BAYFA : 4 İ_ktisadî İsraili kemiriyor Parlak emellerle Yahudi ülkesine giden İsrail Devletinin programında bir senede 250 bin muhacir yer- leştirmek, bunlara ev, iş veya toprak temin etmek ilk plâna alınmıştır. Yapılan hesaplara göre —bu günkü hudutlar dahilinde 6 m'l yon insan rahatça yaşayabile - cektir. Fakat bugünkü durum bu he- sapların pek doğru — olmadığını ispat ediyor gibidir. Bu gün korkunç bir iktisadi buhran, memleketin bünyesini kemirmektedir. — On binlerce muhacir işsizdir. Büyük hayal - ler ,parlak emellerle gelenler an cak taş kırmağa gönderilmişler- dir, Diğer taraftan başlayan en- flâsyona karşı işçi ve memur ücretlerine yapılan zamlar da paranın iştirâ kabiliyetini büs- bütün düşürmüştür. Bu gün, bir karı koca ve bir de çocuktan ibaret olan bir aile- nin mütevazi bir hayat geçirebil mesi için en az 1500 Türk lira - sına ihtiyaç vardır. Halbuki bir işçi, ancak günde 20 lira, bir memur ise 500-1000 lira maaş almaktadır. Vaziyetin vahametini anlayan ilgili devlet adamları ise şöyle düşünüyor - lar. «— Evet, iktisadi buhran baş lamıştır. Fakat biz evvelâ dev- letin kuruluşu işile meşguldük; sonra bütün gayretimizi harbe rdik. Bu gün muharebe bit miştir. ekonomik dâvayı şimdi ele alıyoruz. Göreceksiniz, — ya- kında bu işi de halledeceğiz.» Fakat nasıl.. Fiyatlarda tenzilât yapılaca - A, ticarette murakabenin arttı rılacağı ve bu suretle hayatın u- cuzlatılacağı vesair parlak vâ- mdler, sadece lâfta kalmıştır. Yabancı sermayeye kapılarını açan devlet, bu sahada da Su- kutu hayale uğramış, beklediği ni temin edememiştir. İsrailde — istihsal başlıca iki esasa istinat ediyor. »Portakal ve potas sanayii.. Harpten evvel 5,5 milyon İn- Biliz lirası kıymetinde ihracat yapan portakal usaresi sanayii, eski istihsalini bulamamıştır. Kimyevi sanayi ise Lüt denizi sahillerindeki İodine fabrikaları- na dayanmakta ve buraları kâ- milen tahrip edilmiş bir halde bulunmaktadır. Bunların faaliyete geçirilmesi daha uzun zamana mütevakkıf- tır. Bu gün İsrailin ihracatı hemen hemen hiç mesabesinde - dir. Ziraate gelince: bugünkü nu dutlar dahilinde hububat yetiş- tirmeğe elverişli topraklar pek azdır. Zirai mıatıkalar, Arapla- rın elinde bulunuyor. Dolayısile istihlâkatının yüz de doksanını ithal etmek — mec- buriyetinde — bulunan İsrailde, müstakil bir ekonomik rejimin kurulması güç ve hemen hemen imkânsızdır. Amerikadaki büyük - yahudi sermayedarlar bu yıl araların - da 150 milyon dolar toplamışlar ve İsraile teberrü etmişlerdir. A;;wîlgi memleket göçmenler ancak taş kırmağa gönderilmişlerdir Yeni Sabahın İsrail diyarına gönderdidi Mehmet Atakerden: ıııı —— —: — Günden güne artan memleket nüfusu ile beraber ihtiyaç ve buhran © nisbette çoğal- dığı için, hariçten ne kadar yardım gelirse gelsin, bunları karçılamak pek de kolay bir iş değildir. Senede 250 bin kişiye ev te- mini, sanayi, ziraat vesair — İş- leri için 100 milyon Filistin li- rasına ihtiyaç vardır. Amerikadaki — yahudiler, parayı nasıl temin edecekler? Seyahat serbest bırakılacak olursa, Arzı Mevudu terketmek istiyenleriy sayısı pek çoktur. Fakat İsrailden bugün yaban Cılar müstesna, hemen