9 Ocak 1948 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

9 Ocak 1948 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e ği el SAYFA: 3 izmi; İstiklâl Mahkemesinde nerğ; gördüm? Atatürk'e suikasdın tafsilâtı ve içyüzü Yaran (, R S — Hiç malümatım yok. Çünkü bunun aleyhinde bulundum. Reis dokuz maddelik İttihnd ve Terakki programını kâtibden iste di ve program yazilı kâğıdı maz- nuna verdi. Reis — Bu yazı kimin dir? — Yazıyı tanımıyorum. — Maddeleri okudun mu? — Bunlarla alakağar değilin? — Ne zaman tertib edilmiş? — Bilmiyorum. — Cavid bey bu programın mad de madde bu içtimalarda tesbit e- dildiğini söylerse ne diyeceksiniz? — Yüzüme kanşı söyliyamez. Bendeniz öyle bir içtimada bulun- madım. Ben bir içtimada bulun- dum. Orada böyle bir şey olmadı. Bunu ne kimsenin elinde gördüm ne işittim. Maznun reisin suali üzerine Te- rakkiperver fırka teşkili için İstan lrılda Kara Kemalin temasları hak kında hiç bir şey bilmediğini, Ha- fiz Mehmedi, Abdülkadiri tanıma-, ğını söyledi. — Verdiğiniz cevablar menfidir. Çok şeyler biliyorsun, söylemiyor- sun. — Müsaade ediniz si yazısı- yliyeyim. Ben Gazi Paşa hazretlerine hür- met ve kıymeti daima izhar ettim. Sonra daha evvel Ziya Göiralp «Çanakkale» mecmuası çıkar'yor. Orada Gazinin resmi var. Bundan mülhem yazıyı bu resmin Aa!tına koymuştur. Yine bu Milli İktisad Bankası müdürü ile Bursaya arzı ta'zimata gidiyoruz. Ne kadar ri- yakâr olmalıyım ki ta'zimata gidi- yorum. Sonra Darilfünun mitingi- ne gidiyorum. Tel'in ve tenfir e- diyorum. Suikasd hareketini. — Ne demek istiyorsun bunlar- la? Ş — Demek istiyorum ki Gazi pa- şaya bu alâkayı gösteret bu ada- mın bu işlerle meşgul olması müm kün değildir. — Suikasdden kaç gün evvel Kara Kemale gittin? — Baküden sonra iki defa git- tim, Biri yazılan kitab cüz'ünü al- mıya diğer ikinci cüz'ü 'bıral — Bu kitab nerede tebyiz « yordu? —Sadeddinin odasında, — Kara Kemalle burada görüş- tün mü? — Bir defa rastgeldim. Ben Ba- küde Gazi paşanın menakibini neş rederken bunlar burada suikasdle meşgül imişler. Nasıl aralarında bulunabilirim. — Şimdiye kadar hiç bir müs- bet cevab vermedin. Hâlâ begi kan dırmıya calışıyorsun. Kara Kema- lin yazdığı nüshalardan yanında var mı? — Orada tek bir cüz vardır. Şimdiye kadar üç yüz sayfa ka- dar yazılmıştır. Kitab (1500) say- Cehennemler ve Zebâniler (Baştarafı J incide) hazır bulünabilmesi için İsviçre hükü- metinin onun hakkında verdiği (Hu- dud harici editme) kararını kaldırma- sı Yâzim gelmişti. Hattâ bir vakitler İtalyayı parmağının ucunda - çeviren bu adam, kendisine eHoş-Bgeldiniz> zi- yareti yapan polis müdürünü elinden kutup otel odasının penceresinin önüne getirmiş ve büyük köyrüyü — göstere- k: eMüdür efendi! demiş, *ben hu gehirde bakkal çıraklığı yaptığım za- man bir aralık İşsiz we parasız kalmış bu köprünün altında Üç gece geçirmiz- timt> Bunu bütün gazeteler — yardılar ve Mussoliniye bununla “hücum etmek kimsenin aklına gelmedi. 