10 ŞUBAT 1939 İngiliz hemşireler Derneği Başkanı geldi Şayenü Bugün Gurebada bir konferans verecek İngiltere * hemşireler başkanı Miss Meak Manuş uçakla şehzimize gelmiştir. Uçak meydanında İngiliz kül - tür heyeti reisi ve sıhhat müdü- rü Falk Yargıcı tarafından kar Şilanan Hemişire vendisiyle görü- şen bir munarririmize şunları söy derneği dün lemiştir: <— Türkiyeye İlk defa geliyo- rum. Yalnız geçen sene Tahrane Jan, Londraya geçerken İstanbul- da bir gece kalmıştım. Bugüne kadar her tarafta mem leketinizin güzelliği hakkında çok geyler işittir. İstanbulda — yarın (Bugün) Guzaba hastahanesinde sağlık hizmetlerlide modern hem gazuunda, Cuma hastahanesin Bgürü — Cerrahpaşa :Modern kemşire okullarını mevzuunda, Cumar| Eminönü Halke - nşirenin hay tesi günü de Talebe mevzuunda bil ti er konferans v Pazartesi akşamı Ankaraya gi- deceğim ve orada dört konferans vereceğim.» Miss Meak Mausün — bilhass: cumartesi günü vereceği konfe - rans hemşire olmak İst kızlar için ehemmiyetli mektedir. İngiliz hemşire ayın 19 unda İzmire de gidecek ve 24 ünde Londraya hareket edecektir. F. Rıfkı Hikmet Bayura yeniden cevap veriyor (Baş tarafı 1 incide) Bankasının buradaki rolü tabi bir banka muamelesi yapmak. tır) diyor. Atay, Bayurun diğer bir fık- rasına cevaben de, C. H. P. ile D. P. yi bir seviyede - tuttuğa, Millet Partisini ise ayrı göster- diği yolunda Hikmet Bayur ta- rafından ileri sürülen mütalea- yı cevaplandırarak yazısını şöy- le bitiriyor: «İç politikada beraber olmak, Halk Partisini ve Demokrat Partiyi nasıl yine karşı karşıya iki parti olmaktan çıkarmazsa garb medeniyetciliğinde ve mil- liyetciliği koruma . prensiplerin- de birleşme de onları vazifele- rini yapmaktan — alıkoyamaz. Millet Partisinin de ayni daya- nışmaya katılabilecek bir tekâ- müle uğramasını isteriz. İrtica' ve bolşeviklikten han- gisi iktidarı ele geçirirse bu memlekette demokrasi kalmaz ki partiler kalabilsin. Hasan Cemil Çambel'in — | Ulustaki makalesi Ankara: 9 (Hususi) — Bu- günkü Ulus gazetesinde <Türk- ce ezan ve tekbire> dair başlığı Itında , yayınladığı bir yazıda san Cemil Çambel, ezan ve tekbiri ilk defa türkçeleştirenin Atatürk olduğunu anlatmakta ve Atanin bu işi yaparken Ha- fız Sadettin, Hafız Yaşar, Hafız Ke ve Hafız Burhanettin ve arkadaşlarının iştirâki ile t2c- rübeler — yaptığını ve ilk defa Dolmabahçe sarayında Türkçe olarak okunan ezan ve tekbir- den sonra bunun halk - önünde Ayasofya camiinde tekrarlandı- ğını ve orada bulunanların Al- lahın sesini kendi dili ile auy- * maktan gaşyolduklarını yazınak tadır. Ankara: 9 (Hususi) — Türk ce - Arabca ezan üzerinde tar- tışmalar Falih Rıfkı ile Hikmet Bayur arasında deva mederken bugünkü Ulusta Hasan Cemil Çambelin bir yazısı çıkmıştır. Bu suretle tartışma sahası ge- nişlemektedir. Hikmet Bayurun cevabına da, Falih Rıfkının ye- ni bir cevab vermesi — bekleni:- yor. Hasan Cemilin yazısına kargı Hikmet Bayurun mütaleasinı sordum. Bana dedi ki: (Hasan Cemil Çambel zahiren Falih Rıfkının iddiasını takv ediyor, fakat hakikatte benim | öylediğime geliyor. Çünkü o- nun anlattığı vakalar yâni Ata türkün ezan meselesi ile iştigali ölümünden 7, 8 yıl öncedir. Bu- na Trağmen ölünceye kadar, | Türk ezanını mecburi kılan bir kanun - çıkartmamıstır. Bu da steriyor ki böyle bir arzusu | okmuş. Şimdiki kanun İnönü. | nün Cumhurbaşkanlığı ve Refi! Saydamın Başbakanlığı zama - nin da çıkmıştır. Atatürk ibadet meselelerine bir de örtünme 1: ne karışmamıştır. Örtünmenin de kültürün ilerlemesi say her gün azalac oldu.) alkevi ve l'ı;ıllu)ı'lzılanw Yeni B ı ki öyl 9 (Hususi) - 1 beş Halkevi ile ( ilacaktır Halk Odalarının sa, Bu elli| ATA, 1 4806 yı — adüman A | mileri gösterip, bir defa daha bulmaktadır - MA DDT AR gokluğundan Vatan, Ne Hudud! Kkamızı koyamadık. islmil tefri - Okuyucula - Funizdan özür dileriz, İngiliz Homştreler Derneği Başkanı dün Yeşilköy havameydanında kendi: Benzine yapılacak zammın yaratacağı pahalılık Büdce Komisyonunda | yapılacak 11 kuruş zammın hayat pahalılığına tesi ) (Hususi) — E Ankara; u b yapılacak zam Abaza Basri (Baş tarafı 1 incide) len Basri ile konuşmağa muva£ fak oldum. Üzerinde yeni dikilmiş elbi sesiyle bir salon gencinden farksız görünen Basri Er- soy, saçlarını - itina ile ta- ramıştı ve Duglas tipi bıyıkları bulhassa nazarı dikkati çekiyor- duü. Bu halile Basriyi bir soş- güncu olarak vasıflandırmak hakikaten güçtü. Kendisiyle daha evvel burada teslim olduğu sırada — konuştu- ım halde beni tanımadı veya hutırlamamış gözüktü. Hapishanede ne ile meşgul ol- dnğunu sordum: Gazete, roman okuyorun, dedi. | — Bir refikiniz, hapishanede | yaktinizi ibadetle geçirdiğinizi | yazmıştı. | — Namazımı da kılıyorum. — | Beni nezaketle cevaplandıran Basrinin yanından teşekkür e derek ayrılırken: — Sizden bir ricam var, dedi. — Buyur, dedim. € Çok rica ederim, bana cu- navar diye hitap edilmesin. Duruşma başlıyor Duruşmaya saat 10 da başlar dı. Basri Ersoy ve bu soygun- culuğa iştirak ettikleri iddia ©- dunan diğer sanıklar da duru; ımada hazır bulunuyordu. | Daha evvel hiç bir suç mediği için avukat tutup kendi- | ni müdafaaettirmiyeceğini, har- edeceğini söylediler ini karşılayanlar bir arada milletvekilleri, benzine bitirm tasarısı ge si başına on bir lınması süretile kabul edilm Konuşü ve Tartakılıç benz'ne zammın ha yat pahahlığına tesir münakd> işlerinin pahalılaşaca - ğını ve pahalılığın nihayet halka ve 2 tesir edeceğini söyli - istediler, Ahmet Re.nzi Yüreğir on bir kul rüş yerine hiç olmazsa sekiz ku- rüş alınmasını, — böylece de elli kuruş bir tenezzül olaca -| Pını söyledi. Remzi Yüregir an lattığına göre, bir kamyon sene| de bin teneke benzin — yaktığına göre senede bin beş yüz lira farlk yerecek, tazsiler ikt yüzelli tene- ke yaktıklarına güre dört yüz ll- ra fark vereceklerdir. Halbuki se kiz kuruşa indiği zaman kamyon- lar bin Hra, takatler iki yüz alt - miş İra fark — vereceklerdir. Ziraatte — dört bin yedi yüz buluumaktadır. Bunlar pacakları wyazinin dö - hümünü elll kuruş fazlaya yapa, caklardır. Bu hal hem istihsalin mâliyetine, hem şartlı edecek demiştir. Kimler ve hangi müesseselor. beyannama verecekler Ankara 9 (Telefonla) — Bugün- kü komisyon topl esnası la Ahmet Oğuz edeceğini, eşyı yerek tasasının reddini teneke tesir ntısında, tasarıe ya eklenen ve ellerinde benzin bu- Tunduranların verecekleri beyanna- d olan madde de müz. tâ Türkiyeni men namalı avukat- lazının teklifini dahi reddetti. ni söyleyen Ersoy'a akrabala rı tarafından tutulan avukatı ve | er sanıkların - vekili avukat Sa!âhaddin Gücan da kulunanlar arasında idi. | Celse açılıyor. Celse açıldığı zaman Basrinin | okuma derecesinin ne olduğu hakkında Akçakoca Maarif Me- Murluğuna yazılan müzekkerc- ye gelen cevap okundu. | Cevapta Basrinin 933 sene- | &inde Esma Hanım ilkokulunu | bitirip diploma aldığı bildiri! yordu. Evvelce okuma yazma bilme- diğini iddia eden Besri'ye Baz- kan: — Basri buna ne dersin, Ha- ni sen hiç mektebe gitmemiz- tin? Basri hemen ayağa kalktı: — Hayır efendim, dedi; ben © mektepte 3—5 gün okudum. — Nasıl olur? Bu cevap ya- laa mı? Mektepte resmi kaydın var ve bir de sana diploma ver- mişler. | Kaydım olabilir. fakat ben o | mektepi dim, — Peki; böyle yazmayı nasıl öğrendin? - Bolu cezaevinde öğrendim. | Ancak matbaa harflerini okuya Hiliyorum. Reis, Basriyi yerine oturttuk- ten sonra, diğer Fanıklara, ev- raştırma neti- mez okuyup diploma alma | lerinde yapılan ilâh cesinde bulunan ra bu silâhların kendilerin d olup olmadığını sordu. Sanıklar, silâhların kendileri- ait olduğunu söyledil. ü1 - mahallind. unda otobüs B duğu sırada Bakkal bulunan boş kovanların bu silâh Jara ald olup olmadığının tesbiti | için bir rarlatırıldı. Tanıklardan hiçb kufa havalesi ka -| & olmadığı için bunların zabıta - ve kabul edilmiştir. Buna göre, ka man yürürlüğe girdiği tarihte elle rindo benzin bulunduran husust şa- hıslar, beyannarne vermiyeceklerdi Fak: Xe Tğirkek mütaöladil ri, satış mül ri, perakendı ler v> benzin işlerile iştigal eden bi Tf müesseseler beyanname bi tutulacaktır. Kanun yü girdiği tarihte elinde yüz kilodan az benzin bulynan perakendeciler, b lerdir. K Bu “ Vali Lürfi Kırdar (Baş tarafı 1 incide) vunun gecekondu dâvasını halle- Ceceğini zannediy Bunun dışırda İstanbulun fet - Kininin 300 Üneü yıldönümü ha - zırlıklarile ilgili olarak — kurulan Komlsyonun başkanı Millt — Eği - tim Bakanı Tahsin Banguoğlu ile Konuştum. Eski eserlerin korun- ması İşi ile Bakanlık meşgul ol- duğu cihetle Bakan, 1953 € kadar Fatih ve Süleymaniye medrese - derinin restorasyonunun tamam - lanacağını söyledi. Bu arada - biz e halk tarafından teğkil oluna - ile Rumelihisarını tamir etmek Isti » yorüz. Yapılan tahmini hesapla - ra göre, bu Iş bir milyon - liraya ihtiyaç göstermektedir» cak bir kooperatifin yardımı n sonra Vall Kırdar, ll ler İdaresi yakında bu ka nunla “İdare amirlerine geniş sa- lTâhiyet verileceğini ve Meclisi lacağını vermiştir. kanununun ediyı yapı: seçtmlerinin 950 söyleyerek sözlerine Ka ge S Hindistan El d Londradan (Baş tarafı 1 incide) ğı siyasi ve zorlu meseleler kar şısında Türk halkının gösterdi- ği cesaret büyük bir takdir u- yandırmıştır. İngilizlerin devlet başkanı İnönü 've Dışişleri Ba- kanı Necmeddin Sadak'a çok |: tim vardır. Bu arada büyük elçi muhar- ririmizin Hindiştan - Amerika ca araştırılmasına, Basri hakkıı da da adam' Öldürmek suçunda yapılan soruşturmu ile inicn luk dâvasının birleştiril: gene soygun mahalinde buluna: durülması İçin Ge Bın tallimat yazılmasına karar veri -| Vp mahkeme 3 Mart 949 gününe | tâlik edildi. | Belâmi SAV İ münasebetleri hakkında sordu: Amerika ile münasebetl: rimi: dostanedir. Amerika Hindistan arasında yeni bir dostlük anlaşmasının — esasları | hazırlarmaktadı | Büyü rın akşam An YENİ Şefik Hüsnü hakkında İstiklâl mahkemesinin hazırladığı ddsya ne oldu? Ankara, 9 (Telefonla) — Dr Fahrti Kurtuluş, Meclise verdiği goruda evvelce komünist lideri Dr. Şefik Hüsnü ve İstanbulda- ki komünist arkadağları hakkın- da hazırlanan dosyanın 933 yı- linin Aralık ayında hükümet morifetile Meclisden — alınarak İstanbal Adliy gönderildi- ve bir daha iade edilme- i, eseleyi soruşturduğu zaman dosyanın İstanbul Adli: yesi yangınında yanmış olduğu- 'nu öğrendiğini söyliyerek — bu vesikanın ziyaına kimler tara- fından sebebiyet verildiğini, bu dosyadan bilistifade hangi ta- rihte hangi duruşmaya — ba- kıldığını, hükümetin Meclisden aldığı başka dosyalar - olup ol- madığını Başbakandan sormak tadr. ğir İstanbul adâlet sarayi için (Baş tarafı 1 incide) curet Bakanı cevap vererek An kara çimento normunun tadilt 1 - çin çalışıldığını, bu nokta Üze - rinde duracağını bildirdikten son ra goruda iddia edildiği gibi Si - yastaki Çimento fabrikasının ye di milyon liraya değil üç milyon yedi yüz bin liraya inşa cdlldiği- ni ve loğmanlar için de bir buçuk küsur milyon lira — harcandığını göyledi. Bakan bu müessesenin umumi- yetle zarar sebeblerini | Ge izah edecek bunda meselâ fab rika için açılan mektebin öğret - Menlerine verilmekte olan maaş- Jar gibi haddi zatında Mt Eği - tim Bakanlığınca ödenmesi gere- ken cihetler de bulunduğunu bu meseleler üzerinde etüdler yap tırmakta olduğunu belirtti. Sivas taki kiremit fabrikası hakkında) da Bakan bu hususta tetkikatta bulunduğunu, aldığı cevaba gö - re bunun tekâmli! halinde oldu - Hunu ve hassasiyetle üzerinde du Tacağını söyredi. Kürsüye gelen soru sahibi in- şaa mevzuunda — mühim bir ko - 'nu olan çimento ihtiyacı üzerin- de durarak çoğu zaman bunu ka raborsadan temin etmek zorunda Kalındığını açıkladı ve şöyle de- Şayet Bakan eçimento 'fabri -| Kazını yapan mütcahhitleri tes - bit edecek olursa görecek ki hep- Si birer milyoner olmuşlardır. Bu fabrikanın ön bin ton çi - mento vermesine benim #klım er, Ymiyor, bu Çok büyük bir farktır. Cemil Barlasın verdiği cevab etmesi ve Tekrar söz alı heti açıklıyacağıri “bildirerek ev velâ yanımızda çalışanlar — bizi aldatmazlar, şayet — aldanıyorsal bu hakik Arkadaşım bu sı -| tatı bize ihaan edemez, Sonra De) Dizyollarına tayin edilen arkadaş, 4 Barlas, iki cl- tır akikaten çok değerli bir arka - dağtır. Benim kalemi mahsus mü Gürlüğüme vekâlet etti, fakat bir müsteşar gibi liyakatli ve bir ar, Kadaştır. Dıha kaldığı efisde de büyük — başarılar gös - termiştir. Barlas Denizyolları idaresinin en büyük ihtiyaçlarından birinin de müuhasebe olduğunu — kaydederek bilhassa bu cihet dikkate alına - evvelce rak bu tayinin yapıldığını — izah etti. Bu zatın Behçet isminde bir kimse olduğu öğrenilmiştir. İstanbul Adalet Sarayı meselesi Sedad Pekin İstanbulda yaptı- rilacak adliye Sarayı — hakitında Ki sorusuna da Adalet Bakam Sir men cevap vererek bu — hususta #imdiye kadar bir çok mahalleri düşündüğünü, fakat bu — hususta gerek tarihi ve gerekse maddi ba Kımdan kargıtaşılan güçlükleri 1 Zah ettikten sonra kesin bir ka- kdinde olmamakla beraber et son düşüncenin Babialideki 'Tom k ile Vilâyet arsası içine iki kı-, halinde yapdması olduğunu, akat bunun henüz katiyet kes betmediğini Bakaılar - Kurulunca virilecek kurardan sonra — keminle ceğin! açıkladı. dad Pek, şimdiye kadar — bir arsa bi Yit e unamamasını giddetle ten bu sefaletimiz — içindi olmadığı- büyük ihmal bulundu. Adliye Sarayının erek lüse kalkmaya mahal mi, bu. işte pu ErTan yıl dönümünda buraya çelenk konmasının manasının bir istihza olduğunu sert bir ifade Jle beyan etti, Tekrar Adalet Bakanı ve görüşlerini birer kere daha açıkladılar. dad Pek, söz, alarak Bu konuşmalar sırasında Nazım ( Poroy sık sık söz almak iatedi -| &l görülüyordu. İhtarda — bulunan Düşünsel, (zatıal! bir Betğ £ | 4 yoktur efenllim) diyerek F Bu konu ile il K Tkinct yun'da bir takrirver lar SABAN Üün göçmiyor ki; gazetelor Haklıdırlar ĞA * rinm'an menrün Bip heti yaralalalıi KA rini vermesin. Mecliste bir kısım mobuslar kıya met koparıyor 1 — Memurların mal boyanına ta- bi tutulması korkunç bir terör olur. Hattâ Meclis başkan vekili Feri- dun Fikri Düşünsel de bu kanaat- te. Belki de daha bir çok kodaman dar ayni Tikirdedirler, Şair, sanki bizim bugünkü hati- mizi düşünmüş de şu, dört başı mamur beyti no güzel düşürmüş: Sahib-i bağ olaydı uyanık Çeşme olmazdı başından bulanık! Ertuğrul ŞEVKET Uyanık olalım (Başmakaleden devam) zer matbuat kanunu bulamadı- ğını tekrarlasın. Mahkemeleri - miz ve temyiz- mahkemesi mat- buat dâvalarından nefes alarak başını dinlemek imki bulama- dığına göre bu kanunun ne ka- dar hi eti sağlayıcı olduğu kendiliğinden anlaşılır Emeklilik kanununa da dolam baclı yollardan gidilerek, demok rasi ve hürriyete aykırı bazı hü kümler konmak istenildi laşılıyor. Daha iki yıl € niversitelerimize muhtariyet ve- rildi ve bu yüksek milesseseler kendi kendilerine idare edilme- ğe memur edildi. Bir çok nok- talarda profesörler memurin kanunu umumi hükümleri çerçe vesi dışında bırakıldı. Şimdi te- kaüd kanunu dolayısile ve do- lambaclı bir yoldan — gidilerek yeni kanun İle verilmiş olan im- kânlar geri alınmak İstenilmek- tedir. Tekaüdlük yaşı bütün me- murlar gibi profesörler için de nihai olarak 65 yaş kabul edil- miş ve üniversite kanunundaki husust hüküm kaldırılmıştır. 65 yaşından sonra ancak Maarif Bakanın İsteğile hoca tekaüld- lükten kurtulabilecektir. Halbu- ki evvelce bu hak tünlversite se- natosuna — tanınmıştı. - Böylece profesörler yine Maarif Bakanı- nın vesayet ve mürakabesi altı- na giriyorlar ve vazifelerine de- vamı onun İşaretine borçlu olu- yorlar, Böyle bir hükmün muh- tariyet esası İle telifi nasıl ka- bil olur? Hükümet, hiç oralı gi Tünmeden ve pek uzak yollar - dan gelerek muhtariyeti yeniden baltalamış oluyor. Bütün bu saydığımız — mi- sallerden dolayı yeni tasarılar kanuşulur ve İncelenirken mil letvekillerinin, — mulalif veya Halk Partili, uyanık olmaları ve âmiyane tâbirile faka basmama- ları Tâzımdır. Demokrasiyi yerleştirmek ve ona alışmak kolay mı? YENİ SABAH Filmler kontrol nasıl ediliyor ? pEd y Dr. Fahri Kurtuluş Başba- kanın izanat vermesini istedi Ankara: 9 (Telefonla) Doktor #ahri Kurtuluş, Parti Grupuna verdiği bir takrirde Ankara sinemasında geçen haf- ta oynamış — olan (Vatan ve Aşk) tilminin bir komünist pro pagandası - oldugunu, hattâ (s- Panya seririnin ae hariciyemize bu film hakkında bir ricada bulunduğunu zikrederek — (Bi film başka yerlerde de gösteri- lecek mı, fümleri kontroi eden heyet, kontroilerini ne gibi esas lara istınad ettiriyor) aemekte, bu hususta başoakanın cevab vermesini istemektedir. Ankara; 9 (Telefonla) — A Şırı Bak ve sol cereyanları hak- kındakı komisyon yarın mesui- Bine devam edecektir. Komiayon Süreyya Orgeevren, Mekki Hik met Gelenbeğ, Hulki Karagülle, Abdurranman Konuk ve Ada- let Bakanlığı müsteşarından ibu retti. Komisyonun ayırdığı bu tâli komisyon, ceza kanununda- ki cezalarla komünizm kelime- sinin kanuna yazılıp yazılmama Bını inceliyerek komisyona- bil- | direcektir. Askeri veya normal mahk: melerde yargılauma, mes'elesine & bu hususla henüz bir karâra — yarılamamıştır. — Valiri Kurtuluş, Istanbul, Ankara, İ: mir, Adana, Zonguldak ve Bul sada ihti: as mankemeleri teski lini ve komünistliğe rın bu mahkemelerde aid gö kların tahribatı (Ba, dereceye Soğ tarafı 1 incide) kadar dü den memleketin muz mahsulü fi | danlarilı tar mesi yüzün. birlikte men de muştur, Zararın 1 milyon lirayı geçti- Bi tahmin edilmektedir Müstahsil yardım yapilmi ve Tarım Kredi Kooperatifi rafından açılan kredinin vadenl: nin uzatılması için İlgili m: lar nezdinde tesebblse geçm R. Çörçü B. “Abbas Celâ'lin evinde son sistem bir av tüfeği üzerin de izahat veriyor Öz kızlarına tecavüzden sanık babanın muhakemesi TFurgudludaki dünkü duruşmada sanık, bir iftira karşısında kaldığinı ifade etti İzmir: 9 (Hususi) — Üç öz kızına da şeni' surette tecavüz etmekten sanık olarak yakalı mıp tevi merlioğlunun — duruşmasına bu- gün Turgudlu ceza mahkeme- sinde - başlanmıştır. . Turgudlu- dan şehrimize gelen Haberler- den anlaşıldığına göre sanık Balona 'gamlı bir çehre ile gir- miş, salondaki üç kızını süzmüş, yargıcın suallerine cevab verir- ken sâkin görünmüş ve bir ifti- ra karşısında bulunduğunu belir terek demiştir ki: — Küçük kızım Vahideyi am casının oğluna vermek istiyor- dum, Halbuki o, bir. çobanla Dünya Gençlik Kongresine giden delegelerimiz Lonârada toplanması kararla- şan Dünya Gençlik Kongresine iştirak edecek Türk heyetinden Tüzkiye Üniversitelerarası Ta- lebe Birlikleri Federasyonu De- legesi ve İstanbul Üniversitesi T'alebe Birliği Başkanı Orha Atıman ile Milli Türk Talese Birliği başkanı Muzaffer aşkıa, bugün öğleyin hareket eden Pan wmerikan uçağı ile Londrada Bitmişlerdir. Heyetin diğer üyesi, Ankara Üniversiteleri delegesi Kaya Fınar, yarınki uçakla Londraya hareket edecektir. Necmeddin Sadak bugün Parise gidıyor (Baş tarafı | incide) «— Truman — Stalin görüş - mesinin bugünkü şartlarla yapı - Stalin lacağına kani değilim, Vaşingtonda, ise Moskova veya Peyk &örüşmenli devlet merkezlerinden birinde — olmasını istedi, Bu İtibarla bu — şartlarla ınülâkatın yapılarmyacağı görül- Zaten bu mülâkat ya - bunun dünyanın özl temin edeceğini san Çünkü şimdiy yapılan bu şekildeki mülâkatla vermediği Taektedir. püsa dahi, diği barışı Duyorum, kadar rin hiç birinin netice görülmüştür. Atlantik paktı hakkında ise B. meddin Sadak şöyle söylemiş- Türkiye aşlıbaşına chemmiyeti olan bağ- ha bir coğrafi — bölgedir. — Bütün Atlactikle Akdenizde sul uhafaza etmek İçin — derpiş olunacak emaly in emniyet saha; mes'ele t sisteminin fası lasız birleştirilmesidir.; B. Sadak Parise ekonomik İş - birliği toplantısına iştirâk için git mektedir ddin Sadak'a çe vekâlet edecek Ankara: 9 (A&) — Avrupa| K İşbirliği — konferan - decek olan Türk anlık etmek Üzere Av rupaya giden — Dişişleri - Bakanı| cmeddin — Sadak'ın — gaybubeti nasında, kendisine devlet Ba - anı Nurullah Esad Sümerön ve Falet edeceği hakkında Cumhür bugün Bü * okunmuğ - göanlığı K Miller Meclisli tezkereei, sevişiyordu. Kızım bu çobandan hamile kalmıştır. Muayeneye sevkedilsin. Daha sonra Vahide ifade ver- miş, babasının kendisine taar- ruz ettiğini, eğer karnında bir şey varsa bunun babasından olduğunu iddia etmiştir. Sanığın evli olan büyük kız- ları Nuriye ve Fatma, babaları- 'nın böyle bir halinden malümat dar olmadıklarını belirtmişler. dir. Sanık, Manisa ağır ceza mah kemesine verilecektir. Klâsikler tercümesi Ankara: 9 (Telefonla) — Dr. Fahri Kurtuluş meclise verdiği bir kanun tasarısında Milli E- ğitim Bakanlığınca terceme et- tirilerek klâsikler arasında bu- lunan Vâdim kitabının Rusca- dan terceme edildiğini ve içinde Türkler aleyhinde bir çok yazı- lar bulunduğu bu kitabın klâ- sik Mmeyanından çıkarılmasını ve bütün kitabcılardan toplat- tırılmasını istemektedi: Fahri Kurtuluş, esbabı muci- besinde, «bu kitabda Rusların Türkler aleyhinde yazdığı harb edebiyatı bulunduğunu söyliye- rek dünyanın hiç bir yerinde, devlet hazinesinden karşılığı denmiş, hükümet elile basılmış ir kitabda kendi milleti, kendi vatanı, kendi varlığı aleyhinde bu kabil kitabların terceme e- dildiği görülmemiştir kanaatin- deyim. Bizde bunun yapılması, Milli Eğitim politikasında daimi su- rette kendisinin hissettirmesini istediğimiz milli duygulara, ta- rih şuuruna vurulmak istenen ağır bir darbedi demektedir. Atıf İnan işi (Baş tarafı 1 incide) nun raporunu okuyacaktır. Tü- li komisyon raporunda karar mahiyetinde bir şey olmamakla beraber tahkikatın yürütüleceği esaslara işaret edilmiştir. Tâli komisyon bilhassa harice se' kedilen buğday ve arpa işlerin- de tahkikatın genişletilmesini istemektedir. Karma komisyon- da evvelâ Atıf İnan dinlenecek, sonra diğer alâkalıların isticva- bi yapılacaktır. r(ok—çmııklu hâkimlere (Baş tarafı 1 incide) dan yapılmıştı. Söz alan muhte- lif hatibler, bu kanunun kaldı- rılmasındaki — isabeti - övdüler. Bununla beraber, birikmiş olan paraların ne şekilde tevzi veya tahsis edileceği hususunda muh telif görüşler belirdi. Komisyo- nun raporuna göre gerek hâkim lerden kesilerek, gerek devletin de buna katmış olduğu ve yekü nu 140 bin lirayı bulan bu pa- ranın nemasından hâkin çocuk- ların — ihtiyacı — bulunanların ve — çalışkan — olanların An- kara Hukuk Fakültesinde tah- sil etmeleri için bir tesis kurul- ması derpiş edilmekte idi, Hulü- si Oral, bu fikrin aleyhinde, Ke- mal Özçoban ise lehinde konuş- tular. Bu arada Hulüsi Oral hazine- vermiş olduğu miktarın ha- zineye, diğer kısmın ise tahsil edilenlere iadesini istedi. Bu is- teğe Emin Soysal da katıldı. Komisyon sözcüsü Sadi Bek ter kürsüye gelerek Komisy SÖZ a- nun raporunu izah etti, lan Adalet Bakanı da sözcüni zahlarını takviye etti. Neticede konuşan hatiblerin fikirlerinin toplandığı 5 takrir okundu. Bundan Zihni Orhonun paraların yoksul çocuklara tah sisi hakkındaki takriri reddedil di. Müteakiben Hulüsi Oral ve Emin Soysalın takrirleri oya kondu, işârt oyla reddedildi, Son olarak Muhsin Adil Bina lın, takriri reye konmuşsa da ikt defa yapılan İşari tasnıfte de sarahat hasıl olmadığı açık oya konacağı başkan tara- fından bildirildi. Bu sırada ek: riyet yok seslerinin yükselmesi üzerine yoklama yapıldı ve ek- riyetin olmadığı anlaşılarak gelecek toplantıya birakıldı. SAYFA: $ Moşbur İngiliz Avcısı R. ÇÖRÇİL Dün şehrimize geldi İngilterenin meşhur Çörçil st lah fabrikasının sahibi ve düne yaca tanınmış avcılardan Misa ter R. Çörçil dün gece bir Pans amerikan uçağı İle gehrimize gelmiştir. Bay Abbas Celâlin davetlişi olarak memleketimiza gelen R. Çörçil, Şubat sonuna 1 kadar memleketimizde kalacak ve Bay Abbağ Celâl ile muhteli£ Av Lölgelerinde avlanacaktır."Ta gilterede av atıcılığı okulunun da müesses ve müdürü bulunan Çörçil, son derece iyi atıcılığı Hle de göhret bulmuş olduğun- 'dan memleketimizde iyi bir a7 yapacağımuhakkaktır. Dün ken disile görüşen bir muharririmi- ze seyahati hakkında şunları göylemiştir: — Eski bir dostum olan Bay “Abbas Celâlin misafiri olarak görmeği her zaman arzu etti. Bim, fakat bir türlü fırsat bula- madığım güzel memeleketinizi ziyaret etmiş bulunuyorum. Tür kiyenin av hayvanları durumu- zu maalesef şimdiye kadar bil- Ta'yordum. Öğrendiklerim, buba bicilmez bir hazineye sahin bu- Tunduğunuzu meydana koyuyor, Size belki garib gelecektir, fa- Kat bir gerçeği açıklamış ölacı. öm, İngiliz avcıları meseli Çivde ne avlarının bulunduğunu Filirler de Türkiye hakkında Taslümatları yoktur. Yabanct Tratbuatında yazılar yazdırmak “ve propagandalar yapmak 'üm zamdır. İntibaım şudur ki Tü: kiyenin av bölgeleri, bütün dün. vadan hesapsız avcı türist cel bedebilir, ki bu bir memleket 1« çia hem bir döviz kavnağa, heti de pronazanda vesilesidir. R. Çörçil, İneiltere mahkeme« lerinin ve Skotland Yard'in de fehri ve yegâne kurşun müte- hasrısı ve en büytik cinayetler. de kurgunları tetx'k ederek hi külm veren bir otmiterdir. Ve dünyaca söhret temin etmiş o- lan bir silâh fabrikasının da ga< bibi oluşundan İstifade ederek gerek av silâhlarının son tekâ. mülü ve gerek atıcılığın ilmi e« ,takları hakkında İstanbul ave Olarının arzusu üzerine bir korf ferans vermeği kabul etmintir. Rus şahitleri yalan söylüyor (Baş tarafı 1 incide ) Her iki tarafın avukatları da çok şiddetli hücumlarda bulun« maya hazır gibi görülmektey- diler. Kravçenkonun ilk şahidina . söz veriliyor. Bu şahit Likola Tadeveki'dir. <Harkof enstitüsüde Mark« sist doktrinin materyalist ba- kımdan tetkikine çok zaman ay rıilmıştı. İmtihanlarda bu hu« susta alınan notlar diğer dera leriD notlarından çok daha ö- nemliydi. Kravçenko, enstitide sadece birkaç ldi ve Di- neaperpetrovsk demir çelik oku« luna gitmek üzeve ayrıldı.» Romanof, gahitle yüzlesliril- mek için çağrılıyor. - Ladewskl Profesör olduğunu ıd&ia ediyı Romanof ise sadece dersler'e görevlendirilmiş — bulunduğunu #öylüyor. Bundan sonra İzard, dünkü ce'se sonunda «eLettres Fran« çaises» avukatı tarafından &u- nt'an «Mahut vesika» ya cevap vermek için kalkıyor. İzard şöy lo diyor: Müdafaanın so-duğu — sunller mahkemeyi oyalamek için girle ilen bir maniadan başka bit şey değildir. 600 sahifelik bie kitapta teferruattaki bazı yati lışlıkları ortaya atrınk ve ki< tatın yalanla dclu olduğu ne« ticesine varmak için Grenier Baby'nin girişmiş olduğu ma« nevradan sonra dün Sovyet şa hitlerinin manevrasını gördük. Rusyadan bilhassa Bu dâva için gelmiş olan şahitler, Krevçen« ko'nun açlık ve N.K.V.D. nin temizleme harekatleri hakkında Kİ sözlerini redde teşebbüs eta memişlerdir. Sadece Kravçenka nun Harkof'a hiç bir zaman git memiş olduğunu asla komso mol olmadığını fabrika Uucx- törlüğü yapmadığını söylemek vt btundan Kravçenko'nun de vamlı olarak yalan söyledi ticesize varmak için gelmişler- di Mahkemeye sunulan vesikaları Ja da desteklenen bu uzun ve ihe timamlı izanat dinleyiciler üze « rinde açık bir tesir. yaratmıştır. İzard'ın izahatı diğer Sovyet” şa hitleri arasında yavaşça — salona giren bayan Garlova'nın gelişi « le bir ara bozulan büyük bir süs Küt içinde dinlenmiştir, İzard söderine son — verirkem muzaffer bir eda ile karşı taras fa dönerek şunları söylüyor: TTarafmızdan girişilmiş bir ma nevradan başka bir şeyin — bahis Kkonusu olmadığım gösterdim. Ma hut vesikanız sahtedir. Kravçen « ko'nun mübalüğa etmediğini, fas Kat Sovyet şahitlerinin yalan söy dediklerini İsbat ettim. Muhsin Adilin teklifinin çsağı, Mayıâ 1948 e kadar tahsil edile miş paraların, lden istifade edecek olanlara, artan kısmının da para verenlere iadesi idi