hemen hiç kimse harice çıkamıyor ve memleket kocaman bir. kon - santrasyon kampına benziyor. Çünkü iş adamlrına bile vize vermiyorlar. Sebebini soracak o- lursanız, size: — Henüz harp bitmedi, onun için müsaade etmiyoruz! - di; ceklerdi. Muhacirlerden bir çoğile rüştüm. — Biıraksalar, bugün dönece- ğiz! diyorlar. Umumi bir işsizlik başlamış, bütün iş sahaları dolmuş ve tı> kanmıştır. Yeni gelenlerin — durumu ise kelimenin tam mânasile feci Devlet bütçesi, ağır yükler al tında ihtiyaçları karşılayamadı ğından bir çıkmaza girmiştir. 946 yılında 26,5 milyon olan te- davüldeki para, 949 da 33 mil- yonu aşmıştır. İşçi ve memur ücretlerinde yakında tenzilât yapılacaktır. İşte asıl kıyamet o zaman ko- pacaktır. Yapılan bütün gayretlere rağ men günden güne artan hayat pahalılığı, halk arasında anarşi yaratacak bir hal alıyor. Hükümet işçilerin günden gü ne artan mühalefeti karşısında kuvvetini kaybtdiyor. Bir iç ih tilâlden korkulmaktadı Bu gün “için heni n Ü- mitler kaybolmamıştır. - Memle- ketin büyük ekonomi mütehas - sısları bu duruma çare bulmağa çalışıyorlar. Halk şimdilik neti- ceyi bekliyor ve sabrediyor. Çünkü hükâmetin bir sürü plânları, muazzam projeleri var. Bunların en başında da Akabe körfezi ile Akdeniz arasında bir kanal açılması, bugün ancak cı- lız nebatların yetiştiği ve İsrail topraklarının yüzde 46 sını teş- kil eden Neguev çölündeki yer altı sularından istifade edilerek geniş bir ziraat sisteminin tat- biki suretile 8-10 milyon dönüm eb'adında ve bu gün hiç bir işe yaramıyan arazinin müsmir bir hale getirilmesi gibi milyarlara ihtiyaç gösteren mühim işler vardır. Muharebeden evvel İsraile çağırılan Amerikadaki Tennesy dünyanın en büyük hidro elek- k satralım kuran — mühendis Dawdermilk tarafından hazırla- nan bu proje, kuvveden fiile çı karıldığı takdirde Yahudi yurdu bir cennet olacak ve Süveyş ka- nalı kıymetini kaybedecektir. İşte halk, bu hayali projelerin yakında hakikat sahasına inti- kal edeceği hakkındaki vaidlere inanarak — sabrediyor.. — Fakat iki milyar Türk lirasına ihtiyaç istihlâk de bü Bö- ASAN CZ Banırlayımı | Semra ARSLANLI | ERKEKLERi ANLAMAYA ÇALIŞALIM.... Birçok ahbapların maalesef gu cümleyi dillerine dolamışlardır. «Kocamla anlaşamıyoruz», Geçen gün «Bir koca ile ne derece an- laşabilmeye imkân vardır?> di- ye düşündüm. Tamamen ayrı mu hitlerde büyümüş, ayrı terbiye almış iki insan, kısmetin tâyin ettiği bir günden itibaren aynı çatı altında birleşiyorlar. Düşü- nülecek olursa insanın, değil ak rabalarile bazan kendi kardeşi, annesi, babası ile bile fikir ay- rılığı olduğu görülür. Nerede kal dı ki tamamen yabancı bir insan la tam bir anlaşma meydana gel sin, «Böyle olunca ne yapmalı, bu evlilik birliğini ağız tadile ca Bıl idame ettirmeli?> diye - sor- mak her okuyucunun - hakkıdır. Bana kalırsa evvelâ erkeğin ue olduğunu anlamak lâzım. Evet, sevgili — okuyucularım! Erkekleri anlıyabilmek, kadınlar için hakikaten güç bir mesele- dir. Çünkü bu 2 grup insan yal- nız cinsiyet bakımından — değil, biolojik ve psikolojik bakımdan da tamamen birbirine zıt bir ya- hlıştadır. Bu 2 cinsiyet ara- sındaki fark daha ana rahminde başlar. Eğer hücre (x) kromoso munu ihtiva ediyorsa çocuk kız, (X) kromosomunu ihtiva ediyor- sa erkek olur. Boğduğu-anda bile erkek çocuk, kızdan muhakkak ki daha ağır ve boyca uzundur. Bütün ömrünce de kızdan iri ve yüzde 50 nisbetinde de ondan kuvvetli olacaktır. Hançeresi da- ha kuvvetli olduğu için sesi ka- hn, tok ve hareket itibarile de kızdan daha aktiftir. Çünkü Ba- zal Metabolizması fevkalâde ça- lışır. Yaşaması için daha çok ka- loriye muhtaçtır, bu itibarla faz laca yer. Hormonları cinsi lâtil ten daha iyi işlediği için kendi ne daha hâkim ve şuurludur. Bu nun için de kadınların hâleti ru- biyesini anlamak bakımından pek zavallıdır. Onların değişik mizaçlarına, üzüntülerine kapris lerine akıl sır erdiremez. Mese- lâ âdet zamanlarını ve hâmi ki bir şatoyu andırıyor. * Bugünkü vaziyetin aksini dü- şünelim. Farzedelim ki Amerika İsrai- le büyük yardımlar — yapmıştır. Memleket kalkınmış ve büyük sanayi kurulmuştur. Bu takdir- de İsrailin durumu, zahiren müs takil bir devlet intibamı verse bile, ekonomik istiklâlini kay - betmiş ve Amerikanın bir kolo- nisi haline gelmiş olacaktır. Zaten Amerikanın bu kadar geniş yardımlar yapması ve İs- raili desteklemesindeki — başlıca sebep de Orta Şarkta Amerikan iktısadi hâkimiyetini kurmak değil midir? Yeni dünyadan Orta Şarka yayılmakta olan ihracatı bun - dan sonra İsrailde kurulacak fabrikalar daha az maliyetle ve daha kolayca yapabileceklerdir. Fakat normal şartların teessüs etmesi ve sulhün avdet etmesi şartile, Yahudi - Arap ihtilâfı sona erecek ve Orta Şarkta Sulh ve sükün teessüs edebile - cek midir? Buna en iyimser siyaset damları bile, evet, di Sebebini ayrı bir yazıda izah etmeğe çalışacağım Bugünkü İsraili müstakil ve hakikf bir devlet saymak, her bakımdan hatalıdır. Sağlam - te- mellere istinat etmiyen devletle * YE Bu tayyörün bütün güzelliği, dikişinin nefase- sadeliğinded ir. zayıf uzun boylu gösterdiği için her tip kadın bu tayyörü kendine yakışacağından emin ola- tinde ve biçiminin rak yaptırabilir. Mevrelerini gayet normal telâkki eder ve karısının bu zamanlarda —i sıkıntısına her ne kadar üzül- se veya üzgün görünse yine de içinden onun yapmacık olduğuna dair hissi bertaraf edemez. Psikolojik farklar ise doğuş- tan ziyade muhitte tecelli ve te- kâmül eder. Erkek çocuk lisede ntletik sahalarda muvaffakiyet ararken kızlar, skolâstik bir tarz da yetişmeye — mütemayildirler. Bu devrede çok kere kızların not ları erkeklerden iyidir. Kızlaz, lisana karşı daha istidatlı, ko- nuşmaları erkeklere nisbeten da- ha düzgün ve fasihtir. Fakat ma tematik, fizik gibi derslerde er- kek üstünlüğü muhakkak ele - lır. Erkeklerin umumi malümav daha geniş fakat kadınların id- rük ve intikal kabiliyetleri erkek lerden çok fazladır. Cemiyet hayatında da erkekle kadın taban tabana zit yaratı- hştadır. Çaylar, balolar — gibi mürettep eğlencelere gitmek er- keklerden ziyade kadınların ho- şuna gider. Çünkü kadınlar gü- zellikleri takdir ve müşahede et- mekten zevk duyarlar. Erkekler de bundan hoşlansalar »'le yara- dılışları itibarile her ne hikmetse | inkâr ederler. İşte bumın içindir ki kadınlar gece