M saYFâ: $ SAYFA: 3 Anlatan: Aziz HÜDAİ TARARARAAAAAARAPARAARANAAAE (Baştarafı 1 incide) mesimde yeni bir takım hakikatle- ri açıklamakta ve gerek Anadolu gerek bütün Türkiye İngillk casus boşkllütının aasıl çalıştığını bütün teferrijatlle ve isim zikrederek an Bstmaktadır. Sagit bu aradg Ankaraya döğ- rudan doğruya Mustafa Kemal pâ- paya bir suikasd yapmak gayesile 1 ve İngilir Hariciyo Neza> tatlmat aldığım da sakla mamıştır. Sagire göre bu sulkasd tartibatı üç muhtelif safhaya ay- rımıştar. Sulkasd için faaliyete ge Çom beş kişilik şebeke — Munastir eAli adında birini buluyor. Bu a- dam arabacı esnafından olup Ba- latta oturmaktadır. Vo tefrika şöyle devam ediyori X CA fük suikasdei bir arabacı «Büu arabacı Ali, bir çift hayvan ile bir araba almak için (1000) Os manlı lrası istedi. Öteye beriye borçları: olduğu için kendi araba- sınt sattığını söylüyordu. İstediği para kendisine verildi. Araba ve hayvanlar alındı. Fakat bu adam Alüığı araba ile (Bennet) e. gidip iş alacağı yerde arabayı kiraya ve- rerek kendisi sefahate daldı. Bir' gece Divanyolundaki gazinolardan birinin camlarını kıracak - kadar sarhoş” olduğundan - polis: tarafın- dan tutularak karakola götürüldü. cAli, ötuz “otuz beş yaşlarında, imi yarı; korkunç bir adamdı: Fo- toğrafını gördüm. eYürbaşı (Bennet) bu adamın ihmalini korkaklığına değil, sefa- hate-düşkün olmasına: atfediyordu. Polis müdürü Hasan Tahsin bu a- dam hakkında fazlaca meşgul ol- duğundan dolayı azar işitti. Hasan Tahsin Aliden ne gibi hizmetler beklemdiğini bilmediğini ileri süre- rek mazerette bulundu, Bundan sonra- Hasan Tahsin de suikasd komitesine idhal edildi. İkinci fedai de cılk çıkıyor! «Teşrinisanide komite ikinci bir adam daba buldu. Bu adam harb esnasında kütiblik etmiş, Edirneli Fehmi adında biri idi. Bu işi: yap- miya hazır olduğunu ve yalnız a- ilesinin refahimı temin için paraya muhtaç olduğunu söyledi. Fehmi- nin Edirnede; Selimiye camii kar- gısında küçük bir evi ile bir dük- kânı varıtış, Yunanlılar elinden ale maşlar, içerisine asker yerleştir- mişler. Kendisine bir kaç bin lira vadedildi, fakat verilmedi; hafta içinde gelmesi söylendi. Ayni za- manda Edirüeye bir adam gönde- rilerek Pehminin söyledikleri hak- kında- Yunanlılar nezdinde tahki- katta bulunuldu. Neticede Fehminin evi ve dük- kânı olmadığı anlaşıldığından ken disi tevkif edilerek Arabyan hanı- nav götürüldü. Fedat avcılığı #Komite bu muvaffakiyetsizlik- lerden meyus olmadı, bir adam da- ha buldü. «Bennet» in ifadesine gö re bu adam hepsinden ciddi ve e- mün: ve (Papazyan) adında bir Er meni idi. Büyük harbin başlangı- cında Bondrada (Oxford): cadde- sinde tütüncü dükkünı işletiyor- muz. Trabronda-da akrabaları var miğe Radyoyı Devlet Dâireli- ğinden çıkarmalı (Baştarafı 1 incide) tü işte... Bir kabine buhranı bir sır mıdır ki ba Kadar dişarıya — sızdırılmamasına dikkat ediliyor. Dünya durumu değişmiştir; sadra- zâmların Divânlarında dilsiz. hademe- lerin hizmet ettikleri devir tariha ka rışmıştır ; bugün devletler arasında se- firlerin bile eskisi kadar — kıymettert kalmamıştır; mühim mes'ele oldu mu? İKi devletin Hariciye- Vekilleri tayyar reye atlayınca dünyanın her hangi'bir gehrinde buluşup”vo karşı karşıyar ge- gip pazarlıklarını yapıyorlar; kozları- ft hallediyorlar. Böyle olunca — bütün memleketi — alâkalandıran Bir Hüdise karşısında radyonun bu. sükütunu ne- ye hamleylemeli? Memleketimizin idarf islahata ihti- yacı vardır; fakat her şeyden evvel elindeki âleti işler bir haf koyması Küzımdır. Bu âlet radyodur; Öönü fay- dalı bir şekle sokmak icabeder; radyoyu bir cdevlet daires — Ilğlüden gıkarmakla mümkündür. Başka — memleketlerde — radyonun eHalkı eğlendirerek faydalandırinakla müketlef olduğu anlaşılmıştı. — Blzde do alâkadar olanların bunu takdir öy- domoteri icabeder. Wihayet unutmamak geroktir ki halk radyoya para veriyor. Müşlöri hazli- : C. M. «Bilâhare İngiliz hizmetine gire- rek İstanbula gelmiş, Beyoğlunda (Hidiviye) otelinde oturmuş, f kat bir müddet sonra bu otelden gıkarak Talisimde Yunan sefaret- hancsl karşısında bir eve taşınmış, «Papazyan ilk teklifte bunu hçs men Kkabul ettiği halde ikinci düs îeınum katiyen reddetti. Kendisi irmeni olduğu için hiçbir Müslüma ni tamamile clde ğini ve kondü mahiyetinin de meydüna - çıkacağım Bundan ba: nin imkânsızlığından da b Tehlikeyi pek büyük — görüyordu. Bunda Anâdölü mahkemelerinin ip tidai bir halde olduğunu ve hakkın da iyi muamele edilmiyeceğini ile- ri sürüyordu. Misal olarak Fran- gada (Bolo) paşanın mühakemesi ni hatırlattı. (Bolo)» düşmanla mü nasehatta bulunmak suçile te olduğu halde, kendisine fevl iyi bakılmış ve traş olmak için her sabah sıcak suyu bile v edemiye kolaylıkla söylüyordu. «Papazyan para almadı v lifi de kabul etmedi. Komito hâlâ didin «Bütün bunl: suikasd rağmen komite urundan bir türlü iyordu. e bir a- ardı ki, şimdiye kadar olduğu gibi, kendilerini aldatma- sın. Korktukları şey ise para ile gönderecekleri adamın Anadoluya geçtikten sonra hükümete mesele- yi haber vermesi ihtimali idi. Bun dan-daha fenası İstanbuldaki ecne bi safarethanelerinin birine keyfi- yetin ihbar edilmesi idi. Başka bir tehlike daha hatıra geliyordu: Pa- rayı alan adam Anadoluya geçmez ve İstanbulda saklanırsa üç devle- tin idaresinde bulunan bir şehirde bu adamı bulmak imkânsızlaşacak tı. Miralay -Nelsonun dediği gibi, bu: derece itimada lâyık bir adam bulmak çok-zordu. «Komitenin - istediği - malümata dair polis müdüriyetine izahat ver dim. Bu iş için bir adam bulunur bulunmaz bana malümat, verilecek ti. Şimdilik bir suikasd tehlikesi yoktur. Bundan başka bu vahşi plânı İngilterenin yüksek mahfil- leri kabul etmemiştir. Ben eminim ki, faraza, (Lloyd Geork - o zaman Vâ Türk düşmam İngiliz Başveki bu meş'um meseleden haberdi de değildir.» Altında 1337 yılı martının üçü tarihini ve «daima hizmete hazır felsefe doktoru Mustafa Sagir» im zasını taşıyan bu itirafnameyi biz- zat Mustafa Sagir, sorulan u allere yazılı cevab olarak, yazmış, Sami zade Süreyya (Eski gazete- ci ve'elyevm Hariciye memuru) ta rafından terceme edilmiş ve bir su- reti ayni tarihde Dahiliye Veküle- tine verilmiştir. Ben bunları naklederken ufak tefek fazlalıkları atlamaktan — ve bazı terkibleri şimdiki konuşma dilimize çevirmekten başka hiç bir şey değiştirmedim. (Devamı var) ——— tas: Saf'ge Ayla Mısırdan döndü -Bir ses san'âtkürımız. Safiye Ayla, dinlenmek - üzere iki ay önce Misıra - gitmişti. Kıymetli san'âtkâr bir uçakla şehrimize avdet ebniştir. Mehlika, şezlonga sırtüstü lmn dini attı. Bir müddet kollarını açıp kapıyarak, bacaklarını kaldıra indi re Parisli komik şarkıcı Mayol'un (Viens Poupoupoul) şarkısını mı- rılâanıyor; üçü de kahkahaları ba- sıyorlarken, birden yerinden kalk. t Gardrobun - aynasında - kendinl seyre başladı. Saçlarını. düzeltti.. cudunda şeridleri kaç yerinden düğümlü bir (sutyen), koltuk alt. ları sararmış beyaz bir (kaşkorse) kumaşı yol yol akmış havai mavl Bir (kombinezon) vardı. Aynaya bika: bak ne pozlar alış. Son zamanlarda epeyce top- lamıştı. Ellerini ensesinden kenet- leyip, yavaş yavaş dönerek, çıp- lak göğsünün, kollarının duruşunu süzüyor; Cake » Walk dans yapı- yormuş gibi kafasını ve sırtını ar kaya/ verip, ayaklarını ileri atıp belinin, kaymalarının girdiği şe- Killere bakıyordu. Diyordu ki: — Baksanıza Eco, Nesro (pomet lerim - elmacık kemiklerim), (İçla wikli) lerim - köprücük kemikle- rim), (rotüllerim - diz kapaklar rım) kâmilen kaybolduf (suıyen) de dar geliyor. İnanın mısinığ, ahın içinde 5 buçuk alınışım, lu Sotİr! beğle dö- le devarn ederse bip felâket) rapyâdaki madam necoğim! İLevede (bn dakika - Başını gç- yir) dedi. -(Sutyeni, ai t v Ş p karyöl ol Sekti İözabinezonu, rengi İarseden İilotuny çı nih altına tıktı. Çardı ündeki ça der tatyih edilmek İster; hele peşin pa arlarinı fölnden Yök 0000000085101005001ü OKUYUCU Tpiyom Rt — || Belediyenin ve Eminönl Kaymakamlığının dikkat nazarına Hüviyeti mahfuz bit oku- yucumuz diyor l aTramvaylar gelip — geçti çe son günlerde Sultanah- med' tramvay durağında ka- sab ile arasındaki tarihi çeşme üzerinde üstü a- çık bir manav dükkânı peyda olduğunu görmekteyim. Şim yazdır. Bu işlek enddodı geçen vesalli nakliyeden çı- kaz tozlar, üstü açık yemiş- lerin üzerinde toplanıyor. Bu sıhhate'ayları hale bir son verilme: rica ederken ©o vatandaşın da — civardaki di- ğer seyyar esnaf ağaç: lar altında kuracağı sergide yaparak hayatını kazana- scoğinl Hhatarlatırım. Bu; vergi veren dükl sahibi esnaft da Korumak bakumın- dan tavsiyeye şayandır.» * Cerrahpaşada akşamları ekmek bulunamıyor Corrahpaşada Yokuşçeşme medo oturan Emekli- yargıç Mehmed Doğan imzasile al- dığımız mektubda, Cerrahpa- ga fi tın ayni zamanda Corrahpaşa — hastahanesine de ekmek verdiği; geç vakit işlerinden dönen - ihtiyar ve faktir halkın bu semt fırının- da ekmek kalmaması yüzün- dön sıkıatı. çekt ekmek bulmak için Aksaray gibi u- zak semtlere gitmek mecbu riyetinde kaldığı bildirilerek Cerrahpaşalıların bu- acıklı durumdan — kurtarılmalarımı temin maksadile mozkür fı- rına gereği kadar un- veril- mesi istenmektedir. a A İ BELFDİYE DF Şehrin et işi hal edilebilecek mi? — İmparatorluk. devrinden bu yana, hattâ Cumhuriyet hi metinin dahi halledemediği İs- tanbulun et derdine bir çare bul map maksadile yeni bir teşeb büse geçilmiştir. Bu hususta şehir genel mecli sine verilen bir teklif fevkalâde bir ehemmiyeti haiz bulunmak- tadır. Bu' teklifte 4 milyon lira ser- mayeli et limited şirketine bele diyenin 500 bi lira ile ontak olması ileri sürülmektedir. Umum sermayenin sekizde birile ortak olan belediye, diğer ortaklar kadar hakka sahip ola 'caktır. Verilen malümata göre şirket rarsdrıtuao sdrıtununu un unu gehirde satışların tanzimini ya pacak ve bu suretle et fiyatla- rında bir istikrar temin edilecek tür. #990000009900001G0SATATTADAMAULDDDTATTTTNTTDANAAAGOE ,q)')')“';' GOSGGOCGU YENIİ SABAH Beynelmilel Tiwî'et Odası beyannamesi Beyannamede : “Batı ve Döğü Avrupa işbirliği yapsaydı harice başvurmak zarureti hasıl olmazdı,, deniyor. ası Ticaret Odası, iera komitesi Avrupanın kalkın- mast için bir beyânname neşret miştir: Bu beyannamede ezcüm le göyle denilmektedir: Avrupanm - kalkınması programının tazammun - ettiği teşvik ve dâvete Birleşmiş bİr Avrupanın icabet etmesi gere - kirdi: - Maalesef 400 milyonluk -Avrupadan yalnız 270- milyonu temsil eden 16 millet, yeni bir 4.vrupa yaratmak hususunda çı kan bu tök- fırsattan istifadeye iştirak etti. Bunula beraber ay- ırılığın mahiyeti siyasidir; tica ri münasebetler önceden düşünü lebilecek dereceden çok daha az müessir olmuş bulunmaktadır. İktisadi bakımdan Batı Avrü pa ile Doâu Avrupa birbirini ta mamlar. Bu ikisi iş birliği yap- mış olsalardı. harict yardıma baş vurmak zarureti bu kadar müb- rem olmazdı. Batı ile Doğu Av- rupa memleketleri arasında Tica ret anlaşmaları akdine muvaf - fak olmak için elden gelen her şeyi yapmalıdır. Kendi kanaklarına bırakılın - ca Avrupanın her parçası dalia büyük bir gerginliğe tahammüle İmlecbur olacak, bu da yalnız lat'anın değil bütün dünyanın ik- MAARİFLE Üsküdar A, Kız Lisesinde tören eai Üsküdar Amerikan Kız Lisesi yeni yıl mezunlarına diplomala- Ta dün saat 17 de, okulun Bağ -| larbaşındaki bintsında, mera - gsimle tevzi edilmiştir, Merasime İstiklâl marşile baş lanmış, ve muharrir Ercümend Ekrem Talunun «Okuldan Ha - ta mevzulu bir konuşma yap- , muteakiben okul müdüresi Miss Martin tarafından mezun - lara diplomaları merilmiştir. Bu yıl lisenin son- sınıfında 20 talebenin hepsi de mezun ol- muştur. Sanat Enstitülerinin imtihanları- Şehrimizdeki erkek ve kız 5p nat enstitülerile akgam sanat o kullarında haziran devresi bitir. me imtihanlarına devam edilmek tedir. v 28 jmayısta bâşlayan bu me zuniyet imtihahlarına 16 hazi ran çarşamba sabahı #on veri- lecektir. Bu avada yine Haziran devresi, «Meslek ve" dersp| imtihanları da 26 haziranda ta; mamlanmış olacaktır. Ankaradaki Kız Teknik öğret men okullarma girecek talebele vi' seçme imtihanları ise 29 hazi ran salı günü başlayıp 10 tem muzda nihayete erecektir. Lise olgunluk imtihan günleri Lise son sınıf «Devlet olgun - lukw imtihanlarının Fen ve E- debiyat kolları için gu günlerde yapılması kararlaştırılmıştır: Edebiyat kolu için, Edebiyat dersi 23 haziran, Felsefe veya Matematik 25 haziran, Jeoloji 28 haziran. Fen kolu için, haziranın 23 ünde Matematik, 25 inde Jeolo- ji ve Fizik, 28 inde Felsefe veya Tarih. ü tisadi kalkınmasını geciktirecek tir.r EKONOMİ Pamuklu tevzii için karne usulü HBi Sümerbank mamulleri duz |fiyatla ve karne usulü ile tevzline 22 haziranda başlana - caktır. Belediye tarafından tabı ta - mamlanan pamuklu — tevziatına ait karneler, yarın sabahtan iti baren kaymakamlıltlara dağıtıla caktır. Karnelerin tevzii, yine muh - tarlar tarafından yapılacak ve nüfus başına üç er metre pa - Tuklu. verilecektir. Yoğurt wcuzlamıyor Silivriden gelön haberlerden öğrendiğimize göre Silivride en iyi kalitede yağlı yoğurdun ki- Tosu 60 kuruştan satılmakta * far. . Halbuki şehrimizde en iyi yo- ğurd 100 kuruştan muamele gör mekte, burada; imâl edilen, fa- kat Silivri yoğurdu diye satılan yağı alınmış ekşi yoğurtlar müs tehlike 60—80 kuruştan intikâl ettirilmektedir . İlgili makamlar, fiyat husu - sunda tetkikler yapmaktadırlar. A bi POÖLİSTE Gülhane parkında yeni bir hadise -— Hulüsi, Mehmed, Kadri ve Hulki ile diğer 11 arkadaşları ev velki akşam Gülhane parkında saat 1 sıralarında orada nişanlı gı ile gezmekte olan Selim ismi: de birini bayıltıncaya kadar döv müşler ve sonra da kazın ırzına tecavüz etmişlerdir. Mütecavizler yakalanarak sav cılığa teslim edilmişlerdir. Agobun Kazı — Yazan : SERMED ED MÜHTAR ALUS — nice sutyen, toz penbesi bir kaş- korse, ayni renkte kombinezon ve külot alıp giydi; üstüne de mor çi çekli, gümüşi, ipek bir kimono ört tündü. — (Çay est!) diyerek, bir topu- ğunun üstünde topaç gibi fırradak dönüp dışarıya seslendi: — Gülter!... Yarın “bakkaldan defterle Sünlayt sabunu al; karyo Tanın altındaki çamaşırları yıka, Derin derin içinl çekti: — No (Çordiner), ne (koforsuz) apartman, Bir (benyuar) 1- Bile yok, Şimdi ne kağat İâzımdı. Kova ilç sy ısıttirip khvemîe yıkantnalt Vücude (İveşör), (supleg) vermt- yor... Odökoldüy ile %rlksıynn) Yapıp Krem süröyim bal Lavgboya - yaldı Sigede ikj patmak Kolonya kafnış. Telâylal — Bu Bek 3, yetme Inî Kal fapitodân bir şişe Âtkinson al. dirmafi, « İlçved hatırlattı: «& Sen ılnıdı lnrı h KI Sedl ra) qnlcoı Ü ?qrdı%? yeröli .,uıom—ig lyımo lnı ahi fotöy'ün uyla bozult, ğapı targflı ndnkı lLUşuyl !mynlıın. onrar kâpapehin yüsü len &ö goluk, öhü dâ Ponostt Önlün A kelim... Salona sinirlendiler. Koltuk kö- ge kondu; kannpe beniye çekildi. Mehlikanın gözleri piyanonun üze- rine ilişti. Orada neler yoktu: Mo- dern stilde, çatlak tarafi arkaya çevrilmiş bir vazo, ufak boyda, a- nadan doğma çıplak bir genç ka- dın Liblosu; Mozart'ın, Ohopin'in, Verdi'nin, Gounod'un alçıdan kü- çük büstleriş bir sürü de fotoğraf. Kuzen beyin dostlarından, kendi arkadaşı tazelerin kocaları ve ni- ganlılarından batılarının Kâtirala- hepsi toz içinde . Yine Gültere seslendi” — Karyolanın altında, geride eski çoraplarım olacak. Birini ka- Dıp getir, şunların wııınu al, Bu grkek “atolarını ortadan ıldını lım; Kavafo dâ ihtimal yor pense); hasıl - eder duğll mi Hco? Nesrin, duvardaki gergeveyi göz- terdi? — Buny da indirin beri)... Kyzini hanımın kocaşıhdan bo- şandığı sıralar nişanlanı vlen meden ayrıldığı, herliştee âılî man samlan, halbuli koyu bir İça- îolık olan, Yuşuf İsmitide, Lübnah gok yalaşıklı ble genein Hesmiy- K — Bravo Nesro, az kal&ın unu- tuyorduk. O da durmasın Maşerl — Amma yori boş kalacak... — Sahi oraya bir (Kadir) bul- mah! Düşündür — Ecved, bizim paşa babanın (dömi profil) bir ağrandismanını hereye koyduktu? — Ne bileyim ban? (Bgatel) le- rin arasındadır her halde... Gültere sordular: — Hani büyük babamızın bir Tesmi vardı. Albomdaki değil, ko- gamanı; Üyiformalı, göğsü (me- day) lar, (dekorasyon): larla dolu çlayı. Mutbakta, sandıkların arka- #ında mı bir bak! — BSandıkların arkasında küçük beyin Jimnaştik takımları var. ımıııkı. gİnirlendi: nereye sıkıştır. 4.:.3; .ıuntwıı gitti, arayıver vetih #por gezetelerinin rı gatı arasının içini falan yolk Bosleme, (bulamadım) — diyerek Göndü. — Dell olgaşğım (Mon Diyö)j Hani danım İkahvorengi bir çergi vede 1di. Adadan toşinirken unül muştuk da ev dahibi madam aldi- mMıza getirmişti, yatakların arası- BLSAYYAUNANAMAAUTDANSALTRRTÜDD OÜDDT DDODDODDODOOUNAAAODAALDUDSDONDAESALLECU. r salışındâ iuptaıfıfıi_arm şikayeti i Jlıu ileri geldiği söyleniyor Şehir karneleri t dar olmasile alâkalı bulmakta, bundan evvel Ekonomi Bakanli god Bu işte 150 kadar memtur kullanıldığı hususunu ileri sür mektedirler. Diğer taraftan toptancı bak - kallar dün belediyeye müraca (tatil olma: cı bakkalara' şeker satışı yapıl madı işi temin edilmiştir. İmalâtçılara talısı ton şekerin ,tevzün At İmemnun edici bulunamamıştır mata göre Tngiltereden ithal & randa limanımıza gelmiş ola - caktır. eretlüğ ADLİYEDE dan mahküm oldu —— Kocası Alâettin rilmişti. hapse mahkümiyetine ve onun da teciline karar vermistir. —— hazırlıklar Istanbul fethinin 500 üncü yı dönümüne bir kaç ebile hız verilm Bu cümle: mü ve medre: hine rastliyan re edilmesi ön plâna alınmıştır. ğitim Bakanlığı âbi i müdürü Saim Ül- len, Milli E; deler şubi men toplani onarımları etrafında bazı ka - rarlar alınmıştır. na sokmuştuk. Bir defa da karyo-| lamın altını yokla! Nihayet Senai paşanın fotoğraf-, fi bulundu amnın kartonu eğril- miş büğrülmüş, çerçevesi param- parça. Hemen Lüblanlının çerçeve #ine geçirdiler; açık kalan yere astılar Mehlika: — Yahya bey (kategori) sinde-i ki adamlar üniformaya, (dekoras-$ yyon) a, (meday) a çokk ehemmiyet verirler. Gözüne çarpsın. Ecved, hatırlattı — Berif gelince bir şeyler ikram| etmek şart. —Tabit tabil. . Nesrin lâfa karıştı: ına rağmen) toptan | bir hal çaresi Diğer taraftan verilen mülü - dilen 15 bin ton şeker 26 hazl- Betül hakaret suçun- Aytunu öl - 'dürdüğü' iddiasile birinci ağır ce) za mahkemesinde muhakemesi devam-eden Betül Aytun, geçen celge sonunda Adliye koridorun da kayın babası Dr. Salih Saide hakaret etmekten aanık olarak cürmümeşhut mahkemesine ve - , Dünkü celsede mahkeme Be- tülün hakaret suçundan üç gün Fetih yıldönümü için sene kalmış şehrin imarına l ivarında bu lunan tesislerin tamit veya Tes- tore edilmeleri işi İstanbulun fet llarda yapılmış olan Rumeli Hisarının da resto Bir müddet önce şehrimize ge gen evvelki gün yapılan encü - ada hazır bulun - muş ve şehrimizdeki übidelerin EARTAATAOSCTS , 3 HAZIRAN d43 —— SABAH | Yeni Bakanlarla uhayyel mülâkatlar f satia: örüleriem bir-elarğız kurulalı üğ, faktakiyatla 2i çiriyorsun. Ayo 1 Hasah aka kabinasinin yeni üyetari Ha mük ) mülükatları me vakit yapacalâr | — vanu, adamoağızlara orini Usıtmak bile aha y Holğ b olmadı ne ile şeker satışı, bir türlü dü| zenlenememiştir | İlgililer, karr zündeki ak| göstersinler yani tenkide venil saklıkları belediye iş hacminin y ınlar, © zaman mü Hayyel mülükatların envarm okurcüe muz oridaki. 305 gövrek gevrek Büle dükteri sonra — Ayor, dodi, sen-muhatir haşyazarı, yahud da Bakanlık toktif erittamı 1Ş Malk Partiti Hafemşor mur atla T Şitketindeki şeker den, Heyet daha icraatar bağı tevzli işinin pek gevşek gittiğin| '©madan; tenkid bekliyelim? Bir senak den şikâyet etmişlerdir. ç. ahati Mi Bu şikâyot üzerine belediye| T“YON v8 nüktoli; yazılar hakiyoruz. geker Şirketi ile temaslarda bu -| Meselü yeni bakanları, ıstanat projo Teigilliş, netiaede ÇAlimc üi ve faaliyet tarzları haklında, ha vüara sve biyikdi Töke yalen pok âlâ konuşturabilirsin. Düşün ÜM, yüzünü göstermade o muhatabımı hal — Hele bir düşüneyim! diyerek t0« tafanu kanattım ve el şakakta bir mld det düşündi sonra kazarımı Ver« dim: Okuyucu haklı ve yeni Bakan- larla, ne yapmak tasavvurunda olduk farına, mühayyel birer mülükat yave Mi yerinde olacaktır. * Ülk otarak Mini Hüsaü Çakıra baş vurdum. Daha he- niİmM-ağız açmama vakit bırakmadan Morhaba Fikracı, dedi, aasil mi- Savunma Bakant — Anlıyamadım efenditm. ldü ve — PW İstanbul uşaktaru Birdi, dar da kaputanluk. taslarl: yimisun diye sorayom Ha — Teşekkür ederim beyefendi, bire den mire anlıyamamıştım da — Mazur görün! — Kördum gitti!... Neristay — Elendim müstakbel — faali hakkında bazı Sualler soracaktı — Ha gor bakayum! — Moselâ eski kanunla emekliye ay- Filmış mütekaidlerin yüzü ne zaman Bülecek? — Ha onu Maliye Bakanu nilir! —- Aasratiacda dscaz indirme yapar dak misiniz? — Ha onu da bizim Saka pilirt — Güzet, bir Avruna: tedkik seya hatine çıkmayı düşünüyor — Ha pu işi de şel pilur? u halde zatığliniz ne biliyorsa söyleyiniz. — Benim şimdilik pildiyum şey: yeni 15 arkadaşlarımı tamımaktırt... dedi ve kalemi mahsus müdürünün okudu- Bu isimler hakkında sualler. sormuya koyuldu. Dikkat ettim, her isim- okum dukçaz — Tummidur; tuğmidür? diye sur YUp Hurüyor. Karadenizti şivesile acar ib bir şekilde muttası! tekerrür eden bU sualleri evvelâ anlıyamadım 2mma farkına vardım ki özel kalem müdürü- şube âmirleri generallerin isimlerini okudukça meğer yeni Bakan da: — Tümgeneral midir, yoksa tuğge- merat mi? diye soruyormuş. Sayın Hüsnü Çakıra zihin açıklığı dileyip etini öptükten sonra yanından ayrılırken şu hayır düasını- aldım : — Ailah senu bizim yapuya (gemi- ye demek olacak) Iostromo otsun!... * Yarından tezi yok, diye har ha fransızçayu bile konuşamaz: Sağa n? musunuz? ni İ Nihad Erim ve Cemit Said Barlasla da bir görüşeyim FIKRACI Mısırdan satın alınan vinç Mısırdan satın alınan - bir vincin teknesinin Haliç havuzla rından denize indirilmesinin De- izyollarına otuz bin liraya mal olduğunu. 4.6.948 tarihli nüsha mızda kıcasa bildirmiştik. Denizyollarından gelen uzun bir tavzih (yazımızın 5 misli ol duğu için koyamadık) de hâdi- se izah edilmekte ve masvafın 17 bin lira olduğu — Alaturka adammış; önce mut$ | bildirilmektedir. laka kahve vermeli.?. H —. — aa — Fincanlarımız çok bayağı, topal de paslı, bitişiklerden isteri: Muhakkak çay da çıkarmak lâzım gmma komşularda (cabare a-te) bulunacağını hiç talimin etmiyo- Tum Eoved dedi kit — Çaydan vazgeç; komplesi ol- malı, ö da külfetli kaçar. Bakkal- gan bir şişe Şartröz, yahtud Böne- diktli yok —Ukor. fondunsuz olmaz. — Biraz , sonra: Pangaltıdaki ğ Rirmeni (Patisye) den yarım kilo $ alıveririm. — Kavafo mütemadiyen sigarağ Içiyor. İki paket de Yenice alır- dd Gültere tal mta giriştir (Dovamı var) euııınz Likör takımımız $ —Ş x TARWWINR HAZİRAN 1948 1364 Ü oizer | Ruml Hi Mıyu Şaban Pazar İ —— ea mıard0. AY -00 Vükitler Vasa S D8 5 26 -8 M dk- 3 K 8 3 ğ0 42 12 :'ı u".' | 09