'Ne büyük Slimler, ne dühü san'at- kârlar, ne müdhiş İnkıfâboilar hayat Mmücadele için nelere katlanmağa mec- bur olmuştardır. Bir vakitler Fransa- (da #Zaferden *Evvel» adı İte çıkan bir Kitabda Pransız — akademisinden (Jan Mişpen) in Marsilya timanında gemi hamallığı yaptığını okumuştum. Uzağa gitmeğe ne hacet... Sovyetle- in Mmukadderatına Hükmeden “Mare- gal Btalinin siyasete atılmladan evvelki hayatı hakkında neler Okudük neler - girtikt 'Bugün —dünya v hale gelmiştir Ki bütün bu yazılan ve “Söylenen — sözler ir adamın siyasi varlığına tesir stmek Şöyle dursun bitâkis ona — yürüyeceki yolda ayrı bir kıymet veriyor. Cehenneme dönen vihanın zebanilere Whtiyacı varı Tefrika No. 139 Yâlik kadar. — Sadeddini nereden buldun? — O rica etti. İktisadiyatla meş gülmüş öğrenmek istiyordu. İki senedenberi yazıyor. Buürada müddeiumumi bey dedi ki: «Maznun eğer iktidar mevki- indeki hükümet yemin ettiğimiz terakkiyi ifade etmeseydi. Komite halinde kalacaktık, dedi. Bu mü- him bir noktadır. Demek ki kendi- leri iktidar mevklinde olmayınca komite halinde çalışacaklardı — Efendim maksadım o değil- di. — Komite oluruz diye bir sey ylendi mi — Hayır böyle bir şey söylen - medi. rine Hamdi Babaya «ne sun> diye söylediler o da «Böyle bir şey hatırıma gelmedi» deli. — O ictimada başka neler söy- lendi? Ve kimler söyledi? — Huzuru mahkemeye gelece- ğimi bilseydim hatıramda muhafa za ederdim. Fakat aradan bu ka dar zaman geçti. Üçüncü celse Burada celseye nihayet verildi. Üçüncü celsede Eyüb Sabri be - yin muhakemesine başlandı. Reis — Daha evvel İttihad Terakki fırkasında idiniz? — EBvet. — Balkan harbi eznasında Arna vudluğa giderken yakalandınız? vet. — Ondan sonra Ankaraya gel- diniz. — Evet. — Burada Millet Meclisinde â- za bulunduğunuz esnada haricde firari bulunan İttihad ve Terakki ricaliyle muhaberede bulundumuz mu? — Hayır, mektub aldım, fakat siyasi cereyanlar etrafında hir te masta bulunmadım. — Enver paşanın mektubundan bahsetmek istiyorsunuz? — Evet. — Bu mektublarda neden bah- sediyordu? — «Müdafaaya yardım editiz, Gazi ile birlikte yürüyünüz» di - yordu. — Küçük Tslât bey sizden bir talimat aldığını söylüyor. — Bizim müdafaa için çalıştığı mızi bunun - haricinde - fanliyette bulunmak doğru olmiyacağını yaz mıştım. diyor- ve atumda bir kongre top'an- mıştı. Bu arkadaşlar (Halk Şüra- lar fırkası) , (İslâm İhtilâl Ce - miyetleri) ve nihayet (İttihad ve Terakki) fırkasının tekrar meyda na çıkarılması etrafımda müzake - ratta bulunmuşlardı!. — Hattâ bu mesele etrafında malümat da vermişlerdi. Fakat, tamamile aklımda değil. — Nail bey ile bir talimat gel- miş ve bunun etrafında Şükrü, Ab dülkadir, Naim bey, Cevad — bey ve saire ile bunun kabili — tatbik olup olmadığı hakkında burada toplanıp müzakerede bulunmuşlar di (Devamı var) Bilâkis onu kendisine bir iInsan bilsin. Bu akşam ona: — Ben bugün Nurana gittim! Diyecek yerde: — Ben bir erkekle buluştum. O- Nu seviyorum, onunla evleneceğim. 