dışarı çıkıp bir yerde eğlenmek istedikleri vakit koLelar evde cturmayı tercih e- derler. Cinsiyet bakımından erke çok daha mütevazidirler Niş hyken nüvazişe ait ilk hamleyi © yaptığı gibi evlilikte de kadın- dan çok daha hâyişkâr olacak- tır. Buna mukabil kadınlar erkek lerden daha sıhhatli daha uzun ömürlüdür. rin ebedi olmasına acaba imkân gösteren bu iş bence İspanyada- var mıdir? Yazan : Edgar Wallace — Cinayet mi? Ralf acaba a- lay mı ediyor diye adamın yüzü- ne bakınca hiç de tebessüm ema resi göremedi. Feng Ho, «CİNA- YET» diye tekrar etti. Bu sefer yüzü gülüyordu: Soyoka sizi öldürürken yanı- nızda bulunmak istiyorum. Böy- lece dâhiyane metodların taki- bini görebileceğim. İhtiyar Mr. Tarn'ı, belki genç Mis Marlov'u da öldürmek ihtimali var. Fa- kat sizin ki kat'i. Muhakkak ö- «ceksiniz! Bunu iyi bilin! Kısım: 12 AMERY BİLİYOR Lu evde yoktu. Sözünü — tut- mak külfetine katiyen katlan- mazdı. Ralf dişleri arasından ok kalı bir küfür savurarak ikin- ci bir taksi aramağa gitti. Tam evine dönmüştü ki karısı ona telefon etti. Ralf «ben de boğ iyere zahmet ettim> diye düşün- dü, Akşama evde işleri olduğun gan gelemiyeceğini / söyliyecek- ir. Telefonda: — Amery'yi gördün mü diye s#ordu. — Evet, maalesef domuzu gör Güm, Hem bana ne demek küs- p tahlığında bulundu. biliyor mu- Bun? Ralf kendi kendine kaşlarını kaldırıp gülümsedi, Öteki — sa- bırsızlıkla: — Tahmin edemedin mi? — Her halde başkasının malı ni kolaylıkla kendi cebine in- dirmek huyundan bahsetti. Bi- liyor musun Lu, kendince ze- kâ oyunu addettiğin bu klep- tomani hastalığın bu günlerde başını adamakıllı derde — soka- cak. Hindistanda bulunduğun zamanlara tekabül eden gün- lerde gazetelerde bir çok hırsız- hk vak'aları okudum, Ne - deli- gin Sen!.. O pis huyunu kul- lanmağa lüzum görmeden ra- hat rahat yaşayacak paran var. Hiç bir gün hatırlamam ki ga- zeteyi açıp da «mağaza soyan kadın yakalandı» diye bir baş- lhik görüp, beni gene bir skan- dala karıştıracağını zannederek yüreğim hoplamasın. — Bu gönderdiğin kızın el- maslarını çalacağım diye kor- kuyorsan müsterih olabilirsin. — Çalınmağa değer bir şeysi Yok ki merak edeyim. Amery başka ne dedi? Çeviren : Semra Arslanlı — Hiç bir şey yalnız, karın olduğumu biliyor. — Her halde aptallık edip sen ağzından kaçırdın, — Vallhi ben — söylemedim. Anlaşılan Herbert Mansions' gelip beni gözetletmiş olacak Çünkü apartımandan kaçta çık tığını dakikası dakikasına - bili- yor. Ha! göylemeyi — unuttum, dün ufak bir hırsızlık vak'asına maruz kaldım. Ben tiyatroda i- ken olmuş. — Hirsız mi girmiş? bir şey mi kaybettin? — Hayır asıl merak edilecek tarafı da bu ya! Mücevher çek- mecemi açmış, fakat içinde bir eksik yok. Yazı masamı karış- tırmış, buna rağmen her — gey yerli yerinde. Nasıl anladım bi- liyor musun? Gitmeden bir iş için adres defterime bakmış ve kâğıtlarımın en Üstüne koymuş- tum, onu en altta buldum. Uzun bir süküt oldu. Ralf dü- şünüyordu. Feng-Ho'nun — ora- larda dolaşması ve kadının soka- ğa çıktığı zaman evin içini Taştırması, acaba ne mâna de edebilirdi?... senin a- Lezzet alma kabiliye keklerink'ne uymaz, eri er benzemez Kısım: 18 Şang - Hay skandalı Öğleden bir az evvel Amery, Elsayı çağırıp kendi yokken telefonla aranıldığı takdirde ne söyleyeceğini dikte ettirdi. El- Ba, kadınlığın verdiği alâka ile Patronunun yeni, gri bir takım elbise giymiş olduğunu gördü. Bakır rengi yüzünü gri kostüm Pek açmıştı. Söyleyeceklerini bitirdiği va- kit Amery arkasına — yaslandı. Dalgın dalgın dışarısını seyret- meye başladı. Bu haliyle — hiç © soğukluğundan eser kalmamış tı. Hattâ Elsa bir az gayret etse sevimli olduğunu bile söyleye- bilecekti. g-Hay'da arkadaşlarınız var mıdır? — Benim mi Major ne münasebet? — Skandallar diyarı, acaip bir yerdir, Her halde bir dedikodu- lar duymuşsunuzdur. — Hayır, Şang-Hay isminde bir yer olduğunu bilirim. Ora- daki şubemizden — muntazaman mektuplar alırız, fakat hiç de- dikodu skandal falan duymadım. gAM sormayı da ihmal etme- . — Kim hakkında Mr. Amery? — Çoğu benim hakkımda, Büyük bir merak kızın içini kemiriyordu. Bu taş gibi insan hakkında ne dedikodu olabilir- di? Demek ki bunun da bi sanlık, bir yumusaklık — tarafı vardı. Amery, SABAH Giyenleri edeceğinizi ümit Ü aym ayrı gıdalara ihtiya; vâhidi kı yasiler: erkeklerden daaa — mut- lâktır. Kadınlar daima daha mü tedeyyin ve an'ancperesttirler. İste bunun gibi ve daha birçok sahalurda kadınlar ve erkekler biribirinden ayrılır ve yine ayrı Sorularınıza Rir ökuyucum soruyor: «Süt ile/balık aym zamanda yendiği vakit tehlikeli midir?: «— Hayır, sevgili okuyucum. Bu iddianın doğru olmadığı artık tahakkuk etmiştir. Hele alafran- ganın başlıca yemeklerini sütle Pişmiş veya sütten mâmul pey nirli tereyağlı balık teşkil ediy Bu doğrudan doğruya bir lezzet ve âdet meselesidir. Bizde şimdi- ye kadar tehlikeli addolunurdu, fakat lezzetinden hoşlandıktan sonra yemek için hiçbir. tehlike mevzuubahis de “'dir, * Beşiktaştan Bayan Hatice Diz dar soruyor: Yediğim — gıdalar faydalı olsa bile vakitli vakitsiz yemem doğru mudur? «— Hayır, çok hafif ve çok faydalı şeyleri bile vakitsiz yer- seniz midenize zulüm etmiş olur- Bunuz. Çünkü bu uzvumuz yedik- lerimizi hazmetmek için - çeşitli mâyiler ifraz eder, Hazımdan sonra da bu müâyiler çekilir ve mide artık yemek yemek için ha zır durumda değildir. Eğer gi ri muntazam yemeğe devam eder bu hal bir tahrişe ve iler: re sebebiyet verebilir. Yemek lerimizi mua atlerde yeme yi ihmal etmeyip yemek arala- a mer aa nn eee a eee aa ae aa aa aa Ötel — Tuhaf yerdir. Şang-Hay, haydutlar, neden mavi trenin yolunu — kestiler? — biliyor mu- Bunuz? Bir anda Şarkın renkleri - ve esrarı kızın gözünde — canlandı, gazetede böyle bir şey gördü- günü hatırlıyordu. Ne etmişti de bu yazıyı doğru dürüst oku mamıştı!.. — Şang-Hay'da dehşetii pa- ra, yapılır Mis Marlov. Doğru veya eğri yoldan ama ekseri eğ- ri yoldan. Teşekkür ederim gi- debilirsiniz. Elsa parmakları yazı makine- sinin üstünde uçarken: Bu adam ne kadar paraya düş kün! diye düşünüyordu. İşin başına geçtiğindenberi, her elek trik düğmesinin yanına (söndür- meyi unutmayınız) diyen mat- bu kartonlar astırmış, aşağ salonu ansızın teftişe başlayıp işini seren memurları dehşetli mahcup etmeye başlamıştı. Bir Bün, yine Elsanın yanındaki bü- yük salona genç bir daktilonun yanakları al al olmuş, gözleri hiddetten parlayarak — girdi- ğini görmüştü. Kıza tek bir kı lime söylemeden geldiği kapı- dan içeri giren Amery o küçük odada çalışan heyecanlı memu- ru görünce en bu kızı öpmeye ça tın değil mi? diye sordu. Memur — Hayır efendim, ne mü sebet efendim, o bir yalancıdır Bu dö piyesin orijinal kısmı, Novyorkun en meş hur model desinatörü Eisenberg in kreasyonu o- lan yelpaze biçimi yakasıdır. Nev yorkta pek Te- vaçta olan bu modeli sizin de be ğenip istifade ederiz. ayrı sahalarda biribi gösterirler. Şimdi günlük hâdiseleri bu ka- rakteristik farkları göz önünde tutarak muhakeme ederseniz, ko canızla aranızdaki yaradılış ay- rılıklarından doğan geçimsizlik lerin bir kısmını bertaraf etme- nin yolunu bulmuş olursunuz. in2 faikiyet cevaplarım rında da birşey yemezseniz ne derece rahat ettiğinizi kendiniz de görüp hayret edeceksiniz. Giresunda Veremle Savaş Derneği kuruldu Giresun (Hususi) —Şehrimizde kurulmuş olan Veremle Savaş Derneğinin ilk kongresi geçen cumartesi günü saat 15 de Kızıl ay Kurumu binasında yapılmış- tır, Valimiz Osman Sami Güven- cin başkanlık ettiği bu kongre de, görüşmeler yapılmış ve mer- kez heyeti şu şekilde — teşekkül etmiştir. Dr. Sabri Baysa, Dr. Samih Olcay, Dr. Ali Naci Duyduk, Dr. Talat Hakyemez, Bahtiyar — Er- gin, Hâşim Aksüt, Mehmet Ay- kut, Kemal Akdeniz, Suat Ak- gün, Şükrü Özbasan, Azmi Gök- sel, Abdullah Tirali, İlhan Altan, Ali Hamdi Metin, Tahir Darıca- h, seçilmişlerdir. 5 Akyazı Gençlik klübü kuruldu Akyazı (Hususi) — Akyazıda yeni teşekkül eden Gençlik Spor kulübü Beden Terbiyesi kanunu- na göre intibak etmiştir. Kulüp başkanı Saim Uğurun çalışması muhitte —memnuniyet — uyandır- maktadır. efendim, ladı. — Çok konuşmadan - vezneye git işlemiş aylığını al, senı ko- vuyorum. Tarn'a sorulmadan bir memu- run kovuluşu herkesi cidden şa şirtmişti. Yemeğe çıkarken Amery'e ras lamak Elsaya tuhaf — göründü. Çünkü hiç onu günün ortasın- da sokakta görmemişti, az daha nereye gittiğini soracaktı. Al- lahtan kendini vaktinde topla- yıp bu muazzam potu - kırmak- tan kurtuldu. Fakat şurası mu- hakkak ki patronu dehşetli si- nirine dokunuyordu, ilk fırsat- ta buradan çıkmağa karar ver- diye kekelemeye baş- di. Bu fikrini dayısı kimbilir ne takdirle karşılardı. Zaten ar- tık ihtiyar adamın yegâne eme- li ufak bir memlekette sâkin bir hayata kavuşmaktı. Ralf Hallam telefonla Tarn'ı öğle yemeğine dâvet etmişti. Kargılaştıkları vakit ihtiyara: Bizimkilerle — görüştüm, hepsi senin gitmeni muvafık buluyorlar. Sinirlerin — bozuk, mâüneviyatın bozuk. Bu Amery denen herif de bizim işe pek mu sallat oldu. Hepsi, hepsi bitti! diye 'Tarn inledi. Ben bir daha aya ğamı oraya atmam. Nereden gir dim bu işe, hay, giremez olay- dım. Şuraya bak, bu sabah ya zihaneme birakmışi 20 HAZİRAN 1949 | İst. J. Satınalma Komisyonu Başkanlığından 1 — Beher kilosuna (20) ikuruş enuhammen bedel takdir edilem 24 ton kuru Soğan 8.7,949 cuma günü saat 16 Je adıkk eksiltme suretile ihalesi yapılacaktır, 2 — İlk teminatı 360 liradır. Şartname Ve evsafı her gün İst, Taksim J. Müfettişlik binasındaki — kurulumuzda — görüle- bilir İsteklilerin belli gün ve saatte ilk teminat makbuzu veya banka mektubu ve diğer vesaikle meleri, kurulumuza gel. — &21 - Milli Eğitim Basımevi Müdürl alınacaktır Demet ipisinin bir kilosunun muhammen bedeli 295 — kuruş, muvaikkat pey akçesi 77 lira 21 kuruştur, Eksiltme 1.VIL.1949 cuma günü saat 15 de Basınevimizin A. yasofya'daki Merkez binasında yapılacaktır, İsteklilerin yazılı gün ve Baatte komlsyona başvurmaları, şartname bedelsiz olarac Müdürlüğüznüzden istenilebilir. üğünden Basımevimiz için açık eksiltme ile 349 kilo demet pi satın (8626) — Bayındırlık Bakanlığından Ereğli — Armutcuk hattı inşaatı kapalı zarf usuliyle eksilt. meye konulmuştur. 1 — Eksiltme 7.7,1949 tarihine rastlayan perşembe günü saat onaltıda Bakanlığımız Demiryollar İnçaat Relsliğinde yapılacak. tır. 2 — Bu işin tahmin edilen iceşif bedeli 7.500,000 liradır. 3 — Geçici teminatı 238750 liradır, 4 — Sözleşme projesi, eksiltme şartlaşması, takeometre plân ve profilli, fenni, özel, Bayındırlık Genel, Aplikasyon, Sondaj ve telgraf hattı şartnameleriyle birim fiat cetveli, 91 d malzeme ti- pinden mürekkep bir takım eksiltme evrakı'elli lira muxabilinde Demiryollar Inşaat Dairesinden satın alınabilir, 5 — İsteklilerin bu önemde ibr Vemiryolu inşaatını müteahhit sıfatile başarı ile ikmâl ettiğini ispata yarar belgeleriyle birlikte ihale gününden en az (tatil günleri hariç) Üç gün evvel yazı ile Bakanlığa başvurarak bu eksiltmeye girmek için ehliyet belgesi almaları ve bu belgeyi komnisyona ibraz etmeleri şarttır, Bu eksiltmeye girecek olanlar 2490 sayılı arttırma, eksiltme ve Ihale kanunu ile Seksiltme şartnamesi gereğince vermeye mec. bur oldukları evrak ve vesakki mezkür kanunun tarifatı dairesinde Tâzıcndır, rı dikkate alınmıyacaktır. Samatyada kapalı ve tkalı bir lâğ «Bizter Samatya hocamustafa paşa caddesinde oturmaktayız. Davutpaşa ortaokulu ile Eseka- pt otodüs durağı arasındaki umu mi lâğım senelerdir tıkalı ve ka> palı aurmaktadır. Şahsi teşebbüslerimiz ancak evlerimizle analâğım arasındaki kısmı temizletmeğe münhasır kal makta ve ana lâğımın kapalı bu- lunması hasebile istenilen fayda hasıl olmamakta ve helâların kularından evlerimiz - oturulm bir hale gelmektedir. Vaktile tedbirsizlik neticesi Terkos, elektrik, Havagazı tesi- satlarının ana lâğımın üzerine konulmuş olması temizlenmesine engel olmaktadır. Senelerdir vâki müracaatlarır mız semeresiz kalmakta ve hele 19/10/948 günü Fatih kayma- kamlığınaı bir dilekçe ile vâki mü Tacaatımız Fatih Belediye Baş- mühendisliği 3385 sayı ile ait ol- duğu memurda sıra beklemekte j“ken bir ay önce birkaç baca aç- mak nâçar kapamak suretile işi savuşturmuşlardır. Belediyemizin en mühim vazi felerinden biri ve halkın sağlı: bakımından çok elzem olan bu lâ ğımların tâmir işini acaba daha y hangi makamlara müracaat eds- rek hallettireceğ Bu hususun alâkahılara gazete niz vasıtasile Allah rızası için du yurulmasını saygı ile rica ede riz.