8 Temmuz 1949 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

8 Temmuz 1949 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-(13— Hitler sotrada diyen ikram edip duruyordu. Hitler'in peşi sıra, odaya gir- dim. Oda, geniş ve aydınlıktı.. Onu, gu anda bile, ASA tatlı bir rüya içinden seyrediyor gi- iyim. Bu oda, bir masanın üs- fünde duran resimli gazeteleri, kitapları, çiçekleri, köşedeki pi- yanosu, ocakta çıtır çıtır yanan Ategile ne rahat bir yerdi. Tıp- ka bir masal dünyası gibi.. Bir arglık Hitler, yanıma s0- kulup bana sordu: — Demek ki, Madmazel Hoff mann sizsiniz, öyle mi? Bu Ani sual karşısında nefe- almin daraldığını Bissetmiştim. Kalbim, hızla çarpıyordu. Ken: dimi zaptedemiyerek bağırdım: — Hell Hitler! Führerim! Ben Madmazel Hoffmann değilim, ama mad- mazel Eva Braun... O bugünden sonra, kaç defa, aadece Heil Hitler! di y de Führer! — Führer'im dedi- ğimi hâtırlayarak gülecekti! O anda da kahkahalarla gülmüş ve bana koyu mavi gözlerile öy le derin bir Şefkatle bakmıştı ki, bütün endişelerim siliniver- mişti.. Akşam yemeği, gayet mükel- defti, Hitler sofrada, bana, mü- temadiyen ikram edip duruyor- du. Daha sonraları onun yemek hususunda pek — müşkülpesent olmadığını öğrenecektim. — Fa- kat benim ilk ziyaretim, müs - 'tesna bir bayram günü gibi tes' İt edilmişti. Yemekte, Rus hav- yarından, çulluk — haşlamasına kadar, ne ararsanız vardı. Hit- ler içki içmiyor, yalnız benim kadehime — mütemadiyen şarap dolduruyordu. Kahveyi yine bizzat o pişir - mişti. Bana gelince ben, biraz sarhoş olduğum için gülüyor, konuşuyordum. Sonra gidip bir sedirin üzerine uzandım. Yedi kat gökyüzüne ulaşmış gibiy- dim, Uyandığım zaman kendi - mi yatakta buldum. Şimdi hafızamı ne kadar kur- calasam, yazık ki, hiç bir şey hâtırlıyamıyorum! Halbuki, bu, genç bir kızın bir defa olarak başından geçen ve bütün bir ömür boyunca — unutulamayan tatlı bir macera idi... Ekim 1937: Bugün bir kolu kesik olan M. “Amann, beni ziyarete geldi ve bana «parti namma> — Hitlerle münasebetlerime dair bazı di- rektifler vermek istedi. Demek ki, artık ben, partinin malı 0 - luvermişim.. — Bittabi - kendimi müdafaa etmekten geri kalma- dım. Fakat M, Amann beni ade- 'tâ şu yolda tehdit ediyordu: — Führer'e her - dilediğinizi söylemekten kaçınmanız ve her hususta bana danışmayı aslâ ihmal etmemeniz lâzım. Bu, muhakkak ki, saçma bir geydi. Zira Hitler, siyasete da- ir benimle nadiren konuşurdu.. Sonra ben, ondan hiç bir sırrı- mi saklamadığım için M. A- mann'e ihtiyacım yoktu. Şayet Führer bir mes'ele - hakkında malümat edinmek istese, elbet- 'te ki, bana sorabilirdi. Herhal - de bu efendiler, benim vâsıtam- la ona, kendi kanaatlerini bildi- Tecek değillerdi. Aksi takdirde, vaktile ihtiyar İmparator Fran- gois - Josef'e olduğu gibi, Hit- ler'e her gün hususi bir rapor göndermem icabedecekti. Mübalâğasız iddia edebilirim ki, Führer'i gerçekten anlayan bir kimse yoktu. O geçenlerde bana şöyle diyordu: — Benim askeri bir deha ol- duğumu söyleyenler var. Bu, yanlış, tamamile yanlıştır. Ben Biyasi bir deha değil, fakat sâ- dece bir dehayım ve içinde ya- gadığımız devir, şgüphe yok ki, N KADINI Çeviren: Nâzım Kemal bana mütema- ki, ben, vaktile hangi mesleğe intisap etmiş olsaydım, dünya çapında bir göhrete ererdim. Meselâ ticaret yapsaydım, bü- Yük bir servete " kavuşurdum. Sanayile iştigal etseydim, — bü- yük bir fabrikatör — olurdum. Halbu ki, ben, bir siyaset ada- mı olmayı tercih ettim, asrımızın ancak — politika va belki de harp sayesinde islah edilebileceğina — kanlim. Eğer harp, sakınılmaz bir hâl alır- ga, zamanımızın en büyük ge - nerali olacağım... Ben Führer'in sözlerini din - lerken susuyor, daha çok kü- çüldüğümü hissediyordum. Za- ften başka ne yapabilirdim O, böyle düşünmekte belki h, belki de haksızdı... Münih, 1937 yılının ilkbaharı: Hess'in evinde dalma ilgi çe- ken birçok siyaset adamlarına raslanır. Bunlardan biri, bizzat Hess'in himaye ettiği Viyana'lı Doktor Mader'dir. Bu genç a - dam, 1934 te, Viyana'da Nas - yonal Sosyalistler arasında baş gösteren kargaşalıklar sırasın - da, çok tehlikeli bir mektubu, polislerin eline geçmeden, imha etmeğe muvaffak olmuştu. Bu mektupta Rudolf Hess, daha önceden hazırlanan bir plâna re, Viyana'da hükümet dar - besi vukua gelince, Doktor Doll fuss'un derhal öldürülmesi ge - rektiğini açıkca bildiriyordu. Bu cinayeti, Planetta adında birl işleyecekti. Filhakika bu a- dam, vazifesini mükemmelen başararak cesur bir Nazi oldu- ğunu isbat etmişti. Fakat o, son Tadan asılmak suretile bunu ha tile ödeyecekti. Doktor Mader, bu korkulç mektubu Viyana sefarethanesi- nin bürolarından birinde ara - yıp bulmuş ve yakmıştı. Şimdi Hess'in Mader'e karşı niçin min nettar olduğunu daha iyi anlı- yorum... Münih, 1937 yılının sonbaharı İşte Hitler'e, bütün bir gün zarfında, saatlerce yüksek ses- le kitap okuyacağım mevsim ge lip çattı. O böyle ânlarda ra - hatça bir sandalyeye — oturup dinlenecek yerde, sinirli sinirli odada bir aşağı bir yukarı do- laşıyor, ve sanki kendi kendisi- ni tanımıyormuş gibi gidip ay- 'naya uzun uzun bakıyordu. A- ma ben, bu oyunlara hiç aldı - rış etmiyordum. Yine çoğu za- man, yüksek sesle kitap oku - duğum sırada ise, sanki inadı- na başka bir kitabın yaprak- Jarını karıştırıyordu. Derhal sus Hığumu görünce de yalvarıyor- u: — Devam et! devam et! ben seni dinliyorum. Acaba Führer'in hem beni dinleyip, hem başka bir kitap okuması mümkün müydü? Yok sa o, beni hiç mi dinlemiyordu? Her ne hâl ise şimdilik mu - hakkak ki, onun Kafası, istik - bale ait bir takım pürüzlerle do lu... Ayrıca mimarlık üzerinde derin bir etüd yapmak istiyor. Bu hususta bana şu izahatı ve- riyordu: (Arkası var) Makarna imali Makarna - fabrikaları şimdiye kadar 74 - 76 randımanla ma- karna imâl etmektedirler. Yakın da ekmek imâlinde kullanılacak B1 - 92 randımanlı unla makar- na yapmağa mecbur tutulacak olan fabrika sahipleri Şimdiki unla bile güçlükle makarna yap- tıklarını ileri sürmektedirler. Ye ni ekmeklik unla makarna yapı- lamıyacağını göz önünde bulun- Çünkü ; bi HABERLERİL |) Anadoluyu fikren kalkındırma — Ümversite talebesi ayın 16 sından itibaren seyahate başlıyor | Üniversite Anadoluyu fikren kak kındırma komitesi yaz ayları için- deki faaliyot programını tesbit et- miğtir. Bu yıl içinde yapılacak fa- aliyot Ersurum ve Diyarbakır vilü- yetlerinin köylerine münhasır kala- caktır. Anadoluyu fikren kalkındır- 'ma çalışmalarına yüz üniversiteli iştirak edecektir. Bunlardan 60 kişilik bir gurup bu ayın 16 sında Erzuruma, 50 kişi: lik bir gurup 17 temmuzda Diyar- bakıra müteveccihen hareket — ede- ceklerdir. Her iki gürup ta vilâyet merkezlerinde beşor kişilik on ek be ayrılarak köylerdeki çalışı na — başlayacaklardır. — Çalışı aları alar, 30 ilâ 40 gün devam edecektir. Ay- rica 25 stajyer doktordan müteşek kil bir gurup ta ayni tarihte Ermu: rumâ gidecektir. « Üniversitelilerin faaliyetleri sındaki iaşeleri İçişleri Bakanlığı ca temin edilecektir. Milli B Bakanlığı A F. K. komitesina 1500 adet kitap temin etmiştir. Yalnız şimdiye kadar Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığından hiç bir yardım temin edilememiştir. Kımlay bir miktar ilâç yardımın- da bulunmuştur. Ulaştırma Bakanlığı son sinif ta lebelerine yapılan yüzde 95 tenzilâ- dan- kalkındırma faaliyetino işti eden talebelero do yapılmaşını an görmüştür. T.B.M. M. nin plâsti tesisatını kontrol İnşa edilmekte olan yeni B. M. Meclisi binasının plâstik te- sisatını kontrol için İngiltereden dün şehrimize gelmiştir. D. P. Başkanını çiğneyen şoför yargılanacak 12 Haziran pazar günü ak- şam üzeri Çekmeceler arasında Soğuksu mesiresinde Demokrat Parti İstanbul il idare kurulu başkanı Abdurrahman — Münip Berkan'ı çiğniyerek ölümüne se bep olan otomobilin şoförü Dur sun Turan hakkındaki hazırlık tahkikatı sona ermiştir. Tahki- kat sırasında hâdise mahallinde yapılan keşiflere müstenit ola- rak verilmiş olan bilirkişi rapor larına göre kaza sırasında oto- mobilin firen tertibatının bozuk olduğu ve fakat müessif kaza- 'pin meydana gelmesinde goför D. Turanın da bir tedbirsizlik ve dik katsizliği mevcut olduğu anlaşıl mıştır. Savcılık bu mealdeki bilirkişi raporlarına dayanarak sanık a- leyhine, tedbirsizlik ve dikkatsiz- likle ölüme sebebiyet verdiğinden asliye ceza mahkemesine bir dâ- va açmıştır. Dâvaya yakında baş lanacaktır. Maden 'direği Zonguldakdaki kömür istihsalini arttırmak için Skandinav mem- leketlerine maden direği müba- yaasına gitmiş bulunan Etibank umum müdür müavini B. Hik- met Rauf Sarper dün — uçakla gehrimize dönmüş ve istihsal i- çin lüzumlu maden direğinin te- min edildiğini bildirmiştir. İnşaat mütehassısı Bayındırlık Bakanlığı tarafın- dan memleketimizde yapılacak inşaat işleri için davet edilen yarın ismimle anılacaktır... Şu- 'nun hiç kimse farkında değildir duran fabrikatörler ilgililere mü racaat ederek buna bir çare bu- lunmasını istemişlerdir. davet edilen mühendis Mr, Shcen | | YENİ İk konomik gelişme, hemen her tarafta, müşkül bir safha- ya girmiş bulunuyor. Bu zorluğun bi istihsalin a8 olması değildi Nepredilen İstatistiklere göre, —her tarafta elde edilen mallar, harpten evvelki yılların soviyesini, çoktan aş miştir, Binaonaleyb barp münasobe- tile, katlanılmış olan mahrumiyat - ler, kolayca telâfi edilebilmiştir. P: kat bu neticaye varıldıktan sonra, istihsal tomposunda, biraa yavaşla- ma olmasını tabif görmelidir. Nite - kim, dünya iktisadiyatının şimdiki haldo en bnstas barometresi — olan Azmarika'd, Hlatlerde"bir islikrar va Hazp seneleriü! ve rülbü takip edan $e Sollkei Şilgiö? kasasgları, eti KDA mavata! lll Dakrilk'dü “iallmbeda ll biz heyi Arallağla, İşbardaklkrin V| tüa t öt a Rörrdekbi. sbahi Blelmba!” Tasp'ışülete, bibadla habiliri Habrstncaeliz ökükAk <ge gitli Kaynaklardan,“zinhtelif. amel ça yokllslarla, ilarl türülüsordu. “A0KÜR Yimdiki tereddüt. ve terakkn€ devri, bamilürtmokğtüinitİa bakldhen crey edil| ilürinöü “bür Kübus 'ibi “körkuları meş'um hâdisonin başlan; midir? | Buğllüden. iyi-ve- kesin bir teşhis simdiden tedbirler almakta hiç — bir zarar yoktur. Nitekim Birleşik A - merika'nın muhterem Cumburbaşka- nı Mister Truman, daha — aşlarca evvel, zor bir devrenin başlayacağını mütahassıslarna atfen haber — ver mişti. —— .—— .—.———. Öldürülen Balıkçınin duruşması karara kaldı Bir müddet evvel Karadeniz sahilinde Hamidiyeburnu mınta- kasında balıkçı Ömer Kaya, tüfek kurşunile öldürmek ve Ah met Pekcanı da yaralamaktan | sanık İbrahim Akıncının duruş- | masına 2 inci ağır cezada bakıl- mıştır. Bu celsede yalnız maktulün ve kızkardeşi Feride mi l olarak bulunuyorlardı. Sa: nık duruşmaya gelmemiştir. Esas hakkında — mütaleasını serdeden savcı Boğaz kıtalarına mensup bir er olan sanığın bu cinayeti vazifesi sırasında işledi- ğini hâdise mahallinin yasak böl ge olduğunu ileri sürerek berae- tine karar verilmesini istemiştir. Duruşma karar — için 14 eylül çarşamba günü saat 15 e bıra- kılmıştır. İdamı istenen suçlu * Bir müddet evvel sur dışında Davutpaşa kışlası civarında Ah- met adında bir taşralıyı parası: tamaen ve nüfus tezkeresini ele geçirmek için sopa ile başına vu rarak öldürmekten sanık ve Har biye cezaevinde mevkuf er Ha- san Üzelin duruşmasına 2 inci ağır cezada devam edilmiştir. Bu | celsede mütaleasını serdeden sav | € suçlunun idâmını istemiştir. Kendisine müdafaa hakkı ve- rilen sanık, söyliyecek hiç bir sö | zü olmadığını söylemiş ve: «— Para ve nüfus cüzdanı i- çin adam öldürülmez!» demekle İktifa etmiştir. Duruşma karar için 25 Tem-| muz pazartesi günü saat 11 e bi rakılmıştır. Ezilen tayfa Şehir hattı seferlerinde işliyen Haydarpaşa vapuru müstahdem- lerinden Ahmet Özcan evvelki akşam Yenimahalle iskelesinde Haydarpaşa vapurile 68 numara h vapur arasında kalarak ezil- miştir. Kazazede Baltalimanı has tahanesine kaldırılmış hâdisenin tahkikatına başlanmıştır. Ankara gidiyor İngiltereli mühendis Mr. C, E. H. Smith dün uçakla Viyanadan şeh rimize gelmiştir. . BUYÜK AŞK ROMANI Yazan : SERVER BEDİ Vildan sordu: — Bana söz verebilecek mi- Biniz? — Şüphesiz Vildan, Bir daha onu aramıyacağım. — O sizi ararsa? — Ümitlerine hiç bir şey ilâ- ve etmiyeceğim. Vildan bu cevabı beğendiğini hissettiren bir gülüşle başını salladı: Zannetmem ki bir daha o buraya gelebilsin, dedi. Sonra yorgun bir tavırla göz lerini yumarak derin bir nefes aldı: İstirahate çok ihtiyacım yyar, dedi, gideceğim, yataca- ğım. Bir kaç gün başımı dinle- meliyim, Sonra.. Bilmem ki.. Sizi belki ararım. Aramaz- Bam,. Biliniz ki, Nejadın yüzüne bakarak ilâ- ve etti: — Bendeki hâtıranız, unutul maz bir dostluk kadar, güzel olacaktır. Nejat sitemli bir sesle: — Vildan! deç Kadın eldivenlerini giyiyor- dü.. Nejat tekrarladı: Vildan! Oturunuz, Bizinle konuşmalıyım. — Çok yorgunum, Nejat. — Şuraya, divana uzanınız. Burada dinleniniz. Sizi yoracak hiç bir mevzua girmeyiz. Bir- likte hülyalara dalarız. Uzak, çok Uzak bir iklimde, fıstık a- Zaçlarının yelpaze gibi gökyü- züne uzandığı gölgelikler içinde bir hayatın rüyasına dalarız. Şuraya uzanınız ve gözlerinizi yumunuz. Çok rica ediyorum. Kalktı ve Vildani elinden tu- tarak kaldırdı. Divana uzanaa kadınmı ba- gının altına yastıslar koydu. — Gözlerinizi yumunuz, de- di. Size küçük bir — sürprizim var. Nejadın maksadını başka tür lü anlıyan Vildan, başını silke- leyerek doğruluyordu. Genç a- dam temin etti: — Hayır, dedi, bana bir sa- niye itimat ediniz. Bir dakika, fazla değil. Kapatın gözlerinizi. Vildan gözlerini yumdu. daha No. 34 Nejat koştu ve bitişik oda- dan kemanını alıp geldi. Bir sarenad çalmağa başladı. Ha- fif ve tatlı, tatlı ve dinlendiri- ci bir hava. . Kadın gözlerini hiç açmadan dinliyor ve gülümsiyordu. Ne- jat iki üç küçük parça daha çal dı, sonra kemanı bıraktı, di- vanda uzanan ve kaşlarından biri hafifçe yukarı — kalkmış, gözleri hâlâ yumulu ve dudak- ları, tatlı bir rüyaya gülümsi- yormuş gibi derin bir haz göl- gesiyle çerçevelenen Vildan ya- 'Dına oturdu, İki avucunu onun Böğsünde kabarık ve gergin du ran iki yuvarlağın üzerine ha- fifçe koyarak dudaklarını du- daklarının üzerine kondurdu. Sonra yavaş yavaş ellerinin va dudaklarının tazyikini arttır- maya başladı. Ağızları birbiri- ne karıştı ve Nejadın bir kolu Vildanı belinden sararak onuu gerilen ve kıvranmağa başlıyan vücudunu kendi vücuduna y pıştırdı, İkisi arasında elektr lenen temas noktaları gittikçe artıyordu. Ankara vapuru bugün - Batı yar babası Maksut ile annesi * SABAH tisq di c Yazan: Ba Ord. Prof. Şükrü BABAN Momlekotlerin, kondi kabukları i- gine çekilerek, yağlarile kavrulmala rı büyük müstahalller için hiç — de çazip bir vaziyet değildir. — Esasen Otarsi (atarcle) an çok — mabrumi- yet demektir. Birleşik Amerika İk- tisaden gerl olan dünya memleket - lerine yardım projesini — düşündüğü vakit, bununla okonomik faaliyot ve mübadeloleri çoğaltmağı istihdaf ey lemiştir. Hattâ, Amerika zimam - darlarına göre, yapılacak yardım hu- susf sormayodarlar tarafından vâki lsa aha iyi ve yerinde olur. Fakat | Amerika - kapitalistlerinin, yibancı | ülke yatırırlar yapmaları için ermayelerini ve bu işten hâsıl ola- ak kürlarını dolar olarak tahsil et mek ve bunları rahatça — anayurda | ithal eşlemek imkânları sağlanmalı- | dır. Geçen sene Amorika maliyesi ancak hariçte kullanılan ve yatırı İan sermayelerin — Cesasını, — dolara irmek ve memlekete sokmak hu: susuna müsaâde ediyordu. Şimdi, i- dareciler, ölçüyü biraz daha geniş - letmişler ve yalnız sermaye anasının değil irad ve kârdan bir kışmının Ja dolara tahvil kabiliyetini kabul eşlemişlerdir İstikbal, bütün — Anglo-saksonları, düşündürmektedir. — Amerikalı'ların endişesi, Marshall Plânı, başarı ile işleso bile,'bunun bir sonu gelecek- tüf D vİRMNSL.yok Taak Te MağAK dir. 1953 yılından sonra Avrupa — ve Amerika iktisadi münasebet ve he sap bilânçosundaki müvazenesi: ortadan kalkacak mdır? Bu nokta k şüpheli görünüyor. Bu itibarla, Birlefik Amarika hesap müvazene sinde yeni denklik elemanları ara - mak lâzimgeliyor ? bubahis- assastır ve gün geçlikçe zik bir vaziyet göstermektedir. — İki haftadır Brüksel ve Paris'te — top- nan kötferanalar - ki, buraya Bel- ika, Fransa ve Amorika iştirâk et mişlerdir £ zâhirde bâzt anlaşmalara varmış ise de hakikatte sıkıntılı du- rum devam etmektedir. Belçika a- İacağı — storlinleri “serbestçe dolara tahvil etmek talebinde, Fransa'nın tavassutile, biraz tadilât yaptı — ve İngiltere bidayette tek İngiliz lira- nın dolara Çevrilmesine — müsaade etmiyeceğini söylerken, Belçika ala- saklarının 9625 inin dolara tahvil küdretini kabul etti. Fakat bu or- talama hal çaresi de, teferrüata iyi- ce bilinmemekle beraber ne her tarafı tatimin edecek « mah de içinde yuvarlanılan zorlukla- ra şifa verici bir deva olnbiliyor. Londra borsalarında, İngil let rantleri, bir hafta içinde, de- Petrol mütehassıslari dün şehrimize geldi Maden tetkik ve arama ensti- ü müdürü B. İhsan Ruhi Berent tarafından memleketimize davet edilen Brown Drilling Company mühendislerinden Mr. Dawson ve Mr. Wattles dün uçakla şehrimi- ze gelmişlerdir. Amerikalı mü- hendisler yarın Ankaraya gide- cekler ve enstitü ile bir anlaşma- ya varildığı takdirde memleketi- Mizdeki petrol arama işi için son dajlar yapacaklarıdır. Oslo Elçisi geldi Oslo büyük elçimiz B. Süreyya Anderiman bir aylık mezuniyet müddetini geçirmek Üzere dün şehrimize gelmiştir. Büyük elçi kendisiyle görüşen Bgazetücilere Norveç ile olan ticaretimizin son zamanlarda çok gelişmekte oldu- ğunu söylemiştir. Fiat mürakabesi Belediye, sayfiye — yerlerinin çok olduğu ilçe kaymakamlık- larına birer tamim göndererek, Akdenize İlk seferine çıkacak- tır. Fakat, evvelâ Vildan, sonra da Nejat, birdenbire sıçradılı Kapının zili şiddetle ve uzun u- zun çalınıyordu. Adetâ, kapıyı kırmak istiyen bir adamın 00- dan evvelki öfkesini seslendi- ren bir süreklilik ve şiddetle ça İnıyordu. İki avucunu yanaklarına ka- pıyan Vildan hemen doğrulup oturdu ve Nejadın bir elini tu- tarak, alçak sesle: — Gitmeyiniz, dedi, odur. Nejat ayağa kalktı ve — yül- sek sesle: — O kim? dedi, Vildan bir parmağını duda, nın üstüne koyarak, daha al- çak sesle yalvarıyordu: — Susunuz! Gitmeyiniz! Ne- jat, gitme, gitme!.. Fakat genç adam kısa bir te- reddütten sonra kapıya koştu, elinde bir kâğıtla salona dön- dü: — İzmirden, ablamdan telg- raf! dedi. Vildan ayağa kalkmıştı. Nejat telgrafa bir göz attık- tan sonra, salondan çıkmağa hazırlanan Vildamın yolunu kes ti — Otur, Vildan, yalvarırım.. Derin ve titrek bir nefes a- lan kadın, Nejadın kollarından kurtularak: — İmkânı yok, dedi, hemen Bitmeliyim, Nejat onun ellerini bırakmı- yordu: — Pur biraz, izah etmelisin, fiat murakabesine önem verilme- sini bildirmiştir. «O» dedin, <O» kim? Mithattaa sonra bir «O> daha mı var? Vildan, içinde yüzebilecek ha kikatleri gizlemek istiyormuş gibi gözlerini kısarak ve kırpış- tırarak başını arkaya doğru at- tı ve salladı: — Hayır, hayır.. — Fakat sen demin birinden korktun, kimdi 0? — Eski korkularım.. Birden bire onu hayatta sandım, — 0 kim? — Mithat.. dim, Vildan yalan söylüyordu. Ne jat bu mevzuda bir şey bildiği- ni sezdirmemeğe çalışarak, sah- teliğini belli etmediği bir hay- ret içinde sordu: — Mithat mı? Fakat ge mektupların yazısı onun değil- di. Bunu hiç düşünmedin mi ? — Hayır, Nejat, başım — çok yorgun, çok perişan. . — Hiç düşünmedin demek! — Düşündüm, zihnifhi fazla yormadım, fakat, Çünkl.. Ne- jat.. Off.. Ne kadar yorgu- Dum bilsen.. Hem de O eldi- falan, » bir gey, yatacağım, Onu yaşıyor san ven, Selmin meselesi Hiç uyumadım gibi dün gece.. Gidip yatmalıyım. — Burada yat, uyu.. Vildan ellerini birdenbire Ne- Jadın avuçlarından kurtararak yürüdü; saatine baktı. — Selmin de bekler beni, dedi. — Ne zaman gelecek? Herlerinden çok kaybetmişlerdir. Ser| hisler UARAARARAARAARA, : j İktisadi müşküller, para dertleri... vo altına muhtaç olmamak için it - halâtı asgürt badde İndirmek te bir gçaredir. Fakat bu yol mahrumiyet ve sıkıntı tarikidir. Esason beş al- ti yal harpten bezmiş ve onu takip eden sonelerde de karp varmış gi , mahrümiyetlere katlanmış mem- maye ve raat / bahiplerinin bu yüz- 16ketlerde, — biras nefes — alınmağa len zararları beşyüz milyon İngilis | haşladıktan Sonra, tokrar ayni tah- İrasını bulmuştur. Bu miktarın kü | ağdata gidilmeğe, balkldln galkele gümsenmiyecek bir seviyede olduğu- nu kabul etmelidir. İşte bu itibarla- dır ki, dünkü tolgraflarda bir İngi- İlleri müsit midir? Bırf iktisadi ol- masa da bu nokta gözönünde tutul- mak Jâzımdır. Hattk Birleşik Ame- İla malt “bulranından “açikce. bahte | cike gorbost ve ieniş “mübadalılür Mediğinden yeni bir tahdit tarama Amerikalıların resmen değilso de, | kolayca muvafakat eder mif Çün matbuatta İahar ettikleri — kanaate| kü eterlin Sahasına dahil olanlardan göre, İngilis lirasının değeri haddin- | bazılarının — dolar sahasile de sıka den fazladır. Bâzı Amerikalılar bu | münasebetleri vardır. görüşlerini teyld için Antil adaları-| Şu karışık tablo £ aP na yapılan sevkiyat —hakkında “ora | kongmik mes'oleler had bir safhaya ticaret odasının neşretliği bir ista-girmiştir. Storlinin durumu, doların fistiğe dayanıyorlar. Bu rakamlara İvaziyeti, ip ve dıp baskılar, prob- göre Amerika veya Kanada'dan it-İlemleri büsbütün grift bir hâle hal edilen mallar İngiliz emtiasın- | muştur. | daha ucuzdpr. Ve bu ucüzlük | — Bütün bu dâvaların yanında — ve n yüzdeyüze bâliğ olmaktadır.|onlara müvazi olarak bir de altın Böyle olunca İngiliz — lirasınn Çokİdeğerinin tekrar tâğini vardır. Al- pahalı olduğu neticesine varmak ka-|tın fiatını Amerikalı'lar düşük — ve bil olur. Pahalı olan parayı ucuz - şâbit tutmaktadırlar. Halbu ki, af latmanın çaresi de onun — değerini | tın müstahsillerinin — başında gelen azalimaktır. Binaenaleyh İngiliz ma-| Büyük Britanya b durumdan — gi- liyosi milletlerarası mücadeleyi ko- | kâyetçidir. Ve altın bedelini verbent Jaylaştırmak istiyör ve bu sıkıntıya | bırakmak veyahut hiç olmazsa — bir engel olmaktarsu ediyorsa sterlini İ miktar yükseitmek taraftarıdır. Öter devaluer eylemelidir. Sir (Stofford İlinin değeri bahis Tmevzüu olarken Cripps) in böyle bir hâl şekline, ya-|altın dâvası da kurcalanır mı? Bu naşmak istemediği — biliniyor, hattâ|iki mes'ele birbirine bağlanır mı?. İngiliz maliyesi neşrettiği müteaddit tebliğlerde bu gibi söylentileri sür' atle yalanlamıştır. ve Paris'te neler konuşul- duğünu lâyıkile bilmiyoruz, bakanlar arasındaki sırlara vâkıf bulunmuyo- ruz, yalnız müküleme ve müzakere- lörde, İngiliz Jirasının mukadder: tına temas edildiği — farzolunabilir. Nitekim Amerika hazine — nazırının Paris konferansı — akabinde, Paris'e gelmesi herhalde boş ve lüzumsuz gildir. Yakında bu zât Avrupa'nın di- ğer memleketlerini, hattâ Mısır ve belki de Ortaşarkı ziyaret — eyliyo- vektir. Diğer taraftan İ camiasına dahil memleketler yakında, Lendra- da, İngiliz Maliye Bakanmın baş - kanlığında bir toplantı aktedecekler- dir. Bu Kommon - Vealtlı içtimamda İngiltere'nin dolar stoku ve İngiliz | altın mevcudu. hakkında ilgili Bakanlara izahat verilecek ve güdülecek mali ve nakid politikası hususunda reşleri alımacaktır. Çin kü Tagiliz bankasının, altın ve do- lar ihtiyatı, sırf — İngiltereye değil bütün sterlin sahasına ait sayılmak- tadır, Sterlin değerinde bir #ndirme, Türk lirasının değerindö yapılan su- kufta kullanılan hoş tâbirle, ayar- lama bütün sterlin “ blokuna dahil memleketleri, yüni dünyanın hemen dörtte” birini alâkadar eder. Dol, bankasımn Uçak seyrüseferi tanzim edilecek Devlet Havayollarının yaptığı bir kontrat mucibince tayyarele- rin seyrüseferlerini tanzim eden bir rapor hazırlamak için mem- leketimize davet edilen İngiliz ha vacılık mütehassısı Mr. Steward dün bir İngiliz uçağı ile Yeşil- köye gelmişti Kastamoni Panamada «Kastamoni» gemisi dün gece Nikaraguadan Panamaya gelmiş ve burada beklemekte olan yeni gemilerimizden <Trabzon» a şe- | hit tayfaların naaşlarını aktar- ma etmiştir. «Kastamoni» gemisi buradan, son ikmâl limanı olan Man - Of Wer Ceys limanına dö- nerek ikmâlini yapıp İngiltereye hareket edecekti «Trabzon> gemisi ise —bugün Panamadan Venezüellada Cara- cas limanına hareket Cenova ve İstanbula getirecek- tir. Giden Yahudiler «Buntaş> gemisi İle dün akşam | Hayfaya 212 yahudi gitmiştir. —e M a A — Bilmiyorum, hiç bir şey bilmiyorum. Seni telefonda arıyayım mı? — Sakın, rica - ederim, daha bana telefon etme, mem, konuşmam. Nejat, Vildana mantosuau giydirirken soruyordu: — Peki, fakat.. Ne zaman.. Kadın cevap vermeden ve yü züne doğru Nejadın uzattığı d dakları boşlukta bırakarak sür- atle çıktı. Yalmız kalan Nejat avucunu burnuna götürdü ve derin bir nefes alarak Vildanın bıraktı- ği kokuyu içine çekti. VI Ertesi gün, öğleye doğru, Sel min geldi, İki günde yüzü o ka- biz gel dar solmuştu ki, Nejat hayreti- ni ve teessürünü saklıyamadı, onu bir elinden tutarak salona aldıgı zaman, bir koltuğa oturt yüzüne derin bi tuktap sonr: gefkat ve dikkatle baktı: — Ne oldunuz? dedi, felâke- tin sizl bu kadar sarsacağını tahmin etmemiştim. Fakat Selmin, yüzünün Tarını bir daha kısaltıp vücu- dunu âdeta ufaltan bu keder ifadesi içinde de güzeldi. Her a- cı tecrlibeye ve ağır imtihana dayanan bir halislik bu güzelli- ğin esas vasfını teşkil ediyor gibiydi, edecektir. | Gemi buradan alacağı yolcuları| bu solgunluğu, mahzun ve dalgın gözlerinin süzgünlüğü ve omuz- İşte bir takım sualler ki, banlara verilecek cevaplarla vaziyetin” inki- şafı yakından ilgilidir. İzmirlilerin güzel bir düşüncesi İzmirliler 3 ağustosta İstanbul dan başlıyarak İzmir, Kıbrıs, Bey rut, Hayfa ve İskenderiyeye dö- nüşte tekrar Hayfaya ve İzmire uğrıyarak İstanbulda sona ermek üzere bir Akdeniz gezisi tertip etmişlerdir. Bu geziye çok sevilen iki ses sanatkârı ile kuvvetli bir saz eki pi de iştirak edecektir. Bu gezi 'nin çok istifadeli ve eğlenceli ol- ması için tertip edenler hiç bir fedakârlıktan kaçınmamışlardır. Tekaüde sevkedilenler Yeni emekli kanunu gerej belediyede 250 memur tekaüde sevkedilmektedir. Bunlardan 15 i 30 yılı ve 65 yaşını doldurmuş olanlardır. Diğerleri arasında me saisinden istifade edilenler bulu nursa, bunların yeniden çalıştı- tırılmaları cihetine” gidilecektir. Vilâyette ise 6 memurun teka üde sevki icap etmekte ise de, bunlar bir müddet daha çalıştı- rılacaklardır. ( ) | KISA HABERLER Â - * Şehremini Halkevinden Evimizde matematik, İngilizce ve Fransızca derslerine ait kurs- lar açılmıştır. İkmal imtihanla- rına hazırlıyıcı mahiyette olan bu kurslara kaydolmak isteyenlerin iki adet fotoğraf ile birlikte her İgün öğleden sonra evimiz idare |müdürlüğüne müracaatları lâzım dır. * Ortaköy Halkodası Başkan- lığından: Orta okul öğrencilerini sınav- lara hazırlamak gayesile mate- matik, İngilizce, — Fransızca, ve fizik kursları açılacaktır. İsteklilerin Ortaköy Gürcü Kı- z 8 No: daki Halkodamıza çar- şamba ve cumartesi günleri sa- at 15 - 16 arasında müracaatları. * 3 temmuzdan itibaren açıl- mış olan Küçüksu-Bebek araba vapuru seferleri büyük bir ihtiya cı karşılamış ve rağbet görmüş- tür. Bu seferler her gün gece 24 e kadar yapılmaktadır. * Denizyollarının «<Demir» ve «Ödemiş> şilepleri Finlandiyanın Yxpila Jlimanına varmışlardır. Her iki gemi de buradan Eti- bank adına maden direkleri yük- liyerek Zonguldağa getirecektir. * Napolide havuza alınan ve bazı ufak tefek tamirat yapılmak ta olan Kocaeli tankeri birkaç güne kadar havuzdan çıkacaktır. Gemi buradan petrol ofisl adına akaryakıt yüklemek Üzere Aba- dana gidecektir. * İstanbul şehir hatları işlet- mesinin bu yıl tertiplediği yaz tarifesinde, Yalova ile İstanbul arasındaki seferler arttırılmış ve günün muhtelif saatlerinde ihti- yaca uygun müteaddit seferler konulmuş bulunmaktadır. Uraz dün Küçük Çekmeceye gi- derek milli eğitim teşkilâtını tef- tiş etmiştir. E Kadıköyünde #parasını kayıp eden bir emekli |8 — kaomköy Malmüdürlükterin- den Üç aylıklarını alan emek- 1i bir zat parasını düşürmüş- tür. Bu para - bulunmuştur. Parasını kaybeden — emeklinin Kadıköy kaymakamlığına mü- K üç aylığını ab (Devamı var) İdünya turu yaptılar; * Milli Eğitim müdürü Murat 8 TEMMUZ 1149 Dünya turu yapacak ilk Türk: Esat Mahmut Karakurt... «veni Sabah linde artık Türkiyo'nin birinci sınıt Yeni Sahibinin e- gazoteri olmuştur. Bu başarıyı sar dece okurlarının arzularına ve ihtk yaçlarına covap verscek şeklide yar yınlar yapmakla elde etmiştir. Şim- di de hiçbir. gazetenin yapamıyaca- Bi bir fedakârlığa katlanmış, — meşr hur ve sevilmiş romancı Esat Mahr müt Karakurt'u dünya — turuna çe karmıştır. Dünyanın düz olmadığı en az Iki bin sene evvel bazı âlimler ve filo- zoflar tarafından İddla edilmiş, far Kat İsbatı ancak — önbeşinci asırda mümkün olmuştur. Dünyanın yuvarlaklığının en ke- sin dekili “Macellan ve onun arka - daşları tarafından — dalma — güneşin doğduğu tarafa gidildiği halde — en sonra ayni noktaya gelinmiş olma- sıdır. Ondan sonra birçok kimsettr fakat bunla - Fın arasında yazık Kİ bir tane bile Türk yoktu. 'Türk denizcileri onaltıncı asır son Jarında *Atlâs — Okyanusuna çıkarak Kanarya adalarına gittiler; on; dinci asrın ilk yarısında ise İngilte- re, İrlanda ve — İzlarda — kıyılarını vurdular ; Bu Gdenizcilerin en moşhuru 1627 de İzlanda'ya akın yapan «Murad Rols> dir. Daha sonra yine <Murat Reis> adında cesur bir. Türk de- nizcisi Atlâs Okyanus'unu aştı; kur zey Amerika'nın Ternöv — kıyılarına yaklaştığı sırada korkünç bir. fırtir naya yakalandı, gemi battı ve kim- 80 kurtulamadı. Türk tarihinin en büyük soyyahı <Evliya Çelebi> dir. Bütün Anado- du'yu, Arabistan'ı, Kafkasya'yı, Kı- rım'ı, Güney Rusya'yı, Balkanları, Avusturyay'ı, Macaristan'ı, Alman- ya'yı, Hollanda'yı — dolaştı;. gayet meraklı ve değerli olan meşhur ese- rinİ yazı Büyük Türk Amirali Seydi Ati Rois de donanmasının Hindistan kı yılarında bir fırtına yüzünden par- çalanması üzerine Gücerat hüküm - darına misafir oldu, Efganistan ve İran yolile Türkiye'yo döndü; — pek faydalı, bazı garip vak'alar ve bilgi- lerle dolu olan eserini kalome alk Bütün araştırmalarımıza” rağmen dünya turu yapan bir Türk'e te- Birinci — Dünya Gülcemal vapuru: '1un epeyoe Bürültülü ve maceralı o- fan Amerika seyahati höâlâ — hâtire lardadır; Üç sene evvel Bakır şile- binin Atlâs — Okyanusunu — aşması, yersiz olarak, mühim sayılmıştı. İ te Türk tarihinde İlk defa bir Türk'e ün dünya turu yapmasını da <Yeni Sabah> sağlamış bulunüyor ; bu İti barla gazetemiz tarihi bir vazifeye başlamış demektir. Esat Mahmut Karakurt nev'i şah- sına münhasır, zeki, orijinal, aynl zamanda yüz ve vücudca gösterişli, sevimli bir romancıdır; gideceği yere derde derhal gönülleri fothedecej ne, her türlü kolaylığı — bulacağına SÜphe yoktur. Arkadaşımıza hayırlı seyahatler ve başarılar dilerim; se- dümetle dönmesini candan temenni aderim, Kadircan KAFLI Kartal - Yalova araba vapuru. seferleri Kartal ile Yalova arasında ih- das edilen araba vapuru sefer- lerinde işliyecek olan «Çardak» araba vapurunun son seyir tec- Tübeleri de bitmiş ve tarife hazır lanmıştır. Seferlere 15 temmuz- dan itibaren başlanacaktır. Yalanlanan haber Şehrimiz vali ve belediye reis muavinlerile emniyet müdürü- nün, münhal valiliklere tayinleri hakkında verilen haberler henüz teyid edilmemiştir. Muhtar Acar Sinop valiliğine tayin edileceğina dair olan haberi yalaplamıştır. Vasati — Ezanl Yuz (İleri alafranga) Saatile Evkat İmsak : 3,20| İkindi — :17.19 G. Doğu: 5,34 | Akşam : 20,43 Öğle — : 18,19| Yatsı — : 22 5)| (” Nöbetçi eczaneler &4 8-7-949 Aksaray —: S. Gügen e. Beyuzt — : Gedikpaşa ğ : Kinyonli - Beyoğlu bt Eminönü Istanbul Fatih Üniversite Kadıköy Balk Ec. Kasımpaşa : — Merkez Samatya — : Erofilos Ec. Topkapı —: H Ergen Üsküdar — : İmrahor

Bu sayıdan diğer sayfalar: