2 Mart 1948 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

2 Mart 1948 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BAYFA: 2 nl Si HATIRALARIM Yazan: Prof. Kenan Ömer Öner - a ğim Bilhassa kullanmasını bilenler için pek iyi şartlar içinde başlıyan Bumhuriyet devrinin gittikce tereddiye uğrıyarak, Türk tarihinde az örülmüş bir felâkete doğtu milleti sürüklediğini görmemek kabil ola- uyacak kadar bir vuzul hâsıl etmiş bulunuyor. İş başında bulunan: lardan başka bu Gkıbeti sezmiyen bulunmuyordu. Ben-doğduğumzaman üç kıtai-arza dal budak-galmış görülen Os- manlı İmparatorluğu, kendimi hissetmeğe başladıktan sonma elim bir İnbitat hamleleri nerede karar kılacağı belli olmıyan ' bir izmihlâl koştukca koşuyor, Bulgaristan, Mısır, Bosna - Hersek gibi iyiliğin- len ziyade kötülük menbat haline gelen yerlerden Barfı mazar edilse bile - bir Franşiz mütefekkirinin “de dediği gibi - geldiğimiz — yerler Goğru çekile çekileacı>bir inkırasın kenarına yaklaşıyor, arzın A paşında, Afrika ve Asyasında mühtelif ırktan en aşağı kırk milyon halk üzerinde saltanat kuran koca Osmanlı İmparatorluğu her tarat- 'tan koğula koğula ufalıyor, asırlık şerefini şerefsiz yollarda arıyor, beşeriyet arasında Şerefle anılan Türk milleti kimseye- görünemiyecek kadar zelil bir varlığa, daha doğrusu izmihlâle'doğru #ürülüyordu. Kahraman ve celâdet dolu ecdadın çocukları olan Türk milleti, hiç te hu âkıbete'lâyık olamazdı. Şehir ve kasaba halkının zamanla tereddisi kabul olunsa bile varlığının ddörtte üçünü bugün de — teşkil eden asil millet, ırkından ve ecdadından aldığı meziyetlerin hiç birini #übhesiz elden kaçırmamıştı. Bu biçare halka cemiyetin eli pek az do- kunduğu, medeniyet telâkkilerinin rüzgârı bile Lüzerinden geçmediği için olanca sâfiyet ve bekâretile faziletlerini, meziyetlerini muhafaza ediyor, Türk camlasının selâmı in kendisinden istenilen vazife üs- tündeki fedakârlığa seve seve katlanıyor, kendinin ve evlâdının canını bile mensub. olduğu millet varlığı hesabına veriyor, tencere ve sapa- 'nını da vergi şeklinde ibzal ediyor, kendisi bitiyor ve milletinin var ol- ması için ne lâzımsa tereddüd etmeden yapıyor, fakat ağıl ve ühır ha- yatından da kurtulamıyarak cemiyetten hiçbir şey almadan veriyor, veriyordu. Memleket ve halk için çalıştığını iddla edenler herşeyden evvel bu sefaletin elim sebeblerini arayıp bulmağa, bulduktan sonra da or- tadan kaldırmağa mecbur oldukları halde bunu yapmak vâdile iktida- ra geçen her zümre yerine alıştıktan sonra daha aztırab verici bir is- tical ile milletin üzerine saldırıyor, kendi zümre ve satvetinin artması için milleti durmadan soyuyor, bir tarafta mahdud bir zümrenin dâ- rât ve ihtişamı göz kamaztırırken öte tarafta saadete kendilerinden lâ- yıkıkoca bir milletin felâket ve harabisi çoğala çoğala tahammül edil- Mez'bir hal alıyor, maalesef bunü temin eden hükümete de - önceleri saltanat, Sonra meşrutiyet, daha sonra da cumhuriyet ve halk hükü- meti deniyor, asırlık bir İdare sistemi, yerinde sayıp dururken en sonra böyle ddareye soyadı olarak «Cumhuriyet> ismi takılıyordu. İşte bana Celâl Bey tarafından bu vazifenin tevcih edilmek iste- nildiği sırada memlekette böyle bir zümre saltanatı kurulmuş, bu züm- renin satvet.ve tahakkümünü takviye etmek ve bu kuvveti millet aley- hinde kullanabilmek için bu istibkaksız azamet karşısında da sefaletinde göz açamıyacak hale gelen koca bir Türk milleti yer almış, Allahtan bir kurtuluş çaresinin tahakkuk ve zuhuruna dua etmekten başka her ümidden sayrılmış bulunuyordu. Halka bu ümidi vermek şübhesiz vatanını seven her ferdin vazi fesi idi. Fakat ortaya atılan'Demokrat Partinin dört kurucusu bu ümi- di tahakkuk ettirecek, bu uğurda can verecek kabiliyette insanlar mıy- di? Zaten ulu doğan Mülli Kalkınma Partisinden sonra teşekkülü ilân edilen Demokrat Parti bu ümidi başaracak halde miydi?.. Herşeyden evvel hakikati.kavrıyabilmek için ortaya çıkan bu tarz- daki her teşekkülün teessüsü zamanındaki şartları tahlil etmek bana en aldatmayıcı”bir yol gibi görünüyordu.' O zamanki şartlar ise hiç te ümid verecek. halde görünmüyordu. Meşhur *San Fransisko ahidnamesinden sonra çok partili bir hü- kümet ve tek,dereceli bir seçim teranesi almış yürümüş, memleketi gittikce derinleşen bir felâketten kurtarmak için demokrasi usul ve anlanesinin tahakkukundan başka selim bir ilâcın bulunamıyacağı tel- kin edilip durmuştu. Halbuki'biz bu rejimi tâ Meşrutiyet devrinde ka- bul-etmiş, Cumhuriyet devrinde de anayasamızı bu esaslara göre tan- zim-etmiş bulunuyorduk. Belki de yirmi beş sene idareyi elinde tutan Halk Partisı memlekette demokratik esaslara göre idare cihazının iş- letilmekte olduğuna inanmış görünüyorlardı. Fakat hakikatte demok- ratik bir anayasanın maskesi altında işliyen idare makinesi, en koyu bir oligarşinin, zümre -saltanatının tam bir ifadesiydi. Seneler süren itiyadlarla tıbkı havuza atılmış bir taş parçası gibi, bir merkezi tahak- küm etrafında sıralanan dalga daireleri şeklinde :o -merkezi tahakkü- mün tâbirleri, sonra teb'i tâbirleri, daha sonra da onların tâbirleri geli: yor, meşru ve gayrimeşru yollarla bunların»&line -geçen kudret ve e: vet-mukabilinde gün geçtikge artan elim bir israr ve #efahatin yanı ba- sında-aç, çıplak ve imim,ânim inliyen koca bir milletin feryadları işitili- yozdu. l varlıklarını ,kendi let ve liyakatlerinden *fazla mer- kezi tanakkümün şahsına bağlamakta -arayamıyan bu zümre elindeki nimetlere ve kendilerine bunu temin eden vasıtalara sımsıkı sarılarak ölünceye ,kadar, belki de daha sonra milletin kanile Şişen midelerini boğşaltmamak, ele,geçirdikleri nimetlerden uzaklaşmamak için kendile- Tine nagibin kısmet ettiği varlıkları bahşeden idare .sistemim, sistem: lerin en doğrusu ve en meşruu olarak kabul ediyondu. (Devamı var) EURARIN C Ükly A y a : b İN U Aç koyma darsizolur (Baştarafı '1 incide) bir de yatalak annem var; ayda elli dira yalıyocum ; sev de - kira...x Ve sbe- nim cevab veremediğimi