IKTIBASLAR | Sovyet teşkilâtındaki zayıf noktalar (SU.S. Nevs And Vorld Report» dergisirden iktibas derliğe devam etmektedir. Fakat bu önderlik kuvvetten değil züfiyetten ileri gelmektedir. Bugün- kü Rus endüstrisinin ve ziraatir durumu bu bakikati belirtmektedir. Bugün, savaşın sona erişinden Üç yı- h aşan bir samanda Rusyanın endüst ri istihsalâtı henüz savaştan öncel seviyeyo ulaşmamıştır. Diğer taraf- tan Amerikan endüstrisi, 1540 yılına nazaran yüzde G4 nisbetinde daha çok istihsalâtta bulunmaktadır. Bü- yül n önceki kevi- yesino nazaran daha çok istihsalâtta| bulunduğu gibi Fransa da savaştan önceki seviyeye yaklaşmaktadır. Rus milleti, endüstri temelini ye- niden inşa ve inkişaf ettirmek bakı- mından büyük bir baskı altında bu- Tunmaktadır. Fakat kalkınma adım- ları muntazam değildir. Bu vaziyet Sövyet Rusyayı, büyüklük itibarile, Amerikanın onda biri ile dörtte asındaki bir endüstri kudretile 1 tifa ettirmektedir. Diğer taraftan i- yi gıda ve mesken — imkânsızlıkları işçisinin randımanını azaltmak- Rusyadaki bolli başlı endüstriler, nisbi bir zâfiyet merkezi olarak göz önünde tutulmaktadır. Rus milleti- nin en bâriz ihtiyaçları dahi inkâr e- dilip bunların, hayatı idamo ettirmek bakımından lüzumlu — olmadığı ileri irülerek bütün malların ve gayret- lerin Rusyanın endüstri temelinin İnkişafına temerküz — ettirilebileceği belirtilmektedir. Çelik, gerek endüstri ve gerekse askeri kuvvetin tedbiridir. Halbuki Rusyanın çelik istihsalâtı 18.700.000 tonla bâlâ savaştan önceki se nin altındadır. Bu miktar Birle Amerikanın 1048 — senesindeki çelik istihsalâtının -sadece yüzde 28 ünü teşkil etmektedir, — Rusyanın, ordu kuvvetlerinin ihtiyaçlarını karşılar- ken, tasarlanan istihsalâta sürat ver mek için çeliksiz kaldığı bir hakikat- tir. Kömür — Bugün Rusyada istihsal 'n maden kömürünün kalitesi, sa yaştan evvel istihsal edilen kömüre nazaran düşüktür. 1948 yılında Rus- 'yada takriben 220.000.000 ton kömür istihsal edilmiştir ki, bu da Rusya için bir rekor teşkil etmektedir. Fa- kat bu miktar Birleşik Amerikada geçen yıl istihsal edilen maden kö- mürünün yüzde 31 dir. Kömür istih salâtı da Rus endüstri çla rını karşılıyacak mahiyette değildir. Şimdi Batı Rusyanın büyük bir kıs- mı Polonyadan ithal edilen kömüre bel bağlamaktadır. Petrol — Petrol, Rusyanın diğer bir endüstriyel ve askeri kuvvet ted- biridir. Bugün petrol istihsalâtı hâ- Jâ savaştan önceki seviyenin altında- dır. Bugün Rusyada istihsal edilen 82.100.000 tön petrol Birleşik Ameri- ka istihsalâtının ancak yüzde 10 unu teşkil eder. Savaştan önce Rusya petrol ihraç ediyordu. Halbuki bı gün Ruslar, ihtiyaçlarını — ithalâtla karşılamıya çalışmaktadırlar. Sondaj, pompa ve tasfiye teçhiza- ti darlığı Rusyanın' daha fazla pet-i rol istihsal etmek hususundaki gay retlerini bağlamaktadır. Nakliyat — Nakliyat bakımından Ruseyanın durumu fena bir şekil ar- zetmektedir ve bu, mahrukat bulra- nından gayri müşkülâttan ileri gel- mektedir. Rusya,> plâna — istinaden ekonomisini geliştirmek istiyorsa, bu memleketin yüzde 80 nisbetinde nak Jiyatımı sağlıyan demiryollarını baş- tan aşağı yeniden inşa edip geliştir-. mesi lâzımdır. Birleşik Amerikanın üç büyüklüğünde olan bir memleke- tin demiryolu bakımından mil tut. “Amerikan demiryollarının mil tutarı- 'nın sadece bir çeyreğini teşkil etmek tedir. Geçen seno Rusyada sadece 890 Tokomotif ve 89.200 vagon inşa edil- miştir. Halbuki, ayni yıl zarfında Bir leşik Amerika 1487 lokomotif — ile 102,787 vagonu hizmele arzetmiştir. Savap baş gösterdiği vakit Rusya- daki şose mili 481,000 idi. Buna mu- kabil Amerikada 8,000,000 millik yol vardı. Bu arada Rusyadaki yolların büyük bir kısmının sadece arabalara elverişli olabilecek berbad bir şeyler olduğunu unutmamak Jâzımdır. edilmiştir.) Çeviren: N. K. deleri Rüsya için dalma bir mesele teşkil etmiştir. Bu da ekino elveriş- li toprağın nisbeten az oluşundan İ- leri gelmektedir. -Savaştan — önceki 40 yıl zarfında Rusyanın hububat hsalâtı hiç bir saman yüzde 60 yi aşmamıştır. Bagün ekilen arazi mikdarı, savaştan önceki yekündan daha azdır. Rus halkı adam başı Avrupadaki her hangi bir memleket alkından daha as yiyecek maddosin den faydalanmaktadır. ÂAyni zamanda, yiyecek mfldo is- tihsalâtı normal nüfus artışı ile â- henk temin edemediği gibi ikinci dün ya savaşından önceki 10 yıl zarfında 30.000.000 artan endüstri nüfusunun seri inkişafına yiyecek — hazırlığında bulunamamaktadır. Elektrik cereyanı — Bugün Sovyet Rusyada istihsal edilen elektrik ce- rayanı, savaştan önceki istihsalâttan takriben iki Kere daha fazla olması- na rağmen, Birleşik Amerika elek- trik istihsalâtının ancak beşte birini teşkil etmoktedir. Kamyonlar — Geçen sene zarfında Rusyada meydana getirilen motörlü yasıtaların sayısı 172.700 dür. Bu ayni yıl garfında Birleşik Amerikada elde edilen — istihsalâtm ancak yüzde 8, 2 sini tepkil etmek- tedir. Rusyanın bozuk yollarında bu motörlü vasıtaların haşatları, uzun olmaması lâzım gelir. Traktör — Rusyada traktör istih- Balâtı normalin altındadır. Bu yüz- den dağlık mintakalardaki - yiyecek istihsalâtı bakımından sarfedolen gay reti geciktirmektedir. 1948 yılında Rusyada 51.000 traktör inşa edilmiş- tir. Bu miktar, 1987 yılında meyda- 'na getirilen traktör saşısından daha azdır. Kereste — 1948 yılında Rusyada istihsal edilen kereste miktarı, savaş tan önceki istihsalin yüzde 69 nu teş kil etmiştir. Vaktile Avrupanın en büyük keresto ihracatcısı olan Ru: ya, bugün ihracat piyasasından çık- mış bulunmaktadır. Vatandaşın elino geçen — Sovyet istihsalâtında Rus vatandaşının eli- ne geçen, Çar zamanında eline geçen den fazla olmamasına rağmen, savaş tan önce verilenden daha azdır. Netice itibarile, Sovyet Birliğinin istihsali esaslı bir şekilde tahlil edi- lecek olursa, Rusyanın, Birleşik A- merikanın çapında olmadığı - göze çarpar. rererrrrrerrererAe Terkos suyunun isalesi için çalışmalar İstanbulun su derdini kökün- den halletmek maksadile inşaa- tına başlanan yeni Terkos isale hattının gelecek yıl sonunda ta mamlanmasına çalışılmaktadır. Havaların açması üzerine inşa- ata 'hız verilmiştir. 950 yıl ba- şına kadar 44 kilometrelik hat- tın 22 kilometresine boru dö- şenmiş olacaktır. Öğrendiğimize göre — hattın 9500 metresi tamamlanmış, dün de 7 kilometrelik kısmı müte- ahhide ihale olunmuştur. Bir verem mütahassısı geldi.., İsviçreli venem — mütehassısı Dr. Kempf dün uçakla şehrimi- ze gelmiştir. Dt. Kempf - hâlen Türkiyedeki — sanatoryomlarda tatbikine başlanılan — <Arnivo- cil> adındaki yeni verem ilâcı- nin tesirleri hakkında etüd ya- pacaktır. Feci bir hâdise İş hayatında ve — muhitinde dürüstlüğü ile tanınmış 9 evlât babası 3 üncü asliye hukuk mahkemesi başkâtibi Mustafa, dün sabah evinde asılı olarak Hulunmuştur. Savcılık tarafından — yapılan tahkikatta, hâdisenin bir sinir buhranı neticesinde vukua gel- miş bir kazadan ileri geldiği anlağılarak cesedin gömülmesi Yiyecek maddeleri — Yiyecek mad imdi ne olacak diyor; lâstik patladı. Nasıl döneceğiz. köye?... Fakat, bu sözleri, sanki ken- ka arabada kimse yokmuş gibi gözlerini, ayakla- tutarak konuşu - Ekrem o zaman gayet sakin, otomobilin kapısını açıp dışarı gıkıyor. Yürüyor geliyor. Ufuklar nihayet, kararmıya başladı işte!... Güneş, kırmızı moktalarla beneklenmiş penbe bir hüle içinde, yere indi ve kay boldu. Uzaklarda kurbağa ve böcek gürültüleri!... — Yedek bir tekerlek var mı otomobilde? Kızın yanma sesleri, ne izin venilmiştir. Ekrem de kızın yüzüne bak- madan konuşuyor. — Evet, var! — O halde tekerleği değişti- relim, O kadar! Fazla bir şey söylemiyor Ek- et