SuLb w 18 TEMMUZ 19419 ıi —— — AAA İngilterede fevkalâde hal İrgiliz kabinesi, Krala bir beyanname — imzalatarak, fevkalâde hal ilân etmiştir. Att- lee kabinesi bu hususta Avam Kamarasının da muvafakatini almış bunuyor. Hükümete ola- ğanüstü salâhiyetler veren bu beyanname ile Londra liman iş- çilerinin grevlerine karşı tedbir ler alınacaktır. Hâlen grev halinde - bulunan amelenin sayısı on binden iba- rettir. Vaktile yüz binlerce kö- mür Ve şimendifer işçilerinin grevlerinde fevkalâde - tedbirler almağa lüzum görmiyen hükü- metin, on bin kişilik bir grev i- çin, böyle bir tedbire ihtiyaç duyması dikkati çekecek mahi- yettedir. Hükümet, bu grevin komünist tahrikâtı neticesi ol- duğuna emindir, esasen bu grov Kanadada bir buçuk ay evvel başlıyan bir grevi desteklemek için yapılmıştır. Yâni bir da; nışma grevidir. Tahmil ve tahli ye sendika idarecileri işleri bi- Takmanın aleyhindedirler. Yâni, işçiler, kendi sendikalarının di- rektiflerini — dinlememişlerdir. Bir aydanberi sürüp giden bu grev dolayısile yüzden fazla va- pur, Londra limanında, mahsur kalmıştır. Şimdiye kadar asker ler yalnız çabuk bozulacak — ve çürüyecek mevaddı gemilerden çıkarmakla iktifa ediyorlardı. Bugünden itibaren askeri kıta- lar bütün liman tesislerine el koymuşlardır. ve grevcileri o bölgelere yanaştırmıyacaklardır. İngilterede iktidarda bir işçi partisinin bulunması bu müca- deleye garip ve heyecanlı bir manzara vermektedir. İngiliz şi mendifer işçileri de zaten bir müddettir, burada geçenlerde garet ettiğimiz gibi, pazar gün- leri az çalışıyorlardı ve Londra- hların tatilden faydalanmaları- na mâni oluyorlardı. Hükümetin giddet politikasına baş vurması Üzerine, şimendiferciletin de dok tşçilerile tesanüt haline gelme- sinden endişe ediliyor. Maama- fih İngiliz matbuatı, dün akşam hemen müttefikan hükümeti tak viye ediyorlardı. Komünizme karşı Çan Kay Şek, Filipin Cumhur reisile yaptığı mülâkatian sonra bir tebliğ neşrolunmuştur. Bu- na göre Filipin, Siyam, Hindis- tan, Cenubi Kore, Avustralya ve Yeni Zelandanın komünizme kar Bı müşterek bir cephe kurmala- Ti lüzumu İleri - sürülmektedir. Bu beyannamenin derin tepkiler yaratacağı açıktır. Komünistle- rin Çindeki galebeleri, bütün ce nubi Asyada, heyecan ve telâş uyandırmıştır. Hele Fransız Çin Hindistanında ve Endonezyada müsademelerin ve isyanların ek- sik olmaması böyle tedbirlerin alınmasında müessirdir. Fakat bu kadar haklı bir hareketin ba- şında, Çan Kay Şek gibi, idare- sizlij suiistimalleri ve bilvası- ta komünizme hizmetlerile tan'a mış hir şahsiyetin bulunması te- gebbüsün ehemmiyet ve ciddiye- tine göre pek uygun görünmü- konuşacağı şeyler Irak Kral Naibi — Abdül-İhlân Londraya varmıştır. Kendisi bu ziyaretinin hiçbir siyasi maksa- di olmadığını söylüyor. Fakat Fransız kaynakları bu seyahatin | aşağıdaki gayelerle yapıldığını | öğrenmişlerdir. | 1 — Trak ile İngiltere arasın- da yeni bir ittifak —muahedesi yapmak. 2 — Hayfa limanına varan pet rol borularının mukadderatını düzenlemek, 8 — JIrak ile Ürdün arasında bir gümrük birliği yapmak. Esasen Naibin, bu aralik, Lon drayı gezmek için gitiniş olma- Bı mümkün değildir. Çünkü Ür- dün Başbakanı Tevfik, yarın ö- bür gün Londraya varacaktır. İngilterenin Uzakşarktaki sefir- YENİ SA ivrindi canavarı 5, 8 ve 12 yaşında üç çocuğu öldüren sanığın idamı istendi Balıkesir: 12 (Telefonla) — İv rindi kazası Kaleoba köyünden Ali Osman Yıldırımın oğlu 8 yaş larındaki Hüseyin ve 5 yaşların- daki Remziyi öldürmek ve ayni maksat ile 12 yaşlarındaki diğer oğlu Musayı da uçkurla boğmak ve tecavüz fasıllarından — sanık Abdülkadir Kuzucunun yargılan masına, şehrimiz ağır ceza mah- kemesinde bugün de devam edil- miştir. Bugünkü duruşmada id- dia makamı, (İvrindi canavarı) adı verilen sanık Abdülkadirin i- damını istemiş, müdahil dâvacı vekil de bu talebe aynen iştirâk ettiğini bildirmiştir. Sanık vekili tarafından savunma için istenilen mehil kabul edilerek duruşma 1 ağustosa bırakılmıştır. Maliye'yi ıslah raporu Amerikaya dönen mütehassıs, raporunu oradan gönderecek Ankara, 12 (Hususi) — Mali teşkilâtımız üzerinde incelemeler yapmak üzere memleketimize ge len Amerikalı maliye mütehassı- sı Mr. Toawul tetkiklerini bitire rek memleketine dönmüştür. Ma liye teşkilâtımızın düzenlenmesi için hazırlıyacağı raporu bilâha re Amerikada hazırlıyacak, An- karaya gönderecektir. Derince'ye, yardım malzemesi geldi İzmit: 12 (Hususi) — Allan adlı bir Amerikan şilebi, Derin- ceye yardım malzemesi getirmiş- Hindistanda çok feci bir uçak kazası Hindistan Ulaştırma Bakanlı- ğından neşredilen bir. tebliğde söylendiğine göre Bao'dan hare- ketle Hindistan üzerinden geçe- rek Hollandaya gidecek olan Ka- elem şirketinin Conchellation ti- pi bir uçağı Bombay yakınında- ki Samndacgue hava meydanıza ineceği sırada Gatkopar dağları- 'na çarpmış, parçalanmış ve ateş almıştır. 15 kişi olan müretle- battan başka uçakta 3f yolcu ve bunlar arasında Amerikalı 14 ga zetecl bulunuyordu. Mürettebat ve yolculardan kurtulan yoktur. Hindistan hükümeti, bu müessif kazadan dolayı Kaelem uçağında ölenlerin aile ve dostlarına, tâzi- yetlerini bildirmiştir. leri de hep Londrada caklardır. İran Şahinın seyahatı: toplana- Fransız radyolarının bildirdi- ğine göre İran Şahı da yakında Londraya, bir seyahat yapacak- tır. Şah, Anglo - Saksonlardan bilhassa Amerikadan, İrana yar dim yapılmasını — istiyecektir. Marşal plânının İran hududunda tıkanıp kalması İranı, memnun etmemektedir. İran müttefiklere harb sıralarında, büyük hizmet> lerde bulunduğunu İleri sürmek tedir. Tito da peşinde : raz Mareşal Tito da Amerikadan istikraz akdetmek istediğini açık lamıştır. Diktatör rahatça diyor ki: «Biz Amerikalılardan para tedik. Vermeleri hem bizim hem onların menfaatleri — icabı- dır. Ancak bu süretle Amerika mallarını satın alabiliriz.> Ne güzel para isteme tarzı! DİPLOMAT Amerik M Londra: 12 (Nafen) — Lon- dra ve Brükselde mali temaslar- da bulunmuş olan Amerikan Mali ye Bakanı Snyder Stokholme gi Miştir. Brükselde yapılan görüş- melerde Belçikanın elinde bulu- nan fazla doları ile Avrupaya u- mumi bir yardımda — bulunması meselesi incelenmiştir. İlgili çevrelerde belirtildiği- ne göre, Belçika hükümeti hazi- Çocuğunu boğan ana Balıkesir: 12 (Hususi) — Yağ cılar bucağı Davutlular köyünden 20 yaşında Ayşe, dünyaya getir- idiği çocuğu boğmuştur. Vüki ih- bar üzerine Ayşe hakkında düzen lenen evrak adalete teslim edil- miştir. Sürü otlatmak yüzünden işlenen ayet Balıkesir: 12 (Telefonla) — Bugün Telput bucağı Cerrah kö yünden Cemaleddin ve kardeşi Badir Mutluer ile Recep Yüce, Hotoşlar köyü mer'asına otlat- mak için koyun götürmüşler, köy korucusu Hüseyin Duymaz, na- mile maruf Mustafa Akgün tara- fından yakalanmışlardır. Örf ve Adet olduğu Üzere, sürüden ni- şan almak için vâki isteğe karşı Cemaleddinin muhalefet etmesi yüzünden çıkan kavgada Musta- fa Akgün, tabanca ile Cemaleddi ni ağır surette yaralamıştır. Şeh rimiz Memleket hastahasine ge- tirilen yaralı, biraz sonra ölmüş, sanıklar yakalanmıştır. Izmit'te bir genç, bağda asılı bulundu İzmit: 12 (Hususi) — Hüseyin oğlu Fehim Baştürk adında bir genç, bağında asılı olarak bulun muştur. Fehimin bir cinayete kurban gittiği söylenmektedir. İran'a verilen uçaklar Lefkoşe: 12 (A.A.) — Dün iki uçarkalenin refakatinde 11 Thon derbolt avcı uçağından mürekkep yeni bir grup, Lefkoşe kıyıların- dan geçerek meçhul bir istikame te gitmiştir. Bunların, İran ile Birleşik Amerika arasında varı- lan özel anlaşma gereğince İrana verilen uçaklar olduğu sanılmak- tadır. Danıştayca bozulan Genel Meclis seçimleri tekrarlanıyor Adana, 12 (Telefonla) — Da- nıştayca bozulan ve bu pazar günü tekrar edileceğini bildirdi ğim İl genel meclisi " seçimleri Kozan - Feke ve Kadirli ilçı rinde yeniden yapılmıştır. üç kazada da pazartesi günü ak- gamı sona eren seçimlerde C.H. P. kazanmıştır. En dikkati çeken Kâdirli ilçesinde D.P. seçimi kay betmiştir. Bu kazada partililer arasında birçok hâdiseler cere yan etmişse de kayde değer ola- ni Kıryusuflu köyünün D.P. li muhtarı seçim neticesini bekle- meden sandığı evine götürmüz olmasıdır. Sandık muhtarın evin den bir mülkiye müfettişi ve kay am tarafından alınmıştır. r Feke ve Kozan ilçesinde ise C.H.P. seçimlere yalnız başı na iştirâk ettiğinden netice ia tenilen şekilde tecelli etmiştir. lİzzet Efe 'Her ye Bakanı İsveç'de ister Snyder'in, Pazar günü Italya'ya geleceği bildiriliyor ran ayında Amerikan hazinesine altın mukabili 3 milyon sterling değerinde dolar satmıştır. Bakan Atinada bekleniyor Atina: 12 (A.A.) <Basın - Ya- yın» — Resmi çevrelerden bildi- rildiğine göre, halen Avrupa memleketleri başkentlerinde te- maslarda bulunan Amerika Ma- liye Bakanı Snyder önümüzdeki pazar günü Atinaya gelecektir. Garsona tokat atan meb'us Balıkesir: 12 (Hususi) — Ba- sir milletvekili Eminüttin Çe liköz, dün gece, Park gazinosun- da Tarım Bakanı Cavit Orala ve- rilen ziyafetten sonra kahve ge- tirmekte olan garson Yusufu to- katlamıştır. Hâdise, muhitte te- essür uyandırmıştır. Kadın kılığına giren erkeğin mariteti Wallasby: 12 (AP.) — 42 ya- şında olan Alfred E. Woley, dün, kadın kılığına girerek; plâjlarda kadınların soyunma — mahalline girmekten suçlu görülmüştür. Şahitlerin ifadesine nazaran Woley, plâja üzerinde beyaz ve kısa bir kürk kap ve beyaz bluz ve uzun etekle gelmiş, kadınların soyunma odasına girdikten bir müddet sonra iki parçadan müte şekkil bir mavi ipek mayo ile çık mıştır. Woley ise ifadesinde «Ben her zaman kadın elbisesi giyerim Kadın elbisesini çok severim ve kadın olmak isterdim. Erkek el bisesini yalnız çalıştığım seneler zarfında giydim» demiştir. Amerikan filosu ve Akdeniz Londra: 12 (AP.) — Amerika nın Doğu Atlantik ve Akdeniz fi loları komutanı Amiral R. L. Connaliy, dün, Birleşmiş Millet- lerin bahriye kuvvetlerini Akde- nizde daimi bir üsde tutmaları lüzumuna işaret etmiştir. Biz bir Akdeniz ,milletiyiz di- yen Amiral, «Burada bulunma- mız dostlarımızın kendilerini da- ha kuvvetli hissetmelerine sebep olur» diye ilâve etmiştir. orman suiistimali Ankara: 12 (A-A.) — Tarım Bakanlığında yetkili bir kaynak- tan öğrendiğimize göre, Bolu dev let orman işletmelerinde Tarım Bakanlığı müfettişleri tarafından yapılmakta olan teftiş esnasında 943 yılı sarf evrakı incelenirken 46.136 liranın ihtilâs suretiyle zimmete geçirildiği görülmüş ve © zamanki işletme muhasebecisiy le veznedar hakkında düzenlenen rapor ihtilâs belgeleriyle birlikte Bolu cumhuriyet savcılığına ve- rilmiştir. Bu hâdisede denetleme görevi- ni yapmadığı anlaşılan Bolu or- man işletmesi eski müdürü hak- kında da ayrıca soruşturmaya başlanmıştır. Urfa'da vukuat arttı Urfa: 12 (A.A.) — Son üç ay zarfında tahminen 50 kadar zabı ta vakası kaydedilmiş, bu yüz- den 20 vatandaş ölmüş, bir çok tandaşlar da mahküm olmuş- lardır. Vilâyet, bu durum karşısında sıkı tedbirler almış ve silâh ara- malarında yasak bir Çok yarala- ma âleti elde edilmiştir , Yazan: KADİRCAN KAFLI Çünkü onlar hiç olmazsa öldü rülmek endişesinden uzaktılar; onları binlerce Arap, yüzler hain İran'lı kovalamıyorlardı; Onları düşmana teslim edip de kendi canlarını kurtarmak iste- yen canavarlar yoktu. Yezdicürd şehirden çıktı; ar- tık kırlara ulaşmıştı. Yıldızlara bakarak k öndü; bir an önce Ceyhun nehrine ulaşmak orayı geçmek ve Türk ülkesine sığınmak istiyordu Durmadan gidiyordu; gittik: çe hızlanarak, dinlenmeyi asla hâtırına getirmeden gidiyordi Yolculuk üç saat kadar sür - dü; dereler geçmiş, tepeler aş - mıştı; sönük bir kaç ışığın yan dığı bir gördüğü zaman o- raya yaklaşmam, n yoldan sapmış, tarlalar arasından yürü müştü. Artık dizleri ağırmağa başlamışt rulmuştu Ah bir atım olsaydı! Diyordu. Vaktile sarayının a- hırlarında ve hâralarda yüzler- vardı; gimdi bir eşek bile yoktu. Artık yürüyemiyordu; dizlı Ti ikide bir bükülüyordu. Bir ce ve binlerce atı — vâdiye indi; bir derenin kena « rından ilerledi. İleride bir bin karaltısı gördü; sonra bir su çağıltısı, bir değirmen sesi duy- du. O kadar bitkindi ki, nere - deyse oracığa düşecekti. Göz kapakları sarkıyordu; yatmak ve uyumak ihtiyacını bütün şid detile hissediyordu. Çocukluğun danberi bu kadar uzun zaman akta kaldığını, hele bu kadar yol yürüdüğünü asla hâtırlamı: rdu daki tenbel, hare ketsiz ve zevkle geçen hayat o- nu haremdeki kadınlar kadar kuvvetsiz ve dayanıksız bırak. lıydı. Değirmene yaklaştı; içe. riyi dinledi; orada birisi hafif tutuyordu. f vap gelmedi. Bir daha vürdu.. O zaman şarkı durdu ve bir ses — Kim 0? Az daha; Tefrika No. 136 — İran Kisrası Üçüncü Yez- dicürd!, Diyecekti; kendisini toparla- dı ve göyle dedi — Bir yolcu... Lütfen uyuya- cak bir yer vermenizi rica ede- rim! Adamın ayak sesinden kapı « ya doğru geldiğini anladı. Bir kaç saniye sonra da sürgü ç kildi ve kapı açıldı. İçerisi adı tâ karanlıktı; İlerideki köşede yanan kandil etrafa gayet cı liz bir ışık saçıyordu. Değir- ı Dedi. Yezdicürd girdi ve ğini tekrarladı — Çok yoruldum, sabaha ka- dar dinlenecek bir yer verec ğinizi umarım Değirmenci ona bakmadı bi- le, sürgüyü sürdü ve sol tara taki kereveti göstererek Oraya bir kilim sererim! dedi, Kandilin dibine Bitti; bir kilim alıp getirdi; tahta kerevetin Üstüne serdi ve çekildi. Yezdicürd hemen oracığa u - zandı; vücudünün bütün ek dile- yerleri, beli, hattâ boynu ağırı- yordu; bir kaç saniye sonra göz lerini kapadı ve derin bir uyku- ya daldı. Perviz hükümdarı kaçırdık- tan sonra iki arkadaşa döndü: — Şimdi kendimizi kurtarma ğa bakalım. Sabah İran beyle- ri Kisrayı arıyacaklar; bulama yınca bize soracaklar, «Bilmiyo Tuz!» dersek sarayın bütün ka- pılarında nöbetçiler olduğundan mutlaka içeride bulunması lâ- zım geldiğini söyliyecekler, Şu yatak çarşafını uzunlamasına yırtarak birbirine ekliyelim, ip Yapalım ve pencereden sarkıta- hm. Onu gösteririz ve «Biz so- fada iken buradan kaçmış! riz! ; Ötekiler bu fikri yaptılar. Od beğendiler an çıktı- lar, kapiyı kapadılar, sofadaki dirlere uzanarak uykuya dal- dılar, Son Kisrı ni Değirmenin bir köşesinde kü- çük bir kümes vardı. Güneşin ilk ışığı belli belirsiz bir parıltı ile mavi göklerin ortasına vur- duğu zaman horoz öttü; bir da- ha, bir daha öttü. Durmadan dönen taşın dibin bir hasıra yatmış olan de- nci uyandı ve kalktı rafına baktı; değirmenin büyük honisine bi çuval buğday daha boşalttı. Bu sırada ufuk ağar- mış, ortalık aydınlanmıştı. De- ğirmenci geç vakit gelen meç- BAH $ SABAH SABAHI — * Çamlar ve bardaklar Ne zaman bir felâket, ne zaman bir yolsuzluk, ne za man bir facia ile karşılaş- sak, yirmi yıldır her işimi- #i güllük gülüstanlık göste- renler aklıma gelir. Bunlara göre, ne aksa- yan bir taraf, ne noksan kalmış bir iş, ne de başarıl- madık büyük dâva vardı. Ve bunlardan biri - olan Falih Rıfkıyı pazar günü bütün nokşanları, aksaklık- ları, bocuklukları görmek- ten ve göstermekten çekin- miyen bir muharrir olarak görünce, Çorum faciası da bütün dehşetile gözümün önünde canlandı. Bir de tutup, yazısının sonunda, yolsuzlukları —S ralayıp soruyor: <Ayıp de- ğil mi?> Bu suale ilâve edecek tek kelime bulamıyor ve ister istemez tekrarlıyoruz: 4- yıp değil mif, x x savaşı -. Altı ayda çeteciler 19 bin kişi kaybetmişler Atina: 12 (AP.) — Yunan ge- nelkurmay başkanlığı son altı ay zarfında Yunanistanda yapılmış olan askeri harekâta ait mufas- sal raporunda, çeteci âsilerin bu zaman zarfında, yâni 1949 sene- sinin ilk altı ayı içerisinde 19.140 kişi kaybettiklerini ve bu- 'nun 7.980 ninin ölü olduğunu bil dirmekte ve ayni zaman zarfın- da hükümet kuvvetlerinin ise 1109 u ölü olmak Üzere 4.970 kişi kaybettiklerini - söylemekte- dir. Rapor çetecilerinin en mühim üs olarak Arnavutluğu kullandık larını ve bu memleketten Yuna- nistana en az 3.815 çetecinin gir* miş olduğunu belirtmektedir. Tahminen 2.600 kişi Bulgaristan- dan ve son altı ayda, Yugoslavya dan yalnız 500 kişinin Yunanista 'na girdiği bu raporda ifade edil. mektedir. Pandit Nehru'ya yapılan bir tecavüz Kalküta: 12 (A.A.) <Afp.» — Kalkütaya gelen Pandit Nehru, yolun mühim bir kavuşak nokta sına toplanmış olan — kalabalık halk kütlesinin taarruzuna uğra- mış ve kendisine taş ve eski kun duralar atılmıştır. Polis, Başbakanı korumak için derhal harekete geçmiştir. Ti kiyede demokrasi Londra: 12 (A.A.) «Lps.> — Türkiyenin demokratik istihale- Si hakkında neşrettiği çok ente- resan bir makalede Economist dergisi ezcümle diyor ki: Modern Türkiye, gıptaya şayan bir istikrar şöhreti kazanmıştır. Demokrat Partinin geçenlerde tertip ettiği kongrede hatipler iktidar partisine hücum etmişler dir. Bu hal gerçekten demokratik olan her memlekette vukubulan bir şeydir. Halk Partisi sözcüle- ri de buna mukabele ederek De- mokrat Partiyi tenkit etmişler- dir. Bununla beraber, bu anlaş- mazlık, siyasi havayı zehirlemek şöyle dursun sadece memlekette istikrarın bir alâmeti — olmuştur ve demokrasinin doğum sancıla- rına dahil bulunmaktadır. Kay- da değer önemli nokta şudu! Türkiyede şimdiki rejim öyle bir olgunluk safhasına girmiştir ki, bu kabil hâdiseler istikrarda Barsıntı olmadan vukubulabilir. ————E———”: hul yolcunun bulunduğu tarafa gö zattı; birdenbire hayretle ir- kildi; bakışları parladı ve ona yaklaştı. Mücevherli külâhı, mü cevherli ve altın işlemeli kafta- nı gördü. Rüyada olduğunu sa narak gözlerini uğuşturdu, son- ra daha çok açarak büyük bir dikkatle baktı. Aldanmıyordu hayal görmüyordu. Karşısında- ki bu meçhul adamın sırtında on binlerce liralık servet vardı. Değirmenci durdu; — seneleı denberi bu ıssız yerde, ancak karnını doyurabilmek için çek- tiği sıkıntıyı düşündü; şehirler- do gayet rahat Mmuhteşem bir hayat süren zenginleri hatır ladı; işte şu adamın sırtındaki Şu külâha kaftana sahip olsa 0 da ömrünce mesut ve rahat yaşıyabilecekti. Derin derin iç ni çekti ve oradan çekildi. kat kayıptan gelen bir s diyordu ki - Niçin fırsatı kaçırıy Fa- Bu adamın buraya g kimse görmedi; —onu öldür ve bu servete sahip ol. olanların hepsi servetlerini na- muskâr bir şekilde mi kazandı- lar Değirmenci dönüp yolcuya bir defa daha baktı; kayıptan gelen sese hak verdi; fakat bu: nu nasıl yapmalıydı? O zamana kadar hiç adam öldürmüş de- ğildi. Kayıptan gelen ses ona ce- vap veriyordu: — Herif uyuyor; zaten kuvs Cumhurbaşkanı İnönü yurtta totkik seyahatine devam etmekte dir. Yukarıdaki resim, İnönünün son seyahatinde alınmıştır. Yukarıda gördüğünüz hazin ve kalabalık cenaze, Çorum vapuru faciası kurbanlarından - Bayan Fatmaya aittir. Bayan Fatma, Dişçi okulnu bu yıl bitirmişti ve Çorumla memleketine gidiyordu (Foto: Burhan — Yeni Sabah) Tazeliklerini çabuk kaybeden yi yecek maddelerini uzun zaman korumak için istimal edilen bus dolapları Birleşik Amerikada öte denberi popüler bir inkişaf olarak gözönünde tutulmaktadır. Re- simde, buz dolaplarının iki sıra halinde yer aldıkları koridorda kendisine ait dolabından ihtiya- ca göre aldığı yiyecek maddelerini sepetine yerleştirildiği görül mektedir. Sebzeler, etler, her no- vi çilekler, ve balıklar seri bir şe kilde dondurulduktan sonra bu buz dolaplarında aylarca muha- faza edilmektedir. Dünya Veremle Savaş kongresi Paris: 12 (A.A.) — Milletlera- S1 veremle savaş kongresi, bu sa: bah Pariste açılmıştır. Prof, Ge- neral Tevfik Sağlam ve Seyhan milletvekili Makbule Diblan kon grede Türkiyeyi temsil etmekte- dirler. vetli bir adama da benzemiyor. Odun kesmek için kullandığın balta bunun da başını kesebi- lir. Şöyle kaldırıverirsin, tıpkı odun keser gibi kuvvetle in rirsin, baş gövdeden ayrılır, son ra elbiselerini soyarsın, ölüyü de şu çağıl çağıl akan derenin derin ve çalılarla dolu bir tara- fına atarsın. Kimse farkına var maz, Bir müddet sonra buradan Artık köyüme gideceğim!'» dl- ye ayrılırsın; Merv'e gidersin; elmaslardan bir iki tanesini sa: tarsın, bir ev alırsın, döşersin, kara gözlü, kara saçlı, kıvrak vücutlu bir kız oğlan kızla evle- rahat bir hayat sürmeğe başlarsın. Üç beş ayda bir şu| elmaslardan, incilerden, yakut- lardan ve zümrütlerden bir iki tanesini satsan ömrünce sana yeter! Değirmencinin başı — zonklu- yordu; sinirleri gerilmişti; bu işi yapmak lâzım olduğuna ar tık inanıyordu, İşte talih gül müştü ve bahtiyarlık ayağına gelmişti; sadece onun küçük ve ehemmiyetsiz bir hareketine hip olmak ka ıştı. Kayıptan gelen ses ona ihtar ediyordu Çabuk ol! Herif uyanırsa artık hiç bir şey yapamazsın, O zaman boğuşmak icabedecek ve belki de o seni öldürecek! £ ; Ekonomik vaziyet annar ) Sanayi Bankası İstanbulda kurulması karar milel Yardım bankasından Marşal plânı gerej laşan Sanayi Bankasına, beyn: nce yardım edile mesi ve bankanın bu suretle kurulması için müracaat edilmişti, Yardım bankası, İstanbul Bölge Sanayi Birliğinin müracaatını tetkik etmiş ve dün cevaplandır cevap bugün Türkçeye tercüme kayıtlarla müracaatı dar olmayı muvafık lecektir. Macaristandan ithalât acaristandan yapılacak idha lât için yeniden bir milyon do- larlık müsaade Mıutaka Ticaret Müdürlüğüne bildirimiştir. Tıca ret Müdürlüğü, müracaatları kar şılamağa başlamıştı Sanayıcıler ve vergi Sanayiciler, muamele verg nin tâdili için Defterdarlıkta teş | kil edilen komisyonun çalışma'a rından memnun görünmektedir- ler. Şanayi Birl'ği, muan.ele ver gisinin sanayiciler tarafından is tenilen tâdilâtını gösterir bir ra poru bugünlerde komisyona su- bulmuşlar nacaktır. Muamele vergisinin ham ma: ircamı istiyenle, sanayiciler arasında ekseriyeti teşkil etmektedir Karışık yağlar Verilen bir habere göre Urfu: nın senelik yağ istihsali senede 15-20 bin tenekeyi geçmediği ha de yalnız İstanbulda senede 250 300 bin tereke arasındn Urfa y ği satıldığı görülnektedir haşka cins yağların Urfa yağı diye salılmakta olduğunu ve ka- rışık yağıarın piyasaya — sürü! mekte bulunduğunu — göstermek- (Arkası var) Bu da | tedir. mıştır. İngilizce olarak — verilea edilecektir. Amerikalılar, bazı kabul etmiş ve Sanayi Bankasına hissa dır. Yakında müzakerelere geçi Ofiste çalışmalar Şehrimizde bulunan Toprak Mahsulle:i Ofisi Genel Müdürü dün Toprac OC ete meşgul olmuş tur. Bu sen*kı tahumluk ve yem lik ihtiyacı umumi olarak 550 « 600 bin tondur. Ofis, memleket« te ekmek sıkıntısı çekilmediği i« çin her türlü tertibatı alacaktır. Mudahule satışlarına bütün s>40 deva v edilscem ve fiat h e meydan verilmiyecektir. Düm Ofiste bir toplantı yapı ni mahsu vaziyeti ve İstanbul Bo fiyatları Londra 11,38.25 2 — Paris” 102.904 '0 — Brüksel 6, 0 — Stokholm n 11.24,95, Esham ve tahvilâte 46 Kakınma 1 Kalkınma 2 9515 Kalkınma 3 967 Birinci tertip M, Müd. 1948 istikrazı 1 906 1948 istikraz: 2 Nevyork Ce — Prag Liz- 8,87 60 - 95— #