görünce iâve elti: cAllah bile kullarına — taşıyamı- yapacakları yükü dahmli etmez. Ayda elli dira İle bu yükü taşıyamıyoruz.» Hetioe itibarile dairelerde anafor iş Tarım Bakanlığının bir kararı Çiniklileri zor durumda bıraktı —— Samsun (Hususi) — 23 sene evvebanayurda»mübadil olarak ge- len arkdaşlardan , bazıları da Sam, sun “Asağı - Çinik köyüne yoerleşt Tilmişti. Bugün bu iköyün 1400 nü fusu vardır. O zaman *8 nüfuslu ©lan bir haneye 10;5 tönüm erazi verilmişti. O zamanki 3 nüfüslu * “Yeni sigara fabrikası Balıkesirde kurulmalı,, Yeni Sabahın 16 Şubat 948 farihli —sayısının — dördüncü saylasının & incl sütununda habe «Balıkesirden küçük ler» başlığı altında şöyle bir haber — vandı: — «Avrupadan Kkrepsol idhal — edildiğinden Bahkesirdeki bütün ayakka- bicilar 6 aydır İşsiz...» esiri ayakta tutanme aat erbabi, ne fan aacak smemurlardır. Bü- tün esnaf batmak Üzeredir. akkabıcılar di da dediği gibi burada fabri- ka kurmak ile mümkün olur. Şu, günlerde' İstanbul Malte- pesinde muazzam bir tütün ra fabrikasının kuru- lacağımı güzeteler yazdı. Ke- sif heyetleri gelip işe başla- nacak. Bendeniz bu fabrika- man İstanbulda değil, Balıke- sirde kurulmasını teklif edi- yorum. — Balıkesirde yapıla- cak olan bu fabrikada en a- sağı 2500 işçi çalışacak, 2000 ailenin durumu — düzelecek, bu kadar ailenin 5000 çocu- ğuna istikbal gülecek, işçi i- ile esnaf, muhakkak bir W- lâstan — kurtlilacak, — hülüsa yurd çapında bir. mes'ele halledilmiş olacak. Böyle bir fabrikanın kurulmasında bü- tün Balıkesirlilerin, icabeder se, mükellef olarak çalışacak darına ben şimdiden söz ve- rebilir, hattâ bendeniz, şim- diden hazır olduğumu beyan dahi edebilirim. “Yeter ki bi- zim Balıkesir kurtulsun... (Xeni Sabah) bu lütfu biz den / esirgemesin de — varsın Ahmed Emin Yalman Hol- lanğa veya Londradan telsiz- de-haber yollasın dursun! Matbuattan ve hükümet- 'ten alâka ve yardım bekliyo- ruz. Süleyman Abacıgil Kara- deniz Ap. alt kat Yenişehir Ankara MÜTBFERRİK Eski Ticâret Bakanı seyahate çıkıyor —e İstanbul vapuru önümüzdeki cu ma günü Marsilya seferine çıka- caktır. Şimdiye kadar, müracaat ede- Tek yer ayırtan 80 kişi arasında eski Tiçaret Bakanı Atıf İnan da bülunmaktadır. Diğer taraftan, vapurun bundan evvelki Marsilya dönüşünde, bazı mühim şahsiyetler namına kaçak- cılık yaptığı iddiasile gümrük me- murları tarafından yakalanarak, dosyası saycılık kaçakcılık bürosu na havale edilen kamarot Haydar Çınarın tekrar eski vazifesine iade siyle, vapurun bu seferinde Marsil yaya gönderileceği hakkında çıkan sayiaları Denizyolları idaresi tek- Zib etmektedir. Üniversitede dün derilere başlandı —— Birinci sömestr tatilinin nihaye- te ermesi münasebetile, Üniversi- tenin bütün fakültelerinde dün derslere başlanmıştır. — Rüştü paşa, Sabit bey ge lirdi. — Peki sen Kara Kemalin kaçışından ne anladın, kaybola- cağını hissettin mi? — Anlamadım beyim, bazan gider geç gelirdi. Anlamadım. — Kara Kemalin yazıhane - YFNİ HA"AH Cerrahpaşa verem