Fakat bir gün olsun bunu aklından Biraz önce Kahrs telefon etti; Berlinde asayişin hüküm sürdü- Hönü, Gecbbel, grskda tertiba almış olduğunu bildirdi. Di - ter taraftan, orta yerde, Himm- r'in geniş bir selâhiyetle baş- kente döndüğü rivayetleri dola- gıyor. Hattâ onun ordu baş ko - Mutanlığına tayin edileceğini söyleyenler bile var. Güya Ke- itel azledilip malyeti - erkânile Birlikte hapse atılmış. Stauffen- berg allesi, hiç bir iz bırakma- dan sırra kadem basmış.. Bu ne acıklı bir durum Allahım!.. Bu sefer hepimiz, Üzerimizden geçen ölümün — soğuk nefesini hissettik. Eğer suikast muvaf- fak olsaydı, halimiz neye varır, dı? Kimbilir, belki de, hepimizi kurşuna dizerlerdi! Bu müessif hâdiseye İntelli - gence Service'in sebep olduğunu İddia edenler: var. Hitler bunu, müttefiklerin zaafına ait yegâ- ne delil olarak sayıyor. Filha - kika onlar, muztar bir vaziyet- 'te kalmasalardı hiç böyle çare- lere baş vururlar mıydı? Bu her halde İngilizlerin harbi kazan - mak uğrunda giriştikleri son bir. teşebbüs olacak!.. Bugünün heyecanı yüzünden || hepimiz yorgun düşmüştük. Bu- 'nunla beraber birbirimizden ay- rılmak istemiyorduk. Hele ev sa- hibesi, benim gitmeme aslâ razı olmuyordu. Hülâsa hepimiz, bu sevimli ve tarafsız İsveç ailesi- nin nezdinde kalmayı tercih e- diyorduk. Esser ve G. geniş sa- londa kendilerine yatacak bir yer hazırladılar, bana Stokholm da bulunan evin genç kızının o- dasını verdiler. Yatağa uzanın ca, koynumdan Adolf'un telgra fını çıkardım ve onu tekrar tek rar okudum. On yıldanberi, ilk defa olarak, dua etmek ihtiyacını duyuyor- dum. Ama kendimi toplayama- yyacak kadar bitkin ve yorgun- düm. Avucumun içinde Adolf'- un telgrafi olduğu halde uyu- yakaldım... Eva Braun'un — ehâtıralar» 1 burada sona eriyor. Hitler'in ka rışık cinsi temayüllerine vücu- dunun bütün mahremiyetini açık tutan bu şehvet düşkünü kadın, hiç bir tarihi kayguya kapılma- dan, ölçüsüzlüğü kendisine reh- ber edinmiş bir diktatörün hu- susi hayatını gözlerimizin önü 'ne sermiş bulunuyor. Ancak E- va'nın çhâtıralar» mın dışında, ele geçirilmiş birkaç mektup daha var, Hitler'in muhtelif za- manlarda ona göndermiş olduğu bu mektuplarda, aşırı bir ten hazzı içinde çırpınan büyüklük Manisine mübtelâ bir adamla karşılaşıyoruz.. Bu mektupları tercüme etmekten kendimizi a- Tamadık: 81 Ekim 1941: Küçük kız, Cana yakın ürkeklik halinin ve çocukca teslimiyetinin yine esiri olmağa başladım. Bunu sana itiraf etmek ihtiyacını du- yuyorum. Sen, muhakkak ki, be Dim en iyi eşimsin! Şimdiye ka- dar hiç bir kadın, senin bana verdiğin zevki ve neş'eyi verme- di. Zannetmiyorum ki, dünyada sen kadar temellük hissimi kam çılayan bir kadın bulunsun! Adolf 5 Mayıs 1942, Sevgilim, Dün bana ettiğin itirafa te- gekkür ederim. Söylediğin şey- lerin bende niçin karışık bir in- tiba bıraktığını sana anlatmak istiyorum. Senin pek tabil bir gekilde karşıladığın bir hâdise, benim nazarımda muazzam bir mes'uliyet ifade ediyor. Bu ge- ce karar verdim; bu mes'uliyeti seve seve kabul edeceğim. Şim- di artık sen, her zamandan da- ha çok, omuzlarıma yüklendiğim Mmes'uliyetler bütününe katılmış sayılırsın. Ve şunu unutma ki, Benin bundan böyle Avrupada Çeviren Nâzım Kemal çıkarma ha mühim bir takım vazifelerin yar. Bana cevap vermeğe kalkma! fakat bir an olsun bunu aklın- dan çıkarma.. Adolf. Tarihsizt Sevgilim, Bana hemen her gün yolladı- fın mektuplara acele cevap 1s- tiyorsun, Bu kadar Babırsız ol- ma vo beni tehdide kalkma! Bun dan böyle bana mektup yazma- yacağını söylüyorsun. Beni en- dişelerinden haberdar etmenin, senin için bir ihtiyaç olduğunu bilmiyor değilim. Ama buna kar gilık benim kaygularımı paylaş- mana imkân yok. Zira ben, bü- tün dünya İçin değilse bile, en aşağı, bütün bir millet nâmına, | hattâ bütün bir kıt'a nâmma düşünüyorum! Senin yanında bulunduğum zaman İse bunları unutmağa çalışıyorum. Ama sen den uzak kalınca, vazifem, bir an olsun aklımdan — çıkmıyor.. Böyle olmasaydı sevgilim, arz milyonlarca Iİnsanın ayaklarile titrerdi. Basit bir lisanla yazdı ğın