İâ ŞUBAT 1949 Tetkikler Tito Yugoslavyası ve Arnavudluk — el dte kara bir leke teşkil eden _Enı'f'r Bendinlei Üati Tei (a d ae müşterek bir harekete girişmeleri daima mümkün- ü ta atılacak ilk adım B e ee " e Glaalğlir. eçen yaz Moskova ile 'Tito arasında kavga çıktığı günden beri Ad G riyatik denizindeki küçük Arna- vudluk cumhuriyeti ehemmiyet kesbetmiştir. Bu küçük memle- ket hakkında emin malümat al- mak çok zordur. Batı dünyası- 'nın ciddi ve itimada değer ga- zeteciler Arnavudluğa gitmek müsaadesini elde etmedikleri gi bi, Fransa ile siyast münasebet leri olan Arnavudluk komünist Tejimine ne İngiltere ne de Fran sa tarafından tanınmıştır. En emin kaynaklardan alınan haberlere göre son yıl zarfında Tito, Arnavudlukta hâkim bir mevki kazanmağa muvaffak ol- muştur, Hattâ denilebilir ki Dış Mongolya Sovyetler Birliği için ne ise, Arnavudluk da Yugos- lavya için ayni şeydi. Ayni za- manda denilebilir ki Tito rejimi 'nin Moskova kominforması tart fından reddolunması Arnavud- luğun komünist lideri Enver Hoca ve bütün arkadaşları tara fından çok iyi bir müjde olarak kabul olunmuştur. Hattâ, an - İaşmazlığın ilk resmi haberi çık madan evvel Sovyetlerin Tito yya gönderdikleri mektubların birer nüshasının Moskova tara- fından Titoya kargı hakaretli hücumları geçen senenin Tem- muz ayında başlamıştır. Ayni zamanda Arnavudlukta bulunan Yugoslavyalı askert ve iktisadi müşavirler ve Yugoslav tebaası derhal hudud dışına çıkarılmış- lardır. Bunu müteakiben Arna- yudluk komünist partisi âzasın- dan Tito ve rejimine karşı sev- gi ve yakınlık gösterenlerin tas fiyesine başlanmıştır. Arnavudluk komünist parti- Binde Tito Jlehinde faaliyette bulunan başlıda üç Üza şunlar- dı: Partinin teşkilât dairesi â- miri Koci Hoca, kontröl komite- Bi başkanı Pandi Kristo ve Nes- ti Kerendsi. Bu üç adam, komü nİst partisinin 1944 de Berat'- taki kongresinden başlamak ilze Te geçen seneye kadar, Titonun Arnavudluğa göndermiş olduğu Askert ve iktisadi müşavirlerin yardım İle gizli bir surette ko- Münist partisi ve başkâtibi En- ver Hocaya karşı Marks aleyh- tarı bir mülcadeleye devam et- mişlerdir. Üç sene müddetle bu Hoca grupu partiye hâkim kal- Mağa muvaffak olarak Enver Hocanın plânlarına karşı engel- ler çıkarmıştır. Hattâ 1946 da Eüver Hoca partinin yeniden teşkilâtlandırılması “lüzumunu ortaya koyduğu zaman, Koci Hoce ve arkadaşları buna itiraz etmişler, bunun üÜzerine Enver Hoca boyun eğmek zorunda kalmıştır. Nihayet geçen Kasım ayında Tito rejiminin Moskova tarafından muahezesinden son- Ta Enver Hoca, Tito lehindeki zümreyi tasfiyeye başlamıştır. Titocu milletvekilleri partiden Çıkarılıp teşrit masuniyetlerin- den mahrura edilmişlerdir. Ar- navudluktan Yugoslavyaya ge- len haberlere göre, tasfiye ha- teketi amansızlıkla cemiyetin bütün sınırlarina feşmil ettiril- miştir. İçişleri Bakanlığının