> Kâzım Onat; Hasan Kemul n (Devamı var) Sencer: Fehmi Koçkan; Ha- hazırlayacakları teklif zarflarına koyarak 7.7.1949 trihine layan perşembe günü saat onbeşe kadar numarali makbuz muka- bilinde Inşaat Eksiltme Komisyonu Başkanlığına vermiş olmaları Zonguldak Valiliğin 1 — Zonguldak ili içinde Bartın — Karapınar — Kol:aksı yolunun O 4 000 — 33 4 360 kilometreleri arasında yapıla. cak 357710 lira 75 kuruş muhammen keşif tutarlı sınal imalât ve stablize işi, 15/6/949 gününden itibaren 15 gün müddetle ka. pah zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur, 2 — Eksiltmesi 1 Temmuz 949 cuma günü saat 11 de il dal. mi Komisyonunda yapılacaktır, 3 — İlk teminat akçesi 18058 lira 43 kuruştar, 4 — Eksiltme evrakı Zongullak Bayındırlık Müdürlüğü ve daimi komisyon kaleminde her gün görülebilir. 5 — İşin bedelinin 220,000 lirası 949 yılı ve bakiyesi de 950 yılı özel idare büdcesinden verilecektir. 6 — İsteklilerin #özleşme ve şartnamesinde yazılı esaslar dairesinde teknik biri olması veya böyle birinin istihdamın; ka- bul etmesi veyahut mahiyeti itibariyle buna benzer ve bu işin keşif bedelinin yarısı tutarında bir işi iyi surette başarıp ka- bulünü yaptırdığı veya idare ettiğini veya denetlediğini isbata yarar belge ile ihale gününden en az Üç gün evvel «Tatil gün- leri hariç> valilik makamına dilekçe ile müracaat ederek ala- cağı müteahhitlik vesikasın;, ilk teminat makbuzu banka mektubu ve bu yıla ait 'Ticaret Odası vesikasına ve esas teklife ait pullu mektubu muhtevi 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesindeki tarife göre hazırlanmış kapalı zarfların saatinden bir saat öncesine yâni «saat 10 a kadar> makbuz mu. kab'linde komisyon başkanlığına vermeleri, postada vaki ola- cak gecikmelerin kabul olunmuyacağı ilân olunur. Tast. Postaya verilmiş olup bu saatten sonra gelecek teklifler naza- — 8126 — den: veya — bir ihale (8479) 'TASHİH: 14 ve 17 haziran tarihli nüshalarımızda çıkan yu « izardaki ilk teminat akçesi yanlış olarak 19138 lira 54 kuruş ola « rak gösterilmiştir. Doğrusu 18058 lira 43 kuruştur. 'Tashih ve tav. zih olunur Emeklilerin teşekkürü Emekli, dul ve yetimler hakkın daki yazımın 7 haziran tarihli gazetenizin (Okuyucu Diyor ki), sütununda neşredildiğini, bir *ex daviden sonra Gureba hastahane- sinden çıktığımda arkadaşlar ha ber verdiler. Kendilerine, bu mak tubu, emeklilik kanun tasarısı encümenlerde müzakere edilirken gazeteye gönderdiğimi, halbuki tasarı Mecliste kanunlaştıktan sonra neşredilmiş - bulunduğunu söyledim. Gerek encümence ve gerek w» mumi heyetçe kabul edilen son vasiyete göre ötedenberi üzerinde hassasiyetle durduğum ve bu u- gurda gazetelerle ve Başbakana yazdığım müteaddit yazılarla mül dafaasında bulunduğum, emekli- n ölümünde geride Dbırakacağı 26 yaşından büyük kız çocuğuna (dul olsun, bâkire olsun) manş bağlanması, emekli — kanununua 75 inci maddesile temin — olun- muştur. Bu mektubumun, Okuyucu Di- yor ki sütununda neşredilerek ilme- ilk yazımın kanun kabdul € den önce matbaaya gönderilmiş bulunduğu beyan edi inci maddeden dolayı ve Milletvekillerine bir açık kür yazılırsa hem ben müşkül Basbakan 'eşek durumdan kurtulmuş, hem yetim ler namına teşekkür vazifemi vap miş olurum. Emekli Alb. Kemal Önok fız Mesrur Bengü; Necmet- tin Hoşgör; Hafız Mehmet.