'Demiş ölsa, bu hakikatin — hayatt €hemmiyeti ne kadar büyük olursa olsun onu bu derece hırpalamıya- caktı. 'Metin bilecekti ki Verda biri- mi seviyor, ibirile mes'ud oluyor. ve 'bu #aadetini, herkesten evvel, dost “Metine söylemek ihtiyacını duymal tadır, Halbuki, onu aldatmakla, onu ha. yatından İki türlü koymuş oluyor- duz Hem sevmiyor, hem de onu dost doğuna Jâyık görmüyordu. — Niçin? Metinden gizlemek istediği sır ney« di? Bugün Kiminle beraberdi? Genc adam, #igarasının dumanla- rına gömülerek Verdanın hoşuna gi- der sandığı bütün erkekleri birer bi. rer gözden geçirdi. Hiç birinin ls- tünde duramıyordu, —Hepsinde — bir imkânsızlık buluyordu. Senelerdenbe Ti tâ ilk kıskanclık duygülarını kal- binde hissettiği o meşhur Çamlıca gezintisi günündenberi bu kadar Ü- Züntülü saatler geçirmemişti. O za- man Verdanın -Bülende yaklaşması onu bir hayli hırpalamıştı amma Bgenc kız Avrupa seyahatinden dön. dükten sonra bu kıakanclığı tama- aile yatişmığtı Görünürde hargey Verdanın hâJâ Bülende kargı kayıd- en yakıa Yalnız benim itirazım üze- | OkUYUCU DiYORKİ — Deviet Demiryolların- dan bir şikâ,et Adresi mahtuz bir okuyu- zünn aşağıdaki mektu- | du aldi Hükümetimizin yoni çıkar- diği işçiler - hakkındakl ka- nun gereğince İşçi ve amele- lerin öline aldığı aylik tuta- an (60) Hirasından vergi- nin kesilmiyeceği — yayınlan- mıştı. Hususi müessese ve diğer resmi Mmüesseselerde — çalışan ve ameleler bu haktan tifade etmektedirler. Halbuki D. Demiryolları elerini bu baktan — mal bırakmıştır. Bu haktan İstifade neleler varken D. Demiryol ları ameleleri niçin — istifade etmesinler. Bu dileğimin ga- zateniz vasıtasile alâkalılara düyrülmasımı dilerim, | eden n 10.12.947 tarih sayısında — «Fabrikalarda para cezası dersi almağa mec buriyet var mıdır» başlığile kan yazı incelendi. 57 sayilı kanunun birin- ©i maddesi, işçilerinin mesle- ki bilgilerini arttırmak için urslar açmağa sınai mües- seseleri mecbur kılmaktadır. Bu kurslara devam mecburi- yeti kanunun 6 acı maddesi ve tedrisatın mes: mati hari ginde olacağı 3 üncü madde- sinde açıklanmıştır. Vine bu kanunun 6 mcı maddesi hük- müne göre kurslara devam etmiyen işçilerden ne mikdar ceza kesileceği ve Ekonomi Bakanlığının daimi teftiş ve mürakı Si altında — bulunan bu kesintilerin bir yıllık ye- künu nihayet subat de Ekonomi Bakanlı rine verileceği iş kanununun 30 uncu maddesinde — göste- rilmiştir. Müessesemiz kanunun bu hükümlerine büyük bir titiz- lik ile uymakta ve bu kabil kesinti paraları miadında ba- kanlık emrine tevdi etmek- tedir. İşbu açıklamanın güzeteni- zin ilk çıkacak nüshasının ay ni sayfa ve «ütununda ayni puntolu harflerle yayınlan- masını matbnat kanımunun werdiği hakka dayanarak di- deriz. azeti Piyasada durgunluk devam ediyor H Alâkalılar komşu memleketlerle yamlacak müzakerenin neticesinden ümidleniyorlar — Yeni yilm ilk günleri tdrâk edildi- Bi halde piyasada geçen yılın sonun. da