Kimden kime şekvâ edeyin ben dahi şaştım — umhuriyette Doğan Nadi «Gölgesi altında> başlığı c altında yazdığı fikrada, devlet bahis mevam olmadığı devirde, elek- ve gaz şirketlerinin daha t« babamn müdahalesir trir Wi sŞtediğine işaretlediyor di “Ecnebi tarafımı bir'kenara b Tükın; fakat sadece hususi şir- ketler olduğu için vaktile ne Tahattıkı İi dakika geç İ sim, ikiösant ocağımızı iyal Ein, iki sani Vörmesin, İîzıvıı'nx'fıll].;%:nz diyor, elek- üak diyor, yaygarayı kopazı- yorduk, Şimı oller değişti. Bir tren gee kalıyor (2,5 saat), bir tay- Te uçmuyor Çüç-gün), bir vu- yüzmüyor (5 gün) vesaire 'e biz kimselere bir şey leyemiyoruz. Çünkü telin öbür yeunda «muamelâtından hiçbir mes'uliyet kabul etmiyen» dev- let var! * Hamiyet kesesi A Tsorita Dikketler sütu nunda bi başlık altında- ki bir fıkrada şöyle deniyor: Şampiyon voldu: Şak şak şak şak!... Yağasın. Hastalandı: Vah wah!.. Ölmezin. Fakat iş hamiyet kesesine, #davandı mı, bunca propaganda- <ya Tağmen bir türlü açılamı- or. Bankalar bir miktar ano- nim kasadan para verdiler. Şah- &i kese've kasaların açılması ise pek titrek parmaklarla oluyor. Bugünkü teberrüat, Yki hanc- den mürekkep. Hanelerden bi- ri, heyhat, hapishaneden mir Cezaevinden 50 lira gönde- lmiş. Acaba hamiyet erbabı, yük Bek teberrülerini hayır cemi- yetlerine mi, konu kamşudaki vah vak fıkaraya mı, yöksa başka kü- nalars mi jbzal buyuruyorlar? Tlüyonerlerimiz! Yarım — ve Çeyrek milyonerlerimiz? Bir yıl a kaç kuruş iane verirsiniz? Kime verirsiniz? * Dilenciler ve Tüks wergisi ürriyet'te İğne ile Kuyu H Kazan muharriri, iktidar ı, kendi büdcesini her| “vıl kabartanların açlardan ziya- ide aç gözlüler olduğunu bildiği- ni kaydederek şöyle yazıyor: Kocaelinin güzel bir köyünüe öler kimsesiz, fakir ve ihtiyar bir kadının çekmecesinden bi 'derce Tiralik mücevherat çıktığı- v gazetelerde okuyunca: — İktidar partisine bir pro- paganda mevzuu Üaha çıktı, de- Gim, hemen köylünün dilendisi Hle lüks vergisi verecek kadar kengindir, diye nutka başlar Çünkü köylünün misafirlere kaymakla bal ikram etmesiri Üniversite inşaatı 10 Şubatta bitiyor Ünüversite Merkez binası inşaatı tamamlanmak üzeredir. İmar Ban kası Restorasyon Müteahhitli - ginin bazı kısımların inşaat ve tadilâtını bitirdiği Üğrenilmişdir. 'Bina 10 Şubatta kat'i olarak Rektörlüğe teslim edilmiş olacak- Şekilperestlik iHeli — Baş taralı 1 incide — daha meşru taleb olur mu? “Yoksa seçime iştirak etmiyenlerin Bizti tisteleri hazırlandığı gibi (1e- lefon kabini) olmamasından şikâ- 'yet edenlerin de hüviyetleri tele fon idaresinin dosyalarında mı top- danıyor? Buna — düpedüz. aşekilperesilik> derler. İnsanları — rahat yaşatmak Açin fennin bize verdiği telelon Bi- Dİ Büzel şeyleri kifayetsiz ellerde birer <belâs haline koymuşuz ; hom do püsküllü belât.. Moselanin seyrini tahmin etmek Büç değildir. - Benim yazım okun- Jmuş, homen kesilerek mülâhaza ile birlikte ald olduğu makama gün- derilmiş. O da ya okumuş, yahıd mektubda görüldüğü — veçhile oku- duğunu anlamamış. Fakat mutlaka pevab vermek Jâzım... — Bu yazıya bir cevab yazınız. — Efendim, ne yazayım? — Ne yazarsanız yazınız. halde cevabsiz birakmayın... Her- Netico işte bu gülünç vaziyoti Ihdas ediyor! Bu eşekilperestliği> — birakın da halkı memnun ederek çalışmayı öğ- renin... İş becerememek ayıb de- Bil... Yapamadığını — bildiği halde, gam sakızı gibi oraya yapışıp kal- mak ayıbdır. Anlıyana givrisinek saz... Anla- Bi sdülea e le, cömertliğinden ziyağenler vet ve sefahatine haml vardı! yle de- Hakat, kazın ayağada olsun; ,I?I' Dilenciler, kasafazanı köyde olsun, daima — hütçesini Yidar partisi, skendiçabartanla- her yıl biraz daha *Bözlüler ol- Tın, açlar değil, açij bilecek Guğunu Merlgeç L bilec n Beri * Yeni kabine yaşayabilecek mi? V “tarda Yedekçi «Duasiz ginde..> isimli Jıkrasın- da, Şemaettin Günaltayın başın- daki «Ya Hâfız!> levhasının kı bineyi kurmağa kâfi geleceğini belirterek göyle diyor: Fâzil-ı mühterem Şemsettin Günaltay kabinesinin ömrü na- sil olacak? Birçokları işi münakaşa edi- yorlar da, kısa ömürlü olacak diyorlar... Bance mbes: Bilâkis bu kabi- ce uzun, hem de çok uzün Ö- mürlüdür. Bunu nereden mi is- tihraç ettim? dersiniz, bakın anlatayım; belki siz de — Şerafettin Bürge, Kemal Satır gibi tıp Üstadı doktorları gördün de, bunlar kabinenta &:hhatini korur zannettin! diye Cöüşünürsünüz. Hayır, efendim hayır! Bun- ların hiç biri değil! Fâzil-ı muh terem dünün Şemsi Günaltay kabinesi Rabbime emanetti *Baksanıza başındaki koskoca «Ya Hâfız!> levhasına! N. K. D ' | KISA HABERLER İ #& Ankaraya gitmiş olan Sa - mayiciler heyeti gehrimize dön - Tülştür. Heyet, Amerikalilara ve- Tilecek olan raporu Ekonomi Ba- kanlığına tevdi etmiştir. 4& Rontgen filminin satışı sen best bırakılmıştır. 4 İstarbul Gazeteciler Cemi - yeti, Başkanlığa Sedat Simavi' - yi seçmiştir. » Poktorların ücaret yapama- yacaldarı hakkındaki kanum yü - Türlüğe “girmiştir. & Karadenizden gelen Aksu va puru yolcularından — Ayşe, hamal olduğunu söylüyen biri tarafından dölandırilmış, İKi teneke zeytinya- # ile bazı eşyaları kaçırılmıştır. mk İstanbulda İki yüz. kadar garson işsiz. bülunmaktadır. Bazı içkili yerlerin kapanmasından son Ta daha bir çok garsonun işsiz ka acağı anlaşılmaktadır. 4x Okul muallimler meclisi ka- Ççak taleheler ” hakkında “inzibati tedbirler alınmasını / istemişlerdir. 4 Milll Türk Talebe Birliğinin #enelik kongresi ekseriyet “temin edilemediği için dün yapılamamış- tır. Kongre önümüzdeki Salı gü - nü saat 14 de yapılacaktır. gx Bir-mükddettenberi mezunen #ehrimizde bulunar Arjantin Bü - yük Elçimiz Hüsrev Gerede —bu hafta #onunda uçakla —Arjantine gidecektir. w İzzet adında biri Nişanta - gında çalıştığı İnşaatta — iskeleden Güşmüş yaralanmıştır. *& Muallimler Birliğinin kon - gresi ekseriyet temin edilmediği için dün yapılamamıştır. Kongre 30 Ocak Pazar günü saat 15 de BEminönü Halkevinde yapılacak - tır. yet veriyordu. Tekrar âlerlemiye koyulduğumuz zaman korkunç bir levhaya tesadüf ettim; o ka dar ki bende husule getirdiği cehennemi ürpermeyi ta.vir edebilmekli- ğim imkânsızdır: Birdenbire, bağırarak, ürüyerek yedi kadın yedi tunç uzviyete doğru saldır dilar. Şehvet hezeyanı ile hü- cum eden bu çılgınlar tarafın - dan zorlanan, koşuşan, sarilan mâbud, mahsur bir şehrin demir kapılarını tosliyan «Koç' kafosi balyoz» ların darbeleri gibi öten riyordu. O zaman mübudun et- rafında di rılış ve kenetlenişle birbirine gi Ki vahşi bir katliüâm manzara- sını aldı ve demir kafeslerinde Klaranın kokmuş etinin parça- dü!... Bu müthiş saniye öğrendim ki gehvet mıyana telefon zill değil, kös çal- san azdırl kında en doğru fikri verir' buse sesleri ve temellük zevkleri içinde mütezayid saramtılarla tit e bir velvele, vah- gi bir şehvet cinneti, öyle bir sa Ten bir vücud hercümerci oldu larını çekişen mahkümlara dön- zarfında insanlıkta €n muzlim dehşet hislerine ka- dar varabilir ve cehennem hak- kında, cehennem korkusu hak- EHİR HABERLERİ Ölümle neticelenen bir kaza Unkapanmdaki kazada ağır yaralilar da var Dün #abah #aat 7 sularında | - çinde İkl-kadın yolcusu İle Un - Kapanı “Köprtslünden geçerek Bul- Vara Çükmükta olan 6501 - plâka No. Ju taksi, caddenin göbek ta gına çarparak istiRametiri değiş- Tirmlç, 'bu esnada 23 yaşlarında Bir tşdiyi Çiğnemiştir. İtidalini hay hâ - dise mahallinden süratlo kaçmak İztorken farkında olamıyamık ö - nündeki Belediye etobüsüne bin - miş ve taksl parçalanmıştır. "Ezilen işçi derhal ölmüş, taksi - deklakadınlar da ağır sürette ya zalanmığlardır. şoför kaçmıştır. Taksinin Beşiktagta oturan Kü- zum adında birisine ait oldulu yo Sörün de Kenan adında birisi ol - duğu anlaşdmıştır. den şoför, Belediye ekmeleri ıslaha ikarar verdi Yapilar mütenddit gikâiyetler U - zerine Belediye, ekmek - çeşnisini 1slüh etmeğe karar vermiştir. Bu maksatla dün “Toptak Mah- gülleri Ofisi ile temasa geçen be- dediye, bugünkü ekmeklik un ka- Htesirin buğday Hakımından tak- viyesi ve çavdar miktarının indi - Tümesi lâzım geldiğini bildirmiş - dir. Belediye ile Ofis arasında ce - 'an eden müzakerelerin bu haf- 'ta içinde müsbet bir metice fle so- na eroceği söylenmektedir. Et satışında ofise rekabet başladı Dün mezbahada 2701 baş kara- man, 180 baş kıvırcık, 62 bap ke- çi 530 baş kuzu, 205 baş sığır, manda, 6 dana ve iki malak ke - silmiştir. Hayvan müvaredatı normal ol- duğu cihetle et ftatlarında bir dü güklük beklenmektedir. Diğer taraftan Doğu et girketi Ofis etine rekabet maksadile 220 kuruşa satmaktadır. Burhan Cahid'in cenazesi kaldırıldı “Acı ölüm haberini evvelki gün verdiğimiz kıymetli gazeteci ve gomancı B. Cahit Morkayu, vGün kalabalık meslek arkadaş- darı ve dostlarının iştirak etti- ği hazin bir merasimle ebedi tirahatgühma tevdi edilmiştir. Cenaze namazı öğleyi Tmüte- akip Teşvikiye camiinde kılın- idıktan sonra — tabutu, Osman- beye kadar el üstünde taşınmış, burada otomobile konarak Zi dirlikuyudaki Asri mezarlıkta- Ki aile makberesine defnolun- müştur. Cenaze töreninde Vali ve Be- ve Şehir Meclisi partiler üyeleri, basın mensup- ları ve merhumün dostları bu- dunmuşlardır. Mezarı başında, İstanbul Ga- zeleciler Cemiyeti adına “cemi- yet idare heyeti âzasından Be- dü Faik kısa bir hitabede bu- dunmuş, merhumun Türk köy- Tüsünü en iyi anlayan ve tanı- 'yan bir muharrir olduğunu be- lirterek meziyetlerini — saymış: tır. Boşluğu doldurulamıyacak 0- venlere, ailesi efradına başsağ- lığı dileriz. Yazan : Octave Mirbeau Bana öyle geliyordu ki bütün bu sademeler, bütün bu kesik sesler, bütün bu harharalar, bü tün bu ısırmalar, hattâ tungtan mâbud da dahil, doymamaklığın hiremi, iktidarsızlığın işkencesi- ni, geyirmek ve anlatmak için bir ikelime... Bir tek kelime idi, — Klara!., Klara!... Kları Odaya girip hâlâ baygın olan Klarayı yatağın üstüne koyduk tan sonra kendimin ve bulundu ğum muhitin ne olduğu hakkın- da -basiretim açıldı. Mühibbe - min uyuşmuş ruhunu daha zi- yade kirleten bu mülevves te- maslar, kesiklik veren kokular, bu kendini feda edişler, bu fu- huş sahneleri, bu şarkılar bende nefretten daha kuvvetli bir his, ezici bir utanma uyandırıyor - du... Yalnız kalmak - istediğim | vükelünin vo - Siyast ricalin her “E Felsefe Bahisleri 5— İki dâhi Üfürükçü Hikayesi eçenlerde bir pazar gü- nü bu gazetede uzun bir makalem intişar ct G mişti. Orada, Gsübı bozuk yâni (Müvazenesiz — dös&gullibr), hoppa, mütehevvir, uysal, den. siz bir padişahan, devletiricalini nasil ahlâksızlığa #bvkedebilece, inden bahis açmıştım; — hati ülüzamen bu mevzua wataşmın-| tım, Bir memlekette en yüksek idare mevkiini işgal eden bir za tan müzebzeb iradesine —kanu- men, yahud şer'an veyahud (Ör- fen — Conventionnellement) — gem wurulmuğş olmazsa, öyle bir hükümdarın illetli mizacı bütün devlet ricalini ve erkânını (Hü- kümette teferrüd) hırsma müb- telâ edebilir, Çürkü bu hızs —kanun ile mazbut olmuyan— idare işlerine memur edilen in- sanlarda pek tabif bir meyil ola rak kendini gösterir, O - vakit biri (Evvelce de arzettiğim gl- bİ) o padiğahın zayıf - tarafını bulup riya ve müdahene ile da- Marına girer, anun en hayvani gehvâni zevkini tatmin etmek gayretini kendine gerefli bir va- Zife edinerek itimadını kazan- diktan sonra onu sefahat girda bıma bağı boş Salar koyuverli kendisi do efendisinin namına müstakilen hükmederek galta- nat ile ömür sürer. Bu ideal an cak müstebid 'bir padişahın hü- ikümfermâ olduğu memleketlerde tehakkuk edebilir. Osmanlı hü- kümeti böyle 'bir idanre nümune Bİ idi ve o sebebledir ki hükü- met (Teferrüb hırsına müptelâ olanlar için) bir müsabaka mey danı, ve hükümet nüfuzunun Tesmen menbat ve matlar olan sarayı hümayunda fitne ve fe- sad kaynağı ve entrika ocağı di. Sandalyo kapmak rekabeti- nün bu derece enai menfaatler- den neşet ettiği bir idarede (el blrliğile iş görmek—cooperaton) ihtimali pek güç temin edilebile ceği için, hükümeti gahsiye ve mutlakadan başka bir idare şek l tasavvur. edilmemiş — olan şark memleketlerinde ve Osman h devletinde yetişen vezirler na zarında en âkilâne siyaset hü- rerecccrrArARLRRRE Belediye odun fiatlerini | indirdi Belediyece satılmakta olan odun tlatlarında dadirme yaçılmıştır. Üsküdar depolarında meşe odü- 'nunün çeklet 25 dira yarine 18 HĞ raya; Yedikulede 13,5 liraya satıl- li HĞA Ça Kapatılacak olan içkili yerler İçkili yerlerin tahdidine me - Mur 'eâllen komisyon çalışmaları- ni bitirmiştir. Hazırlanan - rapor gereğince şehrin muhtelif — sem - tinde 120 kadar içkili yer kapa - tilacaktır. Ancak kapanması 1â - Zım gelen içkili yerler sahiplerine Altı aylık bir mühlet verilmiştir. Amerikan donanmasının arel programı 27 Ocak #ahahi limanımıza ge - lecek olan Amerikan — donanma - Bının ziyaret programı - Üzerinde bazı tadiller yapılmıştır. Oramiral R.L, Conolly'in 'Türk ga- zetecilerini de kabul etmesi — için Vilâyetçe yapılan temaslar müz - bet netice vermiştir. odayı istilâ etmekle iktifa eyle miyerek, yatağın yanına kadar gokulan — mütecessis Ve geveze kadınları güçlükle oradan uzak laştırabildim. Benimle yalmız Ki-Pai'yi ahkoydum; bu kadın aksiliğine ve sert sözlerine rağ men hanımına karşı gayet feda kâr görünüyor ve ona kıymetli bir beceriklik ve büyük bir ihti mam ilo hizmet ediyordu. Klaranın nabızları tam müna silo sıhhatta bulunuyormuş gi- bi, emniyet verici bir intizam 1- le atmakta Gdevam ediyordu. Bir dakika bile hayat, katiyen ölmüş gibi olan bu vücudü terk etmemişti; Ki-Pal ve ben ikimiz de onun yeniden hayata gelişi- nin “üstüne eğilmiştik... Birdenbire bir inilti çıkardı! Yüzlünün adaleleri tekallüs et- ti ve hafif sinir sarsıntıları bö- İŞKENCELER BAHÇESİ z neri ve n yüksek hikmeti hü-| larda medresenin birinde - bir kümet (Âkide — doctrine) #i| hocanın (gömezi) Yüni gakirdi —indi ve âbtidai— bir (Makia-| olan (Hüseyin) deminde bir sof velizm —Machiavellism) dereke-| ta varmış. Babasından öğren- ginden ileri gidememiştir. Sene-| miş olduğu bir 1 düayı ba: lerdenberi büyük bir alâka ve kimselere okur, Üfler ve faldesi K Yazan: ilozof RİZA TEVFİK e izi TT dikkatle mütalca etmekte dbu- lunduğum Osmanlı tarihinden bu mânayı çıkarmıştım. Onun için fikrimi cesaretle beyan et- tim, Avrupa - devletleri sında münasebeti tanzim eden (Diplo- masi) hâlâ makiayelizm geklin- den kurtulamamış iso de mode- ni birsmilletin #ahili idaresinde © usülden eser kalmamıştır. rkta hâlâ, pek müteber ve müstahsen olan bu kuznazlık, bu müzevvirlik siyasetinin me kadar tehlikeli blr gidiş ve pek bahalıya mal olur bir iş olduğu nu lâyakile #anlıyabilmek igin bi- zim tazililmizin bilhassa ünhitat devrinden bahseden sahifelerini okumalıdır. Hele Dördüncü Sul tan Muradın saltanatı mamanan- da zorbalar devri ile onu takib eden Deli Sultan İbrahim zama- nında sefahat, sefalet, Tezalet, rüşvet devrini ibret — gözile te- tebbu etmek gerektir. O zamanlarda iş başında bu- lunup da bir müddet başlı başı- na hüküm süren ve o devrin al- çak, habis maneviyetile ahlâki seviyesini başlı başına temsil e- den bir adamın hikâyesini 'Nöi- madan size nakledeceğim, çün- kü Deli Sultan İbrahimin Üfü- rükcüsü ve o devir Ticalinin en kudretlisi olan Cinci Hüseyin e- fendiyi bu memlekette çok kim seler bilmiyor. Halbuki bu mem leketin yetiştirdiği büyük adam ları lâyıkile bilmelidirler. Bu bilgi bir hamiyet vazifesidir. Türkiye tarihinde Cinci Hoca ile 'Deli Sultan İbrahimin hikâ- 'yesi, son 'Rusya Çarı İkinci Ni- kola ile bütün çar ailesinin üfü- Tükçüsü meşhur papas Raspou- tine'in hikâyesi birbirinin tama- mile aynidir. Bu hali, garib bir tesadüfün eseri zannetmemeli- dir, Bilâkis “ayni maneviyetin tecelliyatı olduğu için pek tabii hâdiselerdendir. Bundan iki yüz altmış sekiz sene evvel idam e- dilmiş olan Cinci Hocanın bir- denbire zuhur edip derhal bü- yük bir servet ve nüfuz kazan- Tış olmasını (Tarihin dördün- cü cildinde) anlatmak istiyen Nüima —— bizim en okumuş ve münevver adamlarımızdan — meşhur Kâtib Çelebinin Sultan Abrahim hakkında vermiş oldu- Bu izahatın Üç beş satırını mu- kaddime olarak kullanmış. Ben de o bir iki satırı evvelce zikret miştim. “Hulâsası şudur Ki (Dördüncü Sultan Murad tahta #eman bir çok kardeşle- lurmuş fakat küçük kar deşi şehzade İbrahimi dar bir hapishane — hiöcresinde on yedi sene mahpus bırakmış. Bu bi- çare o kadar müddet can kor- kusile azab içinde yaşamaktan —merak, uykusuzluk — vesvese ve yürek çarpıntısı gibi illetlere tu | tulmuş imiş ki âsüb bozukluğu- nun meşhur ve maruf alâmetle- ri ve ârızalarıdır. Maddi ilâclar faide vermemiş fakat dua oku- yup üflemekle padişahın ruhu- a bir ferahlık gelirmiş. O sıra- Çeviren ğazını, kollarinı ve ayaklarını titretti. Ki-Pal: — Müdhiş bir krize tutula cak! dedi; onu sımsıkı yakala- malı Ve *tırnaklarile — saçlarını yolmaması, yüzünü yırtmaması için dikkat etmeli, Ben işlteceğini ve kendi ya- mnında olduğumu — bilmesinin, Ki-Pai'nin haber verdiği krizl hafifleteceğini düşündüm... Söz lerime sesimin bütün okşamala rını, kalbimin. bütün 'şefkatlerini ve merhametlerini —ahl E- vet— yeryüzündeki bütün mer- hametleri sıkıştırarak kulağına mırildandım... — Klara! Klara!.., Be- nim.,, Bak bana... Beni dinle... Fakat Ki-Pal ağzımı &.. kapa- Mütehakkim bir eda ile: Susunuz canım!.. — dedi, Daha a dokunurmuş. Kadınlardan biris #i bu Üfürükdü Hüseyin efendi. yi sarayda Valide Sultana sağ- lik vermiş. Herifi çağırmışlar. Sultan İbrahime ökümüğ Üfle- miş. Padişah onun duasından pek mahzliz olduğu için, bu sof- taya çok itibar etmiş. Derhal Baray gibi bir konak vermişler. LAtif ve zarif bir surette döşe- yip dayamışlar. Cinci Hüseyin efendi pek cahil bir (Safranbo- İylu) ve irken Türkmüğş. Büyük Trütbeler payeler ka- zanmış, kazasker olmuş, ayni zamanda Galata kadısı olmuş. We ginirli padişahın has milate- Barı ve netlimi olmuş. Evkattan maaş beriden varidat ve para busadamın cebine su gibi akma ğa başlarmş. Muharebelerde her tirlü mülletlerden esir alınan genç kızlar ve oğlanlarla saray da iyg ve işrete Vve divanece sefahatlere dalmış olan padi- gah, Son derecelerde müsrif ol- duğundan bütün vükelâyı ve devlet adamlarını (Para bulun getirin) diye haşlarmış. Rüş - vet, umumi komisyonculuk gek lini almış. Cinci Hoca, kadılık ve blltün ilmiye ve askeriye me muriyetlerini aleni mezad etti- Tip 'satarmış. Bütün vilâyetler, mutasarrifliklar, rüşvetle satıl mağa başlamış. Halbuki devlet hazinesinin en bereketli varida- tı vilâyetlerin ve mutasarrıflık ların hasilatından *toplanıyor i- | di. Fakat biraz sonra rezalet o | haddi çok aşmış. Bu da pek ta- bil bir hâdisedir, çünkü bir dev letin inhitatı, -ve milletin alilâk- ca düşkünlüğü —sathı mailden yuvarlanan bir taş kitlesi gibi- dir— onu bayırın orta yerinde durdurmak mümkün — değildir. En aşağı seviyeye (yüni esfeli Bafiline!...) kadar yuvarlanıma tabii ve umumi bir kanun iktizasındandır. İşte bu «ebeble devlet varidatının en Tmühim kaynağı olan vilâyetler hasila- tımı aleni müzayede ile satmak da Cinci Hoca Hüseyin efendi- mün elinden alındı ve (Haremi hümayun) saraylılarından Ha- gekilere (Yüni padişahın gözde- lerinden olan kızlara) tahsisat olarak ihsan buyuruldu. Bu se- fahatin neticesi olarak, eski e- mekda?”valiler vinan-evlerde ve| han köşelerinde sefil ve ai yemeğini tedarik etmekten â kalmışlar. Nâima, dördüncü cil| dinin (216) sahifesinde nakle-| diyor ki: (Çok zengin olan ka-| dilardan — Muslihüddin Efendi | —ki kibar adamlar lisanında mülâkkap (yâni lakap sahibi!) | diye zikrolunurmuş— — on do kuz bin kuruş rüşvet verip Şam | kadiliğıni Cinci Hocadan sat almış iken, bu-parayı Şam aha- lisinden çıkaramıyacağını mülâ haza edip 'Yenişehir kadılığım istemiş. Fazlı paşa namında bir vezir de şeyhülislâm efendiden bu becayişi icra etmesini rica etmiş. Şeyhülislâm efendi de o paşaya rica ederek demiş ki, aman oğlum lütfen dört ay da- ha gabrediniz çünkü Yenişehir : Refi” Cevad Ulunay şer perileri ile... Bu esnada Klara kıvranma - ğa başladı; bütün adaleleri ge- rildi, korkunç bir şekilde diklen di ve tekallüs etti... Fırtmada kalmış bir geminin iltisak nok- taları gibi mafsalları çatırdamı- ya başladı... Suküti olduğundan dolayı dehşeti de o nisbette ar- tan müdhiş bir ıztırab ifadesi işkenco bahçesinde çanın altın- daki işkence edilenlerin suratla rı gibl tekallüs etmiş yüzünü kapladı, Yarı kapalı ve kırpış- makta olan göz kapaklarının a- rasından ince beyazımısı blr çiz- giden başka bir gey görünmü- yordu... Dudaklarında blraz kö Pük vardı... Ben nefes nefese inliyordun — Allahım,., Allahım!... Bu mümkün mü?... Şimdi no ola- cak kadilığı komşumuz (Bahsizade) ye satılalı henüz iki ay oldu. Ağzr bozuk bir heriftir benl o- nun diline düşürme!...) yâni bı raâk Kİ herif verdiği rüşveti çı-, karsın; demek İstemiş!, Bu deviin rezaletlerini (Nâl. mma (460) sahifelik kitaba & dıramamış, Ben © deryadan ibir katresini arzediyorum. Halbuki padişah hiç.âkibetini düşünmü- “yerek sefih ömrünün her günü- Nü bir parlak düğün yapmakla geçirmekte devam ediyor, Hat- tâ pek kıymetli hediyeler almak için henliz iki yaşında olan kızı-, ni altmış yaşındaki sadrâzamı- herifin meşru' karısını boşata- rak bu kepazeliği irtikâb etmek: fen utanmıyor ve düğün hediye # olarâk gümüşten — altından yaptırılmış -olan (Nahil) ler (yâni Hıristiyanların yılbaşında donüttükları " ve —zamanımızın gösteriş düşkünü “Müslümanla- rının da bir bayram âdeti itti- haz ettikleri ağaçları) eski İs- tanbulun dar sokaklarından ge çirmek münikün olamadığı için ol üzerindeki evlerin cumibala- rını baltacılar vasıtasile yıktırıp iharab bir halde bırakmaları, 'Nâima tarihinde lâyıkile Tivayet olunmuştur. Bundan maada Da- ra derdile ne yapacağını şa; Tan padigah rüşvete teşvik etti- ği vezirlerinin toplamış oldukla TI serveti saray gözdelerine sar fetmek için, en ufak bir vesile, ile devlet icalini boğdurup ma lını kâmilen müsadere ediyordu. Bu gibi rezaletler —benim tah-, kikime göre— hep alçak tıynet li heriflerin hükümette tefer- Tüd etmek af birbirinin vücudünü kaldırmak gayrı den Üoğmuştur. Müzevvirlik ile padişahı kendi emellerinin icra- sına âlet etmek siyasetini tervie €tmelerinin — cezayı — sezasıdır. Hattâ saray kadınlarının arzu ettikleri kumaş ve eşyayı der- hal satın alacak para bulunama yyınca —ücretleri bilâhare tedi- ye olunmak üzere— geceleyin tacirlerin dükkânları zorla açı- lıp ne var, ne yok Saraya taşıt mak da o devirde adeta kaide olmuştu. — —.—.—.—.—.—.. Seyefi ilk Dün askeri bir uçakla şehrimi- ze yedi kişilik bir Amerikan ms - kerl iheyeti gelmiştir. Heyet başkam Mr. Sibirmaun kendisiyle görüken bir muharriri- mize; İstanbula, askert — yardım. mes'eleleri için ilgililerle temas etmek tüzere geldiklerini bir aç gün sonra Kahireye gidecek- ve lerini söylemiştir. Köylüyü kalkındırma çin kanunu tasarısı Köylüye ve köylerimizi kalkın- Girma programi içerçevesi dahi - linde hazırlanan iyeni köy kanu - nü tasarısı Meclise sevkolunmuş- tur. Köy gelirlerinin arttırılmasını ön Plânda tutan tasarıda eğitime, ve Köylünün teknik bakımdan #let - lerle teçhizine büyük bir önem ve rilmektedir. Ürürlüğe — girdiği tak - Girde hayvan sayım vergisi de köy büdçelerine gelir olarak ithal olu- Tasarı Ki-Pai emretti: — Onu sıkı tutunuz... Yalnız| vücudünü serbest bırakın... Zi ra Cinlerin vücudünden çıkıp| gitmeleri lâzım.. Ve ilâve etti: — Bitti... Birazdan ağlıyacak. Tırnaklarile yüzünü yolması-| na mâni olacak surette bilekle- rini tutuyorduk. Onda öyle bir. sıkıcı kuvvet vardı ki ellerimizi hurdehâş edecek sandım... Son. bir ihtilâc ile vücutlü topukların dan ensesine kadar kemerlen- di... Gergin cildi titredi; sonra kriz yavaş yavaş yumuşadı... Adaleleri gevşedi ve eski yerle- rini aldılar... Gözleri yaşlarla dolu bitab bir halde yatağın Us tüne yığıldı... Bir kaç dakika mütemadiyen| ağladı, ağladı... Gözlerinden yaşlar dinmiyerek bir kaynak- tan geliyormuş gibi sessiz akı- yordu! Ki-Pai: — Bitti, dedi... Artık onunla konuşabllirsiniz. .. Şimdi tamamen gevşek, nem U ve ateşli olan eli elimde İdi; hâlâ mübhem ve uzaklara diki- N olan gözleri etrafındaki gekil- Terin ve eşyanın mahiyetini an- lamak çaresini arıyor; sanki uzun ve kâbuslu blr uykudan u- yanıyordu. (Devamı var) 28 OCAK “DÜN .g&“" Yahudi Düşmanlığı Yersizdir u sütunlarda vakit vae kit Eilistin hâdiseleri, yahud Yahuüdiler ve Arablar haldanda yazılar yazı- yorum. Pek nâdir de olsa bazı Kimseler benim kayıdsız sartsız Yahudi tarafdarlığı ettiğimi san maşlar; onları bu vebhme götü- ren #ebebi anlıyorum: Kendile- ri Müslümandırlar ve Aralilar “dx”Müslümandırlar. Ben de Müslüman olmak ili barile İslâmlığın bütün dinlere dlen daha üstün ve gerefli oldu- Buna inanırım; zira Müslüman- hık asla barbarlık telkin etmez; hangi ırktan ve dinden olurlar- sa olsunlar insanlara iyi mma- mele etmemizi emir — buyurun Vicdan hürriyetini tanır; tü dinde olanların, ibadetlerini ser bestce yapmalarına mâsi değil- dir; adalet, sevgi, yardım, mü samaha gibi esaslar üzerine ku rulmuştur; — fazileti en büyük mezişet billı İ Muhterem İslâm Peygamberi taassubu mekruh sayar; kim- Seyi zorla Müslüman yapmıya teşebbüs etmemiştir. Kurduğı dinde olanların da aymi şekilde davranmalarını emir buyurmuş- tur. Hıfistiyanların İşgalleri al 'tına giren memleketlerde Müs- Tümanların — barmamayışları, Müslümanların idaresi altında kalan yerlerde diğer — dinlere mensüb olanların asla eksilme- meleri bu yüzdendir. İşte ben hâdiseleri incelerken Peygambe rimizin bu prensibine uyarım ve hislerimin tesiri sltında İkal- mam; hak ve adalet gözetmeğe çalışırım. Yahudilerden şahsen fenalık görmedim. Artık eli h seferlerin asrımda değiliz; din tamamile vicdan mes'elesidir; günlük ve siyasi hâdiseleri « sanlık» zaviyesinden incelemel icab eder, Amerika ve İn: re ile din ayriliğimiz dostl muza mâni midir? Hayır, zira bu dostlüğün temeli — insanlık fikrine inanışlarımızdaki birlik« tir. Ben gerek Yahudilerin, ge- rek Arabların yurdlarında hür ve mes'ud olmalarını isterim; zi ra devletler arasındaki — siyasi ihtiraslar milletleri bahisız et- mekten başka bir netice ver « mez. Kaldı ki durup dururken ve hiç bir seheb yokken Orta- çağ zihniyetine kapılarak Yahu dilere karşı körü körüne düş « manlık etmek milli menfaatleri. mize aykırıdır. Yahudilerin A. merikada ve diğer hakiki De « mokrat memleketlerde büyük bir manevi nüfaza sahib olduk- larını kim inkâr edebilir? Bu nüfuzu sebebsiz ve lüzumsuz leyhimize çevirmekle kim kay- beder? Biz kl batı demokrasi- leri demek olan medeniyet dün- yasının çalışkan ve âdil bir uz- vu olmak dâvasındayız, şu ve- ya bu tesir altında Şunun veya bunun safında —değil insanlık saflarında yer almalıyız. Kadircan KAFLI Bir kadım bir kadını yaraladı Aksarayda Bekir Hasan çık - Tazında 22 sayılı evde oturan 'Neriman İzler, Ortaköyde ziya « Tet ettiği arkadaşının evinde evin sahibi Emine tarafından haşındari keserle yarâlanmıştır. İki kadı - zın bir şahitlik yüzünden kavge” ' oldukları anlaşılmıştır. Tramvay arasında kalan otomobil Dün sabah saat © sularında şox Sör Mustafa — Özdemirin 1dare » Bindeki hususl otomobil, dçinde Tümamiral Ze. kü Tatdilsolduğu “halde Fın « dıklıda akel istikamette gitmek « te olan iki tramvay arasındam Dolmabahçeye doğru geçerken ay ni istikametteki Ortaköy — Ak « saray tramvayına — bindirmiştir. Çarpışma şiddetli olmuş, tramvay raydan çıkarak yandaki — kereste mağazasına kadar gitmiştir. Bu esnada iki tramvay arasına #ıkışan otomobil. parçalanmıştır. Tümamiral kolundan, şoför de bas gından yaralanmıştır. OCAK 1949 Rumt Hlast K.sâni Reevrol 1884 23 1868 10 PAZAR 23 Kasım: 7 I'—j 1919 T- Ay: 1- Gün: 28 Vasati — Ezani Güneş T 18 2 04 Öğle n 26 Tıs İkindi 14 59 9 45 Akgam — 17 1512 Yatsı 18 80 1 15 İmsak 5 37 12 28 aa — ——