Çeviren: Nazım Kemal Nep misatirhanesinin her oda- sı, ayrı bir faciayı saklıyordu Fakat Valetaki, kendini kaba batli hisseden biT adamın Ürkek tavrile gözlerini yere indirdi, O, artık bir mefkufan karısını el- betto ki, selâmliyamazdı. Geçtiğim koridorlarda mila- tehzi ve mütecessin nazarlarla karşilaşıyordum. ı Aradan tam beş gün geçmiş olmasına rağımen ben hilüâ tev- kif edilmemiştim. Fakat vefalı Gostlarımı lekelemek için onlar İa konuşmaktan çekiniyordum. Telefonun çalındığı her defa- Bında, ahizeyi, büyük bir enı şe ve tereddütle elime — alıyor - dum. Zira blütün muhavereleri - mizin kontrol edildiğini biliyor- düm. Bu sefer, telefonda H. Y. Bo ruyordu: — Neye bizi lilg aramaz ol- dunuz? Yoksa başınıza bir felâ- ket mi geldi? 'Tam bu sırada bir tıkırtı du- yuldu. Araya, kontmöl vazifesi- ni gören bir telefonun karıştı - ğ anlaşılıyordu. İhtiyatlı hare- ket ederek cevap verdim: — Hayır, ortada kiç bir şey yok... Sihhatim yerinde... 'Yarın spor kahvesine ge- lebilir misin? — Bvet.. Kendi kendime — düşünüyor - dum: «Kahveye giderken va be ni takip ederlerse! Ya başım derde girerse! Hayır, tehlikeye girmemeliyim!» bununla — bera- ber dayanamayıp spor kahvesi- ne can attım. Bu müthiş ruli efalet ortasında, bir dostla dert doşmek arzusu, beni bu rande- vuya sevketmişti. 'Nep misafirhanesinde Kocam ve ben Moskova'da kaldığımız iki yıl zarfında, sev- gileri korkularına galebe çalan Pek az kimselerle ahbap olabil- dik. Bu hakiki dostlar, kocam tevkif edildikten sonra bile, be- mi bir an olsun, unutmadılar: Onlarla hep birlikte — şehrin bir yerinde - buluşuyor, ve bir daha görüşememek endişesile birbirimizden ayrılıyorduk. Ka- Ta talih, bütün bu zavalhıları pençesine takıp sürükleyecek ve bütün dostlarım, benden önce tevkif edilecekti Bu — suretle ben, serbest bırakılan bir mah - kümun telaşlı azabını sıram ge- Tinceye kadar, tam bir yıl yaşa- yacaktım! Guepeu ağanları, kocamı alıp götürdükten birkaç gün sonra, lüks otelinin sahibi, bana gelip 'Nep misafirhânesine nakledile - ceğimi bildirdi. Nep misafirhanesi, Lüks ote - linin arka tarafına 'düşen, mev- kuf ailelerinin ikametine mah - sus, küçük ve harap bir evdi. Burada bana, Mihailina adında ihtiyar bir kadınla birlikte kal- mak üzere bir tek oda verdiler. Altmış yaşında olan bu kadın, Komintern'in eski Polonyal & zalarından Göreki'nin ablasydı. Gorski, on yıldanberi Moskova- 'Dan bir hapishanesinde mevkuf Bulunuyordu. Mihailina, karde - #ini görmek için tâ Varşova'dan kalkıp buraya gelmişti. Kendi- mi, hayatında siyasetle hiç meş- Bul olmamış bir ev hanımıydı. Kardeşinden bahsederken ba- ma dert yandı: — Moskovada kardeşimi tev- kif etsinler, doğrusu buna al lam ermedi gitti. Zira, o, bu geh- Ti hep altın hülyalarında bes - lerdi! » Gençliğinin en neşeli yıllarını komünist dâvası uğrunda ceza evlerinde geçiren Gorski, hiç böyle bir âkibete uğramalı mıy- di? Mihailina, kardesini hapis - hanede güç belâ ziyaret ettik- ten sonra tekrar memleketine dönmek üzere komintern'den bir. gılaş vizesi iştediğini bana anla- Teftika No. — 3 — | A- büslerim boşa gitti. Nihayet be- | ni bu karanlık deliğe attılar. Nep misafirhanesinin her ©- dası, ayrı bir faclayı saklıyor- du, Anneler, çocuklar, ihtiyar | nineler, hapishaneden h: neye koşarak, bütün — günlerini ya akrabalarını aramakla yahut da eşyalarını satıp onlara para | teniin etmeğe çalışmakla geçiri- yorlandı. eleri- e hhiç bir iş verilmiyı leyin ise, her an tevkif edilip Sibiryaya sürülmek korkusiy- | Je bunalıyorlardı. Bizim pencereden, lüks oteli- nin bir kısmı görünüyordu. Ge- €e yarısından sonra bazı odalar- da elektrikler yanınca derhal vaziyeti kavrardık: ” Guepeü a- jJanları tevkifat yapıyorlar! Ve kalbimiz çarparak, bütün dikka- timizi, uzaktan uzağa akseden gizme seslerine çevirirdik. —Yi- 'ne acaba sıra kimin? Artık hiç birimiz, niçin tevkif edileceğimi- zi kendi kendimize #ormaz ol- muştuk: Zira kör ve zalim bir kaderin, bizi meçhul bir felâke- 'te doğru sürükleyip götürdüğü- mün farkındaydık ! Bu devirde, geniş Rus ülkesin- de mahküm ailelerinin günlük konuşmaları, aşağı yukarı: «Bu gece, ikimin tevkif edildiğini öğ- Tendin mi? Yoldaş X'i hapsottik lerini biliyor musun?» nevinden bir takım sorulardan — ibaretti. Polonyalı bir yoldaşın, tevkifi Sırasında, elde bir tabanca ile kendisini müdafaa maksadiyle Guepeu ağanlarına nasil ateş et- tiğine âair olan tafsilât, bütün ağızlarda dolaşıyordu. Çocukları annelerinin kucağından alıp gö- türürlerken acıklı sahneler ce- reyan ediyordu. Yalnız başları- na kalan bu çocuklar, kara şeh- re götürülüp yerleştiriliyordu. Bir kadın, anne ve babası neza- ret altına alınan yeğenini bu Mmüesseselerden birinde bulmuş- tu. Fakat küçük kız berbat e- dilmişti. Rivayete göre bu mü- ezseselerdeki büyük çocuklar, para ve oyuncaklar sayesinde, diledikleri küçük kızlarla yatıp kalkabiliyorlardı. Moskovadaki aileler, umumi- yetle bir tek oda işgal ettikleri için, çocuklar, tevkifat ve araş- tırmalar sırasında vukua gelen bazı tüyler ürpertici hâdiselere şahit oluyorlardı. — Arkadaşım Hilda'nın dört — yaşındaki kızı Svetlana'nın bana telâşla sordu- ğu gu sualler bugün bile hâlâ kulaklarımda çınlıyor: «Sanki annem neye geceleyin Praga ha reket etti? (Bu aözü annesi, gö- türülürken çocuğunu kandırmak için söylemişti.) Onu niçin adam lar, saçlarından tutup sürükle- ye, sürükleye götürdüler? Onla- Trın anneme verdikleri kâğıdın üstünde neler yazılıydı? Annem gidince, Nania teyzem, neden bu ikadar çok ağlamıştı?» Bir gün Nep misafirhanesınin bir koridorunda mevkuf bir ai- denin çocuğuna rastlamıştım. O- 'a takılıp sordum: — Babanı da tevkif ettiler mi? — Hayır, benim babam tatili geçirmek Üzere — Kafkasyaya gitti. Birkaç hafta önce hapse atı- 'dan Sch. yoldaşın on bir yaşın- daki kızı Söze karıştı: — Ya öyle mi? Baban Kaf- kasyaya gitti demek! Peki ya annen niçin hapishaneye her za- man para gönderiyor? Bu Kaf- kasya 'dediğin, doğrusu, ne mü- kemmel bir diyarmış! Yine bu tarihte, Moskovada, | tarken gözleri doldu: — Müracaatıma aldırış etme- diler, diye inledi. Bütün “teşeb- gu komik fıkra — ağızdan ağıza dolaşıyordu: İspanyol iç harbi sıralarında Akisadam yolda — karşılaşırlar. Bunlardan biri arkadağına s0- Yeni yıl Belediye bütçe hazırlıkları milyon lirayı geçece ) yı geç tahmin ediliyor da Sütbi. Wi 10 Si mart bağı Kino başlunacak olan yeni Bel, ye bütçesi hazılıidarı devam € Mmektedir. Belediyenin muhtelif da ire ve teşekküllerinden istenen m lümat ve masrallar bağktarlığu ve rilmiştir, Bınların yekünü 60 mil. yon Tira kadar tutmaktadır Fakat beleğiye gelirleri bu ka dar tutmiyacağı için taleplerin bir Kismi tenkis sedilecek ve önümüz. deki #enede gelirleriyle masrafları denk olan bir bütçe hazırlanacak fır. Halen tatbik edilmekte — olan deki yıl bütçesinin 4042 Jiraya varacağı tahmnin ediliyor Millt Piyango bugün çekiliyor Müli Piyangonun 18 ağustos çe- bugün saat 18,80 da Ankara apılacaktır. İkramiye — kazanan — numaralar Ankara Radyosuyla bu gece 28 de yayınlanacaktır. Bugün saat 13.80 dan sonra yür Gumuzün hiç bir tarafında bu çe. kilişe ait bilet satışı yapılmıyacak tır, Kadıköy Halkevinde müzik toplantısı Viyanaya gitmek üzere İstanbul Gn bulunan Ankcara Devlet Operası artistlerinden dramatik sobrano Bayan Semiha Berksoy / tarafın - dan 16/8/940 mah günü saat 21 de Kadiköy Halkevinde bir müzik top dantısı yapılacaktır. Elektrik cereyanına kapılarak öld yüpte Camiikebir mahallesinde 7 numaralı tatlıcı dükküninda kalfa Belâhattin dükkünda elektrik tere- yanı teliyle oynarkan cereyana kapı maş ve derhal ölmüştür. Cosedin gö- mülmesine izin verilmiş, hâdise hak- kında tahkikata başlanmıştır. Sarkıntılık yapanlarla mücadele içın zabıta ekipler teşkil etti Sokaklarda ve bihassa — gezme yerlerinde kadınlarla, ailelere sar- kıntılık ederler çoğulmıştır. Şikâ. yetleri mucip olan bu hal üzerine -Emniyet müdürlüğü muhtelif ekip Ter teşkil edörek faaliyete geçir - miştir. Ektpler bilhassa gezme ve #ayfiye yerleriyle plâjlarda çalışa caklar ve sarkıntılık edenleri ya - ikalayacaklardır. Ekipler bilhassa cumartesi ve pa zar günleri takviye cöllecektir. Normal günlerde çalışacak ekip - lerde 70 kadar zabıta memuru va- zite alacaktür, Sağlık Bakanı Eskişehire gidiyor Ankata — Sağlık ve Sosyal Yar dim Bakanı Dr, Kemali Bayezit Seraberinde Bakanlak genci müdür Tzi dle Hekigehirde inpamı tamam. Jarımış olan 60 yataklı verem hi tahanamlala açıış töreninde bulun. mak üzere bugün Eskişehire gide- cektir. istatisfikler toplandı nacak milli gelirler ve milli servet araştırma cemiyeti kongresi ile 5 eylülde Bern'de toplanacak olan is tatistikçiler toplartısına katılmak Üzere Ankaradan hareket etmiştir. Konferans Salt Sadı Dünigmendeâzloğlu, (Büyük 'Türk Milleti'ne sesleniş « ler) adı altında venmekte — olduğu seri konferanslarının ' beşincisini (Türklüğe zararlı 14 türlü kara kuvvet ve onları altedecek prensip ler) konusunda 27/ağrıstos/D49 cu- martesi günü verecektir. Konferans rar; (Devamı Var) yeri özel davetiyelerde bildirilecek tr, BUYUK AŞK ROMANI Yazan : SERVER BEDİ Denize baktıkça büyük bir heyecan — duyüyor. ve kalbi çarpıyordu. — Vildanın o güzel, gahane vücudü gimdi bu su kit- Jesinin hangi noktasında idi? Dibe mi çökmüştü? 'Hangi cere yana kapılarak, 'ne istikamette, 'ne tarafa doğru gidiyordu? Ne- rede ve ne zaman suyun yüzüne Çıkacak veya hangi sahile takı- hp kalacaktı? Pençerenin önünden geri çekil di ve etrafına bakındı. Geçen hafta, şuracıkta Vildanın uza - Bışını ve kendisinin de keman galışını hâtırladı. İşte gimdi göz dleri sulanıyordu. Sedire oturdu we yine bağını avuçlarının içine aldı. Gözlerini yumdu. Ne ga- rip gey! Şimdi bir keman sesi duyuyor gibiydi. Evet, çok us- taca çalınan bir keman! Hemen gözlerini açtı ve başı- ni kaldırdı. Vehim değildi. Ya - kında bir yerden keman sesi ge- liyordu. Komgulardan mı? Yerinden kalktı ve sesin gel- diği tarafa doğru yaklaştı. Son- ra bir şeyden şüphelenerek ha- mam dairesine doğru koştu. O- rası karanlıktı. Soyunma oda - gında durâu, Bvet, pikap bir keman solo çalıyordu. Galiba Davel'in bir eseri. Fakat.. Ohur gey değil... Kim çalıyor bu pi - kapı? Çakmağını yaktı ve titrek a- levin soluk aşığında hamamın içerisine baktı. Şaşırdı. Gözleri- 'e inanamıyordu. 'Kendini tuta- mıyarak haykırdı: — Vildan! Evet Vildan, havuzun yanın- da, çıplak vücudunun — üzerine ince bir siyah tül geçirmiş, el- deri başının üstünde, gözlerini kırpmadan, hareketsiz duruyor- dü. Nejad ışığın gizli komotatö- Tünü aradı ve onu dolabın alt gözünde buldu. Elektrikleri yak ta. Vildan, gimdi daha bariz ve ihtişamlı, ayni vaziyette duru- yordu. Kırpılmıyan gözleri par- Taktı. Yüzünde biraz evvel ge- girdiği zehirlenme krizinin hiç No. 70 bir dzi yoktu. Hepsi rol muy - du? Vildan, şimdi biraz gülümsi- yor gibiydi. Ona baktıkça kanında büyük arzular tutugan Nejad, hemen ceketini çıkarmağa ve boyun ba ğını çözmeğe başladı. Işığı Böndürdü ve Vildi Tu koştu... Bu #efer hiç bir mukavemete rastlamamıştı. Onu — kucakladı ve yazılane odasındaki divana kadar götürdü. Vildan arada bir gılgın kahkahalarla gülüyordu. Onu daha çılgın anlar takip et- &.. Ancak yarım saat sonra ko- nuşabildiler. gat onun yanına uzanmış, 'a doğ saçlarını okguyor, kızramış yü- Züne en taze hatıraların hayreti içinde bakarak Harikasın! Harikasın! di yordu. Vildan gülümsiyor ve cevap vermiyordu. Nejad onun ağzına bir sigara | | Yeni yıl bütçesinin 40 | üzeni bütçe 38 milyon Jinadır, Önümüz- | Başbakanlık istatlatik genel mü | Gürü Şefik Bilkur Londrada topla- | YENİ Bugüne kadar milletin neler lduğunu düşünür -« dil e kul p tarihten, kül - n bah 1 inde toplayan, bir ruh ye nüfus mahgeri olan — millet, neyle, nasil geçinir, bu menaele- hiç dokunmadım. O şüphesiz her Gemiyetten fazla Onun millet için temel me gelelerden biridir: Kügük bir yer parçasına milyonları — sıkıştıran rdon bi m gekline let, başka cemiyetli bütün farklı bir Beç yükselmelidir. ki — yaşayabilsin Bu geçim gekline kesif çiftçilik ve büyük endüstri diyoruz Her merede bir millet kaynaş ması varsa, orada tubiatım bi leğini büken bu iki silâhın işle - meye buşladığını görürüz. Fa - kat gözümüzü yalmız bu silâh - lar Üzerine mıhlarsak aldannbi- Mriz: Büyük endüstri mi mille - ti yapmıştır, millet mi büyük en düstriyi? sorusu yerinde değil - | dir. Millet olmak - için bu güne kadar saydığımız bütün gartlar | dan mahrum bir cemiyette bü- yük endüstri doğamaz. Dişardan doğurulursa bu, o cemiyetin bo yunduruk altına alınması demek tir. Fakat milletliğin bütün gart larını toplayan bir cemiyet ken di gücile ve başka milletlerin yardımile kalkmabilir, kendine lâyık iktisadım yaratabilir. Trenler dama taşı gibi, vata- ni bir baştan bir başa Ördüğü, asfalt yollar sade şehirlere — de- 1, en uzak köylere kadar uzan dığı, çağlayanların verdiği kuv- vet makineleri çevirdiği, geceler göndüze döndüğü, bendlerde bi- riken sular boş ovaları suladığ:, göller kanallarla koskoca step- leri yeşilliğe çevirdiği, bataklık lar kuruduğu, — ovaları besleyen büyük kaynak ekinlerin düşmanı değil, dört bir yana bet çan bir Yer Tanrısı olduğu za- man; şehirliler huzur ve ışı; köylere doğru uzatırken köylü- ler de ambarlarını ve milletin manevi köklerini şehirlere boşalt tığı, vatanın her yanında şehir- den köyü ayıran duvarlar değil, az çok aynı giyim, kuşam, ay'ı hayat standardı kurulduğu za-' man; hastalıkların, tabiat belâla rının, tenbelliğin, yangeldiciliğin, bilgisizliğin, kötü niyetin, hase - din, komşunun kuyusunu kazma- mın, içimize sokulan gaflet ve ni fak zehirinin elbirliğile geçildiği, Zamâh, orada artık olgun ve dip diri bir millet hayatı yaşandığı- mı, Millet iktisadının yaratıldı Bını söylebiliriz. Bu ideal hayat nerededir? | Dört başı mamür böyle bir cen net aramanın mânası yoktur. Şu kadar var ki, her nerede insan - | ların hürlüğü en çok tanılmığsa; hayvan sürüleri gibi zorla çalış tırılacağına, - kişiliklerine lâyık, | birbirinden farklı, birbirini des - tekleyen «teşebbüs> lere gir mişlerse, orada bu hayata yak-| laşmak mümkün olmuştur. Fakat milletler bu hayat ra-| hatlığını arttırmak için kendi | ülkelerini unutup ta başkaları - na saldırmağa kalktıkları zaman | hem onları, hem kendilerini a-| zaba sokan büyük dünya sıtmna - | ları meydana çıkıyor. Eğer her| Millet canavar gibi başkalarına saldıracağına, kendi vatanında hürlüğü kurmaya, bilgili, bilgi çalışkan, tenbel farkıni kal- dırmaya, milleti sürü değil ha- kiki insanlar gibi görmeye ça - lışmığ olsa, bu ideale çabuk e- rilir. Milletin temeli olan — iktisat, hür ve müteşebbis insanların aynı bilgi, aymı çalışkanlık sevi yesine erişmesile elde edilir. O- tuz bin memur, elli bin çiftçi, ©n bin dükkâncı bir araya gelip elbirliği ile bir kooperatif — yı pamazsa milli iktisat — olamaz.. «Ben» lerin üstünde «biz> e yük | iliştirdi, kendisi de 'bir tane ya- karak mırildandı: — Ne sürpriz! Ne Kırk yıl düşünsem bunu tahı ederşezdim! Vildan, o kadar ö rinliğine giriyorsm ki, Beni oradan çikarmak imkânsız gibi bir gey! Ömrüm bunu unutmıyacağım! Daha ya- rim saat evvel, bur ölümüne inanmış olarak ge im müthiş anları ve bir de ondan sonraki... Aman Yarab- etten hâlü — baygin bir haldeyim, Gülme — Vildan! Sen ne yaman bir artistmişsin! O zehirlenme rolünü ne güzel yapıyordun! Aman — Yarubbi! Ne bulunmaz, ne unutulmaz, ne harika, ne anlaşılmaz kadınsın sen! Şimdi anlıyorum: — Çılgın akgamlar, çılgın akgamlar... Fa- kat ben dosdoğru polise gide- cektim. O zaman ne olacaktı? — Gidemezdin ki... — Niçin? 'n doktordan ayrıldıktan 'mra ben gidip bahçe kupısını içeriden kilitledim ve anahtarı aldım. — İDemek sen doktorun gek diğini de gördün. — Takâl! — Hayret, hayret! Nejad gözlerini kapadı. Bir- denbire hatırına Selmin gelmiş- ti. Nerimana verdiği #özü de h: tarladı. Bu #öze sadik kalmamı; tı. Biraz evvel, Vildana kuv mak üzere olduğu anların, sürpriz! n - he- SABAN Sosyolog G (——Yaı selen bir ahlâk terbiyesi ve a - lığkanlığı verilmezse milli ikti- Bat kurulamaz. Müllf iktisadın yaşı, hürlükle seçtiğimiz bu toprakta, ölümde dirimde, gevkimizi — yalnız ona çevirmektir. Onu ayağımıza zin- Cir vüran bir dev'değil, irade - mizle her gün kendisine yeni d ğerler kattığımız büyük k: gibi görmektir. Bir ucuna Rıntı gibi iliştiğimiz — kar bir dağ yığını değil, dan fışkıran bereketl ratış gücümüzü - fıs li bir dost gibi ona Çobanın bu çıplak dağlar benim dir, köylünün bu bataklı derele- re bağlıyım demesine meydan vermiyeceğiz, «Bütün bu bizimdir, biz onunla yuğrulduk. İnsanlığımızı - onunla kazandık.. Razı olmaya hakkın yoktur, Onü sen Beçtin. Yüklerini omuzları - na aldın. Sınırlarda onu sen bek, ledin. Verebileceği bütün feyizle ri istemek, ona yeni değerler, katmak vazifendir. Senin yardı- mına koşmak bizim vazifemiz - dir.» diyeceğiz. Ruhumuz eğer bu dünyada solucan gibi sürünen bütün var ü her yanın- tilsal ve Millet özil an S9 Hilmi Ziya ÜLKEN | efendisi, olmamızdandır, diyeceğiz, Demiyesin ki bu yol herkene açik değildir. Kuruntu sana, 80 nin olmayan yükler altında —- zilmenden geliyor. Medeniyet bir memlekete yol- ları, şimendiferleri, posta telgra: fı, matbaası, kitapları ve gazp - teleri, fabrikaları, fikirl&ri, baa kaları, girketleri, sigortalarile girer. Hele halkın arasına — en bilgisizlerine bile — fotoğraf, gramofon, sinema, telefon, tel - graf, radyo, konser, tiyatro, hoy kel, resim, bale, bar, balo, plâj, dans, hasılı konfor, #ağlık — ve) lüks eşyası halinde nüfuz eder. Ama bunların girmesi yeter mi? Bütün bunların içinde yaşadığı halde, halk yine ceki alışkan - lıkları, eski anlayışları ile sü- rüp gidemez mi? Uzun veya kı- sa böyle bir durumda cemiyetin Tuhu ve maddesi sanki birbirin den tamamen ayrılmış gibidir. Böyle bir hayatta halkın rolü, başkasının icadından faydalan- mak, başkasına ait keşfin yemış lerini yemek, başkasının bilgisi- ne ve değerler dünyasına girme- den yalnızca tekniği içinde ra-. lıklardan bizi ayırıyorsa, bu top| hat yaşamaktan baretae, ibuna Yeni Seçim Kanunu tasarısı matbuata gönderildi İlmi ve teknik komisyonların tetkikine sunulan tasarıyı neşrediyoruz BÖLÜM :1 Seçme ve seçilme ehliyeti Kısım I seçme ehliyeti Madde 5 — 22 yaşını bitiren ka dın, erkek her Türk milletvekili seçme ehliyetini haizdir. Madde 6 — Aşağıda yazılı 0- lanlar seçmen olamazlar: 1 — Kamu hizmetlerinde ya- saklı olanlar, 2 —Kısıtlı olanlar, 3 — İzinsiz olarak ecnebi bir devlet hizmetinde bulunanlâr, 4 — Ecnebi uyrukluğu iddla- sında bulunanlar, Madde 7 — Silâh altında bülu- nan erler, jandarmalar, polisler, subaşlar, askeri memurlar ve as- keri yargıçlar ve askert öğren- ciler seçmenlik haklarını kulla- namazlar. Kısım £ seçilme heyeti Madde B — 30 yaşını bitiren kadın erkek her Türk milletve-, kili seçilebilir. Madde 9 — Aşağıda yazılı o- lanlar milletvekili seçilemezler: 1 — Türkçe okuyup yazma bil miyenler Yubancı devlet resmi hiz- metinde bulunanlar, 3 — Yabancı devlet uyruklu- ğunu ileri sürenler, 4 — Kamu hizmetlerinden ya- ilar, 5 — Kasıtlılar, 6 — Hırsızlık, sahtecilik, do-| landırıcılık, inancı kötüye kul- lanmak ve dolanlı iflâs suçlarız- dan biri ile hüküm giymiş olan- lar, — Müebbet veya- muvakkat ağır hapis, beş seneden fazla ha- pis veya hidemtti ammeden mem nuiyet veya müebbet sürgün ce- zalariyle mahküm olanlar. Madde 10 — Genel, katma ve özel bütçelerle idare edilen dat- relerin maaşlı veya ücretli m3- murları ve he'ediye — başkanları, | İSandık seçim çevrelerinin tesbiti Madde 13 — İl ve İlçe merkez- | İcesi en yüksek yargıcın başkanlı- İğında biri Genel Meclis başkanı- jnın tensip edeceği Genel Meclis — No. 3 — ve il ve üçelerseki en büyük ide- ro ve sabıta âmic'eri — müftüler, yargıçlar, vumhurivet savcıları ayılldıklurı tarihten It baren bir yıl geçmedikçe.son vazife gördük leri yer seçim çevresinden mil-| letvekili seçilemezler. Madde 11 — Kara, deniz, ha- va ve jandarma sınıflarına men- sup subaylarla askeri memur ve. askeri yargıçlardan çekilme hak- kını kazanmış olanlar 60 nci maddede gösterilen aday beyan- name ve listelerini takdim süre- sinden önce çekilmiş veya emek- liliğe ayrılmış olmadıkça millet- vekili seçilemezler. Madde 12 — Yedek şubayların kısmi veya genel milletvekili se- çimi sıralarında gerek talim ve manevra 'cin, gerekse harb seh:- biyle silâh altına çağırılmış, or- duda hizmet almış bulunmaları milletvekili — seçili cüine engel olmaz. BÖLÜM:2 lerinde derecesi en yüksek Sulh Yargıcının ve müstakil Sulh Yar gıcı bulunmadığı: takdirde dere- üyesinden ve diğeri Belediye Baş kanının tensip edeci Meclisi Üyesinden ti bir « Sandık Seçim çevresi tesbit kurulu» kurülür. Mazereti sebe- biyle kurula devam edemiyenlerin .yerine bir diğerinin gönderilmesi Kurul başkanı tarafından ilgili makamlardan istenir. Madde 14 — Bu kurul resmi makamlardan lüzumlu malümatı alarak, seçmenlerin oylarını bir gün içinde kullanabilmelerini sağ lamak amacıyle say-sı bin seçme- seçime başlanacağının İçişleri Bakanlığınca ilânından İtibaren üç gün içinde çekilmiş olmadikç « ———iirrrihirislük nnn deften başka her şeyi unuttu- ran heyecânı içinde Selmini hiç düşünmemişti. Onu neden Bon- ra, ancak şimdi — hatırlıyordu; gimdi kendisini Vildana o kadar yyakın ve arada cinsi münasebe- tin birdenbire tazelediği alâkayı © kadar kuvvetli buluyordu ki, Selmini düşünmek'ona — ıztırap verdi. Kıza 'acıdı ve gaşırdı. Vildan onun, ne düşündüğü- nü sezmiş gibi: — Selmini hiç sormuyorsun! dedi. Nejad itiraf etti: — Şimdi onu düşünüyordum. Hastalığı ne safhada? Şok iyi. Kan dindi. Ateşl yok. İştahi açıldı. Neşesi ye- rinde, Karar verdim, onu İsviç- reye göndereceğim, İsviçreye mi? Niçin? Ma- demki iyileşti? — Bu hastalıikta iyilik belli olmaz. Esaslı bir tedavi görsün. Bizim sanatoryomlarımızda ol maz bu. Olsa da yer bulunmuz, — Kendisi istiyor mu? — İster mi hiç? — Niçin? — Bunu gen sorma, Nejad. Nejad sustu. Vildan parmakdarını onun da- ğınık saçlarına daldırarak dedi ki — Çok düşündüm, Bn iyi ça- ve bu. O İsviçreye gider, kalır. Sonra döner, kendisine bıraka- servetle istediği gibi ya- Gözüm arkada kalmıyacak. İni geçmemek üzere sandık seçim çevresini tösbit ve karar altına alır. Bu kararlarda sandık seçim Projemizi rahat rahat tatbik e- deceğiz, Nejad. Nejad yan gözle ona bakarak sordu Yine mi proj - Tabil. Hem de pek yakında harekete karar verdim, — Yalnız mı? Hayır, Nejad, seninle, Gö- rsun Kİ artık sana sımsıkı am, Sensiz hiç bir düşün- ok. Teşekkür ederim, Ben de Fakat Hiç münakaşa etme. Anladım, Bir imkân mese- lesi varsa — Olamaz. Bütün hayatımız baştan başa değişecek. — Artık imkân falan düşünemezsin. Hiç bir mâni yok, bekârsın. Ablan sana muhtaç değil. Kimsen yok. Ne söylersen bahane olur, Tu- | hum, — Bahane değil, 'ben işlerimi tasfiyeye mecburum. Bir çok ta- ahhütlerim var. Bunları yapma Gan Tül; bağlı cera öyle, Bırak, bırak... 'Ne taahhüt- | leri?... İcabederse tazminat da veririz. Bu gibi işlerde para her meseleyi halletmez mi? Her zaman değil. — Hayır, Israr etme. Müna- kaya etme. — Sen asrar — ediyorsun, Tu- hum,.. e milli iktisat denemez. Halk kendi başına, kendi te- şebbüsti İle kooperatifini kurma- Jıkça, elbirliği ile belediyesiri düzeltmeye savaşmadıkça, her köşede çeşit çegit beliren 1hti - çlarını #ağlayacak tedbirler almadıkça, vatanın her bucağı bir davranış (tegebbls) ve ya- ratış çevresine dönmedikçe, “bu yüzden değişmelerle milletin mo dern tekniği kavradığı söylene- bilir mi? Bu yola yalnız müto - gebbis adam terbiyesi ve Batı kültürünü temelinden kavraya - cak metod bilgisi ile girilebili Milli iktisat milletin yarattı- Bi iktisattır. Yalnız o vakit mül letin maddesile 'mânası arasın da tam bir kaynaşma vardir ve orada hiç bir şey yama değildir. Her şey milletten fışkırmış — ve bütün — değerlerin temeli — olan vatanda yemişlerini vermiştir. Böyle bir yerde gafillik, hattâ münafıklık çok zordur.. İnsaa, hakiki bir milli hayat içinde tabiatın kölesi değil, efendisi ol- duğu için, kimse kimseyi çiğne- yemez. «Çiğnenmek» sözü yalnız. hür kigiliğin kayboiduğu yerler için doğrudur. Böyle bir Çiğne- nişe nslâ meydan ve meyen m: detlerdir ki, kendi - kültürlerini, keondi iktisatlarını, kendi teknik lerini yaratahilirler; ve o zaman onlara rüşdünü kazanmış millet denebilir. Hilmi Ziya ÜLKEN gevresinin sınırları ve hangi köy, Mahalle ve sokakları kismen veya tamamen içine aldıkları ve isimle- veya numaraları açıkça belirti- |lir ve gazete ile gazete olmıyan İyerlerde mutad vasıtalarla —İlân folunur. Şu kadar ki Üç yüz Beç: İmeni olan köylerin behemahal bir sandık seçim çevresi olarak kabu- lü ve birden fazla köyleri içine almak suretiyle kurulacak seçim gevrelerinde bu çevre içine alan köylerin çevre merkezinden sekiz kilometreden fazla uzaklıkta ol - maması mecburidir. Madde 15 — Kurul kararlarına karşı her vatandaş veya siyasi partiler İl merkezindeki Asliye Hukuk mahkemesine on gün için de itiraz edebilir. Mahkeme de on gün içinde işi bir karara bağlar. Mahkemenin kararı kesindir. Madde 16 — Bu suretle kesinle gen sandık seçim çevreleri, kurul tarafından İl ve İlçe seçmen sicil memurluklarına bildirilir ve ilân olunur. Madde 17 — Kesinleşen seçim İçevreleri üzerinde dört sene müd- detle değişiklik yapılamaz. Bu müddetten sonra bir değişiklik İyapılması hakkındaki istekler ku İrulca incelenir ve iktiza ederse yukarıki esaslar dairesinde deği- şiklikler yapılır ve bu değişiklik- ler de ilâ edilir, Ve ilgili seçmen sicil memuruna bildirilir. Madde 18 — Sandik seçim çev- releri oy verme gününden üç gün evvel gazete olan yerlerde gaze- te ile, olmıyan yerlerde mutat va- sıtalarla yeniden ilân edilmek 19 — Türkiye Büyük clisi Anayasars ile be- lirtilen seçim dönemini tamamla- (yacağı yıl Temmuz ayının 21 inci Bünü ve seçimin yenilenmesine Anayasanın 25'inci maddesine gö- re karar verilen hallerde karar| verildiğinin 7 inci günü seçim mu amelelerine başlanır. Bu cihet İçişleri Bakanlığınca resmi gazete ile ilân ve İllere teb liğ olunur. 'Madde: 20 — Ara seçimlerine her yil Termuz ayınm 21'inde |başlanır. Bu takdirde keyfiyet İç işleri Bakanlığınca resmi gazete Jile ilân ve ilgili İNere tebliğ olu- nur, BÖLÜM: Seçmen Sicilleri Kısım 1 seçmen İistelerinin tanzimi Madde: 21 — Seçme ehliyetine ahip olan her vatandaş ikâmet ttiği yerin seçmen siciline kay - dolunu! Madde: daimi olup her İl merkezinde İlinin ve her ilçe merkezinde Ka; |makamın vazifelendirileceği Nü - fus Müdürü ve memurları tarafın | dan düzenlenir Madde: 23 — Seçmen sicilleri aşağıdaki şekilde düzenlenir: Bu kanuna ilişik (1) No.lı örnek |veçhile hazırlanan matbu beyanna melerden ve yine bu kanuna ili- gik (2) numaralı veçhile hazırla- nan listelerden il seçim listesi saç men adedine yetecek miktarda iç gleri Bakanlığınca bastırılarak illere gönderilir. Bu beyanname - ler ve listeler sıra numarası al- mak suretiyle bastırılır. — Valiler bu liste ve beyannameleri alınca merkez ilçesi de dahil olduğu hal de her ilçedeki seçme hakkını ha- 4 (Dovamı Var) iz kimselerin listelerinin yapılma- | sını Kaymakamlarla İl merkezin- (Devamı 4 üncü sayfadı 15 AĞUSTOS 1949 Resmi daiveler arasında anlaşmazlık'ar paratör General Cemli Topuz- Ju asıl mesleğinde parlak ba. garılar kazanmış bir. adam — olduğu Bİbİ Türkiyode modern Bolediyecil Rin de kurucusudür; İstanbulda Ilk olarak Avrupa tarzı parkları ve İi varları o moydana getirmişti. Sayın Bay Hıfzı Nalbandoğlu bas İna göndermek fütfunda — bulunduku bir mektubunda yunları yazıyor : «1012 do operatör Cemli Paşk de- İtanbul Şehremini İdi. O sırada Lond. İraya gittim, «Hayd Park> 1 gezip Bgörünce derin bir üzüntü duytuma «ilgin bizde de park yok?> dedim. Bütün nüşem Kaçmıştı. Şehre dön. İdüğüm zaman bir. döstüm datanbule (dan gölen «Babah> gazötesini, <oku'la İdiye verdi. İik sayfada Barayburnu (Gülhano) parkının açıldığı *eborini ve Cemll Paşanın açış nutkunu gö İrünco üzüntüm geçti ve neşelendim. İHemen Cemli Paşaya bir tabrik mek dubu yazdım. Bir ay sonra İzmire dönerken İstanbuldan geçim ve Ce ll Paşanın ziyaratine gittim. Vas Kİt öğleye yakındı; beni Tokatiiyana Bötürdü, beraber yemek yedik. “Bu aralık bolodiye meselelerinden komaş- tük, Dedi kir «İstanbulun imar plâ- 'nını yaptırdım; fakat büyük zorluk- darla karşılaşıyorum. Alemdar caddee sine açtırdığım park kapısından do. Jayı ecki eserleri koruma cemiyeti relsi İhtifalsi Ziya beyin hücumi 'a maruz kaldım. Şimdi de o cadde- deki Mmazarlığı İstikamete almak kas zarını verdim; Evkaf Nazırı Hayrl Bey 25000 altın dira İstiyor.> Camwil 'aşaya dedim ki: «Kondisine mezar. için dilediği parayı/ hazırladı nazı bildirinizle. Paşa cevap — verdik <Nasıl verebilirim? Gen böyle tesie hüde girememi> Ona şöyle dedim: inde srar ederse üç — mistinl üdemeğe mecbur olur. Kanuna göre yolun genişlettirilmesi size — seratise almak hakkını werir. / Encümen ve belediye meclisi karariyle 75090 Tara şerefiye takdir buyurursunuz ; KU Püe Tayı wermemek. için talebinden vaz. geçmek zorunda kalır.» Paşa imeme nun oldu: eBir mesole daha vari> dedi. <Nedir?> dedim. Anlatlı: «Köp Yü başında Aziziye karakolunun ve Havyar hanının bulundukları vadüce yi de genişletmek İâzım; çünkü çok dar. Havhar hanı konsolid oynanan yerdir, maliyenindir, kesilscek ki- sım için 30.000 altın istiyor.> Ona de- dim kiz «Bunun da kolayı var, hanı tamamiyle istimlâk edersiniz, ka'an yerlere dükkânlar yaptırırsınız, — üç misli bedelle Satarsınız, yahut bele- diye İçin akar yaparsınız. Buna da İhtifalol Ziya karışmaz ya. Bizde resmi daireler — arasındakl anlaşmazlıklar Gtedenberi birçok iş- deri aksatır; cumhuriyet devrince bi. misatleri var. Meselâ daha geçen- lerde Amerikadan satm alınan Trab zon vapurunun yedek — parçalarını, Bümrük idaresi bir ambara dotdurup mühürlemiş. Gemi İstinyede —tadil edilmiş; silindirlerden birinin değişe tirilmesi lâzım gelmiş; fakat mühür. ü ambarda imiş. — Formaliteler İke mal edilemediğinden mühürler kab dırılamamış; gemi, sefere çıkamıyor. muş. Halbuki büyle işler başka mem. leketlerde İki dalre müdürlerin'n te- lefon konuşmalariyle derhal noticeye bağlanır. Görülüyor KI 37 senedene beri zihniyet değişmemiştir. Koordi- 'nasyon olmıyan yörlerde İşler daima aksar. Kadircan KAFLI Gelir vergisi Defterdarlık tatb kalla kolaylık için bir büro açıyor Gelir vergisinin tatbikini kolay- laştırmak için Defterdarlıkta Şim. diden geniş hazırlıklar yapılmak- tadır, Defterdarlık her geyden evval bu verginin tabiki ile uğraşak olan memurların bu mevzu da ol - gunlaşmaları meselesine ehemmi. yet vermiş ve bunun için Eminö- ü Halkevinde kuralar tertip et - miştir, Kurslar haftada üç gün, sa at 2,80 e 6 arasarda olmakta ve bu kursa hesap, uzmanları, şube gefleri gibi yüksek dereceli memur dar devam etmektedir. Kursun ça gğmaları sona erdikten sonca Akvi- ci bir kura açılacak bu kursa da di ğer maliye memurları devam ede. ceklerdir, Defterdarlıkta bir de ranseny « man (izahat) bürosu kurulması düşünülmektedir, Yüksek dereceli bir memurun idaresinde buluna « cak olan Büro, gelir vergisinin tat. bilcinde hasıl olacak tereddütleri iza le ile vazifelendirilecek ve mükeller ler her türlü tereddütler için — bu büroya başvuracaklardır, Müsaade edilmiyen italya seyahatı Yarın saat 15 de Teknik Ünivers site Talobe Birliği lokalinde, Maliyo Bakanlığınca dövis verilmediği için geri kalan İtalya soyahati etrafında bir toplantı yapılacaktır. Bu maksate la Talebe Birliği tarafından yayınla. nan bir boyannamedo, İtalyı dacak seyahatin karşılıklı İtalyan talobelerinin do binnenüleyk çıkacak ucağı, memleketi. mizoe gelecekleri dön bu surotle tekrar mamleketo gireceği bilindiği haldı saade edilmemesinin gele a orulmektedı Bir eroincı yakalandı ilihamam önün- Küçükpazarda Ç do aabıkalı olduğu #öylenen Sürtli Aldullah, ercin satarkun suçüslü ya- Alan ve satau hakkında lanmaştır. takibala başlanmışlır.