j | HKTIBASLA — ——— General Modelski'nin acı itiraflar Çevirel igtonda bulu 5 şebekesi hesabına, iki yıl müddetle - çalışmış tım. Bu şebekenin, muhtelif mem- übesi vardı. — 1046 dan iyanın Vaşington emiliterliğini yaptım. Mos- leğim icabı, bir takım diplomatik imtiyazlara sahiptim. — Hükümetim- den aldığım emre göre, Amerikanın harp kabiliyetini inceden inceye tet- edecek ve Sovyet Rusyanın gizli istihbarat servisile temasa gelecek tim, Size şunu itiraf etmeliyim — ki böyle bir vazife, şeref ve haysiyeti- ne düşkün benim gibi ker için gerçekten büyük bir tehli- keydi. Bununla beraber bu vazifeyi, kabul etmek mecburiyetinde kala- caktım. 1846 da, dostum Stanislar Mika- dajik, yeni Varşova — hükümetinin başbakan vekili olmuştu. O, bir gün bana gizlice meşhur Sovyet — casasu Alef Bolkovink'ı desteklemek üzere, yakında Vaşington'a gönderileceğim den bahsetmişti. Doğrusu bu baber, beni fazlasile — sarsmıştı. Zira ben bir casıs olmayı asla aklımdan ge- çirmiyor, namusla - bir insan ola- rak kalmayı düşünüyordum' Vazi- yeti, © tarihte Londrada — bulunan karıma bildirdim. Karım; bu vazife- yi derhal kabul etmeyi benden rica ediyor, bunun mükemel bir fırsat olduğunu yazıyordu. Nihayet 19 Şubat 1946 da, emrimi alınca, nazlanmağa — lüzum Körmeden, vazifemin — başına — git- meğe karar verdim. Fakat hareke timden bir. gün önce, geç — vakit, ansızın kapım çalınmıştı. Kapıyı a- çınca, karşıma; Polopyalı — bir “yüz- başı dikilivermişti. Yüzbaşı — bana mühürlü bir zarf uzattıktan sonra, Rusca, göyle mırıldanmışta: «Size mahsus talimat b Filhakika bu mühürlü zarfın için- de daktilo ile yazılı ve kizil orduya mensup Polonya casus şebekesi şefi Vâklaf Komar'in” imzakını taşıyan 7 #ahifelik bir talimat vardı: Benden, Amorikan askeflerinin - kavveti — ve Vaşingtondaki harp — fabrikalarının faaliyati hakkında bilgi edinmekli. iim isteniyordu. — Talimatın ikinci kısmı ise hareket tarzıma aitti:. A- merikada bir casuk şebekesi kuracak ve Sovyet gizli istihbarat servisine yardım. edecektim. İŞ BAŞINDA Vaşingtona, ailemle birlikte, — 29 mayıs 1946 da ayak bastım. Buraya benden bir kaç hafta önce gelen, albay Alef-Bolkoviak'ın, yaktini boş geçirmediğini gördüm. Zira Bolkovi ak, Meksika dahil olmak üzere bir çok memleketleri yer yer dolaşmış 've elde ettiği malümatı, Varşovaya göndermişti. o, raporlarından — birin de, Amerikanın 1946 ilk baharında müthiş bir iktundi bulrana tutula- cağını yo bunan akabinde amele si- mıfının kıfam . edeceğini haber ve- riyordu. Bolkoviak'in bu malümatı, Vaşing tondaki Sovyet gizli istihbarat ajan- larından öğrendiği muhakkaktı. Zi- ra o, Rusların kızıl emellerine hizmet eden bu adamların bir an olsun pe- gini bırakmıyor; toplamağa muvaf- fak olduğu doğru veya uydurma ha- vadisleri, Varşovadaki — efendilerine yolluyordu. Bir gün — ölkelenip albay Bolko- yiak'e göyle demiştim: — Siz Varşovaya hâdiseleri tasav- vur ettiğiniz şekilde değil, oldukları Bibi bildirmeğe hedef edinmelisiniz. O, bu sözlerim üzerine gazaba ge- lip bağirmişt — Biz Neyyork'un kapitalist -be- tirgânlarını - dinleyecek — yerde. du- rum hakkında malümat sahibi — ©- Janlarla temasa geçseniz, çok daha iyi edersiniz| Varşovanın emirlerine göre hareket etmayi sizo tavsiye e- derim, Aksi takdirde, ergeç başınız derde girecektir. Albay Bolkoviak'ın hakkı mış! Vaşingtona — gelişimden tam — bir yar- Nâzım Kemal ay Bonra Filipin adalarına — gönde- rildim. Burada hürriyet uğrunda sa- yaşanların dürümünü — inceleyecek- tim. Seyohatimi mütoakip Varşova- ya ulaştırdığım raporda, Huks'ların Filipin hükümetino karşı takındık- ları tavrı bir ekomünist nümayişi> olarak tavsif etmiştim. Bu, raporum, Polonya kurmay buş kanını giyadesile kızdırmıştı. O, be- ni ikaz eden bir mektubunda «Huks darın, Filipin adalarında giriştikleri mücadelenin, zannedildiği gibi, bir komünist “nümayişi olmadığını, bol- ki bunun aç gözlü —Amerikan emer- yalistlerini alaşağı etmek — gayesilo yapıl demokratik bir gösteri ayılabieceğini> açıklayordu. Artık şuna iyice kanaat getirmiş tim ki Sovyetlerin emrinde çalışan peyk devletlerin bütün — siyaset a- damları, demokratik memleketlerde ki hakikt durüma kayıtsız. kalmak; bu yerlere dair bir takım muhayyel güçlüklerin ve ihtilâllerin kaynaştı- ğını hikâye eden raporlar okumak istiyorlar. «Kızil maskemi — atıyorüm!