!znur İshklal Mahkemesmde neler gordum Atatürk'e suikasdın tafsilâtı Ve İçyüzü ğ“"" g; R. Doktor Resuhi ve Hamdi Babanın muhakemeli 7 Ağustos cumartesi ü İş- tiklâl mahkemeşinde şaat 14 de muhakemata bi Doktor Resuhi bey maznuni mevkiine getirildi ve iki taraftg süngülü jandarmalar ahzi mevki etmiştir. Reis — Resuhi bey - kalkınız, siz atlen nerelisiniz? Maznun — İstanbullu. — İttihad ve Terakkiye ne va- kit karıstınız? Resuhi bey inkilâbdan sonra ka ağını, askeri doktor olduğunu, İttihad ve Terakkide hususi bir vazife almadığını, 326 da heyeti merkeziyeye intihab edildiğini ar- kadaşlarının Kemal, Baha Şakir, doktor Reşid beyler, Halil paşa ve daha bir kaç kişiden ibaret oldu- ğunu, heyeti Merkeziyeye Balkan Harbine kadar devam ettiğini ve harbe gittiğini, muharebe bittik- ten, Selânık teslim olduktan sonra İstanbula avdet ettiğini ve vir has tahaneye tâyin edildiğini ve sulh ten sonra 328 senesinde kon: intihabile merkezi umumiye olduğunu söyledi. — Harbı umumi esnasında mer- kezi umumi üzası ne gibi vazireler deruhte etti, bilhassa siz? — Mithad Şükrü beyle beraber gelen mektublara cevab vermek i- di. — Taşe mes'elesi hususunda a- lâkanız ne idi? — Bir alâkam yoktu. İaşe sıkın tısı vardı. İsmail Hakkı paşadan şikâyet ediliyordu. Bu şikâyetler meclisi umumiye arzedildi. Enver paşaya müracaat olundu. Fakat © İsmail Hakkı paşayı yerinden kaldırmadı. Kemal bey gayrı res- mi surette iaşeye karışıyordu. Ta- lât paşanın teklifi üzerine iaşe ne- zaretine girdi. Fakat Nazır oldu- ğu halde sözünü yine Hakkı paşa- ya geçiremezdi. — Aroda en ziyade memleket i- çin haizi ehemmiyet olan iaşe me- selesim şöyle hafifce geçt'k. — Ba meselede niçin ısrar edi- yorsun'ız? — Tatsilâtına vâkıf değilim. — Nicin vâkıf değilsiniz? Ka- ra Kemal sizin merkezi umumiye merbut değil mi idi? Ve onun bir hududu — salâhiyeti yok mu idi? Merkezi umumi ne yaptı? — Merkezi umumi bu salâhi: ti Kemal beye verdi. Bir takım yemekhaneler açtılar. — Kemal bu vazifeyi nasıl al- di? Vagon işleri, şeker işleri na- sil oldu? — Bu suretle arzettiğim gibi — Vagon, şeker işleri? — Onlarla merkezi umuminin alâkası yoktur. — Merkezi umumiden — Resuhi beye hitab ediyorum: — Umumi anlat, iaşeye masıl vaz'iyed ettiler? Onu anlat? — —. — .a ril âza dilmişti. zuubahis oluyordu. Senesi hatırım da değii, hattâ bizzat ben de bir günde iki üç misli artan fiyatları mevzvr: guldu. Cahid bey veis oldu. Hayırseverlik bahsı (Baştarafı 1 imcide) liye dokun geç.x dörler. Hersokli Arif Hikmet bey merhum Bibi hir rind adam bite Halil Efendi isminde birinin halinden şikâyet eyle- mesinden sinirlenmiş ve: Cevrsü- cefâsı dehrin bitmez Halil efendi. Bu çilleye tahammül itmez Ha- dil efendi. Lutfeyleyib de bâri burdan Hu- dâ gidersin Kendiliğinden asla gitmez Hali' efendi. diye Herifi kovmuştur. Herkese bol bol yardımlar eden Ve- Hi efenci namile meşhur Kazasker Ve- Tiyüdem efendi zade Emin efendi yaptı Bi iyilikleri kahırla yapardı Karısı doğurmak Üzere olan bir adamı sıki- Şik vaziyetinde bütün gece selâmlık- ta bekletir; Ramazanda âmaları ifta- ra çağırtarak onlara havuzun kenarın da teravih namazı kıldırır; dalkavuğu na Afuslos sıcağında kürk, Zemheri- 4 hilâli gömlek giydirirdi. Bu itibarla yılbaşı gecesi zevk eden Bu gece sarfettiğini bir hayır rl» demek hiç doğru değildir. Yılbaşı gecesi istediği gibi eğlenmek İçin bir okadarını da bir hayır cemiye- tine vermek «gönülsüz bir cereme çal b işine ve nseyi No tenkid etimeli, 'e de orkturmalı; verirso verir, vermez 60 vernuz. Sadece «ile verirsen elinli Ve.> deyip geçmeli. O gider senin- Tefrika No. 141 — Mahalle ve fırınlarda ekmek tevzlatına dikkat ve nüfusa göre tevzi yaptırıyorlardı. Bunun doğ- l'%olmmiılı anlaşıldı. Talât paşa! «Bu böyle olmaz!» dedi Kemal beyi işşe nazırı yaptılar. — Ekmekten artan par nve- den geldi, nasıl alıp veriyorlardı? — Efendim üzerimde bir vazife yoktu. Bilmiyorum. —-Senin bildiğimi soralım, me: ihtikâr nasıl teşekkül etti? — O vakit 20 veya 30 kişiden mürekkeb bir komisyon teşkil e- Ortalıktaki buhran mev- ahis ettim, Bunun üzerine böyle bır komisyon teşkili konu- «Dok- tor Nâzım ile sen de âza ol!» de- diler bir nizamname yapıldı. — Nasıl oldu da bu teşekül et- ti. Tekrar anlat? — Bunun sebebi ayni günde patiska ve ayakkabı gibi şeylerin bir kaç misli fiyatlarla arttırılma- sı üzerine mevzuubahis oldu. — Bu sizin vazifeniz mi idi? — Efendim meclisi umumi ver- di. — Bunun için mercii aidi yok mu idı? Demek doktor - Nâzım, sen ve Cahid bey mes'eleyi halledecekti- niz? — Bir kanun yaptılar, mallar Zincirleme tarikile elden ele geçi- yordu. — Anlat, fakat biriniz gazetç- ci, ötekmiz doktor, men'i ihtikât- dan ne anlıyabilirdiniz? Ne mü- nasebetiniz vandı? — Bendeniz de söyledim: «an- lamam efendim> dedim amma 1s- var ettiler. (Bunun üzerine kâtib, merkezi umumi Hizamnamesini okudu.) Reis -Size Kara Kemalin vazife sini sorduk? «bilmiyoruz» dediniz, men'i ibtikâra nasıl karıştınız, de- dik «bilmiyoruz» dediniz. Size teiz rar soruyorum, siz tüccar mısınız? Nasıl men'i ihtikâra karışıyorsu- nuz? Dünyayı altüst ettiniz hak- kınızda kocaman bir dosya var. Zendim Cahid bey reis idi. Bunların cevabını verdi. Dâvaya da düştük ve sıyrıldık. — Siz köhne ve pis siyasetiniz- le sürüklene sürüklene buraya ka dar geldiniz, şimdi artık halledile- cek, merak etme. Vakıf meselesi nasıl oldu? (Resuhi bey vakıf —mes'elesini malüm olan şekilde anlatmağa haş ladı.) — Men'i ihtikârda ne kadar ça- lıştınız? — Dört beş ay çalıştık, ondan sonra Muhiddin beye devredildi. — Ayda ne alırdınız? — Hiç bir şey. — Bumun merkezi umuminin va zifesi olduğunu şimdi — anladınız. Harbi Umuminin neticesi ne oldu? — Bitdiğimiz şekilde felâkete müncer oldu. — İstifa masıl oldu? — Birak abla, bunlar sevino yaş- larıdır. Bir iki dakikaya kadar kızın sana gülümsiyecektir, olabilirsin, öyle değil mi Metin? Genç adamın heyecanı o kadar açıktı ki, Turhan, bu sualiyle, onu da daldığı Alemden ayırmak, ayakla rını yere bastırmak istemişti, Metin cevab vermeden başile amcasını tas dik etti. İçi, sevinçle — karışık bir ci İle doluydu, Verdanın büyük mu vaffakıyeti ile mesuddu amma, bu dakikada omu kolları arasında tut- mamak acım o kadar derindi ki, bu saadet hissini -gölgeliyordu. Nihayet Verda ağır ağır — başını kaldırdı, annesine ve Metine gülüm sedi: — #ürgeçti değil miz İçinde büyük bir hafiflik duyu . yordu şimdi, En güç bir imtihan - dan başarı İle kurtülan bir. talebe ancak buna benzer bir hafiflik rahatlık düyabilir. — Kurtuldum. dinleneceğim. Bu “kelimeler ağzından çıkmamış- tı amma, kendi kendine düşündüğü şeyi Kadriye hanımın müşfik kalbi anlamıştı — Artık bir müddet dinlenecek- sin kızım. Haline bak! Kimseyi din femem vallah. n az Dir ay seni pl- Şimdi bir zaman yanondan uzaklaştıracağım. Malü « mun olsun, 'Turhan heyecanını — şakacı bir tavır altında gizlemeğe çalıştı: OKUYUCU YORKİ — Belediyenin muhtelif dilek ve şikâyet.ere cevabları Belediye makine ve sanayi Şubesi urüdürlüğünden : «Yeni Sabal gazetesinin 1812047 tarihli müshasında | | «Vali Yüti Kırdar'a açık mektub> başlı intişar e- den yazı incelenmiştir. Bu yazıda — bahis mevzuu olan | sokaklar halk — mümessilleri | tarafından, ehemmifet derç- | celerine göre tesbit ve ıwi yılı büdeesinden yapılmak ü- zere teklif edllen ihtiyaç ve dilek hstesine dahti değlidir. Bununla beraber bu yollarım imkân uisbetinde tümirine ça lışılacaktır. * Eyüb — kaymakamlığı — ve belediye şubesi müdürlüğün- den: «Yeni Sabah» gazetesinin 18.12.1047 tarihli müshasın- da «belediyenin dikkat naza- rına» buşleğile intişar —eden yazı incelenmiştir. Bu yazıda Otakçılarda, — Münzevilaşla eaddesinin çamurlu ve gece- leri de karanlık olduğundan sikâyet edilmektedir. Halbaki bu sçkağın 604 metre uzunluğunda ve 8103 metre murabbandan ibaret olan âdi kaklırımı sökülerek 1947 yılında yapılmıştır. Bu bakımdan sokağın — çamurlu olduğu haklanda iddia vârid değildir. Halk üllekleri " meyanında bulunan bu sokağın lâmbası da 1948 yılı zarfında konula- caktır.» * Belediye iktisad işleri mü- dürlüğünden: «Yeni Sabah gazetesinin 23.12.1947 tarihli — nüshasın- da «Şimdi de kamyonların nes'elesir başlığile in- incelenmiştir. Kurvçeşme kömür nakliya tını yapan makliyecilerin, be- lediye seyrüsefer talimatına göre sükün ve imtizam dalıi- dinde çolışmalırının temlni İ- gin buplar hakkında sıra esa- 41 tatbik mevküne konulmuş ve bu usüle riayet etmeleri şartile bir takım müracaatla- rın çalışmalarına müsaade e- dildiği anlaşıtmıştır. Halen araba ve kamyon is keleleri — hakkında — t yapılmakta olup genel mec- lisce verilecek nihai karara göre muamele yapılacaktar. — Bulgaristan bozulmuştu. O zaman Almanyadan bize haber göndarılmiş, eğer sulh teklifi olur sa bizden ayrılabilirsiniz. demişler biz de sulhü yapmak için yeni bir kabine lâzım geldiğine kani olduk. — Bunlar uzun. Şimdi siz kong renin kararını söyleyiniz? — Bız karar vermedik, kongre- de istifa ettik. Kongre sonra «Te- ceddüd» fırkasına inkılAba karar vermiş. — Kongrenia nihayetine kadar bulunmadınız mi? —Hayır, çünkü biz istifa etmiş- tik. — Firar ettin desene!... — Hayır efendim, o sonra ol du. (Devamı var; goo Aşk ve his romanı ——— YENİ SABAR DAHiLi Devlet teşki Bir teşkilâtın hüküm müteessir hale gelmemesi ve âzami tasarruf temini içi Devlet toşkilâtının iktisadi gart« Jara intibak edecek bir halde işle - mesini temin maksadile — Bakanlar Kurulunca bir komisyonun çalışma- lara başladığı evvelce yazılmıştı. Büyük bir islahat plâmı içerisinde mütalea olunan yeni teşkilât — geklim de bilhassa kırtasiyeciliğin kaldırıl- ması ve muamelâtı. kolaylaştırmak ön plânda gelmektedir. Bundan başka, taşkilât içenisinde azami tasarruf yapmak, açık memu riyetlere fuzuli tâyinlerden — sakın- mak ve masrafları en asgari hadde indirmek de ehemmiyetle ele alın - mıştır. ——— — L_AARİFI'E Bir hukuk âlimi şehrimize geliyor l e Blayte e Profesör muhtelif şehirlerde iconferanslar verecek Sellder Tuluz Hukuk Fakültesi esas teş- kilât Hukuku Profesörlerinden And re Haurlou bugün tayyare ile şehri- mize gelmek üzere memleketinden hareket etmiştir. Ayni zamanda, Fransa Çumhuri- yet Meclisinde âza olan Profesör; birinci ve ikinci konferansını, Salı 've Perşembe günleri saat 15 de İş- tanbul Hukuk Fakültesi birinci sını fında, üçüncü konferansını da Ou ma günü yine ayni saatte Hukuk Fakültesi üçüncü sınıfında verecel| tir. Prof. Andre Hauriou, muhteme| len Ankarada da iki konferâns ve| recektir. Sömesir usulü kabul olunuyor İktisat Fakültesi Profesörler he yeti, «Sömestir usulü> — üzerindeki| tetkiklerini bitirmek uzeredir. Usulün, bu yıl içinde behemahal tatbik edilmesi muhtemel görülmek| te; kararın yakında talebeye tebliğ edilmesi beklenmektedir. Dişcilik okulu Fakülte haline konacak Öğrendiğimize göre Dişçilik oku lü gelecek ders yılında Fakülte ha line inkilâb edecek ve İstanbul Üni versitesine bağlanacaktır. Osman Cemalin ölüm ydı mü- nasebetiyle yapılan anma töreni Değerli muharrir ve gazeteoj Os- man Cemal Kaygılının ç yıl Önce, hayata gözlerini yumması münâüse) betile, dün sagt 16 da Eyüb Halke vinde, bir anma töreni yapılmıştır. Müharrir Reşad Fevzi Yüzüncü| merhumun hayatından ve eserleri- 'nin değerinden bahsetmiş; mun çocukluk arkadaşı B. hâtıralarını nakletmiştir. — kolu tarafından merhumun kendi eseri olan «Üfürükçü» plyesi oynan| mıştır. latı daha îaal bir hale getiriliyor et değişikliklerinden n çareler aramıyor Verilen haberlere göre, komisyon bu arada devlet teşkilâtının hükü- met değişikliklerinden mütecasir ol- Miyacak bir sistemle işlemesi husus larını müzakere ve tesbit etmiştir. | Bu maksadla vazifeli olarak geh- rimize gönderilmiş bulunan — müfet- tişler devlet dnirelerinde tedkiklere başlamışlardır. Diğer taraftan öğrendiğimize gö - re; hükümet parti programına uy - gün olarak yalnız ana sanayil dev- letin elinde bırakacack, diğer sana- yli husust teşebbüslere terkedecek « tir. MÜTEFERRİK Prenses Dürrüşehvar BEelbaşi — Bu akyam Panamerikan uçağı ile Karaşiye gidiyor Kh satü Üç günden beri şehrimizde bulu- nan Prenses Dürrüşehvar, bu gece Pan—Amerikan yava yollarına ait bir uçakla Karaşiye müteveccihen şehrimizden ayrılacaktır. Pronses Bürrüşehvar, ilk fırsatta memleketimize geleceğini, ve İs- tanbulda on beş gün — kalacağını söylemektedir. Yusuf Ziya Erzin döndü Bir müddet evvel Bakanlık tara fından çağrılan ve yaş haddini dolduranların listesini götüren Dev let Denizyolları Umum Müdürü Yu suf Ziya Erzin, bu sabah şehrimize gelmiştir. 'Ulaştırma Bakanlığınca Ameri- kâya yollanmağa karar verilen Yu ssuf Ziya Erzinin bu ay içinde hare ket etmesi muhtemeldir. Alacak yüzünden arkadasını yaraladı FHadıköyürnde Yeldeğirmeninde, 'Yavuz Türk sokağında 43 numara da oturan Raşit, Söğütlüçeşme cad desinde 247 sayılı evde oturan Meh- med Çınarla bir alacak meselesin- den dolayı kavgaya tutuşmuştur. 'Bu eşnada bıçağını çeken Meh- mod, arkadaşını göğsünden yarala 9 18 içinde de verimli bir çalışma yapılacak gel Çalışmalarile parlak neticeler el de eden İlimiz Sıtma eşkilâ | tarun bütün hazırıkların, tam, yarak yeni yıl çalışmalarına başla diğı haber alınmıştır. | Şehrimizde üstün başarısına ya-| kinen şahit olduğumuz genel sürfe ve sinek savaşında (280482) kilo çe- şitli lâunisit, (2129) kilo derensekti sit madde sarfedilmiştir. Bu suret, le şehrimizde hiç bir sivrisinek şi- kâyetine meydan verilmemiştir. Köylerde de yaz mesaisine ilâva- ten 948 senesine hazırlanmayı istih daf'eden umumi muayeneye 1 £- kim 947 de başlanmış, 15 Aralık 947 ye kadar bu suretle İlimizin müca dedilmiştir. Bir sene için de tedavi edilenlerin sayısı (11130) a balığ ol makla ayrıca (13257) mevsim imtidadınca korunma teda visine alınmıştır. Önümüzdeki sene içinde alına- cak yeni tedbirlerle gerek köylerde ve gerekse bedeliye hudutl: deki sürfe ve sinek savaş işlerinde daha verimli neticeler elde e gi temin editmektedir. ——HLZH———— Saraypazarı soyuldu Bi Soyguncunun parmak izleri tesbit olundu — © Zy 'Dün sabah saat 45 da Beyoğ da Tünel caddesinde cüretkârai bir hırsızlık vak'ası olmuş, «Saray pazarır ismile anılan büyük mağa 1 için zanın vitrini meçhul bir şahıs tara fından kirılarak 500 Tira değerinde saat ve eşya çalınmıştır. Mağazanın 50 metre kadar yakı- nında polis noktası bulunduğu ve halde' böyle bir hırsızliık hâdise: nin vuku buluşu ve fatlinin meçh kalışı muhitte merak uyandırmış fır. Kırık camlardaki parmak nin tesbitile faflin takibine başları- mıştır. Dayak almaktan tevkif edildiler dele altında bulunan 191 köyünda| (74841) kişi birer birer muayene den geçirilerek geçen seneye maza- ran sıtmalı adedinde mühim ve şa-| yanı memnuniyet bir tenezzül kay | kişi bütün| caddede dalma devriyeler dolaştığı | Beyoğlunda Kuloğlu mahallesin- de Kocaağa sokağında «Lala- apari manının hissedarlarından Emine Ergün ile adamları İsmail Öze! ris Baş ve Ahmed Özeren kapı mil ile karısı Şaziyeyi dövmek ve eş yalarını sokağa atmaktan sanık 0- muştır. Raşit hastahaneye kaldırıl- muş ve suçlu yakalanmıştır. Meçhul bir şahıs tarafından atılan kurşun Beykuzda Çiftlik civarında bir ku lübede oluran 18 yaşında Sabahat tin dün #abah Süleyman tarlasın- gda ağaç keserken meçhul bir şahır tarafından atılan kurşunla ağır su- Tette yaralanmıştır. Yaralı derhal Rümme hastahanesine — koldıril- maş ve suçlu hakkında tahkikata başlanmışiır. Tefrika : 35 — Büyük Yalan İ — Bakalım hocası buna razı mı? — Ben hoca moca dinlemem. A- limallah kızımı aldım mi bir otele götürürüm, orada istediğim gibi ye dirir, içiririm, Artık sizde insaf de nilen şey kalmamış. (Motin halasına yaklaştı. — Yavaş yavaş müvazenesini bulmuştu: — Hakkınız var hala, Verda ada malkilh zayıfladı. Bir müddet — din. lenmesi Jâzım, “İkimiz elele — verir onu kendinden ve hocasından uzak. laştırırız. Turhan bir kahkaha attı: — Görüyorsun ya Verda, —halkın alkış sesleri henüz — kulaklarımızda çınlarken; çiçek kokuları henüz bur numuzda tüterken, zavallı piyanon, bir mumaralı, ban de 1 ki me maralı düşmanı olduk. Halbuki biz ikimiz elele verip ikinci, üçüncü ve sayısız konaerlere hazırlanmağa ka- rar vermiştik. Daha da ne projele- rimiz var bilseler! Verdanın Artık göz yaşları kuru- Mııaııeı_ Tahsin BERKAND müş, neşelenmişti, — Biz en büyük bayrama hazır- lanıyoruz. hocam. Fakat — şimdilik bizi birbirimizden — ayırmalarından evvel, bana vaadettiğiniz — ziyafeti isterim. Elimden kurtulamazaınız. — Hlbette. Cumartesi gecesi Park oteldeyiz. Davetlilerin Tistesini Me - tinle hazırlaramız, İstediğiniz kim - seleri seçin! Sözüm sözdür. * içinde — bocalarken Karanlıklar Zök kubbesi yarılmış, güneş — amığı ortalığı aydınlatmış gibi, Metin bir denbire — hakikati gördü; Verdanın şevdiği adam Bülendâi. Bu kanaat, iızgın bir demir halinde — göğsünün fistünü dağladı. Yalnızdılar. — Cumartesi - akşamki dâvet için arkadaş seçiyorlardı. Mo tin bir ara; — Bülend. dedi, yollamak Jâzım. Verda boşta bulundu, hafifce ki- zardı ve öfkeli bir sesla cevab ver- ona da bir kart di — Hayır, hayır, onu çağırmıya - cağız. Metin hayretle başını kaldırdı: — Niçin? Diyecekti. Onun gözle. Tini görünce austu. Her şeyi anla - muştı. Helecanım göstermemek İçin hemen önüne baktı. Kısaca: — BPeki... dedi we büyük bir irade ikuvvetile başka bir isim söyledi; fa ikat Verdaya soramadığı — enigin? onun beynine mıhlanmış kalmıştı. Bütün arkadaşlarını davet — ettiği halde neden Billendi. çağırmıyordu? Aralarında yeni bir gey geçtiği mu hakkaktı. Ancak bu eşey> in onları birbirinden uzaklaştırmasının sebebi neydi? Neden Verdanın göz bebek - lerine bu acı düşmüştü? Bir ara, ne olursa olsun, bunu ba na sormağa karar werdi, yine vaz- geçti, Verda istemiş olsa, onu ken- Gine dert ortağı yapardı. Zorla bu. nu yaptırmak gtilünçtü Hem Metin ikorkuyondu. Bu yarı şübhe vaziye- larak türmü meşhut mahıken verilmişlerdir. Dün yapılan duruşma sonunda 4 sanık tevkif edilmiş ve bazı şahit lerin celbi için celse talik edilmiş- tir. —H Brezilyadan şeker idhal edilecek | 1L OCAK 1048 ea |HER SABAH Bir yağıma Hasanın (böreği örneği dahal. ÜN sabah matbaaya ibir zat Belmiş, boni sormun, — Boktaş dü alıp doğruca bana getirdi. İri yarı, zlabros kesilmiş ak saçlı, ke- Sik bayaz biyikli, altmışlık bir. bahri- ye mütekaldi tipi. Deniz suyu serpin- tilorit> karışık boraların kavurduğu ve tunçlaşurdığı bir simada bir. çocuk safvat ve teslimiyeti ile ışıldıyan bir ÇİfL mavi göz tasavvur edin. İşte bir Benç kiz çekingenliği We —karşımdaki iskemleye oturan misafinimin size ka- Ba tasısk çizllmiş bir. rasmi. Mutad merasimden, yani kahve si- Bara ikramından sonra misafirim di- de gelörek dedi Ki — Ben mütokait bir. denizciyim. Buğünkü gazetenizde bir haber okür düm ) acaba ben mi yanlış anladımı, goksa 0 hâvadis mi yanlış yazılmış diye tahkike getdim. İhtiyar deniz kurdu bu sözleri söy- lerken cebinden itina ile bükülmüş ovir Yeni Sabah» çıkardı, açtı İkinci say- fadaki şu haberi parmağile işaret e- derek — kütlen bir sesle kere de siz yüksek obur musunuz? - ricasında hu- dundu Misafirimin gösterdiği haber şu idi: Ulaştırma Eakanlığının Amerikaya yolladığı heyet ——— Masrafları satın alınan gemilerin masrafından daha fazla ae Amerikadan satın alınan — gemi- lerin tamir ve tâdilâtına n mek üzere Ulaştırma Bakanlığı ta- rafından Amerikaya gönderilen ho- yetin, memleketimize çağırıldığı ma lümdür. Bakanlıkca — tutulan — hesablardan heyetin masrafı ile gemilerin tâdil ve tamirine sarfedilen meblâg, ge- milerin alış bedellerinden fazla ol- duğu anlaşılmıştır. Rakanlık, bu hesabları kontrol et- mek maksadile Devlet — Denizyolları Umum Müdürü Yusuf Ziya — Erzini Aberikaya' göndermeğe karar ver- igli en yüksek sesle okurkan onun yür zü gülüvor, derin ohlar çekiyordu. Kiraati bitirince: — Hamdolsun, dedi, demek ki çıldı: ran, aklını kaybeden ben değilmişin Çüknü bu haberi ilk okuduğum vakit akli müvazenemden şübheye düşmüs, bizdanbire delirdiğime — hükmetmiştini. Görüyorüm Ki döğrü okumuşüm ve aklından 2z0ru olan da, bin şükür, ben değilmişam!... Bu süzleri söyledikten sanra kendi tabakasından bir sigara daha ateşle- di we gözlerini gözlerime dikarek: — Fıkracı bey, dedi, biz mütekait- ler S00 yıllarda © kadar gıdasız kal- dık, he şeyden © derece mahrum ya- şamıya mahküm oldük. ki bu inanık maz haberle karşılaşınca çıldırdığını sanmışlım. . Yazılarınızı okuya okuya Biyaben sizi 0 hadar sevmiş ve hüküm derinizdaki Asahate © derece iman e- miş bulunuyorum Ki tâ Kasımpaşa- dan kalkıp buraya kadar geldim, bu haberi bir kere de Fıkracıya okutayım dedim. Ne dersiniz bu işe, Fıktacı bey oğlum? .. — Hongisine etendimi? Hey (Devamı Sa,, 5; Sü,, 1 de/ in ve Brezilyadan 375 kuruş fiyatla $e | —a ker şirketi tarafından idhal oluna- Fiyat uygun görüldüğünden şe- ker şirketi tarafından itbal oluna- cak şeker, yerli şekerle karıştırıl- dıktan sonra satılacaktır. tine bile mazı idi. Her şeyi açıkca öğrenirse onu büsbütün kaybedebilir di : — Jale ile birini de çağıracağım Metin. (Ne dersin? — yi olur. 'Seninle pek alükadar oldular. Metin farkında olmadan bu alel- Ade sözlerile Verdanın yarasını neş tetlemişti. Bvet; bütün arkadaş — ve, dostları anunla alâkadar — olmuşlar, etrafını almışlarken, yalnız bir Ki - şi, sözde en yakın olması Jâzım ge, len Bülend, anun konserine Kayıd - sız kalmıştı. Coşkunla Mümtaz bile çiçek “yol damışlardı. Kansere (gelmiyen, hat - tâ bir mazeret göstermek Nizumu - nu da düymayan yalnız Bülenddi; we işte Verda, hem bu —saygısızlığı hakkında ondan izahat #lmak, hem de çoktanberi tasarladığı «büyük ka rara» warmak maksadile onunla bu duşmak istemiş; © akşam dçin on - dan randevu almıştı. Esasen haftalardanberi, bir taraf tan konsere hazırlanırken, bir yân- dan da artık bu gizli — görüşmele bu kaçıp kovalamalara son vermel lüzumunu derinden derine düymak taydı. Bunu teksar tektar Bülende #öy- lemiş; ve hiç bir defa, kendi iste - Bile onünla buluşmamıştı. (Devamı var) Demokrat Parti vilâyet kong- resi ay içinde yapılacak D, P,İl kongresinin 17 Ocak da Kristal — gazinosu — solanlarında yapılması takarrür etmiştir. Bu münâsebetle, İl merkezince yapılmakta olan kongre hazırlık- ları bir iki güne kadar sona erecek tir. a Bir adam akıl hastahanesinden firar etti Akıl hastalığına müptelâ olduğu için hir müddetten >beri Bakırköy hastahanesinde yatan Rahmi adın- da biri üç gün önce hastahaneden fizar etmiştir. Rahmi dün Üsküdar da sarloş bir halde nâra atarak ge zinirken yakalanmıştır. — TAKYIN x« | OCAK 1948 , urı 5 M iR PAZAR Kasım 65 — ŞAY1 — GÜN H 37 12 41 J * Vakitler — Wasati — Ezan 4 .a© 24 22 47 o1 1 38 40 Güneş 1 Öğle İkindi Akşani Yatsı imsâk “ 28 aT 12 4 n 19 5