çocukca fikirlerini bana bil dirmende bir mahzur görmüyo- rum. Ancak, benden ayni şekil- de bir mukabele bekleme! Sihha timin nasıl olduğunu soruyor - Bun. Cenabı Hakkın, — vazifemi yapmağa sevkettiği mıntakalar da, ne iyiliği ne de kötülüğü hissetmeğe imkân var. Yaşıyo- rum, işte bu kadarı kâfi. Zira ben «mutlak bir kavram» nev- inden bir varlığım! Adolf Tarihsiz, Küçük kız, 'Yarın uçakla yanıma gelmeni istiyorum. Bazı geceler, harikul Ade korkunç fikirler zihnimi kur calıyor. Sebebini bilmediğim bir sıkıntı, kalbimi avucunda sıkı- yor. Gel, çabuk gel! (Âmha edilecek) A Son Verem pavyonunda 2 Sağlık Müdürü Dr. Faik Yar. gicı, dün Birleşmiş Mületler Sağ- hk teşkilâtının Ortaşark mümes - sili Dr. Vine ile birlikte, Haydarpa şa Verem pavyonunu ve Erenköy Sanatoryomunu gezmişlerdir. Sayım kursu 12 ağustosta Vilâyet Tarım Mü- dürlüğünde iki gün devam edecek) köy zirak sayımı kurs1 açılacak . tır. Kursu idare etmek Üzere Ta - rım Bakanlığı cnütehassıslarından Hacağ Bizden yarın gehrimlze gele ir, Antalya Valisi Antalya Valiliğine tayin — edilen İsmall Hakkı Baykal, dün saat 17 (de Aksu vapuru ile Antalyaya mü. teveccihen şehrimizden — ayrılmış - tır, İsmall Hakkı Baykal'ı vali ve Belediye rels muavinleri, yeni emni yet müdürü ve emniyet şube mü - dürleri uğurlamışlardır. Çamur gemileri Bayındırlık Bakanlığı görülen 1ü zum Üzerine çamur gemileri inşa ettirmek istemektedir. Bakanlık bu | hususta Denizyolları umum müldür | Hüğü ile temas halinde bulunmak. tadır. Denizyolları umum müdür - düğü ise bu teklifi tetkik etmekte. dir. | Mahruat ihtiyaçı | Dün sabah 11 de Liman Lokan- tasında Orman Bölge müdürü, Be| lediye İktisad Müdürü ve Orman iş letmeleri şeflerinin iştirâkile yapı. | lan bir toplantıda İstanbulun mah Tukat ihtiyacı üzerinde durulmuş- tur, Şehrin mahrukat — sıkıntisi çekmemesi için İstanbula bol mik. tarda odun ve kömür getirilmesi hu susunda Belediye Orman idarcsile mutabik kalmıştır, Dünkü kontrollar Dün Belediyece 316 yer kontrol edilmiştir. Kontroller naticosinda 29 lesnaf Daimi Encümen kararlarına; 6 esnaf da Milli Korunma Kanunu- 'na muhalefetten dolayı cezalandı . Bi Töprak Ofi iki milyoluk zarar peşinde Balıkçılar cemiyeti rcisi, ba- lıkçılara ayrılan 500 bin lira münasebetile diyor ki: «Tica- ret Bakanı kesesinden sokağa beş kuruş atar mı?» Ticaret — Bakanlığının — balıkçılığı kalkındırmak ve Marshall plânından görülecek yardımdan faydalandırıl- mak üzere çalışmaz halde bulunan İs tanbul Balıkçılar — kooporatifine 500 bin lira ayırdığını ye bu işe Toprak Ofisin memur edildiğini dün yazmış- ik. Bu hususta malâmatına müra- vaat ettiğimiz Tatanbul balıkçılar miyeti roini Yusuf Yarar şanları & «— Balıkçılığı kalkındırmak, balık çılıkta muvaffak olamıyanlara <alın Şunları da harcayın> demek değil- dir. Hiç kimse bu memleketin para- sını bol kesedan harcayamaz. Biz, Ce mil Sait Barlas'a hor şeyi anlattık. O da makul hareket etti ve 500 bin lirayı sokağa fırlatıp atmadı. Yeni yekille tomas edemeden gördük ki bu paranın tahsisl yapılmıştır. Fakat a- caba Ticaret Bakanımız - keselerin- den sokağa bep kuruş fırlatıp atar- lar mif Nasıl oluyor da 500 bin Jira uçsuz bucakmıa denizlerin derinlikle- rino boca ediliveriliyor? Cidden içten acı duymaktayız.> Toprak Ofise, bundan — başka et tanzim satışı işi de verilmiştir. Bilin diği gibi geçen sene Ticaret Ofisi bu işten büyük zararla çıkmıştır. Fakat rakam> verilmekle beraber bu zara- rın bir buçuk milyon lira olduğu söy lenmektedir. Halbuki hakikatte za- rar çok daha fazladır. Çünkü, et fi- yatları yükselince okullar, birlikler, askeri toşokküller, hastahaneler, hü- met müeasoseleri her seno müte- ahhitlere verdikleri et — parasından içok daha fazlasını ödemeğe mecbur tutulmuşlardır. Ayni iş busane de yapılacak, yâni ayni zarar tekrarlanacaktır; — Zira, ortada bu kanaati değiştirecek ima- te yoktur. Balıkçılar kooperatifine de harcanacak 500 bin lira ile bera- ber önümüzdeki sene Toprak Ofisi iki milyon liralık bir zarara hazır bulunduruyoruz demektir. İlgililerin ifadelerine