başlıyan durgunlük hülen devam etmektedir, Durgunluğun ne zamana kadar sü receği bilinmemekle beraber, İlgili- ler Hükümetin komşu memleketlerle yapacağı ticart müzakereler müsbet netice verdiği takdirde iç piyasada da bir hareket olacağına İşaret et- mektedirler. Dolar sıkıntısı ve döviz azlığı de- Aşk ve his romanı mvevvwwwawvem> Tefrika : 33 alamıyan Harbden ve ticari münasebetleri. miz kesilmeden evvel Almanya ile idhalât ve ihracat klering #sası üze-| rinden yapılmakta ve taoirler getirte malın — bedelinden 9426 ini Merkez Bankasına ödemekte Idi, Fakat Almanya ile ticar! münase- betlerimiz kesilince tacirlerin getir- tecekleri mallar mukabilinde Markez | Bankasına yatırdıkları paralar gerl verilmemiş, bu vaziyet ilgilileri müş- | kül bir durüma düşürmüştür. Bankaya, alacaklı tacirler tarafın. dan yapılan şikâyetler menfi bir ge- | kilde cevablandırılmış ve aradan 3, sene geçmiş olmasına rağmen bu pa- ralar sahiblerine ödenmemiştir. Bu hususta malümatına müracaat ettiğimiz bankaca yetkili — bir zat şunları söylemiştir: — Klering esamı Üzerinden yapı- lan ticari münasebetlerde, Merkoz bankaları aracı bir rol oynar. Tacir, getirteceği malın bedelinden 9525 ini Bankaya yatırdıktan #onra para, gah cekleri iDLIYEDF Yedi aylık hâmile kadının katili — U 21 seneye mahküm olan katil vicdan azabı içinde Bir müddet önce Karagümrükte fe ©i bir cinayet işlenmiş, Ömer Tetik adında biri gece karanlığında evine, dönen Ayşe isminde 7 aylık hâmile bir kadına sarkıntılık etmiş we eme- line muvaffak olamayınca da biçg- ğını çekerek 7 yerinden bıçaklamak Buretile hâmile kadını öldürmüştü. İstanbul 1 inol ağırceza mahkeme- sinde yapılan duruşma sonunda azılı katil 21 sene ağır hapse mahıküm ol- muştur. n Sanık kararı dinlerken kriz geçir- miş ve: Adalete boyun eğmek Tazım, Ya- kat şunu bilin ki ben bu 'işi yapacak kadar âdi bir tnsan değilim> diye- rek salondün çıkmıştır. Henliz 30 yaşlarında bulunan Ö- mer Tetik koridorda kendisile görü- şen müharririmize şunları söylemiş- tir: — Ne kâadar bedbahit bir tnsanrm bilmezsiniz, Nâhak yere öldürüüğüm © genc kadının dünyaya kavuşması- 'na mâni olduğum çocuğu her an kan h biçağımı görünce adı, aa feryad ediyormuş gibi gözümün önüne geli. yor ve yüreğim parça parça eluyor. Cezaevi zindanlarında bu hayalin beni gıldırtacağından — korkuyorur, ©, hiç kabahati olmıyan va hantiz anasının rahmindan dünya — yüzüne gikmadlan 'kanlı bıçağıma kurban gi- den masumun ruhu muhakkak ki be- ni rahatsız edecek.> ——— ——— vam ettikce, komşu memlekettlerle ti Carl münasebs'ler takas yolile ya- | HILİ ' İerkez Bankasından paralarını | Bd Alâkalılar bunlar hakkında meclise bir tasarı verilmiş olduğunu ve bankanın bir karar veremiyeceğini bildiriyorlar pilacaktır. H ai li tüccarlar AL- alacaklı o- siyetini kaybedar. Ve bu paralar Mmanyadaki firmalardan lan tacirlere ödenir, | 'Tacirlerin pey olarak yatırdıkları ve bir gazetenin yazdığına göre ye | künu 26 