alâkasız, üzerin- den ceketini çıkarıp, göyle geli- #i güzel otların üzerine atıyor. z gömleğinin kollarını, tâ dirseklerinin Üstü- ne kadar sıvıyor. Kıravatını çö- züyor. Gömleğinin ilk düğmesi- rem!... Gi Sonra, keten bi ni açarak, boynunu serbest bı- rakıyor. — Nerede diyor bu tekerlek? — Arkada, sandıkta! Sandıktan, arabayı biraz yu- tekerleği mi karı kaldıracak âlet alarak, patlıyan lâ Sehr —HABERLERI Yeni nizamname Sağlık ve sosyal yardım Bakanlığınca hazırlandı Sağlık ve Sosyal Yardım Ba- kanlığı yeni asistanlık nizamna mesini hazırlamıştır. Birçok yeni hükümler ihtiva eden bu tüzüğe göre; asistanlık Ücretli ve Ücretaiz olmak Üzere ikl kısımdır. Bakanlığın — açacağı imtihan- larda yüksek derece - tutturan- lar üÜcretli, tutturamıyanlar isa Ücretsiz asistan olacaklardı Yılda bir defa açılan imtihan lar da ikiye çıkarılmıştır. Yeni tüzük evvelce kazanılmış hak- ları mahfuz tutmakta, asistan- ların dışarıda başka bir vazife almasını yasak etmektedir. Bundan başka yeni tüzükte üÜç uzmanlık kolu daha ihdas e- ilmistir. Bunlar diş hekimliği okul spor ve Fitizyoloji uzman lıklarıdır. Bu yılki imtihanların ilki haztran ayı ortalarında açı lacaktır. İtalyan profesörünün dün verdiği konferans İtalya Padova Üniversitesi Ceza Hukuku Ord, Profesörü ve İtalyan Milllet Meclisi " Adalet komisyonu -başkanı — Giuseppe Bettioli dün saat 14 to Hukuk Fakültesinde <Ceza Proklemi> Mevzuunda bir konferans — ver- miştir. Dünkü altın fiatları Altın piyasası durgunluğunu muhafaza etmektedir. Düşüklük yeniden başlamıştır. Amerika- dan külçe altını getirilmiş oldu ğundan fialtardaki düşüklüğün önümüzdeki günlerde devam c- deceği tahmin edilmektedir. Dünkü fiatları şöyle kapaa- mıştir: Reşat: 41,50; — Cumhuriyet: 39,10; İngiliz: 51,50; Gulden: 37,15; Külçe: 586. 15 yaşında yankesici Yankesicilikten 27 — sabıkası bulunan, Orhan Sincap adında 15 yaşında maruf bir yankesici dün sabah Tophaneden — geçen bir otobüste hüviyeti meçhul bir yolcunun yankesicilik sure- tile cebinden 650 lirasını çarp- mıştır. Meçhul yolcu henüz po- lise müracaat etmemiştir. Hüsnü Erkilet tahliyesini istiyor Bir ay önce Sütlücede vukua gelen Nuri Paşaya ait Tapa fabrikası infilâkına dair idari ve adli cepheden yürütülen âlk tahkikatın sona ererek emekli General H. Hüsnü Erkilet ile fabrikanın kapsül şefi Şadanın tevkif edildiklerini dün yazmış- tık. H. Hüsnü Erkilet dün avuka- tı vasıtasile tekrar nöbetçi a5- liye ceza hâkimliğine müracaat ederek, sulh ceza yargıcının vardığıkarara itirazla - tahliye- sini istemiştir. Öğrendiğimize - göre infilâk- tan mesul şahısların duruşma- larına yakında başlanacaktır. Memleketimize gelmek | istiyen Amerikalı telebeler Amerika Birleşik Devletleri Üniversitelerinden biçok — öğ renci Vaşington Elçimiz kana- lile memleketimize müracaat c- derek Türkiyeye gelmek istedik lerini bildirmişler ve kendileri- ne ne gibi kolaylıklar gösteri- lebileceğini sormuşlardır. Dişişleri Bakanlığı, Amerika- h öğrencilerin bu isteklerini Milli Eğitim Bakanlığına bildir miş, Bakanlık da Türkiyede gü recekleri kolaylıkları Vaşington kendilerine Tefrika No. 48 geliyor. Utangaç bir kadın eli gibi, çekingen temaslarla, sıvalı kollarının tüyleri üzerinde dola- gan akgam rüzgârına göğsünü vererek, göyle hare- ketsiz duruyor. — Bu memlekete gelmek içi trene bindiğim dakikadan beri diyor, muhayyilenin tasavvur e- demiyeceği birbirine zıt, he can dolu garip tesadüfler, peşi: mi takip ediyor, yakamı bırak. mıiyorlar bir türlü! Dizlerini büküp, toprağın üs- tüne koyuyor, ve elindeki âlet. le, arabayı yavaş yavaş kaldır mıiya başlıyor. — Bir bakıyorsunuz. rüya âleminde, bir hayal diya- da yaşıyormuşcasına, gözle- rinizin ebediyen kapanacağı ânâ Sanki |. - d4k İki Lâtin Hemşire Birliği ransa ile İtalya, bu iki in —hemgire, bazen döst bazen muhasım cep hede yer alırlar, Halbuki Alman ya ile Fransa, son yüzyıllarda, hemen dalma birbirine zıt siyasi kombinezonlara — girmişler — ve| muttasıl yekdiğerile mücadele et mişlerdir. Faşizm fırtınasının geçmesin - den sonra Fransa ile İtalyanın yeniden Lâtin kardeşlik hisleri kabar bulunuyor. Yakın bir maziyi unutmıya çalışıyorlar. İ talya bilhassa sömürgeler düva- sında kendisine bir yardımcı ve destek aramaktadır. Büyük Bri- tanya da umduğu çehreyi bula- mayınca Paris ile dostluğu daha sıklaştırmakta fayda buluyor. Diğer taraftan Marshall plânı- nın zımnında yardım gören mem- leketlerin, iktisadi bakımdan fa- aliyetlerini düzenlemeleri zarure- U vardır. Bütün Avrupa ekono - mik kalkınmaya — muhtaçtır. Si yast emniyet bile az çok bu geliş ....——.—.—.—.—.—.-.. Şehrimize gelen İtalyan maliyecileri Evvelki akşam İtalya İş ban- kası müdürü Dr. Parino ile dış ticaret dairesl mümessili S. A. Nitti'den müteşekkil iki ki; bir heyet şehrimize gelmiştir. Dün Tüccar Derneğinin aylı! toplantısında bulunan heyetten Dr. Porino kendisile görüşen bir muharririmize şunları söy- lemiştir: — Hindistanla, Pâkistanın e- konomik durumunu tetkik et- mek üzere o memleketlere gi- derken Türkiyeye uğramak vı Türk meslekdaşlarımızla tanış- mak istedik. Arzumuz Türkiye ile yeni de- mokrat İtalya arasında ekono- mik ve ticari temasların artma- B1 ve, sıklaşmasıdır.» Ankaraya gidecek tüccar mümessilleri İstanbul Tüccar Derneği dün saat 16.80 da Liman Lokanta- sında İzzet Akosmanın başkan- lığında aylık toplantısını yap- Taştır. Tüccar Debneğinin dış ticaret mevzuunda, şimdiye kadar baki olan çalışmalarını ve elde eti ği neticeleri belirten raporu o- kunmuştur. Bundan sonra, Eko nomi ve Ticaret Bakanlığının 1949 ve 1950 yılına aft ihracat rejimini tesbit için 11 nisanda Ankarada yapacağı büyük top- lantıya Tüccar Derneğinden is tirâk edecek heyetin seçimine geçilmiştir. Bu heyet: İzzet Akosman, A, Hamdi Başar, Bedri Nedim, Mu nis Tekinalp, Adnan Birgi, Meh met Sipahioğlu — seçilmişlerdir. Müteakiben Ankaraya — gidec2g heyete direktif teşkil edecek ma hiyette görüşmeler — yapılmış- tır. Toplantıya şehrimizde bulu- nan İtalyan Milli İş bankası müdürü Dr. Purino ve İtalya dış ticdret mümessili Sanera Nitti de Eştirük etmiştir. Iki Ameriıkan muhribi limanımızı ziyaret edecek Biri 16, diğeri 22 nisanda ol- mak üzere iki Amerikan muh- ribinin limanımızı gayri resmi mahiyette ziyaret edeceği haber alınmıştir. 16 Nisanda gelecek olan Ware muhribi 22 nisana kadar Himanımızda kalacaktır. Tho- mas mühribi iİse 22 nisandan 28 nisan akşamına kadar lima- nımızda kalacaktır. kadar unutulmasına imkân ol- mıyan, nurlar ve — mehtaplarla harelenmiş gecelerin içinde, bir masal kahramanı süzülüşü ile, gökten suların Üzerine iniyor, ve suların üzerinde, bir insan gözünün görmiye tahammül e- demiyeceği ilâhi bir ışığın ateşi ile eriyor, eziliyor, yok oluyor- sunuz!... Ve sonra yine bakı- yorsunuz: Bir kadının alâkası- nı üzerinde toplamak kudretin- den mahrum talihsiz, çirkin bir erkek gibi, zalimane tahkirlere uğruyor, bir pranga mahkümu zilleti ile, sırtınız açılıp kayış kır baçlarla dövülüyor, kovuluyor, veyahut da, bir otomobilin al« tına girerek garaj miçoları gibi, yüzünüzü, gözünüzü siyaha bo- amaktan başka bir işe yorsunuz!... Anlamıyorum, ne garip tezatlarla dolu bir mem- leket burası yarabbi!, Kız o zaman, heyecanla cevap vermek lüzumunu hissediyor. — Fakat ben istiyerek yap- madım bu kazayı diyor; niçin bu kadar acı konuşuyorsunuz? — Kimse istiyerek, arzu edil. tısadı r N ı Ord. Prof. Şükr ye bağlıdır önünde - bulundurduğu için 1947 yılı yazında meşhur on altılar | toplantısı sırasında İtalya murah | hasına Fransa ile bir iktisat bir- lik kurma düşüncesini ileri sürdü. Göz önünde (Benelux) örneği vardı. Bu tipte bir birlik yapılır hdet bilâhare (Bene- lux) e bağlanırsa ği yukarı tâ Baltık deni: riyatiğe kadar bir iktisadi bütün kurulmuş olurdu. İktisadi birlik- lerin arkasından siyasi birliğin geldiği de tecrübelerle sabittir. Şu noktaya işaret etmek fay- ldir ki Birinci Dünya Harbi sona erdiği zamandanberi bütün Avrupada bir iktisadi hu- gursuzluk hüküm sürmekte ve buna karşı çareler düşünülmekte dir. Bugün Avrupada hattâ dün- yada sert ve şumullü buhranlar yaratan bu kararsızlığın bir cep- hesine temas etmek istiyorum. 1914 harbine tekaddüm eden | Yıllar, bilindiği gibi, bütün dünya | tarihinin iktisat ve ticaret bakı- mından en parlak olduğu bir dev redir. Mazide hiçbir vakit, hattâ Roma imparatorluğunun en par- lak zamanlarında bile, cihan bu kadar müreffeh olmı değildi. Bu bolluk ve ucuzluğun temelini fennin terakkilerine, münakale imkân ve vasıtalarının - gokluğu- na atfetmek kabildi. Şoseler ya- pılmış, demiryolu ağlarile bütün Avrupa kıtası perçinlenmiş, deniz nakliyatı altmış milyon ton tu- tarında gemiler vasıtasile en ucuz şart ve şekillerde sağlanmış bu- lunuyordu. Bu imkânlar sayesin- de Avrupa en uzak Asya memle- ketleri istihsalâtını gündelik ha- yatına karışmış görüyordu. Bu nimetlerin fasıl ayağına kadar getirildiğini düşünemiyecek ka- dar durumu tabil ve normal say- mıya alışmış idi. Yirminci asır i- lerledikçe hava nakliyatı da göz önünde tutulmıya lâyık olacak bir mahiyet arzetmiye başladı. Bir halde ki bütün ekonomik ve ticari gelişmenin âmilleri ara- sında bu teknik vasıtalar ve bun- lara ilâveten bankaların tavassu- tu ve altının serbest tedavülü ci handaki huzur ve maddi yüksel- menin âmili gibi sayılıyordu. Am- ma harbden sonra bu maddi im- kânların hepsi aynen ve hattâ i- lâvesile mevcut olduğu halde ik- tisadi inkişafın durakladığı hat- tâ 1929 buhranı gibi çok acı dar- belerin indiği görüldü. Böyle bir buhran yalnız Amerikada (7000) bankanın iflâsa sürüklenmesine müncer oldu. Acaba maddi vası- talarda hiç bir noksan yok iken böyle bir yüz geri etmenin illeti ne olabilirdi? İktisat bilginleri bu vaziyeti izah için kütüphaneler dolduracak eserler — yazmışlar, bin bir türlü illetler ileri s lerdi: Bunların hepsinin bu neticede tesir etmiş bulunduğu inkâr edi- lemez, Esasen her hangi içtimai ve iktisadi bir hâdise tek sebebe irca' edilerek teşri ve izah edile- mez, Ekonomi hayatı o kadar ba- site tahammül edemez. Nitekim iktisat âlemini tek illetle izaha yeltenen bütün nazariyeler, ne müş- kadar kuvvetli mütefekkir ve fi- lozoflar tarafından ileri sürül- müş olursa olsun, filliyata inti- bak etmiş değildir. Binaenaleyh buhran ve ıztırap ların saikleri hakkında dermeyan edilen yüzlerce hattâ binlerce se- bebin her birinin payını kabul et mekle beraber umumi ve şumullü âmiller aramak ve gösterilen se- beplere yeniler de katmak ihtiya ——— —. . —— —— ——— ——— miyen bir şeyi yapmaz zaten! Bütün hareketlerimiz; eğer is- teklerimizin, arzularımızın mah- sulü olsaydı, tahammül edile « mezdi bu dünyaya! Ekrem böyle konuşurken, bir yandan da; lâstiği patlıyan te kerleği çıkarıp, öbürünü takmı- uğraşıyor. Ve kızın yüzüne bakmaksızın: — Biraz yardım etsenize, siz de büna diyor, şu tekerleği ko- yalım yerine! Kız, küçücük ellerinin ince, u- zun parmakları ile, tekerleği tu- tup, Ekremle beraber - yerine koymıya çalışıyor. Dizlerini bü- kerek, dizleri ile de itmek isti- yor tekerleği!... Ekrem bırak- miyor, - Oldu diyor, rim, siz çekilin! Adam bir müddet daha çalış- tıktan sonra, nihayet tekerleği yerine koyuyor. Ve elleri ile top rağın Üstüne dayanıp, ayağa kal kıyor. — Bitti diyor işte!... Siz bu âletle patlak lâstiği sandığa ko- yana kadar, ben de gidip gu taş- teşekkür ede- Yazan: Bahı»s D ü BABAN cı daima mevcuttur. 1870 tarihinden 1914 tarihine kadar geçen devre, ekonomik ba kımdan ikbalin gahikası sayılabi- len bu fasıla, Avrupada büyük im parr orlukların hâkim olduğu za- İn mandır. İngiltere, Fran: Macaristan, Alman- ellerinde o zamanın dünya mukadderatını tutmakta - dırlar. Osmanlı imparatorluğu da Asya,*Afrika ve Avrupa kita- sında arazi sahibi geniş bir impa- ratorluktur. Harbin neticesinde Rusya, Avusturya, Macaristan ve Osmanlı imparatorlukları par- Rusya, Avustur ya kudretli çalandılar. Rusyadan Litvanya, Letonya, Estonya, Finlandiya, Lehistan, Ermenistan, Azerbay can ve daha bir kaç devlet doğ- du. Avusturya - Macaristanın en- kazı üzerine Çekoslovakya, Maca ristan, Yugoslavya kuruldu. Os- manlı imparatorluğundan Suriye, | Irak, Cebel Lübnan, Hicaz, Mısır, Yemen, Ürdün hükümdarlıkları çıktı. Böylece Avrupanın harita- ve manzarası tamamile değiş- ti. Hayata yeni doğan bu memle- ketler tabiatile istiklâllerine şevk ile sarıldılar ve hudutlarına güm- rük engelleri koyarak eski büyük Avrupalı müstahsil memleketle- rin rekabetine karşı gelmiye ça- lıştılar, Bu hal tabiatile mal, şa- his ve sermayelerin rahatça v serbestçe tedavülüne mâni oldu. | Esasen altın para tedavülde de ğildi ve altının kaçmaması için her memleket binbir türlü tah - ditler koyuyordu Bu durum karşısında kuvvetli kapitalist ülkeler faraza Fransa ve İngiltere Orta Avrupada güm rük birlikleri yapılmasını terviç Küçük itilâf devletleri denilen memleketler esasen Fran sanın hem müşterisi hem dostu olmak bakımından böyle bir de- nemeye zemin teşkil edebilirler- di. Diğer taraftan daha cenupta Türkiye, Yugoslavya, Yunanis - tan, Rumanya ve Bulgaristanı içine alabilecek bir Balkan güm- rük ittihadı da derpiş edilebilir- di. Ankarada bir çok murahkasla rın iştirakiyle bu istikamette toplantılar da yapıldı. Böyle bir birlik Asyaya da dal budak sala- bilirdi. İranı, Afganistanı, Irakı ve Türkiyeyi sinesinde toplıyabi- lirdi. Fakat bütün bu tasavvurlar gümrük anlaşmalarının zorluğu ve büyük devletlerden bazılarının zıt menfaatlerinin çarpışması yü- zünden tahakkuk edemedi ve ikti- sadi zorluk ve buhranlar da bir türlü eksik olmadı. 1945 zaferinden sonra da Av- rupa, hattâ dünya yine ayni problem karşısında — bulunuyor. (Benelux) un yanında iki Lâtin hemgireyi birleştirmek yolunda gayretler sarfolunuyor hattâ mu kaveleler bile imza ediliyor yal- nız göz önünden kaçırmamak lâ- zımdır ki böyle çok zor kurulabilir. Faraza Fran sa ile İtalya ekonomileri yekdi- ğerini tamamlayıcı - sayılamaz. Her iki memleket sanayii geliş- miş memleketlerdir. Mamullerine Mahreç arıyacak ülk Her ikisinin de iptidaf maddelere ihti- yacı vardır. Böyle bir vahdetin imkân ve şartlarını aramak için kurulan Fransız ve İtalyan karma komis- yonu uzun incelemelerden sonra, aşağı yukarı bir yıl süren tetkik- leri mütcakip şu neticeye varmış ki İtalya ile Fransa yekdiğerini bir noktada tamamlayıcı olurlar! Sermaye ve işçi... Fransa İtalya- ya sermaye- verebilir. İtalya da lerdir ların arkasındaki su birikinti- inde ellerimi yıkıyayım! — Peki! Ekrem yürüyor. Etraf artık iyice karardı. Gök yüzü hâlâ tatlı bir aydınlık için- de olmasına rağmen, otomobilin durduğu zeytin ağaçlarının kö- gesi, yavaş yavaş derinleşmiye başlıyan bir karanlığın içine doğ ru gömüldü. Fakat ne garip şey! Sonra yine açılır gibi oldu. Üstümüz, yıldızlarla doludur. Thk bir yaz gecesi başlıyor. Uzak denizlerden gelen cenup Tüzgârlarının, parça parça sü - rükleyip getirdikleri bulutlar da, dağılınca, mehtap olmasma raj men, etraf büsbütün derin bir h perde içinde kaybolmadı. Tepelerle ağaçlar, vadilerdeki su birikintileri, hafif bir ışık göl gesi altında kaldılar. 'Tam bu sırada bir vak'a oldu. Ekrem, suda elini yüzünü yı- kayıp doğrulacağı anda, otomo- bilin bulunduğu taraftan Gülse- renin acı bir sesle haykırdığını ler ; kaf Umum Müdürünün İşhamı projesini hazırlıyan Türk Ve mimarlara tevcih teşekkür hisle- daha etlenmesine bebep — olmu: ya gönde- : ; Fransaya İşçi ma işçi bahsinde bile F Çünkü F önderebilir. Am- insanın 1 işçilerle İtalyanın verebi- Bi işçiler arasında da intibak ansızlar da- B O NİSAN 1949 VE © O0 BUĞÜN Mektuplara alkımız pek eskidenberi tas cevaplar. İ nti larir c el Gözleriyoc sDüne ü NNN eli GeE A, aarlağllı B ü ge tkaraı Yti öa, ah Va Pancldmiedinen faydalanamazlar. Okurlarımdan he- men her gün aldığım moktuplardan ha ziyade kömür ve sanayi ame-| 2hliyorum KI gazetemizin — neşriyatı lesi talep ettikleri halde İtalyan | "trkes tarafından takdirle karşılanı: lar ancak zirant ve İngaat ieçiai | YOf: Bunlar arasında çok değerli fi- ğ Tp | kirlerini bildirenler de var ve onlar- çönderebilecek durumda- imi, gi k durumda imişler. | dan Istifade ediyorum. Hepsine ayrı Bu keyfiyet, iktisadi birliklerin ne | ayrı cevap veremediğim Için mazur kadar zor olduğunu tebarüz etti- erden lacaktır. başka kısımlarında da birliklere meylolur. Fakat müz iktisadi meçhullerle dur. Genç Türk kı Kâmil Beşe'nin dünkü rını öven mimar da alâka beyanatı. ve mühendisleri ile nin jrojelerinin ecnebi Mühendirlerine istenmesine ve nak mukabil mühendis etti ri, kur tur. rilen i takdir ve bu alâkanın bir kat Açılan müsabak: proje ar: alan Türk mimarla aşağıdadır: Birincikk — Fasih Metigil ile Demirtaş çıl, Nihat Ziya (Projej tereken hazırlamışlardır.) Yüksek İkincilik Reha Prta; 1 ile Fetti lardır). jeler aynı epğerde tür). sını koydu. Çeşitli merhale ve ka- geçerek altı yıl zarfın- da bu vahdet sağlanmağa çalışı- Batıda böyle bir birlik kurulursa bunun cazibesi ile belki dünyanın bu. hevi k u- zun istikbale ait projelerden bah sedecek takat kimde vardır. Önü- dolu - Vakıflar Genel Müdürü Hak- mızda çıkan ve Türk mimarla- ehrimiz karşılanmıştır. İstanbul Üniversitesi Tıb sitesi- mimar haaırlatıl- Ev- Vak:f mimar müş- Yüksek m'mar Tolgar (projeyi müştereken hazırlam: Üçüncülük — Yüksek mimar tin Uran ve Edip Onat. (Pro- görülmüş- Burdan baska yüksek mimar Börülmemi dilerim. Hiç olmazsa en tir. Maamfafih buna rağmen (20) | mühim olanlarına cevap vereyim martta yâni on beş gün evvel| Kadıköyden bay A. Kemine: Kont Sforça Pariste bir gümrük| — «Sabah Duası» başlıklı yazmızı neş birliği mukavelesinin altına imza-| "iyat müdürümüze verdim. Uygun Börürlerse gazeteye koyarlar; bu hu- susta benim söz hakkım yoktur; ba- zen benim yazılarım da - reddedilir. Fikirlerinize hürmetim var, Teveccü- hünüze teşekkür ederim, Mudanyada terzi bay Resul tay: Gönderdiğiniz «Şükrü Ersay» im- zalı makale yazı işleri müdürümüze sunuldu. Tarihi romanlarımda Türk derin tazlaca kırılmalarına — gönlüm Tevec Ku razı olamıyor. Mazur görünüz, cühünüzün devamını dilerim. Pendik'te Bay Aziz Kondumer: Hazreti Ömer» tefrikamız hakkın- daki pek kıymetli yazınızı alâka ile okudum, istifade ettim. Bu konu Ü- İ rinde geniş ve derin İ ibi mMimarlarının yaşağunız mtakkak, vrü aet başarıları — İi karşılaştırın en soğru Glünini tâyin çok güçtür. Bu uğurda asırlar- danberi yığın yığın eserler yazılmış. Benim usulüm en meraklı ve hakika- te uygun görünenleri bugünün uslü- bu ile vermek ve türlü kanaatlerde olanları, hiç birini gücendirmeksizin tatmino çalışmaktır. - Hürmetlerimin kabulünü rica ederim. Erenköyde bay İbrahim Halil Al- tın: «Hazreti Ömer» in bahsettiğiniz sözler hakkındaki mütalcanızı tasdik ederim; lâkin onlar şaşkınlık eseri- dir ve hâdisenin azameti karşısında bu kadarcık hatâ etmesini - mazur görmeli. Nitekim — Ebu Bekir daha serin kanlı olduğundan derhal tas- hih buyurmuş ve bu cihet tefrika » mızda tebarüz ettirilmiştir. Teveccüh lerinize teşekkür eder, saygılarımı sunarım. Mersinde avukat bay Şeref Eroğ- du: Bilhassa sizin gibi münevver kim- lere «Hazreti Ömer» çapında yük- sek ve münakaşalı bir mevzuu tat- min edici bir şekilde sunabildiğimi yazmakla bana cesaret ve kuvvet ve- Tiyorsunuz. On altı senedenberi yaz diğim otuz. kadar tarihi — tefrikada daima hakikatlere sadık — kalma) halkımıza hizmet etmeyi, milli ve ni hisleri canlandırmayı şiâr edindim. Allah ömür ve sıhhat verdikçe yal- nız eHazreti Ömer» le kalmıyarak bu ekârban> imızın yürümesine lışacağıma emin olunuz. Lütfen e İhsan Ariş, Mehmet Güneren, Selniin Yönder ve Nezih Elde- min hazırladıkları projeler de mansiyon kazanmıştır. Genç m'marlarımızın göster- dikleri bu kabiliyet her fürlü takdirin fevkindedir. a KISA HABERLER | ü * İstanbul Milli Eğitim me- murlarının aylık mutad toplan- tıları dün saat 16 da Milli Eğ tim Müdürlüğünde yapelmıstır. * Sehrimizde bulunan Emni- yet Genel Müdür Muavini, dün Vilâyete gelerek Vali Lütfi Kır- darla bir saat kadar görüş tür. * Dün Yeşilköyden hareket eden Pan Amerikan uçağile E- dirne- ş'lebimizi getirecek olan Bait Kaptan Amerikaya gitmiş- tir. 4 İngiltere ve Belçikada ceza- evleri ve suçlu çocukların — ıslahi tedbirleri üzerinde incelemeler ya pan cezaevleri umum müdürü Sa- kıp Güran, dün İngiliz havayolları uçağı ile dönmüştür. Bulgar bdndıralı <Bulgarya> ismindeki bir gemi dün saat 15 de içerisinde 1582 erkek, 1785 kadın ve 486 çocuk Müsevi olduğu halde llmanımızdan transit olarak geçe rek Hayfaya gitmiştir, gündenberi şehrimizde bu n İngiltere İmparatorluğu Or reisi dün ta Şark küvvetleri levazım General Davis dün akşamki eksp. tesle Ankaraya gitmiştir. İstanbul inşaat kalfaları der. neği Gin saat 12 de Mustafa Ka ranın başkanlığ Eminönü Hal toplantı - daha kevi salonunda bi oplantıda — bundan yapmıştır. Bu toplantı evvelki toplantıda seçilen keş kişi Hik komisyonun ilgililere sunulmak üzere hazırladıkları rapor okun - muş ve komisyonun Ankaraya bu hafta içerisinde gitmesi kararlaş -« tırılmıştır. Bir çok kalfalar — söz alarak yeni dileklerde bulunmuş - lardır, İstanbul İşçi Sendikaları Bir. liğinin tertiplediği serl konferans. dardan 4 cüsü dün saat 18 de Emi nönü Halkevi salonunda — Avukat Safa Ergün tarafından — <kanun! haklarını kaybetmemek - için işçi nelere dikkat etmelidir» movzuun da verilmiştir. <Atom> mecmuasında çıkan bir yazıdan dolayı haklarında — dâ. 'a açılanTalât Sümer ile İhsan Yurdoğlunun duruşmalarına — dün de 3 Üncü Asliye Cezada devam olunmuştur, Geçen celsede Ağır Ceza mahke metlerimi kabul buyurunuz. Esnaf Cemiyetlerinde muhasip İb- rahim Cömert: Bir çokları da arzunuza İştirâk tiler; ihtisar için öyle yazıyorduı maksadım size fazla yazı sunmak! «Hazret> kelimesinin ilâvesini okur- darıma birakmıştim; şimdi. koyuyo- Tum. Selâmlarım. Balıkesir. fisesi resim — öğretmeni bay Ahmet Bican: Size hususi cevap yazacağıı lâm ve saygılarım. Kadircan KAFLI ; se- Gecekonular için hazırlanan tasarı Gecekondu. evleri - hakkında B. M. Meclisine verilen yeni ka- nun tasarısı, mütaleaları alın- mak üzere dün bütün valilikle- re gönderilmiştir. Öğrendiğimize göre yeni ta- sarı, gayet &ert maddeleri ve cezaf hükümleri ihtiva etmekte, ruhsatsız yapılmış — gecekondu evlerinin derhal yıkılmasını â- mir bulunmaktadır. İlgililer, bu tasarının meskensiz kalıp da gecekondu evi İnşa etmek mec- buriyetinde kalan vatandaşları çok ağır külfetler altında bıra- kacağını söylemektedi RUMİ 1365 MART Öğle İkdindi. Akşam Yatsı İmsük Nöbetçi eczaneler & 8-4- 949 Aksaray Etem Pertev Alemdar Divanyolu Baktırköy Hilâl Beşiktaş 8. Recep Beyazit Çarşıkapı Beyoğlu : Güneş Ec. Eminönü Ankara Ec, Eyüp Arit Beşer Fatih Çarşamba Ec, Galata Doğruyol Kadıköy Hulüsi Osman Küçükpazar : Necati Ahmet işli : Bealk z - : Artin Barınak Tukeln Batis Tülbentçi mesinden istenen bazı evrak — dün düydü. (Devamı var) gelmediğinden mahkeme başka bir Güne talik edilmiştir, Üsküdar Ahmediye