir yumruk vurmuştu. Ar - navutoğlu da kendisine muka - bele etti. Ve az evvel güreşen pehlivanlar, meydanın ortasın- dan sille, yumruk birbirine gir- diler. Ancak o zaman ortaya yürü- yüp kavgaya tutuşan pehlivan İarı ayırdılar. Halk da ancak © zaman seyrettikleri güreşin bir oynaş güreşi olmayıp cid- di bir güreş olduğunu anladı. Sağdan soldan Karabelâya çatmağa başladılar: — Ayıptır Karabeli — Utanmıyor musun? vurulur mu? — Yazıklar olsun sana be!.. Senin pehlivanlığın bu kadar m? — Pehlivanlıkta yenmek te yenilmek te var. — Çok ayıp Karabelâ! — Burası güreş meydanı mı, cenk meydanı mı? — Aferin Ali pehlivan! — Elinden yenmek gelmeyin- ce işi yumruğa dökmek olur mu? Bu bağıranlar ve Karabelâyı azarlayanlar arasında Pomak Sarı Ahmet en önde bulunu - yordu. Meydana yürüyerek ar- kadaşının elinden tutmuş Hta - detle sürüklüyor, aymı zamlan - da şu sözleri söylüyordu: — Yazık be Karabelâ sana! Rezil ettin bizi be! Hiç yaban- cı bir yerde yumruk kadar a- dama yumruk atmak sana ya - kışır mı be? Karabelâ hiddetinden hünkür hünkür ağlıyordu. Bu kadarcık bir pehlivana yenilmek çok ağı Tına gitmişti. Konuşamıyor, bir Bey söylemiyordu. Onun ne kadar büyük bir te- essilr içinde olduğunu gören Sa rı Ahmet kendisini teselli etmek Tüzumunu duydu: — Abe böyle karı gibi ne ağ larsın be? Hangi pehlivan hâtâ lanmamıştır be? Oldu bir kere işte. Yazık sana! işi kavgaya mı dökmek lâzımdı? Öyle (Devamı Var) A SAĞ SAA Köy Enstitüler Köy enstitüleri — mesunları; içinde bulundukları fena vazi- yeti alâkalılara duyurmak — için bir broşür hasırlamışlardır. Bi- Ze de gönderilen broşürde şöyle denilmektedir: lik köy enstitüleri teşkilatı kurulurken 3808 ve 4274 sayılı kanunlarla bu müesseselerden mezun olan biz öğretmenlere £0 lira ücretle beş nüfuslu bir ai- leyi geçindirebilecek arazi, tar Tım ve sanat araçları verilmesi kararlaştırılmışken bunun tatbi- katında bir takvn mahzur ve ak- saklıkları görüldüğünden ve son- radan da buna ek olarak çıkü- rılan 5129 sayılı kanun gereğin- ce 100 lira ücret verilmesi esa- sı kabul edildi. Bu 100 lira ücre- tin umumi vergilerden başku, içinden yardım. sandığına, mu- | temede, pula v.s. birer miktar | kesildikten sonra elimize ancak | 72-15 lira geçmektedir. | Bir öğretmenin taşıdığı şeref- Ti vazifeye uygun bir tarzda ya- şıyabilmesi için bugünkü aldı. ğumız ücret bize en küçük ümkân ları bile şağlıyamamaktadır. Bu paranın bugünkü şartlar içinde 7-8 nüfuslu bir aileyi geçindi- rebileceği tahmin edilebilir mif> Sekiz sayfa olarak tansim e- kul bağçelerinden ve öğretmen evlerinden de istifade edemedik- lerini belirtmekteler; netice ola- rak kendilerine hakları olan ma- aşın verilmesini ve terfi " hakla- OKUYUCU dilen broşürde, kendilerinin 0- | hC i mezunlarının neşrettikleri temenni broşürü rak verilmesini temenni etmak- tedizler. — İi Tramvay işçilerime bu yıl kömür parası verilmiyecek mi? Bir okuyucumuz yazıyor: «Geçen gün tramvayda — bir konuşmaya kulak misafiri ol dum. İki tramvaycı bu yıl ida- renin kendilerine kömür parası vermiyeceğinden yana yalala şi- kâyet ediyorlardı. Eğer duy- duklarım doğru ise bu cidder. ha zindir. Çünkü idare her y vers mekte olduğu kömür paras'ı taksitle nasıl olsa kesiyordu. İ- darenin nazarı dikkatini celbet- menizi rica ederim.> | — Kutucular caddesi esnatının tememnileci Kutucular Cad. esnafının müşe tereken yazıp imzaladıkları aşa- ğgıdaki temenni mektubunu al- dik: «Bizler Kutucular — vaddesim- de dükkân sahibiyiz. Bu cadde, İstanbul piyasasının bel kemiğie dir, çok fazla miktarda vesa fik nakliye Ve yolcu — geçmekt | Pakat caide senelerdenberi ta- zil görmediğinden yer yer mir büyük çukurlar hasıl olmuştur, Ayni zamanda caddede bir. sü- pürücü olmadığından toz toprak ve kokular hepimizi rahatsız et- mektedir. Yolun tamirl ve bir süpilrücü tayini için alâkalıların rının normal olarak verilmesini çocuk zamlarının da 10 lira ola- mazarı dikkatini celbetmenizi ri- ca ederim.>