> 1946 yılının sonlarına — doğrüu A- merikan hükümeti Bikinide yapıla- cak olan atom tecrübesinde hazır bulunmak üzere bazı yabancı âlimle ri, Vaşington'a dâvet etmişti. Ben tecrübeyi büyük bir dikkatle takip eden iki ölimle görüşmüş — ve onlı tın müşahedelerine dayanarak, Var şovaya, ntom silâhlarının ehemmiye tini belirten bir rapor — göndermiş tim. Fakat aradan çok geçmeden Var- şova beni azarlamakta — geçikmiye İcekti General Komar 2 ocak 1047 tarihinde yazdığı bir mektupta <a- tom silâllarının ehemmiyetini (: ettiğimiz ve <Amerikan kapitalist- lerinin Kerkesce malüm olan düşün o nakletmekten - başkı den raporlar göndermekte devam e- diyordum. Fakat Varşova artık i- nadımdan bıkmıştı. 1948 de tondaki vazifemden affedildii memlekete dönmem, gerektiğini bil- diren bir telgraf aldım, Varşovada beni nasıl bir â tin — beklediğini bildiğim için sükütu muhafa etme- İi tertih ettim ve v tarihte Ameri- kan dış işleri bakanı olan general Marshall'e şunları yazdım... <. -Ben bu ana kadar ne ko münist partisile ne de onun Âzalarile bağdaşmadım. Amerikaya memleke- 'time hizmet etmek ve Polonyalıların şerefini korumak maksadile gelmiş- tim... Halbuki vazifemi ihmal etti- içim iddiasile, bugün Varşovaya ça- girilmiş — bulunuyoru! Kanlı bir facianın oynadığı bu yere, dönmek istemeyeceğimi elbet —tahmin edor- Şimdi Amerikan — hükümetinden, ingtonda kalmam — bususundaki müsaadesini talep ediyorum...> İşte ben bu suretle, vaktile iste- miyerek, yüzüme takmış — olduğum kızıl maskeyi, nihayet — fırlatıp at- miş olüyorum! «lmages> den Aksayan seyrüsefer işleri düzenlenecek Günden güne aksayan seyrü- sefere bir nizam vermek için dün sabah vilâyette vali ve belediye başkanı Dr. Lütfi Kırdarın baş- kanlığında bir toplantı yapılmış- tır. Toplantıya teknik Üniversit rofesörleri, emniyet —müdürü İsmail Hakkı Baykal. 6 cı şube müdürü iştirak etmişlerdir. Komisyon, otomobil, tramvay, ve otobüslerin durak yerleri ve seyir sür'atleri üzerinde müza- kerelerde bulunmuştur. İngilizlerin iştirâkile pazartesi günü emniyet müdürlüğünde ya- Pılacak bir toplantıda seyrüse- fer için bir rapoör hazırlanacak; HABERLERİ ihtiyacı karşı lanan Esnaf hastahanesi 0 başlamıştır. İstanbul Ticaret O- dası her sene hastahaneye yet- miş bin lira verecek ve hastaha- nenin yardım heyetinde idare he yetinden iki üye bulunduracak- tır. İstanbul belediyesi her yıl 'on bin lira vermek suretile yar- dımını devam ettirmektedir. Ya- tak adedi altmışa çıkarılmış, bi- nanın merkezi yerde bulunduğun dan âcil vak'a müracaatlarının arttığı görülmüştür. Her Esnaf Cemiyeti binanın bir odasını tef- riş etmiş, yapılan yardımlarla tekmil hastahane en iyi bir şe- kilde tamirden geçirilmiştir. Bü, esnafın ve Ticaret Odasının rdimi ile belediyenin vereceği farsaya bina inşası için hazırlıkla ra başlanmıştır. İstanbul Esnaf Hastahanesine her müracaat ede nin kolayca tedavi görmesi ve muayene edilmesi için icabeden tertibat alınmıştır. 5 gecekondu yandı Kadıköy Kuşdilinde Mis soka- ğındaki Aarsada yapılan Gece- kondulardan birinde gaz lâmbasi le tahtakurusu temizlerken çıkan yangın sonunda Nezahat, Elif, Artin, Mustafa ve Hüseyine ait beş Gecekondu tamamen yanmış- tır. bulunmaktadır. Amiral Seatle dün kendisiyle görüşen bir arsadaşımı. gereğince Türkiyeye malzem> gön derilmesine devam edilmektedir.» Amiral dün limanımıza — gelen Jean d'Arc gemisinin kaptanı — ve sabayları İle görüşmüştür Malaryanlar bugün gidiyor Bir müddettenberi memleketimiz de tetkiklerde bulunan — Amerikalı #on Dr, Russel bugün uça:cdla mem. Sıtma mütehassıslarından Dr, Wil-| leketimizden ayrılacaklardır. Her iki doktor da Romada toplanacak olan Beynelmilel Sağlık Teşkilatı Kongresine iştirâk edeceklerdir, Şehrimize gelen şeker mütehassısı Şehrimize — Almanyadan Dr. Gofler isminde bir şeker mütehas sısı gelmiştir. Dr. Gofler dün kendisiyle görüşen bir arkada- gımıza şu izahatı vermiştir. <— Türkiyeye şeker istihsal bölgelerini gezmek için geldim. Seyahatım bir ay kadar sürecek- tir. Bu müddet zarfında pancar yetiştirme usulü üzerinde iki kon ferans vereceğim.> Yeni fenerler Devlet Denizyolları idaresi görülen lüzuma binaen ve 949 yı- h içerisinde ikmâl edilmek üzere Bozburun'a, Fethiyedeki Sünkok kayasına, Dotçada, Ata adasına Edremitde Karaburuna birer fe ner koyacaktır. Itfaiye gösterileri İstanbul itfaiyesi, bugün saat 15 de Şeref Stadında tatbikat ve gösteriler yapacaktır. Gösteriler vali ve belediye baş kanı Dr. Lütfi Kırdar'ın nutku ile açılacaktır. İtfaiye erlerinin YENİ aB Itın bahsinin, kulaklara, A hakkaktır, rengi, man- rinde Saba yurdunda altın o ka- müş — değer — kazanmış — ve altın — fiyatı — kanuni — nisb te nazaran düşmüştü. Fransa çift maden usulünü tatbik etti- a , İğinden ve «Kötü para iyi parayı fastahanenin yardım . heyeti İkovar» kaidesi malüm olduğun- reisi Kâzım Yorulmazın teşebbü- (dan kötü para olan altın iyi p: ra olan gümüşü piyasadan ko muş ve Pransız piyasasına kâmi- len altın hâkim olmuştu. İmpara torluğun meddahlığını yapanlar, bu altın bolluğunu, Üçüncü Na- polyonun iktisadi muvaffakiyeti gibi göstermek temayülünü bile göstermişlerdir. Altın bahsine temas etmemi zin illeti son zamanlarda Cenubi Afrikada yeni bir altın madeni- nin keşfedilmesidir. Esasen Ce- nubi Afrika altın bakımından mes'ut bir ülkedir. Şimdi keşfedi- len damarlar da, oradakilerin en zenginlerinden - olacak imiş, Bu bir kooperatif Ortaklar, hıç bir kararı kabul etmediler, sadece | paralarının iadesini taleb ettiler Merzifon (Hususi) — Merzifonun 3280 tezgühli ve ortaklı - bir dokumacılar kooperatifi vardır. Bu kooperatif sinema — salonunda yıllık toplântısını yaptı. Ortaklar birlikten o kadar gayri memnun idiler ki da- ha salona girmeden: Biz kooperat pek 'az erkek üye var, Kongredo gö âe çarpan — şahıslardan — kaymakam «C. H. P.> başkanı emniyet âmi, görülmekte idi... Şurası çok entere- sandır ki kooperatif kongresi açıldığı haldo ortada kooperatifin müdürü ve idaro heyeti üyeleri yok. Kongrey Bakanlığın mümessili olarak kay kam açtı. Ve ortakları Üç aydanberi bu kazada bulunduğu nu yapılan muayyen kanunsuzluklar dolayısile kooperatif müdürü ile, ida re heyeti başkanını ve ” mürakipleri ğ ve yerine başkalarını ni bildirdi. Orada hazırlanan namzet liste- sini ortaklar kabul etmedi, Gürültü ler arasında idare heyeti raporu 0- kunmağa başlandı. Rapor da kabul edildi. Nihayet ortaklar ayağa kalka rak ve kaymakamın da yaptığı liste- yi kabul etmemeye karar - verdiler. Ortaklar ne kooporatifi, ne de idara heyetini istiyorlardı. Sadece parala- rını talep ediyorlardı. Kongre sonunda ortaklardan öğren diğime göre, ortakların ekserisi on beş aydanberi ellerine on para bile geçmediğini, almadıkları Bibi iplik de vermediklerini acı bir mallarını ve motorlu vasıtaların geçit res- minden sonra, muhtelif maddele- bu rapor da ikinci umumi bir. toplantıda tetkik edilecektir. rin söndürülmesi tatbikatı yapı- lacaktır. BUYÜK AŞK ROMANI : SERVER BEDİ No. 14 lisanla anlatmağa başlamışlardı. gaların buna - benzer pek çok gikü- şetleri var. Muhtar TARLAN dim yine emin değildim. Sizi çok iyi seçmiş. Zekisiniz. Balo- da da çok maharetle hareket et tiniz. Çünkü hâlâ şüphem var- dı. Şaşırtıyordunuz. Ben de si zi şaşırtarak — söyletebilirdim. Şimdi her şeyi anladım. Mitha- tın dedektifi olmadığınızı söyli- yecek kadar acemilik ettini; çimdeki şüpheyi öldürmek is- tiyordunuz. Yaşattınız bil'akis. Yalnız Mithatın bildiği — şeyle- Ikt daima hoş - geldiği mu- SABAN isadi r a. Prof. ŞÜ Yatak adedi 60 a çıkarılan İzarası, sesi, gıkırtisi ile en yi | Ord. KRÜ BABAN Esnaf hastahanesine bina — | müzik tesiri yapar. Zaman zaman el a K için bir yer aranıyor — |altına arka çevrildiği bir vâkıa- ——— z ş dır. Altının, ' gümüşten daha az|madenle ilgili şirketin hisseleri|kıymetli madenlerin istihsali ne İstanbul Esnaf hastahanesi |) . otli olduğu zamanlar da var | sabahtan akşama, dört misli art- |kadar artarsa artsın endüstri ve büdce işini düzenliyerek esaslı / (— ailadı İsadan bin yıl evvel, mıştır. Tabiatile bu hareketi bü-| diğer istihsallerin seviyesine yük bir müessese halinde çalışmağa |(40;alar doğru İse, Süleyman dev|tün Cenubi Afrika girketlerinin | selmiş değildi. Binaenaleyh, on aksiyonları takip eylemiştir. dar bolmuş ki bir kilo gümüş sa-| Altın istihsalinin böylece ço- tın alabilmek için iki kilo altın| ğalması dünyada mevcut altın karşılık vermek icabediyormuş! |stoku hakkında bazı rakamlar Tarihin karanlık ve şüpheli| verilmesi için iyi bir vesiledir. derinliklerine dalarak, —meşkük | On altıncı asırda, Avrupada bilgilere dayanılmadan da gümü-|nakit stoku —yalnız altın de- şün altına nazaran daha değerli | gil— çoğalmış ve böylece büyük olduğu devirleri - bulmak kabil-|servetler kurulmuştur. Fakat iç dir. Faraza Fransada Üçüncü Na-|timai sınıflar arasında doğan bı polyonun saltanat zamanında gü | zenginlik farkı bir takım rahat- sızlıklara yol açmış ve hayli ihti- -İlâçlar ve iğtişaşlar sonunda, ge- niş halk tabakaları çoğalan ser- vetten pay almak imkânını bula- bilmişlerdir. On dokuzuncu asır İse Kalifor altınının keşfedilmesi dünya altın istihsalini, 1848 de ve bir hamlede Üç misli arttırmıştır. (1876) da dünya altın istihsali (156) tondan ibaret iken 1939 | tarihinde bu miktar (1200) tonu bulmuştur. Gümüş. istihsali de, altına müvazi olarak ve ondan çok daha farklı olarak, artmıştır. Böyle olduğuna göre on dokuzun cu asrın, harikulâde, bir pahalı- hk yüz yılı olması icabeder. Çün kü meşhur miktar nazariyesine göre para miktarı arttıkça değe- ri maküsen mütenasip olarak azalmak lâzım gelir. Halbuki on dokuzuncu asır. altın ve gümüş istihsalinin olağanüstü çoğalma- . . e 6 e *« |sına rağmen fiyatlarda esaslı bir Bir Amiral şehrimizde | Merzifonda gürültülü (>ekcer aceri olmustur. Çünkü Amerikan yardımı deniz —kısmı kıymetli madenlerin, artışile â- başkanı amiral Seatle şehrimizdi henkli olarak sanayi istihsali de yükselmiştir. Demir, çelik, bakır . ü ictihsalleri bire yüz — artmıştır. H E ... et kongresı Bir halde ki kıymetli madenler tedir, İstanbula Yostlarımı zıvurcğ stoku da, birdenbire, artmamış ol maksadı ile geldim. Yardım plânı ea sa idi fiyatlarda çok düşüklük olmak zarureti hasıil olurdu ve düşük fiyatlar, kârları mahvede- ceğinden yeni yeni sanayi kurul- ması ve işletmelerin faaliyete geç mesi kabil olamazdı. Maamafih Falcı ile bulunan suçluların duruşması Sümer Bankta dört adet 1000 firalık tahvilâtın - kaybolmasın- dan sorumlu olarak 1 inci ağır tezada — yargılanmakla . bulunan memurlardan Sabite Şen ile'Se- istemiyoruz. — Paralarımızı versinler | şanın duruşmalarına devam edil. çıkalım diye sızlapıyorlardı. Bu or- | miş savcı- Sabitenin- ,tecziyesini fakların hepsi hemen hemen kadın, | istemiştir. Bilindiği gibi Sabite ve Seza; adlarının «S> ile başlaması ve bir falcının da «bu yolsuzluğu yapan ların adları «S» ile başlayan iki kişi biri erkek, biri dişi» demesi üzerine yakalanarak mahkemeye sevkedilmişlerdi. Duruşma, müdafaa için başka bir güne bırakılmıştır. Kaçırılan taksi 5787 numaralı taksi, evvelki akşam Çapadan Çırpıcıya bir kaç yolcu götürmüştür. Çırpıcıda şo- för bir müşteriden parasını al- mak için kısa bir müddet ayrılıp, ftekrar döndüğü zaman taksinin kaçırılmış olduğunu görmüştür. Taksi ve kaçıran aranmaktadır. Yakala an sabıkalı 25 yıl hapse mahküm edildik- ten sonra firar etmiş bulunan İs met Koşar adındaki sabıkalı ya- kalanmıştır. İsmet kaçak bulunduğu sırada Recep Yıldırımın 400, Sadettin Öztürkün 2400, Bekir Sıtkının da 2750 lirasını aşırdığı anlaşıl- mıştır, İsmet: — No yapayım birisinde para olduğunu hissedince dayanamam hemen aşırırım. Ben artık bey- 'a kizim - olduğuna da biliyorsunuz. — Bütün bunları herkes bi- liyor. Vildan birdenbire yerinden kalktı ve divanda Nejadın ya- mına oturdu.. Yine ayak ayak füstüne attı. Uzun bacakları ya- kına geldikçe güzeleşiyordu. Buhâr gibi hafif ve geffaf ço- rabın altında, dudakları dâvet eden penbe gergin ve pürüssüzbir 'ten vardı. Kadının boyu ortadan yüksek olduğu için, ayakları kü- Şük olmam-'-la beraber çok biçim Ji ve gıdiklanıyormus gibi harı ket halinde idi. Ayak bilekleri fazla ince değildi, fakat topuğun üst kısmı, zarif bir girintiden sonra dolgunlaşarak bacağın çiz gisinde devam &diyordu. Vildan bacaklarının seyredil- diğini hissetmiş gibi bir an ha- reketsiz durduktan Sonra: — Peki, dedi, iyi tahmin et- tiniz. Fakat ben Mithatı inti- kam almak için mi öldürmek istiyorum ? — Hayır,siz hürriyetinizi her Geyden fazla seviyorsunuz. Fev kalâdeliği de seviyorsunuz. Esir ve alelâde bir insan gibi yaşa- maktansa ölmeği veya - öldür- meği tercih ediyorsunuz. Hayal âleminde yaşamayı da seviyorsu nuz, Bu esrarengiz oda, bu de- kor ve sizin hareketiniz bunla- rı gösteriyor. Nejad söylerken kadının göz- lerinde, birdenbire, büyük — bir güphe alev aldı. Omuzlarını kal- dırmış, ince kaşlarını çatmış, bakışlarını sağa sola çevirerek düşünüyordu. Kısık bir kahka- ha ile güldü ve kendi kendine söylenir gibi: — Tahmin ediyorum, dedi, Bimdi artık hiç şüphem yok. Sonra Nejada kin dolu göz- lerinin kuyruğile bakarak: — Fakat tuzağa düştünüz Dedi. sonra ayağa kalktı ve ellerini kalçasına koyarak başını — Bal- ladı: — Ben her geyi hesaplaya- rak sizi buraya getirdim. — O- nun deli raporu varsa , benim de var. Yumruklarını sıkarak - bağır- di, di: — Benim de var, mı? Ben ondan daha deliyim. Bazan müthiş krizler geçiriyo- rum. Yemekte, evvelâ hizmetçi- nin tatmadığı yemeği koymam. Belki zehir vardır. çinde, Beni öldürmek istiyor, peşimi bırakmıyor. Çünkü sevi- 'yor beni. Çıldırıyor kıskançlık- 'ftan. Kim kimi öldürecek, gü- receksiniz. Kurtulamıyacak e- limden, " kurtulamıyacak. söylenyiniz, Sizi benim peşime takmaktan ne geçecek eline? Nejad doğruldu, nazik - bir protesto hareketile: Fakat hanımefendi... de- Vildan onun sözünü — kest — Ben anlamadım mı sanıyor Bunuz? Daha tren gardan ay- rılmadan evvel, pençereden ba- gımı çıkardığım çakal gibi üzerime lerinizi görür görmez anladırı, Vagon restrona giderken mi zaman, bırakmay: an, anladınız ağzıma Ona sizin dikilmiş göz peşi- Ş orada bana sokuluşunuzdan, anladım. Emin değildim, — Ağzınızı ara- ri nereden biliyorsunuz? — İhti- yatsızlık ettiniz. Evet «Ben hür riyetimi her şeyden fazla seve-. rim,» Ben fevkalâdeliği — seve- rim, Ben <hayal âleminde» ya- şamak İsterim. Bunlar hep Mit hatla — konuştuğumuz — şeyler. Bunlar benim, benim - sözlerim, Başka hiç kimse duymadı, ga- zeteler de yazmadı. Nejad şaşırmıştı. — Kaşlarını kaldırmış, hayret içinde, ken- disine bir müdafaa fırsatı ve- recek süküt anını bekliyor ve gülümsüyordu. Onun bu nazik duruşuna dikkat eden Vildan, sertliği azalan ve tatlılaşan bir sesle devam eti — Benim size bir gey söyle- meğe hakkım yok, - tabii, dedi, ona bir dostluk, bir fedakârlık yapıyorsunuz. En kıymetli sa- atlerinizi benim peşimde geçi riyorsunuz. Fakat niçin? Belkl Siz onun bana tekliflerini, t« ditlerini de bilmiyorsunuz, Bey- efendi! Siz farkında - olmadan, benim felâketimi — hazırlıyorsu- nuz, Çünkü Mithat sizden ala. n nelmilel oldum» demiştir. cağı malümata göre — kuracak tuzağını, Nejat birdenbire eyağa kalk tiz — Fakat hanımefendi, lütfen bir az da beni dinler misiniz? Vildan da kalktı: — Hayır, dedi, beni aldata- mazsınız artık. Bil'akis, beye- fendi, o sizi aldatıyor. - Niçin, niçin, beyefendi, çoktanberi bir dram hali alan bir aile dâva> sına karışıyorsunuz? Siz her şe- yi Mithattan dinlediniz. Eksik söyler o tabii. Yalan söyler. O- nun bana yaptıklarını — biliyor musunuz? Göğsüme kurşun sık- ması alçaklıklarının en hafifi- dir, beyefendi. Hanımefendi, emin olunuz ki ben.... Yüzü kıpkırmızı kesilen dan ona doğrü bir adım rak: Biliyo V ata- dedi, siz fena bir maksat için kullanıldığınızı bilmiyorsunuz. Nejad da sesini yükseltti: — Size şerefim ti yalnız sizin o anlaşılmaz cazi- benizdir. Bu mânasız şüphe ha- linde, bu yarı çılgınlık ve öfke halinde de güzelsiniz. Bütün bu vehmlerinizi de sevmeğe başla: dım, Evet, —rmmamnnm ae ——— erine yemin ederim ki ben kocanızı, Mithat beyi tanımıyorum. Onu haya- da bir defa bile görmedi- ğim gibi, başka bir vasıta ile ondan hiç bir emir ,talimat al- miş değilim, Beni buraya çeken Bçh' l dokuzuncu asır, banknot usulünü tatbik etmeseydi yine çok büyük ekonomik zorluk! argılaşırdı. Banknot ve ihraç bankalarının muayyen ve mahdut madeni bir karşılık mükabili hattâ — bazen, tavan sisteminde olduğu gibi, madeni karşılık olmadan, piyas: ya para sürmesidir. Ticari senet- letin iskontosunda kullanılan b banknotlar muamelâtın gelişme sine gayet elâstiki bir surette v mak imkânına maliktir. Hâlâ dünyada mevcut altın stoku hakkında, kesin rakamlar bulmak zordur. Maamafih bu- nun (30.000) ton olduğunu iddia edenler vardır. Bu hesapta Sov- yet Rusyadaki mevcut altın stok arı dahil değildir. Bilindiği gibi Sovyet memleketinde de altın vardır. ve ümetçe işletilmek- tedir. İstihsalin yıllık mikdarı ve- yahut eldeki stok hakkında doğ ru malümat yoktur. Hattâ bu meçhullük, altın piyasası için bir nevi tehdit gibi telâkki edilmek- tedir. Maamafih (30.000) ton da, büyük bir kısmı Amerikada ol- mak üzere Merkez Bankalarının mahzenlerinde hapsedilmiştir. Bu nun haricinde fertlerin ve şahıs- ların elinde de bir çok altın var- dır ki bunların miktarı hakkında sarih bilgi edinmeğe ihtimal yok tur. Maamafih bir Fransız ikti- satcısı, Fransa için, tahmini bir hesap yaparak Fransada eşhasa ait ve gizli altının - (4000) ton- dan aşağı olmadığını iddia edi- yor. Bu rakam hakikate uygun ise azımsanacak bir yekün sayıl mamalıdır . Türkiyede, Merkez Bankasında miktarı her zaman ilân edilen dışında halkımızda ne kadar al- tın bulunduğu çok ilgi uyandıra- cak bir sual olur. Amma bu hu- susta tahminler çok — seyyaldir. Darphanede şimdiye kadar b: Armatörlerin tarifesi reddedildi Armatörler birliği tarafından hazırlanan ve tatbik edildiği tak- dirde navlun ücretlerinin arttırıl masınlı tevlit edecek olan yeni ta rife Ticaret Bakanlığı tarafından reddedilmişti! Armatörler, ser- best navlun ücreti “Üzerinden iş yapmağa devam edeceklerdir. Tahsildarın duruşması 45 bin lira zimmetten sanık, Beyoğlu belediye tahsil şubesi es ki veznedarı Agâh Cabir Kara- halli ile polis Cemal Kayacan'ın duruşmalarına 9 uncu asliyede devam edilmiştir. ünkü celsede sanıkların eşle- ri ile memurlardan Nermin ve Zehra ve Agâh Cabiri Bursanın Karaköyüne götüren otomobilin şoförü Bektaş tanık olarak din- lenmişlerdir. Şoför Bektaş; gaze telerdeki resimlerinden tanıyarak Agâh Cabiri ihbar ettiğini anlat mış, duruşma baska güne bıra- kılmıştır. Ocaktan yandı Bankalar caddesinde Zülüflü sokağında Lâcivert hanın kapıcı sı Mustafanın karısı 48 yaşlarıı da Keyser Timur kâğıtla ocağ tutuşturmak isterken yanmış ve ağır yaralı bir halde Beyoğleu hastahanesine gönderilmiştir. Kevser çok geçmeden hastaha nede ölmüştür. * Emniyet Sandığı önünde ya pılan Mithad Paşanın heykeli, pa- zar günü törenle açılacaktır. den başka bir şey olmayacağını şimdi size ispat edeceğim. Al- lahtan, yanımda mükemmel bir vesika var. Nejad gülümseyerek cebin- den Tokatliyanda aldığı tehdit mektubunu çıkardı ve Vildana uzattı: — Bakınız dedi, bu kimin ya- Kadın mektubu lâmbanın al- tına götürerek dikkatle baktık tan sonra eski yerine geldi: — Mithatın yazısı, dedi. Ve birdenbire delice şüphel rinden utanmış gibi başını Ö- nüne eğdi ve gözleri daldı. Son- ra başını kaldırdı: — Pardon, dedi, fakat —bu mektup bana itimat telkin et- mek için hazırlanmış - olamaz mı? — Şimdi Tokotliyana — gidi- niz, bana balo gecesi, çıkarken bu mektubu veren çocuğu bu- lunuz, anlayacaksnız ki böyle bir tertip yoktur. Vildan, şüphesi birdenbire a- zalan ve utancı artan gözlerle sordu: iz Mithatı tanımıyor mu- sunuz? Hayır, Vildan hanım, yü- zünü bir defa bile görmüş de- sler z : £ YAAARANARI ALTIN BAHSİ Yazan: ——ocm lan her nevi altın Üzerine bir mu hakeme yürütmek pek yerinde olmaz. Altın stokunun hiç mahvolma- yışı ve her yıl, çeşitli yollardan yapılan istihsallerin, mevcut sto ka ilâve olunması tabiatile altın değerine büyük bir - istikrar ba: nacak 1200 yahut 1500 tonun kırk, elli bin ton mevcut Üzerin- de ne kadar tesiri olur? Ancak otuz, kırk yılda dünya stoku iki misli olabilir ki bu devre oldukça uzun bir istikrar devresi sayıla- bilir. Halbuki her hangi bir müs tahsil, altına sahip olan bir ta- arruf sahibinin haiz olduğu em niyetten mahrumdur. Para birik tiren biriktirdiği malın tahrip e- dilmez bir mahiyet taşımak imti. a sahiptir. Halbuki her han gi bir müstahsil malını iyi halde muhafaza etmek için bir takım fedakârlıklar ve masraflar yap- mağa mecburdur ki bu masraf- lar malın değerini muttasıl ke- mirir. Para sahibi ile diğer bir meta' sahibi arasındaki bu farkı gidermek için bir Alman — tacir Silvio teklif ediyordu ki para sa- hibi her ay sonunda muayyen bir resim tediye etsin böylece elinde- ki meblâğ her ay kıymetinden bi raz kaybetsin 'yâni adeta menfi | bir faiz hasıl olsun... Böyle bir paraya da tabiatile yeni bir isim takmak icabedecekti. İktisatçılar bu adı bulmakta gecikmediler ve buna (Eriyen para) dediler. Bazı Anglosakson — iktisatçıları- 'nın tasvibine mazhar olan bu e- riyen para tarzı, ufak bir tatbik sahası da buldu... | KISA HABERLER z Z * «Diana>» adında bir İtalyan gemisi dün limanımıza gelmiştir. Bu gemi harpten sonra memleke timize gelen ikinci İtalyan gemi- sidir. * İç İşleri Bakanlığı müsteşar- larından İhsan Aksoy, dün vi- lâyette vali muavinlerini ziyaret etmiştir. * Türkiye San'at Mektepleri Mezunları cemiyetinin, çıkarmak- ta olduğu <Teknisyenlerin Sesi> dergisinin ikinci sayısı da zengin münderecatla çıkmıştır. * 3. üncü Bölge İst. Etıibba O- dası Başkanlığından: Odamızın altı aylık mutat muyüi toplantısı 25/6/1949 c martesi günü saat 13,30 da Oda salonunda - yapılacaktır. * Çocuk Esirgeme * Kurumu Kadiköy Kolu 6 temmuz 949 çar şamba akşamı sabaha kadar Ka- dıköy Suadiye Plâj gazinosunda Müzeyyen Senar Işıl'ın iştiraki- le bir gece tertiplemiştir. * Motörlü ve yelkenli gemi armatörleri cemiyeti, Ali Çakmak ve Muzaffer Pehlivandan müte- şekkil iki kişilik bir. heyeti An- karaya göndermiştir. * Dr. Âkil Muhtar Özdem'in hâtıra ve kitapları bütün tefer- Tüatiyle — İstanbul Üniversitesi Tıp i Enstitüsüne kerimesi bayan Aliye Sarhan tarafından armağan edilmiştir. Ayrı bir salonda kurulan «Dr. Âkil Muhtar Özdem müzesi ve kü tüphanesi» 20 haziran 1949 pa- zartesi günü saat 14 de açılaca tır. Bakırköy Sulh Hukuk Yargıçlığından 949/145 Bakırköyünde Sakızağacı sokak 20 numarada oturan Saime Durakın akıl hastalığı ile malül ve işlerini görmekden aciz olduğu a: laşılmakla medeni tKanunun 355 nci maddesi gereğince hacir altı - 'na alınmasına ve kızı Atiye Dura. kın vasi tayinine 16/6/949 tarihin. (de karar verilmiştir, Keyfiyet ilân olunur. dalrede görülebilir. maları ilân olunur. Birinci Bölge Bir adet Üniversal froza ti - ilim. k - — — Kadın alt dudağını önüne bakıyordu. ısırarak . di benim hakkımda düşütüğünüz şüphenin bir vehns (Devamı var) — Rica ederim oturunuz, de- gelerini havi mühürlü zarflar fışlamaktadır. Yılda istihsal olu- | | Orta Müdürlüğün 1 — Bölgemiz ihtiyacı için açık eksillme ile (9400) İira muhden, del Üzerinden kapalı zarf üsüliyle satın alınacaktır. natı (1162) lira (25) kuruştur Şartnamesi her gün Bölge Müdürlüğünde görülebilir. İstek. lilerin geçici teminatı maxbuzları ve 949 yılı bir saat evvel Karaköy Perçel 18 HAZİRAN 1949 Turgut Reis ve genç donanmamız... «Bodrum> İsmi bize karanlık, bas , küflÜ ve ruha sıkinti veren bir yeri canlandırır;. Halbüki Akdenize Kıyılarında bu adı taşıyan — kasaba- miz tam . mânasile bir. inci - gibi dir; gayet yumuşak İktimi, çok gü- zel manzaraları, kâlbe hayat — veren bahçeleri ve yüze gülen bayaz evle- rile yer yüzü cennetlerinden biridir. Vaktile Halikarnas diye anılar — ve en az Üç bin senelik zengin bir ta- Tihi olan bu şirin kasabamızın — yas kınında Karabağ isimli bir köy v dir; meşhür. Türk deniz kahramanı Türgut — Reisin bu köyde doğduğu tesbit edildi amiral Tarık Ersuna' nin teşebbüsile Turgut Reis adına bir anıt İnşa edildi;. kahramanımı öven nutuklarla a yapıl- di. Vatan ve millet hizinetinde çalış- mış bir. büyüğümüzün yetişmediği şehir, kasaba ve köyümüz yok gibi- dir; onların hâtıralı maddeleş- tirmek yeni kahramanların yetişti- rilmesi İçin en verimli bir — terbiye yoludur. Bir aralık bütün büyükle- rimize ait anıtların İstanbul ve An- kara gibi büyük — şehirlerde yapıl- ması fikrini ortaya atanlar yahut böyle davrananlar oldu; fakat doğ- rUSU bu İşi memleket ölçüsünde tut mak, en münasip ve lâyık olduğu şe- kildo bütün şehirlerimize, kasabaları mıza ve köylerimize yaymaktır. Turgu Reisin anıtı bu isabetli gö- Tüşün eseridir; geçenlerde Nevşehir- diler de memleketimizde İik mat- baayı kuran ve garp medeniyetine ilk pençereyi aç > Hemşerileri — Da- mad İbrahim paşanın hevketini — dik mişlerdi. Anadolunun Akdeniz ve niZ kıyıları binlerle on nizci — kahramanlar bunların yüz kadarının da İsimleri- ni biliyoruz, diğerleri «Mehmetçik» diye anılırlar. Barbaros'un — cesur, yüksek — kalbli, son derece cüretil arkadaşı Turgüt Reis denizcilik ta- rihimizde âdetâ enev'i şahsına mün- hasır» bir yiğittir. Malta adasının bir burnuna adını vermiş; Trablus da Türk — hâkimiyetini kı rım asır müddetle en bü donanmalarına Akdenizi dar etmiş- tir; Barselona'nın portakal bahçele rinde bile genç kızlar onun — kahra- manlık — türkülerini — söylemişlerdi. <Dragut geliyor!> denildiği - zaman Akdenizdeki - Türk düşmanları — ka- çacak delik arıyorlardı. Barbaros Hayrettin «Turgut ben- den üstündür!> demişti? Bu — söz Desaret ve cüret İtibarite —bir gör- veği İfado ediyor. — “Son yıllarda Türk donanması, ta- rihte asla eşi görülmemiş bir sulh kahramanı olarak ortaya atılan cA- merika Birleşik - Devletleri> nin yar- dimi sayesinde gittikçe — kuvvetleni- yor; mükemmel ve yepyeni” — iki muhribin daha Amerikada denizcile- rimize teslim edilmek Üzere olduğu- Nu sevinçle duyduk ve — Amerikalı dostlarımıza — karşı — beslediğimiz şükran düyguları bir kat daha art- mış bulunuyor. Sayıca belki az fakat harp kabi- liyeti İtibarile mükemmel ve cesur olan Türk donanmasının, sulh düş- manlarına karşı kahraman — Türgüt- ların Ve Barbarosların — parlak hâ- tıralarına yakışan bir şekilde döğü- yeceğine şüphe yoktur. Kadircan KAFLI Karade- C arxebel c- TAM;M)—x RUMİ |Haziran 1949| Hicri 1865 1 8 1368 Haziran Şaban 3 İcumartes | 21 Hızır: 44 - Ay: 6 - Gün: 169 Vasati — Ezani Güneş 4 26 8 & Öğle 12 15 4« 32 İkindi 16 16 8 338 Akşam 19 43 ı 00 Yatsı 21 47 2 4 İmsak 2 09 6& 28 Bayındırlık Bakanlığı Yollar T.nci Bölge den men bedelli (1) adet motörlü gahmerdan almacaktır, Ş 2 — Eksiltme 20/0/049 pazartesi günü saat (15) te İstanbul, Galata Perçemli sokak Cemsat Han #dinci kattaki Yollar I. inei Böl. Be Müdürlüğü binasında yapılacaktır. 83 — Geçlci teminat (705) İlradır. 4 — Bu işe ait liste ve şartnameler mesal esatleri içinde her güm 5 — İsteklilerin geçici teminat makbuzları Ve 949 yılı Ticsret Odası vesikalariyle birlikte belli gün Ve #astte Komisyona baş vur. (7734) Bayındırlık Bakanlığı Istanbul Yollar Müdürlüğünden ezgâhı (15,500) llra muhammen bes Geçlci teenk. Ticaret Odası bel. aıni aşağıda yazılı gün ve saatten mli sokak Cemaat hanında Bölce Müdürlüğü komisyonuna vermeleri, Thale 28/6/949 Salı günü saat 10 tedir, — (7093),