bir çok ileri gelenleri, Tirannadaki parti teşkilâtı âmirlerinden baş- lamak üzere hususi şahıslara ka dar bir çok kimseler tasfiye ha- Teketine kurban gitmişlerdir. «Arnavudluk Yugoslavya tarafından İstismar edilmiştir» parolası Arnavudluğun son komünist kongresi toplantılarında, Tito Tejimi ağır tenkidlere maruz kalmıştır. Tito aleyhdarı hatib- ler, «Yugoslavyanın iktisadi ba- kımdan Arnavudluğu istismar etmek için bir çok teşebbüsler- de bulunduğunu>» iddla etmiş - lerdir. Hatiblerden biri göyle demiştir: «1948 Senesinin ilk — altı ayı zarfında Yugoslavya Arnavud. luğa göndermeği teahhüt ettiği mallardan ancak Yyüzde otuzu. nu teslim etmiş, bu arada vâdo lunan kamyon, makine ve demir yolu malzemesinden biç - birini & vermemiştir. İki memleket Arasında 1946 da imzalanan tifak muahedesi iktisadi bakım dan Arnavudluk için katiyen faydalı olmamıştır. Bilhassa dö iz ve fiyatlar bakımından Ar- navudluk son derece zararlı çık mıştır. Bize iyi nasihat verebil- meleri için memleketimize bolunan Yugoslavyalı müşavir ler Belgraddaki siyasi liderle- Tinden aldıkları ' emir — Üzerin Arnavudluğun iktinadi plânla tırma düşüncelerini reddetmiz- lerdir. «Bu gibi bir sistem Ar- navudluğu otarkiye sevkeder behanesile iktisadi ve sanayi kalkınmamızı - baltalamak için Tito Yugoslav- elden geleni yapmışlardır. Yugoslavyanın Arnavudluk- ta takib ettiği usul gu olmuştur: Arnavudluk, kıymetli ham med delerini Yugoslavyaya teslim et meli, Yugoslavlar da Arnavuc- Tuğa aşağı kaliteden muamelâ- tını fâhiş fiyatla Arnavudluğa satacaktır. Arnavudluk petrolü Yugoslavya - tasfiyehanelerinde tasfiye - edilecektir. Yugoslav- yalı iktisadi müşavirlerin ıddi- asınca Arnavudluğun tasfiyeha melere ihtiyacı yoktur. Her şe- ye malzemesi, ham maddeleri başka maddi şekillerde Arnavud luk iştirâk ederdi, halbuki Tito Yugoslavyası her şeyimizi kont Tole kalkışırdı. Bize hakiki tek- nisyen ve müşavirler gönder - mektense, Tito rejimi bir sürü daktilo ,şoför, ve hükümet me- muru göndermiştir. — z Öte taraftan Yugoslavlar En ver Hocanın bu iddialarını kat'i surette reddederek bugüne ka- dar — Arnavudluktan - aldıkları 150 milyon dinar kıymetindeki mallar mukabilinde Arnavudlu- ğa 1.600 milyon dinar kıymetin de mal sevkettiklerini, Yugos- lavyada buğday kıtlığı hüküm sürdüğü bir zamanda Arnavud- luğa 5000 ton buğday gönder - diklerini, Arnavudlukta seylap kurbanları arasında tevzi olun- mak üzere Yugoslavyada 52 mil yon dinar iane toplanıldığını ve 1948 de sırf dünya pazarların- da Arnavudluk için makine sa- tın almak üzere 15 molyon di- 'nar nisbetinde döviz hazır bu- Tundurulduğunu iddia etmekte - dirler. Enver Hoca rejimi mazideki bütün iktisadi plânlardan vazge gerek yeni bir iki yıllık program çizmiştir.' Bu plâna göre buğ- day istihsalâtı yüzde 68 nisbe- tinde arttırılacak, çiftçilik usu- lü Sovyet «Kolkoz sistemi> de- nilen kollektifleştirilme sistemi- 'ne göre <ıslah> olunacak, yeni sanayi branşları ve bunlar ara- #ında bir elektrik santralı, bü- yük bir geker fabrikası, mensu- Cat fabrikaları, deri fabrikela. Tı, kurulacaktır. Enver Höca ve komünist arkadağlarının nutuk larına bakılırsa, bütün bu plân- lar Sovyetler Birliğinin emad- di ve manevf yardımı» sayesin- de tahakkuk ettirilecektir. Bu- nunla beraber, Arnavudluk ile Sovyetler Birliği arasındaki mü nakalâtın ancak Yunanistan et Tafındaki deniz ve Boğazlar yo- luna bağlı olduğunu unutma - mak gerekir, Arnavudluk, iki kara komşu- Bu olan Yunanistan ve Yugos lavyalı gittikçe fenalaşan mü- nasebetler idame etmektedir. Sovyet demir perdesi memleket Jerinden başka hiç bir memleket le hiç bir dostane teması yok- tur, Enver Hoca ve arkadaşlatı bu infirattan korkar gibi değil- dir. Hattâ Arnavudluk Markos askerlerine yardım vermekte devam ediyor. Markos askerleri olan Arnavudluk - topraklarına iltica etmek imkânını bulmakta dırlar, İşkodradaki bütün işçi- ler bir ay müddetle çı Tetlerinden yüzde ikisini hükü- Mete terketmeğe mecbı r edil - mişlerdir. Bu para Fraı ada hü Kümete ve bütün istikrar un- surlarına karşı muzir faaliyet- lerde bulunan grevcilere gönde. rilmiştir. Enver Hocanın ülke- sinde batı dünyasına karşı çir- kin propaganda durmadan de- vam edecektir. Bununla beraber Enver Hoca kuvyetli değildir. Dahildeki dağ lar halkı, bilhassa şimaldeki çe teler Enver Hocanın düşmanları dır. Enver Hocanın rejimi yal- nız sahil mıntakalarında iyi te- esslüs etmişse de bunun başlıca vasıtası tedhiş ve zulüm siya: ti olmuştur. Enver Hocaya kar Ş1 bir hareketi tertib etmek müş kül olmasa gerek. Hattâ Enver lışma üc- Hocanın ada: larının Mmüstekreh bir tarzda masun İngi tayfa- larını öldürdüklerini hatırlı ı'(h . î'nn Zaman, İngiliz bahriye sinin bir kaç cüzütammının Arasıma Tuk sahilini abloka altına aimad r.m lı,'wn Bgeleceğini söyliyebili. Binden d AFAN, luğa gö durdurula; tir, BAA Beynelmilel - siyağette “ka bir leke teşkll eden Euve, yeara nn rejimine karşı İngilterenin rekete girişmeleri daima müm- kündür. Bu hususta yapılacak ilk adım Tito Yugoslavyası ile anlaşmadır. Mazide Yugoslavya Arnavudluktan gelen tehlikele- Cevab ve Tenkidlerimiz Ibrahim Güzelce: (İstanbul) — &İstiyorum> ve «Gariblik> gürle- rinizde bazı kafiye hataları bu- lunmasına rağmen, duygularınızı yaşatabilmesine binaen neşrediye ruz. «Gubet Duygüları> böyle anlar- da insanda beliren duyguları ifa- de edememektedir. Bu mevzu ©- kadar küvvetli olmalı Ki muas: Bırların eserlernden bir. başka: ük ve hüsüsiyet taşımalıdır. Ka- fiyelere de Jikkat ediniz. (Dağ) ile (rüzgür) kafiyo olamaz. * Nihda Kaltaoğlu: (Üsküdar) — «Gönlümde Geceler> bizi tatmin «tmedi, «Geceler asır oldu, gün- düzler birer volkans diyorsunuz. Saatin, dakikanın seven veya dert 1 bir insan için asır kadar uzun olabileceği ifade edilebilir; fakat gecenin asır ve gündüzün de Vol- kana benzetilmesi ham bir teşbih yerinde ifade edilememiş bir mü- şahebettir. Eserinizi tashih ediniz. * M. Şükrü Demirel: (Sivas) — «Yolları Düşünüyorum», «Göç Yo- lu> başlıklı şüirleriniz serbest ve zinle yazılmış olmasına — rağmen hiçbir hususiyet - taşımamaktadır Bununla beraber çalışırsanız; ifa eniz istediginiz akıcılığı ve for mu kazanacak istidâda sahip gö- Tünüyor. €Neylesin> de kafiyeler bozuk hece veznile yazılmış şlirleri etld ediniz. Hece vezni tekniğine ihti: yacınız var, Tavsiyelerimize riayetten sonra hazırlıyacağınız yeni / eserlerinizi tekliyoruz. * Melih Özer: (Beşiktaş) — «<Za: Manin Dili> üze.inde fazla konüş. mamız sizi uzecektir. Bu cihetle manzümenizin birkaç — noktasına temas edeceğiz. İlk kıt'ada <Eğer millet yaşarsa bir inucize demektir» diyorsunuz ve ackasından sevebi ortaya koyu: yor «hakkına düşüyorsa günde bir, dilim ekmek> mistanı söylüyor sunuz. Hakikatte bu mısralar ası muksadı anlatamumakta veya s Zin söylemek İstediğinizi ifde ede Temr Ktedir. Tik yisrada milleti henüz yeni Goğucak bir çocuk gibi tahayyü le, eyaşarsa> demektesiniz. Hal buki yaşamaktadır. Sonra günlük istihkakı-olarak hakkına bir dilire ekmeğin düşüp düşmediğini kat iyetle söyleyemiyor, — düşüyorsa> tabirile bir ihtimalden bahsediyor sunuz, Hiciv dill kat'iyetlerin 1fa: desidir. Bu konuda muvaffak ola- çaksınız, fakat yaz Imış eserleri okumak tetkik eaxek gartile... <Gürür» adlı. hikâyeniz, başka 'yerde neşredildiğinden, bizce neş- Tine lüzum kalmadı. Hakkı Ünver: Ankara) — Tit- rek Zeliha başlıklı hikâyenizde ya- ratmak istediş Z Üp, — hakikati lazım gelirse bizi üz- dü. Biz bir kadın memurun, bu de Tece hayasız olabileceğine kani de- Biliz. Sonra kullandığınız bazı ta- itiraf etmek birleri müstahcen bulduk. Bu hikâ yeniz bize ümid verdi, sizin daha Büzel hikâyelerinizi bekliyoruz. e All Riza Özer; (Ankara) — İti- Taf başlıklı hikâyenizi çok uzun bulduk. Kısaltmayı, size bırakma- yı daha uygun gördük. Turhan Ediz: — (Sultanahmet) (Birleşen Mazi) ve (Seviyordum) isimli hikâyelerinizi okuduk. Sizin bu Konuda çalışmanız lâzım geli- yor. * Mustafa Aydogan: — <Hayatı- min Sonunda> başlıklı hikâyeniz bize yeni birşey vermedi, Artık aşk ve ıstirap hikâyelerin, insan- ları meşgul edemiyor, kaleminizi orijinal mevzularda deneyin Tevfik Tanca — <Tesadüf> baş Jiklı hikâyenizi işlenmeğe muhtaç bulduk. Mizahi konuda yazmış ol- duğunuz bu hikâyenizin biraz da- ha Üzerinde durunuz. Nafiz Sevilen: — <Mehtap Ka- din> başlıklı hikâyemiz konusu barile, çok bayattır, 'Tasvirleriniz, Ççok uzundur. ve yersizdir. Üslü- bunuzda bir hususiyetten ziyadeo tesir altında kalış sezilmektedir. Daha başka hikâyelerinizi bek- Tiyoruz. —————— —.. bilirdi. Batı dünyası diplomat rının vazifesi ağikârdır; Yugos lavya ile Yunanlstan arasındakl dostluğu ihya etmek, ıztırabları hududsuz görünen zavallı Yuna nistanın ağır yükünü hafiflet - mek, Yugoslavya istiklâlini kuy vetlendirmek, nihayet Enver Hocanın haydutlar yuvasından kürtulabilmesi için Arnavudluk ma Yunanlatanla ittifak etmeği halkına yardımda bulunmak » tır. YENİ SABAH GEYVE Bu diyar çok güzel bir girin belde, Zevkine doyulmaz sabahı — vardırg Dağ denip gözleri çeken engelde Sayısız yılların bin ahı vardırı. * * “Yamacı süslerken yeşli bağları, Sârartır ovayı altın başaklar; Burada hayatın geçen çağları Hergünden Bir mesut hatıra sakları., * * Sararken ruhları engin türküler, Sakarya ahenkle köpürür çağlar; Mevsimler ılıktır, her varlık güler Burada sadece bulutlar ağlar, Muammer EMRE * Bir yaz hâtırası .Ey şen ve alev saçlı cenubun gülü, kimsint Sen Barbarosun yurdu güzel Ak Denizisin, Kardan tepeler, mavi ufuklarla bizimsin, yerdu güzel Ak Denizisin, * * Antalya, güneş, bahçe, havuz.. Sevgi çağında Baygın uyuyorlar bu Ağustos sıcağında. 'Yelken ve köpük hepal ipekten kucağında, Sen Barbarosun yurdu güzel Ak Denizisle Ai Ustünde limon dalları, altında şelâle, Baktıkça yüzünden utanır bağdaki lâlet Akşam gibi karşımda batıp gitme hayâle, Sen Barborosun yurdu güzel Ak Denizimsir, Nahid Abdülkâdir GÖKÇÖL * UNUTULUŞ Aör 3Ldene hiç? Hayat boyunca Bir kaç damla göz yaşı, Biraz sahte teessür, 'Ne yetmez be adam... Anan, baban, Ve nikâhlı karın. Gizlice seviştiğin komşu kızıf | Fâni dünya bu, derler, Günler geçer, yas biter. Sonra eski tas, eski hamam. Yine güneş doğar şarktan, Garpte batar, Ve bakkalın çırağına göz kırpar, Komşunun kızı. Maclt BAYSAL * İstemesen'de.. Birgün gelecek ki, açılacaksın Beyaz güller gibi o zaman sen de Ve bir hâyal için çırpınacakdın 4 Bevmek istesen de, istemesen de... Kemal KUMBAĞI * YÂRE DESEM Elimde bir gül var; kokmuyor yürlm; Na gül desem,; Bahçemde bülbül var, uçmuyor yârim $ ü desemş oK çak Gurbet ile giden yolum var yârim; Bilmem gelir misin? Yola gel desem; Gücüne güvenir kolum var yârim; Bilmem girermisin? Kola gel desem, Bahri ULAŞ * Bir Garip Gönül Ne dert anlamaz bir garip gönlüm var Şu kış ortasında yazı isterim. Gitmiyor içimden deli arzular, Nağmeler içinde sazı isterim... Kt Bir garip kuş oldum kaldım gurbette Günlerim cefa ile geçmez elbette., Şu ateş içinde nazı isterim, Yalvarsam yakarsam bitmez her dertte AÂpık Kul MEHMAT * * İstiyorum Kaptırarak ruhumu hayâl akıntısına Birden cogup taşarak çağlamak istiyorum, Bedbaht gönlümü atıp mâzimin ortasına Hıçkırarak ağlamak, ağlamak istiyorum, latiyörüm'bir keval Hasln, hasla inleyip Dinmeyen feryadımı, derdimi bestelesin, Ve bir dost tstiyorum kederimi dinleyip | 'Akan gözyaşlarımı tesellilerle silsin, Tbrahim GÜZELOR * UNUTTUNMU | Böyle elim gakağımda Barar acı hal beni Derim en güzel çağımda, Bon saatim gel al beni, * * | Borma niçin, nasıl, neye Giderim hep bir teviye Odur, Odur odur diye, Sürükler bir hayâl benj | * * Yolculuk ah, bu yolculuk! Beni getirmeyen ufuk... Ben, o gözü yaşlı çoculı; Turhat YÜCRE ——— | | l | | | Takadı kim attı ? Kompartımanın bölmesinde — Üç kişi idiler. Birisi uzun boylu, za - yıf, içi içine sığmıyan ve bakışla- Tından çok zeki olduğu anlaşılan bir Amerikalı. Diğeri uzun boy - Ju, sarı saçü, mav: gözlü bir Al- mandı. Uçüncüsü ise orta boylu, şişmanca, kumral ve soğuk ba - Yışlı bir Rustu. 3 üde yerlerine ku rulmuş hiç konuşmadan birbir - lerini gizlice süzerek etrafı sey - rediyorlardı. Tren küçük bir is - tasyonda iki üç dakika durmuş, Fenüz harexete geçip yola ko - yulmuştu ki kompartımanın ka - pisi açılmış içeriye önden yaşı - min geçmesine rağmen güzelliği ni halâ muhafaza eden, gayet sâ de fakat şık giyinmiş bir kadın arkasından da çok güzel bir genç kız girdi. Sata sola bakıp otura- cak yer arayarak Üç yolcunun bu lunduğu bölmeye geldiler, İlk ön ce Amerikau, arkasından da öte- kiler ayağa kalkarak yeni gelen- leri nezaketle salAmlavyıp — ver gösterdiler. Birbirlerine benzeme- lerinden ana, kız oldukları anla- şılan yolcular teşekkür ederek o- turdular. Uç yolcu uzun mesafe - lçri yatnız geçirmiyeceklerine se- viniyorlardı. Rus daha — şimdideri harekete geçmiş, anne ile ahpap olup şundan bundan konuşuyor - lardı. Amerikalı ile Alman — kızı tetkik ediyorlardı. Almanın dü - şünceleri şöyle Idi İnsanın nefe- sini durdurucak kadar güzel ba - kışlı gözleri saklamak İsteyen, her biri birer hançer olan kirpik- ler, ucu havaya kalkık küçük bir burun, kalınca dudaklar, arasın - €an görünen inci gibi dişler, Bü- tün bu güzellikler — çerçeveliyemn baş ve başı süsleyen gayet yumu- şak hafif dalğalı altın gibi saç - lar. Tam mânâsile nefis bir vücut mltenasip bacaklar, — Amerikalı ise bütün bu güzelliklere bir tek annesi ile aapaplığı ilerletmiş. Ne reye,gideceklerini öğfenmişti. A - na kız karisı ölen oğlunun yanı: 'na gidiyorlardı: Annesi ile konu- san yolcuya ehemmiyet vermiyen kız ara sıra göz ucu ile genç ve yakışıkla “Amerikalıyı süzmekten geri almıyordu. Almanın esrar- h bakışları <ında fena halde Yılmiştı, Busu-fark eden Ame « zikalı da Almana sinirleniyor, çat | mak İçin bahane arıyor; zeki Böz deri; fi fıril dönüyürau, 'vam bu Sıirada tren bir tünele girmiş or- talık zifiri bir «Karanlığa bürün - Tüştü. Henuz bir süüye geçiie - Gen bir öpücuk arkasıncan aa ku Jâkları çinıatan bir Tokac sesi 1 #itildi. Herkes kendi kendine dü. #ünceye davnış bu hacise üze - Tine Tikirler yuruyordu. dik once en büyük olmak aciayısi ile anne 'nin arkasından da öLekilerin 'du. üncelerini anlıyanım. “Aferin kızıma çok iyi yaptı doğ Tusu Kendisini yoj — arkadaşların dan biri öptü oda haklı olarak tokatı attı. KHUS 186 Ya Alman, ya Ame- Tikalı kızı yahut annesini — öptü tokadı yedi, #ai? ahderikalı yahut da Kus Kizı öptü ne çare tokadı yere ben yedim, Kız annesi hakkında: Brova an neme tam yaşına göre hareket et t Üç yolcudan biri öptü oda en Büzel cezayı verdi. Zeki Amerikalı izşe: Oh!.. Biraz ferahladım şu Alman artık so -| Buk bakışları ile — kızcağızı ra - öpüp Almana tokadı atmak gel- Mmese idi, hem kız hem de ben ra hatsız olacaktık, diye seviniyor - dü, Tren tüneiden çıkıp son — hızla yoluna devam ederken Rus ka - dınla sohbeti kesmiş Alman, to - kadı kimin attığını düşünüyor ve önüne bakıyor. Amerikalı ile kız ise — gayet müsterih ilerde başlı- yacak — dostluklarını gözleri #imdiden düğümlüyorlardı. Fahriyo SÜREL haksız ile TERMAN LİNE Kumpanyasının Amerikan Bandıralı HURRİCANE vapüurun 15 şubata doğru Timanımızdan hareket edeceğinden Marsilya ve Şimali Amerika için yolcu ve yük alacak- tır. Fazla tafsilât için: Galata Yeni Han 2 ol katta Gilchrist Walker et Co.Ltd.e müracaat, Tel: 42064 SAVKAS S Elektrik santral ve transtor- matör binası yaptırılacak İller Bankasından 1 — Afyonda yaptırılacak (75.533.48) lira kegit bedelli elektrile santral binası inşaatı kapan zarf usulü ile eksiltmeye çı - karılmıştır. 2 — Teklif zarfları 1/3/949 Salı günü sast 12 ye kadar Anka- ra'da İller Bankası Teknik İşler Müdürlüğüne verilmiy olacaktır. 3 — Teklifler 1/3/949 Salı günü saat 15 de İller Bankası Sa « tınalma Komisyonunda incesenecek ve komlsyon kararı İdas re Meclisince kabul ve tasdik olunduktan sonra ihale ke » sinleşecektir. 4 — Istekliler bu işe ait keşif, proje ve- fenni evrakı İller Ban- kası Muhascbe Müdürlüğünden (10) ilra mukabilinde —ala- bilirler. 5 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin (5027) liralık gecl teminat vermeleri ve; a) En geç 25/2/949 tarihine kadar Bayındırlık Bakanlığı « na müracaat ederek bu işe girmek Üzere belge almaları, b) (50000) Liralık bir inşaatı muvaffakiyetie başardıkları « 'na dair belge gösterineleri garttır. 6 — Bu işe ait bilcümle Devlet ve Belediye vergi ve resimleri; Noter ve harç masrafları ve bunların zamları işi alana ait olacaktır. 7 — Banka ihâleyi yapıp yapmamakta ve işi dilediğine vermek- 'te tamamen serbesttir. — mıs — San'at Okulu Mezunu ÖL işçi Alınacak 1 — Izmit civarında bir yerde çalışmak Üzere askerliğini yapmış ve 25 - 30 yaş arasında san'at okulu mezunu, günde « likle (8) elektrikçi İşçi alınacaktır. 2 — Bu işçilerin yevmiyeleri yapılacak sınavda göstere « cekleri kifayete göre takdir edilecektir. 3 — Kendilerine yevmiyelerden başka yemek parası, evlilik ve çocuk zammı da verilecektir, 4 — Kabul olunanların yapılacak sağlık — muayenlerinde yi sonuç almaları ve komutanlıkça tertiplenen taahüt, senee dini kabul etmeleri gerektir. 5 — İsteklilerin en geç 21/Şubat/1949 gününe kadar aşağı « da yazılı belgelerile Komutanlığımız — V. ycı gübe — Müdür « lügüne baş vurmaları ilân olunur. 8) Dilekçe b) Kimlik Cüzdanı €) Okul diploması &) İyi hal kâğıdı €) Aşı kâğıdı (bir yılı geçmemişi £) 6 adet vesika fotoğrafı 6 — Sınav 21/Şubat/949 saat 14 de Izmitte Komutanlık VI. Şubede yapılacaktır. — 246 - 1601 — —i İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğünden 1 — 12 kalemde 14999 lira kiymetinde muhtelif. eşya 25/2/1940 Bünü (12) kalemde 10.067 lira kıymetinde muhteli eşyu 28/2/194A ci nü (18) kalemde 35.260 lira kıymetinde muhtel't eşya 4/3 194 nü, saat 13,30 da açık arttırma ile. 2 — (3) kâlemde 22.500 Jira kaymetinde muhtelif eşya 8/3/1949 Bgünü, (3) kalemde 28.000 lira kıymetinde muhtelif eşya 10/3/1949 Bünü saat 13,30 da kapalı zarfla.. “3 — Bunlârdün başka İiymeti (50) lirayı geçmiyen muhtelif e- ya, ayn! günlerde yukarıda yazılı satışlardan sonra açık arttırma Eminönü Reşadiye caddesi Satış Gümrük Müdürlüğü salonunda satılacaktır, S escen 'a 4 — 1, 2, 3 üncü fıkralarda yazılı eşyanın müfredatlı cins ve kıymetlerini gösteren listeler, Satış Gümrük Müdürlüğü Mezat salonu bYapısında, Belediye Mezat salonunda, Başmüdürlük binası zemin kaa tındaki Giriş Gümrük Müdürlüğü Mznifesto ve muhasebe - servislerk 'Nir bulundukları salonlarda ve Başmildürlük Levazım servisi kapısını da asılı bulunmaktadır. Aşağıdaki telefon numarasından her — türlü izahatın ahnabileceği de ilân olunur. TELEFON No: 23219 (1635) 2000 Adet Hububat — Örtüsü Ismarlanacak Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüği..Jen Açığa yığılan hububatın hava tesirlerinden korunması için 8X8 metre ölçüsünde 2000 adet hububat örtüsü satın alınacaktır. Örtülerin ölçüz — nitelik ve özelliklerini ve sipariş gartlarını belire ten resim ve şartlaşmalar, Ankara'da Genel Müdürlük Malzeme Mü«s dürlüğünden, Istanbul'da Afyon - Malzeme — İşletmesinden — İzmir'da Bölge Müdürlüğünden 25 lira karşılığında tedazik edilebilir. Isteklilerin bu şartlaşmalardan temin edip usulü dahilinde hazır« lıyacakları teklif mektuplarını en geç 15.3.1949 tarihine kadar Genel Müdürlük Malzeme Müdürlüğüne tevdi etmeleri ilân olunur. (1554) a PARKER Oluink SOLVEKS ihtiva eder Burada gösterilen ilmi tecrübe, Solveks'i havi ÇUİNK mürekkebinin ihirli kudretini ispat etmektedir. Bu şayanı hayret, mü- rekkep kaleminizi* yas zarken temizler,ytıkany malara son, verir,” vcu muntazam Sürette bese ler ve derhal yazmaya Alelâde mü. rekkeplerin biraktığı tikae yıcı tortu, Su ilâve 6d Tince, tortu erlmeze sağlar. Kalem - dertlerini ber- taraf eden ÇUİNK mürekkebini alınız 4 sabit ve 5 “yıkanır Şimdi renkte mevcut — olan şimdi Hayret ! ÇUİNK . mürekkebi SOLVEKS | vortu biranda yıkanabilen'renkleri ev 'ümizi erimiştir. ve mektepler 'için “şün 'THE PARKER PEN COMPANY Türkiyede Mümessili ELİ BURLA 've ORTAKLARI - Galata; İstanbul 2 onu TU 0.8$ —  onu TL 1.23 — 16 onu T 3.00, 32 onu TU 5.00 — Geloni TL 17.50 y Suparehrömen TL. 1.80 |