göre Ofis, bu sararı pok kolayca, buğday fiyatına bir kaç ku- ruş ilâve etmek suretile çıkarabile- sek durumdadır. Demok ki bütün za rar yine milletin sırtına çullandırıla- zaktır. Harice gidecek fuzuli dövizler Ekim ayında İstanbulda açılacak sanayi sergisi için Mısırdan büyük bir sirk, Viyanadan bir Luna Park getirileceğini yazmıştık. Het iki: n henüz müsaade — alınmamıştı Yalmız, Maliye Bakanı geçen hafta- ki basın toplantısında döviz darlığın 'dan bahsetmiş ve «Dövizsiz kaldığı» mız gün altınlarımızı bozdurup buğ- day ithal edeceğiz> demişti. barla harico çok fazla bir dövizin tmesine sebep olacak sirk ve Duna Parkın getirilmesi biraz güç ve müş kül olacaktır. Diğer taraftan Ticaret iğının hakikaten bir döviz dar de bulunduğu ve gün geçt çe bu darlığın arttığı bir hakikattir. Haziran ayında ithalât için tahsis e- dilmesi icap eden döviz, henüz Tica ret Bakanlığından . çıkarılamamıştır. D. P. linin duruşması Eminönü ilçe idare — kurulundan Ferid Bilenin, Diyarbakırda, devlet başkanına saygısızlık Ve — mevcud nizamı aleyhine D.P. propagandası pmak suçündan mevkufen yar - lanmasına Diyarbakır mahkeme. gün sonra başlanacaktır Ferid Bilenin müdafaasını il başka 'nı Esad Çağa ve Eminönü D.P, Baş kanı Avukat Fikret " Karakoyunlu Jmüdafaa edeceklerdir, llkokul sersisi İstanbul İlkokulları el işleri ser. gisi bugün saat 16 da Beşiktaş Bar boros okulunda Vali tarafından a. çılacaktır, Açılış töreninde, bugün Bursadan dönecek olan — Kıbrıslı Türk öğretmenler de hazır buluna.- caktır. Saat 17 de Vali Dr. Kırdar, Öğ retmenlere Yıldızdaki Majta köş - yaşayan bütün kadınlardan da- ÇILGI rılmışlardır. N ikünde bir çay ziyafeti verecektir. BUYUK AŞK ROMANI Yazan: SERVER BEDI — Vallahi bilmiyorum. Vil - dandan bir tek aşk mektubu al- madığım gibi bana ilânı aşk et- tiğini de görmedim. — Vildan gibi mağrur kadın ilânı aşk eder mi? — Öyleyse, benim bile anla- madığım bir geyi sen nereden anladın? Nazire koltuğa daha rahat o- turdu ve iyice yerleşti: — Hizmetçiye söyle, dedi, kah vem çok gşekerli olsun, Üç ge- ker koysun. Nejad mutfağa gidip geldik- ten sonra Nazire dedi ki: — Yavrum, sen bu ailenin i- çine bir fırtına gibi girdin. San Ki başlarında rüzgür eksikmiş gibi, sen onların hayatını büs - bütün, karıştırdın. Şimdi iş çık- maza girdi. Dün gece Şükrü hep bunları - konuştuk. Sende geytan tüyü mü var, nedir, ka- dınlar sana bitiyor. Öyle pek hım şahım birşey de değilsin.. Büyük bir servetin yok. Mesle- Binde göyle böylesin, Güzel ko- bir. nuşanlardan ve ağzımın bakanlardan da Fakat erkek - kılığından midı nedir, kızlar da, kadınlar da s. ni beğeniyorlar. Ben başkala rından da duydum, Süksen get. Mübalâğa etmiyorum. Kahveyi getiren hizmetçinin salondan — çıkmasını bekle içine amazıın. 'en Nazire, biraz daha ciddileşerek devam - etti — Yavrum, dedi, Selmin de, Vildan da seni seviyor. Bunu bilesin, — Vildan'ın beni sevdiğini de hâlinden mi anladın? — Evet, çocuğum, hiç şaş - maz. Çakarım ben. Geçen haf - ta ona uğramıştım. Senden bir bahsedisi vardı ki, — görülecek geydi. Çok methediyordu — seni, İkl üç d «benim için ideal er- kek odur» dedi. Ben de sordum <«Aşık mısın, yoksa ona?» cevap vermedi ama, öyle bir hâli var- dı ki, tasdikten başka mânası yoktu. İkidebir Bahane bulup lâ kırdıyı sana getiriyordu. Ben No. 65 de methettim seni tabii. O gün YENİ — B snakkale'nin, Yalora köyü Ç Cimmndaki Kumandanlık ka | rargâhmın ufak odasında derin bir uykuya dalmış — olan Liman — Fon Zandora paşayı, o gece 6 - 7 Ağus- tos, yavori (Birike) güçlükle uyan- İdirabilmişti. Düşmanın — Anafartala- rı, (Sula) limanına ihracat yaptığı ve bunun için de Erkânı Harbiye Re- isl Küm beyin (bilâhare — Samsun | vâlisi ve mobus olan) kendisini gör- mek istediğini bildiriyordu. Haberin ehommiyeti üzerine Liman Paşa ya- tağında doğruldu. Ve derhal Kâzım beği istedi. Seyyar karyola üzerinde açılan hüritada ve petrol lümba'v sınin aşığı altında vaziyeti dinledi, bazı şeyler sordu. Sonra düşmanın bu ihracat hareketinden Gelibolu'da ihtiyatta bulunan, 16 ncr — kolordu kumandanı Miralay Feyzi beyin ha- İberdar edilmesini ve Geliboludaki 7. noi fırkadan bir. alayın ” derhal (Anafartalar) istikametine hareke- tini emretti. Kâzım bey bu emri icra ettikten sonra sabah saat 7,80 da tekrar Fey- zi beyi Gelibolu'da telefon başına çağırdı — Gece söylediğim gibi — düşman Anafartalara debar Keman yapmıştır. Kumandan paşa sizi Anafartalar gru pu kumandanı yaptı, Koca Çimen tepesindeki Cemil beyin fırkası da emrinize verilmiştir. — Geliboludaki rkalarınız Anafartalar istikameti 'no harekete başlasın, kumandan p şa sizinle görüşmek istiyor. Karar- gâha kaçta mülâki olabilirsiniz? Telefonu kapadıktan sonra Liman Paşa'nın odasına girdi. Feyzi — bi yin fırkaların harekâtına ait tertiba- ti aldıktan sonra 12 de hareket ede- ceğini ve sant 8 te karargühta bulu- nacağını söyledi. Saat 14,48 de Feyi boy otomobil ile Yalova'ya geldiği zaman ordu Fı Aktan vapuru suçlula- rinın duruşması Aktan vaparile Filistine gitmek üze Te gümrükten para ve müçey 50 kilo fotin bağı ve merserize iplik kaçırırken suçüstü yakalanan İsak Şebay, Avram ve Natal ile bu hâdi- Sede ihmalleri görülen memurlardan Alâettin, Hasan ve gümrük hamal- larından Mehmet ile Osmanın duruş malarına asliyo cera mahkemesinde başlanmıştır. Sanıklar isnatları tovil ederek kaçakçılık yapmadıklarını ve ortada bir kaçakçılık hâdisesi ölma- dığıti söylemişlerdir. Bazı tamklar dinlenmiş ve diğer tanıkların dinlenilmesi için duruşma başka bir güne bırakılmıştır. Esrar kaçıranlar Yurt dışina esrar kaçırmaktan sa- nık Talip, Yünus ve Halilin 5 inci asliyo ceza mahkemesindeki yargılan maları sopa ermiştir. Mahkemo sanıklardan — Yunus ile Halilin beraotlerine Talibin do bir seno bapsine, 2 yıl müddetle Çapa- ken kozasında mecburi ikamet etti- rilmesine ve 26500 lira para cezası ödemesine mahküm edilmişti Kalb sektesinden öldü Ayvansarayda deniz tezgüllarında çalışmakta olan işçilerden 6ö ya rında Hüsey birdenbire düşüp ölmüştür. her ile in dün öğleden sonra | Hüseyi- İnin kalb durmasından öldüğü anla- şılmış cesedi muayene eden adalet doktoru gömülmesine izin vermiştir. Feci bir ölüm Haydarpaşa - Pendik banliyö tre- 'nindo —ateşçi — Hasan — Maltape civarından geçerken lokomotiften ba İşinı çıkarmış bu esnada trenin geç- mekto olduğu asma köprüye çarpa- ük ağır surette yaralanmıştır. Ya- ralı derhal hastahaneyo kaldırılmış- sa da biraz sonra ölmüştür. Hâdir nin tablikiöo başlanmıştır. Fatih Kaymakamı hasta Fatih kaymakamı Agâh Erozun ra hatsın olduğu öğrenilmiştir. Kendisi İkendi hayvanlarının gelm |giar. SABAR Yazan: ( kânı Harbiye Reisi Küzım bey elile işaret ederek — Müşir paşa pok bulran içeri- sinde dedi. Bu köydeki — jandarma karakol binasının odasında bir ma- a oturdular. Liman — Puşa harita üzerinde düşmanın çizilmiş yaziyetini, uzun kemikli parmağile göstererek Almanca anlatıyor ve di rektifler. veriyordu. — Sonra başını kaldırdı, Feyzi beye — baktı, sinirli duğu yüzünden — belli idi, ayağa Iktı, Almanca olarak — Bizinkiler gecikir, benim hay- çanlarımı alımz ve bir an evvel ha- t ediniz, dedi. Feyzi bey toşek- r etti ve üzerinde düşman vazi - üzerine binerek saat 8,30 da karargâhtan ay- rıldı. Fakat at üzerinde bu keçi yo- lanu takip ederken düşünüyordu : — Liman Paşa'nın dediği gibi A nafartalar civarındaki — muharebeyi idare için «Koca Çimen> e gidilmen, sahildeki müfreze no oldu? Sırtı dönünce yol üzerinde çadır. lar gördü, yaver Cemil bey bunla- rın üçüncü kolordu idare heyetine haberini getirdi. Telefon- ları vardı. Derhal Anafartalar civa- rına ihraç yapan düşman karşısın - daki müfrese kumandanı Alman (Vil- mora) bey ve muavini Binbaşı Ha dar Mehmed bey telefon başına çi Bırıldı. Anlaşıldı ki, düşman vazi- yeti Tâman Paşa'nın anlattığı gibi Sahile amud değil, bilâkis sahile mü- ydi ve ikçi fırkalık bir kuvvet ih- | raç etmişti. raç etmiştir. Düşmanın sağ cena- hina — taarruz. edilecek bir. vi ziyeti olmadığı gibi, harekâtı idare için Koca Çimen'o gitmeğe de lü - zum yoktu. O halde Liman'ın ver- diği düşman vaziyetindeki malümat ve emirler baştan aşağı yanlıştı . Homen Liman Paşa karargâh bu- tundu; Erkâm Harbiye Reisi Kâzım bey hayret etti: — Vay düşman Anafartalara gi memiş mi, ben öyle zannediyordum. Sonra bu yanlışlığı hüysuz ihtiyar İkumandana nasıl anlatacağını düşü- nerek ilâve etti — Peki hakkınız var, &i Koca Çimen'e gitmeyiniz, söyledi; 'niz gibi Anafartalara gidiniz, —ben Müşir Paşa'ya söylerim, Akşam serinliği başlamıştı. Uzak- tan fasılalı top sesleri ve arada kı- sa makineli tüfenk ateşi duyuluyor- du. Grup kumandanı ileri karakol- 'da Alman kaymakam (Vilmera) bi yin bir sırt içine kazılmış müfreze karargâhına geldiği zaman saat 19,80 tı. (Vilmers) Almanca anlattı: İki tabur geri çekilmiş, bir tabur ileri karakolda ve topçu da yerinde idi. Vaziyot ve arazi malüm değildi.. Gelibolu'dan hareket edgp fırkalar, | geri de (Dursan) köyüne vâsıl ol- tular. Liman'ın kıtaatın Dursun ünde kalmaları için verdiği yan- gnri artık tebdil mümkün de - leyh, 12 nci ve 7 nci fırkaların şafakla beraber A lar Sırtlarını tutarak taarraz için hazirilk mevzilerine girmelerini Fe zi bey emretti artık Binaet afarta- * 8 Ağustos sabah sast 9 a doğru Çanakkalo umum kumandanı Liman Paşa odasında kahvaltı ediyor bir ta | raftan Almanca bir kâğı okuyordu. Kapıyı vurarak müsaadeden sonra i çeri giren Erkânı Harp Reisi Kâ - im bey hürmetkâr bir tavırla Ana- | fartalar grup kumandanı Feyzi be-|; itin gimdi telofonla düşmanın ve fır- kaların bu sabah erkenden aldıkları vaziyetleri bildirdiğini — söyledikten sonra devam etti — Feyzi bey 12 nci fırka ile Mos- tantepo istikametine ve 7 nci fırka | 'ne ücil gifalar temenni ederiz, dakârdır, Selmin'i kurtarmak i- çin kendisini feda eder. Fukat bir bakıma öyle. Bir bakima da çılgındır.. Bazan ne yaptığını bilmez, Elinden her türlü kaza ad onun sözünü kesti: — Ne kaz: — Her türlü kaza işte. — Ne gibi? Adam mı öldü - rür? Onu bile yapar vallahi, ile de Koca Çimen'e taarruz eden | —a Nazire onun sözünü kesti: — Ayol, dedi. Bütün çap - kınlar senin gibidir. — Hayır! Ömrümde, bütün ömrümde birinci defa böyle ol dum.. Meselâ bak, Selmini se- viyor muyum, sevmiyor mu- yum, bilmiyorum... Onunla bu gün evlenmek mümkün olsa, tereddütsüz evlenirim. Onu bu hasta halile alırım, Evet, has- talığı bana hiç bir tiksinti, en yeti işare tedilen baritayı da bir hâ- letti isrü- olatik kandisine vetilmenlül tisi| - — Kumandan peşe bembir' inür < 'ca etti. Ve bu esnada Geliboludan Trus etmenizi istiyor İbenim için başka yapacak |kamı yollara dökülüp kalmıştı. K İyacak ve taarruzun mütebaki kısmı Tarihi bir günün yıldönü E.R. | İngilizlerin sol cenahına taarrun ka- rarında olduğunu bildiriyor ve Mü-| gir Paşa hazretlerinin bu hu emirlerine intizar ediyor de mü | 9 Ağustos Anafartalar - Miralay Feyzi Bey mağlübiyet bütün Çanakkale cephe- sinin sukutu ve bunun da İstanbu- lun ve harbin mukadderatını değiş- tirecoğini biliyorda. Diğer taraftan da bu adamın emrini yapmamak, he- le ertesi güne bırakılan taarras mu- yaffak olamadığı takdirde insanı i- dama kadar — götürürdü. —Ağır bir mes'uliyet diye tekrarladı. Ve ka- Paşa'nın bugün neş'esi vardı. Ye «İyarını verdi. Bugün istirahat, yarın yindan kalktı, üzerindö hazlla Türüll | üd0'6 d dlaca Kankalıkla ği olan diğer bir masaya yaklıştı, ha- | Derhal — yanında bulunan — fir- ritaya pek ae baktı, sonra Kâzıin beye dönerok — Muvafık, Feysi beyle hemfiki- rim, Böyleyini: kendisine ben de on- dan bunu beklerdim. Yalsız hemen taarruza başlasın. BSaat 9,15 geçiyordu. Liman'ın t arruz plânını tasvip ettiği ve ken- disine olan teveccühü Feyzi beye bildirildikten sonra Kâzum bey ilâve — Nasıl, Kâzım bey gündüz. ta arruz, biliyorsunuz ki, bu olmaz, Gi iboluda gündüz. yapılan taarruzla- rın hiç biri muvaffak olmadı. Bun « dan başka 7000 tüfenkcimize muka- bil düşmanın iki misli kuvveti var. Ben taarruzu yarın — fecirle alaca karanlığa bırakmak kararındayım. — Ben kamandan paşanın emrini ze tebliğ ediyorum, — maattcesstif yey yok. — (Biraz 5 kazanmak için) fırka kumandanlarile görüşürüm, vi «i tekrar bulurum, Çağırlan 12 inci, 7 nci fırka ku- mandanları Selâhaddin Adil boyle, Halil beyler, kumandanlarının - bu kararını iç rahatlığile — dinlediler. Kıtaat 24 anat zarfında 60 kilomet- reden fazla bu sıcak yaz. güne- şinde mesafeyi gece gündür. tevak - kuf etmeksizin yürüyerek son dere- vede yorulmuştu. Efradın büyük bir taat araziyi görmemiş, topçular mev- zileri bulamamışlardı, bundan başka da hemen saat 14 te taarruz emri verilge dahi ancak taarruza saat 16| dan sonra başlanabilirdi. — Düşman harp sefinelerinin ateşi altında güpe gündüz ilerlemek mecburiyetinde ka- Jacaktı, bundan başka fırkaların a- Ççılması gruptan evvel tamamlantmı geceye kalacaktı ki, bu da imkân dahilinde değildi. Taarruzun 9 A- gustos sabah alaca karanlıkta yapıl- masında ise bu mahsurların hiç bi. risi yoktu. Faküt tekrar telefbu başina çağı: rılan Erkânı Harbiye Reisi Kâzım verim ve artık ben kendisi söylemem, arzu ederseniz ken: Bi söyleyin. Feyzi bey müfreze kumandamı Al man Kaymakamı (Vilmers) beye e- Hle işaret etti. Ve Liman Paşa'ya ba taarrazun bugün gündüz değil yarın şafakla yapılmasının . sebeple- rini anlat (Vilmers) Liman- Paşa'ya söyle - dikten sonra Mikrofonu aşağı aldı, ağzını ka- padı. Olmaz diyor dedi. Bunun üze- rine telefonu Feyai bey aldı | — Ekselâns hücumun bugün ic-| rası için mücbir bir sebep var mıdır zâti âliniz için? — Evet var! — Lütfen söyler misiniz? — Düşman dört nakliye sefine: lo kuvai imdadiye alıyor, onlar gel- meden sizin hücum etmeniz lâzım - dir. — Etfendim bizim bu nakli; finelerinden malümatımız var, bun- lar malzeme getirdi. Kuvai imdadi- ye değil. o olursa olsun ben Prusya ge- neraliyim, benim verdiğim emir icra edilecektir. Ve telefonu kapadı. Saat 12 di. Feyzi bey düşünüyordu. Liman'ın emrini icra etmek, mağlübiyeti gö- ze almak demekti, ve bu — noktada şa etmiyelim. Öyle olsun. -Sel- minle evlenmek benim için mümkün değil, — Neden? Başka birine mi sözlüsün? Hayır. Vildan var, Vil- dan!.. O da ayrı bir mesele... Ben ona karşı da lâkayit de- Bilun. Çok büyük bir his, bir arzu duyuyorum ona karşı. — Allah aşkına, bana doğru göyle! Aranızda bir şey oldu göndererek «eski fırkasından olsun kumandanımıza mahcup olmayacağız.> dediler. müdafaayi nefs için demirle benim de üzerime ka kurgandanlrın bu emri şifaen bil- dirdi. Ve sonra alay, tabur taarruz mıntakaları, vesair hücum tortibatı- n tahriren 12 nci fırkaya, 7 nci fır- Kaya da telefonla yazdırıldı. 12 inci tırkanın alay kumandanları Yümünü layları yetiştiren Feyzi beye haber karşı yarın Akşam karargâhi ileri hattan bir kaç kilometro geriye naklederek, ger- |l gin Asabın verdiği yorgunlukla por- | yeki tatif karyolaya uzandı. dokuzda Liman Paşa karargâhından (Sİmli Amerikan meomuasında bu def- Feyzi bey telefonla isteniyordu Gece aat Kâzım bey — Feyai bey efendi bendeniz, Mü- yir Paşa'nın yanındayım, — Diyorlar Feyzi beye hücum için emir vermiştim. Niçin taarrüs etmediler? — Kâzım bey efendi bu mes'eleyi birkaç defa görüştük. Ben düşman Ben kumandan Paşanın israrına rağmen onun te- veccühücne güvenerek taarruzu ya- rım fecire bıraktım — Peki niçin bıraktığınızı baber vermediniz. (Devamı: Sa. 3 - Sü. 2 de) nden Gecekondu yü: işlenen cinayet Bir müddet evvel bir gece Cihan- girde bir arsalıktaki gecekondu ku- lübesinin alım satımından çıkan bir bıçaklıyarak öldürmekten sanık Ba- lıkçı Kemalin duruşmasına birinci a- iar cezada başlanmıştır. Sanık Kemal sorgusunda cinayetl i göyle miş ve hâdiseyi kısaca şöyle izah et miştir «— O gece Mehmet sarhoş bir hal 'de kardeşim Rızanın külübesine gel İrüldü. Mutahassısların di, O kulübeyi almak istiyordu. Rı- |kanaat şudur: <Vesikalarda sahtelik za kötürümdür. Onu altına alıp bir |yoktur, fakat şeklen değiştirilmiştir. iyice dövmüş ben gelip vaziyeti gör- düm. Aralarma girmek barıştırmak istedim. Mehmet eline geçirdiği bir yürüdü. Ben de bıçağımı çekip göğsüne sap- ladım. Öldürmek kasdim yoktu.» Duruşma şahitlerin celbi için baş- ka bir güne bırakılmıştır. >ir Havaların yağmurlu ve soğuk gitmesi dolayısile ikinci devresi bir hafta tehirle açılan Kızılay Pendik Gençlik kampının ikinci devrasi 14/8/949 akşamı sona erecektir ve üçüncü devresi 21/8/949 pazar gü aü başlayacaktır. Üçüncü devre sü resi (25) gün olmak fzere 15.9.49 tarihinde sona erecektir. Bir tavzih Sayın gazetenizin 6 Ağustos 949 tarihli nüshasının 3 üncü sahifesinde Tecelli Matbaası sa- hibi Salih Midillilioğlu tarafın - dan uydurma ve serapa tezvir ile yapılan açıklamanın hiç bir aslı ve esası yoktur. Mütecasiri hakkında kanuni muameleye te- vessill edilmiştir. Tavzihen neş - rini rica ederim. Güzel İstanbul gazetesi sahibi lzzet Melih Çakın Gaibe ihtar Hakkında kovuşturma yapılmak ta olan Bismil'in Koruca köyünden Süleyman oğlu 1317 doğumlu Meh- met Selim'in galp olduğu cihetle kendisinin As, Poa, 16625 komutan Jğına veya As. Şubesine derhal müracaat etmesi AS, YUUK, nun nur. — 2998 - 11628 — Ayancık Mü 1 — Işletmemiz ihtiyacı satın alınacaktır. J - p Şimdiye kadar kimseyi öl- — ufak bir korku falan vermiyor.. —mu onunla? benden çok hoşlandı. Yemeğo — güraü mü? Onu alırsam, çabucak İyi ola» — — Şerefim üzerine yemin e- Mmethettiğim İçin, Yoksa Vildan Öldürmedi ama aklından cağı da bence muhakkak gibi — derim ki hayır. Dezl'n 'Kadar ievaleu y çok geçirmiştir. Hem Mithat'a — bir şey.. Beni sevdiği için has- — Başlangıçtasınız demek. Bi jad hafifçe dudak büke - ** Silâh çekti ya! talandığını kabul etmiyorum — Evet, Vildanı anlamıyo - 8 — İsteklilerin bu husust çe Di D7 ire etrafına bir kere da- Böyle şey olmaz. Aramızda i- — rum. Daha doğrusu bir kaç Vü Ağuıstos 949 cumartesi gününe 'KE ha korku ile baktıktan sonra: — lerlemiş bir münasebet yok.. —dan var, Her defasında kargı - üğüne vermeleri ilân olunur AM Ş VDB FAREMDİ! d 'Allah aşkına, dedi. Ara - Bir iki defa konuştuk ve ayrıl ma başka Vildan çıkıyor. Ba- Postada vükübulacak gel H mızda kalsın! dık, Bir kız ne kadar hassas o- — zan çılgın, deli denecek kadar — Değil Nejad. İnan bana.. — Sonra Nejada dikkatle baka — lursa olsun, bir adamı bu ka» — muvazenesiz; bazen çok akıllı Bilirsin ki, böyle geylere bayı- — rak sordu: — dar çabuk sever mi? Onun aş- — bazan çocuk gibi; bazan gü-|j e ar hrım. Ömrüm bunlara dikkat et Peki, dedi, Sen ne düşü: — kından böyle hastalanır mı? — Jünç hayaller içinde, bazan re- mekle geçer. Kendim aşna fişne — nüyorsun? Maksadın eğlenmek TAyol, sen aşk nedir, bil- alist.. Anlaşılmaz bir şey.. Sen yapmam ama yapanları seyret- — mi miyorsun. Çoooook, böyle kız- — onu henden çok daha iyi tanı- Meğe doyamam. Onun için adım ejat itiraf etti: lar! yorsun. Anlat bana kuzum... dedikoducu çıkmıştır.. Severim — Ben şaşırmış bir halde - — Olabilir ama bu şekilde de Nedir bu kadın? doğrusu dedikoduyu; fakat ya — yim. Ne yapacağımı bilmiyo- — ğil. Onun bu hastalığa istidadı — Nazire gülümsedi ve dedi ki 1 — İki adet santrfüj tuh lan değildir söylediklerim. İnan — rum... Bu garip ailenin içine — varmış, Çünkü zaten çok Üzülü — Vildan her geyden evvel, caktır bana, birden:ire girdim, Fakat onla — yordu bu kız... Bütün hayatı, — kadındır ayol, Hepimiz öyleyiz " - Peki inandım diyelim. rı senelerden beri tanıyormuş — anasile babasıtın kavgalarımı . biraz... Dell miyiz, akıllı mıt. — Hah! şimdi biraz düşlin.. — gibiyim. Selminlo de, Vildanla seyretmekle geçmiş. Kendi kea — Bilen var mıdıc? Kadın deli-| — dedir 1 kız verem, Seni seviyor. Ne — da aramızda birdenbire bir his — dini yemiş. iden beri bu — ğin, böyle, fırıldak gibidir. Ki- 3 — Eksiltme 23/8/919 ı demtektir bu? Onun gifası sen- — kaynaşması oldu. Bu da garip hastalığa hazırlanıyormuş de —i çabuk. döner, kimi ağırel — el Müdürlük malzeme alım gı sin. Onunla evlenirsen iyi olur. bir şey. Kızda da, annesinde —mek.. Ben bir bahaneyim, Biz, sanki hislerimizle hareket B ŞD argtn c Evlenmezsen iyi olacağı güpheli — de anlamadığım bir v Nuzire itiraz etti ederiz. Onun için günümüz gü 5 — İsteklilerin belirli gü dir. Fakat Vildan var arada, — ki beni çekiyor. Hangisini gö- Hayır, hayır! Selmin se- — nümüze uymaz. xile, hillikta aöali Tenipi Komll O da çıldırıyor sana. Benim bil — rürsem, ona karşı derin bir tee — ni tarjmasaydı hastalanmazdı. r ne hal ise, Münaka (Devamı Var), diğim Vildan bir bakıma çok fe mayül hissediyorum. 215 maddesi gereğince ihtar olu »| h 10 AĞUSTOS 194 Eva Braun'ın hatıraları Meşhur adamların siyaset ve harp hâtıralarından ziyade hususi hayat- darının merak — uyandırdığı muhak - kaktır; çünkü onların günü gününe gazetolere geçen hayatları taze taze Okunur ve perdelenmiş kısımları pek azdır. İnsanlarda kapalı kapı ardın- dakileri ve gizil tutular tarafları öğ- renmek hevesi çok kuvvetildir. Nİ - 'tekim mesolâ , <Napolyon'un ayk ma- osraları» harp tarihinden fazla okun- muştür; bunlarda roman tadı var - diri romanın zevkine erenler — pek çoktur, alyaset, harp ve ilimle Hgili lelanlar o kadar değildir. Yirminci asrın en hareketll, — en maceralı adamlarından biri de Hit der'dir. Fazla olarak enun — hususl hayatı gayet kalın ve açılması im - kânsız bir perde ile kapalı tutulu - yorduş ancak «ikincl dünya savaşın dediğimiz Insanlık faolasından sonra bu perde parçalandı. Dün öğrenme- yi pek merak ettiğimiz şeyleri ancak ve Abbas beyler bu 84 - 86 nei a-|bugün öğrenmek Imkânını bulabil - dik. «Yeni Sabah> da aslından çok gü- 'zel bir tercüme İle yayınlanan «Hlt- ler ve kaydınız tefrikası <Eva Braun. n hâtıra dafteri> dir. Bir çok okur- 1mız bunların hakikato uygun mu uydurma mı olduğunu merak etmişlerdir. <Harper'a Magazinor 1- treni nasıl ele geçirildiği şöyle yas zi Almanyanın Bözen şehrinde Lauls 'Trenker atdında bir Alman oturuyor- düş bu adam hem — sinoma artisti, hem rejisör, hem de dağcı Idi. İddia- sına göre 1044 yılında Eva Braun biz- zat kendisine gelerek bu evrakı ver« karşısında kumanda mevkiinde bulu İmişti. Führer'in sevgilisi müttefik - nuyorum. Mes'uliyet bana aittir. Bu |lerin bombardımanları altında defte- gün bir taarraz yapsak, bu akame- İrin tahrip edilmesinden korktuğunu 'te mahkümdur, bunun neticesini tak- | söylemiş; ayni zamanda Trenker'e dir. buyarursunuz. Büvenmesinin sebebini de Itiraf et - mişti. Eva ötedenberi sinema artisti olmak ve Holivud'a gitmek İstiyor- du; bu defterdeki vak'aların filmini Çavirtmeyi ve baş artistliğini de ken- disl yapmayı — tasarlamıştı; çünkü harbin Almanya için kaybedildiğini çoktan anlamıştı. — Trenker'in ” Hoi- vudda dostları vardı ve Eva'nın ga. yesini sağlaması mümkündü. — Fakat Hitler onu ölümünden birkaç saat evvel nikâhladı, beraber sürükledi ; levdekl pazar çarşıya uymadı, delter 'Trenker'de kaldı. O da Holivud'da- Ki bir arkadaşına gönderdi; — hattâ kavgada Mehmet adında bir şahsı |bir aralık kendisi de oraya gitti. A- merikan gazeteleri ve kitapçıları ue zun zaman neşredip etmemekte te - reddüt ettiler, zira uydurma olması ihtimalinden korkuyorlardı. — Birçok cephelerden İncelemeler yapıldı. Ne - 'ticede Eva Braun'ın ele geçen mek. tuplarlle karşılaştırıldı; dağınıklık ve uslüp. İtibarile mütabık olduğu. Bö - edirdikleri Eva Braum sahiden birtakım notlar yazmış ve belki bunları Trenker'e vermiştir, fakat bunların açıklanma- sile İlgili olanlar tarafından hâtıra defteri şekline sokulmuştur.. Kadircan KAFLI rmra| 10 28 Çarşamba ( Nöbetçi eczaneler & l 10 -8 - 949 Aksaray * Ethem Pertev Beyazıt 3* Bumkapı Beyoğlu 3 Beyoğlu İstiklâl Eminönü —: Beşir Kemal Fatih : İsmail Hakkı Kadıköy Rıfat Muhtar Kasımpaşa Yeni Turan BSamatya Sünbür Topkapı Hamdi Emgen Üsküdar Merkez Devlet Orman İşletmesi dürlüğünden için 120 ton ot ve 110 ton yüle£ 2 — Yeni sene mahsulü ve iyi cins olmak Üzere alınacak ot ve yulafın evsafına ait şartname İStanbul İşletme Müdürlüğü ile Ankara Merkez İşletme Müdürlüklerinde görülebilir, taki teklif mektuplarını en geç 20 j0 kadar “Ayancık İşletme Müdür. ikmeler kabul olunmaz. — (11841) Tekel Genel Müdürlüğü ilanları Malz&me Alım Şubesinden lumba açık eksiltme ile satın alına.. 2 — Muhammnen bedel 1560 lira olup geçici teminatı 118 1t alı günü saat 10 da Kabataşta Ge- yabi komisyonda yapılacaktır alzeme alım şubesinden alınabilir. ün ve teminatları, kanunt vesikala. iyona müracaatları ilân olunur. (A1a78), indel