pavyonu açılamadı Aylarca evvel davetlilere gezdirilen pavyo- nun hastalara terki adeta imkânsız Belediyenin Cerrahpaşa hastaha- nesi bünyesinde inşa ettirdiği 200 yataklı verem pavyonuna , yapılan müracaatlar günden güne artmak tadır. Bugüne kadari .Kf müracaatların beşyüzü mübecaviz —olmasına rağ men, pavyona hasta kabulüne im kân bulunamamaktadır. Zira yeni yılın üçüncü ayına gi rilmiş olduğu balde belediye büd cesi tasdik edilmemiştir. Cerrahpaşa — verem — pavyonuna müracaat etmiş bulunan hastanın hemen hemen"400 ü meccanen yat akh arzusunu gösteren fakir has talardır. Paralı hastalar için, tarife hazır lanmıştır. Bir yataklı odalar için Üücret 12 Jira, Üç yataklı odalar İ- çinde 6, 7, 8, lra ücret tesbit olun muştur. Fakat müracaat adedinin 400 ü Nü fakir hastanın teşkil etmesi kar Şısında belediye müşkül mevkle düş müştür. Alınacak hasta adedi muayyen olduğu cihetle bu 400 hasta içinden en fakirlerini, bihassa en ağır has taları seçmek mecburiyeti vardır. Belediye, büdcesi tasdikten gel- dikten sonra müracaat eden hasta ları, mütehassıs hir heyete muaye ne - ettireceklerdir. Diğer *taraftan büdcede 65 mil yon llra açık bulunması, belediyeyi hizmetlerini tam mânâsile ifa ede memek endişesine düşürmüştür. BELEDİ YED.E ; İçkili yerler hakkında hazırlanan nizamname Bllbesi İçişleri Bakanlığı tarafından ha zırlandığını evvelce yazdığımız İç klli yerler ve barlar hakkındaki ye ni nizamaname tatbik şeklini göste ren bir izahname ile dün vilâyete gönderilmiştir. Bu nizamnameye göre İçkili yor ler yenlden tahdit olunacaktır. Buü tahdit neticesinde serbest bölge dışında kalan ve-nizamname ye nazaran kapatılmaları dcap « den içkili yerler, vilâyet tarafın- 'dan kabul edilecek bir intikal dev resi sonunda kapatılacaktır. İçkili yer bölgeleri snırlandınlır ken, türbe, mabet, mescit cami, © kul ve mahalleler-nazarı itibara alı nacaktır. WAARBİFTE, | Hususi mektebler teftiş edilecek —— Milli Eğitim Bakanlığı özel 6kul lar genel müdürü B. Ali Teoman, azınlık cenebi ve Türk özel okulla- rını teftiş etmek maksadile, dün sabâhki, ekspresle Ankaradan şeh Timize gelmiştir. Ali TTeoman, bugün de muhtelif özel okulları teftiş edecektir. 34 üncü ilkokulun kömürl bulunan bombalar Bir kaç gün önce, Beşiktaş 34 üncü okulun kömürlüğünde'bulun- duğu iddia edilen iki bomba etra- fında emniyet müdürlüğü ve diğer ilgililerce yapılan tahkikata devam edilmektedir. Dün de bir kaç kişinin ifadesi tekarrur etti Üstanbul Muallimler Birliğinin teşebbüsü ile, bütün öğretmenle- rin Devlet Denizyollarında ;yüzde elli tenzilâtla seyahat etmeleri ka- rarlaştırılmıştır. ADLİYEDE Polis Celâlin katih 22 yılhabse mahküm oldu karısı kulübesine gelerek kendisini yakalamak isteyen polis Celâl Cinj gözü mavzerle öldüren sabıkalı hır sızlardan Sülrtü Şükrü Özdemir bakkındaki —dâvanın — duruşması dün 1 inci ağır ceza mahkemesinde sona ermiştir. Bu celsede sanık, mahkemeye ya zı olarak verdiği müdafaanamesin- de; polis Celâli gece karanlığında görmediğini sadece kendisine lek- trik fereni tutan meçhul şahsa ateş ettiğini, bu şahsın polis olduğunu Parkedemediğini İleri sürmüştür. Netice mahkeme kararını bildir- miş, Şükrü Özdemiri 22 sene ağır hapse mahküm etmiştir. Dr. Celâl Muühtarın vasiyetna- mesi ibtal edilmek isteniyor #ehrimizin tanınmış Zenginlerin- den ve Kızılayın kurucularından Dr. 'Celâl Muhtar 156 milyon lirayı geçenemvalini, ölümünden evvel bir wvasiyetname ile Darüşşafakaya hibe etmişti. M defa Dir Celâl Muhtarın genç kızı 9 uncu asliye hukuk mahke mesine müracaatla vasiyetnamenin Aptali hakkında bir dâva açmıştır. Dünkü duruşma, iddlayı incele- mek “üzere başka güne talik edil miştir. p ği liğee zi Bir adam kadın yüzühden arkadaşını bıçakladı Küçükpazarda Demirtaş soka- iğında 7 numaralı evde oturan Şaban 'Değirmen evvelki gün kadın yüzünden çıkan münaka- | ga sonunda arkadaşı Mehmed | Sı.lve.ni iki yerinden bıçaklamış- (Yaralı tedavi altına alınmış ve suçlu yakalanmıştır. n eli Ee e Di Bayan Lâi:u Karabey istifa tmemiş Gazetenizin pazar “günkü nüs- hasında Konservatuvardan istifa ettiğime dair bir yazı okudum. Bu haberi tekzib ettiğimin ilk nüs hanızla neşrini “kanuni hakkıma dayanarak dilerim. Lâika Karabı BERLER Patrik Maksimos Patriğinistifası etrafında çıkan şayia- lar,ortodoksâleminde derin akisler uyandırdı şezsier Rum Ortodoks Patriği Maksimo Bun, üstifası etrafında çıkarılan gayialar, son zamanlarda bir çok dedikodulara sebeb olmakta de- vam etmektedir. Ayni zamanda patrik “Maksimo- patrikhanenin - teklif ettiği bazı şartlar tahtında istifa arzu- sunu göstermesi ve Efesos metro. Sun, politliğinin kendisin rilmesini ileri si i, İstanbul Ortodoks mahtfilleri beyninde merak uyan- dırmıştır. Maksimosun Efes, liğini istemekle, «Fahr edinmek gayesini güttüğü de dia edilmektedir. Diğer taraftan, lisi, halen vazife başında * bir patriğe, fiilen mevcud o| bir metropolitlik izafesine yettar değildir. Maamafih patriğin, Sen Sinod meclisine hiç bir resmi müracaat-| ta bulunmadığı söylenmektir. Ortodoks âleminde derin akı yaratmak istidadını gösteren mesele etrafında, patrikhanede sa- lâhiyettar bir zat şunları #öyle- miştir: <— Patrik Maksimosun, sıhhi durumunun bozük olması / dölayı- sile vazifesinden ayrılmak isteme- si doğru olabilir. Fakat “iddia edil diği gibi, bazı tavizlerde bu- lunduğu hilâfı hakikattir. Yeni seçilecek patrik için de bütün met- ropolitler namzettir.; DENİZDE u Bir Rus vapuru karaya oturdu $ ——— Pazr gecesi saat tumdağ Anverse gitmekte mısır yüklü 7176 tonluk, Savagia Sen Sinod mec-| adındaki bir Rus gemisi Kavak- | larda karaya oturmuştur. Boğaza girerken diğer Rus ge- mileri gibi klavuz almayan gia önce boğazı -kapayan gel mayın ağlara çarparak — bunları parçalamış, yolunu büsbütün şaşı- ran gemi bilâhare karaya oturmu: tur. Hâdiseyi mütcakib Alemdar 4: lisiyesi “vak'a mahalline gönderil- 'miş, 15 - 16 saat sonra devi galışmalar neticesinde gemi yüzd rülebilmiştir. Alâkâlı makamlar gerekli tab kata devam etmektedirler. Karadel e fırtına dekrar ah başladı Evvelki gün biraz düzelen ha dün tekrar bozmuştur. Sühunet derecesi düşmüş, umumiyetle şi- malden esen rüzgürin sür'ati faz.| lalaşmıştır. Karadenizde de - fir şiddetiyle tekrar başlamıştır. Hopaya varmış olan İzmir va- dütün puru fırtınanın sükünetini bekle- mektedir. Ankara vapuru da fır- tına sebebile Vonaya sığ Diğer taraftı takdirde Gün ferine çıkacaktır. Mtatürk'e İzmir İstiklâl Mahkemesinde neler gördüm? Ssahibleri tarafından -sineye >çekilen zaruri birnmasraf oldu; herkesesde o “kadar çok dokunmuyor. Bir an evvel İşlerini, çıkarmak İçin beş on kuruş fe- dakârlık ediyorlar. Fakat netice ne-o. Tüyor? -Maaşla ,geçinamiyon memurla- rın emeslek akide» leri sarsılıyor. -O zaman ahlâk. bakımından zayıf olan- dar kendilerine edilen emanete de hi- yanet eyliyorlar. Marşandizde vuku *bulan sirkat de böyle-olmuştur. Bunu akar yerinden kesmeli, Me- muru tecziye etmek, daha başka tür- dü todbirler almak bu gibi vaklaları önliyemez; Omemuru — terfih eylemek İoabador; onun -kafasindan hir. (kay- Bu) halino gelen maişet —derdini çı- karmalı. Bugün ev geçindiren bir aalle relsi İçin çelli, #yüz dira diye -bir para mı humu kalmamıştır. Hakikatan diç ove Yüdişbir karısı, bir de hastalıklı anası olan we kirada oturan bir adamın ha- yat grafikinde 1048 “senesi “—koca bir SütüN geklinde yükselmiştir. Hükümetbunu-nazarı dikkato alma- lıdır. Çünkü devlet makinesini yürü- ten, islatan salemanlara iyi bakilmaze hane, bugün 6 ve 8 nüfusludur; Ayni mikdar toprakla #geçinmeğe mecbur kalan bu -gibi ailelerin sı- lüzum yoktur. Bu yetmiyormuş gibi Ta- aldığı bir kararla 1400 nüfusu 'doğrudan — döğruya sefalete #evketmiştir."Hâlk, yalnız tütün ziraati Ale geçiniyor. Bakan lk-ova kısmı vetimli sayılan top: Tağı memnu' mantakaya (ayırdı ve tütün ekimini yasak etti. -Halbaki bu bölgenin tütününü yerli ve ce- 'nebi firmalar çok beğeniyorlardı. Çinikliler, kararın değiştirilmesini istemektedirler. örüme «Sivas» tankeri tâmir edilecek Bir müddet evvel Hayfadan gaz. getiren Sivas tankerinin tahliyesi bitmiştir Gemi -makinelerinde görülen ba- zi ufak ârızaların izalesi için on günlük umumi bir Tevizyona tâbi tutulacak, müteakiben sefere çıka caktır. sinde toplanmalar olmadı mı? — Oldu efendim. Eskiden bir defa kalabalık da toplanmış lardı. Müteakiben reis, müddelumu miye-bir diyeceği olup olmadı .- ğını sordu. Müddeiumumi «yoktur> de - di ve esasen cürümle alâkası gö Tülemediğinden muhakemesine goyrı mevkuf olarak devam e - dilmesine karar verilmesini 'a - leb etti. Mevkuf tahliye edildi. Hasibden sonra erkân) harb kaymakamlığından — mütekaid Riz>, *-y mahkeme huzuruna getirildi. Hüviveti tesbit edil - dikten sonya 335 de askerlikten İstifa ettiğini, ticaretle iştigale başladığını, siyasetle uğraşma- dığını söyledi. — En ziyade mülâkat yantı- Bınız arkadaslarınız kimlerdir? — $ark Eşya pazarındayım efendim. Evvelce- Millf İdhalât Yazan C. R. — Ziya Turgid beyle müna sebetiniz nedir? — Pek seyrek görürdüm. — Abdülkadirle münasebe - tiniz? Şirketirtin emrile Avru - gitmisştim — Abdülkadir bir defa şirkese müracaat etmiş mümsasil sıfatile ben de bir defa sörüştüm. davdahban mebusu Hilmi gilne sebetiniz? Fususi hiç bir münasehe- timiz yoktur. — Karr Kemal ile? Kendisini tanımem, şirketinde bulundum. Bilâhare - 12 martta siz, Kara Ke - 'Naim Cevad bey geldi, sonra mal, Naim Cevad beyler falân da Vasıf beyle çalıştık. birlikte toplanmışsınız. sa makine aksar, onları yağlamak ve moşrü' sürette — yağlandırmak lâzime dır. Abdülkadir, Nail beyler- le Hcaret yaptınız mı? r efendim. — Ha bütün vicdenımla temin edetim ki bir dakika otu srub konuşmadım, bir tesadiif o! suikasdın talsilâtı ve içyüzü Tefrika No. 192 masın. zaman bu zati görmüştüm. — İstanbulda nerede oturur. sunuz? — Kızıltoprakta efendim. — *24 nisanda Riza beyfle bu lustuk. vaid ettiğimiz terceme- leri yapma için» diye Hilmi be yin defterinde bir kayıd var? — Nisan *? #inde böyle bir şey vardı. Münihte bir yük işi vardı. Benu> evre'nnı Halil Pa- şa ile gatirmiştir. Hilmi Bey şir kete gelmişt!. Terceme 'v'n ufak bir para veri!mak mevz tubahis- * Ban dikteettim. O yazdı pa- rayı *endisiro vani”" — Kara Vasıf ve Çolak Salâ- haddin Beylerle bir münasebeti- niz var mıdır? — Bir buçuk sene evvel Kara Vasıf Beyle müşterek ticaret yapardık. Sonra ortaklık bozul- du. Bilâhare fiilen yazıhanemiz kapanmıştır, Salâhaddin Beyle selâmlaşırım. | — Sizin de gayrimevkuf ola-| rak muhakemenize karar veril- | di. (Celse tatil edildi. Müteakib celsede Nail Beyin ikinci muha- kemesi iera edildi.) , ÜÇÜNCÜ CRBSE Reis — Geçen muhakemeni: de dâvaca mühim görülen bir cihetin izahı lüzumu hasıl olmı tur. İfadenizde Canbulat Beyden || öğrendiğinize nazaran Rauf Be- yin teklifi üzerine bu ictimam ni ve neticesini Rauf — Kemal Bey ictimaa | 2MART a8 » ((HER SABAF) Fıkracının hoşuna giden bir fıkra Y Ücs “Divânda sorguya çokllem lor sarasında Vâkif Çakmur gibi, Nüzim Batur gibi İkine ol Dünya “Harbinin Türk mityonorle- ri listesino soktuğu tevâtüzü dillerde destan kişilerin de bulunması ve bun- ların nasıl hesah verecoklarinin umuml Morakışgıdıkladığı hakkında konuşulur kan İzmirin meşhur «nütedanlarından Hilâl gozahanosi sahibi Kema: bir Halebli dostunun . koni Tiği Şu fıkrayı naklettir — Bizim MHalohde, çok Zongin kinı- seler vardır, bunlar servetinin hasahı- ni bile bilmezler. Bunlardan -bir tane- | Si hastalanmış, artık yaşayamıyacağı NILanlamış. Bu kadar (servot ve refas hi terkettikten sonra kendisini yor 2l- tnda melrük Ve smonsi bırakmalarına katlanamadığından ait miş: eBen-ötdükton tutunuz.sÜÇ Bün, Üç gece beni kabire de beklesin: demiş Bizln mommlekette dero koyarlar sarfiyle - yapılmış lerdir.>Bu dâhidlere vazederler. Her x- ilenin böyle muazzam “Jühidleri dir. Aktaş, sine anlar sine vasiyet ot nra bir adam mevtaları (âl Lâhidler, hinlerce altın vare Arzettiğim zengin adamın genazee sini üç gün, Ü dâhidde bekliyoe- İ" cek kimse — bulamamı Nihayet ti yap bol ye- meczüb bir bedeviyi, bu. hi, Ona bol delunmuş. mıiya razı, etmişler. mokte ve bahşişter vör Merasim tamam olduktan sonra tar butu tühde indirmişler, bodeviyi da bir Çok yemakter, bir desti su we bir kaç deste mumla lâhde koymuşlar. Lahid kapanmı K kapkarane lik olmuştu. sosiler rinin başına muş. Akşam olunca Tâhdin duvarı rak sual melâikesi men yere yatıp ölü Sual melâikesi zeyyen tabuta we yerde yatan çiptâk bedeviye baktıktan sonra: «Bu tabut- fa yatanın hesabı uzün sürecek, evwe- bak çökmüş ha babam, iyüy Bedevi, baktaya t miş. Bedevi e- bi uzannış. 1â şu edevinin ime demiş- der. | Badeviye * — Yalla; kalkibakalım: | —e emrediyorsunuz? | ÇüzüN uzadıya teckik etti sonra) Ulan, o üzerindeki -kumaş e- dir? — (Bedevinin önünde parga parça bir Autadan başka bir say olmadığın- dan hayrotle) Kumas alân yok efen- dim. -O bizim futadır. — Vay mes'ün! Damek san düüya- ya rağhet ederek büyle Hutalar we ah dşamlar içinde Jyaşarlın hat... | — —>Aman elendim, büsbütün uryan, gezmemek için ne yapmalı idim?... (Bedevinin hu izahını amakul Bördükler sonra incelemeyi biraz da- ha ileri götürmüşler we Yatayı hağlar yan âni görmüşler) -Rek âlâ duta, anır ma bu dp nadir? | — Butayı»bağtamak işin... — Ulan ezil! Futanın İki sucunu birbirine »bağlıyamaz anı idin? — Hem futa, shem Ap; >Ahlahlan ikorkmadın mi? Melâikeden bir tanesi bedeviyi .sını- sıki tutmüş, öteki <hem *uta, vham a hat diye elindeki skamçı ile “herili sabaha kadar pataklamış. Ertlesi akşam, artık kendi hesahının Börüldüğünü zanneden jbedevi: «Baka- Tim u iherife me yapacaklar? » dliye düşünürken. Yine #ual melâikesi >be- deviyi yakalayıp Sabaha ikadar siseni futa, hem p hat...> diye -dövmüşler. Bedevi. üç geve-bu ipMarçası yüzün 'den “durup “dinlenmeden dayak yedik- ten we turşuya döndükten ssonra Za- vallıyı bir zembi! sarkıtarak Vâhidden çıkarmışlar. Yünümeğe bile Mmecali ol- amadığından biçareyi >»bir “sedye İle, ö- düden haber salmak viçin —kendisini dört gözle bekliyen allenin evine gö- türmüşler. Ölünün çocukları : — Masıl bizim Baba, öbür dünyada rahat smu? diye sorunca bedevi -belin: deki Mip Jpargasını “göstererek : — Mon, demiş, gu dP yparçası için (ç gece dayak - yadim. “Eğer ygelin ç karmanış. olsalardı kimbilir me ikadar yiyecoktim? Sizin baha: »Bankada pa: va, apartman, Şiflik (giftük) mevcud. Nakid wâfir (ook) Matlahittâzim Mahe şere kadar dayak yyer...> o* Tek -kelime ilâvesine düzüm görme- den “sayın KâMil sAktaşın bü fıkrası- ni tayyaze postasile “gönderiyorum, Fatin beyciğim. Gümleye selâmlar. FIKRACI eecece ... ç — TAKVİM * MART 1048 Beye bildirdiğinizi söylemi: D ser Bu cihetin bir kere daha te- | Hiçri vazzuhu için bu-mesele etrafın- '““’“ Rebtül | daki malümatınızı söyleyiniz? Şu'u: ,m, etmemek hakkındaki it zerine bulunmaklı: fetimadan sonr ya geldiğim zaman ( y ifadesinden —bu Canbulat Bey ietin günde Ankaraya ge'mişti. — Rauf Beye malümat ver- miş m — Bi yazıyorsunuz? 0 mühtoşem ve mü- i 1

Bu sayıdan diğer sayfalar: