Tetfrika Komite imzasiyle yazacağını yaz, diyerek bir kâğıt uzattı Tutukluğunu ve durgunlağunu Küybederek dikkat kesilen İn. gilizin pörsük kapaklı gözlerin- de bir parıltı yanıp söndü: — Komite imzası mı koyacak- anız? — Komitel — Yazınız öyleyse. (elini ya: 'a kaldırdı) Az sebrediniz. Sösi titriyordu. Zile basarak, giren odacıya: «Sermürettib No bar efendiyi çağırmasını> söyle- dl. Birşey #nlamıyan - Kleanti, Bönen pürosuna bir kibrit daha çaktı. Kemerli - burnundaki — gözlük çamı üÜzerinden bakarak — giren Brmeni mürettibin sokulmasını bekledi. Mister Whit beyaz bir kağıt uzattı: — Mürettiphanemizde bir ku- Tukafa resmi var mı? — Öyle şey bulunmaz. — Peki, bulamaz mısınız? — Hakkâke sipariş edilirse vimgir üzerine kanıyabilirdi. — Bir saate kadar hazır ola- bilir miydi? — Verilecek paraya bakar! Susup başını kaşımıştı. Ga- zete sahibi masa üzerine bir lira atarak: «Hâkettireceği kuru ka- fa-regmini beyaz kâğıdın sol kö- gesine bastırıp getirmesini> söy- ledi. Öteki, iri pabuçların sü- Tüyerek çıkınca, hâlâ bir şey an- Thyamamış olan Kleanti İskalye- riye döndü: — Klişe basılıncıya kadar bek Üyeceksiniz. — Bir şey anlıyamadık! — Anlaşılmıyacak bir şey 'yok bunda... Vesveseli hüküm- dar matbaaya gönderildiğini ya- zacağımız beyannamenin aslını görmek isterse, «kuru kafa baş- hklhr mektubunuzu — gösterece- Bim! Böyle esrarengiz şeyler o yaradılışta insanlar üzerinde büyük tesirler yaparlar! — Doğru. Biz o kadar ince düşünememiştik birader. — İstersen sen bekleme, — «(Komite) imzasiyle yazaca- diyerek boş bir kâ- «Ben kuru kafa kli- gesini bastırır. yarın neşrede- Tim.> deyip beyaz kâğıdı alan Klcanti Cizir cımr yazmağa baş- Dirseklerini «Saraya açık ihtar!> baş- Tiğını taşıyan tehdit beyanname- #ine: <Eğer Sultan Murad der- hal Çırağan sarayına iade edil- miyecek olursa, Yıldızın bir an- da havaya uçurulacağını!» yaz- mıştı. Altına «Komite» imzası- mı koyarak Kalemi elinden bı- raktı: — Yarın mutlak neşreceksi- 'niz değil mi? — Mutlak. — Sözünüze güvenirim bira- der. Tarak kemiklerini kırarcası- na el sıkıştılar; Bir saat Bonra- kuru kafa başlıklı tehdit beyan- namesini eline alan «Şark Eks- presi> gazetesi sahibi gülümsi- yerek çenesini tutmuştu: Doğ- Yu, Yıldız sarayına Sultan Ha- mmidin saray müşiri İngiliz Said Paşaya gidecekti. Vesveseli pa- dişahtan çekeceği papatye gibi altıncıkları düşünerek ellerini uğuşturdu. Vakit, ikindiyi geçiyordu, Ma- Vi gökteki güneş, yalazı uğra- yan fırm ağızları gibi değirmi değirmi olmuştu. Ahtapotlaşan dallarında yaprak kıpırdamıyan ulu ağaçlar önündeki geniş yo- lu dolanarak Yıldıza çıkan ara- ba, «Koltuk kapısı» önünde dur- dü, Bekletmeden İngiliz Said pa- Şanın odasına götürdüler. - Kü- gücük boylu zarif mareşal gü- Tümsiyerek elini uzattı: İngiliz- ce konuşmağa başladılar. Göre- ceği hizmetin kargılığı olan ni- meti isteme yolunu evvelden ta- 'KABUSLARI ) N | 81 sarlayıp hazırlanan zeki — İngi- liz, Sultan Muradın Malta köş- kündeki ağır durumunu öğren- mek için gelmiş hissini vermek istiyordu. O noktadan taarruza geçip «Kuru kafalır beyanname ile meydan muharebesini kazan- mak niyetindeydi. Mis kokulu Yemen kahvesinden iki yudum alarak elindeki fincanı yanında- ki sadef kakmalı sepha üzerine bıraktı: — Londradan, Times — gaze- tesi siyasi müdüründen telgraf aldık, Sultan Murad hazretleri hakkında malümat istiyorlar. — Bildiklerinizi bildirmeliydi- niz.. — Yanlış bir şgey yazmamak için mareşal hazretlerini ziyaret edelim dedikti.. — Gösterilen samimiyete te- gekkür ederim. (Ellerini yanına açtı) Mes'ele bildiğiniz gibi: Üç, beş başıbozuk muhacirin çılgın- lığı neticesi olarak bazı ihtiyat tedbirleri alınmış bulunuyor. — Malta köşküne hapsedildi- &i ve hayatı tehlikede bulundu- u süyleniyor! Cebinden — «Komite» — imzalhı korkunç beyannameyi çıkararak gösterdi: «Bunu da meçhul, mas keli bir şahıs idarehanemize ge- tirerek bıraktı ve yarın -sabah çıkacak olan gazetede neşretme diğimiz takdirde, bizim de hava- ya uçurulacağımızı söyliyerek gitti!> dedi. Sdid paşa cevap vermemişti, Sadece İngilizin yü- züne bakmakla iktifa etti: «Şan- 'taj yapıp böyle mânasız, çocuk- ça tehditlerle padişahtan para çekebileceğini düşünüyorsun ?» demek istiyen bakışlarında, müs tehzi mânalar vardı. Hafifçe gülümsedi: — Demek yarın sabah biz de, siz de uçacağız? Bizim muhafızlarımız olma dığı için korkabiliriz ve neşret- mek mecburiyetinde kalabiliriz. — Neşredebilirsiniz! Metelik bile vermemişti. İngi- Hizin durgun bakışlı gözlerine bir daha baktı. Omuzlarını kal- dırarak: «Neşredebilirsiniz!» di- ye tekrarladı. - Ayağa' kalkıp e- lini de uzatmıştı. İngiliz gazeteci sarsıldı. Yıl- darımla / vurülmüuşa — dönmüştü. Soğuk soğuk selâmlaştılar. “Voyvoda caddesindeki idareha 'e kapısından içeri girdiği za- Tan güneş batmıştı. Bekleme odasında Kleanti İskalyeri ile karşılaştılar. Mister Whit gü- Tümsiyerek tabakasını uzattı: — Müsterih olunuz birader. — Ben İngiliz sefaretinden ge Jiyorum ve onlara malümat ver- dim, — Müsterih olunuz, demiş- tik. Ayrıldılar. Başmüharrirlik o- dasına giren İngiliz, zile basa- Tak gözlüklü sermürettibi iste- di. Elindeki kuru kafalı kâğıdı uzatarak: «Ertesi sabah çıka- cak olan gazetenin ilk sayfasına koymasını> tenbih etti. Kabak başlı, iri burunlu Ermeni mü- rettip, gözlük camlarının Üze- Tinden şaşı şaşı baktı; — İlk sayfaya?! — Evet, bir de çerçeve yapar- Bıin! Gündüzün dizilen başmakale- 'Din tashihleri üzerine konuşma- &a başladılar: Tashih hataları Sok oluyordu. Yassıya doğru sa- bahki misafirin bir daha geldi- ğini haber verdiler, Öteki, pro- va kâğıtları arasından birini çe- kerek odaya giren gökgözlü a- dama uzattı: — Memnun oldun mu? dizildi. — Teşekkür ederim birader. — Tesiri - olacağını İşte umuyor | —HEY eşarp kullanılmıştır. Havagazından tasarr 1 — Havagazı ocağının yalnız dışarısını değil, içerisini de te miz tutmak lâzımdır. Taşan ye- mek sızıntıkları delikleri tıkar ve ocağın muntazaman yanması- 'na mâni olur. 2 — İş görürken gaz saatinin ana musluğunu daima açık bi - rakmak lâzımdır. Musluğun ya- rım açılması, pişirme müddeti- nin uzamasına sebeb olur, ve do layısile gaz - sarfiyatını çoğaltır. Alevi kısıp arttırmak ancak gaz ocağının üstündeki musluktan ya- pılmahdır. 3 — Havagazı ocağının üştüne konulan.kap ocağın dairesini ta- Mmamiyle kaplarsa 'iskaranın ayak larını yukarıya döğru gelmek Ü- zere koymalıdır. Bu — süretle si- Muhtelif ci 1— CİLÂLI MOBİLYALAR: Bu cins mobilyalar bir pamuk veya fanilâ parçası ile ovulup, büyük temizliklerde de sulu par- ke cilâsı ile cilâlanmalıdır. Bunun için de evvelâ hususi mobilya fır- çası ile fırçalayıp küru bezle sili- 'nen eşyaya cilâ sürülür. İki saat kadâr küruümaya — birakıldıktan sonra yünlü bir parça ile parlatı- br. 2 — VERNİKLİ LÂKE MO- BİLYELER: Vernikli mobilye pamuk veya ipek bir bez parçası ile silinme- lidir, çünkü yünlü parça mobilye- yi çizer. Bu cins mobilyeleri te- Mizlemek için müsavi miktarda keten yağı ve alkolden müteşekkil Mmahlüta bir bez batırılır, yavaşça ovularak silinir. Şayet mobilye- 'nin verniği çıkmışsa mahlüta lit- re başına 25 gr. reçine veya 25 &r. Gomlâk ilâve edilir, 3 — YAĞLI BOYA MOBİLYA- LAR: Sabunlu su ?le silinir ve kuru- lanır, 4 — KANAPE, KOLTUK VE DİVAN GİBİ KUMAŞ KAPLI EŞYALAR: İpek, yün - ipek ve pamuktan yapılmış mobilyalar çok nazik- tir. Çabuk yıpranırlar, bunları sil mek için yumuşak bir fırça kul- musun? (Devamı var) Yazan:BEHÇET SAFA Nazif başını salladı: — İyi amma bunlar iltifat de- ğil ki... Hakikatin ifadesi... Sen olmasan bizim yazıhane ne hale gelir; bilmem. Hattâ sen olma- Ban benim halim ne olur? Bu sözler Suzanı o kadar mü- tehassis etmişti ki Nazifin tarif ettiği Suterazisi sokağına girer- ken hâlâ kulağında çılıyordu. Kendisine yükletilen iş onu #sla ürkütmemişti. Ne gibi zor- duklarla karşılaşırsa karşılaşsın (halledeceğinden âdeta emindi. Berseri ve uygunsuz - takımının kötü hareketleri ona asla tesir etmiyordu. Şimdi Salâh ile gö- Tüşmeyi de bir ticaret müzake- Fesi kadar tabil görüyordu. Balâh'ı tahmin ettiği gibi bul. du. Hattâ tahmin ettiğinden faz- Ja sevinmli bir genç... Hattâ tah mininden fazla zeki, karşısında- kinin düşüncesini okumıya müs- taid, cin gibi bir adam... Fakat hiç tahmin edemediği bir nokta varsa, o da Salâh'daki sempatik halin kendi Üzeriride yapacağı tesir olmuştu. Salâh, Suzanı Gdeta sevinçle karşıladı: — Nazif beyin mümessili ola- Tak geliyorsunuz demek... Be- nim için ne şane ve ne bahliyar- lık,.. zan, Nazifin teklifini ileri Sürdüğü zaman Salâh âdeta se- vindi. — Mükemmel, âlicenap — bir adam... Cep harçlığımı ve yol lanmak lâzımdır. Fakat basmadan yünden, dradan, kadifeden kol- Tefrika No. 60 paramı verdikten sonra burada 'ne işim var? Yalnız bu pazarlık- 'tan sevgili Sevimin haberi olma- sın, Belki üzülür. Her hususta anlağtık demek... Alâ,.. Peki Şu aile içindeki kötü mahlükun gerçekten yola çıkıp çıkmadığı- Ta kim tâyin edecek? Menfaya gidiyoruz. Siz mi geleceksiniz? Bu da bir talih eseri, Tatlı bir gülümseme ile Suza- 'na bakıyordu. Esmer bir derisi, iri siyah gözleri vardı. Hiç şüp- he yok ki serseri olduğu kadar azibeli bir gençti ve bunu mu- hakkak ki kendisi de biliyor; o anda Suzanın aklından geçenle- Ti okuyordu. Nazik ve kibar bir tavırla Su- zana sordu> Yine cennet gibi güzel ketenler| Bu tayyörlerin daha ziyade koyu renk - aksesuar Faydalı O YENİ SA 'asaya uf etmenin on yolu cak gazlar, kabi yan taraflardan da asıtır. Böyle yapıldığı takdir de gazdan 8 defa daha fazla ta sarruf edilmiş olur. 4 — Pişeri yemek kaynamıya başlayınca alevi kismalıdır. Bu hareket kaynamayı ayni kuvvet te devam ettireceğinden 'alevi kıs mamak Tüzunsuz olur. 5 — Yemek tenceresi hazır o- lunca havagazı ocağını yakmalı ve alev kabın alt satlından dışari taşmayacak şekilde fyar edilme- lidir. 6 — Çorba veya yemek yapar- ken ihtiyaçtan fazla suyu lüzum- #uz yere kaynatmamalıdır. Bu su| Yetle hem gazdan tasarruf edilir ve hem de pişirilen yemek, kuva vei gidaiyesini kaybetmemiş olur.! ns ev eşyalarını 'tuk veya divanlar bir kıl fıça ile fırçalanabilir. Deri mobilyeler si- linir, şayet çok kirli ise gilme a- meliyesi sabunlu su ile yapılır, ku Tulanır ve müteakiben - cilâlanır.| Eğer çizilmiş yerleri varsa cilâ: lamadan evvel ayni renkte toz bo ya petrol içinde eritilerek çizik kısımlara yassı bir fırça ile sürü lür, ve sonra cilâlanır. HALIDAKİ LEKELER ÇIKA- RILMASI:; Şayet halı lekelenmişse hâlının rengini bozmamak için leke dik- katle çıkarılmalıdır. Bünun için Manyezi Kalsin ve benzinden mü teşekkil hamur yapılır, ve lekeli kısma sürülür. Bir müddet bıra- ee BAA Pi n ai RSe e M n İsrail - Suriye mütarekhe müzakereleri Telaviv: 15 (A,A.) «BYUM,» — İsrail ile Suriye arasında mü- tareke konuşmalarına önümüzde ki salı günü tekrar başlanacak- tır. Birleşmiş Milletler - gözetmen- ler heyeti kurmay başkanı Generi ley şamda demeçte bulunarak, İs rail ile Suriye mütareke görüşme lerinde çıkan güçlüklerin kıstı bir zamanda halledilebileceğini ümit ettiğini söylemiştir. — Nazif beyin yanında uzun zamandanberi çalışıyorsunuz ga Vba? — Altı yıldanberi. — Biliyorum. O size çak bağ- Jıdır, Ben sizi tahmin edemiye ğiniz kadar yakından tanırım Suzan hanım, — Nereden tanırsınız? — Bana Sevim anlattı. — Sevim hanım mı? İyi am- ma,.. — Hayır, hayır, Telâş etme- yin, Ben Sevim hanımı bir daha ne göreceğim, ne de rahatsız e- deceğim. Bir şeydir oldu, geçti. Bana karşı yakın bir akrabanın gösterebileceği her türlü yardı- mı gösterdi o... Gözlerini Suzanın gözlerinden ayırmıyordu. - Biliyor musunuz, dedi. Ben bir başkası olsaydı, böyle konuş maz, daha başka türlü hareket ederdim. Siz anlayışlı ve zeki bir kızsınız. Sizinle açıkça konuş- mak mümkündür. Gözleriniz her teyi belli ediyor. Sizinle görü- #ürken benim âdi bazı hilelerim çıktı. Zaten bu nefiakumaşın modası hiç geçer Bu yaz çeşitli döpiyesleri, elbiseleri yine çok- moda - ama beyasrenkte tayyörler başta geliyör. 1 inel model: Kapalı küçük şalyakaıl bele kadar düğmeli sadebir jaket ve dört parçadan etek. 2 inci model; Yine kapalı fakat yuvarlak yakalı kısa' kollujaket. Düğmeler göğüs hizasın dan bele kadar olmak üzere 3 tane ve başka rektedir. $ üncü model: Klâsik 3 düşmeli 2 cepli tayyör. Etek yine dardır. Bluz yerine başka bir renk ile kullanıldıkları görülüyor. bilgiler BAR SOKADIN « MODA( f mi? 7 — Yemek plşirirken yemek kabını dalma kapamalıdır. Bu su retle gazdan ve zamandan 1/4 ta- Barrıf edilmiş olur, dölayısile ye- meğin lezzeti kaybolmaz. 8 — Geniş ve alçak kaplar, dar ve yüksek kaplardan daha az gaz Barfederler. İki müsavi kap üst üste konarak Üsttekinde su üc- Tetsiz olarak ısıtılmış olur. 9 — Mümkünse havagazı oca- Bını esas boruya sabit bir şekilde bağlatmalıdır. Bu şekilde. bağlanan ocakların gaz kaçırma tehlikesi olmadığı gi bi memeyi de söküp temizlemek kolay olur. 10-— «Gazdan tasarruf temin ediyor> 'diye satılan Bâatlere inan Mayın, en iyi-tasarrafu ancak siz kendiniz yapabilirsiniz, yoksa her Baz saati en ufak israfi gösterir. n temizliği kıldıktan sonra fırçalanır. Benzin lekeyi eritir, Manyezi Kalsin to- zu da eriyen lekeyi emer ve bu suretle. halı temizlenmiş olur, AÇIK RENKTE HALILARIN TEMİZLİĞİ: Yarım saat kadar kuda ısla- tılmış kepek avuçta sıkılark ha- h Üstüne serpilir ve yarım saat kadar bırakıldıktan sonra süpü- Tülür, HASIR TAKIMLAR: Tuzlu su ile yıkanır. ÂDİ TAHTA MOBİLYE: Suya çamaşır suyu ilâve edile- Tek yıkanırsa bembeyaz . olur, Yugoslavyada gizli bir radyo istasyonu Londra B.B.C, yeni bir Yugoslav gizli radyo is- 15 (ALA.) nin «Lps.> — dinleme — servisleri tasyonu keşfetmişlerdir. Bu istas yonun yayınları son derece bozuk tur. Radyo yayınları komünist a- leyhtarıdır. Radyo istasyonunun adı «Esir Yugoslavyanın sesi» dir, yardır; onları kullanmaya lüzum görmüyorum. Şundan eminim ki Bizin için bir gence acımak fe- nalık etmektir. Öyle değil mi? — Ben merhametten nefret ederim. — Öyleyse taş kalblisiniz. — Hayır. O kadar da - değil. Amma zaaftan hoşlanmam. — Benim zayıf ve merhamete lâyık olduğumu sanmıyorsunuz ya!... Hayır yavrum, ben belki biraz serseri ruhluyum —amı asla zayıf, acınacak bir mahlük değilim. Şunu da söyliyebilirim ki. Salâh susunca Suzan sordu: Nedir 0? — Ben hayatı bir oyuncak gi- bi görmiye başladım. Yaşadıkça hiç bir şeye ehemi iyet vermez oluyorum, Hiç bir şeyin bence kıymeti yok, Şu kısa hayatımda dünyaya aldırış etmiyerek neler oldum, biliyor musunuz? Aktör- lük ettini. Mağazada çıraklık et- tim. Kahvede garsonluk ettim, Hattâ hamallık bile. Dünyayı da dolaştım diyebilirim, Girme- Ç 5 | | V SEMRA AKSI,ANLIJ Hazırlayan: Yumuşak pasta MALZEME: 200 gr. un 200 gr. Pudra gekeri 7 Yumurta 50 gr. Tereyağ 1 Paket vanilya 1 Küçük paket kakac j YAPILIŞI: Yumurtaların - beyazı / sarısın dan dikkatle ayrılır. Sarılara pud Ta gekeri ilâve edilerek yarım sa- at ayni tarafa karıştırılır. Ayrı bir kapta yumurta akları katı kar haline getirilir. 50 gr. tereyağ kakao ile çok hafif harekette beş dakika karıştırılarak eritilir. Elen miş un, yumurta akları ve sarıla- rı biribirine karıştırılır. —Eritil- miş kakaolu tereyağ ile bir pa- ket vanilya da bu-hamura ilâve edilir. İki üç-defadan fazla ka- rıştırmamak şartiyle yapglanmış unlanmış şekilli bir kalıba doldu rulur. Orta hararetli bir fırında, hararet alttan verilerek 45 ilâ 50 dakika pişirilir. Sıcak sıcak ka hptan çıkarılır, soğuduktan son- Ta üzerine hafif pudra sekeri ser pilir, Biblo temizlikleri Mermer ve pişmiş topraktan yapılmış küçük heykeller sabun- Tu su ile yıkanıp durulanır ve kü- rutulur. Alçı heykelleri: temizlemek i- çin su ve koladan müteşekkil çok koyu bir hamur hazırlanır ve hey kelin her tarafına sürülür. Ku- Tumaya bırakıldığı vakit kola çat lar ve dökülmeye başlayınca kir leri de beraber götürür. Bronz ve bakır biblolar: Biraz suda TRİPOLİ eritilerek temizle- nir. Bunun için de hamurla ba- kar ovulur, silinir ve yeniden kuru tripoli ile ovulur. Fildişi ve kemik eşya: Arap sabunlu kaynar su ile te- mizlenir ve güneşte — kurutulur. Eğer çok kirli ise sabunlu suyun içine biraz SÜNGER TAŞI TOZU gibi çok inve bir toz karıştırılır. Fildişi beyazlatılmak istenildiği takdirde her tarafı oksijenli su- yya batmış bir süngerle ovularak beyazlatılır. Sedef Eşyalar: Sedef eşyalar da mermerler gi- bi sabunlu gu ile yıkanarak temiz lenir. Yaldızlı eşya: Gayet - seyrek olarak javel suyu ile karıştırıl- miş yumurta akı ile temizlenir. Sünger temizliği: Sünger li- monlu suda yıkanır. Sabunda bı- rakmamalıdır. Çünkü yapışkan- laşır. Böyle olduğu vakit 24 saat tuzlu suda bırakılır, çalkımıp sir keye batırılır ve su ile durulanır. (8. Arel Menaj kitaplarından faydalanılmıştır.) Los Angelos'ta bir fiat indirme yarışı Los Angelos: 15 (A.A.) <Afp. — Los Angelosta iki dükkân a- rasında 15 gündenberi devam e- den rekabet sayesinde fiyatlar baş döndürücü bir hızla inmekte dir. Dün, dükkânlardan biri do- mates suyu, jambonlu yumurta, patates ve reçelli ekmekten mü- rekkep kahvaltıyı 60 sente ve kah veyi 1 sente veriyordu. Karşıdaki dükkân, ayni fiyata 1 litre otomobil yağı veya 100 tablet aspirin vermekte tereddüd etmedi. Fiyatlar dakikada değişmekte- dir. Bir müşteri, 89 sent olarak ilân edilen bir biftek için yemek bittikten sonra 59 sent vermiş- tir, Müşteri: «Eğer bilseydim da- ha yavaş yerdim» demiştir. —— aa —— — AAA diğim yer kalmadı. Hattâ hapis- hanelerde bile seyahatim dır. Yalnız yapmadığım bir iş kaldı: Namuskârane çalışarak alın teriyle kazamılmış bir gü- nüm yoktur! Gülerek kıza bakıyordu. Su- zandan böyle bir serseriden nef- ret etmesi ve nefretini belirt- mesi beklenirdi. Hattâ Salâh, bunu bekliyordu. Fakat Suzan- da böyle bir hal yoktu. Duydu- ğu şeylere karşı âdeta duygu- suzdu. Zaten bu delikanlıda bir şeytan tüyü var gibiydi. var- 'Tayı - ve kumu belediy KALDIRIM YAPTIRILACAK Edirne Belediye Başkan lığında edilmek suretile beher met: © Karesi 60 kuruş muhammen. bedel Üzerinden askari 4000 aza; zi 6000 enetre kare kaldırim onarımı açık eksiltmesine talip Zuhür. etmediğinden — eksillme 20 Mayıs 949 cuma günü saat 16 ya talik edilmi; Talip olanların ©, — 7.3 terainat — akçalarile birlikte bebirli gün ve saatte belediye encümenine — müracası lân - olunur, (6672) «sn — ZOEAKAR SARAN T L TTDSARK NFE TPT Y TU Istanbul ve Üsküdar - Kadıköy ve Anadolu Yakası Şoförler ve Otomobilciler Cemiyetleri Başkanlıkiarından: ı Mesleki gaye ve idealleri bir olup yalnız — münitieri ayrı bulunan teçekkülerimiz evvelce olduğu gibi bundan son: ra da çok Ki mizin bugün hepimizi: tü meslek — arkadaşlarımızın her türlü ihti. yaç ve arzuların memnuniyetle yerin; müşahede esaslı ve acil tedbirler almak emeliyle iki kardeş cemiyelim getirebilmek, mesleği, ettiğimiz güç durumuna kar. “yönetim kurulları ve bütün üyeleri , el ele vererek meslek ve ce- le çalışmağa karar verdlk. 2 — Cemiyetletimizin Ja işlerini tedvir ettirebilrler. baş vurarak her türlü yardıın dardır, İhalesi 20.mayıs 649 cuma n Deniz Müzesi üyeleri mız, mesleğe müteallik hususlarda her iki cemiyete müracaat. 3 — Allah korusun bir kaza & — Fenni muayenelerde cemiyetimizin kadaşlarımıza ellerinden - gelen hizmeti yapmakta haz duyacak- Arşivi Mü miyetlerimizin inkişafına — yükslmesine, hızla ve var kuvveümiz bulunan sayın arkadaşları- vukuunda keza her İki tarafa ve müzahereti istiyebilirler. mümeasilleri, ar- 5 — Her iki cemiyet Başkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Yönetim kurulu toplantılarına iştirakle birbirlerini irşat ve ten. vir etmek saretile de iki kardeş cemiyet arasındaki iş- birliğini kuvvetlendireceklerini sevinçle bildirirler. Halit Çelen Avni Berktan İstanbul Jandarma Satınalma Komisyonundan Fatih J. Birlik binasının 2000 Hra bedel keşifli onarım işi Ççık eksiltmeye konmmuştur, Şartnamesi Komlsyonda görülebilir, Bünü saat 15 de Taksim Ayazpaşa daki Kom. binasında yapılacaktır. İsteklilerin 150 lira geçici temimat makbuzu, 949 yılında Ti- caret odasında kayıtlı bulunduğuna dair belge, ve eksiltme gü- nünden Üç gün evvel Vilâyet maka: sikası ile birlikte belli gün “ve gaatte andan alınmış ehliyet ve Komisyonda bulunmala- —K ve dürlüğünden Müzemizde tanzim edilen kiyafet galerisi için eski bahri- ye subay, erbaş ve er kıyafetleri toplanmaktadır. Kendilerinde eski bahriye kıyafetlerine ait tam veya mü- teferrik eşya bulunupta satmak isteyenlerin Dolmabahçe- deki müzemiz müdürlüğüne müracaatları. RUHU ISLÂM Biga —müftüsü, M. Hamdi Brdemin Diyanet — yüksek Başkanlığınca — tasdik edil. miş olan Ruhi İslâm adın. daki eseri, her Müslümanın evinde bulunması lüzumlu ve bilhassa imam ve hatipler için çok faydalıdır. 392 — sa- fabk “bu eserin fiyatı 230 kuruştur. — Sahibinden arayı. mız, ı Beden Terbiyesi Bölge Başkanlığından : Charlton maçları için hazırla- 'nan tenzilâtlı kombine biletlerin fiatı: Numaralı tribün 24, kapa- h tribün 16, açık tribün 8; du- huliye 5 liradır. Bu biletler 18 Mayıs Çarşamba günü akşamına kadar evvelce ilân edilen yerler- de satılacak bu tarihten- sonra her maç için ayrı olarak yaptı- rılan biletler satışa arzedilecek- tir. Tek biletlerin fiatları numa- ralı tribün 7.50; kapalı 5; açık 2.50; duhyliye ise 1.50 liradır. Sayın halka ilân olunu: oamen eee maaamaaamaa JİNEKOLOĞ - OPERATÖR Dr. A. HÂAFİ YASA Doğum ve Kadın Hastalıkları Mütehassısı Beyoğlu, Bursa — (Ahududu) sokak No. 4U/1 IL ci kat (Marmara Film Studyosu Üstü)y — Tel: No, 42162 —— —<<u<—x— — Dr. Kemal Nuri imre Haseki hastanesi cilt ve züh- revi hastalıklar Mütehassisi Beyoğlu — Asmahmescit No 11/2 Tel: 42324 saat 16-19 (6683) MİDE'ekşilik ve yanmalarına ve yemeklerden sonra vücutta hissedilen çöküntü ve ağrılıkları iderir. MAZON ve HOROZ markas Kırklareli. Sulh Hukuk Yargıçlığından 'Yayla mahallesi Çifte Gazino dar sokağında mukim İslâm De- ğirmenci tarafından Konya Ereğ lisi Caba matallesi No. 5 te Mehmet Çelikel ile İstanbul Sir- keci Orhaniye caddesi No. 32 de Haydar Zeylem aleyhlerine ika. me eylediği alacak —dâvasınız, yapılmakta olan yargılanmasın. da dâvalıların adreslerine çıkarıs lan düvetiyelerine verilen meş- ruhatta bulunmadıkları ve hâlâ semti meçhulda olmaları hase- bile 2/6/949 günü saat 9 da mah kemede hazır bulunmaları veya kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri hususunda tebligatın ilânen yapılmasına mahkemece karar verilmiş olduğundan teb- liğ makamına kaim olrak üzere kasa tazminatı hakkında açıklama P.T.T. Genel Md. lüğünden al- dığımız 9/5/949 günlü ve 566 D. 197 sayılı yazıda deniliyor ki: Sayın gazetenizin 19/4/949 ta rihli nüshasındda (P.T.T. memur- larına niçin kasa tazminatı ve- rilmiyor?) başlıklı - bir temenni çıkmıştır. Bu husus idarece daha evvel Onun düşündüğünü farketmiş | güşünülmüş ve hâlen Büyük Mü gibi Salâh let Meclisinde bulunan Telgraf Sen de kendini bir şey san- | ,, 7elefon kanununa bu taami- ma Suzan, dedi. Sen de tam mâ | natı sağlıyacak bir hüküm konul nasiyle uslu akıllı bir gey de-| muştur. ğilsin. Senin dinin imanın para-| " pügilerini saygılarımla — rica dır, Sen o kızlardansın ki aklın- ";::::_h yi ee v da, hayalinde patronu ile evlen- mekten başka bir şey yoktur. Genel Müdür V. Nazif amca ile evlenmek senin| - YENİ SABAH — P.T.T. Gencl için biçilmiş kaftandır. -Nazif| Müd. nün, okuyucumuzun temel- amca da Sevim ile er geç bağla-| nisine karşı gösterdiği bu yakın vi koparacaktır. alâkadan dolamı tesekkürlerimizi (Devamı var) — » sımarız, Okuyucu Diyor ki ilân olunur. P. T.T. memurlarının , Fatıh'ın heykeli için bır temenni Kadırga Talebe Yurdunda mue kim Hukuk Fakültesi talebesin- den Halil İsmet — Edremitlioğlu imzasile aldığımız bir mektupta İstanbul fethinin 500 üncü yıla dönümü münasebetile yapılacali kutlama — törenlerinden - bahisle göyle denmektedir: «Esefle kaydedilecek nokta şu ki, Türk kudret ve faziletini, dün yaya tanıtarak İstanbulu — bize bahşeden ve bir çağı kapatıp ye- ni bir çağ açmak gibi büyük bir inkılâp yaratan Türk kahrama- mt Fatih Sultan Mehmedin bir heykelinin dikilmemesidir. Bina- enaleyh bu mutlu güne girerken böyle kwymetli bir kahramanını- zın heykelini dikmekle en mu- kaddes vazifemizi yapmış ve ge- Tecek nesiller için çok kıymetli bir armağan bırakmış — oluruz. Alâkadarların bu hususu — DİT- hassa göz önünde tutmalarını di- leriz.>