milyona varan paranın Ö- denmeyiyinde suçlu, Merkez Banka-' S1 Geğildir, ve bu bir kanun işidir. İki hükümet tarafından teşkil edi- lecek bir heyetin idhalât ve ihracatı tamnif etmesi, kalf'i bir neticeye var- ması Jâzım gelmektedir. Bu heyet, henüz siyasi ve iktısa- di sebeblerden dolayı vazifelendirile. memiş ve tacirler üç yıl beklemeğe medbur — bırakilmışlardır. — Ankara, dan gelen haberlerden öğrendiğimize göre, büdoe müzakerelerinden evvel encümene bu İhususta bir kanun ta: sarım verilmiş bulunmaktadır. Meç- lisin dik toplantılarında bu tasarı Ü- zorinde müzakere yapılacağı ve kat't bir. neticeye varılâocağı bildirilmek- tedir, —mmm yaesag — — Z B_FLFDİYEDE Fırıncılar şirket kurdular ea Belediye ekmek kontrolü hakkında her gün rapor alıyor aüi İwtanbulda mevcad 200 ü müteca- viz frın sahiblertirin bölze bölge bir- leşerek irket Yuzacokları — evvelce bildir'imişti. 'Tün Beyoğ'u tölgesi fırıncıları Be- değiyeye müracrat ederek 72 yi mü- tecaviz firin sahilble. nin birleşerei bir Şirket vücuda getirdiklerini ve Tesmiyetlerinin kabul edilmesini iste- mişlerdir. Bundan başka Üsküdar ve Fatih Bölgeleri Yırıncılarıın da — girketler kurarak Belçdiyeye müracaat ettikleri | haber verilmiştir. Fırıncıları şirket haline gelmeleri alâkalı mahafilde bazı noktalardan, faydalı görülmekte ise de rekabetten uzak - bulundürülmüsi — cichetile de mahzurları olduğu anlaşılmaktadır. Haber verildiğine göre, “Belediye bu kabil şirketlerin murakabesi için bazı tedkikler yapmaktadır. HAlen Mmühtelif kaymakamlıklar mıntaka- sında kontrol edilen fırınların gün- lük Hateleri Belediye Reis Muavinliği 'tarafından bizzat tedkik olunmakta- dır, Etin serbest satılması teklifini Belediye reddetti Belediye toptancılar tarafından e- tin serbest bırakilması hakkındaki tekliflere dün muvafakat etmediğini bildirmiştir. Mucib —#sebeb olarak geçen yıl et #fiyatlarının alabildiğine yükaelişi ileni #ürülmekte ve ancak mavsim Gölayıaile fiyatlara bir mikdar zam, yapılacağı bolirtilmektedir. Belediyede İktıisad Müdürlüğü me murları hâlen yeni maliyet taahiti i- şile Mezbuhada meşgul olmaktadır- | Patrik Maksimos Sen Sinotl meclisi patriğin vazilesi başında olduğunu, bildirdi B .l Tatanbul Rum Patriği Maksimosun Mittükün “Gönüükten sonrü ae hatinin bozülimam ve — aylardanberi Heybelindada istirahate çekilmesi ü- | zerine, Patriğin istifa edeceği ve ye- rine Amerika Metrepolidi Atenago- rasın gatirileceği söylenmekte idi. Dün Patrikhanede toplanan 'Sen- Sinod meclisi ” Patrik - Maksimosun | vazifesi başında kalacağına — karar| vermiş ve ortada dolaşan rivayetle- | rin hakikatten uzak olduklarını bil- | Girmiştir. Patrik Maksimos, iyiloştikten son- ra vazifesine devam edecektir, Diğer taraftan Sen Sinod meclisi, yakında İstanbulda toplanacak Orto- | doks kiliseleri - kongresinin —asilsiz | olduğunu, böyle bir. kongrenin bahis mevzuu olmadığını İleri sürmüştür. U'aştırma Pa'ten'ığının ( merikaya yolladığı heyet —H Masrafları satın alınan gemilerin masrafından daha fazla a tamir ve tâdilâtına nezaret etmek ü- | zere Ulastırma Bakanlığı tarafından Amerikaya gönderilen heyetin, mem leketimize çağırıldığı malümdur. Bakanlıkca tutulan — hesablardan heyetin masrafı ile gemilerin tağil | ve tamirine sarfedilen meblâğ, gemi- lerin alış bedellerinden fazla olduğu anlaşılmıştır. Bakanlık, bu hesabları kontrol et- mek maksadile Devlet Demiryolları Umum Müdürü Yusuf Ziya Brzini Amerikaya göndermeğe miştir. H li ö Osman Kaygılının 2 üncü ölüm yödünümü Değerli mizah üstadı ve yerli ro- manın en iyi örneklerini veren mu- | karar — ver- & harrir Osman Cemal (Kaygilinin ibu- gün (9 Ocak) ölümünün 3 üncü yıl- dönümüdür. — Arkadaşımız hayatının en olgun çağında menhus bir hastalık yüzünden gözlerini haya- ta yummuştu. Osman Cemalin 3 Üncü ölüm yıl- | dönümü münasebetile, (10 Ocak cu- | martesi saat 16 da) Eyüb Halkevi tarafından bir anma töreni tertib e- dilecektir. Bu toplantıda Osman Ce- malin hayat ve eserleri anlatılacak, rahmetlinin <Üfürükçü» piyesinin Ü. güncü perdesi Eyüb Halkevi gencleri | tarafından temsil edilecektir. Tıb Derneği tarafından terti olunan Adana gecesi Millt Türk Talebe Birliği Tıb D neği târafından tertib olunan <Yur- dumüzü tanıyalım» serisi gösterile- finden olmak Üzere bugün Eminönü Halkevinde bir Adana gecesi hazır- Tanmıştır. Saat 20,80 da başlıyacak Olan bu toplantıda İsmall Habib —Adanaya dair tahassüs ve hâtıralarım anla- tacaktır. Mahalli türkülerin söyleneceği ibu toplantıya Aziz Şenses de iştirâk e- decek ve gece Adana menazırına da- yazıcılık lar, aA N SIz olduğu —zannını uyandırmakta d, Genc kız bütün emellerini piyano suna bağlamış — gibiydi. “Konsarine hazırlanıyor, gün yaklaştıkca heye- can ve titizliği artıyordu, Gergi Metin de bu son - aylarda kendi dersleri ve imtihanlarile meş. guldü, Verdayı her gün görememiş- t. Derslerinden ara bulduğu zaman- larda babasile istikbale ald projeler yapıyorlar, babasının ahbablarından olan bazı müteahhidlerle buluşuyor- lardı. Ancak, onun mazarında bütün bu projelerin ve çalışmaların — üstünde ve herşeye hâkim olan yine Verda 1dL. Metin ondan uzakta ilcan de yine onunla 'yeraberdi ve onun hayalın- daki, hislerindeki en ufak değişik. llkleri bile takib ettiğini zannetmek- to di Şimdi, birdenbire, yalnız bu emniyeti sarsılmamış, yeni bir Ver- da ile Kargılaşmıştı. Bu Verda onâ yalan söylüyordu. — Bugün ne yaptın? — Büyük Yalan — Muazzez Tahsin BERKAND Gibi alelâde bir soruya doğra 0e- vab vermek istemiyordu, — Bugün kiminle ve merede idi Soramadığı bu suali — dalikanlının beyninin iginde, kalbinde ve damar. larında, titremekte 4di. Ona dostlu- gunü, arkadaşlığını bile unutturan kimdi? Bunun Bülend olabilmesine pek Ahtimal veremiyordu. Hâdiseler bunun akaini göstermekte 1di, O hal- de kim? Yumruklarını sıktı. Müdhüş bir kıs kanclıkla sarsılmıştı, Birdenbire ka- rarını verdi: — Bunu anlıyacağım. — Zosbında onu takib edeceğim, Kiminle buluy- tuğunu öğreneceğim. Bu ikararını, ikendi gerefcini we iz. Zeti nefsini korumak (için, göyle tevi de etti: — Verdayı ümaye etmağe moo- burum. Bunu hem ona, 'ham de ha- lama borcluyum. Onun gibi bir gene Kızın yazlış bir adım #tmam Büyük Te I bir felâket olur. Karşımızda büyük bir misal, annesi var, Allah esirge- Bin! * Ötede Tuürhan, bir. koltuğa suzan. mış, gözlerini kapamıştı. Derin ibir hüzün, simsiyah bir perde halinde, ağır ağır Üstüne çöküyor, bu ağır- hıktan silkinmek için en ufak bir ha reket bile yapmağa üÜşeniyordu. Mü- cadele etmek meye yarıyacaktı? Bazı düygülarla — çekişmenin çok tehlikeli olduğunu, Turhan, senelerin verdiği tecrübelerle biliyordu. Bun- dar öyle hislerdir K, boşluğa brrakı. dan bir ağırlık gibi, har Saritya, “das ha, düha derirlere gömülür ve bu Sürat insanın başım döndürür. Bunun için Turhan —düşünmüyor, Güşünmek iatemiyor, 'tevekkül ve sü- künetle yaşamağa çalışıyordu, (Fa- Kat bazı dakikalar... Ah, o dakika- ların tüyler ürpertici korkunculğu... Hayır, TTurhan düşünmiyecek, kati- e — e e e —— —e —e ——— ir bir film gösterilerek sona erecek- tir. yen düşünmiyecek... 'Derin uçurumun! cazibesi çok müldhiş... Oraya bakar- ken başı dönüyor. Verda,. hayır, hayır, zinde bir kız... 'Bazan ona <Hocam!» Gderken, «Baba!» dememek için iken- disini güç tuttuğu belli,.. 'Turhan Gda, az zaman eveline ika- dar, onu Öz kızı gibi sevmekte idi, Bu acaib yılan, sinsi sinsi, onun kal bine kadar nasıl, ne wakit —sokdl-) Muştu? Ellisinde bir erkek, hayatı tanımış, insanları tanımış — tecrübeli: bir adam bu yılanı nasil ezememiş, onun ağır ağır içine süzülüşüne na-, sıil aldırmamıştı! Fakat 'bu isüzülüşte ne doyulmaz bir zevk vardı! Hem de ne kadar| Zarartız görünüyordu! 'Onun bir gün; kudurup zehirini akıtmağa başlıya- cağına kim Ahtimal werebilirdi? — Hocam! Verdanın sonun — boynuna) sarılışı, Turhanın da onün yüzünü, saçlarını okşaması ne kadar tabi- ddit Verdayı sevindirmek için ona gü- ZEl elbiseler, mantolar almak ne ka- Gar tabit İi? 'Damarlarında sanat ateşi yanan Verdayı sanat diyarına götürmek me Kadar tabit tdi! İşte bütün bu normal haller, bir. deribire, ters dönüvermiş, hiç — bek- lenmedik anda anormal oluvermişti. O, on seki- Derken, (Devamı var) YOCAK 1048 — |HER sâBAn| Zam tehinde bulunmuş Milletvekilleri ve blr hasta fıkrası eçen Aralık ayının yirmi bi Tinci günü, €Yeni Sabaha n baş Tarafında — şöyle nir yazı gıkmışi «WXurddaş, Devlet büdcesinin açık ve me murlara, emeklilere, dul ve yetim: Terle Birlikte bütün memleket bal- kının çok sıkıntıda bulunduğu bi zamanda, zaten dolgun olan aş ve yolluklarını arttırmayı düsü | müş ve bu işemey vermiş olarilar yi hiç birlal bir daha seçmemeğe —j rar ver ve bu isimleri unutma' Umuümi iztirab karşısında nefs Yislerini her geyin / üstünde gön * ilk iş olarak kendi aylık ve yolluki | rma zam yapılması lehinde oy kulk 'nan bazı vekillerimize bir daha det verilmemesini tavsiye eden bu cü vet üzerinden — henüz *bir. hafta bile geçmemişti Ki Adanadan ibir mektab geldi. 'Bu mektubda aynen şöyle de- nilmektedir 12947 tari in baş tarafınd nameli dâveti okudum. Ancak ay- lik ve yolluklarının — arttırili hakkında rey — verenlere bi reylerimizi vermememiz — içi vekâ: €Yeni Sahalır ki «Yurdı » Kore aSi bu zatları ni bilmemiz lâzım. Yoksuz. » ve buhran için- de kaven ği maaşın azlı- yüzü » ölan yavrakık nu ihmal mecburiyetinde kalan memuria (a günde — seksen kurüş yevmiye ile fabrikalarıla biçare ürk çocukl ba insan değillermi? Bu ıztırab ve sefaletlere hissiz kalıp kendilerini 1 selâm bile düşünenli vermemek için mümkünse bu zat- ların isimler şrediniz; hepimiz bilelim. Saygilar.» 'Doğru söze ne denir? Fakat bu oku- yucunun dileğini yerine getirmek icin de Meclisin 0 oturumunda — reylerini zam tehinde kullamanların, tam diste- sini bulup çıkarmak İcabediyor. Vakıli teklif aleyhinde oy — kullaran — Halk Partili, Demokrat ve taraffsız millet- vekillerinin isimleri “malüm. — Ancak oturumda nümevcud olanlar da var. Teklif aleyhinde Tey veren ”6G6) ite müsterikif kalan (3) miltetvekilinin - simleri, tam bir liste hatinde (24) A- ralık tarihli «Yeni Sabah> da gikti. Ancak isimleri bu Tistede bulunmuyan bütün milletvekillerinin tasarı lehinde oy verdikterini de kabul etmek nak- sızlık olur. Çünkü dediğim gibi, sa- dece © oturumda Ömevcüd bulunima- dıkları için ismi zamı aleyhinde bulu- nanların listesine geçmiş olmıyabi! Meselâ ateyhte rey kullanmıyanlar arasında Demokrat Parti milletvekili /Adnan Menderesin de ismi görünmü- yor. Şimdi bundan (O. P.) nn güler Yüzlü ve sevimli sözcüsünün de zanı dehinde olduğu mânasını mi çıkaraca- Biz. Bence lehte değil, aleyhte vey kuk danmış olanların isimlerinin bellenme- Si kâfi. Bu görüşümü ikuvvetlendicmek için Adanalı okuyucuma bir fikra nal dederek bu bahse bir son vereyim: Adamın biri ağırca hastalanır, he kim gelir, hastayı muayeneden son- raz — KHastalık ehenimiyetli hükmünü werir. Size yiyemiyeceğiniz şeyteri sa- yayım: Her nevi et, balik, zeytin ve sade yağlı sebzeler, basdılar, musakka dar, kavrulmuş sebzeleri de yiyemez- siniz, sonra yaş ve kuru meyvalaı Hasta mecalsiz kollarını havaya ka- dırarak : Kâfi doktorcuğum, der, kâfi. Siz yemiyeceğim şeyleri değil de yiyebi- ceğim şeyleri sayın, hatırda tutul- ması daha kolay olur. FIKRACI Rumen başkonsolosu gazete- cilerle yönüşecek Son günlerde, Rumen K — Yoslülk erkânı 'hakikında yapılan neşriyar- - bir kısmının yanlış olduğunu nazarı itibara alan İstaribul — Başkonsolosu M. Vonescu, ihafta üçinde (bir basın toplantım tertib ederek, son hâdise- ler üzerinde bir ikonuşma yapacak- tır. .errrrrrrrrrrrrrre. * TAKWİM * OCAK 1948 1363 Ruml üi K. evvel Gater / | «uma Kasım 68 — AY 1 — GÜN © Vakitler Vasati — Ezani B D. 5. L Güneş ı axn Öğle dürilü : 3 24 dİkindi 14 45 » 48 Akşanı 416 59. 12 — Yatsı lî 36 ı 38 İmsâk | 40 12 48

Bu sayıdan diğer sayfalar: