y ç n | r.ıııııxııııs—ıııxıııısı—ıısxıv1 Hint Dansı temsilleri T Klâsik Hint dansının dünyaca 16 kişilik bir trupla bugün şeh İstanbulda Saray sinemasında sonra Ankaraya gidecekler v (. Barlas'la R. Aydı — Baş tarafı Düncir : — ; — Baş tarafı 1 incide — bülunuyorum. Danslı çay toplan- tısına ait takririmi bu düşünce- lerin tesiri altında verdim. Her geyden evvel açıkça ifade etmek isterim ki şuradan buradan fis dandığı veya imâ edilmek isten- diği gibi bu hâdisenin deşilmesin- de Türk - Amerikan dostlağunu zedeliyecek hiç bir cihet görmüyo rum. Başka milletlerin istiklâl ve hürriyetleri için bütün maddi yarını ortaya koyan ve bu millet- lerin kendilerine mahsus ahlâk telâkkileriyle an'anelerine hür- metkârlığı bilen dost Amerikan milletini bu mevzuda Türk umu- mf efkârının gösterdiği hassasiye- ti anlayışla karşılayıp derin bir hürmet havası içinde mütalda e- deceğinden asla güphe etmiyo- Tum. Arkadaşlar, takririmde neş- riyatın doğru — olup olmadığı suretiyle beraber bir defa da ye- rinde tetkik ve mütalâa etmek Ü- zere İstanbula gittim, Bu hususta en geniş neşriyatı yapmış — olan «Yeni Sabah> gazetesi ile ' temas ederek yapılan neşriyatın.ciddiye- fotoğraf, n tanınmış büyük üstadı Ram Gopal rimize gelecektir. Hintli artistler bir hafta sürecek temsillerinden 'e orada 3 temsil vereceklerdir. nlı birbirlerine girdiler mişlerdi Bu yazılari ortaya a- k ür ' tini teyit eden vesika, Bında çıkan ihtilâfı anlattı ve| tan Emin Azizdir ve mücadele- n OLAErAĞ, dedi ki: «Bu ihtilâf —sonunda | sinde devam edecektir. Nereye | €Vrak vesaire hakkında kâfl ma: fennin kanaati hilâfına harekete | gidiyoruz kimleri bekliyoruz' di- | lümat aldım. Ayrıca Alemdar A- fcbar edilen mühen vazifeden ayrılmıştır.. Bunun. üzerine vo- merikan Lisan ve Ticaret dersha- nesi ile Türbedeki Ameriken Li- san ve San'at dershanesine de gi- yen hatip sözlerinin sonunda başkanlar arasında petrol işile tarı ve kablo usulü ile - işliyen | ilgilenenler bulunmadığını — tas: ir bu makine 455 metrede orasını | rih etti ve sözlerini sır£ bu mu- | derek müdür, ikinci müdür, - ve bıraktı ve Ramana götürüldü. | hit işçi için reisten konuşma mü müdirelerden izahat aldım, Ve bu Aynı makine Ramanda aynı ele- manlar tam 1854 metreye inmiş- tir. Bundan sonra Ramana çen hatibe Başkan İki dakikası kaldığını hatırlattı. Biraz sonra da vakit tamamdır, dedi. Reşat Aydınlının mukabe- lesi şu oldı Belki reis bey de bu İsile alâkalıdır diyerek kürsüden İndi. Kâtiplerin hatı-latması üze rine başkan bunun mânasını ha- tipten sordu ve dedi ki: 25,30 se pe evvel evimde yaktığım petrol Holayısile bu işle ilgili oldum. İkinci sual M. T. Enstitüsü dürünün Amerikadan — sermaye aramağa gidip gitmediği ve bu Müessesenin ne iş yaptığı hak- kındaki soruyu Bakan gene çok kısa cevaplandırdı. Kanunla ve- rilen vazifeleri yapan #ermaye Arayacak makam o makam dej 'dir. Reşat Aydınlı tekrar kürsü ye gelince başkan sözünü tavzih Şttirmeden kendisine söz verme Gi, tüzük huşma hakkı tecavüz edilemez. Burada mânasız sözler söyleme- hin asla yeri yoktur. Ne demek İstediğinizi tavzih ediniz. Masum yatandaşları lekelemek marifet değildir. Reşat Aydıalı anladım Ücdi ve sözlerine devamla, bu Müessesenin hiç değişmiyen bir Bıfatı vardır, bu-oyalarla siyase- fidir; evvelâ kuvvetfli" - ümitler gösterir, siparişler yaptırır. Ni- hayet iktısadi değil diye kuyu- Gdan vazgeçer. Bu sistem asla de Bişmeden böylece “devam edip gidiyor ve arada bu milletin mil- yonları değirmende öğütülüyor. Bu müessesenin lâübali olduğu- hu petrolün istiklâl demek oldu- ğunu anlatarak kürsüden indi. 8 üncü sual 1933 ten bu yana Petrol aramasına kaç milyon ve rildiği ve hâlen ne kadar istihsal yapıldığı idi. Bakan bu soruyu da kısaca mütehassısların verdik leri izahata göre başka memle- ketelerin bu yolda harcadıkların dan azdır ve bugün 8 inci ve 9 uncu kuyulardan 65 er ton alın- Hlığı 14 ününden henüz kat'i bir netice almadığı şeklinde karşıla- di ydınlı sözlerinde —Mürefte, Gergüs ve Raman gibi muhtelif Araştırma sahalarını ele alarak buralarda millete büyük zararlar yapıldığını açıkladı. ve bugün 5 9 numara ile vasıflandırılan kuyular evvelce Şirmen .I' ve Bi-| rent Birdi, 9 ntmaralıya bilâha- Te 1 No. lu kuyusu adını verdi- ler ve bu suretle memleketin bu €n zengin servet kaynağını siya Bete ve hulüsa filet ediyorlar Hal buki Türk petrollarına sabotaj yapılmaktadır. Bu arada Aydın- h Ticaret Bakanının gazetelere #erilen yazılardan Bözlerini ele Alarak bu mücadeleyi — açanlar Aç kalmak pahasına bu işe gir- Canlı hayvan F. Düşünsel petrol vardır, 15 dakika ko-| £ saadesi beklediği halde görmeyin- ce sarfettiğini açıkladı, CEMİL SAİDİN ŞİDDETLİ SÖLERİ Kürsüye gelen Barlas hatibe şid| detle hücum etti. Sözlerinin mana sı açık olduğu halde bundan rucu- vn bir milletvekili vekariyle cid- diyetile telif edilemez aynı şekil - de Banada hitap etti. Ben — anası, babası belli soyu sopu meydanda| bir adamım, Yalnız Meclis huzu - runda değil dokunulmazlıktan çı - Karak adalet huzurunda da konu - şabilirim, Bakan şamar oğlanı de gildir, Bu arada müdahale - ettiği anlaşılan Ahmet Çınara — hitapla, Bakanlardan liste almak için uğ - raşmağa ne Jüzum ver. Bana sora bilirdi. Bakan bu işlerin bir Mec - lis komisyonunda incelendiğini ya- kında Meclise arzedileceğini açık ladı ve sermaye toplama işi için yazıldığı söylenen yazı 2505 — vv 04 sayılı kanunlara dayanmak - tadır ve bir talep te yokdur, Ba - kan Ejder Adil Adamın — sabotaj yaptığı için işinden — çıkarıldığını imtiyaz verilemiyeceğini bu husus 'ta kanuna göre hareket edileceği - nt açıkladı ve sözlerini şöyle ta mamladı: «Biz bu toprakları petrolleri üs- tünde değil sokaktaki çakıl — taşı üstünde bile titreriz. Tekrar kür - süye gelen Aydınlı Bakanla sükü: netle' konuşulmadığım — belirterek benim anam 36 yıl evvel ölmüş - tür, Babam Rıdvan Nafiz ile Ay - dın milletvekili Emin Bilgenin ho- casıdır, 43 yıl hocalıctan sonra babam Edip Bozdoğandadır ve sğa, dir dedi. Bundan sonra Bakandan bu yazılar meselesinde kimi kastet) tiğinden namuslu bir insansa açık. lamasını bağırarak istedi, Barlas yerinden «Sen> diye cevap — verdi ve locada otugan gazeteciler buna şahittir diye iİlâve etti. Aydınlı - nin sgn sözleri, doğrusunu söylı Tmedin, içindekini söyleseydin Ru: ya diyecektin, sen Bakan değil ya Allah olsan daima karşında; umum! efkâra bir şantajcı olarax daima ilân edeceğim, Mmüesseseleri gezdim. Birçok kıy- metli ve münevver vatandaşları- mın milli heyecanlarının sevkiyle yazıp gönderdikleri mektuplarda- ki malümatı ve gösterdikleri delil ve şahitleri tetkik ettim. Bütün bunlardan sonra vardığım netice şudur İstanbulu son olarak ziyaret e- den Amerikan gemisi er ve erbaş- larını eğlendirmeği düşünen A- merikan ataşenavali Türbe civa- rında bulunan ve Türk kızlarına lisan ve sanat öğretmek gibi bir. maksatla açılmış olan dershanede erler için bir danslı çay tertibini istiyor, müdire bu teklifi kabul etmekle beraber salonlarının dar- lığı sebebiyle bu toplantının Alem dardaki binanın müsait bulunan salonunda yapılmasını söylüyor. Ve müteaddid defalar olduğu gi- bi, bu kere de aynı yerde toplanıl ması kararlaştırılıyor. Her iki dershanenin müdür ve müdiresi bu toplantıyı hazırlamak için teş- riki mesal ediyorlar. Lüzumlu yer lere dağıtılan davetiyelerle — te- min edilen kızlardan başka Tür- bedeki Amerikan lisan dersha- nesine aileleri tarafından lisan ve sanat öğretilmek üzere gönde- rilen kız talebelerden 35-37 ka- dari müdürleri marifetiyle bahri- yelilerin bulunduğu bu yere. gö- türülüyor. Müessese- müdürl: nin bana verdikleri izahate bu nevi toplantılar şimdiye kadar üç defa yapılmıştır. Şifahen ve mektupla malümat veren ve. işin içyüzüne vakıf bulunan kimselere göre bu toplantılar her Amerikan gemisinin ziyaretinde tekrar edil- mektedir. Son geminin ziyareti vesilesiyle de üstüste iki gün de- vam-eden bu eğlenceler mezkür mülessesenin yurd kısmına devam eden bir öğrencinin gördüğü man- zaraya artık tahammül edemeyip Yeni Sabah> gazetesine haber vermesiyle de umumi efkâra ak- setmiş bulunuyor. «Yeni Sabah» gazetesinde inti- şar eden resimler bu sözde sami- mi toplantının içyüzünü aksettir- —mekten çok uzaktır. Zira bu resim ler müessesenin temin ettiği bir fotoğrafçıya çiftlerin arzu edip çektirdikleri resimlerdir. Başka - larnın girmesi memnu' olan bu toplantıya girmeğe muvaffak o- lan «Yeni Sabah» fotoğrafçısı sa- Yeni İngiliz Büyük Elçi — Baştaraı 1 incide — ok Türklerle dostluk bağları te ettiğini Nafen muhabirine tir, geliyor beyan Sir Charles ilâveten kl: tenesinde Bükreşteki Bri- 'a elçiliğinde vazife görürken diplomatik bir misyon ile llk di etmişi 1 tar fa Bükreşten Türkiyeye gelmiş -| dece bir poz çekebilmiştir. Objek- tim, Ayrıca 1931 senesinde deltifin tesbit edemediği sahneleri Türkiyeyi — ziyarete — fırsat bul -| işe milli hislerimizi rencide etme- dum. Bu sayededir ki büyük ön -| gi der Mustafa Kemalin — telkinlerile, Türkiyenin yeniden dirilmesini baş, kâfi gelen bu sözde ciddi samimi pozlardan anlamak ve Büç langıç günlerinde müşahede et -| değildir. Hâdise gazetelerin yaz: mek saadetine nail oldum, Bu -| dıklarından ve benim kısaca an-| gün ise Türkiyede —daha uzun| lattığımdan çok daha hazindir. bir ikazneti memruniyetle karşılı.| — Arkadaşlar, böylece vukuunda yor ve bu sayzde Atatürkün ya -| ve şimdiye kadar birçok defalar çatmıp olduğu eserlerin olgun 'ne -| tekerrür etmiş olmasında güphe ini daha alâkalı temaslarım kalmıyan bu danslı çay toplantı- | ları millf eğitim cephesinden son ndan görebileceği - vesisişiy z derece önemlidir. Bir kere top- TUlt Tünyaslnlı” sağlün, lantının cereyan ettiği bina — ve harles büyük saygı ve itimat gös| Salon bu nevi toplantılara kapı-| larını kapamak lâzim gel Danslı çay hadisesi |an'anelerini temelinden alâkadar YENİ ları gibi bir mütalâa karşısında gu noktayı belirtmek isterim: Türk an'anesinde öğretmenin mevki, elân ana ve baba derece- sindedir. Bu itibarla öğretmenle- ri tarafından toplu olarak oraya götürülen talebeleri bir dereceye kadar masum saymak mümkün- dür. Arkadaşlar gşimdi en esefle karşılanacak ve teessür - verecek taraf ise tekerrür eden toplantı- lardan gerek zabıtamı: milli eğitim amlarımızın ma- lümattar olmamalarıdır. Bu ne- vi toplantıların emniyet teşkilâtı- mızın gözünden kaçması mümkün olmadıktan başka son toplantıda İstanbul Emniyet. Müdürlüğü â- mirlerinden ismi malüm bir zat da bulunmuştur. Zabıtanın malü- matı altında çereyan eden bu hâ- diseden milli eğitim - teşkilâtının haberdar olmamasını kabul et- mek mümkün değildir. Danslı çay toplantılarının Türk gençleri ta- rafından alâkalı makamlara ay- rıca haber yerilmiş olduğunu bir. kere de 15 imzalı bir mektubun gu satırlarından okuyayıl «Bizim mill hislerimiz rencide olarak muhtelif yerlere yaptığı- mız müracaatlar hasıraltı edilmiş- tir.> Arkadaşlar, alâkalı makamla- tın önceden haberdar edildikleri- ni anlamak için daha fazla delil aramağa ihtiyaç yoktur sanırım; 'Türk - Amerikan dostluğu za- rar görür gibi yersiz ve idrâksiz bir telâkkiyle vâkıaların böylece örtbas edilmiş olduğu artık açık- ça anlaşılmaktadır. Bu toplantıyı tertip edenlerin yanında ve bel- ki de bunlardan daha çok haber- dar oldukları halde göz yuman ve örtbas edenler mesul mevkide- dirler. Arkadaşlar! Gönül ferahlığı ile ifade etmek isterim ki; Türk mil- leti kapılarını bütün yabancı ilim, fen ve sanat öğretici müessese ve öğretmenlerine açık bulunmakta- dır ve daima da açık bulundura- caktır. Yalnız bu milesseseleri a- çan ve idaresini deruhte edenlerin hükümet makamlarına verdikleri beyannamelere milli eğitim 'pren- siplerimize ve ayrıca bir millet olarak varlığımızın temelini teş- kil eden yüksek an'anelerimize hürmetkâr olmaları, sadakat gös- termeleri lâzımdır. Aksi takdirde onları sınırları dışına çıkmış ve muayyen bazı maksatlara hiz- met etmiş telâkki etmeğe mecbu- ruz. Sözlerimi bitirirken bu işle- rin mürakabe vazifesi almış olan Milli Eğitim Bakanlığının vazife- sini yapmadığı hakkındaki kanaa- timi teessürle ifade etmek İste- rim.» N Hasan Dincerden sonra —Milli Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu kürsüye gelmiş, şunları söylemiş- tir: — Ağırlama prograrmna, da- hil olmâk üzere bu toplantı yapıl- mıştır. Toplantıya gemiciler ve talebeler iştirak etmişlerdir. Ter- tipte usulsüzlük vardır. Müsaade alınmamıştır. Mesuller hakkında lâzım gelen tahkikatı yapmakta- yım, Toplantıda milli Türk oyun- ları oynanmış ve dans edilmiştir. Bazı mubalatsız tavırlar - olduğu da anlaşılmaktadır. Ancak bir ga- zetenin yazdığı gibi, bir rezalet 'eyan etmemiştir.» Bakanın bu izahatını müteakip Hasan Dincer tekrar kürsüye gel- Miş ve gu sözleri söylemişti! «— Ben sayın bakanın bu hâ- diseyi bu kadar hafife alacağını cidden tahmin etmiyordum. Top- lantının mânasını ve ruhunu «Ye- ni Sabah» gazetesinin neşrettiği yüzleri kapalı fotoğraflardan an- lamak mümkündür. Kendileri de lâübali ve mubalatsız tavırları kabul ettiler, Benim ifadelerim ef- kârı umumiyede itham yaratmak gayesine matuf değildir. Benim ifadelerim Türk ahlâkını ve Türk eden bir mevzuda Türk maarifi- nin hassasiyet göstermesini temi- ne matuftur ve ben bu toplantı- ların defalarla tekerrür - ettiğini ve milli eğitim teşkilâtımızın bu- na vakıf olduğu halde örtbas et mek suretiyle vazifesini yapmadı- ğını ifade ettim. Bu doğru ve samimidir de birçok mektuplar var. Çünkü elim Türk talebeleri tahammül edememişler, SABAH Bizde bu Unutkanlık Varken.. (Başmakaleden devam) lığın tesirlerini gidermek için yi ne aynı partinin daha az nüfuz- lu şahsiyetlerinden nasıl faydala- nlabilir? Dünyanın herhangi di- ğer bir demokratik memleketin- de siyasi bir parti paranın kıy- ni telvis ve tahrip eder ve bu- n feci âkıbetleri az zamanda tahakkuk ve tebeyyün ederse bu fenalıkların giderilmesi artık o siyasi partiye bırakılır mı? Me- ğer ki toptancı ve tek partili bir rejim ola... Toptancı sisteminde sef istediği gibl iktisadi ve siyasi politikasını değiştirebilir. amma, çeşitli partili ülkelerde para me-, selesi gibi hayati bir bahiste bu derece gaflet ve hata gösterenler bu yüzden doğan felâketlerin gi- derilmesi vazifesini üzerlerine al- mazlar da onu muhalefet partile- rine terkederler... Bahusus ki mu- halifler her toplantıda apaçık İk- tisadi düzensizliği az zamanda gl- dereceklerini bağırıp duruyorlar. Bayar, her gün haykırıyor: «Biz bir, iki ay içinde bu halleri izale ederiz.» Amma Barlas soruyor: «Nasıl yapacaksınız, bize söyle- yin de, biz onu tatbik edelim.» İktidarla muhalefetin bu ko- nuşmh tarzı çoktan siyast müna- kaşa çerçevesini kırmış ve yırt- mıştır, iş âdeta alay ve orta oyun mevzuudur. YENİ SABAH Kırdarın Ankaradaki beyanatı — Baş tarafı 1 incide — Lütfi Kırdar, şu cevabı verdi: « — Evvelâ aldığım salâhiyetle hayatı ucuzlatmak gibi bir taah- hüde girişmedim. Sade daha faz- la pahalılaşmamasına ait tedbir- leri alacağım. Halen seçmiş bulunduğumuz lib-ral ekonomide fiatları serbest rekabet tanzim etmektedir. Bu sistemde şehir piyasasında nâzım rolü oynuyabilmek için hükümet teşkilâtının veya belediyenin tüc- car gibi hareket etmesi lâzımdır. Meselâ et İstanbula kâfi derecede gelmez ve fiatlar artarsa tüccar gibi belediye de istihsal mıntaka- sından koyun getirebilmelidir. Fakat belediyenin mevzuatı ve büdcesi buna müsait olmadığın- dan bu işi Ticaret Bakanlığına ve Ticaret Ofisine bırakmış bulun- maktadır. Bu iş geçen yıl olduğu gibi devam ettirilmelidir. ve 'de- vam ettirilecektii İstihsalle istihlâki ayarlamak yaziyetine göre istihlükin tahdi- Gine doğru gidilmtesini zarurt bu- lan Lütfi Kırdar, koyun ihraci- nin tehirini misal olarak getirdi ve devamla dedi ki: — Bütün bu tedbirlerden baş- ka ihtikâr yapanlar için kanunt müeyyide lâzımdır. Belediye ka- nununun 15 inci maddesi ile v rilecek 50 Jira ceza veya bir (l hafta işten men' suretiyle bunun önüne geçilememektedir. Çünkü muamele uzun sürmekte ve bazan girişilen işler akim bile kalmak- tadır. Bu maksatla milli korunma kanununun sert ve belediyelere ait hükümlerinin tatbikinin bele- diyelere verilmiş olması lâzımdır. Vali Lütfi Kırdar, hali hazırda ki kadro ile bu işin yapılamıyaca- ğinı, yeni elemanlar alınmasının da zaruri olduğunu tebarüz ettir- miştir. Kırdar, yarın akşam İstanbula hareket edecektir. Ankara, 2 (Hususi) — Hayat pahalılığı ve ihtikâr meseleleri günün mevzuu olmakta devam e- diyor. Bir taraftan fiat artışını önleyici tedbirler Üzerinde duru- lurken, belediyelerin bilhassa za- ruri ihtiyaç ve yiyecek maddele- rini sıkı bir kontrolo tâbi tutma- ları ve fiat tesbitinde konan kâr nisbetinin bir daha gözden geçi- rilmesi mevzuubahistir. Hayat pahalılığı ile mücadele hususunda alınan yeni kararların bilhassa İstanbulda nasıl tatbik 1 merak edilmektedir. olunaca bit edildiğini ve hâdisenin benim ifade ettiğim kadar hazin olma- dığını söylüyorlar. Güzel, demek ki tahkikatın arkası alınmış, her, şey Bakanlıklarına göre halledil- miş olması lâzımdır. O halde ni- çin örtbas edenlerle, tertip eden- lerin mesuliyeti bahis mevzuu 0- lunca tahkik ediyorum, gereğini yapacağım gibi müphem ve kaça- Maklı ifadeler kullanıyorlar. Türk efkârı umüumiyesi artık bu nevi âdiselerin tekerrür etmemesini ve mesullerinin mutlaka cezalan- dırılmasını istiyor. Eğitim teşki- lâtımızın bu milli dâvalarda artık hassas olmasını İstiyoruz. istemekte de kendimizi haklı bu- luyoru: Hasan Dinc men hi tarafından tasvip edilmiş ve alâ- ka ile dinlenmiştir. Haber aldığımıza göre, Cumhu: rin bu izahatı he- men bütün milletvekili Sir Charles kendisini üyan 4 şan milliyetçi | Tağarifimizin kontrolü altında bu- | milli hislerinin rencide olması kar -h Nn bir Türk matb Ja bu-| lunması icabeden ve adı dersha-| şısında isyan etmişler ve İstanbul iliracı lacağından derin b mnunluk| ne olan bir yerdir. Kapılarına| Maarif Müdürlüğüne çok zaman ee daymaktadır. takdıkları lisan ve sanat dersha-| evvel müracaatta bulunmuşlardır. g6 Ö ea SİR D, KEL LADY — |nesi levhalariyle Türk kültürüne | Maarif Müdürlüğü müfettiş gön- Ticaret Bakanı bugün | , ,KELLX DÜON GirTirer — İhizmet iddiasında olan bu mües-| dermiş ve bu işi tahkik ettirmiş. M vi :wwy ;-—:ı,/ww' ĞĞİİ.. _* | seselerin bu nevi toplantıları ter-| tir. Tahkikatta toplantıların bi Grup'ta izahat verecek | tepberi İneiltere Büyük Eicilieint) « ara salonlarını açma | tün içyüzünü ve bütün çıplaklı: d v atlsay DA Karım Ledy Keliy ile beraber dün | 'A! hiç bir veçhile tecviz edile-| ğını müfettişe haber veren talebe punun ya ağı açık Yeşilköyden kalkan bir uçakla İn| © plantı en temiz bir hava|lere müfettişin verdiği cevap: Tumda, Fahri Karakayanın canlı | giltereye hareket etmiş, hava mey| İSiNde cereyan ettiği takdirde bi-| «Aman çocuklar; şimdi Amerika hayvan ihracı hakkındaki sorusu- | danında Amerikan, Himt, İran ve|le ne milli eğitim prensiplerimiz, | ile aramız iyi, bunları kapatın, İş na Ticaret B cevap verscek-| Yunan Büyük Elçileri ile İngiliz| ne de an'aneleri a müsaa-| çıkarmayın» merkezindedir tir. Bu vesile ile söz alacak hatip-| ve Amerikan elçilik erkânı, Ham -| de ve müsameha gösterilmesine| Ben bu takrir ve izahlarımla lerin, hayat paha! vzuuna | dullah Suphi Tanriöver tarafın -| müsald değildir. Çünkü Türki- | bize zarar veren ve İçtimai bün DA ddi gan uğurlanmıştır. Ayrıca ' Bn.İ yede dershane veya mektep adı| yemize bir hastalık halinde yerle yin ASN lirtimadene |. EEa a: verilen hiç bir müessesede bu ne-| gen örtbas zihniyetini belirtmek mücadele için hükümet tarafından | — Si gaa a ucilere, çok sev-| V1 toplantılar yapılamaz. Müdüre, | ve onunla mücadele etmek amacı: hazırlanan kanun tasarısı hakkın | diği biç mendakeeiere, Çok Sev- (öğretmen adı verilen kimgseler| n güttüm. Toplantı nezahet için- Gü Ağtsmlar BU ü Hamar ai het . | kendilerine tevdi edilen talebeleri | do geçmiş olsaydı, sayın Bakan Majüm olduğu üzere Başbakan | tiğini ve bu teessürünün başka söz| N© denizci ile, ne de havacı ile| bu hali Türk BERLA İ kasüryüm | KEĞAMaR e Misçde A Tazi ğlenmeğe götüremezler, Diğer| le bağdaşır bulacak mıydı? Tah: gözetecilere yaptığı — B meçte Lady Kelly isa hüngür hün | taraftan Türk talebelerinin — bul kikatın yapıldığını, bir danslı çay | #açıklamıştı, ür ağlıyordu. toplantılara arzu ile gitmiş olma-toplantısının her safhasının t mamıştır. <Devamı 5 Sü. & Millet Partisizin ve Mi l Dün Beykoz takımı Atlnadan gekdi, resmimiz Beykozluları a: e ırgı Tıyanlarla Beraber gösteriyor. (Yazısı 5 inci Sahifedey tim prensipleriy- | milletvekili di t Halk Partisine mensup otuz bu hâdiseyi Parti a getirmek ve ora: ere bir takrir ha- Meclig Grupu da k Berlin ablukası — Baş tarafı 1 incide — geleri arasında geçen cuma günü yapılan görüşmelerde prensip ba- kımından bir anlaşmaya — varıla- mamıştir. Vaşington, 2 (A.A.) «Reuter» — Cuma günü Dr. Jessup'la yap- tığı konuşmalar etrafında Mali- kin gönderdiği rapor hakkında Kremlinden talimat gelir gelmez müzakerelerin yeniden başlıyaca- ğı bildirilmektedir. Bu konuşmaların memnuniyet verici olduğu söylenmekle be ber dişişleri bakanlığı bu konu etrafında tam bir ketumiyet mu: hafaza edildiğini açıklamıştır. Vaşington, 2 (A A.) <Reuter> — Berlin hakkında Sovyet Rus- yanın Birleşmiş Milletler kurulu nezdindeki temsilcisi Jakob Ma- lik ile görüşmelerde bulunan Bir- leşik Amerika temsilcisi Jessup, bugün uçakla Nevyorka hareket etmeden evvel Dişişleri Bakanı | Acheson ile görüşmüştür. STALİNDEN TRUMANA MESAJ Nevyork, 2 (a a,) — (afp): Dün akşam “Amerika radyosunda konu şan tefsirci Drew Pearson; | <Berlin ablukasıyla — Rüsya — ve| Birleşik Amerika arasındâki s0 - gutc harbe son verebilecek çareler hakkında Stalin Truman'a bir me- saj gönderdi> demiş ve bu habe - rin resmen yalanlanmak . ihtimali olduğunu da ilâve etmiştir Heyecan uyandırıcı — haberlerin yayımına devam eden Drew Peni son — demiştir Ki <Geçen hafta Nevyork yayınla- Fındaki Long İsland'da Rusya dı; işleri Bakan vekili Gromiko — ile İngiliz devlet bakanı Hector Mac 'Neil arasında cereyan eden gö rüşmede Truman, Stalin, Attice ve Çacullle'in — Pariste bir. toplantı Yapmaları imkânı üzerinde durul - Mmüştur, Birleşik Amerlica dişişle- Ti bakan vekili Dean Rusta çok sa mimt bir hava içinde cereyan e - den bu görüşmede hazır bulunuyor du. Diğer taraftan yine aynı tefsir ciye göre, Malik — Jessup arasın- da son görüşmelerden sonra Dean “Acheson 'Truman'a bir rapor gön- dererek dişişleri bakantarı konfe - ransının 28 mayısla 1 haziran ara Ssında Paris'te açılacağını bildir - miştir, Drew Pearson — bundan — başka Vişinsiti'nin Malik'e bir rapor gön derdiğini ve bunda dışişleri bakar ları Kkonferansının tarihi tesbit e - dilir edilmez - Berlin ablıkasının da son bulacağını bildireceğini a- çıldamıştır. BAA ğ A Sakıt Osmanlı hânedan (Baştarafı 1 incide) kanuna temas edilmektedir, Times'in başyazısında — göyle enilmektedir: «Tahta talip kimseleri toprak- larından — uzaklaştırmak — genç cumhuriyetlerde baş vurulan mü tad usullerdendir. Fakat Türk cumhuriyetinin kuvvetini — bilen ve Osmanlı hanedanının mevcu- diyetini ünutmuş bulunan yaban cılar, Türk imparatorluğunun da ğılışındanberi bu kadar uzun za- man ihtiyat tedbirlerine baş vu- Tulması keyfiyetine hayret etme- leri kabildir. Bununla beraber bu kaygular haksız değildir. Bundan sonra eski — Osmanlı imparatorluğundaki tevarüs şek- lini izah eden gazete şunları ili ve etmektedir. «Tahta taliplerin müteaddit oluşu ihtimal ki Ti hükümeti- ne tesir iera eden bir keyfiyet olmuştur. Zira ümitleri ne ka- dar zayıf olursa olsun tahta ta- liplerin sayısı bir hayli kabarık olmalıdır. 0 Amerikan tarım yardımı — Baş tarafı 1 incide — 1800 kilo ağırlığında ve 36 bey- gir kuvvetinde 21 traktör İstan- bula nakledilmiştir. Bugün öğle- den sonra Türk ve Amerikan me- murlarının iştirâkiyle yapılacak olan merasimde resmen devredi- lecektir. Tophane gümrüğünde saat 15 de yapılacak olan merasimde Ta- rım Bakanı Cavit Oral ve Mar- shall plânının Türkiye başkanı Russel Dorr da hazır bulunacak- tır. Dört tekerlekli 21 traktör 1200 kiloluk — diskli sapanlar Fern Gulf> isimli Norveç gemi: sinde yüklüdür. — <Fern Gulf Marshall plânı çiftlik teçhizatını Türkiyeye getirecek olan beş 8 miden biridir. Diğer dört geminin ve de kısa bir zamanda gelmesi bek: 'nmektedir 'Türk çiftliklerini ihya edip rai istihsali arttırmak ve gose sis temini geliştirmek gayesiyle Mar shall plânı gereğince Türkiyeye 1807 traktör siparişi verilmiştir. Son zamanlarda endüstrinin — bu mekanize devlerinden 1221 adet aranjman yapılmıştır Bu traktörler Türkiyenin Mar- shall plânına istinaden alacağı teçhizatın ancak bir kısmını teş kil etmektedir. 30 haziranda s0- n erecek olan Marshall plânının ilk 15 ayı için Birleşik Amerika İstânbuldan kalkış Nevw-York'a varış | TURHOL TİCARET falgraf * TRANSAERA « İSTANBUL Bayar Zonguldakta (Baş tarafı | incide) Celâl Bayar ve beraberindeki heyet 18.25 te trenle hareket e- derek Ankaraya hareket etmi; tir. CELÂL BAYARIN NUTKU Dün gece Kozludan dönen Ba- yar ve Milletvekilleri saat 21 de Zevk sinemasında dördüncü otu- rumunu yapan il idare kurulu toplantısında bulunmuş ve aşa- ğıdaki nutku söylemiştir: Muhterem arkadaşlar, gecenin bu ilerlemiş saatinde sizinle dev letçiliğimizin esas ana hatlarını teşkil eden kömür işlerimizden ve yine devletçiliğimizin yarattı ği fabrikalardan bilhassa Kara- bük fabrikasından bahsetmek is terim. Ankarada Büyük Millet Meclisi toplandıktan hemen bir kaç ay sonra iktısadi işlerin mesuliyeti bana verilmişti, ben 0 andan itibaren memleketin kö- mür politikası ile meşgulüm. Bu itibarla havzamın husüsiyetine girmişimdir. safha safha yapı- lan işleri takip ettim, havza çok zengindir, Memleketin umumi ha yatı üzerinde çok müessirdir ve bizim için bir servet kaynağı teş kil eden zengin havzamızı mede- ni vasıtalarla işletmek ve teçhiz ettirmek için işl mütehassıslara tetkik ettirdik. Bu mütehassısla rın verdiği raporlara göre işlet- meyi bir elde toplamak zarureti- ni duyduk. Nitekim pek yanılmı yorsam o tarihte havzada mali- yet fiatı altı yüz kırk kuruştu. İşletmenin elinde toplanınca ya- pılan hesaplara göre başka bir tedbir almadan bu maliyet der- hal dört yüz kuruşa — inecekti, Bu esas ele ajınarak havza Tz yonalise edildiği takdirde — memle- kete büyük faydalar sağlıyacaittı. Bizim kanaatimize göre bu fayda- lar bugünkü şeklile sağlanamıyor, Biz bütün ihtiyaçları devlet hazine sinin sırtına yüklemekten — ziyade havzanın milülleştirilmesinin doğ- ru olacağı kanaatinde idik, —Dün bu kanaate sahiptim, — bugün bul kanaate sahibim., Hâdiseler da be- ni teyit etmektedir. Fltrimi biraz daha tavzih edeyim madenler gi- bi büyük servetlerin milletin elin de bulunması bir zarürettir. Biz- Dünkü Mecl (Baştarafı 1 incide) ye mahküm edilmiştir.) diyince münakaşa tekrar alevlendi. Tek- rar söz alan M. Kemal Öke, Sa- karoğluna cevaplar verdi. Birçok milletvekillerinin - Mid- hat Sakaroğlunu alkışladıkları görülüyordu. kemelere verilip cezalandırıldı söyledi Midhat Sakaroğlu kürsüye ge- lerek: (Benim sözlerimi protesto etmek vazifesini M. Kemale veren Etibba Odası toplantısında bulu- nanlardan biri bilâhare 2,5 sene iste ni Necmeddin Sadak'ın itenakıs demeçleri | (Baştarafı 1 incide) — | Müstakil Demokratlar ve Demok - rat Partinin hazırladığı iki — sorü için Necmeddin Sadağı bekledidle- ri söyleniyor, “ SADAK LONDRAYA | GİDİYOR 2 (aa,) — — SUnlta | Press>: Türk Dişişleri Bakanı Ne meddin Sadak'ın salı günü öğle - onra Southampton'a gelmesi | beklenmekte ürk Dişişleri Ba kanı Southampton'da Türk Büyük Londra den rdir eiçisi tarafından karşılanacak beraberce Londra'ya gideceli hükümeti, Türkiyeye — 49.700.000 ırlamıs'ızdır. İsetirilmiştir. (Dovamı Sa, 5 Sü. 4 dolar tahsia etmiştir. İsrall arasında bir suin anıaşınu “aovamı Sa: 5 Sü: 2 de) de) Türk Dişişleri Bakanı — Londra'da | Olaridge ötelinde kalacaktır, I de ıl;lml mevkilerde ne perda ! HOLLANDA KRALİYETİ HAVAYOLLARI HUSUSİ HAFTA SONU SEFERLERİ New-York İstiklâl caddesi; Atlas sineması pasajında No. 20Y-4 çok açık kııııuştu— Cumartesi 14.00 Pazar — 13.20 Hafta sonunda seyahat ederek ZAMANDAN KAZANINIZ | Fazla tafsilât için bütün seyahat dce-'elerine acente LİMİTED ŞİRKETİ Teki 40764 den evvelkiler memleketin bu ana kaynaklarını miras yedicieini ecna bilere kaptırmışlardı. Bize buncu yalnız yarım yamalak işçiliği kal Mıştı, Asıl arslan payı ve kayna« ği ecnebilerin kasasına giriyordu, Bunun büyük mahzurunun yanıba- şında bir de madenlerin müstam« leice politikası ismi verilen gekilde işletilmesi yâni küçük — damarlara el atılmaması ve kömürlerin top- rak altında kalması gibi zararları vardır, Biz çalıştık ve havzayı Türk milletine mal etmeğe muvat fak olduk. Millete raalolan havza- yı bügünkü Ziliniyetle rasvanel tarzda çalıştırmağa maddeto: kâr yoktur, çünkü bu İşletmenin hakiki mal sahibi ve hissedarları olarak — blânçosunda — icâr ve zarar hesabını tetkik eden yoktur. Bundan sonra sözü Karabük De- mir fabrikasına getiren Celâl Ba- yar şunları söylemiştir: «Benim zamanımda, demir — sa- nayil bir iktısadi zaruriyedir, di- yerec bu fabrikayı kurmağa karar verdik, -Ve harp sanaylimizi de beslemesini düşündük, : Fabrika bu sebeple yapıldı, İleride, Iktisadi za Türetler Hkinel, bir. demir fa'ırika- sını başka bir mahalde yapılması- ni icap ettirecekti. y Hatip bundan sonra - sözlerini Tühtelif demokrasi / meselelerine intikal ettirerek din bahsine gel- miş ve demiştir Bundan sonra Celâl Bayar yan- hş #<settirilen Bursa * nutkundan 've garkta'yanılan tertiplerden bah setmiş, «Demokrasi demak açık kalple hergeyi konuşmak Cemektir. — Biz şimdiye kadar, bu işi münakaşa etmek istemiyorduk. Din meselesi çok nazik bir meseledir, Onu gün- lük bir mesele halinde yıpratma: ona karşı - beslediğimiz. hürmete menafi olurdu, Siyasi bir mülâha- za ilede bu meseleden uzak kal - mak istiyorduk. Demokrat — Parti Kurulduğu zaman biz bir — iftira tufanı altında — kaldık, Bu — işden kuvvetle bahsetsek mürteci diye - ceklerdi. Hafif tutsak dinsiz dam- gasını vuracaktlardı. Yine hürmet- le süküt etmeyi ihtiyar ettik, Din ve vicdan hürriyeti diğer hürri « yetler gibi mukaddestir. Bir insa- nin Allahına karşı inandığı — gibi ibadet etmesine kimse — müdahale edemez. Lâlklik bunu teyid eder hattâ bir müslümanın Allahına 1 - nandığı gibi ibadet etmesine — Iâik prensipler Enüeyyide ile yardım e- derler Allahla kul arasına imtiyaz h hiçbir kimse girmiyecekdir. Bu esasat islâmiyetin icabıdır.> Bir delegenin suali üzerine Mil let Partisi ile Demokrat Parti ara sındaki münasebetleri izah ederek göyle demiştir. <Bizim programımızda partiler arasında karşılıklı saygı esası va zedilmiştir, Halbukt karşımızda « kiler bi “saygıyı — göstermediler, Haksızlığa uğradıklarını zannedi - 'yorlarsa büyük — kongremize ka « dar sabreder kendilerini müdafaa ederlerdi. Bunu yapmadılar Demok ryat Partiyi parçalamak — suretiyle onun enkazından — kendilerine eV yapmıya kalktılar, Düşünmüyorlar ki onlar bu hareketleri memle - kette taazzuv halinde bulunan mu halefete değil iktidara yardım et « mektedirler Bize muvazaa tap etmekten mustagniyim tarihi isbad ederek soruyorum. Demok- rat Parti kurulduğu tarihten tti - baren bügüne kadar Türk tarihin- de Domokrat Partinin mücadele - leri kadar ileri ve şiddetll mücade le gösterebilir. misiniz, Arkadaş- Jar biz ağır olan şartlar içinde dü- t edenlere his şüncelerimizi millete karşı — ifade ettik o ağır şartlar hâlâ — ayakta durmaktadır Bütün saffet ve samimiyetimi « zin mükâfatını millet bize — itimat ettiğini — göstermekle — verecektir, Üzmeklerimiz heba olmyacaktır.> vars gem