| SULTAN “Hau Hüsnüye itimad etmeyin DüAN m B İHLAK MA iz Sarayla temas halindedir,, Tefrika No. 74 — Mihal geldi. Yeğeniniz Mi- hal! — Yanında kimse var mı? — Kimse yok! Aşağıya aldık. — İyi ettiniz. Bana yol göste- #iniz Kadri bey oğlum. Dolambaçlı dar merdivenler- ğen inerek sokak kapısı yanın- Gaki odaya girdiler. Kapı ardın da ayakta duran Mihalın duru- mu beğenilecek gibi değildi. Göz lerini Kadri beye dikerek çıkma gını bekliyordu. Amcasile yalnız kalınca, cebinden çıkardığı iki- Ye bükülü mavi zarfı uzattı: — Koporel efendi sizden son- Ya iki defa daha geldi ve bu Mektubu verdi. — Hazır yazılı olarak mı ver- di, yoksa yazıhanede ml yazdı? — Yamhanede yazdı. Bir müddet hareketsiz kaldı- dar. Zarfını alan Kleanti arka tarafını çevirerek baktı. İtina ile yapıştırılan köşelerinin Ko- porel tarafından imza da edil- miş olduğunu görünce, elleri tit Tiyerek açtı. Daha ilk eümleyi okur okumaz yıldırımla vurul- muşa dönmüştü. Vefakâr dostu: «Arkadaşlarınızdan - Hacı Hüs- #ü diye bana adımı söylemiş ol- duğunuz zata katiyen itimad et- meyiniz. Sarayla temas halin- do bulunuyor!> diye yazıyor ve ihbar ediyordü. Sar'a nöbetine uğramış gibi sarsılan Üstadı â- zâm birden kapıya dönüp sür- güsünü sürerek ayakta hareket Biz duran genç yeğeninin iki bi- leğini birden kavradı: — Koporel sabahleyin sana hainl Yıldız sarayında kahveci başı Hacı Mahmut efendi ile baş başa konuşurken gördüğünü göylemişti değil mi? — Yalnız onunla değil amca. Sonra ikinci kâtip Lebip bey de yanlarına gelmiş! — Aferin Mihal! Unutmamış #ın. Yalnız bizim Koporelin sa- Tayda ne işi varmış? Susup' yutkundu. Parmakları Arasında sıktığı gencin bilekle- rini bırakmıştı. İri ellerini ardı- na bağlayarak: «Sen ne düşü- nüyorsun? Koporelin sarayda ne işi vardı?> diye tekrarladı: — Yoksa, yakın dostumuz ol duğu İçin onun vasıtasile bir tu zak mi kurulüyor Mihal? — Zannetmem amca. Böyle bir şey olsa Koporel bir haini İfga edecek yerde size sokulma- ğa çalışmaz mı idi? Parlayan gök gözleri vahşi yahşi bakıyordu Mihal birden elini alnına götürerek: «İzmir- e bir miyan kökü ihracı imti- yazı işi takip ettiğini unutuyor musunuz?> diyerek gülümsedi — İmtiyaz işleri sultanın sa- Tayındaki kâtip ve mabeyincile- rin inhisarında — bulunmuyor mu — Aferin Mihalt — Dostunuz bu mes'ele için gittiği zaman, böyle bir tesadüf ihtimali yok mu? Başını eğen Kleanti Skalyeri, bir gün yanında Hacı Hüsnü bey olduğu halde Karaköyden geçerken, Koporele rastgeldiği- ni ve sonra Hacı Hüsnünün ken di adamlarından olduğunu söy lediğini de hatırlıyordu. Haini Karaköy tesadüfünden tanıyan Badık dostu, sarayda kahveci başı ile görüşürken görünce, hemen haber vermeyi ve dikka tini çemeği faydalı bulmuş ola- caktı. Az daha, kendisine büyük bir iyilikte bulunmak isteyen zavallı arkadaşı Koporel hakkın kadar ileri gittiğini düşünerek utandı. Arkadaşlarının yanına döndüğü zaman, her zamanki soğukkanlı hali üzerindeydi. Birinin de bir şeyden haber yoktu. «Kuvvel maneviyelerini» kırmamak için - «Bizim Mihal! Odanın anahtarını vermeğe u- nutmuşuz. Almak için tâ... bu- ralara kadar gelmeğe «Üşenme miş!» diyerek tekrar dışarıya çıktı. Ev sahibinin oğlu Kadri beyi görecekti. Merdivenden çık makta olan çocuğu bekledi: — Aşağıdaki cumbadan taras But ediyorsunuz değil mi? — Evet, Çıkmaz sokakta 0- turduğumuz için gelen geçen de olmaz! — Hacı Hüsnü bey gelecek o- larsa burada - toplanılmadığını lursa, malümatınız - olmadığını göylersiniz. — Ya Hekim Agâh efendi? — Onu içeri alabilirsiniz. Odaya birlikte döndüler. Hâ- JA Ali Suavi efendinin delice cü retinden bahseden misafirler, Sultan Hamidin fırsatı ganimet bilerek şüphelendiği münevver- leri İstanbuldan uzaklaştırmağa kalkışacağını iddia ediyorlardı. Yerine oturan Kleantiye baka- Tak: «Öyle değil mi?» dediler. «Öyle tahmin edilir. Bundan sonra çok dikkatli ve basiretli davranmamız - lâzım gelecektir arkadaşlar, Bu geceden itibaren burada toplanmamak ve daima yer değiştirmek isabetli hareket olur» cevabını verdi. «O halde nerede içtima edilecek?» dedi- ler: — Nakşibend kalfanın Gü- müşsuyundaki evi münasip olur mu? — Olur. Fakat sabit bir yer olmamalıdır. Lüzumu halinde ben size haber vereceğim. — Şimdilik beş on gün için paydos! Bahçe aşırı bostanlardan ge- len köpek Ürüntülerine kulak verdiler: İraktan irağa birbir- lerine sesleniyor gibi karşılıklı havlıyorlardı. Derin geceye gö- mülen kulübelerde şevk kızartı- ları vardı. Sokak kapısı yanm- daki küçük odaya, tarassuda çe kilen genç Kadri bey, birden ir- kildi: Ayak sesleri!... Köşeyi dönerek ilerleyen bir insan karartısı vardı. Ağır ağır geliyordu. Kapı önüne gelince durmuştu: Hacı Hüsnü bey!. Elini kaldırıp tokmağı çalacağı zaman, sokak kapısını aralayan tetik delikanlı ile karşılaştı: — Biraz geç kaldık! — Fakat evde kimse yok! — Burada toplanılacaktı ya? — Hiç haberimiz yok. Peder de sabahtanberi dönmedi! — Nasıl, Pederiniz Aziz bey sabahleyin mi çıktı? — Evet. Gideceği yeri de ha ber vermediği için valide merak ediyor, (Ellerini yanlarına açtı) saat üç. Hâlâ dönmedi. Böyle kaldığı yoktu da... — Acaip! Halbuki bu gece bu rada içtima olacağını bize bil- dirmişlerdi. Tereddütlü tereddütlü bakış- tılar. «Ne ise çok selâm söyler- siniz> diyen Hacı Hüsnü, salla- 'na sallana uzaklaşmıştı. Kapıyı sürmeleyerek yukarıya koşan delikanlı, toplantı odasının ka- pısını bir daha aralayarak Kle- antinin gözlerine baktı, HİKAYE Altın Meraklısı Kral Yıllarca evvel uzak bir ülkede Mi minde bir kral yaşıyor du, O, altını her şeyden fazla ge ven bir kraldı. Büyük mahzenle- rinde torbalarla altın vardı. Yine bir gün altın sayarken kendi kendine: «Bu kadar altın kâfi değil, daha fazla altınım ol- Masını arzu ediyorum» diye sö; lendi. Bu sırada arkasında biri- nin bulunduğunu hissetti. Onun kim olduğunu anlamak için hızla döndü. Kapının yanında yabancı bir adam duruyordu. Midas «Kim sin kilitli olan kapıdan içeri nasıl girdin?> diye sordu. Yabancı «Ben Merkürüm, Tanrılardan bi- riyim! nereye istersem — girebili- , buraya da anahtar deliğin- den girdim» diye cevap verdi. Merkür «Demek daha fazla al- tın istiyorsun kral Midas?> diye sordu, Midas «Evet> dedi... Bu kadarı bir kral için pek azdır.» Merkür sordu: «Eğer sana ben- den bir dilek dile deseydim ne dilerdin Midas?» O ise «Her do- kunduğum altına dönme: ni isterdim» diye cevap verdi. Merkür neşeyle güldü ve de- di ki, «Yarın sabah güneş yüksel dikten sonra her dokunduğun şey altın olacak!» Tanrı Merkür, yok oluvermişti. Ertesi sabah Midas uyandığı zaman güneş parıl parıl parlıyor. du. Kalktı ve giyinmeye başladı. Fakat elbiseleri altın - oluverdi. Ne kadar memnun olmuştu! Oda- da dört tarafa koştu ve her şeye dokunarak altına çevirdi. Sonra İbahçeye indi ve bütün çiçeklere dokundu. görmek onu çılgına çevirmişti: «Bu küçük kızım için bir sürp- riz olacak» dedi. Altından bir bahçe onu ne kadar sevindirecek 'diye düşünüyordu. Nihayet Midas kahvaltı etme- da da ağır şüphelere düşmeğe (Devamı var) gAAA AAA AAA AA ğ KKK KUUUUUURARRARARARARRARAARRAMU Kumaşları SÜMERBANK #atış fiyatına Li II STAD Mağazasında Beyoğlu İst. cadd. 74, Ekspres Birahanesi — karşısındı UUU L 10825 Satınalma Komisyonu İlânları 10825 Satınalma Kamisyon Başkanlığından 1 — Açık eksiltme ile tamir ettirilecek olan 70000 adet Harbiye - İstanbul zak ve un Çuvalının beherine 2/mayıs/049 günü yapılan eksilt - mesinde teklif edilen (13) karuş (40) santim pahalı 10 gün uzatılmışfır, Muhammen günden eksiltm görüldü - bedeli — 9380 dira olup geçici teminatı 703 Uira B0 kuruştur; 2 — Eksiltmesi 14/mayıs/949 de Haybiyede 1002 n alma Caktır. Şartnamesi her gün zom belirli gün ve sastte komisyona cumartesi günü saat saat 11.00 Kkomisyon başkanlığında yapıla- isyonda — görülebilir, — Taliplerin müracaatları, — 6190 — Bt, Al, Ko, Bik. Alb, Rıfat Yulmaz, (İngilizce Her şeyi altın olarak | ye gitti. Fakat neyi yemeğe ça: lıştı ise altına döndü. Bu sırada bir ağlama işitti. Bu ses onun küçük kızı Marigold' 'vn seşiydi. Marigold bahçedeydi | ve bir altın gül koparmıştı. «Ba- ba bak diyordu» birisi güllerimi berbat etmi; Midas bundan müteessir oldu. Kızını çok severdi. Onu yanına çağırdı, teselli etmek için öptü. Marigold da altın - oluvermişti. Midas kızını ölü gibi görünce çır pınmaya, ağlayarak Merkürü ça- Bırmaya başladı. «Kızım altın ol- du, lütfen bana yardım et aziz Merkür!> diye yalvarıyordu. Mer kür ona acıdı ve geldi «Söyle Mi- das> dedi «bir lokma ekmeği mi, kızını mi yoksa altını mi istersin» Midas «ah benim yavrum! O dün yanın bütün altınlarından daha kıymetlidir» diye sızlandı. Mer- kür «aferin Midas akıllı bir a- damsın, sana yardım edeceğim» dedi. «Şimdi gu civardaki nehre gidip yıkan, yarın sabah İstedi- ğin olacak» Merkür yine kaybol muştu. Midas hemen nehre koştu, yı- kandı. Ertesi sabah güneş doğun ca Marigold'u öptü. O, «Oh; ba- | bacığım» diye bağırdı. Yine in- san olmuştu. Sonra bahçeye koş tular ve bütün güller eski halini aldı. Midas hiddetle «Artık altın görmek istemiyorum» diye bağı- rıyordu. Madenleri kaplama usulü Bugün bazı kıymetsiz maden- ler, kıymetli madenlerle kaplan- maktadır. Meselâ bakır altınla kaplandığı zaman görünüşte al- tından hiç farkedilmez. Demir de krom madenile kaplanır, yâni kro maj yapılırsa asidlerden veya di- ğer tesirlerden korkmaz. Bu usu- le Galvano denilmektedir. Elekt- rik cereyanile Üzerine kaplama yapmak usulü ilk defa İtalyalı | Galvano tarafından 1789 yılında keşfedilmiştir. Buhar makinesi Papen'nin icat ettiği buhar ma kinesini İskoçyalı James — Watt 1769 da geliştirmek suretile bu- günkü buharla işleyen çeşitli ma İkinelerin ilk nümunelerini ortaya |koymuştur. |Elektrikle telgraf usulü 1775 de doğmuş ve 1836 da öl- müş olan Fransız fizik âlimlerin- den Ampâre elektrikle telgraf u- sulünü 1820 de icat etmiştir. bilen dört tercüman alınacaktır ) Devlet Havayolları Genel ENİ SABAN yarış bin Tavşaner Dinamit Bugün tünellerin wım,ı—manl ve büyük kayaların parçalanma- sında kullanılan dinamit ilk defa 1866 da İsveçli bir mühendis o- lan Nobel tarafından icadedilmiş | jtir. Dinamit dünyanın en kuvvı l patlayıcı maddelerinden biri dir. Çıkırık Yün ve ipek bükmek için çıkrık denilen İlk tekerlekli âlet, 1480 yılında İcad edilmiştir. Dokuma San'atinin - gelişmesi bu — âletin icadından sonra olmuştur. Bugün çıkrık ancak köylerde veya pek iptidaf milletlerde kullanılmakta dir. Konfüçyüs Bugün 420 milyon Çinlinin bağ h bulunduğu Konfüçyüs dininin kurucusu olan Konfüçyüs, Milââ dan önce 529 yılından bu dini yaymağa başlamıştır. | MA yar RıyaraRne girer onv alda Iğiı—pah zarfo—sulü ile Kırşehir Valiliğindeun: 1 — Kapalı zarf usülü ile eksiltmeye konulan iş: Mucur - Hacıbektaş yolunun 9 : Bay İŞ KÖŞESİ| Ü 1 numaralı şekilde gördüğünüz gibi, küçük sardalye veya konser- ve kutusunun kapağından bir teneke alınız ve iki uzun yarığa, daha evvelden hazırladığınız sa- pi geçiriniz ve bir çivi ile sağlam ca mıhlayınız. 2 numaralı şekil- deki küreği elde etmiş olursu- nuz. Kova yapmak için de silindir biçiminde bir konserve kutusu alınız. Ağzını iyice düzeltiniz. Şe kil 3 de gördüğünüz gibi T. T. noktalarına birer delik açınız. Bu deliklerden şekil 4 de gördüğü- nüz gibi ince bir tel geçiriniz. Te- lin uçlarını B şeklinde gördüğü- nüz gibi bağlayınız. " Kalpli aFi yar Fahı biraz bal venirmisin ? Eksiltme ilânı artı 872 - 18 artı 197 üden. arası Yazan: Eski bir pehliyan — Asker güreşi kaybetti. Za ten olacağı bu idi. Bari fukara büsbütün ezilip harap olmasın! Baksana Ayıboğana! Zavallıyı boğup öldürecek! Git söyle caz gıra, güreşi durdursun. Askera de söyle pes etsin. Boşuna ezil. mesin zavallı! Ben ona ayrıza bir ödül vereceğim! Hüseyin ağa çok doğru düşü- nüyor ve insanca konuşuyor- du. Hakikaten güreş bitmiş de- mekti. Hiç olmazsa fukara büs- bütün ezilmemeli idi Kâhya doğruca cazgıra gitti: — Ağa emrediyor, — güreşi durdur. — Neden? — Asker pes ediyor. Ezilme- Bin fukara! — Pekâlâ, durdurayıı nız pes ettiğini asker &i nt Cazgır davul zurnaları — sus- turdu. Ve pehlivanlara doğru kâhya ile birlikte yürümeğe başladı. Bunu gören Serez beyile a- damları sevinçlerinden zıp zıp sıçramağa başladılar. İşte iste- dikleri olmuştu. Asker pes edi- yordu. Cazgırla kâhya bunun için davul zurnaları sustura- rak pehlivanlara doğru yürü- yorlardı. Ayıboğan onları görünce sor du — Ne var? Cazgır cevap verdi; — Bırak güreşi! — Neden? — Asker pes edecek, — Pekalâ öyle ise! Ayıboğan hemen aldığı kürt kapanı oyununu bozdu ve aya- Za kalkarak galibiyet temenna- sını çaktı. Serez beyi ve adamları orta- lığı alkıştan inletiyorlardı. İşte diledikleri şey olmuş, asker mağ lüp olarak Ayıboğan Hasan peh livan güreşi kazanmıştı. Bu sı retle Hüseyin ağanın bütün mitleri ve sevinci de sona ermiş ti. Çünkü Madrali Halilin de, askerin de ve Ayıboğanın da bi- rer galibiyetleri vardı. Ortaya konan ödülün de üçe taksimi i- cabediyordu. Baş pehlivanlık hiç bir pehlivana kalmamıştı. Asker, hasmının kurt kapanı nı çözmesi ve üstelik galibiyet temennasını çakması ve halkın Ayıboğan Hasan pehlivanı dur- madan alkışlamasına hiç bir mâna vermeyen bir tavırla a- yağa kalktı ve cazgıra döndi — Ne oldu? Neden güreşi a- irdin? — Güreş bitti pehlivan! — Nasıl bitti? Açık mı ver- dim, — Yoo! — O halde? Cazgır yerine kâhya verdi: — Ağa senin daha fazla ezil- meni istemediği için senin na- mına pes etti. — Ağa da kim oluyor? Benim namıma nasıl pes ediyor? — Seni sevdiği için yaptı bu- nu. Sana ayrıca bir ödül de ve- recek, Askerin kafası kızmıştı: — Git oradan be adam! Se- cevap © 8 L Bütün bunlardan başka ŞANAL GİYİMEVİ ğ Adres: ğ türlü çocuk elbiseleri. ş İNGİLİZ Süet Montgomeri . — 25 lira KAŞE " Patalonlar « 16 lira | SERJ Pantalonlar « 25 lira İ SPOR ı 'Tek erkek ceketi . — 35 fira Camibaşı Han zemin kat.. İ G€D SDK MK SKM DKGK CNC NNK ONT OKN ÖKUİKC ÖU DNO DK >ORDC GEDC NU ğ MAYIS 1919 —— | Tefrika No. 74 Burası er meydanıdır. Koluna güvenen ödülü alır nin ağandan ödül isteyen var mat Burası er meydanıdır. Ko luna güvenen ödülü a Sonra yine cazgıra döndü: — BSen ne biçim cazgırsın? Hiç güreş durdurnlur mu? — Pes etmiyor musun? — Neden pes edeyim? Ede. cek olsak sana mı soracaktım? — Ne bileyim ben, kâhya pes eceksin dedi de... — Kâhya mi güreşiyor, ben mi? Ben böyle şey kabul etmem. Gelsin şu Hasan pehlivan, alsın oyununu! Askerin bu şiddetli itirazı ve haklı gözleri ortalığı yeniden karıştırdı. Üç kigi arasında orta yerde bir münakaşa olduğunu görüyordu amma, tabii konuşulanları " duymadıkların - dan ne olup bittiğini kimse anlı- yamıyordu. Cazgır askerin bu haklı ısrarı karşısında halka doğru döndü. Vaziyeti anlatacağını — gören halk hemen sustu. Cazgır yük- sek sesle gu sözleri söyledi: — Asker pes etmiyor. Güres devam edecektir. (Devamı var) * SARMA VE TEK AYAK Bir pehi hasmını maya aldıktan sonra — kendisi- ni muhtelif şe- killerde yenme- ğe çalışır. Esas itibariyle sarma €n çok hasmı yerde tutmak ve ayağını zaptetmek üzere vurulur. Sarma vurmak için her şeyden önce hasımdan çok daha kuvvet- li ve ağır olmak Jâzımdır. Yoksa alttaki pehlivan sarmada iken dö- nerek üste çıkabilir ve rakibini zor bir duruma düşürebilir. Yan- daki resimde sarmada tuttuğu hasmını yenmek için öbür ayak- tan nasıl tutulduğunu — görüyor sunuz. SARMADA KALKIŞ Altta - bulü- nan ve kendisi- ne sarma vuru- lan pehlivan; her zaman bu zor durumunu düzeltebilir. Me selâ — sarmayı vuran — rakibi- nin ayağımı ko- liyle tutarak ö- bür koliyle de kolunu kavrıyarak evvelâ dizüstü gelmek suretiyle pekâlâ ayağa kalkabilir ve ken- disini bastırarak zor duruma dü- şürmüş olan hasmını bozabilir. Yandaki resimde bu kalkışı görü- yorsunuz... SARMADA AYAKTA BOZMAK Buradaki resimde de sarmada ayağa kalk- tıktan sonra has- min ne gekilde tek ayağı paça- dan kapmak su- retile yenilebi- leceğini — görü- yorsunuz. Sar- madan tek paça kalkmak alatur- ka güreşte en makbul oyunlardan biridir. & —-SANAL-- GiYiM EVi W İnce kauçuk pardösü 25 lira' Yapışık ve dikişli 30 lira © İngiliz lama kalın —— 85 Jira İngiliz süet ve parlak 45 lira hazır ve ismarlama her » Burhan Şanal Sultanhamam KAŞMANADAADRAAN Müdürlüğünden İdaremize ait işler için Amerikadan gelecek olan uzmanla beraber üç ay müddetle çalışmak üzere 625 lira aylık Ücretli kadroya İngilizce bilen iki tercüman ve ayrıca aymı işlerde üç jay müddetle çalışmak üzere 550 lira aylık Ücretli İngilizce ve BSteno daktilo kadrosuna keza İn gilizce ve Steno daktilo bilen iki tercüman alınacaktır. Yüksek okul mezunu olup — yukarıda zikredilen İngilizce ve İngilizce Steno daktilo bilenlerin ellerindeki belgelerile en geç 10/5/1949 Salı günü akşamına kadar İdaremiz merkezine müra- caatları, (5720) Jandarma Satınalma Komisyonundan 1 — İst, Sirkeci J, Eş, ve Lyz, Amb. rı Sundurma binası inşaa ti Vahit flat esası Üzerinden açık eksiltmeyo konulmuştur. Ke. #if bedeli «20000> olup geçici teminatı 1600 Tradır, — Eksiltmesi 20/5/949 pazartesi günü saat 18de Taksim Ayazpaşadaki J. Ko- Talsyon binasında yapılacaktır, 2 — Bu işe ait mukavele Vö Bayındırlık işleri genel husust ve fenni gartnâmeleri, proje ve keşif hülâsası komlsyonda görüle- bilir. 3 — Eksiltmeye iştirâk etmek için isteklilerin geçici teminat makbuzu, 949 yılında Ticaret Odasında kayıtlı bulunduğuna dalr belge, ve eksiltme gününden tatil günleri hariç, üç gün evvel Vi- lâyet makamına müracaat ederek alacakları ehliyet vesikasiy le birlikte belli gün ve saatte komisyonda bulunmaları, (0265) #oso ve 20 artı 261 - 20 artı Ö61 Kim, arası kaldırım inşaatı. 38189 fira 4 kuruğ otuz Üç bin yüz seksen dokuz İira elli dört ku- Tuş bedellidir, Eksiltme müddeti 2/5/949 dan 25/5/049 tarihine kadardır, 2 — Bu işe ait evrak gunlardır: A — Eksiltme gartnamesi: B — Mukavele projesi © — Bayındırlık işleri genel çartnamesi D — Şose ve köprüler şartname mi B — Fenni şartname F — Keşif hülâsa cedveli, mesaha cedveli, Seridepri, grafik — pro- Jesi, vasati mesafo cedvelidir , İsteyenler gartnameyi — bedelsiz olara İl dalmi komlsyonunda gö- rebilir ve Nafla Müdürlüğünden izahat alabilirler. $ — Eksiltme 25/5/949 tarihine müsadif çarşamba günü saat 15 de Kirşehir valilik makamında yapılacaktır. Tekel Genel Müdürlüğü ilânları Teklif isteme ilânı Malzeme Alım Şubesinden : 1 — İzmir Şarap ve İspirto Fabrikasında buhar kazanı, bu« har makinesi, alternatör ve tevzi tablosundan — müteşekkil — bir #antral tesis ettirilecektir, 2 — Bu hususta hazırlanan teklif alma — şartnameleri her gün Tekel Genel Müdürlüğü malzeme alım şubesi müdürlüğün. den abınabilir. 3 — Bu işle alâkadar olmak istiyen firmaların 1.7,949 tarihi- | 'ne kadar bütün detaylı ve flatlı tekliflerini katofoğ ve — montaj plânlariyle birlikte müskirat şubesine tevdi etmektei ilân olu - 4 — Eksiltmeye girebilmek için İsteklilerin 2489 lira 22 kuruş mu-| — nur, ş a Şo l yakkat teminat vermesi, bundan başka 1949 yılı ticaret odası vesi- 4 — Teit isteme mahiyetinde olan işbu lân ihaleyi tazam- 'Kkası ve eksiltme gününden tati! günleri hariç Üç gün evvel Kırşe-| — muün etmez. - 6189 — | hir ilinden alaca:darı ehliyet vesikasını haiz olup teklif mektuplari- ——— le birlikte vermeleri şarttır Ühive rottesi 5 — Teklif mektupları da 3 Üncü maddede yazılı saatten bir saat staııbul niversitesi ; Svveline kadar Kirgehir 1 deinilkomisyonuna makbuz mühabilirle krltBaa | Yerilecektir, Posta ile gönderilenmektupların 3 üncü maddede yazı| R Tüğünden h saate wadar gelmiş olması vediş zarfın mühür muümu ile iyice | ektor - kapatılmış . bulunması Jâzımdır.Postada olacak — geçikmelerin ka — O Ü Ni imühanları ö/Mlayıs/1949 — pazarles - bul edilmiyeceği ilân olunür — 5083 — | oRntlk Yi d ; TASHİH — 4 Mayıs 949 tarih Ji nüshamızda intişar eden yü. HUA SCR RE YUAN G Ü Zarıki ilânda eksiltme günü seh ven 24/8/M49 olarak yazılmıştır. —| B ; 949 oldu gu tasl eksiltme gününün olunur,